Iğdir yatırım Ortamı ve Yapılabilecek Yatırımlar Araştırması



Yüklə 3,5 Mb.
səhifə9/33
tarix26.04.2018
ölçüsü3,5 Mb.
#49056
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   33


5. YAPILABİLECEK YATIRIMLAR
Konuya geçmeden önce girişimcilerimizin, yatırımcılarımızın ve sanayicilerimizin aşağıdaki konulara duyarlılık göstermeleri en büyük beklentimizdir.
Sanayileşme, ekonomik kalkınmanın temelini oluşturan vazgeçilmez bir süreç olmakla birlikte, bilgi toplumuna giden yolun da temel taşlarından biridir.

Dünyada sanayi sektöründe son zamanlarda hızlı yapısal değişim yaşanırken, gelişmiş ülkelerde de imalat sanayinde teknoloji hızlı bir gelişme göstermektedir. Bu süreçte, ham madde ve emeğe dayalı üretim metotları terk edilmekte, yerine teknolojinin yoğun olduğu, üretim ve bilgi teknolojilerini ön plana çıkaran sistem benimsenmektedir. Dolayısı ile ekonomilerin mukayeseli üstünlüğünü artık teknolojik yapılar belirler hale gelmiştir.


Günümüzde teknoloji geliştirme, sanayileşme ve sanayileşirken de ileri teknolojiden yararlanarak yeni alanlar ve ürünler oluşturma yarışı her geçen gün daha ileri bir boyuta ulaşırken, bu yolla erişilen güç, milletler için dünya piyasalarında büyük bir rekabet alanını da beraberinde getirmektedir.
Gelişmiş ülkelerde ürün rekabeti, bilimsel ve teknolojik yetkinlik rekabetine dönüşmüş durumdadır. Dolayısıyla yoğunlaşmış bilgi ve beceriye sahip iş gücü, bilgi ve deneyim birikimi, AR-GE alt yapısı, modern haberleşme ağı, bilişim teknolojilerinin etkin kullanımı, kaliteden ödün vermemek ve ürün skalasında zenginlik gibi kriterler rekabet gücünü belirleyen en önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bugün, sahip oldukları bilimsel ve teknolojik bilgiyi entegre süreçler içinde ürüne ve toplumsal kalkınmaya dönüştürebilen ülkeler ile bu süreç entegrasyonunu başaramamış ülkeler arasındaki anlayış ve uygulama farkı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke tanımlamasında kullanılan önemli araçlardan biri olmuştur.
Son yıllarda hızlı teknolojik gelişmenin yanında, dünya ticaretinin giderek serbestleşmesi ile beraber rekabet de hızla artmaktadır. Gelişmiş ülkeler çeşitli araçlarla kendi sanayilerini destekleyerek yapısal uyum ve rekabet gücünün sürdürülmesi yönünde politikalar uygulamaktadır. Bu gelişmeler, bilim ve teknoloji politikalarını ön plana çıkarmakta ve AR-GE çalışmalarına daha fazla kaynak ayrılmasını gerektirmektedir.
Kalkınmanın ana unsurlarından biri olan sanayileşmede, uygun teknoloji seçimi yanında, doğal kaynaklar ile bölgesel potansiyellerin değerlendirilmesi konusu da son derece önem arz etmektedir. İhracat ve ihracatta süreklilik için de girdilerin dünya fiyatlarından temini yanında, ithalatta düşük fiyat ve düşük kaliteli ürünlerin meydana getirdiği haksız rekabete karşı sanayinin korunması gerekmektedir. Dolayısıyla gerçek refah ve büyümenin sanayileşmeden geçtiği unutulmadan, ülkemizin de gelişmiş ülkeler sınıfında yer almasının sağlanması amacıyla ülke sathında yapılacak yatırımlar için her türlü özveride bulunulması son derece önemlidir.
Yaşanan ekonomik istikrarsızlıklar sanayimizi olumsuz olarak etkilemiş ise de Türk sanayi, dış pazarlarda önemli bir yer edinmiş, ancak hedeflenen noktalara da ulaşabilmiş değildir. Bu bakımdan, küresel rekabet ortamı içerisinde sanayimizi hedeflediğimiz yere ulaştırmak istiyorsak yapacaklarımızın en başında daha çok çalışmak gelmektedir. Ancak bu, öyle bir sistematik yapı içerisinde olmalıdır ki sadece devlet değil, özel sektör, üniversiteler, araştırma kuruluşları, çalışanlar ve bütün insanlarımız uyumlu bir şekilde bu çalışma ortamı ve temposu içerisinde yer alabilmelidir.
Ülkemizde sanayi ve ticari faaliyetlerin, dünyadaki gelişmelerden kopmadan, kalkınma plan ve programlarında yer alan temel ilke ve hedefler doğrultusunda gelişmesini sağlamaya katkıda bulunmak üzere 3143 sayılı Bakanlığımız Kuruluş Kanununda belirtilen amaçların gerçekleştirilmesine yönelik olarak, ilgili kesimlerin ve vatandaşların memnuniyetini esas  alan bir hizmet anlayışının gerektirdiği sürdürülebilir bir organizasyon yapısı, yönetim ve iş yapma anlayışının yerleştirilmesi, Bakanlığımız için vazgeçilmez bir vizyondur.
Bugün için, özellikle tekstil sektöründe yapılacak yatırımlarda oldukça dikkat edilmesi gerekmektedir. Çünkü tekstil sektörü ülkemizde gelişmiş ve yurtdışı ile rekabet edebilir bir sektör haline gelmiştir. Tekstil üretimi, ham maddeye bağımlılığını yitirmiş, yurdumuzun hemen hemen her yöresinde tekstil yatırımları gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
AB ile Gümrük Birliği sonrası kotaların kalkması ile ihracatta önemli artışların olacağı beklentisi ile özellikle 1995 yılından başlayarak yatırımlara hız verilmiş ve 1995–1997 yılları arasında Türkiye, tekstil sektörüne en fazla yatırım yapan ülkeler arasında ilk sırada yer almıştır. Bunun sonucunda, sektörde yoğun modernizasyon ve yeni yatırımlar gerçekleşmiş ve kapasitede önemli gelişmeler sağlanmıştır.
Yapılan yatırımlar sonucunda tekstil sektöründe arz talebin üzerinde artmış, dolayısıyla ortaya çıkan aşırı rekabet ortamı karlılığın büyük ölçüde düşmesine sebep olmuştur.
Bu arada, Dünya Ticaret Örgütü (WTÖ) ile yapılan ve içerisinde tekstil ve hazır giyim ürünlerine uygulanan kısıtlamaların içinde bulunduğumuz yıl olan 2005 yılına kadar tedricen kaldırılmasını öngören anlaşmada, dünya tekstil ve hazır giyim ticaretinin serbestleşmesini şekillendiren hükümler bulunmaktadır. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde tekstil sektöründe ticaretin serbestleşmesiyle gelişme yolundaki tekstil ihracatçısı ülkelerin kendi iç pazarlarını yüksek koruma duvarı ile koruma imkânları kalmayacaktır. Bu sebeple, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkeler yalnızca rakip değil, pazarlarına girilebilecek ülkeler olarak da değerlendirmeli, eski pazarlar korunurken, yeni pazarlar aranmalıdır. Bunun dışında, sektörde katma değeri daha yüksek ürünlerin üretilmesi için ürün geliştirme ve AR-GE çalışmalarına önem ve hız verilmelidir.
Tekstil sektörüne ait bu genel değerlendirmeden hemen sonra Iğdır‘da hangi yatırımların yapılabileceğini ana başlıklar altında ve ekonomik kriterlere göre yapılabilirliklerini incelemek suretiyle ele alınacaktır.
Yapılabilecek yatırımlara ait konular önerilirken öncelikle bitkisel tarım, hayvancılık ve doğal kaynak potansiyeli göz önünde bulundurulmuştur. Söz konusu bu potansiyeller ilk olarak ve kolaylıkla değerlendirilebilecek kaynakları meydana getirmektedir.
Ön araştırmalar, yerinde yapılan incelemeler ve ilgililerle yapılan görüşmeler sonucunda mikro girişim projeleri hariç Iğdır’da 30 yatırımın gerçekleştirilebileceği tespit edilmiştir.
Bu yatırımlar ve bu yatırımlara ait sektörel bilgiler ile gerekçeler, ekonomik, mali ve teknik bilgiler aşağıda verilmiştir.



Yüklə 3,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   33




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin