Kaynakça
Aksan, D. 1998. Her Yönüyle Dil. Ankara: TDK Yay.
Campbell, L. 1998. Historical Linguistics. Edinburg University Press.
Crowley, T. 1992. An Introduction to Historical Linguistics, Oxford.
Erzurumlu Darir Yüz Hadis Yüz Hikâye, H. 846. DTCF Kütüphanesi M.Con A-262 (48b-111a).
Erzurumlu D. Yüz Hadis Yüz Hikâye, H. 1062 Süleymaniye, Kütüphanesi Pertevniyal B1. no: 437-438 (122b-235a).
Ergin, M. 1986. Türk Dilbilgisi. İstanbul: Boğaziçi Yay.
Karahan, L. 1994. Kıssa-i Yusuf. Ankara: TDK Yay.
Korkmaz, Z. 1995. Türk Dili Araştırmaları I-II. Ankara: TDK Yay.
Korkmaz, Z. 2000. Türkçede Eklerin Kullanılış Şekilleri ve Ek Kalıplaşması Üzerine. Ankara: TDK Yay.
11 Mayıs 2007 10.00-10.30 A Salonu
Çiğdem Sağın Şimşek, Jochen Rehbein, Ezel Babur
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, O.D.T.Ü., Hamburg Üniversitesi
sagin@metu.edu.tr - rehbein@uni-hamburg.de - ezelbabur@metu.edu.tr
İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların İncelenmesi I: Bu, Şu, O ve Dilin Gösterme Alanı
Bu çalışma Türkçe’deki bu, şu ve o zamirlerini, dilsel araçların doğal konuşma ortamındaki işlevlerinden yola çıkılarak çözümlenebileceği temeline dayanan 70li yıllardan beri Ehlich ve Rehbein (Ehlich 1979, 1986; Rehbein, 1977, 1995; Ehlich ve Rehbein, 1979; Rehbein & Kameyama, 2003) tarafından geliştirilmiş olan İşlevsel Edimbilim yöntemiyle incelemektedir.
Dilin İşlevselci Edimbilim yöntemiyle çözümlenmesi önce söylem ortamında kullanılan dilsel araçların sesbilgisel ve sözdizimsel niteliklerinin tanımlanmasıyla başlamakta ve bu tanımlama daha sonra biçim-işlev ilişkisinin söylem ortamında konuşmacı ve dinleyicinin zihinsel eylemleri de analiz edilerek tamamlanmaktadır. Her dilsel birimin, dilin beş temel alanından Simge alanı (symbol field), gösterme alanı (deictic field), yönlendirme alanı (incitment field), operasyon alanı (operation field) ve tasvir alanı (tinge field)) birimine tekabül ettiği bu teoride bu, şu ve o barındırdıkları niteliklerle zamirleri içine alan ‘gösterme alanı’nda özel bir yere sahiptirler (Rehbein, 2006). Buna göre bu göstergeler (deixis) dinleyicinin dikkatini söylem ortamında bulunan dildışı objelere yoğunlaştırmaktadır.
Türkçe dilbilgilerinde bu ve şu sözcükleri yakınlık-uzaklık göstermeleri açısından incelenmektedir. Bu'nun yakın için kullanıldığı, şu'nun ise biraz daha uzak için kullanıldığı söylenir (Banguoğlu, 1986). Hatta bazı kaynaklarda (Underhill, 1976) bu ve şu arasında sadece vurgusal fark oldugu ve şu nun aslında bu nun değişik bir biçimi olduğu belirtilir. Ancak yakın zamanda yapılan bir çok çalışma bu göstergelerin farklı işlevleri olduğuna dikkat çekmiştir. Özil ve Şenöz (1996) metindilbilim verilerinden yararlanarak gerçekleştirdikleri çalışmada bu ve şu sözcüklerinin dilbilgisel araçlardan yineleme işlemi ile ilişkilendirmiştir. Bu sözcüklerin ortak işlevinin tümceler arası bağlantı kuruyor olması bu' nun artgönderim yaparken şu’nun öngönderim yaptığı açıklanmıştır. Bazı çalışmalarda konuşmacı dinleyici ortamında kullanılan bu ve şu' nun farklı nesne/kişilere işaret ettiği belirtilmiştir. Örneğin Tooru (2004) ve Özyürek (1998), Kuntay ve Özyürek (2006) bu nun dinleyicinin farkında olduğu nesneyi işaret ettiğini şu nun ise dinleyicinin henüz fark etmediği ancak konuşmacı tarafından işaret edilen nesneyi gösterdiğini belirtmiştir.
Bu çalışmada göstergelerin sadece yakınlık ve uzaklık bakımından söylem ortamının iki farklı boyutuna işaret etmediği Türkçe’de bu ortamın konuşmacı ve dinleyiciye göre üç farklı boyut üzerinden işlev gördüğü tartışılacak ve Türkçe’de zamirlerin gösterme alanındaki yerleri incelenerek belirlenecektir (Rehbein, 1992). Aynı zamanda bu ve şu'nun edimsel işlevlerinin aynı olmadığı ve kendilerine özgü dilsel amaçları yerine getirdikleri ortaya konulacaktır. Çalışmada örneklendirme için Jochen Rehbein’ın SKOBI-ENDFAS veri tabanı kullanılacaktır.
10 Mayıs 2007 09.30-10.00 C Salonu
Meliha R. Şimşek
Dokuz Eylül Üniversitesi
malliday@gmail.com
Adlar Adları Niteler mi?
Türkçe’de “demir kapı, altın yüzük, tuğla ev” gibi öbeklerde başı niteleyen sözcüklerin hangi dilbilgisel ulama ait olduğu uzun süredir tartışılmaktadır. Örneklerde başı niteleyen sözcüğü “sıfat” olarak sınıflandıranlar, bu öbeklerin eksiz oluşu yönüyle sıfat tamlamalarıyla özdeş olduğunu; tamlayan sözcüklerin “-den yapılmış” ortaçlı yapısının düşümü nedeniyle yalın duruma geldiğini ve “demir” gibi bazı adların bir nesnenin yapılmış olduğu maddeyi gösterdiğinden sıfat olarak kullanıldığını savunmaktadırlar. Bazıları sözcüklerin sınıflandırılmasında biçimsel ve işlevsel koşutluğu ölçüt alırken, bazıları ise başı niteleyen sözcüğü “ad” olarak kabul etmekte ve birinci öğedeki kaynak bildiren sözcük “-den” ad durum eki ile çekimlenebildiği için bir adın bir başka adı tümlediğini savunmaktadırlar.
Ancak ad öbeklerini oluşturan birinci öğelerin dilbilgisel ulamlarının belirlenmesinde hiçbir ölçüt tek başına açıklayıcı değildir. Bu çalışmada sözcükler sınıflandırılırken; anlamsal, biçimsel, işlevsel, sözdizimsel değiştirgeler ile öbek-içi etkileşimleri birlikte ele alınmaktadır. Ad ve sıfat dilbilgisel ulamları prototiplik kuramına göre incelenmekte, anlam alanlarını sınırlandırma sorunu üzerinde durulmaktadır. Adlar, göndergesellik, çekimlenme, çoğullama ve öbek-içi düşüm açısından irdelenirken; sıfatlar derecelendirme, öbek-içi sıfat sırası ve içkinlik açısından incelenmektedir. Bunun yanı sıra, sıfat ve adlar, kutupluk ile eşaltanlamlık açısından karşılaştırılmaktadır. Bu işlemlerin sonunda tek-değişkenli bir sözdizimsel yapı oluştuğu gözlenmekte ve bu yapılardaki iyelik koşulu sorgulanmaktadır. Başı niteleyen sözcüğün ek almayışı, iki ad arasındaki “devredilemez iyelik” (inalienable possession) ilişkisine dayalı olarak biçim-sözdizimsel öğelerin düşmesiyle açıklanabilmektedir. Ayrıca Türkçe’deki bu öbeklerde adlar arasındaki devredilemez iyelik ilişkisinin başka dillerle koşutluk gösterdiği görülmektedir.
Sonuç olarak, sıfatlar gibi adlar da bir başka adın önüne gelerek niteleme işlevi yüklenebilmektedirler.
Kaynakça
Baker, M. C. 2003. Lexical Categories: Verbs, Nouns, and Adjectives. New York: Cambridge University Press.
Balcı, T. 1995. Ad Takımı - Sıfat Takımı Sorunu. ÇTD, 92, 5-7.
Balcı, T. 2001. Ad Takımı - Sıfat Takımı Sorunu. TÖMER Dil Dergisi, 100, 14-17.
Cruse, A. 2004. Meaning in Language. New York: Oxford University Press Inc.
Demircan, Ö. 1999. Türkçede Türsel Bir Ayrım: [±Baş-Düşümlü] Türkçede “Sıfat” Ayrımına “Düşüm”sel Bir Bakış. XII. Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Ankara: Şafak Matbaası.
Gencan, T. N. 2001. Dilbilgisi. Ankara: Ayraç Yayınevi.
Halliday, M. A. K. 1990. An Introduction to Functional Grammar. London: Edward Arnold.
Haspelmath, M. 2002. Understanding Morphology. London: Arnold.
Katamba, F. 1993. Morphology. London: Macmillan Press.
Löbner, S. 2002. Understanding Semantics. London: Arnold.
Payne, T. 1999. Describing Morphosyntax. Cambridge: Cambridge University Press.
Pinker, S. 2000. Words and Rules – The Ingredients of Language. New York: Harper Perennial.
Spencer, A. 1998. Morphological Theory: An Inroduction to Word Structure in Generative Grammar. Massachusetts: Blackwell Publishers.
Tallerman, M. 1998. Understanding Syntax. London: Arnold.
Yavuz, M. A. 2000. Türkçede Ad-Niteleyici Sözcüklerin Sınıflandırılması Sorunu. ÇTD, 149.
11 Mayıs 2007 09.30-10.00 A Salonu
Eser E. Taylan & Ayhan Aksu-Koç
Boğaziçi Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi
taylanes@boun.edu.tr - koc@boun.edu.tr
_______________________________________________________
Belirteçlerde Görünüş ve Kiplik İlişkisi
Türkçe’de eylem çekim eklerinin çok işlevli olduğu çeşitli çalışmalarla kanıtlanmıştır. Zaman, görünüş ve kiplik ifade eden belirteçler üzerine yapılan çözümlemeler, bu belirteçlerin de birden fazla anlamsal ulamı içinde barındırdığını göstermiştir (Taylan & Aksu-Koç, 2006; Taylan, 2002). Bu çalışmada, (1)-(3)’te örneklendiği gibi bazı bağlamlarda birbirinin yerine kullanılabilen bazı bağlamlarda ise kullanılamayan adeta ve nerdeyse belirteçlerinin görünüş ve kiplik ulamları açısından anlamsal ve işlevsel alanları saptanmağa çalışılacaktır. Böylelikle söz konusu ulamların bu iki belirteç yoluyla Türkçe’de nasıl biçim bulduğu ortaya çıkmış olacaktır.
-
O kadar güzel yürüyordu ki nerdeyse/adeta dans ediyordu.
(2) Ahmet adeta/*nerdeyse bizim doktorumuz, hasta olunca ona başvuruyoruz.
(3) Ahmet nerdeyse/*adeta gelir, saat altı oldu.
Çözümlemede şu sorulara cevap aranacaktır: (i) Smith (1997)’nin görünüş kuramı bağlamında, bu iki belirteç hangi hal türleriyle ve hangi dilbilgisel görünüşler ile birlikte kullanılmaktadır? (ii) Palmer’in (2001) kiplik türleri ve tanımları çerçevesinde bu iki belirtecin ifade ettiği kiplik anlamı nedir? Adeta ve nerdeyse’nin görünüş ve kiplik anlamlarının ayrıştırılması, hangi hal türleri ve eylem çekim ekleriyle uyumlu olduklarının belirlenmesi, Türkçede konuşmacının sözcede aktardığı içeriğin nasıl bir öznel değerlendirme ve bakış açısı ile sunulduğuna açıklık getirecektir.
Kaynakça
Palmer, F. 2001. Mood and Modality. Second Edition. Cambridge: Cambridge University Press.
Smith, C. 1997. Parameter of Aspect. Dordrecht: Kluwer Press.
Taylan, E & Ayhan, A. Koç. 2006. Adverbs at the Interface of Tense, Aspect and Modality: Evidence from Turkish, Chronos 7’de sunulan bildiri.
Taylan, E. E. 2002. On the Relation Between Temporal/Aspectual Adverbs and the Verb Form in Turkish. Taylan, E. E. (Haz.), The Verb in Turkish (97-128). Linguistik Aktuell Series. Amsterdam: John Benjamins.
10 Mayıs 2007 11.00-11.30 A Salonu
Feyza Türkay
Laboratoire Dynamique du Langage/Lyon 2 Üniversitesi
fturkay@cu.edu.tr
Türk Çocukları ve Annelerinin Ad/Eylem Kullanımlarının Bağlam Etmeni ile İlişkisi
Gentner (1982) tarafından çocukların erken dönem sözcük dağarcıklarının nesne adlarından meydana geldiği görüşünü destekleyen araştırma sonuçları ilgili alanda geniş ses getirmiştir. Gentner, çalışmasının sonuçlarını bilişsel gerekçelere dayandırmış ve nesne adlarının genellikle çocukların günlük hayatta düzenli ilişki içinde bulunduğu somut nesneleri temsil ettiğini, bu yüzden çocuklar tarafından daha hızlı bir şekilde içselleştirildiklerini ve kullanıldıklarını iddia etmiştir. Ancak, Gentner’in çalışma sonuçları özellikle üzerinde konuşulan dillerin yapısal özelliklerini dikkate almadığı ve çocuğa yönlendirilmiş konuşmanın niteliklerini göz ardı ettiği gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bu iddiaya karşıt olarak farklı yapısal özellikler gösteren diller üzerinde yapılan çalışmalar, anadili Korece ve Çince olan çocukların Gentner’in iddia ettiğinin tersi bir gelişim gösterdiğini ortaya koymuştur. Özellikle Choi (1997), Choi & Gopnik (1995), Tardif (1993, 1996) tarafından sunulan sonuçlar bu dillerde adların eylemlerden önce edinilmediğini göstermiş ve buna gerekçe olarak da bu dillerin yapısal farklılıkları ve çocuğa yönlendirilmiş konuşmanın niteliksel farklılıkları gösterilmiştir.
Bu tartışmalı sonuçlarda farklılığa neden olan faktörlerden biri de bağlamdır. Choi (2000) tarafından bağlam faktörünü temel alarak anadili İngilizce ve Korece olan çocuklar ve anneler arasında; Tardif, Gelman & Xu (1999) tarafından anadili Mandarin Çince ve İngilizce olan çocuklar ve anneler arasındaki dilsel etkileşimleri konu alan önemli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmaların sonuçları, çocukların erken dönem sözcük dağarcıklarını inceleyen çalışmalarda bağlamın sonuçları etkilediğini göstermiştir.
Bu konu, Türk çocukların anadil edinim süreçlerini inceleyen birçok çalışmada araştırılmış ancak bağlamın sonuçlar üzerindeki doğrudan etkisi üzerinde, Choi ve Tardif’e benzer şekilde, yoğun bir şekilde durulmamıştır.
Bu araştırma, Choi (2000) ve Tardif, Gelman & Xu (1999) tarafından bu konuda yapılmış paralel araştırma bağlamlarının özellikleri dikkate alınarak, 4 Türk çocuk ve annesinin dilsel etkileşimlerini bağlam faktörünü kontrol altına alarak (kitap okuma-oyuncak ile oynama- serbest zaman) araştırmaktadır. Çalışmadaki temel amaç, bağlamın çocukların dilsel üretimlerinde (özellikle ad/eylem) ve çocuğa yönlendirilmiş konuşmada nasıl bir değişikliğe yol açtığını görmektir.
Kaynakça
Choi, S. 1997. Language-Specific Input and Early Language Development: Evidence from Children Learning Korean. Slobin D. I. (Haz.), The Crosslinguistic Study of Language Acquisition 5: Expanding the Contexts (41–133), Mahwah, NJ: Erlbaum.
Choi, S. 2000. Caregiver Input in English and Korean: Use of Nouns and Verbs in Book-reading and Toy-play Contexts. Journal of Child Language, 27, 69-96.
Choi, S. & Gopnik, A. 1995. Early Acquisition of Verbs in Korean: A Crosslinguistic Study, Journal of Child Language, 22, 497–529.
Gentner, D. 1982. Why Nouns are Learned Before Verbs: Linguistic Relativity versus Natural Partitioning. Kuczaj, S.A. (Haz.), Language Development 2: Language, Thought, and Culture, (301–334). Hillsdale, NJ: Erlbaum.
Tardif, T. 1993. Adult-to-child Speech and Language Acquisition in Mandarin Chinese. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Yale Universitesi.
Tardif, T. 1996. Nouns are not Always Learned Before Verbs: Evidence from Mandarin Speakers’ Early Vocabulary. Developmental Psychology, 32, 492–504.
Tardif, T., Gelman, S.A. & Xu, F. 1999. Putting the “Noun Bias” in Context: A Comparison of English and Mandarin. Child Development, 70:3, 620- 635.
11 Mayıs 2007 14.30-15.00 B Salonu
Aygül Uçar
Ankara Üniversitesi
aygulucar@gmail.com
Eylemde Çokanlamlılık ve Sözlük Girdisi Olarak Yardımcı Eylemler
Farklı ancak birbirileriyle bağlantılı anlamlara sahip olma şeklinde kısaca tanımlanabilecek olan çokanlamlılık olgusu (Lyons, 1977), bu durumdaki eylemlerin sözlükte nasıl sunulması gerektiğine yönelik ölçütlerin oluşturulmasını gerektirmektedir. Söz konusu ölçütler öntip anlamının saptanması, eylemlerin çokanlamlı, eşadlı ve bileşik eylem olma bakımından ayrımı ve sunumu, temel anlam ile yan anlamlarının anlam maddesi olarak sıralanması ve anlamları sıralayan maddelerin sayıları açısından belirleyici olmak zorundadır (Uçar, 2006). Özellikle yardımcı eylemler (light verbs) sözlük sunumu açısından giderek daha çok tartışılan bir gözlem konusu haline gelmiştir (Hanks, Urbschat & Gehweiler, 2006). Bu durum, doğal olarak, yardımcı eylem tanımının hangi ölçütler kullanılarak yapılacağı tartışmasını da beraberinde getirmiştir. Çünkü aynı eylemin hem sözlüksel hem de yardımcı eylem olarak doğal dillerde kullanımı söz konusudur.
Bu çalışmada, sözlüklerden taranarak elde edilen çokanlamlı kök eylemler ile sözlüklerde yer almayan, yardımcı eylem yapılarını içeren doğal veri tabanı incelenerek, Türkçedeki yardımcı eylem kullanımı ayrımı yapılıp yapılamadığı çokanlamlı eylemler açısından gözlemlenecektir. Bu gözlem sonrasında ulaşılan yardımcı eylem betimlemeleri sunulacaktır. Ardından, bir sözlük girdisi olarak yardımcı eylemlerin sözlükte nasıl yer alacağı konusunda bir sunum önerisi geliştirilecektir.
Kaynakça
Brugman, C. 2001. Light Verbs and Polysemy. Language Sciences, 23, 551-578.
Butt, M. 2004. The Light Verb Jungle. G. Aygen, C. Bowern & C. Quinn (Haz.) içinde, Papers from the GSAS/Dudley House Workshop on Light Verbs. Cambridge, Harvard Working Papers in Linguistics: 1-49.
Göksel, A. & Kerslake, C. 2005. Turkish: A Comprehensive Grammar. New York: Routledge.
Grimshaw, J. & Mester, A. 1988. Light Verbs and Ө Marking. Linguistic Inquiry, 19 (2), 205-232.
Hanks, P., Urbschat, A. & Gehweiler, E. 2006. German Light Verb Contructions in Corpora and Dictionaries. International Journal of Lexicography, 19 (4), 439-457.
Kearns, K. 2002. Light Verbs in English. Erişim tarihi: 15 Haziran 2006. http adresi: http://www.ling.canterbury.ac.nz/kate /lightverbs.pdf
Lyons, J. 1977. Semantics. London: Cambridge University Press.
Özbek, A. 2006. On Çek- as a Light Verb. 13. Uluslararası Türk Dilbilim Konferensı’nda sunulan bildiri. 16-20 Ağustos 2006, Uppsala Üniversitesi, Uppsala, İsveç.
Öztürk, B. 2004. Complex Predicates in Turkish. G. Aygen, C. Bowern & C. Quinn (Haz.) içinde, Papers from the GSAS/Dudley House Workshop on Light Verbs. Cambridge, Harvard Working Papers in Linguistics : 171–192.
Türkçe Sözlük. 2005. 10. baskı. Ankara: TDK Yayınları.
Türkçe Sözlük. 2005. 2. baskı. Ankara: Dil Derneği Yayınları.
Uçar, A. 2006. Türkçe Sözlükte Çokanlamlı Eylemler Üzerine Gözlemler. XX. Ulusal Dilbilim Kurultayı’nda sunulan bildiri. 12- 13 Mayıs 2006, Maltepe Üniversitesi, İstanbul.
Uzun, N. E. 2003. Modern Dilbilim Bulguları Işığında Türkçe Sözlüğe Bir Bakış. Ata, A. & Ölmez, M. (Haz.), Mustafa Canpolat Armağanı: Dil ve Edebiyat Araştırmaları Sempozyumu, (281-293). Ankara: Mehmet Ölmez Yayınları.
Wierzbicka, A. 1982. Why Can You Have a Drink When You Can’t *Have an Eat? Language 58 (4), 753-799.
11 Mayıs 2007 12.00-12.30 A Salonu
Funda Uzdu, Gözde Demirel, Özgül Macit, Sultan Düzenli, V. Doğan Günay
Dokuz Eylül Üniversitesi
fundauzdu@gmail.com-gozdedemirel@gmail.com-ozgulmacit@gmail.com-sultanduzenli@gmail.com-dogangunay@deu.edu.tr
__________ ___________________________________________
Dilimizdeki Kullanım Sıklığı Yüksek Meslek Adlarının Sözlük Tanımlarının Değerlendirilmesi
Türkçe sözlüklerde “kimse”, “kişi”, “görevli”, “sanatçı”, “bilimci”, “kadın”, “adam”, “erkek” vb. türü kapsayan terimlerle belirtilen çok sayıda sözcük vardır. Bu sözcüklerin tanımlanmasında zaman zaman meslekleri ya da uğraşıları doğrudan ya da dolaylı yoldan ilgilendiren başka meslek adları, uzmanlık alanları da kullanılmaktadır. Bu tür kullanımlarda, bilenen bir meslekten örnekseme yoluyla yararlanıldığı düşünülebilir. Kullanım sıklığı açısından ya da başka açılardan bilinen bir meslekten yola çıkarak bir başkasını betimlemek daha kolaydır.
Türkçe sözlüklerdeki meslek adları bir bütünlük içinde incelendiğinde, ilgili kavramların sözlüksel tanımlarına yeterli özenin gösterilmediği, birbirleriyle ilintili olan meslek adlarının tanımlarında farklılıkların ya da benzerliklerin gerekli oranda açıklanmadığı görülmüştür.
Bu çalışmada anketimiz sonucunda elde ettiğimiz kullanım sıklığı yüksek meslek adlarının sözlüksel tanımlarının irdelenmesi hedeflenmektedir. İncelenecek mesleklerin belirlenmesi için, 100 kişiye “Mesleğiniz nedir?” sorusunun yanında “Bildiğiniz 10 meslek adını söyleyin” türü bir sormaca yapıldı. Yapılan sormaca sonucunda 197 farklı meslek adına ulaşıldı. Bu adların tanımları kullanım sıklığı göz önüne alınarak çeşitli açılardan ele alınıp ilişkilendirilen diğer mesleklerle bir bütünlük içerisinde incelenecektir. Örneğin “hemşire” tanımında “doktor” mesleği de geçmektedir. Bu açıdan “doktor” sözcüğü sormacamızda yer almamış da olsa, incelenecek meslekler içerisine konulacaktır. Ulaşılan mesleklerin sözlük tanımları farklı açılardan incelenecektir. İlgili tanımlar ilişkili olduğu diğer meslek tanımları ile karşılaştırmalı olarak incelenecek, tanımların bütünü sözcükbilimsel, mantıksal ve anlambilimsel açıdan karşılaştırmalı olarak değerlendirilecektir.
Çalışmada ilgili kavramların tanımlamalarında yapılan yanlışlıklar ve eksiklikler ayrıntılı olarak ortaya konulacaktır. Sözlüğün her maddesinin yazımında olduğu gibi; meslek, kişi adlarını belirten kavramların tanımlanmasında sözlük yazımının, sözcükbiliminin verilerinden yeterli oranda yararlanarak her açıdan tutarlı tanımların yapılması gerektiği ortadadır.
Kaynakça
Aksan, D. 1998. Anlambilim Konuları ve Türk Anlambilimi. Ankara: Engin Yayınları.
Aksan, D. 2000. Türkçenin Sözvarlığı. Ankara: Engin Yayınları.
Doğan, D. M. 1992. Büyük Türkçe Sözlük. 9. baskı, Ankara: Rehber Yayınları.
Ergenç, İ. 2002. Spoken Language and Dictionary of Turkish Articulation. İstanbul: Multilingual Yayınları.
Göz, İ. 2003. Yazılı Türkçenin Kelime Sıklığı Sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Guiraud, P. 1984. Anlambilim Çeviren: Prof. Dr. Berke Vardar. Ankara: Kuzey Yayınları.
Günay, V. D. 2007. Sözcükbilime Giriş. İstanbul: Multilingual Yayınları.
Hançerlioğlu, O. 1992. Türk Dili Sözlüğü İstanbul: Remzi Kitabevi
Hayat Büyük Türkçe Sözlüğü 1969. İstanbul: Hayat Yayınları.
İmlâ Kılavuzu 1993. (Gözden geçirilmiş yeni baskı) Ankara: AKDTYK, TDK Yayınları.
Püsküllüoğlu, A .2000. Türkçe Sözlük. İstanbul: Doğan Kitapçılık.
Süleymanoğlu, H. M. 2006. Türkçenin Ters Sıklık Sözlüğü. Ankara : Kurmay Kitap.
Tezcan Aksu, B., Tariktaroğlu, A. & Gemalmaz, E. 2004. Türkçe Sözlük’ün Ters Dizimi. Ankara: TDK Yayınları.
Tuğlacı, P. 1995. Okyanus Ansiklopedik Türkçe Sözlük. 5 cilt, 8. basım, Ankara-İstanbul-İzmir: ABC Yayınları.
Türkçe Sözlük.1999. 2 cilt. Ankara: Dil Derneği Yayınları.
Türkçe Sözlük. 2005. Genişletilmiş 10. baskı, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Uzun, N. E. 2006. Biçimbilim, Temel Kavramlar. İstanbul: Papatya Yayınları.
Watson, R. & Olson, D. R. 1987. From Meaning to Definition: A Literate Bias on the Structure of Word Meaning. Horowitz, R. & Samuels, J. (Haz.), Comprehending Oral and Written Language, (329-353). Academic Press.
Yalım Ö. 1998. Türkçe’de Yakın ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü. Ankara: İmge Yayınevi
Yazım Kılavuzu. 2000. 4. baskı, Ankara: Dil Derneği Yayınları.
10 Mayıs 2007 14.30-15.00 C Salonu
Neslihan Özmen-Veld
Mersin Üniversitesi
neslihan.ozmen@gmail.com
Türkçe Söylemlerde Zamansal Eşzamanlılık İlişkileri
Söylemde zamansal ilişkilere bakıldığında, karşımıza çıkan zamansal ilişkilerden biri de zamansal eşzamanlılık ilişkisidir. Çalışmamızın konusu olan zamansal eşzamanlılık ilişkileri ele alındığında, zamansal paralellik ve zamansal içerme olmak üzere iki türlü ilişki ile karşılaşılmaktadır. Zamansal paralellik ve içerme ilişkilerinin belirlenmesinde ise Özmen (2006) tarafından öne sürülen Zamansal Uygunlaştırma Modeli’nin kısıtlayıcıları kümesinden biri olan Aralık kısıtlayıcısı rol oynamaktadır. Aşağıda sunulan Örnek (1) ve (2) zamansal eşzamanlılık ilişkileri açısından düşünüldüğünde, Örnek (1)’de zamansal paralellik, Örnek (2)’de ise zamansal içerme ilişkisi algılanmaktadır:
-
Ders çalıştı. Televizyon seyretti.
(1.a) Ders çalışarak televizyon seyretti.
(1.b) Televizyon seyrederken ders çalıştı.
-
Birkaç yıl önce ikinci Boğaz köprüsünü inşa ettiler.
(2.a) Birkaç yıl önce ikinci Boğaz köprüsünü inşa ederlerken en iyi malzemeyi kullandılar.
(2.b) # En iyi malzemeyi kullanırlarken, birkaç yıl önce ikinci Boğaz köprüsünü inşa ettiler.
Örnek (1.a) ve (1.b)’de görüldüğü gibi, burada aktarılan ‘ders çalışma’ ve ‘televizyon seyretme’ oluntuları ‘-ken’ gibi zamansal eşzamanlılık kodlayan bir zaman ulacıyla birlikte ortaya çıkabilmektedir. Ancak Örnek (2.b)’de görüldüğü gibi, bu durum ‘inşa etme’ ve ‘en iyi malzemeyi kullanma’ oluntuları için geçerli değildir. Bunun nedeni, ‘ders çalışma’ ve ‘televizyon seyretme’ oluntularının arasında bulunan aralık özelliklerinin, ‘inşa etme’ ve ‘en iyi malzemeyi kullanma’ oluntularının arasında bulunan aralık özelliklerinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Örnek (1) de aktarılan oluntuların aralık özellikleri aynı, Örnek (2)’de ise, oluntuların aralık özellikleri farklıdır. Bu nedenle, Örnek (1)’de zamansal paralellik, Örnek (2)’de ise zamansal içerme ilişkisi algılanmaktadır. Çünkü Örnek (2)’de ‘malzeme kullanma’ oluntusu, ‘inşa etme’ oluntusunun bir ‘ara aşamasını’ oluşturmaktadır.
Özetle, bu çalışmada ele alacağımız zamansal eşzamanlılık ilişkilerinin belirlenmesinde, söylemde aktarılan oluntuların aralık özellikleri önemli bir rol oynamaktadır. Aynı ve eşit zamansal aralık özellikleri zamansal paralellik yorumlamasını getirirken, farklı aralık özellikleri zamansal içerme yorumlamasını getirmektedir. Söylemde aktarılan oluntuların arasında bulunan zamansal aralık özelliklerinin belirlenmesinde ise sözdizimsel özellikler, anlamsal içerik, sözbilimsel ilişkiler ve dünya bilgisi rol oynamaktadır.
Kaynakça
Caenepeel, M. 1989. Aspect, Temporal Ordering, and Perspective in Narrative Fiction. Doktora Tezi, Edinburgh Üniversitesi.
Hendriks, P. & de Hoop, H. 2001. Optimality Theoretic Semantics. Linguistics and Philosophy 24, 1-32.
Özmen, N. 2006. Söylemde Zamansal İlişkiler: Türkçeden Tanıtlarıyla bir Uygunlaştırma Önerisi. Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi.
Prince, A. & Smolensky P. 1993. Optimality Theory: Constraint Interaction in Generative Grammar. Ms. Rutgers University, New Brunswick & University of Colorado, Boulder.
10 Mayıs 2007 12.00-12.30 A Salonu
Emine Yarar
Hacettepe Üniveristesi
yarar@hacettepe.edu.tr
Dolaylı Evet/Hayır Sorularının Biçimsel ve Anlamsal Özellikleri
Dolaylı Evet/Hayır (E/H) sorularının farklı dillerde değişik yapılar aracılığıyla gerçekleştirildiği ve bu yapıların birbirleriyle örtüşmedikleri bildirilmektedir (Adger & Quer 1997, 2001; Han & Romero, 2002). Adger & Quer (1997, 2001) İngilizce’deki dolaylı E/H sorularının başlıca iki örüntüsü olan whether ve if yapılarının farklı sözdizimsel ve anlamsal özellikler sergilediklerini ve if yapısı yoluyla gerçekleştirilen dolaylı E/H sorularının daha kısıtlı sayıda ana tümce eylemiyle olası olduğunu ileri sürmektedirler. Öte yandan olumsuz tümcelerde ve dolaylı olmayan E/H sorularında if içeren bu yapılardaki kısıtlamanın esnediği gözlenmiştir. Adger & Quer (1997, 2001) bu tür dolaylı sorulara sıradışı dolaylı E/H soruları (unselected embedded questions) olarak adlandırmaktadır. Katalanca ve İspanyolca’da da bildirme kipi taşıyan ve taşımayan yapıların dolaylı E/H sorularında birbirlerinden ayrıştığı ve yalnızca bildirme kipi içeren yapıların dolaylı E/H sorularında kullanılabildiği gözlenmiştir.
Bu çalışmanın amacı dolaylı E/H soruları temelinde
–mA ve –DIk/-AcAk eklerinin tümleç yan tümcelerindeki biçimsel ve anlamsal özelliklerini betimlemektir. Dolaylı E/H soruları büyük ölçüde –DIk ve –AcAk ekleriyle gerçekleştirilmektedir. –mA ekinin söz konusu sorularda kullanılması olası olmamaktadır (Örnek (1)). Adger & Quer’in (1997, 2001) geliştirdiği sıra dışı dolaylı E/H sorularını üreten koşullarda (olumsuz tümceler ve dolaylı olmayan E/H soruları) bile –mA eki içeren dolaylı E/H sorularının olası olmadığı görülmektedir (Örnek (2)). Ancak sor- eylemi dışında kalan az sayıda eylemle –mA ekinin kullanılabildiği gözlenmiştir (Örnek (3)). Söz konusu tümcelerin dolaylı E/H soruları değil seçenek içeren tümceler olduğu gözlenmektedir. Seçenek içeren bu tür tümcelerin –DIk ve –AcAk ekleriyle de olası olduğu örnek 4’te görülmektedir.
Bu gözlemler sonucunda –mA ekinin dolaylı ne sorusu içeren tümcelerde kullanılamamasına ek olarak dolaylı E/H sorularında da kullanılamadıkları ileri sürülmektedir. Dolayısıyla, -DIk ve –AcAk ekleri Türkçedeki dolaylı E/H sorularını gerçekleştirmede yaygın şekilde kullanılan dilsel araçlardır. Sonuç olarak adı geçen iki ek grubu sergiledikleri diğer farklılıkların yanı sıra dolaylı E/H soruları bakımından da farklılaşmaktadır.
Örnekler
(1) a. Efe Elifin partiye gelip gelmediğini/gelmeyeceğini sordu.
b. *Efe Elifin partiye gelip gelmemesini sordu.
(2) a. *Efe Elifin partiye gelip gelmemesini sormadı.
b. *Efe Elifin partiye gelip gelmemesini sordu mu?
(3) Efe Elifin partiye gelip gelmemesini önemsiyor.
(4) Elif Efenin partiye gelip gelmediğine/gelmeyeceğine karışmaz.
Kaynakça
Adger, D. & Quer, J. 1997. Subjunctives, Unselected Embedded Questions and Clausal Polarity Items. NELS 27, 1-15.
Adger, D. & Quer, J. 2001. The Syntax and Semantics of Unselected Embedded Questions. Language 77 (1), 107-133.
Han, C. H. & Romero, M. 2002. Ellipsis and Movement in the Syntax of Whether/Q…Or Questions. NELS 32’de sunulan bildiri.
10 Mayıs 2007 15.30-16.00 A Salonu
Cem Yüksel & Murat Türk
Ankara Kriminal Polis Laboratuarı Md., Hacettepe Üniversitesi
cemyuk@gmail.com -murattrk@yahoo.co.uk
Adli Konuşma Kayıtlarında “Konuşmacı Profili” Belirleme
Bilinen ve bilinmeyen iki konuşmacının karşılaştırıldığı adli konuşmacı tanıma süreçlerinden ayrı olarak, kimi zaman incelemeci tek bir konuşmacının kişisel özelliklerinin belirlenmesi istemi ile karşılaşabilir.
Genellikle sözel iletişimin yeğlendiği suç eylemini üstlenme, çok rastlanan bir davranıştır ve genellikle suçun hemen sonrasında gerçekleşir. Özellikle 155-156’ya yapılan eylemi üstlenme bildirimleri ya da teknik izleme yoluyla elde edilen konuşma kayıtları eylemcilere ulaşmak yolunda kolluğa büyük yarar sağlamaktadır.
Konuşmacının sesbilgisel özelliklerinden yaşı, cinsiyeti, mesleği belirlenir. Kalıcı ya da geçici bir ses hastalığı bulunup bulunmadığı, protez kullanıp-kullanmadığı ya da hastalığı ile ilgili tedavi görüp-görmediği de klinik olarak araştırılabilir. Konuşmada yer alan ağız, iki dillilik gibi özelliklerden kişinin dili edindiği yer, ailesi ve sosyo-ekonomik durumu ve hatta karma ağız özellikleri de varsa kişinin geçmişinde izlemiş olabileceği göç yolları da soruşturmacı kolluk birimlerine bildirilir. Konuşmacının, kaydın yapıldığı olası bir gerilimli ortamda ne gibi ruhdilbilimsel sapmalar gösterdiği de söyleyiş özelliklerine ve ses yolu etkilerine bakılarak saptanır ve bu saptamalar, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında şüphelilerinkiler ile karşılaştırılır. Dilin işlevsel yapılarını nasıl kullandığı, özellikle seçtiği dilsel geçiş birimlerinin neler olduğu da önemlidir. Konuşma oranı, sözcük dağarcığı, meslek sözcükleri ile konuşmacının eğitim düzeyi ile ilgili bilgilere ulaşılır.
Oldukça ayrıntılı bir şablon içerisine konuşmacının, eldeki veritabanı ile karşılaştırılabilen ve öngörülebilen tüm dilsel özellikleri yerleştirilir ve bu özellikler incelemecinin bir “konuşmacı profili” belirlemesini sağlar. Belirli olasılık düzeyleri ile gösterilen bu profile göre soruşturmacı kolluk birimleri yönlendirilir.
Kaynakça
Cerrato, L. 2000. Subjective Age Estimation of Telephonic Voices. Speech Communication, 107–112.
Chambers, J. K. , Rieber, W. & Stewart, W. A. (Haz.) 1990. Forensic Dialectology and the Bear Island Land Claim. New York: New York Academy of Sciences.
Dale, A., Davies, A. & Wei, L. 1997. Developing a Typology of Rapists’ Speech. Journal of Pragmatics, 653–669.
Ekman, P., Friesen, W. & Scherer, K. 1976. Body Movement and Voice Pitch in Deceptive Interaction. Cambridge: Cambridge University Press.
Gonzalez, J. 2004. Formant Frequencies and Body Size of Speaker: A Weak Relationship in Adult Humans. Journal of Phonetics, 277–287.
Greisbach, R., Esser, O. & Weinstock, C. (Haz.) 1995. Speaker Identification by Formant Contours . New York: New York Academy of Sciences.
Hollien, H. 1990. The Acoustics of Crime. New York: Plenum Press.
Hollien, H. 2002. Forensic Voice Identification. London: Academic Press.
Inbau, F. E. 1986. Criminal Interrogation and Confessions. Baltimore: Williams & Wilkins.
Ladd, D. R. 1996. Intonational Phonology. Cambridge: Cambridge University Press.
Lariverie, C. L. 1975. Contributions of Fundamental Frequency and Formant Frequencies to Speaker Identification. Phonetecia, 185–197.
Morris, D. 1977. Manwatching: A Field Guide to Human Behaviour. New York: H. N. Abrams.
Maley, Y. & Gibbons, J. (Haz.) 1994. Language and the Law. London: Longman.
Rose, P. 2002. Forensic Speaker Identification. New York: Taylor & Francis.
Vardar, B. 1982. Dilbilimin Temel Kavram ve İlkeleri. Ankara: TDK.
Wiegman, A., Siegman, A. & Feltstein, S. (Haz.) 1985. Multichannel Integrations of Non-Verbal Behaviour. Hillsdale, NJ: L. Erlbaum Associates.
10 Mayıs 2007 12.00-12.30 C Salonu
İlknur Yüksel
Anadolu Üniversitesi
iyuksel@anadolu.edu.tr
_______________________________________________________
Türkçede Olumsuzluk Yapıları ve Bağdaşıklık
Bu çalışmada Türkçedeki olumsuzluk yapılarının söylemdeki bağdaşıklık işlevleri incelenmektedir. İngilizce gibi diğer dillerdeki olumsuzluk yapıları çoğunlukla sözdizimi, biçimbirim (e.g. Heageman, 1995; Zanuttini, 1997) ve anlambilim (Carston, 1998) açısından incelenmiştir. Ancak, olumsuzluk yapılarının edimbilim ve söylembilim açısından sözlü ve yazılı metinlerde incelenmesi çok yaygın değildir. Öte yandan, Horn (1985) ve Givon (2001) gibi araştırmacılar, olumsuzluk yapılarını cümle seviyesinde inceleyen çalışmaların aksine, bu yapıların metin içerisindeki işlevlerine yoğunlaşmış ve dildeki bu yapıların farklı açılarının bir araya gelmesiyle söylemdeki bağdaşıklığı nasıl sağlayabildiğine dikkat çekmiştir. Türkçede ise bu alandaki çalışmalar oldukça sınırlıdır. Özellikle Türkçe olumsuzluk yapıları ve bu yapıların bağdaşıklık açısından incelenmesi araştırılması gereken bir konudur. (Özkan, 2006; Emeksiz, 2006) Bu nedenle, bu çalışmanın amacı, Kehler’in (2002) söylem bağdaşıklığını metin-içi ilişkilerle açıklamak için önerdiği kuramı çerçevesinde, Türkçedeki olumsuzluk yapıları ve metin bağdaşıklığı ilişkisini incelemektir. Kehler’in (2002) kuramında, söylemde bağdaşıklık, metin içindeki Benzerlik, Sebep-Sonuç ve zamanda ve mekânda Bitişiklik ilişkilerinden oluşan üç temel ulama ve her bir ulamanın alt gruplarında belirtilen ilişkilerle ele alınmıştır. Bu çalışmada Türkçe metinler bu ulamlar çerçevesinde incelenmiştir. Çalışmanın verileri, günümüz Türkçesinin farklı türlerini bir araya getirmiş olan ODTÜ Derlem’inden alınmıştır. Seçilen metinlerde, Türkçedeki olumsuzluk eki –me/-ma ve olumsuzluk yapıları değil ve yok metin içindeki bağdaşıklık ilişkilerini sağlama işlevlerine göre incelenmiş ve Kehler’in (2002) bağdaşıklık ulamlarına göre düzenlenmiştir. Verilerin her bir ulama göre sınıflandırılması iki farklı uzman tarafından yapılmış ve uzmanlar arasındaki uyumun güvenirlik düzeyi Cohen Kappa istatistiğiyle değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular, Türkçedeki olumsuzluk yapılarının Kehler’in (2002) bağdaşıklık ilişkisi ulamlarına göre, metin-içi bağdaşıklığa katkı sağladığı ve bu yapıların söylembilim çerçevesinde incelenebildiğini göstermiştir.
Kaynakça
Haegeman, L. 1995. The Syntax of Negation. Cambridge: CUP
Horn, L. 1985. Metalinguistic, Negation and Pragmatic Ambiguity. Language, 61 (1). 121-174
Kehler, A. 2002. Coherence, Reference and the Theory of Grammar. Stanford: CSLI Publications.
Özkan, B. 2006. Türkçede Dilbilgisel Olarak “Olumlama” ve “Olumsuzlama”. Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15 (1), 269-282.
Zanuttini, R. 1997. Negation and Clausal Structure: A Comparative Study of Romance Languages. New York: Oxford University Press.
11 Mayıs 2007 11.30-12.00 C Salonu
Deniz Zeyrek, Çiler Hatipoğlu, Nart Bedin Atalay
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
dezeyrek@metu.edu.tr - ciler@metu.edu.tr - bedin@ii.metu.edu.tr
______________________________________________________
Türkçe /r/’nin Akustik Özellikleri
Türkçe /r/ çeşitli kaynaklardaki tanıma göre, dişeti ya da öndamakta eklemlenen çarpmalı ünsüzdür (Aksan, 1978; Göknel, 1974; Kornfilt, 1997; Lewis, 2000). Değdiği yerde birkaç vuruş yapan yuvarlanan türü [r] sözcük başında bulunur (Selen, 1979). Sözcük ortasında tekvuruşlu ya da yuvarlanmayan türü [ɿ] kullanılır (Selen 1979). Sözcük sonunda [ɾ] ötümsüzleşir (Göksel ve Kerslake, 2005; Erguvanlı-Taylan, 2000; Kornfilt, 1997). Bazı kaynaklar sözcük sonundaki [ɾ]’nin sürtünmeli olduğunu belirtmektedir (Erguvanlı-Taylan, 2000; Selen, 1979). Bu özelliğin bütün kaynaklarda belirtilmemiş olması araştırmaya değer bir nitelik olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla çalışmamızın odak noktası sözcük sonu [ɾ]’nin sürtünmeli olduğunu akustik olarak göstermeye çalışmaktır. Ayrıca sürtünmeli değişkenin kız ve erkek deneklerin kullanımında bir fark gösterip göstermediğine bakılacaktır.
/r/’nin değişkenlerinin spektral özelliklerinin PRAAT programı ile açığa çıkarılması planlanmaktadır. Bu program şu adresten elde edilmiştir: http://www.fon.hum.uva.nl/praat/. 18–21 yaşlarında, ağız farklılıkları göstermeyen 4 kız 4 erkek üniversite öğrencisinin /r/’nin dağılımını gösteren sözcükleri 4-5 kere tekrarlamasıyla elde edilecek ses kayıtları spektral incelemeden geçirilecektir. Kısaca, bu çalışma /r/’nin biçimbirimciklerini, özellikle sözcük sonu değişkenin özelliklerini akustik incelemelerle belirlemek, cinsiyet farkının sözcük sonu değişken için önemli olup olmadığına bakmak amacını taşımaktadır.
Kaynakça
Aksan, D. 1978. Türkiye Türkçesi Gelişmeli Sesbilim. Ankara: Türk Dil Kurumu.
Catford, J. C. 2001. On R’s, Rhotacism and Paleophony. Journal of the International Phonetic Association 31, 171-185.
Erguvanlı-Taylan, E. 2000. Structure of Modern Turkish (Class Notes). İstanbul: Boğaziçi University MS.
Göknel, Y. 1974. Modern Türkçe Dilbilgisi. İzmir: Hür Efe Matbaası.
Göksel, A. & Kerslake, C. 2005. Turkish: A Comprehensive Grammar. London & New York: Routledge.
Kornfilt, J. 1997. Turkish. London & New York: Routledge.
Ladefoged, P. 2001. Vowels and Consonants. Oxford: Blackwell.
Lewis, G. 2000. Turkish Grammar. 2. basım. Oxford: Oxford University Press.
Selen, N. 1979. Söyleyiş Sesbilimi, Akustik Sesbilim ve Türkiye Türkçesi. Ankara: Türk Dil Kurumu.
11 Mayıs 2007 11.00-11.30 B Salonu
Yuvarlak Masa
Cem Bozşahin & Aslı Göksel
Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi
bozsahin@metu.edu.tr - gokselas@boun.edu.tr
_______________________________________________________
Türkçede Ezgi: Sözdizim ve Edimle İlişkisi
Ezgi, sözdizim ve edim yapısal alanlar olarak kabul edildiğinde, bir ifadenin bu düzlemlerdeki kurucuları dilbilim kuramlarını farklı yönlere çekmektedir. Bu yapıların aynı temelli olduğu, farklı ama birbiriyle ilişkili olduğu veya birbirlerini etkilememesi gerektiği şeklinde üç temel açılım da kendi içinde farklılık göstermektedir, örneğin farklı ama ilişkili iseler bu ilişki nasıl bir ilişkidir gibi.
Ezgi çalışmalarını bu konuda özel kılan temel nokta veri tabanının diğer düzlemlere de dayanak oluşturması gerektiğidir. Sonuçta hiçbir sözdizimsel yapı ya da edim ezgilemeden ifade edilemez. Her ne kadar kuramlar örneğin sözdizimsel yapı konusunda varsayımlarını oluştururken sadece sözdizime bakmayı uygun görebilirlerse de, dilbilimin ampirik temelini oluşturan veriler ezgi de içermektedir, dolayısıyla diğer soyutlamaların da göz ardı edemeyeceği bilgiler ses, işaret ve ezgi belirlemesi ile başlar.
Ezgi konusunda yapılmış bazı incelemeler olmakla birlikte, Türkçede hissedilen temel eksiklik, dilbilimde son çeyrek yüzyılda önemli birikim sağlamış ezgi ve sesbilim kuramları ışığında elimizde fazla birikim olmamasıdır. Dünya literatüründe de ezginin sözdizim ve edimle yapısal açıdan incelenmesi ancak son yıllarda gerçekleşmiştir. Bazı kuramların sağladığı veri birikimleri ve modeller örneğin İngilizce ve Almanca ezgi yapıları için yepyeni açılımlar getirmiştir. Kuramlara örnek olarak ingilizce isimleriyle Autosegmental-Metrical Theory, Intonational Phonology, Prosodic Phonology, Government Phonology ve Lexical Phonology'yi sayabiliriz.
Bu toplantının amacı elimizde olanları paylaşmak, sözü edilen kuramların bir Türkçe ezgi envanteri çıkarılmasında neler önerebileceğini tartışmak ve sözdizim ve edim kuramlarıyla ilişkilendirilmesinde yeni bilgiler için nerelere bakmamız gerektiğini araştırmaktır.
Yuvarlak Masa
Necate Baykoç Dönmez, Tülin Güler, Ebru Deretarla Gül
Hacettepe Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi
nbdonmez@yahoo.com - tulink@hacettepe.edu.tr - ebrudere@cu.edu.tr
Çocuklarda Dilin Kazanımı, Gelişimi ve Değerlendirilmesi
Çocuklarda dilin kazanımı, gelişimi ve değerlendirilmesine ilişkin bazı dillerde detaylı bilgilere ulaşılırken, Türkçenin kazanımına ilişkin çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Türk çocuklarının dili kazanım aşamalarının belirlenmesi, gelişimlerini değerlendirmek ve gerekli desteği sağlamak açısından çok önemli olup, bu amaçla; 12-72 Aylar arasındaki Türk çocuklarının dil kazanımı ve gelişimi aşamalarını belirlemek için gerek alıcı dil gerekse ifade edici dil boyutlarında 1986 yılından itibaren üç bilim uzmanlığı ve üç doktora tez çalışması birbirini takip eder şekilde tamamlanmıştır. Bu çalışmaların devamında çocukların alıcı ve ifade edici dil gelişimi özelliklerini değerlendirme yöntemlerini belirlemek için dil gelişim ölçeği geliştirilmiştir. 12-72 Aylar arasındaki Türk çocuklarının dili kazanmada alıcı ve ifade edici dil gelişim özelliklerini içeren bu ölçek Türkçe’ye özgü olarak geliştirilen ilk ölçektir. Bu çalışmada, çocuklarda dil gelişimi ve Türkçe kazanım aşamaları tüm boyutları ile tartışılacak, değerlendirme kriterleri ve yöntemleri belirtilecektir.
Kaynakça
Acarlar İ. F. 1991. 2,5–4 Yaşlar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
Acarlar, F. & Baykoç D. N. 1992. 30-47 Aylar (2.5-4 Yaş) Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 8 (3), 163-203.
Baykoç D. N. 1986. 12–30 Aylık Türk Çocuklarında Dilin Kazanılması Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi. Ankara.
Baykoç D. N. 1986. Dil Gelişimi ve Dil Gelişimini Değerlendirmede Kullanılan Testler. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi. 1.
Baykoç D. N. & Arı, M. 1992. 12–30 Aylık Türk Çocuklarında Dilin Kazanılması. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 8 (3), 115-161.
Baykoç D. N. ve diğ. 1997. Okul Öncesi Dönemde Dil Gelişimi Etkinlikleri. 2. baskı. Ankara: Sim Matbaacılık.
Erdemir, N. 2001. 12–30 Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının Anlamsal Yönden İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara.
Güler, T. 2004. 48–72 Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Alıcı Dil Yapılarının İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara.
Güleryüz, F. 1990. 48–60 Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi. Yayınlanmamış Bilim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Yüksel, E. 2003. Eskişehir’de Yaşayan 30–47 Aylar Arasındaki Çocukların Alıcı Dil Becerilerinin İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
Yuvarlak Masa
N. Engin Uzun, Leyla Uzun, Zeynep Erk Emeksiz, İlknur Keçik, Ümit Deniz Turan
Ankara Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi
gulsunleylauzun@gmail.comzeemeksiz@anadolu.edu.tr-ikecik@anadolu.edu.tr - udturan@anadolu.edu.tr _______________________________________________________
Sosyal Bilimler Alanında Yazılan Türkçe Metinlerdeki Tutarlılık İlişkileri ve Tartışma Yapısı
Bu yuvarlak masa etkinliğinin temel amacı, sosyal bilimler alanında yazılan Türkçe metinlerde tartışma yapısının bileşenlerini (iddia, tanıt, uslamlama (reasoning)) tutarlılık ilişkileri (coherence relations) açısından betimlemektir. Bu amaçla, etkinlikte yer alan sunularda metinler aşağıdaki sorular çerçevesinde incelenecektir:
-
Metinlerdeki iddia önermelerinin türlerine ve niteliklerine göre sıklık değeri nedir?
-
Metinlerde tanıt bileşeninin gerçekleştiği söylem bloklarında hangi tutarlılık ilişkileri ortaya çıkmaktadır? Bu açıdan metinlerde Türkçe için tipik bir tanıtsallık sunumu bulunmakta mıdır?
-
Metinlerdeki uslamlama türlerinin sıklık değeri nedir? Uslamlama bileşeninin gerçekleştiği söylem bloklarında hangi tutarlılık ilişkileri ortaya çıkmaktadır? Bu açıdan metinlerde Türkçe için tipik bir uslamlama sunumu bulunmakta mıdır?
-
Metinlerde gözlemlenen “sözde uslamlama”nın türlerine göre sıklık değeri nedir?
Çalışmada, tartışma yapıları Toulmin’in (1958) Tartışma Kuramı temel alınarak betimlenecektir. Tutarlılık ilişkileri için temelde Kehler (2002)’deki tanımlamalar benimsenerek bu ilişkiler söylem blokları içinde ele alınacak ve çekirdek-uydu yapısı gözetilerek (Mann & Thompsan, 1987) çözümlenecektir.
Çalışmanın örneklemini oluşturan özgün araştırma yazıları, TÜBA ULAKBİM Sosyal Bilimler Veri Tabanı’nda yer alan 6 konu alanını (dilbilim, psikoloji, sosyoloji, felsefe, eğitimbilimleri, tarih) temsil eden süreli yayınlardan rastlantısal olarak seçilmiştir.
Kaynakça
Kehler, A. 2002. Coherence, Reference, and the Theory of Grammar. Chicago: CSLI Publication.
Mann, W. C. & Thompson, S. 1987. Rhetorical Structure Theory: A Theory of Text Organization. ISI: Information Sciences Institute, Los Angeles, CA, ISI/RS-87-190, 1-81.
Toulmin, S. 1958. The Uses of Argument. Cambridge: CUP.
POSTER SUNUMLARI
Yeşim Aksan & Dilek Kantar
Mersin Üniversitesi
yesim.aksan@gmail.com
Kavramsal Metafor Kuramı Açısından Türkçede Duygu Metaforları Bütüncesi
Lakoff & Johnson (1980, 1999)’ın geliştirdiği Kavramsal Metafor Kuramı insan zihninin çalışma biçimlerinde dilsel yapıların öneminin ve yerinin belirlenmesinde etkin bir yaklaşımdır. Kavramsal metafor soyut bir kavramsal alanın (örn. hayat, duygu vb.) çoğunlukla somut olan başka bir kavramsal alan (örn. yolculuk, ateş vb.) yardımıyla anlaşılmasıdır. Kavramsal metafor sadece bir benzetme değildir; zihnimizde, kavramlar arası, bilinçsiz olarak ürettiğimiz eşleştirmelerdir. Zihnimiz hedef kavram alanın farklı yönleriyle uyumlu olan kaynak kavram alanlarını eşleştirir ve A (hedef) kavramı B (kaynak)’dır şeklinde kodlama yapar, örneğin HAYAT BİR YOLCULUKTUR. Biz, farkında olmadan, kavramsal metaforlarla düşünür ve konuşuruz. Bu durumda, dildeki basmakalıp anlatımların bir çoğu kavramsal metafor örneğidir: Hayatın zorlu yollarında ilerle.
Bu çalışmanın konusu duygu metaforlarıdır. Dilde duygu anlatımlarını oluşturan duygu metaforları, mutluluk, öfke, korku, aşk vb. geniş bir hedef kavram alanı oluşturmaktadır (Kövecses, 2000). Biz, çalışmamıza aşk metaforlarını incelemekle başladık. İngilizce için belirlenmiş 25 kavramsal aşk metaforunu (Köveces, 1988) Türkçedeki kavramsal metaforlarla karşılaştırdık (Aksan & Kantar, baskıda). Çalışmanın verisini, internetten (google taraması), Türk edebiyatından, çağdaş şarkı sözlerinden ve yazılı ve görsel medyadan derlediğimiz 1000 kadar aşk metaforu oluşturdu. Ayrıca, 300 üniversite öğrencisinden yazılı ve sözlü veri topladık.
Türkçe ve İngilizce kavramsal aşk metaforları arasında yapılan karşılaştırmanın ilk sonuçlarına göre, (a) İngilizce ve Türkçe aşk duygusunu dile getiren metaforların birçoğunun kaynak alanı örtüşmektedir; (b) İngilizce ve Türkçe aşk duygusunu dile getiren kavramsal metaforlar aynı olsa da bu metaforları dile getirme biçimleri farklılık göstermektedir; (c) Türkçe, İngilizceden farklı olarak, aşk duygusunu, Türk toplumunun kültürel değerlerini ve geçmişini yansıtacak biçimde dile getiren kavramsal metaforlara sahiptir; (d) İngilizce, aşk duygusunu, İngiliz ve Amerikan kültürlerini yansıtacak biçimde dile getiren, Türkçede ender gördüğümüz kavramsal metaforlara sahiptir; (e) Türkçedeki kimi kavramsal aşk metaforlarının kaynakları Türk kültürüne özgü dilsel ve felsefi temellere dayanmaktadır.
Çalışmamızın sonuçlarının daha sistematik ve kapsamalı olabilmesi için İngilizce ve Türkçedeki aşk metaforu örneklerinin niceliksel ve niteliksel anlamda, bir bütünce oluşturacak biçimde (bkz. Stefanowitsch, 2006) derlenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunu gerçekleştirebilmek için aşağıdakileri amaçlamaktayız:
-
Kavramsal aşk metaforlarından başlayarak Türkçe için bir duygu metaforları bütüncesi oluşturmak.
-
İngilizce için hazırlanmış bütünceleri inceleyerek (American National Corpus, British National Corpus vb.) Lakoff ve Johnson’ın kuramında sınırlı veri üzerinden İngilizce duygu metaforları, özellikle aşk metaforları, için varılan sonuçları güncelleyerek Türkçe verilerle karşılaştırmak.
Kaynakça
Aksan, Y. & Kantar, D. baskıda. A Contrastive Cognitive View of Love Metaphors in English and in Turkish. Jaszczolt, K.M., Turner, K. & Shu, D. (Haz.) Amsterdam: John Benjamins.
Kövecses, Z. 1988. The Language of Love. Lewisburg: Bucknell University Press.
Kövecses, Z. 2000. Metaphor and Emotion. Cambridge: Cambridge University Press.
Lakoff, G. & Johnson, M. 1980. Metaphors We Live By. Chicago: Chicago University Press.
Lakoff, G. & Johnson, M. 1999. Philosophy in the Flesh. New York: Basic Books.
Stefanowitsch, A. 2006. Words and their Metaphors: A Corpus-based Approach. Stefanowitsch, A. & Gries, S. Th. (Haz.), Corpus-based Approaches to Metaphor and Metonymy, (63-105). Berlin: Mouton de Gruyter.
Ezel Babur, Çiğdem Sağın Şimşek, Jochen Rehbein
Hamburg Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi
ezelbabur@hotmail.com-sagin@metu.edu.tr-rehbein@uni-hamburg.de
İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların İncelenmesi II: Ünlemler ve Dilin Yönlendirme Alanı
Bu çalışma Türkçe’deki ünlemleri dilsel birimlerin doğal konuşma ortamındaki işlevlerinden yola çıkılarak çözümlenebileceği temeline dayanan 70li yıllardan beri Bühler’in dil teorisine (1934) dayanarak Ehlich ve Rehbein (Rehbein, 1977; Ehlich, 1986; Ehlich ve Rehbein 1979; Rehbein, 2006 vb.) tarafından geliştirilmiş olan İşlevsel Edimbilim yöntemiyle incelemektedir. Çözümlemesi sunulacak olan ünlemler ‘asıl ünlemler’ sınıfından olup yazılı olarak
Dostları ilə paylaş: |