250
Üçüncü kuşak hakları doğuran etmenler arasında kültürel grupların kimliklerini koruma
çabası, bilimsel ve teknik ilerlemelerin yarattığı sorunlar ön plandadır. Üçüncü kuşak haklar
kapsamında değerlendirilmek üzere, bugüne kadar çeşitli haklar ileri sürülmüştür. Bunlardan
en bilinenleri şöyle sıralanabilir (Uygun 2011: 498; Tezcan vd. 2011: 77):
Kültürel kimlik hakları, çevre hakkı, gelişme hakkı, barış hakkı, insanlığın ortak mal
varlığına saygı hakkı, insani yardım hakkı.
Yukarıda da belirtildiği gibi insan haklarının hukuksal güvenceye kavuşturulması
bağlamında, birinci kuşak haklarda burjuvazi, ikinci kuşak haklarda işçi sınıfı belirleyici
olmuştu. Üçüncü kuşak hakların kimisi, kişiler, gruplar ve devletler kadar, sınıflar arasında da
bir dayanışmayı gerekli kılmaktadır. Birinci kuşak haklar burjuvaziyle aristokrasinin, ikinci
kuşak haklar işçi sınıfı ile burjuvazinin mücadelesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Üçüncü kuşak
haklar arasında yer alan kültürel kimlik hakları sınıfsal değil, bir kimlik mücadelesidir. Üçüncü
kuşak haklar, mücadeleden çok, çevrenin korunması, barışın sağlanması gibi amaçlar için tüm
toplumsal grupların dayanışmasını gerekli kılmaktadır (Uygun 2011: 498). Bu kuşakta yer alan
hakların, üçüncü dünya ülkelerinin baskısı sonucu gündeme geldiği ileri sürülmektedir
(Kaboğlu 1993: 29).
Dördüncü Kuşak Haklar
Dördüncü kuşak haklar, 20. yüzyılın sonunda, 21. yüzyılın başlarında bilim ve
teknolojinin ulaştığı düzeyin insan onurunun korunması bakımından yarattığı riskler sonucunda
ortaya çıkmıştır. Özellikle, bilgi ve iletişim teknolojisiyle biyoteknolojideki hızlı gelişmeler bir
yandan daha önce güvence altına alınmış hakların ihlaline yol açarken; diğer yandan insan
hakları kuramının dayanağı olan insan doğasını değiştirme potansiyeli de taşımaktadır.
Dördüncü kuşak hakların bilim ve teknolojinin olası kötüye kullanılmasına karşı insan
onurunun korunması amacıyla ortaya çıktığı söylenebilir. Uluslararası düzenlemeler dikkate
alındığında, dördüncü kuşak hakların en iyi düzenlenmiş iki örneğinin, kişisel bütünlükle kişisel
verilerin korunması olduğu görülmektedir (Uygun 2011: 498-499). Bunlara unutulma hakkını
da eklemek gerekir (Gözler 2017: 161). Büyük bir olasılıkla söz konusu haklar süreç içerisinde
uluslararası belgelerde, anayasalarda yer alacaktır. Dördüncü kuşak hakların, insan hakları
kuramında son durak olduğu söylenemez. Her çağın, her dönemin insan onuruna yönelttiği
tehditlerin farklılaşması, onurlu bir yaşamı güvence altına almak için yeni hakların ortaya
çıkmasına yol açacaktır (Uygun 2011: 498-499).
Dostları ilə paylaş: