132
kaynak hakkı (TMK, m. 837), üst (inşaat) hakkı (TMK, m. 826). Kişiye bağlı irtifak haklarıysa
intifa hakkı ve oturma (sükna) hakkıdır.
Ayni İrtifak Hakları
-Üst (inşaat) hakkı, bir gayrimenkul malikinin, üçüncü kişi lehine arazisinin altında veya
üstünde yapı yapma veya var olan bir yapıyı muhafaza etme yetkisi veren bir irtifak hakkı
türüdür. Tersi kararlaştırılmadıkça bu hak, devredilebilir ve mirasçılara da geçer. Üst hakkı,
bağımsız ve sürekli nitelikteyse üst hakkı sahibinin talebi üzerine tapu kütüğüne gayrimenkul
olarak kaydedilebilir (TMK, m. 837/3). En az otuz yıl için kurulan, sürekli niteliktedir (TMK,
m. 826/3). Üst hakkı sona erince yapılar, arazi sahibine kalır ve arazinin bütünleyici parçası
(mütemmim cüz) (TMK, m. 828/1). Üst hakkı, bağımsız bir hak olarak en fazla yüz yıl için
kurulabilir (TMK, m. 836/1).
-Kaynak hakkı, başkasının arazisinde bulunan kaynak üzerinde kurulan bir irtifak hakkı
olup, kişiyi bu arazinin malikini suyun alınmasına ve akıtılmasına katlanmakla yükümlü hale
getirir. Bu hak, tersi kararlaştırılmadıkça, başkalarına devredilebileceği gibi mirasçılara da
geçer. Kaynak hakkı, bağımsız nitelikte ve en az otuz yıl için kurulmuşsa tapu kütüğüne
gayrimenkul olarak kaydedilebilir (TMK, m. 837/1).
Kişiye Bağlı İrtifak Hakları
İntifa (yararlanma) hakkı, sahibine eşyayı kullanma ve yararlanma yetkisi verir. İntifa
hakkı, kişiye mülkiyet hakkından sonra en geniş yetki verir (Bilgili/Demirkapı 2017: 311).
-Oturma (sükna) hakkı, bir binadan veya onun bir bölümünden konut olarak yararlanma
hakkı verir (TMK, m. 823). Bu hak sahibine yalnızca eşyayı kullanma (ölünceye kadar oturma)
hakkı verir. Bu hak, oturma hakkına sahip kişi tarafından başkasına devredilemediği gibi
mirasçılara da geçmez.
Diğer İrtifak Hakları
Malik, gayrimenkulü üzerinde kişiler veya topluluk lehine atış eğitimi veya spor alanı
veya geçit olarak kullanılmak gibi belirli bir faydalanmaya hizmet etmek üzere diğer irtifak
hakları da kurabilir (TMK, m. 838/1).
Taşınmaz Yükü/Gayrimenkul Mükellefiyeti
Bir gayrimenkul malikinin, mülkü dolayısıyla, yalnızca o gayrimenkulle sorumlu olmak
üzere, bir başka kişiye bir şey vermekle yükümlü olmasıdır (TMK, m. 839/1). Yükümlü olan
gayrimenkul maliki, yükümlülüğünü yerime getirmediği takdirde, hak sahibi alacaklıya,
alacağını yüklü gayrimenkulün değerinden elde etme hakkı doğar (TMK, m. 848/1). Ancak her
edim, muaccel olma anından başlayarak üç yıl sonra kişisel hak durumuna gelir ve gayrimenkul
bu borcun güvencesi olmaktan çıkar (TMK, m. 848/2). Gayrimenkul yükümlülüğü, birinci
yönüyle, alacak hakkı,
ikinci yönüyle de, ayni hak niteliğine sahiptir. Bundan dolayı
karma bir
niteliğe sahiptir. Örneğin bir zeytinlik sahibi (A), zeytinliğinden elde ettiği zeytinleri zeytinyağı
fabrikası sahibi (B)’ye teslim etmeyi taahhüt etmiş ve bu yükümlülüğünü de zeytinliğin
133
değeriyle güvence altına almış olduğu durumda, bir gayrimenkul mükellefiyeti/taşınmaz
yükümlülüğü ortaya çıkar. Burada zeytinlik sahibi (A), zeytinlerin teslimiyle yükümlülük
(borç) altına girmiş ve borç, borçlar hukuku anlamında bir edim yükümünü, bu yükümün
gayrimenkulün değeriyle güvence altına alınması, gayrimenkul mükellefiyetine ayni hak
niteliğini kazandırmaktadır.
Taşınmaz yükü, bir kişi veya bir gayrimenkul lehine kullanılabilir. Her iki durumda da
gayrimenkul yüküyle kayıtlanan gayrimenkul kimin eline geçerse, o kimse söz konusu taşınmaz
yükünü yerine getirme yükümlülüğü altındadır. Bir gayrimenkul yükünün tapu siciline
tescilinde, Türk Medeni Kanunu uyarınca (m. 840/2), gayrimenkul yükünün değeri olarak Türk
parası veya yabancı parayla belirlenmiş bir miktar gösterilir (TMK, m. 840/2).
Özetlemek gerekirse
taşınmaz yükü, bir taşınmaz malikinin, taşınmazını karşılık
göstererek bir başkası lehine bir şey yapmaya veya vermeye zorunlu tutulmasıdır. Hak sahibi,
taşınmazla güvence altına alınmış bir alacak hakkına malik olmaktadır. Taşınmaz yükü, hak
sahibine, taşınmazdan faydalanma ve onu tüketme yetkisi verir (Bilgili/Demirkapı 2017: 311).
Rehin Hakkı
Hak sahibinin bir alacağını güvence altına alacak ifa edilmediği takdirde, rehne konu
eşyayı sattırarak elde edilen paradan alacağını almak yetkisini veren sınırlı bir ayni haktır.
Hukuksal niteliği bakımından feri niteliktedir. Buna göre, rehnin varlığı, her şeyden önce
geçerli bir alacağın varlığına bağlıdır. Alacak hakkı geçersizse, rehin hakkı da geçersizdir.
Alacak hakkı herhangi bir nedenden sona erince, rehin hakkı da geçersizdir. Alacak hakkı,
herhangi bir nedenden dolayı sona erince, rehin hakkı da sona erer. Rehin hakkının konusu
gayrimenkul ise, gayrimenkul rehni ve gayrimenkul mal ise gayrimenkul rehni söz konusu olur
Taşınmaz (gayrimenkul) rehninin, ipotek, ipotekli borç senedi ve irat senedi gibi
çeşitleri vardır (TMK, m. 850).
Rehin hakkı,
hak sahibine, tüketme yetkisi verir (Bilgili/Demirkapı 2017: 311).
Maddi Olmayan Mallar Üzerindeki Mutlak Haklar
Maddi olmayan mal/eşya, insanın fikri ürünleridir. Bunlara fikri/düşünsel haklar denir.
Bu hakların konusu olan mal, somut olmadığından bunlara maddi olmayan eşya veya mal denir.
Bir yazarın romanı üzerindeki hakkı, bir bilim insanının icadı, bir mühendisin geliştirdiği
yazılım maddi olmayan mala örnek olarak verilebilir. Fikri haklara ilişkin hususları düzenleyen
özel yasalar bulunmaktadır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gibi (Cansel vd. 2016: 213;
Akıntürk 2015: 35).
Mülkiyet hakkına, taşınır (menkul) mallar konu olabileceği gibi taşınamaz mallar
(gayrimenkul) da konu olabilir.
Misli eşya, misli olmayan eşya, taşınırlar için söz konusudur. Misli eşya, sayı, tartı
ölçüyle belirlenebilen eşyadır. Bu eşyanın yerini aynı cinste başka bir eşya tutabilir. Sayı, tartı,
134
ölçüyle değil de ferden belirlenmesi gereken eşyaya misli olmayan eşya denir. Taşınmazlar hep
misli olmayan eşya sınıfına girer (Bilgili/Demirkapı 2017: 308).
Kamu Malları, Özel Mallar
Üzerinde özel mülkiyet söz konusu olmayan ve kamunun ortaklaşa faydalandığı, kamu
hizmetine tahsis edilen eşya, kamu malıdır. Bunların özelliği, eşya hukukunun konusunu
oluşturmamasıdır. Kullanma bakımından kamu malları üç gruba ayrılır (Bilgili/Demirkapı
2017: 309):
-Kamu malı olan parklar, yollar herkesin kullanımına açıktır.
-Hastane, okul, adliye, belediye gibi kamu malları belli kamu hizmetlerinin görülmesine
ayrılmıştır. Bundan dolayı bu mallara, kamu hizmetine ayrılan mallar adı verilir.
-Mülkiyete konu olmayacak kamu malları da devletin tasarrufundadır. Bunlara örnek
olarak
denizler, göller, kıyılar, dağlar, ormanlar
verilebilir.
Dostları ilə paylaş: