ÇİZELGELER
|
|
Sayfa No
|
Çizelge 1.
|
Gayri Safi Yurtiçi Hâsılanın Sektörel Dağılımı (1987 Yılı Sabit Fiyatlarıyla)
|
39
|
Çizelge 2.
|
Türkiye, Doğu Anadolu Bölgesi ve Iğdır GSYİH’sının Gelişme Hızları……
|
40
|
Çizelge 3.
|
Gayri Safi Yurtiçi Hâsılanın Sektörel Büyüme Hızları ..……………………
|
40
|
Çizelge 4.
|
Gelişim Bileşenlerinin Bulunabilirlikleri…………………………………………….
|
52
|
Çizelge 5.
|
Türkiye'nin Et Tavuğu (Broiler) ve Beyaz Et Üretimi………………………...
|
80
|
Çizelge 6.
|
Türkiye'nin Yıllar İtibariyle Beyaz Et İhracatı…………………………………
|
80
|
Çizelge 7.
|
Türkiye’nin Beyaz Et ve Ürünleri İthalatı……………………………………...
|
81
|
Çizelge 8.
|
Tuzun Fiziksel Özellikleri……………………………………………………….
|
91
|
Çizelge 9.
|
İhracatın Yapısında Gelişmeler………………………………………………..
|
103
|
Çizelge 10.
|
Türkiye Bitkisel Yağlar Talep, Üretim, İhracat ve İthalatı……………………
|
116
|
Çizelge 11.
|
Önerilen Yatırımların Ekonomik Kriterlere Göre Yapılabilirlikleri…………..
|
135
|
ŞEKİLLER
|
|
Sayfa No
|
Şekil 1.
|
Kaya Tuzu Üretimi Akım Şeması………………………………………………
|
95
|
Şekil 2.
|
Yaş Kayısı ve Çekirdeği İşleme Akım Şeması……………………………….
|
120
|
Şekil 3.
|
Damlama Sulama Sisteminin Çalışma Prensibi……………………………..
|
129
|
1.
|
|
IĞDIR İLİNİN PROFİL BİLGİLERİ
|
|
|
IĞDIR İLİNİN PROFİL BİLGİLERİ
|
|
Iğdır
|
Doğu Anadolu
|
Türkiye
|
Toplam Nüfus (kişi)
|
168.634
|
6.137.414
|
67.803.927
|
Şehirleşme Oranı (%)
|
48,38
|
53,05
|
64,90
|
Yıllık Nüfus Artış Hızı (‰) (1990–2000)
|
16,76
|
13,75
|
18,28
|
Nüfus Yoğunluğu (kişi/km2)
|
47,00
|
42,00
|
88,00
|
Ortalama Hane Halkı Büyüklüğü (kişi)
|
6,16
|
6,27
|
4,50
|
Okur-Yazar Nüfus Oranı (%)
|
75,46
|
77,71
|
87,30
|
Kişi Başına Elektrik Tüketimi (kWh/kişi)
|
534
|
564
|
1.808
|
Kırsal Yerleşmelerde Asfalt Yol Oranı (%)
|
35,35
|
25,97
|
45,23
|
Yeterli İçme Suyu Götürülen Nüfus Oranı (%)
|
61,85
|
78,51
|
84,98
|
Asfalt Yol Oranı (%)
|
94,26
|
79,92
|
91,28
|
Tarım İş Kolunda Çalışanların Toplam İstihdama Oranı (%)
|
68,37
|
66,41
|
48,38
|
Sanayi İş Kolunda Çalışanların Toplam İstihdama Oranı (%)
|
2,20
|
3,26
|
13,35
|
Ticaret İş Kolunda Çalışanların Toplam İstihdama Oranı (%)
|
4,61
|
4,44
|
9,67
|
|
IĞDIR
|
Yüzölçümü (km2)
|
3.588 (Göller dâhil)
|
Toplam Yerleşim Yeri Sayısı
|
Merkez ilçe dâhil 4 ilçe, 8 belediye ve 157 köy
|
Ortalama Sıcaklık (40 Yıllık Ortalama) (0C)
|
11,6
|
Ortalama Yağış Miktarı (mm)
|
257,6
|
Ortalama Bağıl Nem (16 Yıllık Ortalama) (%)
|
63
|
Depremsellik Konumu
|
2. derecede deprem kuşağında bulunmaktadır.
|
Toplam Arazi Miktarı (Hektar)
|
358.800
|
Arazi Kullanım Durumu (%)
|
%33 tarım arazisi, %40,9 çayır ve mera, %25,5 tarım dışı arazi ve %0,6 ormanlık
|
Statüsü
|
5084, 5350 Sayılı Yasalar ve Kalkınmada Öncelikli İller Kapsamında
|
Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sırası
|
69. (2003 yılı - 81 il içinde)
|
Gelişmişlik Düzeyi
|
5. Derecede Gelişmiş İl (2003 yılı)
|
GSYİH (2001 yılı)
|
176.365.367 YTL
|
Kişi Başına GSYİH ($) (2001 yılı)
|
855 $
|
Temel Tarımsal Ürünler
|
Tahıllar, endüstriyel bitkiler, sebze, meyve ve hayvansal ürünler üretimi
|
2.
|
|
YATIRIM ORTAMI
|
|
|
2.1.
|
Coğrafi Durum
|
2.2.
|
Nüfus ve Demografik Yapı
|
2.3.
|
Teknik ve Sosyal Alt yapıda Durum
|
2.4.
|
Tarımsal Yapı-Bitkisel Tarım ve Hayvancılık
|
2.5.
|
Doğal Kaynaklarda Durum
|
2.6.
|
Sanayi
|
2.7.
|
Ticarette Durum
|
2.8.
|
Sosyo-Ekonomik Yapıda Durum
|
2. YATIRIM ORTAMI
Bir ildeki yatırım ortamını coğrafi yapı, doğal kaynaklar, bitkisel tarım ve hayvan potansiyeli, teknik ve sosyal alt yapı, sanayi ve ticaret, ilin sahip olduğu maddi kaynaklar ile beşeri potansiyeli oluşturmaktadır.
İlin ekonomik olarak gelişimi beşeri ve maddi kaynaklarının yeterliliği yanında, gelişimi etkileyen iç ve dış faktörlere de bağlıdır. Gelişme bir süreç olduğu için önceki gelişmişlik seviyesi de gelişme sürecini olumlu veya olumsuz etkileyebilmektedir.
Gelişmeyi olumsuz yönden etkileyen faktörlere ait etkilerin giderilmesi ve olumlu faktörlerden ise en fazla fayda sağlanılacak şekilde yararlanılması il yöneticilerinin, hizmet sunucularının, üreticilerin ve meslek kuruluşlarının bilgi ve bilinç seviyelerinin yüksekliğine, mevcut sosyo-ekonomik durumu ve devletin sağladığı desteklerin yeterliliğine bağlıdır. Bu açıdan yatırım ortamının iyi tahlil edilmesi, artı ve eksilerinin iyi analiz edilmesi gerekmektedir.
Iğdır’da yatırım yapmayı plânlayan yatırımcıları bekleyen yatırım ortamının özellikleri, avantaj ve dezavantajları başlıklar halinde bu bölümde ele alınmıştır.
Yatırım ortamı irdelenirken, coğrafi ve demografik yapıdan tarım ve sanayiye, alt yapıdan gelir seviyesine kadar yatırımları doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen mevcut durumla ilgili bütün faktörler ortaya konulmuştur.
2.1. Coğrafi Durum
-
Doğu Anadolu Bölgesinin doğusunda yer alan Iğdır’ın kuzey ve kuzeydoğusunda Ermenistan, doğusunda Nahçivan Özerk Cumhuriyeti ve güneydoğusunda İran, güneyinde Ağrı, batı ve kuzeybatısında Kars bulunmaktadır.
-
Iğdır’ın dil ovası (Dilucu) ülkemizin en doğu uç noktasını oluşturmaktadır.
-
Iğdır; Ermenistan, Nahçivan Özerk Cumhuriyeti ve İran’la sınır komşusu olup, Türkiye’de üç ülke ile sınırı olan tek ilimizdir.
-
Iğdır merkez ilçe, Karakoyunlu, Tuzluca ve Aralık ilçeleri ikinci derecede deprem bölgesinde yer almaktadır.
-
3.588 km2 yüz ölçüme sahip olan Iğdır, ülke topraklarının yaklaşık olarak ‰ 4,6’sını kaplamaktadır.
-
Iğdır’da merkez ilçe dâhil 4 ilçe, 8 belediye ve 157 köy bulunmaktadır.
-
İl topraklarının % 74’ü dağlık ve % 26’sı ovalık alanlardan oluşmaktadır.
-
Iğdır ovası tarih öncesi çağlardan buyana önemli bir yerleşim merkezi olduğundan doğal bitki örtüsü önemli ölçüde değişmiş ve ovanın büyük bir bölümü tarım alanı haline gelmiştir.
-
Bölgenin güneyinde batı-doğu doğrultusunda uzanan Orta Torosların uzantısı ve Munzur dağlarıyla başlayıp, Karasu-Aras dağlarıyla devam eden dağlık kütlenin doğudaki bölümü yer almaktadır.
-
İlde, Zor dağı (3.196 metre), Durak dağı (2.811 metre), Pamuk dağı (2.639 metre), Küçük Ağrı dağı (3.986 metre ) ve Türkiye’nin en yüksek dağı olan Büyük Ağrı dağı 5.165 metre) önemli dağlarını oluşturmaktadır.
-
İlde bulunan Türkiye’nin en yüksek dağı olan Büyük Ağrı dağı, Türkiye ile İran arasında doğal sınır teşkil etmektedir.
-
Aras nehri boyunca doğu-batı doğrultusunda uzanan Iğdır Ovası, Batı Iğdır, Doğu Iğdır ve Dil Ovası’ndan oluşmaktadır. Iğdır Ovası''nın güneydoğuya doğru bir uzantısı durumunda olan Dil Ovası (Dil Ucu), aynı zamanda ülkemizin en doğu uç noktasını oluşturur.
-
Türkiye’nin akarsuyu bol olan illerinden birisi de Iğdır ilidir. Aras nehri, Karasu nehri ve Aras nehrinin kolları olan Pasinler çayı ve Arpaçay çayı önemli akarsularını oluşturmaktadır.
-
Iğdır Ovasının önemli yer üstü su kaynakları; Orta Karasu, Aşağı Karasu, Yakup Deresi, Karaçomak Deresi, Güngörmez Deresi ve Gaziler Çayı’dır.
-
Ovanın diğer önemli bir su kaynağı da yeraltı sularıdır. Drenaj etüdü çalışmalarının sonuçlarına göre ovada statik su seviyesi 1-1.5 metre arasında değişmektedir.
-
Ovada yeraltı su seviyesinin en derin olduğu yöre, ovanın kuzeybatısındaki Kasımcan, Hakmehmet ve Çalpala köyleri arasında kalan yöredir.
-
Su seviyesi, ovanın batısından doğusuna doğru genellikle azalır.
-
Iğdır Ovası ve çevresi, Türkiye ve Doğu Anadolu ölçüsünde kendine özgü iklim özellikleriyle “mikro klima” alanı içine girmektedir.
-
İlin 40 yıllık iklim değerlendirmeleri incelendiğinde; ortalama sıcaklığın 11,6 °C ve ortalama sıcaklık farkının ise 29,2 °C olduğu belirlenmiştir.
-
Yine aynı şekilde Iğdır’da en düşük sıcaklık -30,3 °C, en yüksek sıcaklık 41,8 °C olarak ölçülmüştür.
-
Yıllık toplam 98,8 açık güne sahip bulunan Iğdır’da, bu gibi günlerin yıl içinde en çok görüldüğü ay Ağustos (16,3 gün), en az görüldüğü ay ise Nisan’dır (4,0 gün). Bölgede açık günler en fazla Haziran ile Ekim arasındaki devrede görülür. Buna karşılık yılda 65,8 günü bulan kapalı havalar, 10 günün üzerindeki ortalamasıyla en çok Aralık, Ocak ve Şubat aylarında görülmektedir.
-
Donlu günler sayısı 112,5 gün, yıllık ortalama yağış miktarı 257,6 mm'dir. Ancak ilin kendine has özelliklerinden dolayı mevsimler arasında yağış miktarları çok farklılık göstermektedir. En az yağış ortalaması 47,8 mm ile kış mevsiminde görülmüştür.
-
Yağışların yarıdan fazlası 154,6 mm. ile ilkbahar ve yaz mevsimlerine isabet etmektedir.
-
Bölgede, donlu günler sayısı, Kasım ve Mart aylarında 14 günü aşarken Aralık, Ocak ve Şubat aylarında 24 günün üzerine çıkmaktadır. Bu durumda don olaylarına kış mevsiminde sıkça rastlandığı söylenebilir. Nisan ve Ekim aylarında ise don olaylarına daha seyrek rastlanılmaktadır.
-
İlde 16 yıllık ölçüm sonuçlarına göre yıllık ortalama nispi nem % 63 olup, ortalama nispi nemin en yüksek olduğu ay % 73 ile Aralık ayı, ortalama nispi nemin en düşük olduğu ay ise % 53 ile Temmuz ayıdır.
-
Iğdır yıllık ortalama sıcaklık değerleri olarak çevre yerleşim merkezlerinden çok farklılık göstermektedir. Örneğin Iğdır’da yıllık ortalama sıcaklık 11,6 °C iken, 50 km uzaklıktaki Doğubayazıt’ta 8,6 °C, 130 km uzaklıktaki Kars’ta 4,3 °C, 85 km uzaklıktaki Ağrı’da 6,5 °C’dir.
-
Iğdır’da çevre yerleşim birimlerine göre kısa mesafelerde sıcaklığın bu ölçüde değişmesinin nedeni coğrafi yapıdan kaynaklanan yükselti farkının bir sonucudur. Çevre yerleşim birimlerinin yükseklikleri 1.600-1.700 metre iken, Iğdır ovası 800-900 metre yükseklikte ve etrafı dağlarla çevrilidir.
-
23 yıllık verilerine göre, bölgede yıllık yerel aktüel ortalama basınç, 916 mb‘dır. Bölgede en fazla batı sektörlü rüzgâr esmektedir. Bunları, kuzeyden esenler takip etmekte ve en seyrek olarak da, doğu sektörlü rüzgâr görülmektedir.
-
Nisan ayından itibaren bölgeyi etkisi altına alan ve yaz mevsimi boyunca sık esmeleri ile dikkat çeken kuzey, doğu, batı ve güney yönlü yağışsız sıcak hava tipleri mutlak yaz kuraklığına neden olmaktadır.
-
Bölge, iktisadi anlamda orman zenginliğinden büyük ölçüde yoksundur.
-
Ovanın, tuzlu-alkali topraklarında genellikle tuzcul bitkiler görülür.
-
Çorak arazilerde genellikle “kazayağı” familyasına ait bitki türlerine rastlanır.
-
Özellikle taban suyunun yüksek olduğu alanlarda ve bataklıklarda sazlık ve kamışlıklara rastlanır.
-
Aras nehri kıyısında elverişli bir yerleşme ortamı bulan söğüt ve yabani iğde ağaçları bulunmaktadır.
-
Büyük ve Küçük Ağrı Dağlarının kuzey ve kuzeydoğu eteklerinde, Aralık ilçesi dolaylarında kumcul bitkiler yaygın olarak görülmektedir.
-
Büyük Ağrı Dağının kuzey kesimlerinde geniş yer kaplayan ve yer yer alüvyonlar üzerine kadar akmış bulunan genç bazalt örtüsü üzerinde çok fakir bir bitki örtüsünün varlığı dikkati çekmektedir.
-
Yine adı geçen dağların kuzey yamaçlarında huş ve titrek ağaççıklarına rastlanılmaktadır.
-
Iğdır Ovasının sulanabilen kısımlarında, genellikle endüstri bitkileri ve meyvecilik faaliyetleri ön plandadır.
-
Genetikleri yönünden “azonal” topraklar sınıfına giren ova topraklarında hakim olan biçimlenme bazalttır.
-
Batı ve güneydeki yamaç araziler “kolüvyal” karakterlidir.
-
Ovada granüler yapıda olan topraklarda geçirgenlik, su tutma kapasitesi ve havalandırma gibi özelliklerin elverişli oluşuna karşılık, diğer yapılardaki topraklarda bu özellikler zayıftır.
-
Bütünüyle farklı hususiyetler gösteren ova topraklarında kilden çakıla kadar her çeşit bünyeye rastlanmaktadır.
-
Ancak, taban arazilerde kök bölgesi ve kök bölgesinin altında genellikle ağır ve orta bünyeli, yamaçlarda ise hafif ve çok hafif bünyeli topraklar yaygın durumdadır.
-
Ovanın çeşitli kısımlarında üst ve alt toprakların ağır veya orta bünyede bulunmasına karşılık, dağ yamaçlarına ve Aras nehrine doğru yaklaşıldıkça hafif bünyeli topraklar ağırlık kazanmaktadır.
-
Ova topraklarının büyük bir kısmında derinlik 150 cm’den daha fazla olup, batıdan doğuya doğru gidildikçe toprak kalınlığı genellikle artmaktadır.
-
Toprak derinliğini sınırlayan çakıl ve kum katmanlarıdır. Bu katmanlar, Aras nehrinin geçmiş devirlerde yatak değiştirmeleri sonucu oluşmuştur. Bundan dolayı bazı alanlarda toprak derinliği 10 cm ye kadar iner.
-
Ovanın hemen hemen her tarafında tuzlu, alkali ve borlu topraklara rastlanır.
2.2. Nüfus ve Demografik Yapı
-
Kamu ve özel sektör hedef kitlelerinin, hizmet alanlarının, hedeflerinin ve üretim kapasitelerinin belirlenmesinde nüfus verileri hayati önem taşımaktadır. Bu sebeple, çağdaş devletin öncelikli görevlerinden biri de bu verilerin güvenilir, güncel ve nitelikli olarak toplanabilmesidir.
2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarını ülkemiz açısından değerlendirecek olursak;
-
Nüfusumuzun yıllık artış hızı 1960–1985 döneminde önemli bir değişim göstermemiş, ancak 1985 yılından sonra hızla azalma sürecine girmiştir.
-
Yıllık nüfus artış hızı 1980–1985 döneminde ‰ 24,9, 1985–1990 döneminde ‰ 21,7 iken, 1990–2000 döneminde ‰ 18,3'e düşmüştür.
-
1945 yılından sonra ilk kez 1990–2000 döneminde yıllık nüfus artış hızı ‰ 20'nin altına düşmüştür.
-
1927–1950 döneminde şehirlerde bulunan nüfusun oranı önemli bir değişim göstermemiş, 1950 yılından sonra şehirlerde bulunan nüfusun oranı hızla artmıştır.
-
Ülkemizde şehirlerde yaşayan nüfusu, köylerde yaşayan nüfusa göre çok büyük bir hızla artmaktadır. 1990–2000 döneminde şehirlerde bulunan nüfusun yıllık artış hızı ‰ 26,8 iken, köylerde bulunan nüfusun yıllık artış hızı ‰ 4,2 olarak gerçekleşmiştir.
-
1927–2000 dönemi dikkate alındığında, ülkemizde 1985 yılından sonra şehirlerde bulunan nüfusun köylerde bulunan nüfustan daha fazla olduğu bir dönemin başladığı görülmektedir.
-
Ülkemizde şehirlerde bulunan nüfusun oranı son on yılda önemli artış göstererek 1990 yılında % 59 iken, 2000 yılında % 64,9'a yükselmiştir.
-
1990–2000 döneminde yedi coğrafi bölgenin tamamının nüfusu artmıştır. Bölgeler arasında en yüksek artış hızı Marmara Bölgesinde, en düşük artış hızı ise Karadeniz Bölgesinde gerçekleşmiştir. 1990–2000 döneminde Marmara Bölgesinin yıllık nüfus artış hızı ‰ 26,7, Karadeniz Bölgesinin yıllık nüfus artış hızı ‰ 3,6 olarak gerçekleşmiştir.
-
Ülke genelindeki nüfusun % 26'sının bulunduğu Marmara Bölgesinin en fazla, nüfusun % 9'unun bulunduğu Doğu Anadolu Bölgesinin ise en az nüfusa sahip olduğu belirlenmiştir.
-
Bölgeler arasında şehir nüfus oranı en fazla olan bölge Marmara Bölgesi iken, en az olan bölgenin ise Karadeniz Bölgesi olduğu tespit edilmiştir. Marmara Bölgesindeki nüfusun % 79'u, Karadeniz Bölgesindeki nüfusun ise % 49'u şehirlerde yaşamaktadır.
Bu genel değerlendirmelerden sonra Iğdır ilinin nüfus yapısını inceleyelim.
-
Iğdır’da ilk belediye teşkilatı 1923 yılında kurulmuştur.
|