Sayın Başkan
Sayın Milletvekilleri
Değerli Basın Mensupları,
Dünya, kültürü yeniden keşfediyor. Küreselleşme ve rekabet, ülkeleri ve bireyleri kimliklerini tanımak, tanıtmak ve farklılıklarını göstermek üzere arayışa sürüklemektedir. Kültüre yönelik ihtiyaç, kültürün önemi giderek artmakta ve her toplum kendi kültür potansiyeline yönelmektedir. Gelişmiş ve çağdaş ülkeler bile kültür politikalarını gözden geçirmekte, yeni arayışlara yönelmekte, yeni yaklaşım ve stratejiler geliştirmektedirler.
Türkiye sahip olduğu kültür potansiyelini daha etkin, daha verimli, daha güçlü bir şekilde yönet(iş)meyi sağlayacak yeniden yapılanmayı daha fazla geciktiremezdi. Kültür ve tarih mirasımız, kültür varlıklarımız ve değerlerimiz hepimizin ortak malıdır. Anadolu gibi her köşesinde bir uygarlık kalıntısı barındıran, her yöresinde ayrı bir kültür zenginliğini yaşayan bir potansiyeli ancak, sivil toplum örgütleri, gönüllü örgütler ve yerel yönetimler gibi toplumsal örgütlerle birlikte yönetmek mümkün olabilmektedir. Kültürün yaşatılması, korunması ve yaygınlaştırılması için yapılması gereken en doğru iş, milletin elini kolunu bağlayan engelleri kaldırmak, girişimcilerimizin ve bu işe gönül verenlerin önünü açmaktır.
2004 yılı, kültür alanında devrim niteliğinde çalışmaların gerçekleştirildiği bir dönem olmuştur. Bu yeniden yapılanma, Türkiye’nin uygarlığa katkısının önünü açacak, kültürel değerlerimizin küresel alana taşınması için bereketli bir iklimin oluşmasına hizmet edecektir.
Bu anlayışla yasal ve kurumsal alanda köklü değişikler yapılmıştır.
Hazırlıklarımızda bizi yalnız bırakmayan, çalışmalarımızın başarıya ulaşmasında yüksek takdir ve desteklerini esirgemeyen yüce meclisimize minnet ve şükranlarımı arz ediyorum. İnanıyorum ki, 1980’li yıllarda Türk turizminin tarihi bir sıçrama yaparak bugünlere gelmesini sağlayan cesur ve öngörülü kararların bir benzerini kültürümüz için yapan milletvekili arkadaşlarımı, ülkeye yaptıkları bu tarihi hizmetleri toplumumuz unutmayacak ve hayırla anacaktır.
Kültür durağan olmadığı gibi, toplumun ufkunda ve ortak tahayyüllünde olduğu kadar bireylerin gündelik yaşamlarında var olan ve sürekli değişim-yenilenme dinamizmine sahip bir olgudur.
Küreselleşmenin yol açtığı köklü değişiklikler, ulusçuluk ve modernleşme konularına yeni açılımlar ve yaklaşımlar getirmiştir. Bu yüzden kültür politikalarına yaklaşımlarımızı, kültür anlayışımızı ulusçuluk, modernleşme temelinde güçlü, kapsayıcı politikalara doğru dönüştürmemiz ve zenginleştirmemiz gerekmektedir. Ulusal kültür, ortak kimlik ve ortak tahayyül dünyasının oluşmasından, küresel rekabete kadar pek çok açılımla birlikte yeni işlevler üstlenmiş bulunmaktadır.
Dünyadaki gelişmeler ve kültür politikalarındaki değişmeler doğrultusunda Bakanlığımın temel stratejisi ve yaklaşımı; kültürel faaliyet alanının önündeki engelleri kaldırmak, ülkemizde sağlıklı ve güçlü bir kültürel ortamın teşekkül etmesine zemin hazırlamak, var olan kültür birikimini ve kültür üretme potansiyelini harekete geçirecek ortamların çoğalması ve zenginleşmesi, bu çeşitliliği kuşatan ve bu zenginlikten beslenen ulusal kültürümüzün de güçlenmesi ve pekişmesini sağlamaktır.
Sayın Başkan
Sayın Milletvekilleri
Yurdumuzda korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili olarak yapılan ve yapılacak araştırma, inceleme, tespit, değerlendirme ve planlamaya ilişkin hizmetler hakkında bilgi sunmak istiyorum.
Ülkemiz, kültür ve tabiat varlıkları açısından son derece zengin bir potansiyele sahiptir. Özellikle arkeolojik zenginliklerimiz başka hiçbir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar emsalsiz bir hazine niteliğindedir. Bu üstün kültürel değerlerimizi ve zenginliklerimizi bilimsel araştırmalarla ortaya çıkarmak, korumak, tanıtımını yapmak ve gelecek nesillere aktarmak öncelikli hedefimizdir.
3386 Sayılı Kanun ile değişik 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun genel hükümleri ve bu kanuna bağlı olarak 10 Ağustos 1984 gün ve 18495 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kültür ve Tabiat Varlıkları ile İlgili Olarak Yapılacak Araştırma, Sondaj ve Kazılar Hakkında Yönetmelik” uyarınca, verilen kazı - araştırma izinleri ve gerekli diğer çalışmalar da Bakanlığımca sürdürülmektedir.
Bakanlığım, asli görevlerinden biri olan kültür ve tabiat varlıklarının korunması ve yaşatılması için oldukça önemli adımlar atmış, çağdaş modeller ve uygulama araçları mevzuatımıza kazandırılmıştır.
Bu kapsamda,
Mevcut uygulamaların kapsamı genişletilmiş ve hazine arazileri dışında belediye ve il özel idare mülkiyetindeki arazilerin de takasa konu edilmesi sağlanmıştır.
Belediyelerin dışında tüm kamu kurum ve kuruluşlarına tescilli yapıların korunması amacıyla kamulaştırma imkânı verilmiştir. Belediyeler ve valiliklere imar haklarının kısıtlandığı alanlardaki maliklerin imar haklarını imar planları ile aktarım alanı olarak tespit edilmiş yapılaşmaya açık alanlara aktarma, kendi mülkiyetlerindeki gayri menkullerle değiştirme yetkisi verilmiştir. Böylece sit alanlarında kesin yapı yasağı getirilmiş ya da imar hakkı kısıtlanmış yapı sahiplerine, kamunun elinde bulunan kamulaştırma ve takas dışında alternatif bir imkan getirilmiş, taşınmaz hak aktarımı modeli ile koruma sorumluluğunun tümüyle vatandaşa bırakıldığı mevcut sistem değiştirilerek, kamu yararı - özel mülkiyet dengesini gözeten makul, uygulanabilir ve çağdaş bir sistem kurulmuştur.
Korumanın uzmanlık ve disiplinler arası bir iş, planlamanın ise korumanın ayrılmaz unsuru olduğu gerçeğinden hareketle koruma planlarının yapımını zorlayan ama zorlaştırmayan bir düzenleme getirilmiştir.
Koruma planlarının yapımını desteklemek amacıyla belediyelere dağıtılmak üzere, İller Bankası bütçesine ve il özel idarelerine ödenek aktarımı imkânı tanınmıştır. Klasik imar planı yaklaşımı değiştirilerek koruma planlarının ve bu kapsamdaki projelerin disiplinler arası uzman ekiplerce hazırlaması zorunluluğu getirilmiştir. Hem yerel hem merkezi idarelerde uzmanlık denetimine ve sorumluluğuna odaklı işleyen bir mekanizma kurulmuştur.
Bu çerçevede koruma, uygulama ve denetim büroları kurulması ve koruma amaçlı imar planı yapılması koşuluyla, esaslı onarımlar dışında tüm parsellerdeki inşai ve fiziki müdahalelere ilişkin izin ve denetim yetkisi belediyelere devredilmektedir. Tescilli yapılardaki basit onarımlar da belediyelere aktarılmaktadır. Böylece basit onarım işlerinin bile esaslı onarım işleri gibi aynı sürece tabi olmasına son verilmiştir.
Koruma kurullarındaki farklı disiplinlerden gelen uzman üye sayısı artırılmıştır. Ayrıca, kurul kararlarının yasal ve bilimsel temellere dayandırılmasını sağlayıcı gerekçelendirme esası getirilerek kararların bilimsel niteliği güçlendirilmiştir. Bununla birlikte kurulların karar verme sürelerine tahdit konulmak ve çalışma sistemi yeniden düzenlenmek suretiyle, karar mekanizması daha hızlı ve etkin bir işleyişe kavuşturulmuştur.
Getirilen önemli değişikliklerden biri de kültür varlıklarımızın korunması amacıyla yeni mali kaynakların yaratılmasıdır. Belediyelerin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla, mükellef hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin %10’u nispetindeki katkı payının taşınmaz kültür varlıklarının korunması için tahsis edilmesine ilişkin düzenlemedir. Tescilli yapıların yaşatılması amacıyla rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelerine KDV indirimi sağlanmakta, bu yapılar için çeşitli vergi ve harçlarda istisnalar getirilmektedir. Ayrıca, Toplu Konut Fonu’ndan verilecek kredilerin %10’unun kültürel varlıkların bakımı ve onarımı için kullanılması sağlanmaktadır.
Kültürel varlıklarımızın koruma, planlama, işletme ve tanıtım hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülebilmesini ve toplumun bu varlıklara sahip çıkmasını sağlamak amacıyla, yönetişim ve yerel sahiplik ilkesine uygun şekilde yeni yönetim modelleri geliştirilmektedir.
Bu kapsamda gerek UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış yerler, gerekse diğer ören yerleri için alan yönetimi, müzeler için müze başkanı, müze müdürü, işletme müdürü ve müze kuruluna dayalı müze yönetimi ile anıt eserler için anıt eser kurulu oluşturulmaktadır.
Koruma Planlaması
Bakanlığım ülkemizdeki doğal, kültürel varlıkların korunması kullanılabilmesi için yapılan her türlü çalışmaya önderlik etmektedir. Bu çalışmalarla, bir yandan kültürel mirasın korunması, sağlıklaştırılması ve geleceğe aktarılması sağlanırken, diğer taraftan yerel yönetimlere, özel ve tüzel kişilere örnek uygulamalarla öncülük edilmektedir. Bu kapsamda Bakanlığımca kısa, orta ve uzun vadede; yurt genelinde koruma bilincinin yaygınlaştırılması, yerel idarelerin koruma planlaması için teşvik edilmesi ve desteklenmesi, koruma planlamasına yönelik ulusal ve uluslararası projelere katılarak yeni teknikler geliştirilmesi ile ilgili çalışmaların gerçekleştirilerek, kültürün yansıtıcısı, kimlikli, korunmuş kentler, sağlıklı, konforlu, sürdürülebilir çevre, katılımcı, etkin, koruma bilincine sahip toplum yaratılması hedeflenmektedir.
Bakanlığım, ülkemizdeki doğal, kültürel varlıkların korunması ve değerlendirilmesi amacıyla; koruma amaçlı imar planlarının yapılması, çevre düzenleme ve sokak sağlıklaştırma projelerinin gerçekleştirilmesi, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının bakım ve onarımları için rölöve ve restitüsyon projelerinin hazırlanması ve uygulanması konularında önemli görevler üstlenmiştir.
Zaman içinde farklı etkenlerle oluşan kültür ve sanat varlıkları, toplumsal gelişmeyi sağladığı kadar, toplumun kültürel mirasını da oluşturmaktadır. Kültürel miras, sanat ve estetikle iç içe girdiğinden ve bu kavramları bünyesinde barındırdığından oldukça geniş bir kavramdır. Bu nedenle, tarihi mirası koruyarak kullanma, yaşatarak bir işlev kazandırma gelişmiş ülkelerce de benimsenen bir olgudur. Bu olgu Avrupa ve Kuzey Amerika’daki ülkelerin çoğunda yerel ticari faaliyetlerle birlikte, ekonomik stratejinin bir parçası olarak görülmektedir.
Koruma; geçmişte yaşamış toplumların izlerini taşıyan maddi ve manevi öğeleri yaratma, aynı zamanda değerlendirme, geliştirme, kullanma, ekonomik ve sosyal fayda sağlama eylemlerini içermelidir.
Korumanın temel amacı her kuşağın kültürel değerlerine yenilerini ekleyerek bir sonraki kuşağa iletmektir. İşte bu noktada turizm aracılığı ile kültürel mirasın korunması işlevi önem taşımaktadır.
Kültürel mirasımızı korumak ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak amacıyla, Bakanlığımca her yıl “Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Korunması Haftası” çerçevesinde kor
Dostları ilə paylaş: |