İlamsiz icra takiBİ-İcra iflas hukuku madde 42 Para borcu ve teminat için takip


V- Borçlu; a) Süresinde -ödeme emrine- itiraz etmemek (İİK. mad. 62) suretiyle, hakkındaki takibin kesinleşmesine (İİK. mad. 66) neden olduktan



Yüklə 12,14 Mb.
səhifə48/111
tarix16.05.2018
ölçüsü12,14 Mb.
#50567
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   111

V- Borçlu;

a) Süresinde -ödeme emrine- itiraz etmemek (İİK. mad. 62) suretiyle, hakkındaki takibin kesinleşmesine (İİK. mad. 66) neden olduktan[38] sonra «olumsuz tespit davası» açılabilir.[39]

Süresinde ödeme emrine itiraz ederek takibi durduran borçlu, a y r ı c a  olumsuz tespit davası açabilir mi? Yüksek mahkeme[40] bu soruya da olumlu yanıt vererek, «bu durumda da borçlunun olumsuz tespit davası açabileceğini» belirtmişse de, kanımızca eğer alacaklı hiçbir belgeye dayanmaksızın veya İİK. mad. 68’de öngörülen itirazın kesin olarak kaldırılmasını sağlayacak bir belgeye dayanmaksızın icra takibi yapmış ve borçlu da süresinde ödeme emrine -icra dairesine başvurup- itiraz ederek takibi durdurmuşsa, artık borçlu ayrıca takip alacaklısı hakkında olumsuz tespit davası açamamalı, daha doğrusu, açacağı dava «korunmaya değer güncel hukukî yararı bulunmaması nedeniyle»reddedilmelidir.[41]



b) «İtirazın kesin olarak kaldırılması» (İİK. mad. 68)[42] üzerine, hakkındaki takip kesinleştikten sonra da «olumsuz tespit davası» açabilir.[43] [44]

Eğer, borçlunun itirazı üzerine, alacaklı «itirazın iptali davası» (İİK. mad. 67)[45] açmışsa ve bu dava alacaklı lehine sonuçlanmışsa, mahkemenin bu davanın sonunda verdiği karar «kesin hüküm» (HMK. mad. 303) sayıldığından, borçlu kaybettiği bu davadan sonra “olumsuz tespit” (ya da "geri alma") davası açamaz.[46] [47] [48]

Eğer, alacaklının açtığı «itirazın iptali davası» (İİK. mad. 67) red edilmişse, davacı alacaklıya karşı takip konusu borcun bulunmadığının tespiti için olumsuz tespit davası açılamaz. Çünkü, böyle bir davanın açılmasında hukuki yarar yoktur.[49]

c) «İtirazın geçici olarak kaldırılması» (İİK. mad. 68a)[50] üzerine -yedi gün içinde- «borçtan kurtulma davası» (İİK. mad. 69)[51] açmamak suretiyle, hakkındaki takip kesinleştikten sonra da «olumsuz tespit davası» açabilir.[52]

Borçlu, «itirazın geçici olarak kaldırılması kararı» üzerine yedi gün geçtikten sonra, «borçtan kurtulma davası» diye isimlendirerek borçlu olmadığının tespiti için dava açmışsa, bu dava «olumsuz tespit davası» olarak kabul edilip görülmelidir.[53]

Eğer; borçlu süresi içinde «borçtan kurtulma davası» açmış ve bu davayı kaybetmişse, verilen hüküm «kesin hüküm» (HMK. mad. 303) sayılacağından borçlu artık «olumsuz tespit davası» açamaz.[54] Ancak; borçtan kurtulma davası  -teminat koşulunun yerine getirilmemesi nedeniyle- usul yönünden red edilmiş ise, bu durum borçlu tarafından olumsuz tespit davası açılmasına engel teşkil etmez.[55]

Ayrıca belirtelim ki, borçlu «itirazın geçici olarak kaldırılması kararı» üzerine mutlaka yedi gün içinde «borçtan kurtulma davası» açmak zorunda değildir. Bu süre içinde de,«borçtan kurtulma davası» yerine pekala «olumsuz tespit davası» açabilir.[56]



d) Nihayet borçlu, hakkında henüz bir icra takibi başlamadan önce de, yapılabilecek bir takibi düşünerek, kendisini bir borç ile tehdit eden kimseye karşı, «böyle bir borcu bulunmadığının tespiti» için de bu davayı açabilir.[57]

[1] Bknz: 15.HD. 3.6.1997 T. 4075/4658

[2] Bknz: 11. HD. 22.6.1984 T. 3276/364; İİD. 3.6.1971 T. 5830/6289

[3] UYAR, T. Olumsuz Tespit Davalarının Niteliği (Tür. Bar. Bir. D. S:126, Mayıs/2005, s:142-144)

[4] Bknz: 11. HD. 28.1.1991 T. 8183/300

[5] KURU, B. İcra Hukuku, C: 1, 1965, s: 175

[6] ÖKTEMER, S. Menfi Tespit Davası (Ad. Der. 1972/8-9, s: 581

[7] TÜRK, A. Menfi Tespit Davası, s: 47

[8] ÇAVDAR, S. İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 2007,         s: 712

[9] KOSTAKOĞLU, C. Banka Kredileri, Tüketici ve Konut Kredileri ile Kredi Kartlarından Doğan Uyuşmazlıklar, 2013, s: 939

[10] YAVUZ, N. Menfi Tespit ve İstirdat (Geri Alma) Davası, 2007, s: 28

[11] Bknz: HGK. 7.12.2011 T. 13-576/747

[12] Bknz: 11. HD. 22.6.1984 T. 3276/3641; İİD. 3.6.1971 T. 5830/6289

[13] Bknz: 4. HD. 10.3.1980 T. 11456/3077

[14] Bknz: 19. HD. 15.6.1993 T. 5688/4365; 11. HD. 18.3.1991 T. 637/1908; 19. HD. 17.6.1994 T. 7161/6320

[15] Bknz: 19. HD. 13.05.2014 T. 3560/9072

[16] Bknz: 19. HD. 31.05.2010 T. 3662/6673

[17] Bknz: 19. HD. 11.12.1997 T. 6194/10552

[18] Bknz: 19. HD. 25.10.1995 T. 1431/8874

[19] Bknz: 15. HD. 16.1.1995 T. 5227/40

[20] Bknz: 19. HD. 19.9.1994 T. 8306/8055

[21] Bknz: 19. HD. 11.11.1992 T. 10604/5853

[22] Bknz: 19. HD. 9.11.1992 T. 3753/5769

[23] Bknz: 11. HD. 18.9.1989 T. 7062/4403

[24] Bknz: 11. HD. 18.9.1989 T. 7062/4403

[25] MUŞUL, T. Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, s: 22

[26] KURU, B. Tespit Davaları, s: 166

[27] TÜRK, A. age. s: 56

[28] Bknz: 19. HD. 6.5.2010 T. 7475/5564; 14.3.2012 T. 12533/4073; 9.2.2004 T. 4321/897 vb.

[29] Bknz. 19. HD. 14.3.2012 T. 12533/4073; 31.1.2012 T. 7012/1180; 3.6.2011 T. 14029/8829; 6.5.2010 T. 7475/5564 vb.

[30] Bknz: 19. HD. 5.6.2014 T. 13475/10569; 14.4.2010 T. 6454/4413; 11.2.2010 T. 3697/1383; 9.2.2010 T. 3038/1194; 27.6.2007 T. 2238/6806 vb.

[31] Bknz: 19. HD. 30.6.2011 T. 14029/8829; 13. HD. 8.6.1999 T. 4522/4669; HGK. 7.2.1988 T. 1-767/987 vb.

[32] Bknz: 19. HD. 11.7.2012 T. 6338/11554; 6.5.2010 T. 7475/5564; 9.2.2014 T. 3038/1194 vb.

[33] Bknz: 13. HD. 1.2.1989 T. 5415/512

[34] Bknz: 11. HD. 26.11.1990 T. 7495/7574; 13. HD. 1.2.1989 T. 5415/512; 11. HD. 9.3.1981 T. 80/1599

[35] Bknz: 19. HD. 14.4.1992 T. 998/1309; 11. HD. 26.11.1990 T. 7495/7574

[36] MUŞUL, T. age. s: 66

[37] Bknz: 4. HD. 23.2.1971 T. 11815/1685

[38] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. İİK. Şerhi, C: 1, 3. Baskı, s: 985 vd. – UYAR,T. İİK. Şerhi, C:3, s:4206 vd.

[39] Bknz: 11. HD. 28.2.1983 T. 850/951

[40] Bknz: HGK. 18.1.2012 T. 19-622/9; 6. HD. 17.7.2012 T. 5832/10713; 19. HD. 27.11.1995 T. 7875/10257; 11. HD. 30.11.1982 T. 6501/7252

[41] Aynı görüşte: KURU, B. İcra ve İflas Hukuku, C:1, s:471 vd. – KURU, B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, s:357 – KURU, B. Menfi Tespit ve İstirdat Davası, s:26 –POSTACIOĞLU, İ. İcra Hukuku Esasları, s:257, dipn. 23 – AKYAZAN, S. İcra ve İflas Kanunundaki Yeni ve Değişik Hükümler Üzerindeki İnceleme ve Açıklamalar, s:61 -MUŞUL, T. age. s: 127

[42] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. İcra Hukukunda İtirazın Kesin Olarak Kaldırılması (Legal D. 2005/1, s:61 vd.) – Bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. age. C: 1, s: 1107 vd. – UYAR, T. İİK. Şerhi, C:4, s: 5325 vd.

[43] Bknz: HGK. 7.12.2011 T. 13-576/747; 19. HD. 4.10.1995 T. 6717/7855; 11. HD. 13.9.1991 T. 4566/450; 11. HD. 7.12.1981 T. 7305/7927

[44] MUŞUL, T. age. s: 124

[45] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. age. C: 1, s: 1001 vd. – UYAR, T. İİK. Şerhi, C:3, s:4237 vd.

[46] MUŞUL, T. age. s: 127 – KURU, B. Menfi Tespit ve İstirdat Davası, s: 50

[47] Bknz: 19. HD. 1.2.2007 T. 5326/677; 26.3.2003 T. 10019/6865; 11. HD. 6.7.2006 T. 7801/8084

[48] Karş: 13. HD. 4.7.2005 T. 5928/11396

[49] KURU, B. El Kitabı, s: 353 – KURU, B. Tespit Davaları, s: 26 – MUŞUL, T. age. s: 127 – POSTACIOĞLU, İ. Menfi Tespit Davası (İHFM. C: XX, XII, S: 2-4, s: 82 vd.)

[50] Ayrıntılı bilgi için bknz:  UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. age. C: 1, s: 1122 vd. – UYAR, T. İİK. Şerhi, C:4, S: 5771 vd.

[51] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. age. C: 1, s: 1188 vd. – UYAR, T. İİK. Şerhi, C:4, s: 5895 vd.

[52] Aynı görüşte: MUŞUL, T. age. s: 138

[53] Bknz: 11. HD. 21.12.1987 T. 5257/7405; 10.12.1983 T. 569/588; 30.3.1981 T. 1493/1373

[54] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. age. C: 1, s: 1234 – UYAR, T. İİK. Şerhi, C:4, s:5905 vd.

[55] Bknz: 19. HD. 21.4.1992 T. 1112/1431

[56] Bknz: 13. HD. 2.10.1985 T. 5249/5626

[57] Bknz: 11. HD. 7.12.1981 T. 7305/7927

OLUMSUZ TESBİT DAVASININ ÇEŞİTLERİ

Olumsuz tespit davaları -birinci bölümdeki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi-  a ç ı l m a  z a m a n ı n a  göre iki çeşittir:[1]



A- İcra takibinden önce açılan olumsuz tespit davası (İİK. mad. 72/II): Burada borçlu, kendisinden alacak isteminde bulunan ve fakat henüz icra takibine geçmemiş olan kimseye karşı «borçlu bulunmadığının» tespitini ister.[2]

I- Borçlunun, kendisine karşı bir icra takibi başlamadan önce, böyle bir dava açabilmesi için, «borçlu olmadığının hemen tespitinde hukukî bir yararı olması» gerekir.[3] [4]Örneğin; alacaklı, borçlunun gününden önce ödediği ve fakat borçlusuna iade etmediği senedi tahsil için bankaya vermişse, borçlu bu durumda, «tahsile verilen senetteki borcu ödemiş olduğunu» belirterek ya da “kumar/bahis borcu olarak düzenlediğini bildirdiği senet hakkında” olumsuz tespit davası açabilir. Keza, alacaklı olduğunu ileri süren kişinin gönderdiği ihtarnameden sonra, alacaklıya böyle bir borcu bulunmadığı kanısında olan borçlunun «borcu bulunmadığını tespit için» açacağı olumsuz tespit davasında, davacınınhukukî yararı vardır.[5]

«Hâmile karşı» açtığı olumsuz tespit (senet iptali) davası reddedilen keşidecinin, «cirantaya karşı» olumsuz tespit davası açmakta hukukî yararı vardır. Çünkü, hâmile karşı senet bedelini ödemek zorunda kalan borçlu, bu ödemeden dolayı, borçlu olmadığını tespit ettirdiği cirantaya karşı, elindeki bu ilâma dayanarak rücu edecektir.[6]

Buna karşın, açılmış ve görülmekte olan ya da açılacak bir davada iddia ve savunma kanıtı oluşturacak bir senet hakkında ayrı bir mahkemede olumsuz tespit davası açmakta hukukî yarar yoktur.[7]

Keza, borçlunun «kendisinden istenen alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu» ileri sürerek olumsuz tespit davası açmakta hukukî yararı bulunup bulunmadığı -ileride ayrıntılı olarak belirteceğimiz gibi- tartışmalıdır.[8] [9]

Her hukuk davası’nda olduğu gibi, olumsuz tespit davalarında da, davacı-borçlunun bu davayı açmakta «hukuki yararı»nın bulunması gerekir (HMK. mad. 114/(1)-h). İcra takibinden  ö n c e  (veya s o n r a) davacının, her davayı açmakta güncel hukuki yararının bulunup bulunmadığı her somut olayda ayrı ayrı incelenip irdelenmesi gerekir (HMK. mad. 106/12).[10]



«İcra takibinin kesinleşmesinden  s o n r a » borçlunun olumsuz tespit davası açmakta -kural olarak- hukuki yararı bulunduğu halde, «icra takibinden  ö n c e» böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının titizlikle incelenmesi gerekir...[11] [12] [13]

«Hukuki yarar koşulu»,  d a v a  k o ş u l l a r ı n d a n  (HMK. mad. 114/(1)-h) olduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece doğrudan doğruya gözetileceği gibi[14]taraflarca da ileri sürülebilir. Dava açmakta hukuki yarar bulunmayan hallerde mahkeme, açılmış olan davayı «hukuki yarar yokluğu» nedeniyle -usul’den- red eder...[15]

Davacı -borçlunun, olumsuz tespit davası açmaktaki hukuki yararının hem «davanın açıldığı tarihte» ve hem de «dava süresince» (hüküm verilinceye kadar) devam etmesi gerekir...[16]



Gerçek olmayan bir borç ile tehdit edilen bir kimse, henüz aleyhine başlatılmış bir icra takibi bulunmasa bile, olumsuz tespit davası açmakta hukuki yarar sahibi sayılır.[17] [18]

Beyaza imza atılarak düzenlenen senedin ‘teminat senedi’ olduğu iddiasıyla, olumsuz tespit davası açmakta davacının hukuki yararı mevcuttur.[19] [20]

Borçlunun mirasçıları da -‘hukuki yararı’ bulunmak kaydı ile- mirasbırakan tarafından muvazaalı olarak düzenlendiği iddia ettikleri bonoya dayanak, kendilerine karşı takibe geçecek olan -veya geçen- lehtar aleyhine -takipten önce veya sonra- olumsuz tespit davası açabilirler.[21] [22]

Sahte senedin veya ödenmiş senedin bankaya tahsile verilmesi veya icraya konulması üzerine, borçlu böyle bir senet hakkında olumsuz tespit davası açmakta hukuki yarar sahibidir.[23]

Alacaklının elinde İİK’nun, 68, 68a, 68b maddelerinde belirtilen nitelikte belgelerden birisi varsa, borçlunun ‘borçlu olmadığının tespiti için’ olumsuz tespit davası açmakta hukuki yararı vardır.

Çünkü, borçlu ödeme emrine itiraz edip takibi durdursa bile (İİK. mad. 66/I), alacaklı icra mahkemesinden «itirazın kaldırılmasını» sağlayıp, takibe devam edebilir (İİK. mad. 68).[24]



Banka ile kredi ilişkisi içinde bulunan borçlunun, kredi süreci içinde gelişen borç miktarı veya vurgulanan faiz ve fer’ileri yönünden, hakkında takibe geçilmeden önce, bankanın talep ettiği kadar borcu bulunmadığının tespiti için olumsuz tespit davası açabilir.[25]

Banka kredi sözleşmesinde, usulüne uygun bir kefalet taahhüdü bulunmadığı veya sözleşme altındaki imzanın sahteliğine rağmen, kat’edilen câri hesap üzerine, kefaletinden bahisle temerrüt ihtarı gönderildiğinden, kefalet nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti için borçlu tarafından olumsuz tespit davası açılabilir.[26]

‘Bononun iptali’ istemiyle, borçlu olunmadığının tespiti istenebilir.[27]

‘İpoteğin iptali’ (terkini) talebiyle, borçlu olunmadığının tespiti istenebilir.[28]

‘Süresi içinde, hakkında yapılmış olan genel haciz yolu ile takibe itiraz etmemiş ya da itiraz edememiş olan borçlu’ da, daha sonra -takip kesinleştikten sonra- olumsuz tespit davası açabilir...[29]

Borçlu, ‘alacaklıda alacağı bulunduğunu’ bildirerek, ‘alacaklıdaki alacağı ile alacaklıya olan borcunu takas ettiğini’ belirtip, ‘alacaklıya ....... TL. borçlu olmadığının tespitini’ isteyebilir.[30]

Kredi sözleşmesine dayanılarak adına açılan câri hesaptaki krediyi kullanmadığından bahisle, bankaya borçlu olunmadığının tespiti için olumsuz tespit davası açılabilir.[31]

İpotekli garanti edilen banka teminat mektubunun riski doğmadığından hükümsüz kalması durumunda, kontrgaranti olarak verilen ipoteğin kaldırılması için olumsuz tespit davası açılabilir.[32]

Alacaklısının elinde, kendisine ait bir kambiyo senedi bulunan borçlu) -eğer borçluda; ‘borcun olmadığını’, ‘itfa’ veya ‘imhal’ edildiğini belirtir ‘resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge’ bulunmuyorsa- ciddi bir tehdit altındadır. Bu nedenle, hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılmadan önce, borçlunun -kural olarak- alacaklıya karşı olumsuz tespit davası açmakta hukuki yararı vardır.[33] [34]

Borçlu; alacaklı tarafından ödenmesi talep edilen senedin;[35]

- - Ödendiğini ancak senedin kendisine alacaklı tarafından iade edilmediğini,[36]

- - Sahte olduğunu, senette tahrifat bulunduğunu,[37]

- - Anlaşmaya aykırı doldurulduğunu,[38]

- - Teminat senedi olduğunu,[39]

- - Şekil noksanlığı nedeniyle, senedin kambiyo senedi niteliğini taşımadığını,[40]

- - Ayırdetme gücü (temyiz kudreti) yokluğu nedeniyle geçersiz olduğunu,[41]

- - Karşılıksız olduğunu,[42]

- - Hatır senedi olduğunu,[43]

- - Hata sonucu düzenlendiğini,[44]

- - Mücbir sebep sonucu düzenlendiğini,[45]

- - Hile sonucu düzenlendiğini,[46]

- - İkrah (tehdit) sonucu düzenlendiğini,[47]

- - Gabin sonucu düzenlendiğini,[48]

- - «Şirket (kooperatif) adına senedi düzenlenmiş olan kişinin tek başına senet düzenleme yetkisinin bulunmadığını»[49]

- - «Satın alınan malın ayıplı çıktığını ileri sürerek, bu mal karşılığında verilmiş olan senedin geçersiz kaldığını»[50]

- - «İhtiyati haciz sırasındaki borcu kabul beyanının ‘manevi cebir’ altında yapıldığını, bu nedenle geçersiz olduğunu»[51]

- - «Cezai şart karşılığında düzenlenmiş olduğunu»[52]

- - «İrade fesadı nedeniyle geçersiz olduğunu»[53]

- - «Kumar ve bahis borcu karşılığı düzenlenmiş olması nedeniyle geçersiz olduğunu»[54]

- - «Ahlâk ve adaba aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu»[55]

- - «Başlık parası olarak verildiğini»[56]

b i l d i r e r e k  «olumsuz tespit davası» açabilir.

Buna karşın; alacaklının elinde İİK.’nun 68, 68a, 68b maddelerinde belirtilen nitelikte belgelerden hiçbirisi yoksa, borçlunun ‘borçlu olmadığının tespiti için’ olumsuz tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur.

Çünkü, borçlunun, alacaklı tarafından yapılacak ‘genel haciz yolu ile takibe’, süresinde  b o r c a  itiraz ederek durdurmasından sonra, alacaklı ‘itirazın kaldırılması’ için icra mahkemesine gidemez... Eğer alacaklı ‘itirazın iptali’ni isterse, borçlu bu davada bütün savunma sebeplerini öne sürebilir...[57] [58]



II- Yüksek mahkeme, «icra takibinden  ö n c e[59]  açılan olumsuz tespit davalarındaki hukuki yarar koşulu ile ilgili olarak;

- «Henüz keşide edilmemiş, çek vasfında olmayan tamamen boş çek yaprakları tedavüle konmuş sayılamayacağından, hesap sahibi tarafından zayi nedeniyle iptal davası açılamayacağını, ele geçirenlerce imzalanıp doldurulması sonrasında, çeke dayalı hak iddia edene karşı menfi tespit davası açılabileceğini, bu nedenle boş çek yaprağına dayanarak iptal isteminde bulunmakta hukuki yarar bulunmadığını»[60]

- «Davalı banka tarafından davacıya noter aracılığıyla ihtarname gönderilmiş ve ihtarnamenin davanın açıldığı gün davacıya tebliğ edildiği görüldüğünden, mahkemece, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceğini»[61]

- «Davanın temelini oluşturan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin borçlusu dava dışı kişi olup davacı hakkında girişilmiş bir takip bulunmadığını; her ne kadar takip talebinin 5. bendi karşısında ipotek verenlerin isim ve adresleri yazılmış ise de, davacı açıkça borçlu olarak gösterilip kendisinden bir talepte bulunulmadığından; davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını ve hukuki yararın dava şartlarından olduğunu davanın bu nedenle reddi gerekeceğini»[62]

- «Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek, olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı «böyle bir borcu bulunmadığının saptanması» için menfi tespit davası açılabileceğini»[63]

- « ‘Davacının kredi borcunu dava tarihinden önce ödediği, dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı’ gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini»[64]

- «Davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu ve dava öncesi de davalıyı çeklerin iadesi konusunda uyardığı dikkate alındığında davanın açılmasında davacı yan haklı olduğundan, davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceğini»[65]

- «İcra dosyasında borcun dava açılmadan ödendiği ve bu dosyada herhangi bir borcun kalmadığı, bu nedenle de davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini»[66]

- «Davacılar, davadan önce düzenlenen ibraname ile dava konusu borçtan ibra edilmiş olduklarından, daha sonra aynı borç sebebiyle menfi tespit davası açmalarında hukuki yararlarının bulunmadığını, hukuki yararın dava şartı olup mahkemece davanın her safhasında re’sen gözetilmesi gerekeceğini»[67]

- «Bir güven müessesesi olan davalı bankanın vermiş olduğu fek yazısına güvenerek tapuda söz konusu taşınmazı ipotekli olarak satın almış olan davacının ipoteğin fek edilmemesi, bir başka deyişle, bankaca tek taraflı vazgeçilmiş olması nedeniyle işbu davayı açmakta hukuki yararı olduğu gözetilerek ve olayın bu şekilde değerlendirilerek, karar yerinde tartışılıp bir hüküm kurulması gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen şekilde, ‘davacının fek yazısı gereği tapuda işlem yapmaması ve taşınmazı ipotekli devir alması’ gerekçesiyle, yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağını»[68]

- «Hukuki yararın ‘dava şartı’ olup, mahkemece re’sen gözetileceğini»[69]

- «Aynı konuda daha önce açılıp kesinleşmiş itirazın iptali davasının bulunması halinde, olumsuz tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmayacağını»[70]

- «Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilmesi durumunda, olumsuz tespit davası açmakta hukuki yararın var sayılacağını»[71]

- «Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de, yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisine bir borçla tehdit eden kimseye karşı ‘böyle bir borcu bulunmadığının saptanması için de’ olumsuz tespit davası açabileceğini, borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilmesi durumunda hukuksal yararının varlığının kabulü gerekeceğini»[72]

- «Para ödendikten sonra açılan menfi tespit davasının açılmasında hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddi gerekeceğini»[73]

- «Borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceğini»[74]

- «Dava takip nedeniyle açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılmış herhangi bir takip bulunmadığından, bu davalı yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini»[75]

- «Taraflar arasında ticari ilişki sırasında davalıya verilen ve bedelleri ödenen çekler bakımından davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığının kabulünün gerekeceğini»[76]

- «Borçlunun borçlu olmadığının tespitini istemekte hukuken korunmaya değer bir menfaati bulunmak koşulu ile menfi tespit davasının icra takibinden önce veya takip sırasında açılması mümkün olması gerekeceğini»[77]

- «Menfi tespit istemine ilişkin davada, dava tarihi itibariyle, davacının, gübre alımından dolayı kooperatife borçlu olmadığı ve dava açmada hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini»[78]

- «Üçüncü kişinin, haciz ihbarnamelerine karşı süresinde şikâyet yoluna gidip iptal ettirmediğine göre menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olduğunu, aksi halde borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalabileceğinden mahkemece bu yön gözetilerek işin esasına girilip bir karar verilmek gerekeceğini»[79]

- «Çekin ibrazı suretiyle alacak hakkını talep eden hamile karşı menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğunu, davalı çeki kendisinden önceki hamile iade ettiğini savunduğuna göre, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açıldığı tarihte haklılık durumuna göre yasal sonuçlara hükmedilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağını»[80]

- «Keşidecinin, lehtara karşı temel ilişkiye dayalı olarak olumsuz tespit davası açmakta hukuki yarar sahibi sayılacağını»[81]

- «Davalının savunma yolu ile borçlu olmadığını belirtmesine rağmen ayrıca aynı konuda karşı dava olarak menfi tespit talebinde bulunmasında hukuki yararının olmayacağını»[82]

- «İcra hukuk mahkemesinin davalı tarafından başlatılan takibin iptaline karar verilmiş olmasına ve açılan davanın da takip hukukuna dayalı menfi tespit davasına ilişkin olması nedeniyle ‘davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine’ karar verilmiş ise de, açılan menfi tespit davasında davacının açıkça alacaklı görünen davalıya karşı hiçbir borcu olmadığının iddia etmiş olması sebebiyle, hukuki yararın varlığı göz önüne alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağını»[83]

- «Davacının keşideci veya  ciranta olarak yer almadığı çeklerden dolayı dava açmakta hukuki yararının bulunmayacağını»[84]

- «Davacının davaya konu çek bedelini ödediği ancak çekin akıbetinin meçhul olduğu, bedeli ödenen çekin davacının eline geçmediği, sonradan açılan çek iptali davasının sonucunun beklenmesine gerek olmadığı, bu itibarla davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu»[85]

- «Davacının icra memurunun hatalı işlemini şikayet haklarının bulunmasının, ayrıca menfi tespit davası açmalarına engel olmadığını, mahkemece, davacıların bu konudaki şikâyetleri ile ilgili açılmış dava dosyalarının sonuçları da beklenildikten sonra bir karar vermek gerekirken, görevsizlik hükmü kurulmasının, hükmün bozulmasına neden olacağını»[86]

- «Kambiyo senedi vasfında olmasa dahi davacı şirket yetkilisinin imzasını taşıyan, bankaya ibraz edilerek arkasına ödemeden men talimatı düşülen belgelerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti için, dava açmakta hukuki yararın bulunduğunu»[87]

- «Henüz icra takibine başlanmadan önce de menfi tespit davası açılabileceğini, davalı banka mahkemeye göndermiş olduğu yazıda ‘kredi kartı üyelik sözleşmesinin kefili olan davacının borcu olduğunu’ bildirdiğine göre, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olduğunu»[88]

- «İİK.’nun 72. maddesine dayalı olarak açılmış bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin davada; ‘bononun dayanak yapıldığı icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığı’ biçiminde bir talebin bulunmadığını, her ne kadar alacaklı vekili bu bonoya dayanarak davacı aleyhine girişmiş olduğu icra takibinden vazgeçmiş ise de, bono halen alacaklı elinde bulunduğundan, davacının bu bonoyu hükümden düşürmek amacı ile dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu ve bu nedenle davanın konusuz kaldığından söz edilemeyeceğini, bu durumda mahkemece davalı vekilinin ‘bu bonodan dolayı davacıdan alacakları bulunmadığı’ yolundaki duruşma tutanağına geçirilmiş imza beyanı da gözetilerek, davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağını»[89]

- «Davacının davadan önce davalıya gönderdiği ihtarnamelere olumsuz cevap verildiğinden, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmasına göre, yerel mahkeme kararında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını»[90]

- «Hukuki yarar dava şartı olup, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının araştırılmasının gerekeceğini, mahkemece davacının davalıya yeni abonelik tesisi için başvuruda bulunup bulunmadığı, bulunmuş ise başvurusunun önceki abonenin borçlarının ödenmesi gerektiğinden bahisle reddedilip reddedilmediği veya önceki abonenin borçları nedeniyle davalının davacıdan herhangi bir talepte bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak hukuki yararın mevcut olup olmadığının saptanmasından sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme neticesi yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülemeyeceğini»[91]

- «İcra ve İflas Yasasının 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabileceğini, ancak borçlunun menfi tespit davası açmakta korunmaya değer bir hukuki yararının olması gerekeceğini»[92]

belirtmiştir...



Yüklə 12,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin