Sayı : B.09.1TKG061-045-02-11-805/ / /2011
Konu : Miktar fazlalıklarının idari
yoldan düzeltilmesi hk.
ÖZETİ: 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41 inci maddesinin uygulanmasına dair Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde; “yüzölçümü hatasının eksilme yönünde olması halinde 41. madde hükümlerine göre düzeltme işleminin yapılabileceği” şeklinde değiştirilebileceği hk.
İlgi: 17/10/2010 tarihli ve 10116 sayılı yazıları
I- GÖRÜŞ SORULAN KONUNUN ÖZETİ: Kadastro Dairesi Başkanlığı’nın ilgide kayıtlı yazısında; 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41. maddesinin uygulanmasını göstermek amacıyla yürürlüğe konulan Yönetmeliğin 9. maddesinde yer alan hükmün uygulamada ciddi sorunlara yol açtığı, 9. maddenin “bu maddede bahsi geçen yüz ölçüm hatalarının ve miktar fazlalıklarının ilgili kadastro müdürlüğünce düzeltilmesi ve beyanlar hanesinde belirtme yapılmak suretiyle düzeltilmiş yüzölçümünün tapuya tescil edilerek ilgililerine ve mahalli maliye kuruluşuna bilgi verilmesi” yönünde değiştirilmesinin düşünüldüğü belirtilerek konu hakkındaki Müşavirliğimiz görüşlerinin istenildiği anlaşılmakla gerekli inceleme yapılmıştır..
II- GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ: Kadastro Dairesi Başkanlığınca; uygulamada yaşanan tıkanıklığın giderilmesi için 3402 sayılı Kanunun 41.maddesinin uygulanmasını göstermek amacıyla yürürlüğe konulan Yönetmeliğin 9. maddesinin yüz ölçüm hatalarının ve miktar fazlalıklarının ilgili kadastro müdürlüğünce düzeltilmesi ve beyanlar hanesinde belirtme yapılmak suretiyle düzeltilmiş yüzölçümünün tapuya tescil edilerek ilgililerine ve mahalli maliye kuruluşuna bilgi verilmesi yönünde değiştirilmesinin uygun olacağı belirtilmektedir.,
III- İLGİLİ ULUSLAR ARASI HUKUK, ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI:
Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmünde olup, aynı Kanunun 21. maddesinde ise; kadastro çalışması sırasında, kayıt ve belgelerde yazılı miktara itibar edilmesi gereken hallerde kayıt ve belgeler değişebilen ve genişletilmeye elverişli sınırı ihtiva ediyorsa miktar fazlasının o taraftan ifraz edileceği, değişmeyen ve genişletilmeye elverişli olmayan sınırlı kayıt ve belgelere dayanan tespitlerde, miktara itibar edilmesi gerektiği takdirde, miktar fazlası zilyedin göstereceği taraftan ifraz edileceği ve zilyedin tespit sırasında hazır bulunmaması veya tercih hakkını kullanmaktan kaçınması halinde ifrazın, zilyedin yararına uygun düşen taraftan yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan; 3402 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan mülga 766 sayılı Tapulama Kanununun 1617 sayılı Kanunla değişik 33. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve beher parçasının yüzölçümü 20 dönüme kadar olan (20 dönüm, dahil) gayrimenkul, çekişmesiz ve aralıksız en az 20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini, belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla tevsik eden zilyedi adına kaydedilir.
Aynı şahsın yekdiğerine bitişik olup da, yüzölçümü toplamı '20 dönümden fazla bulunan müstakil parçalar üzerindeki zilyetliği ayrı ayrı sebeplere dayandığı takdirde, her parçanın yüzölçümü 20 dönümü geçmemek ve zilyetliğe ilişkin diğer unsurlar mevcut olmak kaydı iler bu parçalar zilyedi adına kaydedilir.
Yüzölçümü 20 dönümü geçen müstakil parçaların veya aynı şahsın ayrı ayrı sebeplere dayanarak zilyedi bulunduğu yekdiğerine bitişik ve yüzölçümleri 20 dönümü aşan birden fazla parçalardan her birinin 20 dönümlük kısmı, zilyetliğe ait 1 inci fıkradaki unsurların mevcudiyeti halinde zilyedi adına kaydedilir.
Bir tapulama bölgesinde, bu maddenin I, II ve III üncü fıkraları gereğince bir kişinin iktisap edebileceği gayrimenkullerin toplam büyüklüğü 50 dönümü geçemez.” hükmü,
Aynı Kanunun 38. maddesinde ise “Yukarıdaki maddelerin (33, 34, 35, 36 ve 37. maddeler) hükümleri dışında kalıp da tescile tabi olan gayrimenkuller Hazine adına tespit olunur.” hükmü,
766 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan mülga 5602 sayılı Tapulama Kanununun 6335 sayılı Kanunla değişik 13. maddesinin (D) fıkrasında “D) Bir kimsenin tapuda kayıtlı olmayan 20 dönümden az bir gayrimenkul üzerinde en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla aralıksız ve nizasız zilyetliği, belgelerle veya bilirkişi sözleriyle ve 20 dönümden fazla olan gayrimenkullerde ayrıca on yıl veya daha önceki vergi kayıtlarıyla sabit olursa, o gayrimenkul zilyedi adına,” hükmü,
5602 sayılı Kanuna 6335 sayılı Kanunla eklenen Ek maddede ise “Ek madde- Tapuda kayıtlı olmayan ve yüz ölçümü 20 dönümden fazla olan gayrimenkullerin gerek 5519 sayılı kanuna ve gerek fevkalâde iktisabı zamanaşımına dayanılarak umumi hükümlere göre tescili davalarında zilyetliğin on yıl ve daha önceki vergi kayıtlarıyla de sabit olması lâzımdır.” hükmü bulunmaktadır..
3402 sayılı Kadastro Kanunun 41. maddesi ise; “kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re'sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.” hükmündedir.
Öte yandan; 41. maddenin uygulanma esaslarını düzenleyen ve 20 Nisan 2006 tarihli ve 26145 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kadastro Sırasında Veya Sonrasında Yapılan İşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda Ölçü, Sınırlandırma, Tersimat Ve Hesaplamalardan Doğan Hataların Düzeltilmesine İlişkin Yönetmelik” in 15. maddesinde Orman, mera, kamu taşınmazları, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki genişletmeye elverişli yerlere sınırı olan taşınmazlar ile kadastrosu ya da kadastro sonrası sınırları hükmen belirlenerek kesinleşmiş olan parsellerdeki sınırlandırma hatalarının 41. madde hükümlerine düzeltilemeyeceği belirtilmiş,.
Aynı Yönetmeliğin değiştirilmek istenilen 9. maddesinde ise “tapu kaydı miktarına göre veya iktisap tarihindeki zilyetlik esaslarınca miktar üzerinden edinilerek sınırlandırılmış taşınmazlarda, tescilli duruma göre ortaya çıkan yüzölçümü hataları ve miktar fazlalıkları tespit edilmesi halinde, beyanlar hanesine belirtme yapılır ve hükmen çözüm yoluna gidebilecekleri hususunda ilgili taşınmaz maliki ve maliye kuruluşuna duyuruda bulunulur” hükmü yer almaktadır..
IV- DEĞERLENDİRME :Yukarıda yer verilen mevzuatın birlikte değerlendirilmesi neticesinde, her dönemde kanun koyucu tarafından, özellikle zilyetlik yoluyla mülkiyeti kazanılmış taşınmaz malların belirli bir miktar ile sınırlandırıldığı, tarihi süreç içerisinde getirilen değişik miktarlardaki bu sınırlandırmalardan fazla bir zilyetlik durumu söz konusu olduğunda, bu miktar fazlasının belgeye dayandırılması gerektiği, aksi takdirde getirilen sınırlamanın üzerinde zilyet olunan kısmın Maliye Hazinesi adına kayıt edilmesi gerektiği anlayışının benimsendiği görülmektedir.
Yine anılan mevzuatta, önceki kayda dayanılarak ve miktar esasına göre yapılan tespitlerde genel itibari ile fazla zilyet olunan (uygulanan kayıtta belirtilen miktardan fazla) kısmın kesilerek Maliye Hazinesi adına tescil edileceği esasının benimsendiği görülmektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesinin uygulamasına yönelik olarak çıkartılan Yönetmeliğin değiştirilmek istenilen 9. maddesinde de, yukarıda yer verilen anlayışa paralel bir düzenleme yapılarak, tapu kaydı miktarına göre veya iktisap tarihindeki zilyetlik esaslarınca miktar üzerinden edinilerek sınırlandırılmış taşınmazlarda 41. maddeye göre düzeltilme yapılması uygun görülmemiş ve böyle bir durumda, ilgililerinin durumdan haberdar edilerek, hak kaybı iddiasında olanların sorunu hükmen halletmesi konusunda uyarılması öngörülmüştür.,
İlgi yazıda, her ne kadar, Yönetmeliğin 9. maddesinin uygulamada ciddi sorunlara yol açtığı belirtilmekte ise de, tapu kaydı miktarına göre veya iktisap tarihindeki zilyetlik esaslarınca miktar üzerinden edinilerek sınırlandırılmış taşınmazlarda, ilgi yazıda belirtildiği şekilde 3402 sayılı Kanunun 41. maddesine göre re’sen düzeltme yoluna gidilmesi durumunda (özellikle miktar artışı söz konusu olduğunda) tapulama (yada kadastro) çalışmasının yapıldığı tarihte meri mevzuata göre mülkiyeti edinilemeyen bir taşınmazın, mülkiyetinin edinilmesi söz konusu olabilir ki, böyle bir düzenlemenin ise, zilyetlik yoluyla mülkiyeti kazanılmış taşınmaz malların belirli bir miktar ile sınırlandırılması kuralına aykırı olacağı ve bu değişikliğin kamu yararına uygun düşmeyeceği ortadadır.
Örneğin fiilen zeminde kullanılan miktarın esas alınıp, 41 madde hükümlerine göre düzeltme yapılması durumunda, 3402 sayılı kanunda yer alan 40/100 dönüm sınırlamasının veya 766 sayılı Kanunda yer alan 20 dönüm sınırlamasının aşılması yada bu kanunlarla getirilen sınırlamaların işlevsiz kalması ihtimal dahilindedir.
V- SONUÇ :Yukarıda belirtilen nedenlerle, tapu kaydı miktarına göre veya iktisap tarihindeki zilyetlik esaslarınca miktar üzerinden edinilerek sınırlandırılmış taşınmazlarda, tescili duruma göre ortaya çıkan yüzölçümü hataları ve miktar fazlalıklarının veya eksikliklerinin düzeltilmesi ile ilgili olarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41 inci maddesinin uygulanmasına dair Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde (aynı Yönetmeliğin 15. maddesi hükmü saklı kalmak üzere);,
“Yüzölçümü hatasının eksilme yönünde olması (yani tapu kaydında yazan tescilli miktarın zeminde kullanılan miktardan fazla olması) halinde 41. madde hükümlerine göre düzeltme işleminin yapılabileceği” yönünde,
Tersi durumda yani “zeminde kullanılan alanın tapu kaydında tescilli miktardan fazla olması halinde 41. maddeye göre bir düzeltme yapılmayıp bu tür durumlarda Yönetmeliğin 9. maddesinin mevcut haliyle uygulanacağı” yönünde değişiklik yapılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-11-701/ …/…/2011
Konu : Lisanslı Bürolar hk.
KADASTRO DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
İlgi; 19/08/2011 tarihli ve 8060 sayılı yazınız.
I-GÖRÜŞ SORULAN KONU:
İlgide kayıtlı yazınız ile Zonguldak İli 6705 Nolu Kdz Ereğli Lisanslı Bürosunda faaliyet gösteren 78 Nolu Lisanslı Mühendis tarafından ilgi yazı ile tarafından yapılan yola terk dosyası ile ifraz dosyasının kontrolü için Zonguldak Kadastro Müdürlüğüne başvuruda bulunduğu ancak müdürlük tarafından Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmelik ve 2010/13/1706) sayılı Genelge hükümleri doğrultusunda sadece kadastro teknik hizmetlerinin lisanslı bürolar tarafından yapılabileceğini ifade eden ve net olmayan bir yazı ile cevap verildiği, yapılan işlemlerin Danıştay 8. Dairesi 10/12/2010 tarih ve E.2010/7453, K.2010/8003 sayılı kararlarına aykırı olduğu Danıştay kararlarına uygun açık ve anlaşılır bir yazının tarafına verilmesi talep edildiği belirtilmiştir.
5368 sayılı Yasanın Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun 1. maddesinin 2. fıkrası; “Kadastro teknik hizmetlerinden tescile tâbi olmayan işlemlerin yapım ve kontrolü, tescile tâbi olan işlemlerin yapım sorumluluğu lisanslı harita kadastro mühendislik bürolarınca yerine getirilir. Ancak, kamu kurum ve kuruluşları ile lisans sahibi harita ve kadastro mühendislerinin diğer kanunlar ve ilgili mevzuata göre hak, görev ve yetkileri devam eder.” hükmüne amir olup Kanununun uygulanmasını düzenleyen Yönetmeliğin 3. maddesi 1. fıkrası b bendi; “Kadastro teknik hizmetleri: Kadastro Müdürlüklerince yürütülmekte iken Kanunla lisanslı bürolara devredilen, tescile tâbi olmayan, aplikasyon, parselin yerinde gösterilmesi ile tescile tâbi olan, cins değişikliği, arzî irtifak hakkı tesisi veya terkini ve birleştirme işlemlerine yönelik talebe bağlı hizmetleri” hükmü ile söz konusu kadastro teknik hizmetleri tanımlanmıştır. Söz konusu Yönetmeliğin 33. maddesi 2. fıkrası; “…Kanun ve bu Yönetmelikte getirilen yükümlülükleri yerine getirmekten alıkoyan hiçbir yükümlülük altına giremez.” hükmüne amir olup adı geçen Yönetmeliğin 48. maddesinin 2. fıkrası; “Lisanslı büro çalışma mekânlarında, bu Yönetmelikte belirlenen hizmetler dışında iş yapılamaz.” ile 50. maddesi 2. fıkrası; “Lisanslı büroda görev yapan personel, ihaleli işlerdeki personel listesinde gösterilemez ve lisanslı büro yetki alanı dışındaki işler ile bu Yönetmelikte belirtilen görevler dışında çalıştırılamaz.“ hükümleri ile de lisanslı büro mekânı ve personelinin Yönetmelik ile hükme bağlanan işler dışında kullanılamayacağının hüküm altına alındığı, olmakla birlikte konunun yargıda olduğu da düşünülerek ve ileride idare adına herhangi bir cezai uygulamaya neden olmamak için Başkanlıklarınca değerlendirilerek uygulamaya yön verecek Müşavirliğimiz görüşlerinin istenildiği anlaşılmakla gerekli inceleme yapılmıştır.
II- GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ:
Söz konusu Kanun ve Yönetmelik hükümleri birlikte değerlendirildiğinde lisanslı mühendislerin kadastro teknik hizmetleri dışındaki işleri mühendis sıfatıyla ve lisanslı mühendislik hizmetlerini yerine koymaktan alıkoyacak yükümlülük altına girmeyecek şekilde yapabilecekleri ancak bu işler için lisanslı büro mekânını ve lisanslı büro personelini kullanamayacağı yönündedir.
III- İLGİLİ ULUSLAR ARASI HUKUK, ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI :
Bilindiği üzere; 5368 sayılı Yasanın Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunun 1. maddesinin 2. fıkrası; “Kadastro teknik hizmetlerinden tescile tâbi olmayan işlemlerin yapım ve kontrolü, tescile tâbi olan işlemlerin yapım sorumluluğu lisanslı harita kadastro mühendislik bürolarınca yerine getirilir. Ancak, kamu kurum ve kuruluşları ile lisans sahibi harita ve kadastro mühendislerinin diğer kanunlar ve ilgili mevzuata göre hak, görev ve yetkileri devam eder.” şeklindedir.
Anayasanın 138. maddenin son fıkrası; “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” şeklindedir.
Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmeliğin 3. maddesi 1. fıkrası b bendi; “Kadastro teknik hizmetleri: Kadastro Müdürlüklerince yürütülmekte iken Kanunla lisanslı bürolara devredilen, tescile tâbi olmayan, aplikasyon, parselin yerinde gösterilmesi ile tescile tâbi olan, cins değişikliği, arzî irtifak hakkı tesisi veya terkini ve birleştirme işlemlerine yönelik talebe bağlı hizmetleri” şeklindedir.
Anılan Yönetmeliğin “Görev ve yetkileri” başlıklı 31. maddesi “(1) Lisanslı büro, Kanun ve bu Yönetmelikte belirlenen kadastro teknik hizmetlerinden, tescile tâbi olan işlemlerin yapımı ile tescile tâbi olmayan işlemlerin yapım ve kontrolünde görevli ve yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu Yönetmeliğin 33. maddesi 2. fıkrası; “…Kanun ve bu Yönetmelikte getirilen yükümlülükleri yerine getirmekten alıkoyan hiçbir yükümlülük altına giremez.” hükmüne amirdir.
Aynı Yönetmeliğin 48. maddesinin 2. fıkrası; “Lisanslı büro çalışma mekânlarında, bu Yönetmelikte belirlenen hizmetler dışında iş yapılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yine aynı Yönetmeliğin 50. maddesi 2. fıkrası; “Lisanslı büroda görev yapan personel, ihaleli işlerdeki personel listesinde gösterilemez ve lisanslı büro yetki alanı dışındaki işler ile bu Yönetmelikte belirtilen görevler dışında çalıştırılamaz.“ şeklindedir.
IV- DEĞERLENDİRME : 5368 sayılı Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunun 1. maddesi; “Bu Kanunun amacı, kadastro teknik hizmetlerinin yerine getirilmesini sağlayacak lisanslı harita ve kadastro mühendislerinin faaliyet, denetim ve sorumluluklarına ve kuracakları harita ve kadastro bürolarına dair esas ve usûlleri belirlemektir. Kadastro teknik hizmetlerinden tescile tâbi olmayan işlemlerin yapım ve kontrolü, tescile tâbi olan işlemlerin yapım sorumluluğu lisanslı harita kadastro mühendislik bürolarınca yerine getirilir. Ancak, kamu kurum ve kuruluşları ile lisans sahibi harita ve kadastro mühendislerinin diğer kanunlar ve ilgili mevzuata göre hak, görev ve yetkileri devam eder.” şeklinde düzenlenerek lisanslı harita ve kadastro mühendislerinin faaliyet alanı nelerden ibaret olduğu açıkca belirtilmiştir.
Bilindiği üzere kadastro teknik hizmetleri, kadastro Müdürlüklerince yürütülmekte iken Kanunla lisanslı bürolara devredilen, tescile tâbi olmayan, aplikasyon, parselin yerinde gösterilmesi ile tescile tâbi olan, cins değişikliği, arzî irtifak hakkı tesisi veya terkini ve birleştirme işlemlerine yönelik talebe bağlı hizmetlerdir.
5368 sayılı Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun ve Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmeliğin yukarıda belirtilen maddelerinde lisanslı harita ve kadastro mühendislerinin görev alanları düzenlenmiştir. 5368 sayılı Yasanın Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunun 1. maddesinin 2. fıkrası; “Kadastro teknik hizmetlerinden tescile tâbi olmayan işlemlerin yapım ve kontrolü, tescile tâbi olan işlemlerin yapım sorumluluğu lisanslı harita kadastro mühendislik bürolarınca yerine getirilir.” şeklindedir.
Hatta anılan Kanunun 1. maddesinin 2. fıkrasına göre lisanslı harita kadastro mühendislik bürolarınca yerine getirilen işlemlerde, kamu kurum ve kuruluşları ile lisans sahibi harita ve kadastro mühendislerinin diğer kanunlar ve ilgili mevzuata göre hak, görev ve yetkileri devam etmektedir.
Kadastro Dairesi Başkanlığının 13/09/2011 tarihli ve 8520 sayılı yazısında; “..Ancak, uygulamanın doğal sonucu olarak ortaya çıkması durumları dışında kalan cins değişikliği işlemleri ile içerisinde ayırma yola terk gibi işlemleri barındırmayan (münferiden yapılan) birleştirme işlemlerinin Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmeliğin ile kadastro teknik hizmetleri arasında sayılması nedeniyle lisanslı bürolar tarafından yapılması gerekmektedir.” şeklindedir.
İlgide kayıtlı yazınız eki dilekçede belirtilen Danıştay 8. Dairesinin 10/12/2010 tarih ve E.2010/7453 sayılı kararı ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/06/2011 tarih ve E.2011/181 sayılı kararı ile yine Danıştay 8. Dairesinin 24/12/2010 tarih ve E.2010/8003 sayılı kararı ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/06/2011 tarih ve E.2011/94 sayılı kararlarından bahsedilmekte olup bu davalarda İdaremiz davalı olmayıp davalarda taraf olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası tarafından mevzuatlarında engel bir durum yoksa kararların uygulanması sureti ile lisanslı mühendislere serbest mühendis olarak faaliyetlerini sürdürmek üzere büro açmalarına izin verilmesi halinde serbest mühendislik bürosunda ifraz ve yola terk işlemelerinin yapılabileceği değerlendirilmektedir.
5368 sayılı Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun ve Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmelikte, kadastro teknik hizmetlerinden tescile tâbi olmayan işlemlerin yapım ve kontrolü, tescile tâbi olan işlemlerin yapım sorumluluğu lisanslı harita kadastro mühendislik bürolarınca yerine getirileceği şeklinde düzenlemeler mevcut olup yola terk, ifraz gibi tescile tabi işlemlerin lisanslı bürolar tarafından yapılmasına engel getirilmemekle birlikte anılan Yönetmeliğin 3. maddesi 1. fıkrası b bendinin; “Kadastro teknik hizmetleri: Kadastro Müdürlüklerince yürütülmekte iken Kanunla lisanslı bürolara devredilen, tescile tâbi olmayan, aplikasyon, parselin yerinde gösterilmesi ile tescile tâbi olan, cins değişikliği, arzî irtifak hakkı tesisi veya terkini ve birleştirme işlemlerine yönelik talebe bağlı hizmetleri” şeklinde düzenlenmesi nedeni ile ifraz ve yola terk gibi işlemler Lisanslı büroların görevi dışına çıkarılmıştır.
V- SONUÇ : Lisanslı harita kadastro mühendislerinin görev alanları 5368 sayılı Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun ve bu Kanunun uygulanmasını gösteren Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmelikte belirtilmiş olup, anılan Yönetmeliğin 3. maddesi 1. fıkrası b bendinin; “Kadastro teknik hizmetleri: Kadastro Müdürlüklerince yürütülmekte iken Kanunla lisanslı bürolara devredilen, tescile tâbi olmayan, aplikasyon, parselin yerinde gösterilmesi ile tescile tâbi olan, cins değişikliği, arzî irtifak hakkı tesisi veya terkini ve birleştirme işlemlerine yönelik talebe bağlı hizmetleri” şeklinde düzenlenmesi nedeni ile ifraz ve yola terk gibi işlemler Lisanslı büroların görevi alanı dışında bırakıldığından, lisanslı mühendislerin lisanslı büro mekanında yola terk ve ifraz işlemlerini yapamayacağı ancak yukarıda belirtilen davalarda taraf olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası tarafından yargı kararlarının uygulanması zorunluluğu nedeni ile, lisanslı mühendislerin, serbest mühendis olarak faaliyetlerini sürdürmek üzere büro açmalarına izin verilmesi suretiyle serbest mühendislik bürolarında ifraz ve yola terk işlemlerini yapılabilecekleri sonucuna ulaşılmaktadır.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-11-706/ / /2011
Konu : İ.Ş.
KADASTRO DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
İlgi: 20/09/2011 tarihli ve 8730 sayılı yazınız.
I- GÖRÜŞ SORULAN KONU:
Kocaeli İli, İzmit İlçesi, 4104 nolu Lisanslı Büroda faaliyet gösteren 222 nolu Lisanslı Mühendis İ.Ş., milletvekilliği süresince yasal hakkı saklı kalmak kaydıyla, lisanslı büro faaliyetlerinin durdurulması talebine ilişkin olarak Müşavirliğimiz görüşünün bildirilmesi talep edilmektedir.
II- GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ:
Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları sınavının, Ankara 9. İdare Mahkemesinin 11/02/2011 tarihli ve E.2010/309, K.2011/237 sayılı kararıyla iptal edildiği, karara karşı temyiz yoluna gidilmiş olmakla birlikte, kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülebilmesi ve devam eden yargı süreci sebebiyle, faaliyette olan lisanslı büroların, yapılacak sınav tekrarı sonrasındaki yerleştirme işlemlerine kadar çalışabileceklerine idaremizce karar verildiği belirtilmektedir.
III-KONUYLA İLGİLİ ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE
DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI:
Kadastro teknik hizmetlerinin yerine getirilmesini sağlayacak lisanslı harita ve kadastro mühendislerinin faaliyet, denetim ve sorumlulukları ile kuracakları harita ve kadastro bürolarına dair esas ve usuller, 5368 sayılı Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri Ve Büroları Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir.
Lisanslı harita kadastro mühendislik bürosu açacaklarda aranacak genel ve özel şartların 10 (on) bent halinde sayıldığı 5368 sayılı kanunun 2. Maddesinin birinci fıkrasında, “ Lisanslı harita kadastro mühendislik bürolarının açılıp işletilmesi, münhasıran lisanslı harita kadastro mühendislik sınavında başarılı olarak lisans sahibi olanlara ait...” olduğu belirtilmekle birlikte, Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları sınavının, Ankara 9. İdare Mahkemesinin 11/02/2011 tarihli ve E.2010/309, K.2011/237 sayılı kararıyla iptal edilmiş, kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülebilmesi ve devam eden yargı süreci sebebiyle, faaliyette olan lisanslı büroların yapılacak sınav tekrarı sonrasındaki yerleştirme işlemlerine kadar çalışabileceklerine idaremizce karar verilmiştir.
Lisanslı Harita Kadastro Mühendislik sınavda başarılı olanların, lisanslı harita kadastro mühendislik bürosu açmaya hak kazanacakları ve bu unvan adı altında mesleklerini icra edebilecekleri Kanunun 3. maddesinde ifade edilmiştir.
Sınavda başarılı olmuş ve Kanunun öngördüğü genel ve özel şartları taşıyan harita kadastro mühendislerinin, Kanunun öngördüğü faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan lisanslı harita kadastro mühendislik bürolarının Kuruluş, Görev, Lisans Verilmesi ve Denetim, Yemin ve Sorumluluk, Yasaklar ve ilgili diğer hükümler Kanunun 4, 5, 6, 7 ve 8. Maddelerinde ayrı ayrı düzenlenmiştir.
“Lisansın İptali” kenar başlığını taşıyan Kanunun 9. maddesinde de, “ Lisans; a) Lisans sahibinin isteği, b) Lisanslı harita kadastro mühendislik bürosu açmak için bu Kanun'da veya Yönetmelikte belirtilen şartların kaybedilmesi veya bu şartları taşımadığının sonradan anlaşılması, c) 4 üncü madde hükmü kapsamında iptal cezası verilmesi, hallerinde iptal edilir.” denilmektedir.
Lisanslı harita kadastro mühendisleri ve bürolarının çalışma usul ve esaslarını belirleyerek, kadastro teknik hizmetlerinin yerine getirilmesini sağlamak ve uygulamayı yönlendirmek amacıyla çıkartılan ve 05/05/2008 tarih ve 26867 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri Ve Büroları Hakkında Yönetmelikte de; Lisans Sınavının Esasları, Lisans Sınavını Kazanarak Başarılı Sayılanlardan İstenecek Belgeler, Lisans Belgesi Verilmesi, Lisans Belgesi standardı, Lisanslı Mühendislerin Eğitimi ve yedeklik ile ilgili hususlara açıklık getirilmiştir.
Lisans Belgesi Verilmesi’ne ilişkin hususların düzenlendiği Yönetmeliğin 22. maddesinde, “ (1) İdarece, lisanslı büro kurmaya hak kazananlara, yatırılması gereken teminat tutarı ve ilgili banka ile hesap numarası tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren başvurması ve İdarece hazırlanan "Lisanslı Harita Kadastro Mühendisi" belgesini 30 gün içinde zimmetle alması zorunludur.
(2) Bu sürede lisans belgesini almayanların lisans belgesi iptal edilir. Lisansı iptal edilen yerler için, yedeklerin yerleştirilmesindeki hükümler uygulanarak lisans verme işlemleri tamamlanır.” hükmüne,
Yedeklik ile ilgili olarak Yönetmeliğin 25. maddesinde, “ (1) Lisanslı mühendislerden talep ettiği yerlere yerleştirilemeyenlerin yedeklik hakları üç yıl süre ile geçerlidir.
(2) Yedekte olanlar, sınav başarı puanı esasına göre değerlendirilir.
(3) Puanların eşitliği halinde; Mesleki Deneyim Değerlendirme Formundaki değerlendirme kriterlerinden sırasıyla, kadastroya yönelik yaptığı görev ve işler, hizmet süresi, eğitim düzeyi, yabancı dil düzeyi puanları fazla olanlar dikkate alınarak sıralanır. Sıralamada yer alanlar, sınav başarı puanlarının duyuru tarihinden itibaren üç yıl içinde İdarece ilan edilecek lisanslı bürolar için lisans başvurusunda bulunabilir.
(4) Yaş sınırı nedeniyle boşalacak yerlerin ilanı altı ay öncesinden yapılır ve yedeklik sırasına göre lisans verilir.
(5) Yedekte olanlara, yedeklik sırasına göre lisans verilmesi durumunda yedeklik hakları düşer.
(6) Yedekte olanlar, adres değişikliklerini İdareye bildirmek zorundadır. İdarece yapılacak tebligatlar bu adrese yapılır. Bu adrese yapılan tebligat, geçerli tebligat sayılır.” hükmüne,
Lisansın İptal Edilmesi’ne ilişkin Yönetmeliğin 53. maddesinde de, “ (1) Lisans;
a) Lisans sahibinin iptal isteği,
b) Bu Yönetmelikte veya Kanun'da belirtilen lisans alabilme şartlarından birinin kaybedilmesi veya bu şartları taşımadığının sonradan anlaşılması,
c) Bu Yönetmeliğin 9 uncu, 11 inci veya 46 ncı maddesi kapsamında sürekli iptal cezası verilmesi,
ç) Bu Yönetmelikte belirtilen süre içerisinde geçerli ve kabul edilebilir özre dayanmaksızın lisans belgesinin teslim alınmaması veya çalışmaya başlamaması,
d) Lisans sahibinin 67 yaşını doldurması,
e) Lisans sahibinin ölümü
hallerinde İdarece iptal edilir.
(2) Lisansı iptal edilenler, arşiv belgelerini ilgili kadastro müdürlüğüne devreder.
(3) Birinci fıkranın (a) bendi dışında lisansı iptal edilenler, yapılacak lisans sınavlarına giremezler. “ hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, 3069 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği İle Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun’un 2. Maddesinde, “ Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda, özel gelir kaynakları ve özel imkanları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmi veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler. Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi, Meclisin kararına bağlıdır.” denilmektedir.
IV-DEĞERLENDİRME:
Kocaeli İli, İzmit İlçesi, 4104 nolu Lisanslı Büroda faaliyet gösteren 222 nolu Lisanslı Mühendis İlyas Şekerin, milletvekilli olarak seçilmesi nedeniyle, milletvekilliği süresince lisansının iptal edilmeyerek, bu hakkının saklı tutulması talebine ilişkin olarak; adı geçenin de katıldığı ve lisans belgesi aldığı sınavın Ankara 9. İdare Mahkemesinin 11/02/2011 tarihli ve E.2010/309, K.2011/237 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması ve idarenin de sadece faaliyette olan lisanslı büroların yapılacak sınav tekrarı sonrasındaki yerleştirme işlemlerine kadar çalışabileceklerine karar vermiş olması karşısında, İlyas Şekerin olmayan lisans belgesine dayanılarak hak iddiasında bulunması da hukuken olası değildir.
Ancak, İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması olasılığı da göz önünde bulundurularak; adı geçenin talebi ile ilgili olarak, gerek Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun’da ve Kanunun uygulamasına ilişkin Yönetmelik ile ilgili diğer kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde;
Lisanslı Harita Kadastro Mühendisi olarak faaliyet bulunan adı geçenin, milletvekili seçilmesi nedeniyle, 3069 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşmayan lisanslı büro faaliyetlerini bırakması gerektiğinde tereddüt bulunmamaktadır.
Ancak, “Lisanslı Harita Kadastro Mühendisi” belgesinin verilmesi, buna ilişkin büroların kurulması ve işleyişi, lisansların iptali ile yedeklik hakkına ilişkin esaslar Kanun ve Yönetmelikte açık olarak ifade edildiğinden, herhangi bir yere yerleştirilerek, (adı geçen 4104 nolu Lisanslı Büroda 222 nolu Lisanslı Mühendis olarak yerleştirilmiş) lisanslı büro faaliyetlerinde bulunan lisanslı mühendisin, 3069 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği İle Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun hükümleri gereğince, kendi isteği ile faaliyetlerini sonlandırması nedeniyle, İdare tarafından lisansının iptal edilmesi gerektiği, Kanunun (9/a) maddesi ve Yönetmeliğin 53. maddesinin (1/a) bendinde ifade edilmiştir.
Bu nedenle, 5368 sayılı Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri Ve Büroları Hakkında Kanun’da konuya ilişkin olarak özel bir düzenleme yapılmadığı sürece, milletvekili seçilen lisanslı bir mühendisin, milletvekilliği süresince lisans hakkının saklı tutulması mümkün görülmemektedir.
V-SONUÇ :
Kocaeli İli, İzmit İlçesi, 4104 nolu Lisanslı Büroda faaliyet gösteren 222 nolu Lisanslı Mühendis İlyas Şekerin, milletvekilli olarak seçilmesi nedeniyle, milletvekilliği süresince lisansının iptal edilmeyerek, bu hakkının saklı tutulması talebine ilişkin olarak; adı geçenin de katıldığı ve lisans belgesi aldığı sınavın Ankara 9. İdare Mahkemesinin 11/02/2011 tarihli ve E.2010/309, K.2011/237 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması ve idarenin de sadece faaliyette olan lisanslı büroların yapılacak sınav tekrarı sonrasındaki yerleştirme işlemlerine kadar çalışabileceklerine karar vermiş olması karşısında, İlyas Şekerin olmayan lisans belgesine dayanılarak hak iddiasında bulunması da hukuken mümkün görülmemektedir.
Ancak, lisans sınavının iptali yönünde verilmiş idare Mahkemesi kararının üst mahkemede bozulması halinde de; adı geçenin, 3069 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği İle Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun hükümleri gereğince, kendi isteği ile lisanslı büro faaliyetlerini sonlandırması, İdare tarafından lisansının iptal edilmesi gerektiği sonucunu doğuracağından, milletvekilliği süresince lisans hakkının saklı tutulması yönündeki talebin karşılanmasının mümkün olmadığı düşünülmektedir.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-11-707/ / /2011
Konu : Zam ve Tazminatlar Hak.
İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
ÖZETİ: Tapu müdürlüklerinde görev yapan Kadastro Teknisyeni ve Tekniker unvanındaki personele zam ve tazminat ödenmesi hakkında mütalaa.
İlgi: 24/10/2011 tarihli ve 2989 sayılı yazınız.
I-GÖRÜŞ SORULAN KONUNUN ÖZETİ: İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığının ilgi’de kayıtlı yazısında, tapu müdürlüklerinde sözleşmeli personel olarak görev yapmakta iken 632 sayılı KHK ile bulundukları müdürlüklere Teknik Hizmetler Sınıfındaki Kadastro Teknisyeni ve Tekniker unvanlarına atamaları yapılan personelden, mesleği ile ilgili bir üst öğrenimi bitirenlere bitirmiş oldukları üst öğrenim ile alakalı olarak ödenecek zam ve tazminatların ne şekilde ödeneceği hususunda Bölge Müdürlüklerinden gelen yazılar dan da anlaşılacağı üzere tereddüde düşüldüğü belirtilerek, konu hakkında Müşavirliğimiz görüşünün bildirilmesi istenmektedir..
II- GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ: Teknik Hizmetler Sınıfında Kadastro Teknisyeni ve Tekniker unvanındaki personelin tapu müdürlüklerine atanmaları ve görevlendirilmelerinin kendi talepleri dışında, personel ihtiyacı dikkate alınarak re’ sen yapıldığı, bu nedenle hangi birimde görev yaparlarsa yapsınlar, mesleki üst öğrenimi bitirenlere, bitirdikleri öğrenim düzeyine göre zam ve tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
III-İLGİLİ ULUSLAR ARASI HUKUK, ANAYASA, KANUN, TÜZÜK,
YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI:
1982 Anayasası’nın 128. Maddesinin 2. Fıkrası; “ Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.(Ek cümle: 5982 - 7.5.2010 / m.12) Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.”
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 35. Maddesi;
“II - TEKNİK HİZMETLER SINIFI:
Bu Kanunun kapsamına giren kurumlarda meslekleriyle ilgili görevleri fiilen ifa eden ve meri hükümlere göre yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar, mimar, jeolog, hidrojeolog, hidrolog, jeofizikçi, fizikçi, kimyager, matematikçi, istatikçi, yöneylemci (Hareket araştırmacısı), matematiksel iktisatcı, ekonomici ve benzeri ile teknik öğretmen okullarından mezun olup da, öğretmenlik mesleği dışında teknik hizmetlerde çalışanlar, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi veya bölümlerinden mezun şehir plancısı, yüksek şehir plancısı, yüksek Bölge Plancısı, 3437 ve 9/5/1969 tarih 1177 sayılı Kanunlara göre tütün eksperi yetiştirilenler ile müskirat ve çay eksperleri, fen memuru, yüksek tekniker, tekniker, teknisyen ve emsali teknik unvanlara sahip olup, en az orta derecede mesleki tahsil görmüş bulunanlar, Teknik Hizmetler sınıfını teşkil eder.”
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 45. maddesi; “ Hiç bir memur sınıfının dışında ve sınıfının içindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılamaz.”
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 146. maddesi; “ (Değişik: 1897 - 15.5.1975) Bu Kanunun birinci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren memurlar aylık, ücret, ödenek, hizmetle ilgili her çeşit ödeme ve bunların şekil ve şartları bakımından bu Kanundaki hükümlere, aynı maddenin ikinci fıkrası kapsamına giren memurlar özel kanunlardaki hükümlere tabidir.
04/6/2011 tarihli ve 27954 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Devlet Memurları Kanununun 4 üncü Maddesinin (B) Fıkrası İle 4924 Sayılı Kanun Uyarınca Sözleşmeli Personel Pozisyonlarında Çalışanların Memur Kadrolarına Atanması Amacıyla Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. Maddesinde “ 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 37- Kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatı ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışanlar ile yükseköğretim kurumlarının araştırma-geliştirme projelerinde proje süreleriyle sınırlı olarak çalışanlar hariç olmak üzere, 4 üncü maddenin (B) fıkrası ve 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca vizelenmiş veya ihdas edilmiş sözleşmeli personel pozisyonlarında bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte çalışmakta olan ve 48 inci maddede belirtilen genel şartları taşıyanlardan otuz gün içinde yazılı olarak başvuranlar, pozisyonlarının vizeli olduğu teşkilat ve birimde, bulunduğu pozisyon unvanıyla aynı unvanlı 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerde yer alan memur kadrolarına, bulunduğu pozisyon unvanıyla aynı unvanlı memur kadrosu olmaması halinde, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerde yer alan kadro unvanlarıyla sınırlı olmak ve sözleşmeli personel pozisyonlarına ilişkin vize cetvellerindeki nitelikler dikkate alınmak suretiyle Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığınca müştereken belirlenen memur kadrolarına, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış gün içinde kurumlarınca atanırlar.”
5/5/2006 tarihli ve 26159 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendi; “ I sayılı Cetvelin (B) ve (C) bölümlerinde yer alan zamlar ile II sayılı Cetvelin (C), (E) ve (F) bölümlerinde yer alan özel hizmet tazminatının ödenmesinde, anılan bölümlerde ayrıca belirtilen istisnai durumlar hariç olmak üzere, personelin işgal ettiği kadronun sınıfı ve kariyeri, esas alınır.”
2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4. maddesinin 1. fıkrası ile e) bendi; “Bu Karara ekli I, II ve III sayılı cetvellerde yer alan zam ve tazminatların ödenmesinde aşağıdaki esaslara uyulur:”
“Kurumların teknik ve sağlık hizmetleri sınıflarına ait kadrolarında bulunanlardan, bulundukları hizmet sınıflarına atanılabilecek mesleki bir üst öğrenimi bitirenlere, cetvellerde ayrıca belirtilen istisnai durumlar hariç olmak üzere, kariyerleri (mesleki üst öğrenimleri) esas alınarak zam ve tazminat ödenir. Kadroları teknik ve sağlık hizmetleri sınıflarında bulunanlardan, bulundukları hizmet sınıflarından bir kadroya atanılamayacak herhangi bir üst öğrenimi bitirenlere ise bitirdikleri üst öğrenimden dolayı zam ve tazminat ödenmez.”
2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6. maddesi; “Zam ve tazminatların ödenebilmesi için, I, II ve III sayılı cetvellerde gösterilen personelin, kadro unvanı ile kariyer ve yürüttüğü görevin gerektirdiği hizmetleri kanunların öngördüğü durumlar saklı kalmak üzere fiilen yapması zorunludur.”
2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 13. maddesi; “ Zam ve tazminatların ödenmesine esas olmak üzere;
a) Bu Karar ve eki cetvellerin uygulanmasından doğacak her türlü sorunu çözüme bağlamaya Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine, Maliye Bakanlığı,
b) Bu Kararda yer almayan kadro ve unvanlar için, ekli cetvellerde bulunan benzeri kadro ve unvanları dikkate alarak emsal kadro ve unvanlar tespit etmeye; mahalli idareler için İçişleri Bakanlığı aracılığıyla, diğer kurum veya kuruluşlar için ise ilgili kurum veya kuruluşlarca doğrudan, Devlet Personel Başkanlığından alınacak görüş üzerine Maliye Bakanlığı, yetkilidir..”
2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ekinde yer alan I Sayılı Cetvel, İş Güçlüğü, İş Riski, Teminde Güçlük ve Mali Sorumluluk Zammını düzenlemekte olup, (B) Teknik Hizmetler Bölümüne ayrılmıştır.
Yine aynı Bakanlar Kurulu Kararında Özel Hizmet Tazminatının yer aldığı II sayılı cetvelinin (E) Teknik Hizmetler Bölümüne ayrılmış ve 6. sırasında, Teknik Hizmetler Sınıfına ait kadrolarda bulunan personelden; büro, atölye, ısı santralı, laboratuar, tesis (sosyal tesisler dahil), işletme, fabrika ve hizmet binaları dışında olmak şartıyla arazi, şantiye, inşaat, baraj, park, bahçe, maden, açık alanlarda kurulu tarım ve hayvancılık uygulama birimleri ve yol gibi açık çalışma mahallerinde fiilen çalışanlara (belirtilen mahallerde yapılan kontrollük hizmetleri dahil), çalışılan her gün için aşağıda gösterilen oranlarda ayrıca özel hizmet tazminatı ödenir. Faal durumdaki hizmet binalarının tadilat, bakım ve onarımı işleri açık çalışma mahalli kapsamında değerlendirilmez.” denilmektedir.
Maliye Bakanlığı tarafından 11/5/2006 tarihli ve 26165 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 160 Seri No’ lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin E- Uygulamaya İlişkin Ortak Açıklamalar Bölümünün 3. maddesinin 1. fıkrasında; “Kararın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde de belirtildiği üzere, kadroları teknik ve sağlık hizmetleri sınıflarında bulunan personelden, bulundukları hizmet sınıflarına atanılabilecek mesleki bir üst öğrenimi bitirerek, diploma veya çıkış belgelerini kurumlarına ibraz edenlere, intibak işlemlerinin yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, belgelerin kuruma ibrazını takip eden ay başından geçerli olmak üzere, ita amirlerinden alınacak ödeme onayı ile, cetvellerde ayrıca belirtilen istisnai durumlar hariç olmak üzere bitirilen aynı sınıfla ilgili mesleki üst öğrenimin karşılığı olan zam ve tazminatlar ödenecek, bunlar için ayrıca yıl içinde kontrol işlemi yapılmayacaktır.” denilmektedir.
Anılan Tebliğin E- Uygulamaya İlişkin Ortak Açıklamalar Bölümünün 4. maddesinde “Kararın 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, zam ve tazminatların ödenebilmesi için, Karara ekli I, II ve III sayılı cetvellerde gösterilen personelin kadro unvanı ile kariyer ve yürüttüğü görevin gerektirdiği hizmeti kanunların öngördüğü durumlar saklı kalmak üzere fiilen yapmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.” denilmektedir..
IV-DEĞERLENDİRME : Bilindiği üzere, memurların ve diğer kamu görevlilerinin aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği Anayasasının 128. maddesi ile güvence altına alınmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 35. maddesinde teknik hizmetler sınıfına kimlerin gireceği tek tek sayılmış ve yüksek tekniker, tekniker, teknisyen ve emsali teknik unvanlara sahip olup, en az orta derecede mesleki tahsil görmüş bulunanların, Teknik Hizmetler sınıfını teşkil edeceği hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 5/5/2006 tarihli ve 26159 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında, söz konusu kararın ekinde yer alan I sayılı cetvelin (B) bölümünde yer alan zamlar ile II sayılı Cetvelin (E) bölümünde yer alan özel hizmet tazminatının ödenmesinde, personelin işgal ettiği kadronun sınıf ve kariyerinin esas alınacağı ve personelin kadro unvanı ile kariyer ve yürüttüğü görevin gerektirdiği hizmetleri kanunların öngördüğü durumlar saklı kalmak üzere fiilen yapmasının zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Yine anılan Kararda, kurumların teknik ve sağlık hizmetleri sınıflarına ait kadrolarında bulunanlardan, bulundukları hizmet sınıflarına atanılabilecek mesleki bir üst öğrenimi bitirenlere, cetvellerde ayrıca belirtilen istisnai durumlar hariç olmak üzere, mesleki üst öğrenimleri esas alınarak zam ve tazminat ödeneceği açıkça ifade edilmiştir.
Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 160 Seri No’ lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde ise, kadroları teknik ve sağlık hizmetleri sınıflarında bulunan personelden, bulundukları hizmet sınıflarına atanılabilecek mesleki bir üst öğrenimi bitirerek, diploma veya çıkış belgelerini kurumlarına ibraz edenlere, intibak işlemlerinin yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, belgelerin kuruma ibrazını takip eden ay başından geçerli olmak üzere, ita amirlerinden alınacak ödeme onayı ile, cetvellerde ayrıca belirtilen istisnai durumlar hariç olmak üzere bitirilen aynı sınıfla ilgili mesleki üst öğrenimin karşılığı olan zam ve tazminatların ödeneceği düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, zam ve tazminat ödemesinde, personelin işgal ettiği ve fiilen çalıştığı kadronun sınıf ve kariyerinin esas alınacağı ve mesleki bir üst öğrenimi bitirenlere, üst öğrenimleri esas alınarak zam ve tazminat ödeneceği, 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ekinde yer alan II sayılı cetvelin Teknik Hizmetler Bölümünün 6. sırasında yer alan ek özel hizmet tazminatının ise hizmet binalarının dışında olmak şartıyla arazi gibi açık çalışma mahallerinde fiilen çalışanlara ödeneceği sonucuna ulaşılmaktadır..
Öte yandan, 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ve eki cetvellerin uygulanmasından doğacak her türlü sorunu çözüme bağlamaya Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
V-SONUÇ : Yapılan inceleme neticesinde, tapu müdürlüklerinde sözleşmeli personel olarak görev yapmakta iken 632 sayılı KHK ile bulundukları tapu müdürlüklere Kadastro Teknisyeni ve Tekniker unvanlarında atamaları yapılan personelden, mesleği ile ilgili bir üst öğrenimi bitirenlere bitirmiş oldukların üst öğrenimleri esas alınarak zam ve tazminat ödeneceği, kadastro dairesinde fiilen çalışan kadastro teknisyenlerine arazide çalışmaları nedeniyle ödenen ek özel hizmet tazminatının tapu dairesinde çalışan kadastro teknisyenleri açısından böyle bir çalışmaları olmaması nedeniyle ödenemeyeceği düşünülmektedir..
Bununla birlikte, tereddüde düşülen konu 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ve eki cetvellerin uygulanması ile ilgili olduğundan uygulamadan doğacak her türlü sorunu çözüme bağlamaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-11-807/ /10/2011
Dostları ilə paylaş: |