Sayı : B.09.1.TKG.061.647-03-01-07-703/ /07/2007 Konu : Tapu kayıtlarının internet üzerinden S.S.K.’na verilmesi
TASARRUF İŞLEMLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
İlgi : a) 18/06/2007 tarihli ve 2498 sayılı yazıları,
b) Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı’nın 12/06/2007 tarihli ve 1309 sayılı yazısı,
c) SSK Sigorta Primleri Daire Başkanlığı’nın (Devredilen) 03/11/2006 tarihli ve
843762 sayılı yazısı.
I- Hakkında hukuki görüş sorulan mesele: İlgi yazı ve eklerinden, SSK Sigorta Primleri Daire Başkanlığı’nın ilgi (c) yazısı ile, gerçek ve tüzel kişilerden alacaklarının tahsili için borçluların adlarına kayıtlı gayrimenkulleri kaynak ve zaman israfına sebep olmadan ve teknolojik imkânlardan faydalanmak suretiyle S.S.K. personeline yetki verilerek tapu kayıtlarına doğrudan elektronik ortamda erişilerek malvarlığı araştırılması yapılması hususunda kurumlar arasında işbirliği ve eşgüdüm sağlanmasının talep edildiği; Strateji Dairesi Başkanlığı’nın ilgi (b) yazısında ise, TAKBİS veri tabanında yeralan bilgilerin gerekli teknik altyapı henüz oluşturulamadığından internet üzerinden başka kurumlara sağlanmasının mevcut durumda mümkün olmadığı; ancak, gerçek ve tüzel kişilere ait bilgiler başka kurumlar tarafından talep edildiğinde CD veya DVD ortamında verildiğinin belirtildiği, konu ile ilgili Müşavirliğimiz görüşlerinin istenildiği anlaşılmakla gerekli inceleme yapılmıştır.
II- Görüş istenen birimin 26/12/2005 tarihli ve 2005/1614 sayılı Genelge hükümlerine göre yaptığı inceleme ve neticesi: İlgi yazılarında, TAKBİS’e geçen Tapu Sicil Müdürlükleri için kurumlar arasında ortak bir çalışma grubu oluşturulmak suretiyle alınan ortak kararlar doğrultusunda bilgi paylaşımına gidilmesinde 2001/11 sayılı genelgeye göre uygun olduğu belirtilmiştir.
III- Konuyla ilgili Kanun ve diğer mevzuat hükümleri: Mütalaa konusu hâdise, öncelikle Tapu Sicilinin aleniliği ve Tapu Sicilinin tutulmasından devletin sorumluluğu prensipleri bakımından incelenmesi gerekmektedir.
3045 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un “Görev” başlıklı 2. maddesinde, İdaremizin görevleri belirtilmiş olup; (a) bendinde, “Taşınmaz mallarla ilgili akitlerle her türlü tecil işlerinin yapılmasını, Hazinenin sorumluluğu altındaki tapu sicillerinin düzenli bir biçimde tutulmasını, siciller üzerinde değişikliklerin takibini, denetlenmesini, sicil ve belgelerin korunmasını ilgili mevzuata uygun olarak sağlamak” bu cümleden görev olarak sayılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesinde, “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.
Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.
Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmü,
Aynı Kanun’un 1020. maddesinde ise, “Tapu sicili herkese açıktır.
T.C
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir.
Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca 2001/11 sayılı Genelge ile, Tapu Sicilindeki Bilgi ve Belgelerin Veriliş Esasları belirtilmiştir.
IV- Değerlendirme: SSK Sigorta Primleri Daire Başkanlığı’nın (Devredilen) ilgi (c) sayılı yazısı ile, Kurumun gerçek ve tüzel kişilerden prim alacaklarının tahsili için borçluların adlarına kayıtlı gayrimenkulleri kaynak ve zaman israfına sebep olmadan ve teknolojik imkânlardan faydalanmak suretiyle, S.S.K. kurum personeline yetki verilerek tapu kayıtlarına doğrudan elektronik ortamda erişilerek malvarlığı araştırılması yapılması hususunda kurumlar arasında işbirliği ve eşgüdüm sağlanmasının talep etmiştir.
S.S.K. primlerinin zamanında ve eksiksiz tahsili sosyal güvenlik sisteminin işlemesi bakımından gerçekten önemlidir. Prim borcunu ödemeyen gerçek ve tüzel kişilerin gayrimenkullerinin tesbiti ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre haciz konulması ve sonrasında satılarak Kurum alacağının tahsil edilmesi ve bu işlemlerin kaynak ve zaman harcamadan teknolojik imkânların kullanılarak neticelendirilmesinde kamu yararının bulunduğu da izahtan varestedir. Gayrimenkuller bakımından Kurumuzun bu husustaki gayreti ve çalışması (malvarlığı araştırması yapması, ilgiliyi tespit ve haciz şerhi işlenmesi) herkes tarafından bilinmektedir.
Yukarıda da belirtildiği üzere; Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Bahsi geçen sorumluluk, kusursuz sorumluluktur. Diğer bir anlatımla zarar gören, Devletin kusurunu kanıtlamak zorunda değildir.
S.S.K. personeline, internet ortamında malvarlığı araştırması için yetki verilmesi halinde, bu yetkinin amacına ve usulüne uygun kullanılmaması durumunda doğabilecek zararlardan sorumluluk hususu tartışmalı olacaktır. (Borçla ilgisi olmayan şahısların gayrimenkul bilgilerinin ifşa edilmesi) Bu yetkinin amacına ve usulüne aykırı kullanımı kamuoyuna açıklanamayacak, devletin sorumluluğu altında sicilin tutulması prensibi ihlal edilmiş olacaktır.
Malvarlığı araştırması için S.S.K. personeline yetki verilmek suretiyle elektronik ortamda kayıtlara ulaşılması talebi, 3045 sayılı Kanun’un 2. maddesi, Medeni Kanun’un 1007. ve 1020. maddeleri kapsamında değerlendirildiğinde uygun mütalaa edilmemektedir.
2001/11 sayılı Genelge’de, kurum veya görevlilerin, yazılı talep üzerine yada, kanunları gereği tapu kütüklerini bizzat incelenmesine veya bilgi ve belge verilmesine yönelik düzenlemelerden bahsedilmektedir. Bu anlamda S.S.K. birimleri de yazılı talep ile bilgi ve belge alabilmektedir.
Diğer taraftan, Strateji Dairesi Başkanlığı’nın ilgi (b) yazısında, TAKBİS veri tabanında yeralan bilgilerin gerekli teknik altyapı henüz oluşturulamadığından internet üzerinden başka kurumlara sağlanmasının mevcut durumda mümkün olmadığı; ancak, gerçek ve tüzel kişilere ait bilgiler başka kurumlar tarafından talep edildiğinde CD veya DVD ortamında verildiği de belirtilmektedir.
T.C
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
S.S.K.’nun gerçek ve tüzel kişilerden prim alacaklarının tahsili için borçluların adlarına kayıtlı gayrimenkullerin kaynak ve zaman israfına sebep olmadan ve teknolojik imkânlardan faydalanmak suretiyle, SSK kurum personeline yetki verilerek tapu kayıtlarına doğrudan elektronik ortamda erişilerek malvarlığı araştırılması yapılmasının uygun olmadığı yukarıda belirtilmiş idi. Ancak; sözkonusu Kurum ile işbirliği ve eşgüdüm sağlanması, S.S.K. primlerin kısa sürede tahsilinde kamu yararının bulunması bakımından, S.S.K.’nun yazılı talebine istinaden (borçluları belirten yazı), Merkezde Bilgi Edinme Birimi veya Bilgi İşlem Müdürlüğü tarafından oluşturulacak çalışma grubu tarafından, Taşrada ise Tapu Sicil Müdürü’nün görevlendireceği memur tarafından, zaman geçirilmeden bu taleplere cevap verilmesi gerekmektedir. (Uygulamada bu yöndedir.)
V- Sonuç ve görüş özeti:
a) Malvarlığı araştırması için S.S.K. personeline yetki verilmek suretiyle elektronik (internet) ortamda kayıtlara ulaşılması talebi, 3045 sayılı Kanun’un 2. maddesi, Medeni Kanun’un 1007. ve 1020. maddeleri kapsamında değerlendirildiğinde uygun mütalaa edilmemekte,
b) Böyle bir talebin teknik olarak da mümkün bulunmadığının Strateji Dairesi Başkanlığı’nın ilgi (b) yazısından anlaşıldığı,
c) SSK ile işbirliği ve eşgüdüm sağlanması bakımından, S.S.K.’nun yazılı talebine istinaden (borçluları belirten yazı), Merkezde Bilgi Edinme Birimi veya Bilgi İşlem Müdürlüğü tarafından oluşturulacak çalışma grubu tarafından, Taşrada ise Tapu Sicil Müdürü’nün görevlendireceği memur tarafından, zaman geçirilmeden bu taleplere cevap verilmesinde kamu yararının bulunduğu, (uygulamanın da zaten bu yönde olduğu)
düşünülmektedir.
Bilgilerini ve gereğini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
I. Hukuk Müşaviri
T.C.
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Sayı :B.09.1TKG061-647-03-01-07-708 / /2007
Konu : Vekaletname
TASARRUF İŞLEMLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
İlgi : 02/07/2007 tarihli ve 68-2738 sayılı yazınız.
I- Hakkında hukuki görüş sorulan mesele: Başkanlığınızın ilgi yazısının ekinde yer alan T.C. Ziraat Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü’nün 14/06/2007 tarihli ve 88501-1042 sayılı yazısında, "Bankamız ve T.C. Başbakanlık Topu Konut İdaresi Başkanlığı arasında imzalanan Protokol ve Ek Protokoller kapsamında, İdare tarafından inşa edilen konutların satışına Bankamızca aracılık edilmektedir. İdare (TOKİ) adına tapuda tescilli satışa konu olan taşınmazın alıcılara devir işlemi de İdarenin nam ve hesabına ve verilen vekaletnameler doğrultunda vekil sıfatıyla Bankamızca yerine getirilmektedir. Devir işlemlerinin yapılacağı yerlerdeki yetkili Şube personelinin rotasyonu, emekli olması, görevden ayrılması gibi nedenlerle sıklıkla isimler değiştiğinden, sürekli olarak her defasında yetkili personel adına vekaletname verilmesi, Bankamızı gerek masraf gerekse iş yükü açısından külfet altına sokmaktadır. Bu nedenle TOKİ tarafından gönderilen vekaletnameler çerçevesinde Genel Müdürlüğümüzce şubelerimize yetki devri yapılırken; isim belirtilmeksizin “şube adına imza yetkili personele” ibaresi ile noter onaylı vekaletin hazırlanarak Tapu Müdürlüklerine sunulması durumunda işlem yapılıp yapılamayacağı ve bu şekilde işlem tesisine onay verilmesi halinde vekaletname ile birlikte Müdürlüklerinize ibraz edilmesi gereken diğer evraklar hakkında açıklama yapılması …” talep edilmesi karşısında Başkanlığınız ilgi yazısında ise; “…TOKİ’ye ait taşınmazların T.C. Ziraat Bankasınca vekaleten satış işlemlerinde TOKİ tarafından Banka Genel Müdürlüğüne gönderilen satışa yetkili vekaletnameler ile Genel Müdürlüğüne ait satış yetkilerinin Banka Şubelerine devir yapılırken isim belirtilmeksizin, Banka Şubelerinin vekil tayin edilmesi ile noter onaylı vekalet çıkartılarak Tapu dairelerinde işlem yapılmasında Noterlik Kanununa da aykırılık bulunmaması kayıt ve şartıyla Başkanlığımızca bir sakınca görülmemiştir. Konunun tetkik edilerek yukarıda belirtildiği üzere, işleme yön verilmesi” konusunda Müşavirliğimiz görüşlerinin istenildiği anlaşılmakla gerekli inceleme yapılmıştır.
II- Görüş istenen birimin 26/12/2005 tarihli ve 2005/1614 sayılı Genelge hükümlerine göre yaptığı inceleme ve neticesi: İlgi yazı ve ekleri hakkında, Başkanlığınız nezdinde ne gibi değerlendirmelerde bulunulduğu ve bu değerlendirmelere rağmen, "hukukî" yönden hangi sebepten veya sebeplerden dolayı tereddüde düşülmüş olduğu ve neden dolayı "hukukî" görüş sormak ihtiyacı duyulduğu, ilgi yazıdan anlaşılamamaktadır.
Hukuk Müşavirliği'nden görüş istenilmesine ilişkin 2005/1614 sayılı genelgede belirtilen usûle ve esaslara uyulmadan istenilmesine rağmen, konunun önemi, aciliyeti ve sürüncemede kalmaması sebepleriyle keyfiyet hukukî yönden incelenmiştir.
III- Konuyla ilgili mevzuat hükümleri ve yargı kararları: 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 386. maddesinin birinci fıkrasında,, “ Vekâlet, bir akittir ki onunla vekil, mukavele dairesinde kendisine tahmil olunan işin idaresini veya takabbül eylediği hizmetin ifasını iltizam eyler.” şeklinde tanımlanmıştır.
1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 89. maddesinde, “Niteliği bakımından tapuda işlem yapılmasını gerektiren sözleşme ve vekâletnamelerle, vasiyetname, mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış, gayri menkul satış va'di, vakıf senedi, evlenme mukavelesi, evlât edinme ve tanıma, mirasın taksimi sözleşmesi ve diğer kanunlarda öngörülen sair işlemler bu fasıl hükümlerine göre düzenlenir” hükmündedir.
T.C.
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Diğer taraftan, Tapu Sicil Tüzüğü’nün “Hak Sahibinin Belirlenmesi” başlıklı 13. maddesinin dördüncü fıkrasında,”İstem vekaleten yapılmışsa vekilden Noterlik Kanununa göre, düzenlenmiş ve istem konusu işleri yapmaya yetkili olduğunu içerir vekaletname istenir. Vekil, tevkil yetkisine dayalı olarak bir başkasını vekil tayin etmiş ise, ayrıca dayanağı olan vekaletname de aranır. Vekilin kimliği saptandıktan sonra tapu sicilindeki hak sahibi ile vekaletnamedeki müvekkilinin kimliği karşılaştırılır.” hükümleri yer almaktadır.
IV- Değerlendirme: Görüşe konu mevcut dosyanın tetkik edilmesinden;
-T.C. Ziraat Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü ile T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) arasında imzalanan Protokol ve Ek Protokoller kapsamında, TOKİ tarafından inşa edilen konutların satışına T.C. Ziraat Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü’nün aracılık ettiği,
-TOKİ adına tapuda tescilli satışa konu olan taşınmazın alıcılara devir işlemi de TOKİ’nin nam ve hesabına ve verilen vekaletnameler doğrultusunda vekil sıfatıyla T.C. Ziraat Bankası A.Ş Genel Müdürlüğünce yerine getirildiği,
-Ancak, T.C. Ziraat Bankası A.Ş Genel Müdürlüğünce, devir işlemlerinin yapılacağı yerlerdeki yetkili Şube personelinin rotasyonu, emekli olması, görevden ayrılması gibi nedenlerle sıklıkla isimler değiştiğinden, sürekli olarak her defasında yetkili personel adına vekaletname verilmesi, Bankayı gerek masraf gerekse iş yükü açısından külfet altına soktuğu,
-Bu nedenle TOKİ tarafından gönderilen vekaletnameler çerçevesinde, T.C. Ziraat Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü’nce ilgili banka şubelerine yetki devri yapılırken; isim belirtilmeksizin “şube adına imza yetkili personele” ibaresi ile noter onaylı vekaletin hazırlanmasının düşünüldüğü,
-Başkanlığınızca da, sözkonusu talebin Noterlik Kanununa aykırılık bulunmaması kayıt ve şartıyla uygun görüldüğü,
hususları tespit edilmiş olup, görüşe konu olayda, Ziraat Bankası A.Ş.Genel Müdürlüğü’nün kendi şubelerine -satış hususunda- yetki devri yapılırken; isim belirtilmeksizin “şube adına imza yetkili personele” ibaresi ile noter vekaletin hazırlanarak Tapu Müdürlüklerine sunulması durumunda işlem yapılıp yapılamayacağı hususu sorulmaktadır.
Mevcut dosya münderecatı -yukarıda ifade edilen mevzuat hükümleri ile- birlikte değerlendirildiğinde;
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 386. maddesinin birinci fıkrasında, vekâletin bir akit olduğu ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 89. maddesinin hükmü uyarınca da, niteliği bakımından tapuda işlem yapılmasını gerektiren vekâletnamelerin düzenleme şeklinde vekaletname olması yanında Tapu Sicil Tüzüğü’nün “Hak Sahibinin Belirlenmesi” başlıklı 13. maddesinin dördüncü fıkrasında, tapuda yapılacak işlem veya işlemler vekaleten yapılmışsa, vekilden Noterlik Kanununa göre, düzenlenmiş ve istem konusu işleri yapmaya yetkili olduğunu içerir vekaletnamenin isteneceği hükümleri mevcuttur.
Bilindiği üzere; yukarıdaki mevzuat hükmü gereğince, her iki tarafı karşılıklı olarak borç altına sokan sözleşmelerden olan vekaletin kurulması için iki tarafın olması ve tarafların belirli olmasının yanında tarafların da gerçek veya tüzel kişi olması gerekmektedir. Görüşe konu olayda, Ziraat Bankası A.Ş.Genel Müdürlüğü Ticaret Kanunu hükümlerine göre ticari bir işletme olması sebebiyle tüzel kişiliğinin bulunmasına karşılık sözkonusu bankanın şubelerinin tüzel kişiliği bulunmamakta olup, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinde de, “Şube” Elektronik işlem cihazlarından ibaret birimler hariç olmak üzere, bankaların bağımlı bir parçasını oluşturan ve bu kuruluşların faaliyetlerinin tamamını veya bir kısmını kendi başına yapan, sabit ya da seyyar bürolar gibi her türlü işyeri şeklinde tanımlanmıştır.
T.C.
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Banka şubeleri, merkeze tabi olduğundan kendi nam ve hesabına değil, merkezin nam ve hesabına işlem veya işlemler tesis ederler. Şubenin malvarlığı merkeze ait olup, şubenin ayrı bir mameleki yoktur. Şube, merkezden aldığı yetkiye istinaden merkezin uğraş alanına giren konularda faaliyet gösterir ve sözkonusu faaliyetler sebebiyle doğan hak ve alacaklar da şubeye değil, merkeze aittir.
Görüşe konu olayda, T.C. Ziraat Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü’nce ilgili banka şubelerine yetki devri yapılırken; isim belirtilmeksizin “şube adına imza yetkili personele” ibaresi ile vekaletname düzenlenmesinin mümkün olup olmaması yönündeki teklifi; Ziraat Bankası A.Ş.Genel Müdürlüğü’ne bağlı çalışan banka şubelerinin tüzel kişiliklerinin olmaması yanında “şube adına imza yetkili personele” ibaresi ile vekalet verilen kişinin kimliğinin açık ve net olmaması sebebiyle “şube adına imza yetkili personele” ibaresi ile şube adına imza yetkili personelin vekil tayin edilmesi hukuken mümkün değildir.
Diğer taraftan, Medenî Kanun’un kurumlaştırdığı tapu sicillerinin doğru ve düzenli şekilde tutulabilmesi görevi İdaremize verilmiş olup, Medenî Kanun’un 1007 nci maddesine göre, “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” Görüşe konu olayın esasını teşkil eden sözkonusu vekalet biçimi hukuki ihtilaflara sebebiyet verebileceği gibi sözkonusu ihtilaflar sebebiyle hazine zararının oluşacağı aşikardır.
Açıklanan hükümler karşısında “şube adına imza yetkili personele” ibaresi ile vekaletname düzenlenmesi veya bu yönde düzenlenmiş bir vekaletnamenin İdaremizce işleme konulması hukuken mümkün değildir.
V. Sonuç ve görüş özeti: Yukarıda açıklanan maddî ve hukukî sebepler karşısında; hakkında mütalâa sorulan hâdisede; T.C. Ziraat Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü’nce teklif edilen vekaletname biçimi ile işlem tesis edilmesi yönündeki teklifinin uygulanmasının hukuken mümkün olmadığı gibi sözkonusu teklif yönünde vekaletname düzenlenmesi halinde, devletin mali sorumluluğu altında tutulan tapu sicilleri sebebiyle hukuki ihtilafların artacağı düşünülmektedir.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
I. ukuk Müşaviri
T.C
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Dostları ilə paylaş: |