İman ve islam hakkinda



Yüklə 5,12 Mb.
səhifə70/129
tarix24.10.2017
ölçüsü5,12 Mb.
#12281
1   ...   66   67   68   69   70   71   72   73   ...   129

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftar Vakti|muvatta|Humeyd İbnu Abdirrahman|Hz. Ömer ve Hz. Osman (ra), akşam namazını, gecenin karanlığını (ufukta) görür görmez daha iftarı açmadan kılarlar, namazdan sonra da oruçlarını açarlardı. Bunu ramazanda yaparlardı. |Muvatta, Sıyam 8, (1, 289)|3189

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|buharimüslimmuvattatirmizi|Sehl İbnu Sa'd|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar iftarda ta'cile yer verdikleri müddetçe hayır üzere devam ederler." |Buhari, Savm 45; Müslim, Sıyam 48, (1098); Muvatta, Sıyam 6, (1, 288); Tirmizi, Savm 13, (699)|3190

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|muvatta|Abdulkerim İbnu Ebi'l-Muharik|Nübüvvet (peygamberlik) amellerinden biri de iftarın ta'cili (öne alınması), sahurun da te'hir edilmesidir. |Muvatta, Kasru's-Salat 46, (1, 158)|3191

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|ebu davudtirmizi|Enes|Resulullah (sav), namaz kılmazdan önce birkaç taze hurma ile orucunu açardı. Eğer taze hurma yoksa kuru hurma ile açardı. Eğer kuru hurma da bulamazsa birkaç yudum su yudumlardı. |Ebu Davud, Savm 22, (2556); Tirmizi, Savm 10, (694)|3192

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|ebu davud|Mu'az İbnu Zühre|Bana ulaştı ki, Resulullah (sav), iftar ettiği zaman şu duayı okurdu; "Allahümme leke sumtü ve ala rızkike eftartü. (Ey Allahım senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açıyorum)" |Ebu Davud, Savm 22, (2358)|3193

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|ebu davud|İbnu Ömer|Mervan İbnu Salim, Hz. İbnu Ömer (ra)'den naklediyor: "Resulullah (sav) orucunu açınca şöyle derdi: "Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, inşaallahu Teala sevap kesinleşti." (Rezin, duanın baş kısmma "Elhamdülillah" kelimesini ziyade etti) |Ebu Davud, Savm 22, (2357)|3194

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|buharimüslimtirmizi|Enes|Resulullah (sav) Ramazan ayının sonunda oruçları vasletti (yani hiç bozmadan birkaç gün ard arda devam ettirdi). Onunla birlikte halk da vasletti. Durum Resulullah'a ulaşınca: "Eğer Ramazan ayı bizim için uzatılsaydı biz onu öyle bir vaslederdik ki derine dalanlar (aşırılar) bundan (aşırılıklarından) vazgeçmek zorunda kalırlardı. Ben sizin gibi değilim. Ben gölgelenirim, Rabbim bana hem yedirir hem de içirir. |Buhari, Savm 48, Temenni 9; Müslim, Savm 57-60, (1103-1106); Tirmizi, Savm 62, (778)|3195

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizinesai|Ebu Bekr İbnu Abdirrahman|Ebu Bekr İbnu Abdirrahman'ın anlattığına göre, babası, Mervan'a "Hz. Aişe ve Ümmü Seleme (ra)'nin kendisine şunu haber verdiklerini söylemiştir: "Resulullah (sav) Ramazan ayında, rüya sebebiyle olmaksızın cünüb olarak fecir vaktine ulaştığı olurdu da, kalkıp yıkanır ve orucunu tutardı. |Buhari, Savm 22, 25; Müslim, Sıyam 76, (1109); Muvatta, Sıyam 12, (1, 291); Ebu Davud, Savm 36, (2388, 2389); Tirmizi, Savm 63, (779); Nesai, Taharet 123, (1, 108)|3196

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|buhariebu davudtirmizi|Amir İbnu Rebi'a|Ben Resulullah (sav)'ı oruçlu iken misvaklandığını sayamayacağım kadar çok gördüm. (Buhari'nin rivayeti muallaktır) |Buhari, Savm 27; Ebu Davud, Savm 26, (2364); Tirmizi, Savm 29, (725)|3197

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|buhari|İbnu Ömer|Oruçlu, günün başında ve sonunda misvak kullanır. |Buhari, Savm 25 (bab başlığında kaydetmiştir)|3198

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|buhariebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim yalanı ve onurda ameli terketmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." |Buhari, Savm 8, Edeb 51; Ebu Davud, Savm 25, (2326); Tirmizi, Savm 16, (707)|3199

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|müslimebu davudtirmiziİbnu mace|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz yemeğe davet edilince oruçlu ise; "Ben oruçluyum" desin." |Müslim, Sıyam 159, (1150); Ebu Davud, Savm 76, (2461); Tirmizi, Savm 64, (780, 781); İbnu Mace, Sıyam 47 (1750)|3200

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|tirmizi|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir kavme misafir olursa, onlar müsaade etmedikçe (nafile) oruç tutmasın." (Tirmizi, hadis için; "Münkerdir, Hişam İbnu Urve dışında sika biri tarafından rivayet edildiğini görmedik" der) |Tirmizi, Savm 70, (789)|3201

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|tirmizi|Ümmü Ammare Bintu Ka'b|Resulullah (sav) yanına girmiştir. Ammire yemek ikram edince, Aleyhissalatu vesselam: "Sen de ye!" demiş, kadın: "Ben oruç tutuyorum" deyince Resulullah şöyle buyurmuştur: "Oruçlu kimse, başkasına ikramda bulunur ve yemeğinden başkaları yerse, onlar yedikleri müddetçe melaike aleyhimüsselam oruçluyu rahmet duasında bulunurlar." Bir başka rivayette şöyle denmiştir: "Oruçlunun yanında oruçsuzlar yemek yiyecek olurlarsa, melekler oruçluya rahmet okurlar." |Tirmizi, Savm 67, (784, 785, 786)|3202

ORUÇ BÖLÜMÜ|İftarda Ta'cil|buharimüslimebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kadın, kocası varken izin almadan (nafile) oruç tutmasın." (Ebu Davud'un rivayetinde, "Ramazan dışında" ziyadesi vardır.) |Buhari, Nikah 84, 86; Müslim, Zekat 84, (1026); Ebu Davud, Savm 74, (2485); Tirmizi, Savm 65, (782)|3203

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|müslimtirmizinesai|Cabir|Resulullah (sav) fetih yılında Mekke'ye müteveccihen Ramazan ayında yola çıkmıştı. Küra'u'l-Gamim nam mevkiye gelinceye kadar kendisi de, beraberindekiler de oruç tuttular. Sonra orada bir bardak su istedi ve bardağı kaldırdı. Herkes bardağa baktı. Sonra sudan içti. Bundan sonra bazıları kendisine: "Halkın bir kısmı oruç tuttu" diye haber verdi. Aleyhissalatu vesselam: "Onlar asilerdir! Onlar asilerdir!" buyurdular. |Müslim, Sıyam 90, (1114); Tirmizi, Savm 18, (710); Nesai, Savm 49, (4,177)|3204

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|buharimüslimnesai|Enes|Biz bir seferde Resulullah (sav) ile beraberdik. Aramızda bir kısmı oruç tutuyor bir kısmı da tutmuyordu. Sıcak bir günde bir yerde konakladık. Gölgelenenlerin çoğu elbisesi olanlardı. Bir kısmımız güneşe karşı eliyle korunuyordu. Derken oruçlular yığılıp kaldılar, oruçsuzlar kalkıp çadırları kurdular, hayvanları suladılar. Bunun üzerine, Resul-i Ekrem aleyhissalatu vesselam: "Bugün sevabı oruçsuzlar kazandı!" buyurdular. |Buhari, Cihad 71; Müslim, Sıyam 100, (1119); Nesai, Savm 52, (4,182)|3205

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|buharimüslimebu davudnesai|Cabir|Resulullah (sav) bir seferdeydi. Etrafına insanların toplandığı bir adam gördü, ona gölge yapıyorlardı. "Nesi var?" diye sordu. "Oruçlu biri!" dediler. Resulullah (sav): "Seferde oruç birr (Allah'ı memnun edecek dindarlık) değildir!" buyurdular. (Bir rivayette: "Seferde oruç birr'den değildir" denmiştir) |Buhari, Savm 36; Müslim, Sıyam 92, (1115); Ebu Davud, Savm 43, (2407); Nesai, Savm 48, (4, 176)|3206

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|buharimüslimmuvattatirmiziebu davudnesai|Aişe|Hamza İbnu Amr el-Eslemi (ra), Resulullah (sav)'dan yolculuk sırasında tutulan orucu sordu. Kendisi çok oruç tutan birisi idi. Resulullah şöyle cevap verdiler: "Dilersen tut, dilersen tutma." |Buhari, Savm 33; Müslim, Sıyam 103, (1121); Muvatta, Sıyam 24, (1, 295); Tirmizi, Savm 19, (711); Ebu Davud, Savm 42, (2402); Nesai, Savm 66, (4, 185)|3207

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|buharimüslimmuvattaebu davud|Enes|Biz Resulullah (sav) ile beraber (seferde) idik. Bir kısmımız oruçlu bir kısmımız oruçsuz idi. Ne oruçlu oruçsuzu ayıplıyor, ne de oruçsuz, oruçluyu kınıyordu. |Buhari, Savm 37; Müslim, Sıyam 98, (1118); Muvatta, 23, (1, 295); Ebu Davud, Savm 42, (2405)|3208

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|buharimüslimebu davud|Ebu'd-Derda|Biz çok şiddetli sıcak bir mevsimde, Ramazan ayında Resulullah (sav) ile birlikte sefere çıktık. Hararetin şiddetinden herkes elini başına koyuyordu. Aramızda oruçlu olarak sadece Resulullah (sav) ile İbnu Ravaha vardı. |Buhari, Savm 35; Müslim, Savm 108, (1122); Ebu Davud, Savm 44, (2409)|3209

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|nesai|Amr İbnu Ümeyye ed-Damri|Bir sefer dönüşü Resulullah (sav)'ı uğradım. Bana: "Ey Ebu Ümeyye, sabah yemeğini bekle (beraber yiyelim)" buyurdular. Ben: "Oruçluyum" dedim. "Öyleyse gel yaklaş, sana yolcudan haber vereyim (de dinle!" dedi ve devamla:) "Allah Teala Hazretleri yolcudan orucu ve namazın yarısını kaldırdı" buyurdu. |Nesai, Savm 50, (4, 178)|3210

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|ebu davudtirmizinesaiİbnu mace|Abdullah İbnu Ka'b|Malikoğullarından ismi Enes İbnu Malik olan bir adamdan anlatıldığına göre, demiştir ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, yolcudan namazın yarısını kaldırdı, oruca da yeme hususunda ruhsat tanıdı. Ayrıca çocuk emziren ve hamile kadınlara, çocukları hususunda endişe ettikleri takdirde, orucu yeme ruhsatı tanıdı." |Ebu Davud, Savm 43, (2408); Tirmizi, Savm 21, (715); Nesai, Savm 51, (4,180-182), 62, (4,190); İbnu Mace, Sıyam 12, (1668)|3211

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|tirmizi|Muhammed İbnu Ka'b|Ramazan'da Enes İbnu Malik (ra)'in yanına geldim. Sefer hazırlığı yapıyordu. Devesi hazırlandı, yolculuk elbisesini giydi. Yemek getirtip yedi. Ben kendisine: "(Yola çıkarken orucu bozmak) sünnet midir?"diye sordum. "Evet!" dedi ve bineğine atlayıp yola çıktı. |Tirmizi, Savm 76, (799,800)|3212

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz. Ömer (ra) Ramazan ayında yolcu ise ve Medine'ye günün başında gireceğini tahmin etmişse, oruçlu olarak şehre girerdi. |Muvatta, Sıyam 27, (1, 296)|3213

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|ebu davud|Mansur el-Kelbi|Dihye İbnu Halife (ra), Ramazan'da Dımeşk'e bağlı köylerden (Mizze adındaki) birinden çıkıp Fustat'tan Akabe köyüne olan mesafe kadar bir yol aldı. Bu mesafe üç millik bir uzaklıktı. Dihye ve beraberindekilerden bir kısmı (o gün) orucu yediler. Bir kısmı ise orucu yemeyi uygun görmediler. Dihye köyüne dönünce; "Vallahi bugün, vukua geleceği hiç aklımdan geçmeyen bir hadise ile karşılaştım: Bir kısım kimseler Resulullah (sav)'ın ve ashabı'nın sünnetini beğenmediler" dedi. Bunu, o gün orucu açmayanlar için söylemişti. Dihye (ra) bu hayıflanmasını şöyle noktaladı: "Allahım artık beni yanına al!" |Ebu Davud, Savm 46, (24l3)|3214

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|ebu davud|Ubeyd İbnu Cübeyr|Ben, Resulullah (sav)'ın ashabından olan Ebu Basra el-Gıfari (ra) ile Fustat'tan yola çıkan bir gemide Ramazan'da beraberdim. (İskenderiye'ye gitmek istiyordu. Ebu Basra ve beraberindekiler) gemiye çıkarıldı. Daha evleri tamamen geçmemişti ki sofra emretti. Sabah yemeği getirildi. Bana da: "Yaklaş (beraber yiyelim)" dedi. Ben: "Evleri hala görmüyor musun?" dedim. Bana "Yoksa sen Resulullah (sav)'ın sünnetinden hoşlanmıyor musun?" dedi. Bunun üzerine o yedi, ben de yedim. |Ebu Davud, Savm 45,(2412)|3215

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Açmanın Mübah Olma Şartları|ebu davud|Seleme İbnu'l'Muhabbak|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim sefer sırasında Ramazan'a erer ve beraberinde kendisini karnını doyuracak yere götürecek bir bineği varsa nerede olursa olsun orucunu tutsun." |Ebu Davud, Savm 44, (2410, 2411)|3216

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|muvatta|Nafi'|İbnu Ömer (ra) diyor ki: "Ramazanı, hastalık ve sefer sebebiyle yiyenler, onu peş peşe tutarlar." |Muvatta, Sıyam 45, (1, 304)|3217

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|muvatta|İbnu Şihab|Ebu Hüreyre ve İbnu Abbas (ra) Ramazan orucunun kazası hususunda ihtilaf ettiler. Biri: "Araları açılabilir" dedi. Diğeri, "açılmaz!" dedi. Ben hangisinin "açılabilir" dediğini, hangisinin de "açılamaz!" dediğini bilmiyorum. |Muvatta, Savm 46, (1,304)|3218

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizinesai|Aişe|Üzerimde Ramazan orucu bulunurdu da ben onları ancak Şaban ayında kaza edebilirdim. Bu, Resulullah (sav)'ın mevkii sebebiyle idi. |Buhari, Savm 40; Müslim, Sıyam 151, (1146); Muvatta, Sıyam 54, (1, 308); Ebu Davud, Savm 40, (2399); Tirmizi, Savm 66, (783); Nesai, Savm 64, (4, 191)|3219

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|buharimüslimebu davud|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse, velisi ona bedel tutar." |Buhari, Savm 42; Müslim, Sıyam 153, (1174); Ebu Davud, Savm 41, (2400)|3220

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|buharimüslimebu davudtirmizi|İbnu Abbas|Bir kadın Resulullah (sav)'a gelerek: "Annem vefat etti, üzerinde de nezir orucu borcu var, kendisine bedel oruç tutabilir miyim?" dedi. Resulullah: "Annen üzerinde borç olsaydı da sen ödeyiverseydin, bu borç onun yerine ödenmiş olur muydu?" diye sordu. Kadın: "Evet!" deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse annene bedel oruç tut!" buyurdu. |Buhari, Savm 42; Müslim, Savm 156, (1148); Ebu Davud, Eyman 25, (3307, 3308); Tirmizi, Savm 22, (716)|3221

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre İbnu Ömer (ra), bir kimsenin diğer bir kimse yerine oruç tutmasını veya bir kimsenin başka bir kimse yerine namaz kılmasını münker addederdi. |Muvatta, Sıyam 43, (1,303)|3222

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|muvattaebu davudtirmizi|Aişe|Ben ve Hafsa oruçlu idik. Bize yiyecek hediye edildi. Ondan yedik. Resulullah (sav) yanımıza girdi. Hafsa (cür'ette) babası gibiydi, sözde benden evvel davranıp: "Ey Allah'ın Resulü, biz, Aişe ve ben nafile oruca niyet etmiş, bu niyetle sabaha kavuşmuştuk. Bize bir yemek hediye edildi. Biz de ondan yedik" dedi. Aleyhisalatu vesselam: "Bunun yerine bir başka gün kaza orucu tutun!" buyurdu. |Muvatta, Sıyam 50, (1,306); Ebu Davud, Savm 73, (2457); Tirmizi, Savm 36, (735)|3223

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|buhariebu davud|Esma Bintu Ebi Bekr|Resulullah zamanında bulutlu bir günde orucumuzu açtık. Sonra güneş doğdu. Hişam'a; "Kaza emredildi mi?" diye soruldu. "Kazasız olur mu?" diye cevap verdi. |Buhari, Savm 46; Ebu Davud, Savm 23, (2359)|3224

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|muvatta|Eşlem|Ömer bunu, yani kazayı yerine getirdi ve dedi ki: "Bu iş basittir, içtihadda bulunduk." |Muvatta, Sıyam 44, (1,303)|3225

ORUÇ BÖLÜMÜ|Orucu Yemeyi Gerektiren Şeyler|buharitirmiziebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez." |Buhari, Savm 29; Tirmizi, Savm 27, (723); Ebu Davud, Savm 38, (2396)|3226

ORUÇ BÖLÜMÜ|Kefaret|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav)'a bir adam geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü, helak oldum" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Seni helak eden şey nedir?" diye sorunca: "Oruçlu iken hanımıma temas ettim" dedi. Bunun üzerine Resulullah'la aralarında şu konuşma geçti: "Azad edecek bir köle bulabilir misin?" "Hayır!" "Üst üste iki ay oruç tutabilir misin?" "Hayır!" "Altmış fakiri doyurabilir misin?" "Hayır!" "Öyleyse otur!" Biz bu minval üzere beklerken, Aleyhissalatu vesselam'a içerisinde hurma bulunan bir büyük sepet getirildi. "Soru sahibi nerede ?"diyerek adamı aradı. Adam: "Benim! Buradayım!" deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Şu sepeti al, tasadduk et!" dedi. Adam: "Benden fakirine mi? Allah'a yemin ediyorum. Medine'nin şu iki kayalığı arasında benden fakiri yok!" cevabını verdi. Bunun üzerine Resulullah güldüler ve: "Öyleyse bunu ehline yedir!" buyurdular. |Buhari, Savm 29, 31, Hibe 20, Nafakat 13, Edeb 68, 95, Kefaretu'l-Eyman 3, 4, Hudud 26; Müslim, Sıyam 81, (1111); Muvatta, Sıyam 28, (1, 296, 297); Ebu Davud, Savm 37, (2390, 2391, 2392, 2393); Tirmizi, Savm 28, (724)|3227

ORUÇ BÖLÜMÜ|Kefaret|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre, Enes İbnu Malik (ra) yaşlanınca oruç tutamaz oldu. O zaman orucu yedi ve oruca bedel fidye ödedi. |Muvatta, Sıyam 51, (1, 307)|3228

ORUÇ BÖLÜMÜ|Kefaret|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre, Abdullah İbnu Ömer (ra)'e "Hamile kadın, karnındaki çocuk için endişeye düşecek olur ve oruç da kendisine ağır gelmeye baslarsa ne yapmalı?" diye sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Orucu yer, her gün için bir fakire, Resulullah (sav)'ın müddü ile bir müdd buğday verir." |Muvatta, Sıyam 52, (1, 308)|3229

ORUÇ BÖLÜMÜ|Kefaret|tirmizi|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, üzerinde Ramazan ayının orucu olduğu halde ölecek olursa, (ölünün velisi) her bir gün yerine, bir fakire yiyecek versin." |Tirmizi, Savm 23, (718)|3230

ORUÇ BÖLÜMÜ|Kefaret|muvatta|Kasım İbnu Muhammed|Üzerinde Ramazan borcu olan kimse, kaza edecek güç ve kuvvette olduğu halde, müteakip Ramazan gelinceye kadar bunu tutmamış ise, her bir gün yerine bir fakire bir müdd buğday vermeli ve orucu aynca kaza etmelidir. |Muvatta, Sıyam 53, (1, 308)|3231

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|buharimüslimebu davudtirmizinesai|Enes|Resulullah (sav), (ölen) çocuğu için ağlamakta olan bir kadına rastlamıştı: "Allah'tan kork ve sabret" buyurdu. Kadın (izdırabından kendisine hitab edenin kim olduğuna bile bakmadan): "Benim başıma gelenden sana ne?" dedi. Resulullah (sav) uzaklaşınca,kadına: "Bu Resulullah idi!" dendi. Bunun üzerine, kadın çocuğun ölümü kadar da söylediği sözden dolayı (utanıp) üzüldü. (Özür dilemek için) doğru Aleyhissalatu vesselamın kapısına koştu. Ama kapıda bekleyen kapıcılar görmedi, doğrudan huzuruna çıktı ve: "Ey Allah'ın Resulü, (o yakışıksız sözü) sizi tanımadan sarfettim (bağışlayın)" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Makbul sabır, musibetle karşılaştığın ilk andakidir" buyurdu. |Buhari, Cengiz 43, 7, 32, Ahkam 11; Müslim, Cengiz 14, (626); Ebu Davud, Cenaiz 27, (3124); Tirmizi, Cengiz 13, (987); Nesai, Cenaiz 22, (4, 22)|3232

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|müslimmuvattaebu davudtirmizi|Ümmü Seleme|Resullah (sav)'ı şunları söylerken işittim: "Kendisine bir musibet gelen müslüman Allah'ın emrettiği: "İnnalillahi ve inna ileyhi raci'un, allahümme ecirni fi musibeti vahluf li hayran minha: "Biz Allah'ınız ve ancak O'na döneceğiz. Bana bu musibetim için ücret ver. Ve bana bunun arkasından daha hayırlısını ver" derse Allah o musibeti alır ve mutlaka daha hayırlısını verir." Ümmü Seleme der ki: "Ebu Seleme (ra) vefat ettiği zaman ben: "Ebu Seleme'den daha hayırlı olan hangi müslümar var? Resulullah (sav)'la ilk hicret eden hane, onun hanesiydi" dedim. Ben bunu söyledikten sonra Allah, onun yerine bana Resullah (sav)'ı verdi. Şöyle ki: Resulullah (sav), bana Hatib İbnu Ebi Belte'a'yı göndererek kendisi için beni istetti. Ben: "Benim (küçük) bir kız çocuğum var, ayrıca ben kıskanç bir kadınım. (Resulullah'ın ise birçok hanımı var, imtizacsızlıktan korkarım)" diye cevap verdim. Resullah (sav): "Kız çocuğuna gelince, Allah'a dua ederiz, onu kendisinden müstağni kılar, kıskançlığı için de Allah'a gidermesini dua ederim" buyurdular. |Müslim, Cenaiz 3, (918); Muvatta, Cenaiz 42, (1, 236); Ebu Davud, Cenaiz 22, (3119); Tirmizi, Da'avat 88, (3506)|3233

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|tirmizi|Ebu Sinan|Oğlum Sinan'ı defnettiğimde kabrin kenarında Ebu Talha el-Havlani oturuyordu. Defin işinden çıkınca bana: "Sana müjde vermeyeyim mi?" dedi. Ben: "Tabii, söyle!" dedim. "Ebu Musa el-Eş'ari (ra) bana anlattı" diye söze başlayıp Resulullah'ın şu sözlerini nakletti: "Bir kulun çocuğu ölürse, Allah meleklere şöyle söyler: "Kulumun çocuğunu kabzettiniz mi?" "Evet" derler. "Yani kalbinin meyvesini elinden mi aldınız?" Melekler yine: "Evet" derler. Allah tekrar sorar: "Kulum (bu esnada) ne dedi?" "Sana hamdetti ve istircada bulundu" derler. Bunun üzerine Allah Teala hazretleri şöyle emreder: "Öyleyse, kulum için cennette bir köşk inşa edin ve bunu Beytu'l-Hamd (hamd evi) diye isimlendirin." |Tirmizi, Cenaiz, 36, (1021)|3234

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|tirmizibuhari|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri şöyle demiştir: "Ben kimin iki sevdiğini almışsam ve o da sevabını umarak sabretmişse, ona cennet dışında bir mükafaat vermeye razı olmam." [Buhari'deki ibare şöyle: "Hz. Enes (ra) anlatıyor: "Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: "Allah Teala hazretleri buyurdu ki: "Ben kulumu iki sevdiğiyle imtihan edersem o da sabır gösterir (ve sevap umarsa) onlara bedel cenneti veririm." (Buradaki "iki sevdiği" ile gözlerini kastediyor. Doğruyu Allah bilir.")] |Tirmizi, Zühd 58, (2403); Buhari, Marza 7|3235

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|nesai|Abdullah İbnu Amr İbnu'l-As|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mü'min kul, arz ahalisi içindeki has sevdiği (evladı) dinden alındığı zaman sabreder ve mükafaat umarsa Allah o kulu için cennetten aşağı bir mükafaata razı olmaz." |Nesai, Cenaiz 23, (4, 23)|3236

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|buharimüslim|Ata İbnu Ebi Rabah|İbnu Abbas (ra) bana: "Sana cennet ehlinden bir kadın göstereyim mi?" dedi. Ben de; "Evet göster" dedim. "İşte" dedi, "şu siyah kadın var ya, o, Resulullah'a gelip: "Ben saralıyım, (nöbet gelince) üstümü başımı açıyorum, Allah'a benim için dua ediver (hastalıktan kurtulayım) dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Dilersen sabret, sana cennet verilsin, dilersen sana şifa vermesi için Allah'a dua edivereyim" dedi. Kadın: "Öyleyse sabredeceğim, ancak üstümü başımı açmamam için dua ediver" dedi. Resulullah da ona öyle dua etti." |Buhari, Marza 6; Müslim, Birr 54, (2576)|3237

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|muvatta|Ata İbnu Yesar|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kul hastalandığı zaman Allah Teala hazretleri ona iki melek gönderir ve onlara: "Gidin bakın, kulum yardımcılarına ne diyor bir dinleyin!" der. Eğer o kul, melekler geldiği zaman Allah'a hamdediyor ve senalarda bulunuyor ise, onlar bunu, her şeyi en iyi bilmekte olan Allah'a yükseltirler. Allah Teala hazretleri, bunun üzerine şöyle buyurur: "Kulumun ruhunu kabzedersem, onu cennete koymam kulumun benim üzerimdeki hakkı olmuştur. Şayet şifa verirsem, onun etini daha hayırlı bir etle, kanını daha hayırlı bir kanla değiştirmem ve günahlarını da affetmem üzerimdeki hakkı olmuştur." |Muvatta, Ayn 5, (2, 940)|3238

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|buhariebu davudnesai|Habbab İbnu'l-Eret|Resulullah (sav) Ka'be'nin gölgesinde bir bürdeye yaslanmış otururken, gelip (müşriklerin yaptıklarından) şikayette bulunduk: "Bize yardım etmiyor musun, bize dua etmiyor musun?" dedik. Şu cevabı verdi: "Sizden önce öyleleri vardı ki, kişi yakalanıyor, onun için hazırlanan çukura konuyor, sonra getirilen bir testere ile başının ortasından ikiye bölünüyordu. Bazısı vardı, demir taraklarla taranıyor, vücudunda sadece et ve kemik kalıyordu. Bu yapılanlar onları dininden çeviremiyordu. Allah'a kasem olsun Allah bu dini tamamlayacaktır. Öyle ki, bir yolcu devesine bindi mi San'a'dan kalkıp Hadramevt'e kadar gidecek, Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmayacak, koyunu için de sadece kurttan korkacak. Ancak siz acele ediyorsunuz." |Buhari, Menakıbu'l-Ensar 29, Menakıb 25, İkrah 1; Ebu Davud, Cihad 107, (2649); Nesai, Zinet 98, (8, 204)|3239

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|buharimüslimebu davudnesai|Üsame İbnu Zeyd|Resulullah (sav)'ın kızı (Zeyneb), babasına birisini göndererek "Oğlum ölmek üzere, son nefesini verirken yanında hazır ol" diye rica etti. Resulullah (sav), adamı geri çevirirken: "Selamımı söyle ve şunu hatırla!: Alan da Allah'tır, veren de Allah'tır. Her şeyin O'nun yanında muayyen bir eceli vardır.Sabretsin ve Allah'ın (sabredenlere vereceği) mükafaatı düşünsün!" |Buhari, Cenaiz 33, Marza 9, Kader 4, Eyman 9, Tevhid 2, 25; Müslim, Cenaiz 11, (923); Ebu Davud, Cenaiz 28, (3125); Nesai, Cenaiz 22, (4, 21, 22)|3240

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|buhari|Enes|Ebu Talha'nın bir oğlu hastalandı. Sonunda Ebu Talha evde yokken vefat etti. Çocuğun öldüğünü bilmiyordu. Hanımı, çocuğun öldüğünü görünce (çocuğun defni için gerekli) hazırlığı yaptı, onu evin bir kenarına koydu. Ebu Talha (akşam olup) eve gelince: "Çocuk nasıl oldu?" diye sordu. Hanımı, "Sükunete erdi, istirahate kavuşmuş olmasını umarım" (diye yuvarlak bir) cevapta bulundu. Ebu Talha hanımının doğru söylediğini zannetti. Sonra hanımı, akşam yemeğini getirdi. Yatağını hazırladı. (Sonra kocası için süslendi. Ebu Talha temasta bulundu.) Sabah olunca Ebu Talha gusletti. Evden çıkacağı zaman hanımı çocuğun ölümünü haber verdi. Ebu Talha, Resulullah (sav)'la sabah namazı kıldı. Sonra kadının yaptığını bir bir anlattı. Resulullah (sav): "Allah gecenizi hakkınızda mübarek kılmış olsun" buyurdular. Sonra onlara (Allah Teala Hazretleri) dokuz evlat verdi, hepsi de Kur'an'ı okudular. |Buhari, Cenaiz 42, Akika 1|3241

SABIR BÖLÜMÜ|Sabır Hakkında|muvatta|Kasım İbnu Muhammed|Hanımım vefat etmişti. Bana, Muhammed İbnu Ka'b el-Kurazi, ta'ziye (baş sağlığı dilemek) maksadıyla uğradı. Ve şunu anlattı: "Beni İsrail'de fakih, alim, abid, gayretli bir adam vardı. Onun çok sevdiği bir karısı vefat etmişti. Onun ölümüne adam çok üzüldü, öyle ki, bir odaya çekilip kapıyı arkadan kapattı, yalnızlığa çekildi, kimse yanına giremedi. Onun bu halini, Beni İsrail'den bir kadın işitti. Yanına gelip: "Benim onunla bir meselem var, kendisine bizzat sormam lazım" dedi. Halk oradan çekildi. Kadın kapıda kalıp: "Mutlaka görüşmem lazım" dedi. Birisi adama seslendi: "Burada bir kadın var, senden bir şeyler sormak istiyor, "mutlaka bizzat görüşmem lazım, bizzat sormam lazım" diyor. Herkes gitti kapıda sadece o kadın var ve ayrılmıyor." İçerdeki adam: "O'na müsaade edin gelsin" dedi. Kadın yanına girdi. Ve: "Sana birşey sormak için geldim" dedi. Adam: Nedir o? deyince kadın anlattı: "Ben komşumdan iareten bir gerdanlık almıştım. Onu bir müddet takındım ve iareten kullandım. Sonra onu benden geri istediler. Bunu onlara geri vereyim mi?" Adam: "Evet, vallahi vermelisin!" dedi. Kadın: "Ama o epey bir zaman benim yanımda kaldı. (Onu çok da sevdim)" dedi. Adam: "Bu hal senin, kolyeyi onlara iade etmeni daha çok haklı kılıyor, zira onu iare edeli çok zaman olmuş" demişti(ki, bu cevabı bekleyen kadın) atıldı: "Allah iyiliğini versin! Sen Allah'ın sana önce iare edip, sonra senden geri aldığı şeye mi üzülüyorsun? O, verdiği şeye senden daha çok hak sahibi değil mi?" dedi. Adam bu nasihat üzerine içinde bulunduğu duruma baktı (ve kendine geldi). Böylece Allah, kadının sözlerinden adamın istifade etmesini sağladı." |Muvatta, Cenaiz 43, (1, 237)|3242


Yüklə 5,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   66   67   68   69   70   71   72   73   ...   129




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin