İlamsiz icra takiBİ-İcra iflas hukuku madde 42 Para borcu ve teminat için takip



Yüklə 12,14 Mb.
səhifə84/111
tarix16.05.2018
ölçüsü12,14 Mb.
#50567
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   111

Kanımızca; borçlu (davacı), alacaklının dayandığı hukuki ilişkiye karşı çıkmayarak bilakis bu hukuki ilişkinin varlığını kabul ederek, başka bir nedenle bu hukuki ilişkinin geçerlilik kazanmadığını veya son bulduğunu ileri sürmekte ise, bu iddiayı ispat yükü davacıya düşer... Buna karşın; davacı borçlu, davalının (alacaklının) dayandığı hukuki ilişkiyi inkâr ederse, inkâr edilen bu hukuki ilişkinin varlığını ispat etmek davalıya (alacaklıya) düşmektedir... Çünkü hukuki ilişkinin varlığını iddia eden davalı olduğu için, TMK’nun 6. maddesi ve HMK’nun 190’ıncı maddeleri uyarınca, bu iddiayı ispat yükü davalıya (alacaklıya) düşer...[9]

I- Olumsuz tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre değişir.[10] [11] Bu nedenle kambiyo senetleri hakkında açılan olumsuz tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen «hukukî ilişki» ile senet metnindeki «borç sebebi»nin karşılaştırılarak, ispat yükünün kime düşeceğinin saptanması gerekir.[12]

Doktrinde[13]; «davacı - borçlunun ‘dava konusu borcun hiç doğmadığını -yani; davalı - alacaklı ile arasında hiçbir hukukî ilişki bulunmadığını-’ ileri sürmesi halinde ispat yükünün davalı - alacaklıya düşeceği» -çünkü; «borcun (hukukî ilişkinin) varlığını ileri süren (iddia eden) davalı olduğu için TMK. mad. 6 uyarınca, bu iddiasını kendisinin ispat etmesi gerektiği»- buna karşın «davacı - borçlunun borcun (hukukî ilişkinin) varlığını kabul etmekle beraber, ‘bunun başka bir nedenle geçersiz olduğunu ya da sona erdiğini’ ileri sürmesi halinde, bunu ispat yükünün davacı - borçluya düşeceği -çünkü; doğduğunu kabul ettiği borcun (hukukî ilişkinin) sona erdiğini iddia eden borçlunun TMK. mad. 6 uyarınca bu iddiasını kendisinin ispat etmesi gerektiği-» belirtilmiştir...

a) D a v a c ı – b o r ç l u n u n;

- «Senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını»,

-  Senette sahtekârlık (tahrifat) yapılmış olduğunu»,

ileri sürmesi halinde, bu hususun doğru olmadığını -yani; «senetteki imzanın borçluya ait olduğunu», «senette sahtekârlık yapılmadığını»davalı-alacaklının ispat etmesi gerekir.

Buna karşın,  d a v a c ı – b o r ç l u n u n ;

- Borcun “ödeme”, “ibra”, “takas” gibi bir nedenle sona erdiğini,

- Senedin «hata», «hile», «ikrah» nedeniyle geçersiz olduğunu,

- Senedin «karşılıksız» olduğunu,

- Senedin «hatır senedi» olduğunu,

- Senetteki borcun «ödeme», «ibra», «takas» gibi bir nedenle son bulduğunu,

- Senedin «kumar»[14] veya «bahis» borcu olduğunu ya da «kumar veya bahis için verilen ödünç (avans)» karşılığı olduğunu,

- Senedin «başlık parası» karşılığı olduğunu,

- Ekonomik işlevi açısından bir ‘ödeme aracı’ olan çekin «ödemeden başka bir amaçla» -örneğin; ödünç olarak- verilmiş olduğunu,

- Senedin «hava parası» karşılığında düzenlenmiş olduğunu,

- Senedin, «ihaleye katılmayı önlemek» amacı ile -yani; «ihaleye fesat karıştırılması sonucu»- düzenlenmiş olduğunu,

- Senedin «ahlâka aykırı bir amaç için» verilmiş olduğunu,

- Senedin «temyiz kudretine sahip bulunulmadığı sırada» düzenlenmiş olduğunu,

- Senedin «evlenmek üzere eş bulmak amacı ile» düzenlenmiş olduğunu,

- Senedin «anlaşmaya aykırı olarak» doldurulmuş olduğunu,

ileri sürmesi halinde, bu iddiasını kendisinin ispat etmesi gerekir.

Yüksek mahkeme, şu durumlarda ispat yükünün  d a v a c ı - b o r ç l u y a  düştüğünü belirtmiştir.

«Kural olarak menfi tespit davasında ispat yükünün davacıda olduğunu»[15]

«Senedin veriliş nedeninin ‘malen’ kaydını içermesi, malın teslim edilip senedin alındığını göstereceğinden; senet bedelinin ödendiği veya bu senedin sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasını davacı yanın usulüne uygun delillerle kanıtlamasının gerekeceğini; tanık dinlenilmesinin mümkün olmadığını»[16]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, icra takibine konu senet olup, davacı yanca bedelsizlik iddiasına yönelik dosyaya ibraz edilen davacı yanca bedelsizlik iddiasına yönelik dosyaya ibraz edilen tahsilat makbuzunun ödeme iddiasını kanıtlayacak nitelikte bulunmadığının gözetilmesi gerekeceğini»[17]

«Çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkin davada, TBK. 207/2. maddesi gereğince sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı gün ifa etmekle yükümlü oldukları için, davacının söz konusu çek nedeniyle borçlu olmadığını ispatla yükümlü olması gerekeceğini»[18]

«Kambiyo vasfı niteliğinde olup sebepten mücerret olan dava konusu çek için, davalı çeki borç para karşılığında verildiğini belirtmiş, davacı ise söz konusu çekin mal karşılığı avans olarak verildiğini iddia etmiş olduğundan, ispat külfetinin söz konusu çekin mal karşılığı avans olarak verildiğini iddia eden davacıda olması gerekeceğini»[19]

«Bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, bonoda ihdas nedeni olarak malen kaydı bulunmakta olup davalı beyanında bononun davacıya satılan keçilerin, ödeme tarihindeki fiyatları üzerinden hesaplaması sonucu bakiye alacak miktarına ilişkin olduğunu belirtmiş olup, davalının bu beyanının talil olarak kabul edilemeyeceğini ve ispat yükümlülüğü davacıda olup davacının bononun bedelsiz kaldığını usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerekeceğini»[20]

«Davacı keşideci ile davalı temlik eden yetkili hamil T. İş Bankası A.Ş. arasında temel ilişki bulunmadığından ve süresinde ibraz edilmediği gibi 6 aylık zamanaşımı süresi içerisinde de takibe koyulmayan çekten dolayı kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmişse de hamilin keşideciye karşı dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TK’nun 644. (yeni TTK.’nun 732.) maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlü olması gerekeceğini»[21]

«Hükmüne uyulan bozma ilamı ile davacı yanın münhasıran davalı defterlerine dayanmamış olduğu kabul edilmiş olması karşısında davanın İİK’nun 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olup bedelsiz iddiasına dayalı olduğu, bu iddianın yazılı delille ispat külfetinin davacıda bulunduğunun gözetilmesi gerekeceğini»[22]

«Taraflar arasındaki alacak davasında, davacı davasında davaya konu çekin rızası hilafında elinden çıktığını kanıtlayamamış ve ayrıca kesinleşen ceza mahkemesinde de düşme kararı verilmiş olduğundan bu yönlerin gözetilmesi gerekeceğini»[23]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, mahkemece, verilen çeklerin teminat amacıyla verildiği ve eski çekler yerine yeni çekler verildiği halde eski çeklerin iade edilmediği iddiasının ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu gözetilmesi gerekeceğini»[24]

«TK’nun 599. (yeni TTK.’nun 687.) maddesi “Poliçe’den dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def’ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer kişi hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” şeklinde olup gerek dava konusu senedin bedelsiz olduğunun gerekse hamil davalının senedi kötüniyetle iktisap ettiğinin ispat külfetinin davacıda olması gerekeceğini»[25]

«Davacıya mal alıp teslim ettiğini, bunun karşılığında bonolar aldığını, bu bonoların ödenmemesi üzerine anlaşma yapılarak dava konusu bonoların kendisine verildiğini bildiren davalının bu beyanının bononun veriliş nedenini değiştirmek, yani talil etmek anlamında olmadığını, ispat külfetinin davacıda olduğunu»[26]

« ‘Malen’ ibaresi bulunan bir bonoda malın teslim alındığı hususu, borçlu tarafından ikrar edilmiş sayılıp, alacaklının teslim ettiğini kanıtlamak yükümlülüğünün bulunmamakta olup, bu noktada davaya konu bononun, teminat bonosu olduğu hususunda ispat yükümlülüğünün davacıda olduğunu»[27]

«İcra takibine konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, takip konusu çek, yasal unsurlara sahip olup, sebepten mücerret olan kambiyo senetlerine karşı borçlu bulunmadığını ispat yükümlülüğünün davacıda bulunması gerekeceğini»[28]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında davacı, ilk önce imza itirazında bulunmuş, imza için alınan raporlarla, imzanın davacıya ait bulunması üzerine de, takip ve dava konusu borcun senede ait olduğunu, gerçek bir alışverişe dayanmadığını bildirmiş, ıslah dilekçesi ile de gabine dayanmış olup bu durumda sözkonusu senedin teminat senedi olduğunu, davacının usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekeceğini; öte yandan ıslahla dayandığı gabin iddiasını da davacının ispat etmesi gerekeceğini»[29]

«Yetkili temsilcinin yetkisinin sona ermesinden sonra geriye dönük olarak eski tanzim tarihi atmak suretiyle ve yetkili temsilcisi bulunduğu davacı şirketi sebepsiz yere borç altına sokma amacıyla bonoyu düzenlenip düzenlenmediği hususunu ispat külfetinin davacı yanda (şirkette) olduğunu»[30]

«Düzenleme nedeni bulunmayan yani ihdas haneleri boş olan bonolardan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, bonoların tehdit ve zorla alındığını iddia eden davacının bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğunu»[31]

«Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasında şirket kaşesi üzerindeki imzanın tanzim tarihindeki şirket yetkilisine ait olduğu sabit olup, davacının borçlu olmadığını ispat külfetinin davacı yanda olduğunu»[32]

«Çek bir ödeme vasıtası olup kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekeceği; bu karinenin aksini iddia eden davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekeceğini»[33]

«İİK’nun 72. maddesi uyarınca açılan kambiyo senedi niteliğinde bulunan bonoya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin davada, bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığı, bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığı, bononun bu halde kambiyo senedi vasfını yitirse de adi senet sayılacağı, borçlu bulunmadığının tespitinde ispat yükünün davacı yanda olduğunu»[34]

«Kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, icra takibine konu bononun alt kısmında ‘teminat senedi’ ibaresine yer verildiği, söz konusu bononun açıkça neyin teminatı olarak verildiği hususunda herhangi bir açıklama bulunmadığı, bononun neyin teminatı olarak verildiğini ispat yükünün davacıda olduğunu»[35]

«Davacının, sipariş ettiği mallara karşılık davalıya 2 adet çek verildiğini, sipariş konusu malların teslim edilmemesi nedeniyle çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek söz konusu çeklere dayanılarak yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davacı senedin sipariş edilen mallara karşılık avans olarak verildiğini belirttiğine, davalı ise kambiyo vasfını haiz çeklere dayandığından davacının HUMK.’nun 290. (6100 sayılı HMK. m. 201) maddesi uyarınca iddiasını yazılı delille kanıtlamakla yükümlü olduğunu»[36]

«Bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, yürütülmekte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 778/2/f ve 680. maddeleri uyarınca açığa bono düzenlenmesi mümkün olup, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu yolundaki iddianın davacı keşideci tarafından yazılı delille kanıtlanması gerekeceğini»[37]

«Teminat olarak verilen boş çekin sonradan doldurulması ve bedelsiz kalması nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin davada, ispat külfeti dava açılmadan önce iflas eden takip konusu çekin keşidecisi davacı-müflise ait olup, iflas etmiş şirketin hakkında iflas idare memurlarınca açılmış bir dava bulunmadığı için, ihbar yoluyla da müflis şirketin iflas idare memurlarının davaya dahil edilmesi mümkün olmayıp, şirketin yetkilisinin bu davayı açma imkanı bulunmamakta olup, müflis şirketin bu davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığının gözetilmesi gerekeceğini»[38]

«Bonolarda ‘motorin’ ibareleri bulunmakta olup, her ne kadar bonoların altına dava dışı bir şirketin unvanı da yazılmış ise de, şirket kaşesi bulunmadığı gibi, keşideci yerinde tek imza ve davacının adı mevcut olduğundan mahkemece bonoların motorin karşılığında düzenlendiğinin ve bonolardaki kayıt sebebiyle motorinin bonolar karşılığında teslim edildiğinin kabulü gerekip, somut olay bakımından ispat külfetinin davacıda olduğu ve senetlere karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekeceğini»[39]

«Eski borcu ifade eden çekleri yeni borcu ifade eden çekler karşılığında değil de ayrıca para ödeyerek davalıdan aldığını iddia eden davacının mevcut karineye aykırı olan bu iddiasını ispat etmesi gerekeceğini»[40]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davada talep konusu edilen miktarda borcun ödendiği davacı tarafça kanıtlanamadığından davanın reddi gerekeceğini»[41]

«Yürütülmekte olan takibe konu bir senet nedeniyle açılan menfi tespit davasında; ispat yükü dava konusu senedin teminat olarak verildiğini ve senedin bazı kısımlarının sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ileri süren davacıda olup, davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekeceğini»[42]

«İspat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olduğu, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekeceğini»[43]

«Keşidecinin lehdara borçlu bulunmadığı kanıtlanmadıkça hamilin senedi iktisabında kötüniyetli olduğunu söylemek, 6762 sayılı TK’nun 599. (yeni TTK.’nun 687.) maddesi hükmünün konuluş amacıyla bağdaşmayacağını, mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığını»[44]

«Davacının, ....... İcra Müdürlüğünün ........ sayılı takibine konu bonoların ödendiğini ve icra takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalini talep ettiği, bu durumda, ispat külfeti davacıda olup, ödeme iddiasını, bir başka deyişle takip konusu bonoların tamamına yönelik ödeme yapıldığını kanıtlamakla yükümlü olduğunu»[45]

«Menfi tespit davasında, fatura bedellerinin ödenip ödenmediği noktasında çıkan uyuşmazlıkta, açık faturalar yönünden ispat külfeti ödeme iddiasında bulunan davacı borçluda, kapalı fatura ise ödemenin peşin yapıldığına dair karine teşkil ettiğinden, sözkonusu faturalar yönünden ispat yükü aksini iddia eden davalı alacaklı üzerinde olması gerekeceğini»[46]

«Kambiyo senedine karşı borçlu olmadığına dair iddiada bulunanın ispat külfetinin davacıda olduğunu, davalının imzası bulunmayan protokolün yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceğini ve mahkemece tanık deliline başvurulamayacağını»[47]

«Mahkemece; somut olayda ispat külfetinin davacıda olduğu ve davacının senede karşı iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerektiği gözetilmeden, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığını»[48]

«Takibe dayanak bono ‘malen’ kaydını ihtiva etmekte olup, HMK. 201. md. hükmüne göre, senede karşı her türlü iddianın yazılı delille ispatlanması gerekli olduğundan, davacının senedin teminat senedi olduğuna dair iddialarını yazılı delillerle ispatlaması gerekeceğini»[49]

«Takip ve dava konusu bonolar altındaki imzalar borçlu davacı tarafından inkar edilmediğine göre, ispat yükü davacıda olup davacının, bonolar nedeniyle borçlu bulunmadığı, yolundaki iddiasını aynı kuvvette yazılı belge ile kanıtlamakla yükümlü olduğunu, mahkemece ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığını»[50]

«Bono borçlusunun ilk önce bonodaki borç ikrarının sebebinin kumar veya bahis olduğunu ispat etmesi gerekeceğini, bunun ise, HMK’nun 201. maddesi gereği tanıkla ispat edilemeyeceğini; ancak, senet (kesin delil) ile ispat edilebileceğini»[51]

«Sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde hamilin, keşideciye başvurma hakkı bulunduğuna göre, bu durumda keşidecinin, sebepsiz zenginleşmediğini usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlü olduğunu; söz konusu ispat yükünün kime ait olduğunu belirleme görevinin, davanın taraflarına değil, mahkemeye ait olduğunu»[52]

«Tanzim tarihi bulunmaması sebebiyle kambiyo senedi niteliğinde olmayan adi senet durumundaki belgelere dayalı olarak yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada; davacı yan, söz konusu belgelerdeki imzaları inkar etmediğinden; borçlu olmadığı iddiasını davacı tarafın aynı kuvvette usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekeceğini»[53]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, takip ve dava konusu bononun ‘malen’ kaydı alınan mal karşılığı bononun verilmiş olduğuna karine teşkil edeceğinden, bu karinenin aksinin yani, bononun verilip karşılığında mal alınmadığı, iddiası ispat yükünün davacıda olması gerekeceğini»[54]

«Davacının ‘herhangi bir mal ve hizmet satın almadığını’ bildirmekle, üzerinde ‘nakden’ kaydı olan bonoyu talil ettiği, davacının ‘eldeki bononun mal ve hizmet bedeline karşılık düzenlendiğini’ ispat etmesi, bunu ispat edememesi halinde ‘nakit para almadığını’ ispat etmesi gerekeceğini»[55]

« ‘Açığa düzenlenen senetlerin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunu’ ispat yükünün davacıda olacağını»[56]

«Davalının teminat amaçlı verilen protokol ve ibraname içeriğine aykırı olarak çekleri ciro ederek diğer davalı şirkete vermiş olması karşısında, ‘davalı şirketin çekleri, borç içermediğini ve teminat çeki olduğunu bilerek kötüniyetli bir şekilde teslim aldığı’ hususunun davacı tarafından kanıtlanamadığı, davalı şirket temsilcisinin çekleri protokol ve ibranameden habersiz olarak iyiniyetli bir şekilde ciro yoluyla elde ettiğine dair yemini de ifa ettiği, bu nedenle davalı şirketin iyiniyetli hamil olduğunun kabulü ile davalı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verileceğini»[57]

«Menfi tespit davalarında elde yapılan ödemelerle ilgili iddiaların ispat yükünün davacıda, havale makbuzlarının hangi borç için yapılan ödemeler olduğunu ispat yükünün ise davalıda olacağını»[58]

«Toplanan deliller doğrultusunda davaya ve takibe konu bonodaki keşideci imzasının Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacının eli ürünü olduğu anlaşıldığından davacının borçlu olmadığını ispat edememiş sayılacağını»[59]

«İspat yükünün davacı da olduğu, davalıya talimat yoluyla yemin davetiyesi çıkarıldığı, davalının usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmadığı, bu nedenle davacının dava konusu çekler nedeni ile davalıya karşı borçlu olmadığını ispat etmiş sayılacağını»[60]

«Davacılar yargılama sırasında davaya konu senetteki borçlu imzalarının kendilerine ait olduğunu kabul ettiklerinden ayrıca borç ikrarı niteliğini taşıyan bono da davalının elinde bulunduğundan; davacıların borçlu olmadıklarını ispatlayamadıklarını»[61]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davacı yanca bedelsizlik iddiasının kanıtlanması gerekeceğini»[62]

«İİK.’nun 72. maddesi gereğince ispat yükünün davacı-borçluda olması gerekeceğini»[63]

«Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasında, davacıların icra tehdidi altında ödeme yaptıklarını ispatlamaları gerekeceğini»[64]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, bonoların bedelsiz olduğunun davacılar tarafından kanıtlanması gerekeceğini»[65]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davaya konu çeklerin hatır çeki olarak veya teminat amacıyla verildiği yönündeki iddiaların davacı tarafça yazılı delillerle kanıtlanması gerekeceğini»[66]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davacının imza inkarını ispatlaması gerekeceğini»[67]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, ödemenin icraya konu senede mahsuben yapıldığı iddiasının ispat külfetinin davacı tarafa ait olması gerekeceğini»[68]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, dava konusu edilen çeklerin, davalıya avans olarak verildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerekeceğini»[69]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davacının imzayı inkar etmesi, çekin bedelsiz olduğu veya akde aykırı olarak doldurulduğu iddiasını kanıtlaması gerekeceğini»[70]

«Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasında, çek teslim belgesindeki çekin gecikme cezasına yönelik verildiğine ilişkin yazıların farklı bir kalemle yazıldığı, altında davalıya ait paraf veya imza da bulunmadığı gözetilerek bu durum karşısında çekin teminat amacıyla davalıya verildiğine dair iddianın davacı tarafından kanıtlanması gerekeceğini»[71]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davaya konu bononun ‘teminat senedi olduğu’nun kanıtlanması gerekeceğini»[72]

«Davacı yanın, sözleşme konusu bonoların ayın 15. gününe göre vadelendirildiği, dava konusu senedin ise belirli vadeli olduğu iddiasını kanıtlaması gerekeceğini»[73]

«Takibe konu senedin ihdas nedeninin yazılı olmadığını, senedin teminat senedi olduğunu iddia eden davacının iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerekeceğini»[74]

«Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davacının iddiasını ve davalının kötüniyetli hareket ettiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekeceğini»[75]

« ‘Senetlerin teminat senedi olup bedelsiz bulunduğu’nun, davacı tarafından kanıtlanması gerekeceğini»[76]

«Çekin bir ödeme aracı olduğu ve aksinin bunu iddia eden tarafça ispatlanması gerektiğini»[77]

«Menfi tespit davasında davacının ‘dava konusu senedin teminat senedi olduğunu ve boş olarak davalıya verildiğini’ kanıtlayamaması halinde davanın reddedileceğini»[78]

«Davalının davacıya sattığını belirttiği aracın davacı adına trafik siciline tescil edildiğinin anlaşıldığı, senette malen kaydının bulunmasına göre, davaya konu senedin teslim alınan mala karşılık davalıya verildiği, davacının bunun aksini yazılı delille ispatlaması gerekeceğini»[79]

«Davacının takip konusu senette malen kaydının bulunması sebebiyle ispat külfetinin üzerinde olduğu ancak iddiasını kanıtlayamadığı, tanıkların da sipariş konusu malzemelerin davacıya teslim edildiğini belirttiğini»[80]

«Kambiyo senedi olan bononun illetten mücerret olduğu, bu bonoların sipariş mal nedeniyle verilip malın teslim edilmediği hususunu ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğunu»


Yüklə 12,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin