İLMİhal kitaplarinda iman esaslari


BİRİNCİ BOLUM GENEL BİLGİLER



Yüklə 0,5 Mb.
səhifə2/10
tarix17.01.2019
ölçüsü0,5 Mb.
#99255
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

BİRİNCİ BOLUM

GENEL BİLGİLER

1.1 İlmihalin Tanımı

İlmihal, Arapça "ilim" ve "hal" kelimelerinden türetilmiş bir isim tamlamasıdır. Sözlükte "durum bilgisi" anlamına gelmektedir.

Terim olarak, her Müslüman'ın öğrenmek ve yapmak duru­munda olduğu itikat, İbadet ve ahlaka ait temel bilgileri öğreten eserlere "İlmihal" denir. Daha geniş bir ifadeyle İlmihal, kişinin kendisine farz olan görevleri yaparken ihtiyaç duyduğu şeyleri bü-mesidir; namaz kılarken temizliği, ticaret yaparken fasit akit ve faiz­den kaçınmayı, malının cinsine göre zekât vermeyi, haccırı edası için gerekli şartlan bilmesi gibi.12

Bazı İslam bilginleri "ilim öğrenmek her Müslüman'a farzdır, 13 hadisindeki ilim kelimesini İlmihal bilgisi olarak açıklamışlardır. 14 Bu sebeple "ilimlerin en üstünü ilmihal bilgisi, amellerin en üstünü malı korumaktır" denilmiştir. 15

İlmihal kitaplarında iman esasları, ibadet ve ahlakla ilgili hü­kümler, ayrı bahisler halinde üç kısımda toplanır. Akide kısmı, "usûl-ü selâse-i İslâmiyye" denilen ilahiyat, nübüvvet ve ahiret ko­nularını içine alır. Buna ilk zamanlarda "İlm-i Tevhid" ve sonraları "İlm-i Kelam" adı verilmiştir. Dini emirler, helal ve haram, ahlak konulan İle İslam'ın şartlarına ve farzlarına dair olan kısımlar, ön­ceki dönemlerde bir bakımdan Kelam'a bir bakımdan Fıkıh'a bir bakımdan da İlm-i amelî adı altında ahiaka alınmışlardır.16 Buna göre İlmihaller, Kelam, Fıkıh ve Ahlak ilmiyle alakalı konuları geniş halk kitlelerinin anlayabileceği şekilde sade ve kolay bir üslupla anlatan kitaplar olmaktadır.

İlmihal kitaplarındaki inanç, İbadet ve ahlakla ilgili konu baş­lıkları Cibril Hadisi'ndeki ifadelere göre belirlenmiş olmalıdır. Şöyle ki: Başta Buharİ ve Müslim olmak üzere diğer muteber hadis ki­taplarında da rivayet edildiğine göre Cebrail (a.s.) bir gün insan suretinde görünerek, Allah Resulü'ne iman, İslam ve İhsan kav­ramlarını sorar. Bunun üzerine Hz. Peygamber: (a.s.) iman, "Al­lah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve bir de kaderin hayır ve şerrine inanmandır," İslam ise "Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in (a.s.) Allah'ın elçisi oldu­ğuna şahadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, ramazan orucunu tutman, yoluna gücün yeterse haccetmendir," buyurur. Resulullah aynı yerde ihsanı, "Allah'ı görüyor gibi İbadet etmen Sen Allah'ı görmesen de O seni görmektedir, 17 şeklinde tanımlar. İşte İlmihal kitapları, bu hadisteki imanın altı, İslam'ın beş şartı olarak İfade edilen farzları ve ahlakla İlgili konuları açıklamak­tadır.

İlmihallerde, Müslümanların günlük hayatta karışılacakları dünya ve ahiretle ilgili bilgiler de bulunur. Bütün Müslümanlar için gerekli asgari bilgilerin yanı sıra her Müslüman'ın kendi durumuna göre bilmesi gereken temel dini bilgiler de bu kapsamda düşünül­mektedir. Her Müslüman'ın bilmesi gerekli olan bilgiler bütününe İlmihal denmesi İslam'da yükümlülük ile kişinin durumu ve dolayı­sıyla bu duruma uyan bilgi arasında sıkı bir ilişkinin bulunmasın­dan kaynaklanmaktadır.18

Arap ülkelerinde genellikle İlmihal kitapları yerine ez-Zar-ûrât'ud-Dİnİye vb. isimlerle yazılan eserler bulunmaktadır. Hıristi­yanlık dininde İlmihallere benzer "Kateşizm Kitapları" yazılmıştır. Kateşİzm, Hıristiyanlıkta gençleri bilgilendirmek, kiliseye yeni üye kazanmak amacıyla sorular ve cevaplar biçiminde düzenlenmiş inanç ve ibadet kılavuzudur. İlk kez 16. yüzyılda el yazması kitapla­rı adlandırmak amacıyla yazılmıştır. 19

Netice itibariyle İlmihal kitapları; inanç, ibadet ve ahlak konu­larıyla herkesin günlük hayatta karşılaştığı meselelere yönelik temel hükümleri Öğretmek amacıyla yazılmış eserlerdir. Bahsedilen ko­nularının yanında bazen peygamberler tarihi, Hz. Muhammed'in hayatı ve aile hukuku ile ilgili bölümleri ele alan büyük ilmihal kitapları da bulunmaktadır. Bu özellikleri taşıyan İlmihal kitapları genellikle Müslüman Türk âlemine ait eserlerdir. 20

1.2 İlmihal Kitaplarının Tarihi Seyri

Asrı Saadet'te İlmihal bilgisine ihtiyaç duyanların bunları ya bizzat Kuran'ı Kerim'den ya da Hz. Peygamber (a.s.)'e sorarak Öğrenme imkânları vardı. Sonraki dönemlerde sahabe ile onların yetiştirdiği âlimler ve müçtehitler yine büyük ölçüde şifahi olarak bu ihtiyaca cevap verebiliyorlardı. Müslümanların İlmihal bilgilerini doğrudan Kuran'dan ve Hz. Muhammed (a.s)'den aldıkları bu dönemde akideler duru ve kuvvetli idi. Müslümanlık yayılmaya başlayınca birliğin bozulması sebebiyle İslam esaslarına dâhil olan konuların, bütün Müslümanlar tarafından kabul ediien Kuran ayet­lerine dayanarak belirlenmesi ihtiyacı oluştu. Bu konuları her mille­tin anlaması için de kendi dillerince yazıp tanıtmak gerekiyordu. Böylece İslam esaslarına harici unsurların karışması önlenecek Müslümanların dini konularda ihtilafa düşmeleri ayrı ayrı yollara sapmaları önlenecekti.

Tabiin döneminde, Allah'ın sıfatları kelamullah, İnsan hürri­yeti, kaza ve kader, hayır ve şer konularındaki tartışmaların sonucu Kaderiye, Cebriye, Muteziie vb. mezhepler ortaya çıktı. Her fırka kendi akaidini, görüşlerini yazmaya başladı. Bu durum karşısında Hz. Peygamber1 in sünnetini ve İslam cemaatinin birliğini savunan­lar, bu mezheplere karşı akaidi müdafaa amacıyla çeşitli eserler yazdılar. İslam kültür ve düşüncesi başka kültürlerle karşı karşıya geldiğinde İslam inancını savunmak ve şüpheleri defetmek üzere kaleme alman bu Kelam kitapları akaitle ilgili olmakla beraber amaç muhteva ve metot bakımından İlmihal içine mütalaa edile­mezler.21

Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Şafii gibi müçtehit imamların döneminde bazen muhtasar bazen de şerhler halinde içtihadı ko­nulara yer veren fıkıh kitapları telif edilmiştir. Dini ilimlere dair muhtasar risalelerin yazıldığı hicri II. asırdan sonra hacimli kitaplar telifi başlamış daha sonra da şerhler ve haşiyeler dönemi uzun bir süre devam etmiştir. Bu dönemde ilmihalle ilgili konuların müstakil eserler yerine fıkıh kitaplarının İlgili bölümlerinde ele alındığı gö­rülmektedir. Hâlbuki âlimlere hitap eden bu eserlerde detaylı tartış­malar ve geniş konular bulunmaktadır. Bu dönemde eğitimde ho­ca merkezli olduğu İçin halka hitap eden dini kitaplar yazma ih­tiyacı oluşmuş, böylece ilmihal kitaplarının yazılmasına başlan­mıştır.

Bugün adına İlmihal dediğimiz bilgi mecmuasının belki ilk ör­neği, İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin (ö. 150/767) "el-Fıkhu'1-Ekber" isimli eseridir. Yalnızca derleyip düzenlemeye ve öğretmeye yöne­lik olan bu eser, İlmihalin akaitle ilgili olan kısmını ihtiva etmekte­dir. Günümüze kadar muteber, faydalı bir metin olarak vazifesini sürdürmüştür. Bu arada Ahmet b. Hanbel'în (ö. 239/853) namaz ibadeti İle ilgili bulunan "Kitabu's-Salâf'ını İlmihalin ibadet ve amel kısmına ait ilk deneme olarak değerlendirmek mümkündür.22 Müs­lümanlığın temelleri olan Allah'a, meleklerine, kitaplarına, pey­gamberlerine, ahîret gününe ve kadere iman konularının anlatıldığı el-Fikhu'1-Ekber, Cumhuriyet döneminde yazılan İlmihallerin de esas kaynağı olmuştur.

Ebu Hanife'den sonra İlmihal hamlesi, Ebu Mansur Matüridî (ö. 333/944) döneminde gelişme göstermiş ve zaman zaman ge­çirdiği değişmelerle Gazali (ö. 505/1111) ve Nesefi (ö. 508/1114) devirlerine, sonra İmam-ı Birgivİ (ö. 981/1573)'den beri bugüne kadar gördüğümüz Türkçe İlmihaller şekline dönüşmüştür. 23 O günden bugüne kimi zaman akait ve İbadetler ayrı kitaplarda kimi zaman her İkisi bir kitapta bazen de İhtiyaca göre ahlak, siyer, adap gibi bahisleri de dâhil edilerek adı İlmihal olsun veya olmasın halkın ihtiyacı ve durumlarına göre İlmihal kitapları yazılmıştır. Şunttu'sSaiât, Necatü'l-Müminin, Eski Amentü Şerhi, Mızraklı İlmihal, Halebî Tercümesi, Babadaui, Nimetü'l-İslam hep bu nev'İn örnekleridir. 24

"Anadolu'da da İslam'ı tebliğ ve halkı İrşat için birçok ilmihal yazılmıştır. Bunlardan ilki Ahi teşkilatının kurucusu Ahi Evren Şeyh Nasîruddin Mahmut (ö. 660/1262)'un "Menâhic-i Seyfi" adlı Fars­ça eseri25 sayılabilir. Farsça olan ve Şafii fıkhına göre yazılan bu eser ilmihal geleneğinin başlaması ve gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bundan sonra benzer şekilde başka İlmihallerin de ya­zılması, tebliğ ve irşat faaliyetlerinde İlmihallere duyulan ihtiyacın devam ettiğini göstermektedir. Sadeddin Ferganî'nin "Menahicü'l-İbad",26 ve Abdülaziz'in "Umdetü'l-İslam fi erkâni'l-hamsi27 adın­daki eserleri bu amaçla yazılmış28 ilmihal türü kitaplardandır. Mev-lana Abdülaziz Farisi'nin "Umdetü'l-İslam" adıyla Farsça yazmış olduğu son eser, Şeyh Abdurrahman b. Yusuf (ö. 854/1450) tara­fından Osmanlıcaya "İmadü'l-İslam" adıyla tercüme edilmiştir. 29 Abdülaziz, Umdetü'l-İslam'ı Hanefî mezhebine ait seksen beş parça kitaptan derleyerek İslam'ın beş esasına göre düzenlemiştir. Abdur­rahman b. Yusuf da bu esere muteber altmış beş din kitabından ilaveler yaparak adeta yeniden telif edercesine genişletmiştir. İman esasları ve ibadet konularının ele alındığı bu önemli eserde ölüm ve kabir halleri ile haklar bölümüne yer verilmiş, günümüz harfle­riyle de yazılarak sadeleştirilmiştir. 30

İlk defa Türkçe İlmihal yazan kişinin Kutbeddin İznikî (ö. 821/1418) olduğu söylenmektedir. "Mukaddime" adındaki eseri dil ve muhteva bakımından belki de ilmihallerin en güzel bir örneğidir. Müellifin ifadelerinden, İlmihal geleneğinin bir zaruret sonucu or­taya çıktığı ve yazılan ilmihallerin de bir İrşat ve tebliğ vasıtası ola­rak kullanıldığı anlaşılmaktadır. 31Mukaddime; İman ve İtikat konu­larında bilgi verdikten sonra, namaz, oruç, hac ve zekât hakkında açıklamalar yapan tam bir ilmihaldir32 Eserin aslı Ebu'1-Leys es-Semerkandi (ö. 373/983)'in Arapça "Mukaddime" adlı namaz risa-lesidir. Kutbeddin İznik'i tarafından Türkçeye tercüme edildikten sonra iman ibadet ve ahlakla ilgili bazı ilaveler yapılmıştır. 33

Osmanlıca yazılmış ilk İlmihal türü eserler arasında Birgivi Va­siyetnamesinin önemli bir yeri bulunmaktadır. "Vasiyetname-i Bir-givi" adıyla meşhur olmasına rağmen özet bir İlmihal kitabı Özelliği taşımaktadır. Baş tarafında vasiyet kelimesi geçtiği ve müellif tara­fından bir ad verilmediğinden Vasiyetname diye meşhur olmuştur. "Risale-i Birgivi" de denmektedir. İtikada, İbadete ve ahlaka dair herkes İçin bilinmesi gereken meseleleri İhtiva etmektedir. Halk tarafından kolay anlaşılır olmasıyla da rağbet görmüştür.34

Osmanlı döneminde yazılan İlmihallerden en yaygın olanı "Mızraklı İlmihal"dir. Bu eseri günümüz diliyle yayma hazırlayan araştırmacı İsmail Kara, mızraklı İlmihal hakkında şu bilgileri ver­mektedir:

İlk baskısı 1862'de yapılan halen de Osmanlıca baskıları de­vam eden Mızraklı İlmihal anonim bîr eser mahiyetindedir. Birçok baskısının kenarında namazlar, dualar, tasavvuf ve ahlakla İlgili risaleler yer almaktadır. İlk telifinin tarihi hakkında kesin bilgiye bulunamamıştır. Bununla beraber dili itibariyle ilk baskısının bir iki asır evvel yazıldığı tahmin edilebilir. Kesin olan bir şey Birgivi'den sonra yazıldığıdır. Çünkü kitapta Bİrgivi'ye atıflar bulunmaktadır. 35 Mızraklı İlmihalde itikat, ibadet ve ahlak konulan bölümlere ayrıl­madan iç içe anlatılmıştır. Cumhuriyet döneminde de Mızraklı İlmi­hal adıyla yazılan eserler bulunmaktadır.

Osmanlıca yazılmış İlmihal kitapları arasında Mehmet Zihni Efendi'nin ( ö. 1332/1913) "Nimet-i İslam" adlı eserinin önemli bir yeri vardır. 1902-1909 yılları arasında kısım kısım basılan eserde Zihni Efendi, İmanla İlgili konulara kısaca yer verdikten sonra na­maz, oruç, zekât, hac gibi ibadet, nikâh, talak gibi muameleler ile cezalar konularını düzenli ve geniş bir şekilde anlatmıştır. Cumhurîyet dönemindeki hemen hemen bütün ilmihallere kaynak olan eser 1971 yılında Latin harfleriyle basılmıştır.

Tanzimat'tan sonra batılılara karşı aydınların tavrı değişmeye başladı. Batının teknoloji ve maddi gücü batı hayranlığına sebep oldu. Eğitim ve öğretimin etkisiyle bu tavır tabana doğru inmeye başladı.36 Bu durum karşısında İlmihallerin hem nesiller için farklı olması hem de eskiye nispetle metot ve muhteva bakımından fark­lılıklar taşıması gerekiyordu. 37Artık Kelam, fıkıh ve İbadet bilgilerini ayrı ayrı vermek yerine bunların hepsini bir araya getiren çeşitli yaş gruplarına hitap ederek bilgi veren, bir yanda savunan, bîr yandan da muhtemel saldırılara karşı hazırlayan İlmihaller vermek gereki­yordu. Eyüp Necati'nin Felsefeli Din Dersleri'nİ, Şehbenderzade Ahmet Hilmi'nin Üss-i İslam'ım, Ahmet Hamdİ Akseki'nin İslam Dini'ni, hedef kitlesi farklı da olsa Prof. Dr. M. Hamidullah'ın İs­lam'a Giriş'ini bu yeni İlmihaller cümlesinden saymak mümkün­dür. 38

Osmanlı dönemindeki bazı ilmihal çalışmaları hakkında böy­lece genel bilgi verdikten sonra bu döneme ait tespit edilebilen diğer ilmihal türü eserlerin adlarını vermek yararlı olacaktır. Fatih devri sonuna kadar yapılan fıkhı araştırmalarda altısı metin, altısı Şerh, on'u risale, biri tercüme olmak üzere toplam yirmi üç ilmihal çalışması tespit edilmiştir. 39 Bunlarla birlikte belirlenen 58 ümihal çalışmasını, müelliflerinin vefatına göre şöyle sıralamak mümkün­dür:



1. Ebu'1-Leys es-Semerkandî (ö. 373/983): ei-Mukaddime fi's-salât.

2. Ahi Evren Şeyh Nasîruddin Mahmut (ö. 660/1262): Menâhic-i Seyfi.

3. Zeyneddîn Muhammed b. Ebîbekir b. Abdilmuhsİn (ö. 666/1267-68): Tuhfetü'l-mulûk.

4. Sedîduddîn Kaşgârî (ö. 705/1305): Minyetü'l-musallî ve G uny etü' 1-mübtedî.

5. Ebu Saîd Harezmî (ö. 771/1369): Cevâhiru'1-fıkh.

6. Muslihuddin Mustafa Karamam (Ö.809/1406): et-Tavdîh şerh !i Mukaddimetİ Ebi'1-Leys.

7. Kutbettin İzniki {ö. 821/1418): Mukaddime.

8. Kutbettin İzniki (ö. 821/1418): Zâdü'l-me'âd fi'1-furûi ve'l-ahlâk.

9. Sarı Yakup (I.Mehmed devri}: Risale fi'1-menâsiki'l-hacc.

10. Hasan b. EmirAli(0.826/1423): Risale fi'1-fıkh ala mezhebi Ebî Hanife.

11. Molla Fenâri (ö. 834/1431): Mürşidü'l-musalli.

12. Molla Fenâri (ö. 834/1431): Şurûtu's-Salât.

13. Molla Fenârî (ö. 834/1431): Şerhu'1-Fıkhi'l-Keydânî.

14. Molla Fenârî (ö. 834/1431}: Şerhu Telhîs-i Câmii'l-kebîr fi'1-furû.

15. Molla Fenârî (ö. 834/1431): Şerhu'l-Mukaddimeti's-salât.

16. Molla Fenârî (ö. 834/1431): Risale beyâni'l-meşrûi.

17. Molla Fenârî (ö. 834/1431): Risale fi'1-istincâ.

18. Molla Fenârî (ö. 834/1431): Risâletü's-salâtiyye.

19. Mevlana Abdülazİz Farisi {ö.?}: Umdetü'l-îslam.

20. Abdurrahman b. Yusuf Aksarâyî (ö. 854/1450): İmadü'l-Islam.

21. İbn Melekzâde (ö. 854/1450}: Şerhu Tuhfeti'l-mulûk.

22. Bedreddin Aynî (ö. 855/1451):Mİnhatu's-sülûk Şerhu Tuhfetü'l-mülûk.

23. Kemâleddîn ibnu'l-Hümâm (ö. 861/1456): Zâdü'l-fakîr.

24. İbn Ernîr el-Hâc (ö. 879/1474):Hilyetu'l-mücellî ve buğyetu'l-mühtedî.

25. Kutbuddinzâde (ö. 885/1480): İkdu's-semin ve'1-akdu'l-yemin.

26. Sinan Paşa (ö. 891/1486): Risale ale'l-Hidâye fi't-tahâre.

27. Şükrullah Amasyavî (ö. 894/1488): Menhecü'r-reşâd fi sulûkİ'1-ibad.

28. Muhammed Aksarâyî (6. 899/1494): Şerhu Esrâri'i-vudû'i ve erkânihi.

29. Kadızâde (6. 899/1494): Risale fi'1-îmân ve'i-İslâm.

30. Kadızâde (ö. 899/1494): Risale fi nakdi'1-vudû.

31. Kestellî Muslihuddin (ö. 901/1496): Risale fi nakdi'1-vudû.

32. Hatipzâde (ö. 901/1496): Risale fi nakdi'1-vudû.

33. İbrahim Halebî (ö. 956/1594): Halebî Kebîr (Gunyetü'l-mütemellî).

34. İbrahim el-Halebi (ö. 956/1594): Halebî Sağîr (Gunyetü'l-mütemellî'nin özeti).

35. Mehmed İbn Bâlî (XV. y.y): Güzide.

36. Muhammed b. Pır Ali Bİrgivî (ö. 981/1573): Vasİyetname-i Birgivi.

37. Muharrem b. Muhammed ez-Zîlî (Ö.1000/1591).

38. Tumurtâşî(ö.l004/1595):İânetu'l-hakîr.

39. Hasan b. Ammar eş-Şurunbulâlî (Ö.1069/1659): Nûru'l-İzâh ve necâtu'l-ervah.

40. Hasan b. Ammar eş-Şurunbulâlî (Ö.1069/1659): Meragi'l-felah şerhû Nûri'1-İzah.

41. Hasan b. Ammar eş-Şurunbulâlî (6.1069/1659): İmdâdu'i-fettah Şerhu Nûri'1-izah.

42. Musa el-Kırımî el-Kefevî (Ö.1095/1683): Tuhfetu'ş-şâhân.

43. Ebu's-suud el-Mısrî (ö. 1172/1758): Dav'u'l-misbâh fi şer­hi Nûri'l-İzah.

44. Ahmed İbn Muhammed et-Tahtavî (6. 1231/1816): Ha­şiye alâ Merâgî'I-felâh.

45. Süleyman Paşa (ö. 1310/1892): İlmihâl-i Kebîr.

46. Abdülhamîd b. Mustafa Reşîd (ö.?), Zübde-i İlmihal, İs­tanbul, 1305.

47. Oflu Mehmed Emin Efendi (ö.?): Necâtü'I-rnü'minîn, İs­tanbul, 1308.

48. Mustafa Bey(ö.?): Telhîsü'l-mülahhas, İstanbul, 1310.

49. Mesud Mahmud(ö.?): Muhtasar İlmihal, İstanbul, 1314.

50. Halim Sabit (Ö.?): Ameli İlmihal, İstanbul, 1329.

51. Mehmed Zihni Efendi ( ö. 1332/1913): Nimet-i İslam.

52. Mehmed Zihni Efendi ( ö. 1332/1913): el-Muhtasarât fimesaili't-tahâretİ ve'1-ibâdât.

53. Mehmed Zihni Efendi ( ö. 1332/1913): Hanımlar İlmihali.

54. Mehmed Zihni Efendi ( ö. 1332/1913): Küçük Hanımlar İlmihali (Kızlar Hocası).

55. îmamzâde Esad Efendi (ö.?), Dürr-i Yekta, İstanbul, 1320.

56. UryanizadeAIiVahid (ö.?) Asker İlmihali, 1332,1334.

57. Şehhbenderzâde Ahmet Hilmi (ö. 1333/1914), Üss-i İslam 1332.

58. İskilipli Mehmet Atıf (Ö.1345/1926), İslam Yolu, Yeni İlmi­hal.

Bu bilgiler ışığında İlmihal geleneğinin tarihi seyri hakkında şunları söylemek mümkünüdür:

Hz. Peygamber (a.s.) ve sahabe döneminde daha ziyade sözlü olarak başlayan ilmihal geleneği sonraki dönemde geniş fıkıh ya da fetva kitaplarının içersinde yer alır. Daha sonraki dönemlerde müstakil ilmihal çalışmalarına İman ve ibadetle ilgili bazı dini konuları­nın ele alındığı risalelerin yazılmasıyla başlandığı söylenebilir. Bu anlamda adı farklı da olsa ilk ilmihal kitapları Arapça ve Farsça metinlerin tercümesiyle başlamış olmalıdır. Her ne kadar İlmihal adında ilk eserin ne zaman yazıldığı kesin olarak bilinmese de, 10. yüzyılda başladığını tahmin etmek zor değildir. Semerkandi (Ö.373-/983)'nin Arapça "Mukaddime"sıni Türkçeye kazandıran İznikî (ö. 821/1418) İlmihal geleneğinin başlamasında önemli rol oynamıştır. Abdurrahman Aksarayî (ö.854/1450)'nin Farsçadan çevirdiği "İmâ-dü'1-İslam" da bu geleneğin devamına katkıda bulunmuştur. Ve­rimlilik açsından sekiz civarında ilmihal türü eseri bulunan Molla Fenari (ö. 834/1431) yi de ilkler arasında zikretmek gerekmektedir. Osmanlıca yazılmış ilk ilmihal türü olmass bakımından Birgivi (ö. 981/1571)'nin risalesi önemlidir. Bu durumda İlmihal adıyla ilk basılan eser de Mızraklı ilmihal (1227/1812) olmaktadır.

Tanzimat'tan sonra başlayan batı hayranlığı sebebiyle mev­cut ilmihaller, ahlakî konularda üave edilerek din dersi kitapları gibi yeniden tasnif edilmiştir. Bu değişim sürecinde önceki İlmihallerin yerini Mustafa Bey'in "Mülahhas İlmihali" ve Mesut Mahmut'un "Muhtasar İlmihali" almasıyla ilmihallerin daha sistemli hale geldiği söylenebilir.

Başlangıçta temel dini bilgileri öğretme amacıyla yazılan il­mihal türü eserlerin aynı zamanda Anadolu'nun Müslümanlaşma önemli bir katkısı olduğu anlaşılmaktadır. Bazı şerhler ya da metinler Arapça ve Farsça yazılmış olsa da İlmihal kitaplarının genelinde halkın anlayabileceği tarzda sade bir Türkçenin kullanıl­dığını söylemek mümkündür. Bu özellikleriyle itibar gören İlmihal­ler, halkın inancında tesir bırakmış önemli kitaplardır.

Şu halde Cumhuriyet dönemi ilmihallerine de incelemek ye­rinde olacaktır. 40


1.3 Cumhuriyet Dönemi İlmihallerinin Genel Durumu

Sosyal hayatta değişim süreci, uzun bir zaman dilimiyle alakalı olduğundan bir toplumdaki değişimi sağlayan zaman ve olay hak­kında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Cumhuriyet dö­nemi de pek çok açıdan bir hazırlık aşamaları geçirmiş41 yapılan değişiklikler sırasında pek çok tartışmalar yaşanmıştır. 42 Bu bağ­lamda II. Meşrutiyet dönemini, Cumhuriyet idaresinin mayalandığı bir tarihi kesit olarak nitelendirenler de43 vardır. Bu sebeple Cum­huriyet dönemi İlmihal çalışmalarına geçmeden önce Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerine kısa da olsa değinmek gerekmektedir.

3 Kasım 1839'da İstanbul Gülhane Parkı'nda Mustafa Reşit Paşa tarafından büyük kalabalık önünde okunan Sultan Abdülme-cit'in Islahat bildirisiyle başlayıp, genellikle 1876 yılındaki Kanun-i Esasi'nin yürürlüğe girmesine kadar sürdüğü kabul edilen döneme Tanzimat devri denilmektedir. 44 Türkiye'de meşrutî bir yönetimin kurulmasına, İslam-Hıristİyan âlemierinin birbirine yakınlaşmasına, batı Örneklerine göre müesseseler kurulması yanında Cumhuriyet Türkiye'si fikrinin de oluşmasına zemin hazırlayıcı bir ıslahat hare­keti olarak Tanzimat45 uygarlaşma veya çağdaşlaşma zorunluluğu­nun İlk resmi İlanı ve bu anlamda harekete geçme isteğinin bir ifadesidir. Başta gelen yeniliği devletin görevleri arasına dinsel düşün­celer ve kurumlar dışında kalan yeni görevler ve kurumlar getirmiş olmasıdır. 46 Tanzimat'tan sonra Türkiye'de, 1876'dan 1878'e ka­dar I. Meşrutiyet dönemi, 1908'den 1920'ye kadar II. Meşrutiyet dönemi ve Büyük Millet Meclisi'nin 1920'de Ankara'da toplanma­sıyla başlayan üç parlamenter hükümet dönemi olmuştur.47 Bura­da Tanzimat ve meşrutiyetle ilgili geniş tartışmalara girmeden asıl konumuzla ilgili Cumhuriyet dönemine genel bir bakış yapılacaktır. Cumhuriyet'in İlanı sebebiyle dini örgütlenmeden yazıya ka­dar pek çok alanda inkılâplar yapılmıştır. İlmihal kitaplarının hangi şartlarda yazıldığının bilinmesi ve sağlıklı bir değerlendirme yapıla­bilmesi için dini alanla ilgili yapılmış bazı inkılâpları bilmek gerek­mektedir. 23 Nisan 1920'te Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulma­sından sonra 1 fesim 1922'de saltanattık kaldırıldı. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilan edilmesiyle 3 Mart 1924'te hilafet kal­dırıldı. Hilafet'in yerine Diyanet İşleri Reisliği makamı; Şer'İyye ve Evkaf Vekâleti yerine de Tevhîd-i Tedrisat Kanunu tesis edildi. 25 Kasım 1925'te Şapka Kanunu, 30 Kasım 1925'te de Tekke ve Za­viyelerin kapatılmasıyla ilgili kanun çıkarıldı. 1924 Anayasasındaki "Türkiye Devleti'nin Dini İslam'dır" ibaresi 10 Nisan 1928'de Ana­yasa'dan çıkarıldı. 1 Kasım 1928 tarihinde Türk Harfleri kanununu çıkarıldıktan sonra 1 Eylül 1929'da okullardan Arapça ve Farsça dersleri kaldırıldı. 5 Aralık 1934'de bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun, 27 Mayıs 1935'te hafta tatilinin Cuma'dan Pazar'a alınması hakkındaki kanun çıkarıldı. 5 Şubat 1937'de de Laiklik altı ilkeyle birlikte Anayasaya dâhil edildi. 2 Haziran 1941'de Arapça ezan yasağı getiren kanun kabul edildi. 48 Arapça ve Fars-çanın yanında Din derslerinin de kaldırılmasıyla 1935-48 yılları arasında din eğitimi ve öğretimi yapılamadı.491943 yılında Vedat Nedim Tör'ün imzasıyla Dâhiliye Vekâleti Matbuat Umum Müdür­lüğü tarafından yazılan şu İfadeler de din eğitimi yapılamamasının sebeplerini açıklar mahiyettedir:

"Biz her ne şekil ve surette olursa olsun memleket dâhilinde dini neşriyat yapılarak dini bir atmosfer yaratılmasına ve gençlik için dini bir zihniyet fideliği vücuda getirilmesine taraftar değiliz.50 Ayrıca bu dönemde yazılan dini kitaplar da din, genel olarak akılcı bir bakış açısıyla ele alınmış, en azından böyle bir yaklaşım tarzına önem verilmiştir. 51 Görüldüğü gibi, Cumhuriyet devri İlmihal kitap­ları, Osmanlı geleneğinden batı kültürüne geçiş aşamasında, dini alanla İlgili pek çok İnkılâpların yapıldığı ve dinle ilgili akılcı yakla­şımın esas alındığı bir ortamda yazılmıştır.

Cumhuriyet dönemine kadar dini bilgilerden bahseden eserler genel olarak Arapça ve Osmanlıca harflerle yazılmıştır. 1928 yılın­da yapılan harf inkılâbından sonra giderek bu dillere yabancılaşan halk, dini bilgileri öğrenecek eserler bulmakta sıkıntı yaşamaktadır. İşte bu dönemde halkın İlmihal bilgilerine olan ihtiyacını gidermek maksadıyla sayıları az da olsa yeniden kitaplar yazılmaya çalışılmış­tır. İslami eserlerin yanında İlmihallerin de çok az neşredüdiği 1930 ile 1950 yılları arasında tespit edebildiğimiz kadarıyla, Ahmet Hamdi Akseki'nin İslam Dini, Numan Kurtulmuş'un Amentü Şerhi ve Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük İslam İlmihali dışında Önemli bir İlmihale rastlanamamıştır. îleriki bölümlerde bu ilmihaller ve müel­lifleri hakkında daha geniş bilgi verileceğinden burada kısaca tanı­tımı yapılacaktır.

Cumhuriyet döneminde kaleme alınan önemli ilk Türkçe îlmi-hal'in Ahmet Hamdi Akseki tarafından yazılan "İslam Dini" olduğu söylenebilir. 1933 yıllarında kaleme alınan İslam Dini; İtikat, İbadet ve Ahlak konularını düzenli bir şekilde ele almaktadır. Birinci bö­lümde dinler ve mezhepler hakkında genel bilgiler verilmekle bir­likte bu dönemde yoğun bir şekilde ortaya çıkan din aleyhindeki akımların ileri sürdüğü iddialara da cevap verilmektedir. Akseki'nin İslam Dini adlı eserinde günümüz tasavvuf ve sofiye tarikatını aşın tenkit etmesinde de olaylara akılcı bakış açısıyla yaklaştığını gös­termektedir. İslam dini, İlmihal adını taşımamakla beraber İlmihal terimiyle anlatılmak istenen muhtevaya sahiptir. Ayrıca bu eser aynı müellifin 1971 yılında Müslüman'a Büyük İlmihal adıyla ya­yınlanan kitabın özeti mahiyetindedir. Akseki'nin İslam Dini 1950 yılından sonra Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılmaya baş­lanmış 1951 yılında açılan İmam Hatip Okulları'nda da 1970'li yıllara kadar okutulmuştur.

Benzer düşünceyle Ömer Nasuhi Bilmen tarafından 1949 yı­lında kaleme alman Büyük İslam İlmihali de bu dönemde yazılan önemli ilmihallerdendir. İtikat, İbadet ve Ahlak konulannı ihtiva etmekle beraber Akseki'nin İslam Dini'nden daha geniş muhtevaya sahiptir. Peygamberler tarihi ile Hz. Peygamber'in Hayatı özet olarak kitabın sonunda anlatılmaktadır. Hem İslam Dini hem de Büyük İslam İlmihali Cumhuriyet döneminde halkın İlmihal bilgile­rine olan İhtiyacım karşılamada önemli bir boşluğu doldurmuş eserlerdir.

Bu dönemde 1943 yılında Numan Kurtulmuş tarafından ya­zılan Amentü Şerhi ve 1963 yılında basılan Saadet-i Ebediye İlmi­halleri de halk tarafından çok okunan İlmihaller arasında yer al­maktadır. Amentü Şerhi ve Saadet-i Ebediye de daha 2iyade nakil esas alınıp rivayetlere geniş yer verilirken İslam Dini ve Büyük İs­lam İlmihalinde nakil esas alınmakla beraber akla da önem veril­diği görülmektedir. Resmi görevlerde bulunmuş Akseki ve Nasuhi Bilmen'in eserlerinde dönemin siyasi ortamından kaynaklanan Türkçe ibadef ve Türkçe Kuran düşüncelerinin tenkidine fazla yer verilmezken, Amentü Şerhi ve Saadet-i Ebediye İlmihallerinde bu­na şiddetle karşı çıkıldığı görülmektedir. Öyle anlaşılıyor ki bu dö­nemde memuriyet görevinde bulunan kimseler, eserlerinde siyaset sahasını da İlgilendiren dini konulara fazla yer vermemişlerdir.

Cumhuriyet döneminde İsimleri geçen bu büyük İlmihallerden daha çok, küçük, manzum, cep ve muhtasar İlmihal adlarıyla özet ilmihallerin yazıldığı dikkat çekmektedir. İtikat, ibadet ve ahlak konularını kısa ve öz olarak ele alan bu İlmihallerin muhteva ve metot bakımından önemli olanları şunlardır:

Mehmet Söymen'in Cep İlmihali, Asım Koksal'in İlmihali, Veli Ertan'in Cep İlmihali, Ali Özek'in İslam'da İbadet İlmihali. Bu İlmi­haller, halkın anlayabileceği şekilde sade bir üslupla yazılmıştır. İsimleri geçen bu İlmihaller hakkında sonraki bölümlerde geniş bilgi verilecektir.

1965 yılından sonra pek çok İlmihal yazılmışsa da dillerinin bi­raz daha sade olmasından başka muhteva olarak farklı yönleri yok gibidir. Bu ilmihallerden bazıları şunlardır:

1. Süleyman Ateş, Muhtasar İslam İlmihali (1975).

2. Haydar Kaya'nm Bektaşi İİmihali (1976).

3. Ali Fikri Yavuz, Geniş İslam İlmihali-İslam fıkhı ve Hu­kuku (1977).

4. Süleyman Ateş, Yeni İslam İİmihali (1979).

5. Ahmet Tabakoğlu- İsmail Kara, Ansiklopedik Büyük İslam İlmihali (1979).

6. Celal Yıldırım, Hanefi ve Şafii Mezheplerine Göre Büyük İlmihal (1979).

7. M. Asım Uysal, İzahlı Kadın İlmihaii(ts).

8. Mehmet Aydın, Yeni İslam İlmihali(1984).

9. Hamdi Mert, Ansiklopedik İslam İlmihali (1986).

10. Halil Gönenç Büyük Şafii İlmihali (1989).

11. Mehmet Dikmen, Tasavvuf ve Hikmet Işığında İslam İlmi­hali (1991).

12. Mustafa Varlı, İslam İlmihalil(1991).

13. Hamdi Döndüren Delilleriyle İslam İlmihali (1991).

14. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali (ts).

15. ÖmerÖngüt, İlmihal ve Dualar(1992).

16. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali (1993).

17. Muhammed İhsan Oğuz, Vesiletünnecat-İslam İlmihali, (1993).

18. İsmail Mutİu, Büyük İslam İlmihali, Hanefi ve Safilere Gö­re (1995).

19. Bütün Yönleriyle İslam İlmihali, Ahmed Muhtar Büyük-çmar(1997).

20. Lütfi Şentürk, Seyfettin Yazıcı, Diyanet İslam İlmihali (1998).

21. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi, İlmihal MI, ( 1999).

22. Ahmet Şahin, Yeni Aile İlmihali, (2004).

Genellikle temel kaynaklara dayanan ve güvenilir bilgilere İçe­ren Cumhuriyet dönemi İlmihal kitaplarının bir kısmında dua, vaaz ve irşat mahiyetinde bölümler yer almakla birlikte büyük ço­ğunluğu sadece İnanç, ibadet, ahlak ve günlük yaşayış bilgilerini ihtiva eder.52 Bunlardan önemli bir kısmı öncekilerin tekrarı gibidir. Ansiklopedik yazılan eserlerde İlmihal konuları alfabetik harf sıra­sına göre anlatılır. Bu dönemde yazılan İlmihal kitaplan genelde sade bir dil kullanılmak suretiyle herkesin anlayabileceği bir üslupla yazılmıştır.

Osmanlıdan günümüze kadar ilmihal adıyla yazılmış pek çok kitaplar bulunmaktadır. Her ne kadar bu eserleri kesin çizgilerle tasnif etmek mümkün değilse de hacimlerine ve hitap ettiği gruba göre şöyle bir sınıflandırma53 yapılabilir: 54

A- Hacimlerine Göre:



1- Büyük İlmihal kitapları: Genellikle Mufassal İlmihal, Tam İlmihal, Tüm İlmihal, Amentü Şerhi ya da Büyük İlmihal, Ansiklo­pedik İlmihal vb. isimlerle yazılan hacimli kitaplar bu gruba dâhil edilebilir. İtikat, İbadet ve ahlak konularına geniş yer vermekle bir­likte bazen siyer ve muamelatla ilgili konuları da ihtiva ederler.

Bunlardan bazılarında güncel konularla ilgili fetvalar da bulun­maktadır.



2- Muhtasar İlmihaller: Genellikle Namaz Hocası, Köy Hocası, Elli Dört farz, Otuz iki Farz, Manzum İlmihal, Muhtasar İlmihal, Mülahhas İlmihal, Cep İlmihali, Sualli Cevaplı İlmihal, Öz İlmihal, Kolay İlmihal, Mızraklı İlmihal ya da sadece İlmihal adlarıyla yazı­lan küçük kitaplardır. Büyük ilmihallerde anlatılön konuların ta­mamını ya da bir kısmını kısa, yalın ve öz bîr şekilde ele alan eser­lerdir. Bazen büyük ilmihallere benzer isimlerle yazılmış kitaplar da hacim bakımından küçük ilmihal grubunda dâhil edilebilir. 55

B- Hitap Ettiği Gruba Göre:



1- Mezhep ve tarikatlarla ilgili İlmihaller: Tarikat İlmihali, İmamiye İlmihali, Ehlibeyt İlmihali, Bektaşi İlmihali, Şafii İlmihali, Hanefi ve Şafii İlmihali gibi İsimlerle yazılarak genelde bir mezhep veya tarikatın görüşlerini esas alan kitaplardır.

2- Bayanlarla ilgili ilmihaller: Kadın ilmihali, Hanımlar İlmihali, Kızlara Küçük İlmihal gibi isimlerle yazılmış olup kadınlarla ilgili konulara ağırlık veren eserlerdir.

3- Çocuklarla ilgili ilmihaller: Çocuk Büyütme İlmihali, Ço­cuklara İlmihal Bilgileri, Yavrularımıza Din Dersleri gibi adlarla yazılan ilmihallerdir.

4- Özel bir alanla ilgili İlmihaller: Ticaret ve İktisat İlmihali, Akaid İlmihali, Ameli İlmihal, Askerî İlmihal, Modern İlmihal, Ye­mek Yemenin İlmihali gibi belli bir alanla alakalı yazılan ilmihaller bu grupta düşünülebilir.

5- Din dışı konularla ilgili ilmihaller: İlmihal-i Tıbbi, Pozitivizm İlmihali, Sağduyu, Tanrısızlığın İlmihali, gibi herhangi bir alanla ilgili temel bilgiler veren kitaplardır.

Hitap ettiği gruba göre tasnif edilen ilmihaller de, hacim bakı­mından birinci grupla ilişkili düşünüldüğünden sonraki bölümlerde ilmihaller hacimlerine göre değerlendirilecektir. 56



Yüklə 0,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin