Sayın Başkan
Sayın Milletvekilleri
Değerli Basın Mensupları,
Dünya, kültürü yeniden keşfediyor. Küreselleşme ve rekabet, ülkeleri ve bireyleri kimliklerini tanımak, tanıtmak ve farklılıklarını göstermek üzere arayışa sürüklemektedir. Kültüre yönelik ihtiyaç, kültürün önemi giderek artmakta ve her toplum kendi kültür potansiyeline yönelmektedir. Gelişmiş ve çağdaş ülkeler bile kültür politikalarını gözden geçirmekte, yeni arayışlara yönelmekte, yeni yaklaşım ve stratejiler geliştirmektedirler.
Türkiye sahip olduğu kültür potansiyelini daha etkin, daha verimli, daha güçlü bir şekilde yönet(iş)meyi sağlayacak yeniden yapılanmayı daha fazla geciktiremezdi. Kültür ve tarih mirasımız, kültür varlıklarımız ve değerlerimiz hepimizin ortak malıdır. Anadolu gibi her köşesinde bir uygarlık kalıntısı barındıran, her yöresinde ayrı bir kültür zenginliğini yaşayan bir potansiyeli ancak, sivil toplum örgütleri, gönüllü örgütler ve yerel yönetimler gibi toplumsal örgütlerle birlikte yönetmek mümkün olabilmektedir. Kültürün yaşatılması, korunması ve yaygınlaştırılması için yapılması gereken en doğru iş, milletin elini kolunu bağlayan engelleri kaldırmak, girişimcilerimizin ve bu işe gönül verenlerin önünü açmaktır.
2004 yılı, kültür alanında devrim niteliğinde çalışmaların gerçekleştirildiği bir dönem olmuştur. Bu yeniden yapılanma, Türkiye’nin uygarlığa katkısının önünü açacak, kültürel değerlerimizin küresel alana taşınması için bereketli bir iklimin oluşmasına hizmet edecektir.
Bu anlayışla yasal ve kurumsal alanda köklü değişikler yapılmıştır.
Hazırlıklarımızda bizi yalnız bırakmayan, çalışmalarımızın başarıya ulaşmasında yüksek takdir ve desteklerini esirgemeyen yüce meclisimize minnet ve şükranlarımı arz ediyorum. İnanıyorum ki, 1980’li yıllarda Türk turizminin tarihi bir sıçrama yaparak bugünlere gelmesini sağlayan cesur ve öngörülü kararların bir benzerini kültürümüz için yapan milletvekili arkadaşlarımı, ülkeye yaptıkları bu tarihi hizmetleri toplumumuz unutmayacak ve hayırla anacaktır.
Kültür durağan olmadığı gibi, toplumun ufkunda ve ortak tahayyüllünde olduğu kadar bireylerin gündelik yaşamlarında var olan ve sürekli değişim-yenilenme dinamizmine sahip bir olgudur.
Küreselleşmenin yol açtığı köklü değişiklikler, ulusçuluk ve modernleşme konularına yeni açılımlar ve yaklaşımlar getirmiştir. Bu yüzden kültür politikalarına yaklaşımlarımızı, kültür anlayışımızı ulusçuluk, modernleşme temelinde güçlü, kapsayıcı politikalara doğru dönüştürmemiz ve zenginleştirmemiz gerekmektedir. Ulusal kültür, ortak kimlik ve ortak tahayyül dünyasının oluşmasından, küresel rekabete kadar pek çok açılımla birlikte yeni işlevler üstlenmiş bulunmaktadır.
Dünyadaki gelişmeler ve kültür politikalarındaki değişmeler doğrultusunda Bakanlığımın temel stratejisi ve yaklaşımı; kültürel faaliyet alanının önündeki engelleri kaldırmak, ülkemizde sağlıklı ve güçlü bir kültürel ortamın teşekkül etmesine zemin hazırlamak, var olan kültür birikimini ve kültür üretme potansiyelini harekete geçirecek ortamların çoğalması ve zenginleşmesi, bu çeşitliliği kuşatan ve bu zenginlikten beslenen ulusal kültürümüzün de güçlenmesi ve pekişmesini sağlamaktır.
Sayın Başkan
Sayın Milletvekilleri
Yurdumuzda korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili olarak yapılan ve yapılacak araştırma, inceleme, tespit, değerlendirme ve planlamaya ilişkin hizmetler hakkında bilgi sunmak istiyorum.
Ülkemiz, kültür ve tabiat varlıkları açısından son derece zengin bir potansiyele sahiptir. Özellikle arkeolojik zenginliklerimiz başka hiçbir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar emsalsiz bir hazine niteliğindedir. Bu üstün kültürel değerlerimizi ve zenginliklerimizi bilimsel araştırmalarla ortaya çıkarmak, korumak, tanıtımını yapmak ve gelecek nesillere aktarmak öncelikli hedefimizdir.
3386 Sayılı Kanun ile değişik 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun genel hükümleri ve bu kanuna bağlı olarak 10 Ağustos 1984 gün ve 18495 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kültür ve Tabiat Varlıkları ile İlgili Olarak Yapılacak Araştırma, Sondaj ve Kazılar Hakkında Yönetmelik” uyarınca, verilen kazı - araştırma izinleri ve gerekli diğer çalışmalar da Bakanlığımca sürdürülmektedir.
Bakanlığım, asli görevlerinden biri olan kültür ve tabiat varlıklarının korunması ve yaşatılması için oldukça önemli adımlar atmış, çağdaş modeller ve uygulama araçları mevzuatımıza kazandırılmıştır.
Bu kapsamda,
Mevcut uygulamaların kapsamı genişletilmiş ve hazine arazileri dışında belediye ve il özel idare mülkiyetindeki arazilerin de takasa konu edilmesi sağlanmıştır.
Belediyelerin dışında tüm kamu kurum ve kuruluşlarına tescilli yapıların korunması amacıyla kamulaştırma imkânı verilmiştir. Belediyeler ve valiliklere imar haklarının kısıtlandığı alanlardaki maliklerin imar haklarını imar planları ile aktarım alanı olarak tespit edilmiş yapılaşmaya açık alanlara aktarma, kendi mülkiyetlerindeki gayri menkullerle değiştirme yetkisi verilmiştir. Böylece sit alanlarında kesin yapı yasağı getirilmiş ya da imar hakkı kısıtlanmış yapı sahiplerine, kamunun elinde bulunan kamulaştırma ve takas dışında alternatif bir imkan getirilmiş, taşınmaz hak aktarımı modeli ile koruma sorumluluğunun tümüyle vatandaşa bırakıldığı mevcut sistem değiştirilerek, kamu yararı - özel mülkiyet dengesini gözeten makul, uygulanabilir ve çağdaş bir sistem kurulmuştur.
Korumanın uzmanlık ve disiplinler arası bir iş, planlamanın ise korumanın ayrılmaz unsuru olduğu gerçeğinden hareketle koruma planlarının yapımını zorlayan ama zorlaştırmayan bir düzenleme getirilmiştir.
Koruma planlarının yapımını desteklemek amacıyla belediyelere dağıtılmak üzere, İller Bankası bütçesine ve il özel idarelerine ödenek aktarımı imkânı tanınmıştır. Klasik imar planı yaklaşımı değiştirilerek koruma planlarının ve bu kapsamdaki projelerin disiplinler arası uzman ekiplerce hazırlaması zorunluluğu getirilmiştir. Hem yerel hem merkezi idarelerde uzmanlık denetimine ve sorumluluğuna odaklı işleyen bir mekanizma kurulmuştur.
Bu çerçevede koruma, uygulama ve denetim büroları kurulması ve koruma amaçlı imar planı yapılması koşuluyla, esaslı onarımlar dışında tüm parsellerdeki inşai ve fiziki müdahalelere ilişkin izin ve denetim yetkisi belediyelere devredilmektedir. Tescilli yapılardaki basit onarımlar da belediyelere aktarılmaktadır. Böylece basit onarım işlerinin bile esaslı onarım işleri gibi aynı sürece tabi olmasına son verilmiştir.
Koruma kurullarındaki farklı disiplinlerden gelen uzman üye sayısı artırılmıştır. Ayrıca, kurul kararlarının yasal ve bilimsel temellere dayandırılmasını sağlayıcı gerekçelendirme esası getirilerek kararların bilimsel niteliği güçlendirilmiştir. Bununla birlikte kurulların karar verme sürelerine tahdit konulmak ve çalışma sistemi yeniden düzenlenmek suretiyle, karar mekanizması daha hızlı ve etkin bir işleyişe kavuşturulmuştur.
Getirilen önemli değişikliklerden biri de kültür varlıklarımızın korunması amacıyla yeni mali kaynakların yaratılmasıdır. Belediyelerin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla, mükellef hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin %10’u nispetindeki katkı payının taşınmaz kültür varlıklarının korunması için tahsis edilmesine ilişkin düzenlemedir. Tescilli yapıların yaşatılması amacıyla rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelerine KDV indirimi sağlanmakta, bu yapılar için çeşitli vergi ve harçlarda istisnalar getirilmektedir. Ayrıca, Toplu Konut Fonu’ndan verilecek kredilerin %10’unun kültürel varlıkların bakımı ve onarımı için kullanılması sağlanmaktadır.
Kültürel varlıklarımızın koruma, planlama, işletme ve tanıtım hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülebilmesini ve toplumun bu varlıklara sahip çıkmasını sağlamak amacıyla, yönetişim ve yerel sahiplik ilkesine uygun şekilde yeni yönetim modelleri geliştirilmektedir.
Bu kapsamda gerek UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış yerler, gerekse diğer ören yerleri için alan yönetimi, müzeler için müze başkanı, müze müdürü, işletme müdürü ve müze kuruluna dayalı müze yönetimi ile anıt eserler için anıt eser kurulu oluşturulmaktadır.
Koruma Planlaması
Bakanlığım ülkemizdeki doğal, kültürel varlıkların korunması kullanılabilmesi için yapılan her türlü çalışmaya önderlik etmektedir. Bu çalışmalarla, bir yandan kültürel mirasın korunması, sağlıklaştırılması ve geleceğe aktarılması sağlanırken, diğer taraftan yerel yönetimlere, özel ve tüzel kişilere örnek uygulamalarla öncülük edilmektedir. Bu kapsamda Bakanlığımca kısa, orta ve uzun vadede; yurt genelinde koruma bilincinin yaygınlaştırılması, yerel idarelerin koruma planlaması için teşvik edilmesi ve desteklenmesi, koruma planlamasına yönelik ulusal ve uluslararası projelere katılarak yeni teknikler geliştirilmesi ile ilgili çalışmaların gerçekleştirilerek, kültürün yansıtıcısı, kimlikli, korunmuş kentler, sağlıklı, konforlu, sürdürülebilir çevre, katılımcı, etkin, koruma bilincine sahip toplum yaratılması hedeflenmektedir.
Bakanlığım, ülkemizdeki doğal, kültürel varlıkların korunması ve değerlendirilmesi amacıyla; koruma amaçlı imar planlarının yapılması, çevre düzenleme ve sokak sağlıklaştırma projelerinin gerçekleştirilmesi, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının bakım ve onarımları için rölöve ve restitüsyon projelerinin hazırlanması ve uygulanması konularında önemli görevler üstlenmiştir.
Zaman içinde farklı etkenlerle oluşan kültür ve sanat varlıkları, toplumsal gelişmeyi sağladığı kadar, toplumun kültürel mirasını da oluşturmaktadır. Kültürel miras, sanat ve estetikle iç içe girdiğinden ve bu kavramları bünyesinde barındırdığından oldukça geniş bir kavramdır. Bu nedenle, tarihi mirası koruyarak kullanma, yaşatarak bir işlev kazandırma gelişmiş ülkelerce de benimsenen bir olgudur. Bu olgu Avrupa ve Kuzey Amerika’daki ülkelerin çoğunda yerel ticari faaliyetlerle birlikte, ekonomik stratejinin bir parçası olarak görülmektedir.
Koruma; geçmişte yaşamış toplumların izlerini taşıyan maddi ve manevi öğeleri yaratma, aynı zamanda değerlendirme, geliştirme, kullanma, ekonomik ve sosyal fayda sağlama eylemlerini içermelidir.
Korumanın temel amacı her kuşağın kültürel değerlerine yenilerini ekleyerek bir sonraki kuşağa iletmektir. İşte bu noktada turizm aracılığı ile kültürel mirasın korunması işlevi önem taşımaktadır.
Kültürel mirasımızı korumak ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak amacıyla, Bakanlığımca her yıl “Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Korunması Haftası” çerçevesinde koruma, bilinçlendirme, tanıtma ve topluma koruma adına sorumluluk kazandırmaya yönelik etkinlikler düzenlenmektedir.
Ayrıca, bu kapsamda yürütülecek çalışmaların gelenekselleştirilmesi, koruma konusunda yurtdışında yapılan uygulamaların ve yöntemlerin ülkeye ve mevzuata kazandırılması, ülkemizde çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından kültür varlıkları ve sit alanlarında yapılan plan, proje ve belgeleme çalışmalarına ilişkin bilgilerin toplanması ve bunlarla ilgili veri tabanı oluşturularak kullanıcılara sunulması planlanmaktadır.
2005 Yılında Uygulanmasına Devam Edilecek Ana Projelerimiz Şunlardır;
-
Anıt Onarımları,
-
Muhtelif Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Korunması İşleri,
-
Sivil Mimari Örneklerinin Onarımı, Teşhir Ve Tanzimi,
-
Müzelerin Onarımı, Teşhir Ve Tanzimi İle Çevre Düzenlemeleri,
-
Anıt, Müze, Türbe, Saray Ve Örenyeri Onarımı, Çevre Düzenlemesi, Donanım Ve Restorasyon İşleri,
-
Tarihi Çevre Koruma Ve Geliştirme Rölöve Ve Restorasyon Projesi Yapımı,
-
Kale Ve Sur Onarımları,
-
Müzelerin Tevsii Ve Kazı Evleri Yapımı,
-
Örenyerleri Onarımı, Çevre Düzenlemesi, Işık Ve Ses Düzeni Yapımı,
-
Topkapı Sarayı Restorasyonu, Teşhir Ve Tanzimi,
-
Atatürk Evleri Onarımı, Teşhir Ve Tanzimi,
-
Yurtdışında Bulunan Eski Türk Eserlerinin Bakımı, Onarımı Ve Restorasyonu
Planlanan Diğer Proje, Hizmet Ve Faaliyetler İle Arkeolojik Kazı ve Yüzey Araştırmaları
Bakanlığım, Türk ve yabancı bilimsel kurumlarca talep edilen uzun vadeli kazı ve yüzey araştırmalarının başvurularını ilgili mevzuat kapsamında değerlendirmenin yanı sıra müze müdürlüklerimizce önerilen arkeolojik arazi çalışmaları gerçekleştirilmektedir.
Bu çalışmalar; Bakanlar Kurulu Kararlı Yabancı ve Yerli Kazılar, Yerli ve Yabancı Yüzey Araştırmaları, müze kazıları, kurtarma kazıları, baraj bölgeleri çalışmaları (GAP Bölgesi dahil), petrol boru hattı çalışmaları, karayolları çalışmaları, sondaj kazılarıdır. Bu konularda halen 750 dosya işlem görmektedir.
Bakanlığımca ülkemizin zengin kültür ve tabiat varlıklarının en iyi şekilde korunarak gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için, sürekli olarak gerekli arkeolojik kazı ve yüzey araştırmaları yapılmaktadır.
Bu nedenle, çok sayıda kazı yapılarak eserlerin açığa çıkarılması ve çıkarılan eserlerin gerektiği şekilde restorasyon ve konservasyonlarının yapılması, belgelenmesi, yayınının ve tanıtımının yapılması programa alınmıştır. Her yıl giderek artan kazılar değil, en iyi olanaklarla donatılmış kazı evleri ve kazı depolarına sahip, yeterli sayıda ve ilgili disiplinden deneyimli uzmanların yer aldığı, en az on yıllık finans kaynağını sağlayabilen, üniversiteler ve diğer bilim kuruluşlarınca desteklenen ekiplerce yapılan nitelikli arkeolojik kazılar amaçlanmaktadır. Yüzey araştırmalarının ise, yine bilimsel yeterliliği ve deneyimi, ilgili bilim dallarındaki üniversite ve bilimsel kuruluşlarca kabul edilen ekiplerce yapılması planlanmaktadır.
26. Kazı Sonuçları Toplantısı Kitabı, 22. Araştırma Sonuçları Toplantısı Kitabı, 20. Arkeometri Sonuçları Toplantısı Kitabı, Türk Arkeoloji ve Etnografya Dergisi, 14. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu Kitabı, Kültürel Mirasımızın Kökeni Kültür ve Doğa Varlıklarımız, Neyi, Niçin, Nasıl Korumalıyız? Isparta Müzesi Kataloğu, Kilikia’da Çokgen Duvarlı Mezarlar, İlk Tunç Çağı II Öncesinde Orta Karadeniz Bölgesi’nin Kültürel Gelişimi, Antik Yunan ve Batı Anadolu Seramiği, Müze Broşürleri hazırlanacaktır.
UNESCO
Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen, evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal alanları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacı ile UNESCO’nun değerlendirdiği “Dünya Kültürel ve Doğal Mirası’nın Korunmasına ilişkin Sözleşme” 16 Kasım 1972’de kabul edilmiştir.
2004 yılı sonu itibarı ile Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı 788 korunması gerekli kültürel ya da doğal varlık bulunmaktadır. Bunların 611’i kültürel/arkeolojik, 154’ü doğal, 23’ü ise karma koruma alanlarıdır. Her yıl gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantılarında yapılan değerlendirme çalışmaları sonucunda bu sayı artmaktadır.
Bakanlığımın sorumluluğunda yürütülen çalışmalar neticesinde bugüne kadar Dünya Miras Listesi’ne; İstanbul’un Tarihi Alanları, Göreme Milli Parkı ve Kapadokya, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Hattuşa (Boğazköy), Nemrud Dağı, Xanthos-Letoon, Hierapolis-Pamukkale, Safranbolu, Truva Arkeolojik Sit alanları alınmıştır.
Dünya Miras Listesi’nde daha fazla kültürel ve doğal varlıkla temsil edilebilmemiz için gerekli olan Geçici Liste 2000 yılında UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne iletilmiştir.
Bu listede 1 doğal / kültürel alan, 2 kültürel peyzaj alanı, 12 kültürel varlık olmak üzere başvuru dosyaları hazırlanacak toplam 15 adet varlık bulunmaktadır.
Dünya Miras Merkezi’nce 2000 yılı içinde onaylanan Geçici Liste’de aşağıdaki varlıklarımız yer almaktadır:
Selimiye Camii ve Külliyesi, Bursa ve Cumalıkızık Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri, Konya Selçuklu Başkenti, Alanya Kalesi ve Tersanesi, Selçuk Kervansarayları Denizli, Doğubeyazıt Güzergahı, İshakpaşa Sarayı, Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri, Diyarbakır Kalesi ve Surları, Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları, Sümela Manastırı, Alahan Manastırı, St.Nicholas Kilisesi, St.Paul Kilisesi, St. Paul Kuyusu ve Çevresi, Kekova, Güllük Dağı-Termessos Milli Parkı.
Ayrıca, Dünya Miras Merkezi’nin üst düzey temsilcileri ve ilgili sivil toplum örgütlerinin katılımı ile İstanbul’da gerçekleştirilmiş olan toplantılarda genelde İstanbul olmak üzere, özellikle şehrin tarihi alanlarının şu anki durumunu geliştirmek yolunda önemli kararlar alınmıştır.
Yeni hazırlanmakta olan geçici listemizin Dünya Miras Merkezi tarafından onaylanmasından sonra Dünya Miras Listesi’ne aday olarak sunulmak üzere, dosya hazırlama çalışmalarına devam edilecektir.
İstanbul’un “Tehlike Altındaki Dünya Miras Listesi”ne kaydırılması konusunun 29. Dönem Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda yeniden gündeme gelebileceğinin söz konusu olması nedeniyle, İstanbul’da yürütülen çalışmaların sonuçlarının 1 Şubat 2005 tarihinde sunulması talep edilen rapora gerekli belgelerle yansıtılması ve İstanbul’un anılan listeye kaydırılmasına yol açabilecek hususların bertaraf edilmesine dair çalışmalar sürdürülecektir.
Yıl boyunca gerçekleştirilen arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarını gerek bilimsel çevrelere gerekse ilgili kurum ve kuruluşlar ile kamuoyuna iletmek üzere biri uluslararası, diğeri ulusal düzeyde her yıl tekrarlanan 2 sempozyumun 2005 yılında da gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.
“Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu” Mayıs, “Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu” ise Nisan 2005 tarihlerinde düzenlenecektir.
Bakanlığıma bağlı müzeler dışında, kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişilerle vakıflara, kendi hizmet konuları veya amaçlarının gerçekleştirilmesi için başvurmaları halinde özel müze açmalarına izin verilmektedir.
Özel müze kurma isteklerini konu alan başvurular 2863 sayılı yasa ve buna bağlı olarak yürürlüğe giren “Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda incelenmektedir. Müzenin yeterli nicelik ve nitelikte bulunması, sürekli hizmet vermesi vb. hususlar dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Özel müze kuracaklara, istenildiği takdirde ilmi ve teknik konularda yardımda bulunmaktadır. Bakanlığımca 96 özel müzenin denetimi devam etmektedir.
Kültürel Faaliyetler
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 32.maddesi çerçevesinde kültürel zenginliklerimizi tanıtmak amacıyla, yurtdışında eski eserlerimizden oluşan sergiler düzenlenmekte ve gerçekleştirilen uluslararası sergilere eser gönderilerek katılınmaktadır.
ABD-New York Metropolitan Museum of Art’da 15 Mart-5 Temmuz 2004 tarihleri arasında düzenlenen “Byzantium: Faith and Power (1261-1557)” sergisine ülkemiz müzelerinden seçilen 11 eser, İspanya’da 18 Mayıs-27 Eylül 2004 tarihleri arasında düzenlenen Ortaçağ Akdenizi’nin Görkemi: 13.-15.Yüzyıllarda Akdeniz’in Önemli Şehirlerinde sanat, kültür, politika, denizcilik, ve ticaret sergilerine ülkemiz müzelerinden 22 eser ile katılınmıştır. İsrail Kudüs Müzesinde 18 Mayıs-25 Ağustos 2004 tarihleri arasında“Turkish Delights: Treasures From The Land of Sultans and Kings” başlıklı bir sergi düzenlenmiştir. Romanya Bükreş’te 9-30 Temmuz 2004 tarihleri arasında Topkapı Sarayı Müzesine ait Stefan Cel Mare’nin Kılıcı gösterime sunulmuştur.
5 Aralık 2004 tarihine kadar Singapur Asya Medeniyetleri Müzesi’nde “From the Land of the Ottoman Sultans” adlı sergide ülkemiz müzelerinden seçilen 125 eser teşhir edilecektir.
2 Ekim 2004-16 Ocak 2005 tarihleri arasında Belçika Güzel Sanatlar Sarayı’nda “Analar, Tanrıçalar, Hanım Sultanlar: Prehistorik Dönemden Osmanlı İmparatorluğu Sonuna Kadar Türkiye’de Kadınlar” ve 15 Ekim 2004-9 Ocak 2005 tarihleri arasında İtalya’da “İktidarın Kökenleri, Arslantepe, Arslanlar Tepesi” sergisinin gösterime sunulması planlanmıştır.
Ocak- Nisan 2005 tarihleri arasında İngiltere Royal Academy of Arts’da “Geçmişten Günümüze Türk Kültürü”, Kasım 2005-Ocak 2006 tarihleri arasında Hollanda’da gerçekleştirilmesi planlanan ”Çocuk Kaftanları”, 2005-2006 tarihleri arasında ABD’de gerçekleştirilmesi planlanan “Troya Savaşı ve Bronz Çağında Ege”, 2005 yılında Almanya’da gerçekleştirilmesi planlanan “Tunç Çağı’nda Akdeniz Bölgesi’nde Hammadde Temini ve Ticareti”, 2005 yılı sonbaharında ABD’de gerçekleştirilmesi planlanan ”Hilal ve Gül: 16.ve 17.Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu Dokümaları” adlı sergilerin çalışmaları sürdürülmektedir.
2004 Yılında Gerçekleştirilen İstanbul’un Tarihi Alanları
İstanbul’un tarihi alanları, 6.12.1985 tarihinde Dünya Miras Listesi’ne 4 ana bölüm olarak dahil edilmiştir. Bunlar; Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camiini içine alan Arkeolojik Park; Süleymaniye Koruma Alanı; Zeyrek Camii ve çevresini içine alan Zeyrek Koruma alanı ve tarihi surlar koruma alanını içermektedir.
Eminönü ve Fatih ilçelerini kapsayan tarihi yarımada İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12.07.1995 gün ve 6848 sayılı kararı ile kentsel ve arkeolojik sit, kentsel ve tarihi sit olarak ilan edilmiştir.
Sözkonusu alana ilişkin plan çalışmaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama ve İmar Dairesi Başkanlığı’nca tamamlanmıştır. Eminönü ve Fatih çevrelerini kapsayan tarihi yarımada bölgesine ait alanda, 1/1000 ölçekli tarihi yarımada koruma amaçlı uygulama imar planı çalışmaları da tamamlanma aşamasındadır. 1/500 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ise Büyükşehir Belediye Meclis kararı ile uygun görülmüştür. Gerekli karar alınmak üzere ilgili koruma kuruluna iletilmiştir.
İstanbul’un tarihi alanlarının “Tehlike Altındaki Dünya Miras Listesi”ne kaydırılmasının söz konusu olması nedeniyle, Bakanlığımca hazırlanan İstanbul 2004 Raporu, Dünya Miras Komitesi’nce olumlu değerlendirilmiş ve 28. Dönem Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda alınan kararla İstanbul’un durumu 2006 yılına kadar dondurulmuştur.
UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi’ne taraf olan ülkelerin altı yılda bir hazırlaması zorunlu olan periyodik raporun UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi’nin taraf ülke tarafından uygulanmasına ilişkin birinci bölümü hazırlanmış olup, son düzenlemeleri müteakiben UNESCO Miras Merkezi’ne iletilecektir.
AB’nin Taşınır Kültürel Mallara Yönelik mevzuatı, 9 adet yasal düzenlemeden oluşmaktadır. Söz konusu yasal düzenlemelerin ulusal mevzuatımıza uyumu “Tek Pazar” ve “Gümrük Birliği” adı altında iki alanda sürdürülmektedir.
Avrupa Arkeoloji Konsilyumu Çalışmaları
Avrupa Konseyi ve AB üyesi ülkeler nezdinde oluşturulan EAC çalışmalarına, Konsilyumun daveti üzerine başlanmış ve ülkemizin üye olması sağlanmıştır.
Konsilyum’un Mart 2003 tarihli raporunda Yunanlı Parlamenterlerin girişimiyle Türkiye aleyhinde hazırlanan metne itiraz edilmiş ve Konsilyum’un özrü ile düzeltme metninin yayınlanması sağlanmıştır.
Uluslararası Sözleşmelere Yönelik Çalışmalar
UNESCO bünyesinde akdedilen 1954 tarihli “Silahlı Bir Çatışma Halinde Kültürel Varlıkların Korunmasına Dair Sözleşme, Tüzük ve Protokol” hükümleri doğrultusunda çalışmalar yapılmaktadır. Anılan Sözleşme’ye Ek 2 No’lu Protokol’e ülkemiz menfaatleri doğrultusunda taraf olunmamakla birlikte gelişmeler takip edilmektedir.
UNESCO bünyesindeki Floransa Sözleşmesi ile Nairobi Protokolü’ne taraf olunmasına yönelik çalışmalar izlenmektedir. Bu sözleşme ve Protokol’ün, kültürel varlıkların gümrüksüz ithaline ilişkin sakıncalı gördüğümüz hükümleri ile ilgili çekincelerimiz belirtilmektedir. Tarafı olduğumuz 1970 tarihli UNESCO Sözleşmesi ile 1992 tarihli Valetta Sözleşmesi‘nin ilgili hükümlerinin ulusal mevzuatımıza dercedilmesi çalışmaları, AB mevzuatı uyum çalışmaları ile bir bütün halinde ele alınmaktadır.
1954 tarihli “La Haye” Sözleşmesi, Protokol ve Tüzüğü’nün ilgili hükümleri doğrultusunda “Kültür Bakanlığı Tarihi Önemi Haiz Kıymetli Eserlerin Korunması ve Tahliyesi Özel Planı”na önemli hususlar girilmesi sağlanmıştır.
Irak Savaşı öncesinde UNESCO, ICOM, Blue Shields nezdinde girişimlerde bulunulmuş, taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının zarar görmemesi için tedbirler alınmasına yönelik çalışmalar yapılmış, savaş sonrasında ise, yağmalanan kültürel varlıklarının bulunmasına ilişkin iki genelge yayımlanmıştır.
Dostları ilə paylaş: |