11.1.4. Eşya Hukuku (Akıntürk 2015: 367-426; Bozkurt 2012: 140-142)
Eşya hukuku, kişilerin eşya üzerindeki egemenlik ve tasarruflarının nitelik ve türlerini,
onların bu egemenlik dolayısıyla diğer kişilerle olan ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır. Eşya
hukukunun konusunu büyük ölçüde ayni haklar oluşturur. Ayni haklar, eşya denen maddi
mallar üzerinde sahibine geniş yetkiler veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklardır. Eşya
hukukunun düzenleme konularından kimileri şunlardır: Ayni hak, eşya, zilyetlik, zilyetliğin
kazanılması ve kaybedilmesi, zilyetliğin korunması, tapu sicili, mülkiyet, paylı mülkiyet,
elbirliği mülkiyeti, taşınmaz mülkiyeti, taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, kapsamı,
sınırlanması, sona ermesi, taşınır mülkiyeti, sınırlı ayni haklar, irtifak hakları, intifa hakkı,
inşaat hakkı, kaynak hakkı, rehin, ipotek, hapis hakkı. Eşya hukukuna ilişkin kurallar Türk
Medeni Kanunun 683 ile 1027.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kişilerin birbirleriyle eşya
dolayısıyla olan ilişkilerini düzenleyen hukuk kuralları Türk Medeni Kanununda
düzenlenenlerden ibaret değildir. Bunun yanında birçok özel yasada da bu hususu düzenleyen
kurallar bulunmaktadır. 2644 sayılı Tapu Kanunu, 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine
Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu örnek
olarak verilebilir.
Eşya hukukunun konusuna üzerinde hâkimiyet kurulabilen mallar yanında kimi haklar
da girer. Maddi mallar üzerindeki en geniş kapsamlı hak, mülkiyet hakkıdır. Mülkiyet hakkına
sahip olan kimse (malik) malı üzerinde yasaların koyduğu sınırlar içinde kalmak koşuluyla,
dilediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir ve üçüncü kişilerin her türlü müdahalesini
engelleyebilir.
Mülkiyet hakkı, mutlak haklardandır buna bağlı olarak da malike, kullanma,
yararlanma, tüketme ve her türlü tasarrufta bulunma hakkı veren sınırsız bir ayni haktır.
Mülkiyet hakkı taşınır ve taşınmaz mallarda söz konusu olur.
Mülkiyet hakkı, sahibine (malike), hakkın konusu olan eşyayı kullanma, ondan
yararlanma ve onunla ilgili her türlü tasarrufta bulunma yetkilerini veren sınırsız ve tam bir ayni
haktır.
Ayni haklar, maddi mallar (eşya) üzerinde sahibine geniş yetkiler veren ve herkese karşı
ileri sürülebilen haklardır
274
Mutlak haklar, sahibine maddi veya maddi olmayan tüm mallar veya kişiler üzerinde en
geniş yetkiler veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklardır. Herkes bu haklara saygı
göstermekle yükümlüdür.
Taşınır (menkul) eşya, bir yerden başka bir yere niteliğinde bir değişiklik olmaksızın
taşınabilen eşyadır. Ev eşyası, otomobil, kitap vb. taşınır eşyaya örnektir.
Taşınmaz (gayrimenkul) eşya, niteliğinde bir değişiklik olmaksızın bir yerden başka bir
yere taşınamayan eşyaya denir. Türk Medeni Kanunu, kimi hakları da taşınmaz eşya olarak
kabul etmiştir. Adı geçen yasaya göre, arazi, tapu siciline bağımsız ve daimi olmak üzere
kaydedilen haklar ve madenler taşınmaz mal kabul edilmiştir.
Gemiler, niteliği itibariyle taşınır olsa da, İcra İflas Kanunu ve Türk Ticaret Kanuna
göre taşınmaz mal sayılmaktadır.
Mülkiyet hakkı taşınır mal üzerindeyse taşınır mülkiyeti, taşınmaz üzerindeyse taşınmaz
mülkiyeti söz konusudur. Eğer eşyaya bir kişi malik ise buna tek (müstakil) mülkiyet; birden
fazla kişi malikse birlikte mülkiyet adı verilir. Birlikte malikler, eşya üzerinde belli pay
sahibiyseler paylı (ortak/müşterek) mülkiyetten söz edilir. Paylı mülkiyet, birden çok kimsenin
aynı eşya üzerinde fiilen taksim edilmemiş hisselere (bölüşülmemiş paylara) malik
bulunmalarından meydana gelen bir birlikte mülkiyet biçimidir. Belli paylar olmaksızın ortak
şeklinde malik iseler elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusudur. Elbirliği mülkiyeti,
aralarında yasa veya sözleşme gereğince daha önce ortaklık bağı kurulmuş bulunan kimselerin
bir şeyin tamamına hep birlikte malik olmalarıdır (Akıntürk 2015: 425-426).
Sınırlı ayni haklar, mülkiyet hakkının verdiği yetkilerden birisini veya ikisini içerir. Bu
haklar sahibine, mülkiyet hakkı gibi tam ve geniş değil, sınırlı yetkiler veren ayni haklardır. Bu
haklar, irtifak hakkı, intifa hakkı, rehin hakkı, taşınmaz yükü (gayrimenkul mükellefiyeti)’dür.
İrtifak hakkı, bir eşya üzerinde kullanma veya yararlanma yetkisini veya her ikisini hak
sahibine tanır. Bu haklar, sağladığı yararlanma yetkisine göre değişik isimler alır: inşaat hakkı,
kaynak irtifakı, geçit irtifakı, intifa hakkı gibi.
Rehin hakkı, sahibine alacağını tahsil edemediği takdirde, rehnedilen şeyin satılarak,
alacağını tahsil yetkisi verir. Hakkın konusu olan eşyanın taşınır ve taşınmaz rehni olmak üzere
ikiye ayrılır. Taşınmaz rehninin ipotek, ipotekli borç senedi ve irat senedi olmak üzere üç türü
vardır (TMK, m. 850).
Taşınmaz yükü, bir taşınmazın malikini yalnız o taşınmazla sorumlu olmak üzere diğer
bir kimseye bir şey vermek veya yapmakla yükümlü kılar (TMK, m. 839/1). Hak sahibi,
taşınmazla güvence altına alınmış bir alacak hakkına sahip bulunmaktadır. Taşınmaz yükü, hak
sahibine yararlanma ve tüketme hakkı verir (Bilgili/Demirkapı 2017: 315).
Eşya hukukunun önemli kavramlarından biri de zilyetliktir. Bir şey üzerinde kendi
iradesiyle fiili hâkimiyet kuran kişi onun zilyedidir. Mülkiyet hakkı, kişiye eşya üzerinde
275
hukuksal bir hâkimiyet sağlar, zilyetlik ise kişiye eşya üzerinde fiili hâkimiyet sağlar. Zilyetlik
hakkında özet olarak şunlar söylenebilir (Bilgili/Demirkapı 2017: 315):
-Zilyetlik, taşınır (menkul) eşya üzerinde açıklık/aleniyet sağlar. Zilyedin, ileri sürdüğü
hakların maliki olduğu konusunda bir karine söz konusudur (Zilyetlik, mülkiyete karinedir).
-Taşınır eşya üzerinde mülkiyetin nakli veya diğer sınırlı ayni hakların kurulması,
zilyetliğin nakliyle mümkün olur.
-Üçüncü kişinin mala sahip olmayan zilyetten iyi niyetle mal iktisabında aynî hakkı kimi
ayrık durumlar dışında korunur.
-Zilyetlik, taşınır ve taşınmazlar üzerinde söz konusu olabileceği gibi bütünleyici
parçalar (mütemmim cüz), eklenti ve haklar üzerinde de olabilir.
-Zilyetlik eşyanın tümü üzerinde olabileceği gibi, bir kısmı üzerinde de olabilir.
Malik ve zilyet sıfatları çoğu zaman bir kişide birleşse de bu her zaman böyle olmak
zorunda değildir. Örneğin hırsız, çalmış olduğu şeyin zilyedi olsa da maliki değildir.
Bisikletimizi çalan hırsız, onun zilyedidir. Çünkü bisiklet hırsızlık olayıyla birlikte onun fiili
hâkimiyeti altındadır. Fakat hırsız bisikletin maliki olamaz, bisikleti çalınan kişi malik olmaya
devam eder. Çünkü bisikletin çalınması, mülkiyet hakkını sana erdirmez. Ancak bisikleti
çalınan kişi artık bisikletin zilyedi değildir; çünkü bisiklet artık hırsızın fiili hâkimiyetindedir.
Sonuç olarak hırsız çaldığı eşyanın zilyedi olur ancak maliki olamaz. Hırsızlık olayıyla birlikte
bisikleti çalınan kişinin zilyetliği sonar ermiş ancak malik bilgisayarı çalınan ise çalışan eşyanın
malikidir ancak zilyedi değildir (Bozkurt 2012: 140-141).
Dostları ilə paylaş: |