1.6. İletişim Türleri
A. Sözlü
B. Sözsüz
C. Yazılı
D. Elektronik
1.6.1. Toplumsal İlişkiler Sistemi Olarak
1) kurumsal iletişim
2) toplumsal iletişim
3) Kişiler arası iletişim
4) Grup iletişimi şeklinde sınıflandırılabilir.
1.6.2. Grup İlişkilerin Yapısına Göre
1) Biçimsel olmayan iletişim
2) biçimsel iletişimi
3) dikey iletişim
4) yatay iletişim
1) görsel ve işitsel iletişim
2) dokunma ile iletişim
3) telekomünikasyon iletişim
4) kitle iletişimi
1.6.4. Kullanılan Kodlara Göre
1) sözlü iletişim
2) sözsüz iletişim
3) yazılı iletişim
1.6.5. Zaman Ve Mekan Boyutlarına Göre
1) yüz yüze iletişim
2) uzaktan iletişim
1.7. İletişimin Öğeleri
Bir iletişim sürecinde, verici, ileti, kanal ve alıcı olmak üzere dört öge vardır. Bunlar iletişim sürecinde birbirine bağlıdır.
Verici: Başkasına iletip onunla paylaşacağı bir duygu, düşünce, izlenim ya da tasarımı olan birey, topluluk ya da toplumdur.
İleti: Kaynağın, alıcıya iletip onunla paylaşmak istediği duygu, düşünce, izlenim ya da tasarımdır.
Kanal: İletiyi alıcıya iletme yoludur.
Alıcı: Kaynağın, duygu düşünce izlenim ya da tasarımlarını paylaşmak istediği birey, toplum veya topluluktur.
Sözlü iletişim, konuşarak gerçekleştirdiğimiz iletişimdir. İki kişinin karşılıklı konuşmasında olduğu gibi doğrudan ya da telefon görüşmelerinde olduğu gibi uzaktan ve dolaylı olabilir (SARAÇ, 2012:15). Başka bir anlatımla sözlü iletişim, karşılıklı konuşmadan öykü ve masal anlatmaya, telefonla konuşmadan şarkı ve türkü söylemeye, şiir okumadan ders anlatmaya kadar farklı alanlarda işlevini sürdürebilir.
Özetle; insanın duygu, düşünce, izlenim ve tasarımlarını sözle bildirmesine sözlü iletişim diyebiliriz.
Sözlü iletişim “dil” ve dil ötesi” olmak üzere iki alt sınıfa ayrılmaktadır. İnsanların karşılıklı konuşmalarını, dille iletişim kabul edebiliriz. Dille iletişimde kişiler ürettiklerini, bilgilerini birbirlerine ileterek anlamlandırırlar. Dil ötesi iletişim, sesin niteliği ile ilgilidir; ses tonu, sesin hızı, şiddeti, hangi kelimenin vurgulandığı, duraklamalar vb özelliklerdir. Dille iletişimde kişilerin “ne söyledikleri” dil ötesi iletişimde ise “nasıl söyledikleri” önemlidir (SARAÇ, 2012:16). Karşımızdakinin sözlerinin kapsamı kadar-hatta daha da fazla- ses tonundaki canlılık da bizi ilgilendirir.
En önemli sosyalleşme ve bilgi edinme ortamlarından biri olan okul, iletişim biçiminin gelişmesinde ve öğrenmede önemli bir rol oynamaktadır. Bilindiği gibi öğrenme ve öğretme bir iletişim sonucu gerçekleşmektedir. Bireylerin eğitimleri sırasında her türlü öğrenmeyi gerçekleştirebilmeleri, büyük ölçüde sözlü iletişim becerilerini etkili kullanmalarına bağlıdır. Sözlü iletişim becerisi gelişmiş bir öğrenci, soru soran, düşünen, düşündüren ve etkin olan öğrencidir. Duygu ve düşüncelerini doğru, anlaşılır ve etkili bir biçimde anlatamamak, bir bakıma düşünmemek, sonuç olarak sınıfın etkinliğine karışmamak, özetle; öğrenememek demektir (Kavcar vd., 2012, 59) . Öğrenci merkezli eğitim programlarının uygulanmaya başladığı günümüzde sınıf içi ve sınıf dışı öğrenmelerde öğrencilerin sözlü iletişim becerileri daha da önem kazanmaktadır.
Konuşma becerileri açısından yetkin olan kişilerin öz güvenlerinin de yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü öz güvenin iki merkezi boyutundan biri yeterli olma duygusu, diğeri de sevilebilir olma duygusudur. Kişiler arası iletişimde başarılı olan birey elbette kendine güven duyacaktır. Başka bir ifadeyle, öz güveni yüksek olan bir birey kendi yeteneklerini kullanarak hedeflere ulaşabileceğine inanır.
Çevresiyle iyi anlaşan birisinin sosyal hayatı da zevkli olur. İyi konuşan, etrafını etkileyen, bizim “hoşsohbet” diye tanımladığız kişiler, her yerde yeni arkadaşlar edinebilir, olumsuz bir havayı olumlu bir tarafa çevirebilirler. Başka bir ifadeyle dil becerileri yeterli düzeyde olan kişiler genellikle daha sağlıklı ilişki kurarlar, toplumla daha çabuk kaynaşırlar ve toplum içerisinde saygı duyulan bir kişilik kazanırlar.
Birçok meslekte, hayatın pek çok döneminde, pek çok kadın ve erkeğin başarılı olabilmelerini iyi, düzgün ve doğru konuşmalarına bağlı olduğunu görürüz.
Çünkü eğitimin, politikanın, ziraatın, sanayinin hatta ev hayatının düzgün işlemesini, başarılı bir şekilde yürütülmesini gerektiren hususlar, genellikle karşılıklı konuşmalarla, tartışmalarla, fikir alış-verişleriyle, konferanslarla ortaya çıkar. Sosyal, bilimsel ve politik kuruluşlarda ön sıralarda kimler bulunur? Yönetim kurulu toplantılarında gidişatı kim yönlendirir? Yine tarihe bakıldığı zaman toplumların önde gelen yöneticileri kimlerdir? Özetle, milletlerin ve dünyanın kaderini etkileyen liderlerin ortak özelliklerinden biri de güzel ve etkili konuşmalarıdır.
Sözlü iletişim birey açısından önemli olduğu kadar toplum açısından da son derece önemlidir. Sever (SARAÇ, 2012: 54)’e göre demokratik bir toplumda toplumsal yaşama etkin bir biçimde katılma, bireylerin iletişim becerilerini yeterince edinmiş olmalarını gerektirmektedir. Çünkü demokratik bir toplum her şeyden önce duygu, düşünce, izlenim ve tasarımlarını doğru ve eksiksiz aktarabilen, iletilenleri de doğru anlayabilen; sorunlarını iletişim becerilerini kullanarak çözmeyi alışkanlık hâline getirmiş bireylere gereksinim duyar. Eğer iletişim becerileri gelişmemiş ise sorunların çözümünde iletişimin yerine kaba güç ve çatışmanın yeğlenmesi kaçınılmazdır.
Bireysel ve toplumsal ilişkilerde olduğu kadar kültürel kimliğin korunmasında da sözlü iletişim önemli rol oynar. Çünkü dil aynı zamanda kültürün aynasıdır. Kültürün inceliği, derinliği, tarihi gelişimi dile yansır.
Sözlü iletişim becerileri gelişmiş birisinde bulunması gereken başlıca nitelikler şöyle sıralanabilir (Öztürk, 2012, 25-33; Sever, 2012, 56):
Sesleri doğru boğumlama
Sesleri yutmama
Sesleri karıştırmama
Başlanılan cümleyi anlamlı yargılarla bitirme
Yabancı kelime kullanmama
Gereksiz kelime kullanmama
Mantıkça çelişik cümle kurmama
Yineleme yapmama
Sesin alçaklık ve yükseklik olanaklarını kullanma
Derin, çabuk, düzenli ve gürültüsüz soluk alma
Göğüs boşluğundan ve diyaframdan soluk alma
Soluk alırken konuşmama
Kelimeleri doğru ve anlaşılır biçimde söyleme
Sözcük ve cümleleri doğru ve anlamına göre vurgulama
Açık, anlaşılır ve doğru cümleler kurma
Konuya ve konuşmanın düzeyine uygun bir tonla konuşma
Konuşmanın akışını bozacak duraksamalar yapmama
Söz, jest, mimik uyumunu sağlayarak konuşma
Tekrarlara yer vermeden konuşma
Yerel ağız ve argo söyleyişlere yer vermeme
Konuşurken gereksiz sesler çıkarmama
Gereksiz ayrıntılara girmeme
İşitilebilir bir sesle konuşma
Başarılı bir sözlü iletişimin gerçekleştirilebilmesi için sözlü iletişime ilişkin ilkelerin beceri hâline getirilmesi gerekmektedir. Ancak etkili bir sözlü iletişim için vericinin (konuşan) anlatmak ve paylaşmak istediği duygu, düşünce, tasarım ve izlenimlerini en iyi, en etkili biçimde anlatabileceği simgeleri (sözcük) seçme ve bunları uygun kanalla alıcıya iletme sorumluğu varken; alıcının (dinleyen-izleyen) da bu simgelerin neyi anlattığını kavraması ve bu simgeleri vericinin kafasındaki anlama uygun biçimde anlamlandırma sorumluluğu vardır (Sever, 1998, 52). Buradan hareketle iletişim kazaları olmaması için konuşma gibi verici, dinleme gibi alıcı etkinliklerde belirli bir yetkinliğe ulaşılması gerekmektedir diyebiliriz.
Yukarıda da belirtildiği gibi aktarılan iletilerin tam ve doğru anlaşılamaması önemli iletişim sorunlarına yol açmaktadır. Bu sorunların yaşanmaması ve anlatılanların daha iyi anlaşılabilmesi için uygun dinleme bilgi ve becerilerinin kazanılmış olması büyük önem taşımaktadır. Cemiloğlu (AKINCI 2012:125) da sözlü iletişimde etkin dinlemenin önemini “güzel konuşma, güzel konuşmaların iyi bir dinleyicisi olmakla mümkündür.” şeklinde belirtmiştir. Etkin dinleme becerilerini geliştirmek amacıyla önce dinleme kuralları üzerinde durulmalıdır.
Bu kuralları şöyle özetleyebiliriz: dinlemeye hazırlık, dinleme amacını belirleme, uygun yöntem seçme, dikkatini yoğunlaştırma, görgü kurallarına uygun dinleme vs. Ardından öğrencilerin dinlediklerini anlama ve anlamlandırma becerilerine ağırlık verilmelidir.
Ayrıca bilgi edinme ve eğlence amaçlı dinleme, seçisi dinleme, sorgulayıcı dinleme, not alarak dinleme gibi çeşitli tür, yöntem ve teknikleri içeren kazanımlara da yer verilmelidir. Etkin dinleme becerileri üzerinde ayrıntılı durulması gerektiğine inandığımızdan burada özet bilgi verip ayrı bir yazı konusu olarak ele almayı düşünüyoruz.
Sözlü İletişim Becerilerinin Kazanılmasında Edebiyat Eğitimin Rolü Nedir?
Konuşma ve dinleme becerilerinin kazandırılmasında bir çok etken vardır. Ancak bunların başında olay, düşünce, duygu ve imajların dil aracılığı ile biçimlendirilmesi sanatı olan edebiyat eğitimi gelmektedir.
Kavcar’ın da belirttiği gibi Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi başlıca iki alandan oluşur: 1 Dil becerileri (dinleme, okuma, konuşma, yazma). 2. Dil ve edebiyat üzerine bilgiler. Bu iki alandaki bilgi ve becerileri kazandırma bir yönüyle öğretim programıyla diğer yönüyle de öğretmen yetiştirmeyle ilgilidir.
Dostları ilə paylaş: |