BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Fiyat Kızıştırmaya Dair|buhari|İbnu Ebi Evfa|Müşteri kızıştıran, riba yemiş haindir. Bu iş, batıl bir aldatmadır, helal değildir." (Buhari bunu senetsiz olarak ve sahabe sözü şeklinde rivayet etmiştir.) |Buhari, Büyu 60|271
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında|muvatta|İbnu Mes'ud|Ravi, hanımından bir cariye satın alır. Ancak karışı bir şart koşarak der ki: "Şayet cariyeyi satacak olursan, satın aldığın fiyatla ben alacağım". Bu hususta Hz. Ömer (ra)'e sordum. Bana: "Cariyeye yaklaşma. Onda başka birisi için şart var" dedi. |Muvatta, Büyu 5, (2, 616)|272
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında|ebu davudmuvattaİbnu mace|Amr İbnu Şuayb|Amr İbnu Şuayb İbni Muhammed İbni Abdillah İbni Amr İbn'il-As babası tarikiyle ceddi Abdullah'tan rivayet ettiğine göre, "Hz. Peygamber (sav), bey'u'l-urban'ı yasaklamıştır." (İmam Malik bey'ul-urban'ı şöyle tarifeder: "Kişinin bir köle veya cariyeyi satın alıp veya bir hayvanı kiralayıp, sonra satan veya kiralayan kimseye: "Sana şu kadar dirhem veya dinar veriyorum,şu şartla ki, ben bu malı satın alır veya senden kiraladığım hayvana binersem sana vermiş olduğum para, malın bedelinden veya hayvanın kirasından sayılacaktır. Şayet malı almaktan, veya hayvanı kiralamaktan vazgeçersem, sana önceden vermiş olduğum para senin olsun" der.) |Ebu Davud, Büyu 69, (3502); Muvatta, Büyu 1, (2, 609); İbnu Mace, Ticarat 22, (2192)|273
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında|muvatta|Abdullah İbnu Ebi Bekr|Dedesi Muhammed İbnu Amr, el-Efrak adındaki bağının meyvesini dört bin dirheme sattı. Bundan sekiz yüz dirheme (tekabül eden) hurmayı müstesna kıldı. |Muvatta, Büyu 18, (2, 622)|274
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında|muvatta||İmam Malik (ra)'e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (sav) satışı ve selefi yasaklamıştır. İmam Malik bunu şöyle açıklar: "Bu, bir kimsenin diğerine şöyle demesidir: "Senin malını şu şu fiyata alıyorum ancak bir şartla sen de benden şunu ve şunu selef suretiyle satın alacaksın". Bu çeşit bir muamele caiz değildir." |Muvatta, Büyu 69, (2, 657)|275
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında|buharimüslimtirmizinesaiebu davudİbnu mace|Cabir|Hz. Peygamber (sav)'la birlikte gazveye katıldım. Ben su taşımada kullandığımız devemizin üzerinde giderken Resulullah (sav) bana kavuştu. Devem yorgundu ve bu yüzden gerilerden yürüyordu. Durumu görünce Hz. Peygamber (sav) de geride kalarak deveyi sürdü ve ona dua buyurdu. Bunun üzerine bütün develerin önünden gitmeye başladı. Bana: "Deveni nasıl görüyorsun?" diye sordu. "Çok iyi görüyorum, bereketiniz değdi" dedim. "Onu bana satar mısın?" buyurdu. Ben utandım, bundan başka su taşıyan devemiz yoktu. Yine de "evet" dedim ve Medine'ye varıncaya kadar sırtı benim olmak şartıyla deveyi kendilerine sattım. Ona: "Ey Allah'ın Rasülü yeni evliyim" diyerek izin istedim. Bana izin verdiler. Bunun üzerine, Medine'ye gelince beni dayım karşıladı. Deveden sordu. Deve ile ilgili yaptıklarımı anlatınca beni ayıpladı. İzin istediğim sırada Hz. Peygamber (sav): "Bakire ile mi, dulla mı evlendin?" diye sormuştu. Ben "dul biriyle" dedim. "Niye bakire ile değil, o seninle sen de onunla şakalaşırdınız" buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü, babam vefat etti. Bir çok kız kardeşim var, hepsi de küçük. Onlarla aynı yaşta, onların terbiyeleriyle meşgul olamayacak, onlara bakamıyacak çok genç biriyle evlenmeyi uygun bulmadım. Bu sebeple onlara bakıp terbiyelerini yapacak bir dulla evlendim" dedim. Resulullah (sav) Medine'ye gelince deveyi vermek üzere yanlarına gittim. Bana parasını verdi ve deveyi de iade etti. |Buhari, Cihad 49, 113, Vekalet 8, Mesacid 59, Büyu 34, İstikraz 1, 7, Mezalim 26, Hibe 23, Şürut 4, Nikah 10, 121, Nafakat 12, Daavat 53; Müslim, Müsakat 109, (710), Salatu'l-Müsafirin 69, (710), Rida 54, (710); Tirmizi, Nikah 13, (1100), Büyu 30, (1253); Nesai, Büyu 77, (7, 297-300); Ebu Davud, Ticarat 71, (3505); İbnu Mace, Ticarat 29, (2205)|276
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında||Cabir|Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav): "Deveyi bana bir okiyye'ye sat" dedi. Ben; "Hayır" dedim. Resulullah (sav) ısrar ederek: 'Onu bana bir okiyye'ye sat" dedi, ben de sattım fakat evime kavuşuncaya kadar binme şartını koştum. Medine'ye gelince, teslim etmek üzere deveyi Resulullah (sav)'a getirdim. Bana parasını hemen ödedi. Ben oradan ayrıldım. Arkamdan birini göndererek: "Esasen senin devene müşteri değilim, sen deveni geri al artık, o yine senin olsun" dedi. Bir diğer rivayette: "Resulullah (sav) hayvanın sırtını Medine'ye kadar bana iade etti" denir. Bir diğer rivayette: "Medineye kadar sırtı senin" denir. Bir diğer rivayette: "...Medine'ye kadar sırtını şart kıldı" ifadesi vardır. Buhari der ki: "Şart kılma ifadesi rivayetlerin çoğunda yer alır. Sahih olan da budur." Bir diğer rivayette: "Deveyi, dört dinara (sattım)" denir. Bu, dinarın on dirhem hesabından bir okiyye yapar. Diğer bir rivayette "Bir okiyye altın'a" denir. Diğer bir rivayette "ikiyüz dirheme" denir. Bir diğer rivayette "Dört okiyye'ye" denir. Bir diğer rivayette "Yirmi dinara" denir. Bir diğer rivayette: "Medine'ye geldiğin zaman dikkatli ol hanımın hayızlı olabilir" buyurdu. Bu rivayette "Akşam vakti Medine'ye geldim. Mescide uğradım. Resulullah (sav) orada mescidin kapısında buldum. Bana "Şimdi mi geldin?" diye sordu. "Evet!" dedim. Bana: "Deveni bırak, içeri gir, iki rek'at namaz kıl!" buyurdu. Ben hemen girdim, namaz kıldım ve döndüm. Hz. Bilal'e emrederek bana bir okiyye tartmasını söyledi. Bilal derhal tarttı ve biraz da fazla koydu" denir. Bir diğer rivayette Cabir (ra) der ki: "(Evimize) girmek için gittiğim zaman, Resulullah (sav) şöyle uyardı: "Biraz ağır olun, evlere geceleyin girelim. Böylece, saçı başı dağınık olanlar taranır, gurbette kocası olanlar etek traşı olurlar." ||277
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında||Cabir|Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir. Resulullah (sav): "Bana şu deveyi sat" buyurdu. Ben: "Hayır satmam, size bağışlıyorum, deve sizin olsun ey Allah'ın Resulü" dedim. "Olmaz, bağış kabul etmem, sat onu bana" buyurdu. Ben: (öyleyse, dedim, bir adama bir okiyye miktarında altın borcum var, ona mukabil deveyi size sattım" dedim. Resulullah (sav): "Aldım onu, ancak sen yükünü Medine'ye kadar onun üzerinde götür" dedi. Medine'ye gelince, Hz. Bilal (ra)'e: "Cabir'e bir okiyye altın ver, biraz da fazla olsun" emretti. Bilal bu söz üzerine bir kirat fazla tarttı. Kendi kendime: "Resulullah (sav)'ın bana verdiği fazla miktarı yanımdan hiç ayırmayacağım" dedim. Harra harbinde, Şamlılar tarafından yağma edilinceye kadar, kesemin dibinde duruyordu. ||278
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında||Cabir|Yine Müslim'den gelen bir başka rivayet şöyledir: Resulullah (sav) "Bana, deveyi şu, şu bedele sat, Allah da seni mağfiret buyursun, olmaz mı?" dedi. Ben cevaben: "Elbette, o sizin olsun" dedim. Resulullah (sav) bir taraftan miktarı artırmaya devam ediyor bir taraftan da: "Allah Teala sana mağfiret buyursun" diyordu. Bu sözü üç kere tekrar etti. ||279
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında||Cabir|Bir diğer rivayette şöyle denir: Resulullah (sav) bana: "Allah'ın adıyla bin" dedi. Medine'ye geldiğimiz zaman Resulullah (sav)'ın ashabından bazı gruplarla birlikte mescide girdi. Ben de mescide girip, devemi kapının yanındaki taş döşeli kısma bağladım. Resulullah (sav)'a "işte deveniz" diye haber verdim. Mescidden çıktı. Deveye yaklaştı ve "Deve, devemizdir" buyurdu. Sonra birkaç okiyye altın gönderip: "Bunu Cabir'e verin" dedi. Sonra bana: "Parayı aldın mı?" diye sordu. "Evet" dedim. Bunun üzerine: "Para da, deve de senindir" buyurdu (ve deveyi de geri verdi.) ||280
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında|buharimüslimmuvattaebu davudnesaitirmiziİbnu mace|Aişe|Berire, mukatebe borcunu ödeme hususunda yardımcı olması için kendisine (Hz. Aişe'ye) uğramıştı. O ana kadar borcundan herhangi bir şey ödememiş bulunuyordu. Hz. Aişe, Berire'ye "Ailene dön, senin mukatebe borcunu ödememi istiyorlarsa bir şartla yaparım: Senin üzerindeki vela hakkı bana geçmeli" dedi. Berire dönüp, ailesine durumu anlattı. Onlar kabul etmediler ve: "Sana bir iyiik yapmak isterse yapsın, karışmayız, ancak vela'n bize aittir" dediler. Hz. Aişe (ra) bunun üzerine, durumu Hz. Peygamber (sav)'e arzetti. Resulullah (sav) ona: "Sen satın al, sonra da azad et. Vela hakkı, azad edene aittir" buyurdu. Bunu söyledikten sonra Resulullah (sav) ayağa kalkarak şu hitabede bulundu: "İnsanlara ne oluyor ki, alış-verişlerinde Kitabullah'ta bulunmayan şartları koşuyorlar? Kitabullah'ta olmayan bir şart koşana bu helal olmaz. Böyle biri yüz şart da koşacak olsa, Allah'ın şartı daha doğru,daha sağlamdır." |Buhari, Mesacid 70, Zekat 61, Büyu 67, 73, Itk 10, Mekatib 2, 3, 4, 5, Hibe 7, Şurut 3, 10, 13, 17, Talak 16, Kefaratü'l-iman 8, Feraiz 19, 20, 22, 23; Müslim, Itk 5, (1504); Muvatta, Itk 17, (2, 780); Ebu Davud, Itk 2, (3929-3930); Nesai, 85, 86 (7, 300); Tirmizi, Büyu 33, (1256), Vesaya 7, (2125); İbnu Mace, Itk 3, (2521)|281
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında|buhari|Aişe|Resulullah (sav) şöyle söylemiştir: "(Berire'yi) önce satın al sonra da azad et. (Onu satan efendilerini de bırak, bir işe yaramıyacak olan) istedikleri şartı koşsunlar". Aişe Berire'yi satın alıp, azad etti. Berire'nin ailesi, vela hakkının kendilerine ait olması şartını koştu. Bunun üzerine Resulullah (sav), şu açıklamayı yaptı: "(Olmaz öyle şey!) Vela hakkı azad edene aittir. Satanlar yüz şartta koşsalar (batıldır!)." |Buhari, Şurut 10|282
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında|buharimüslimebu davudnesaiİbnu mace|Ebu Said el-Hudri|Resulullah (sav) iki giyim ve iki de alış-veriş tarzını yasakladı. Yasaklanan satış tarzları: Mülamese ve münübezedir. Mülamese, diğerinin elbisesine gündüz veya gece, eliyle sadece değmesi, elbiseyi altüst ederek iyice görmemesi (ve bu kadarla satış akdininin tamamlanmasıdır). Münabeze ise, kişinin elbisesini öbürüne atması, öbürünün de kendi elbisesini ona atması ve bu atışmanın da, elbiseye bakıp razı olmadan satış sayılmasıdır. Yasaklanan iki giyinmeden biri, iştimalu's-samma'dır; bu da kişinin elbisesini omuzlarıdnan biri üzerine koyup, sarınması, diğer giyinme omuzunu açıkta elbisesiz bırakmasıdır. Yasaklanan diğer giyinme tarzı ihtiba'dır. Bu da oturmakta olan bir kimsenin elbisesine sarınması, bu esnada fercini örten başka bir şey olmamasıdır." |Buhari, Libas 20, 21, Salat 10, Savm 66, Büyu 62, 63, İsti'zan 42; Müslim, Büyu 3, (1512); Ebu Davud, Büyu 25, (3377- 3378); Nesai, Büyu 25, (7, 260-261); İbnu Mace, Ticarat 12, (2170)|283
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Şartlar Ve İstisna Hakkında|||Nesai'nin bir rivayetinde şu açıklama yapılır: "Münabeze; satıcının; "Bu elbiseyi sana atarsam satış tamam olmuştur" demesidir. Mülamese de elbiseyi açıp, evirip çevirmeden elini değmesi ve değince de satış muamelesinin tamam olmasıdır," Nesai'de İbnu Ömer (ra)'den: "Bu, cahiliye ehlinin, alış-verişte başvurdukları bir tarzdı" açıklaması yer alır. ||284
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|müslimebu davudtirmizinesaiİbnu mace|Ebu Hüreyre|Hz. Peygamber (sav) bey'u'l-garar ve bey'u'l-hasatı yasakladı." |Müslim, Büyu 4, (513); Ebu Davud, Büyu 25, (3376); Tirmizi, Büyu 17, (1230); Nesai, Büyu 27 (7, 262); İbnu Mace, Ticarat 23, (2194)|285
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|ebu davud|Ali|Halk öyle çetin devirler yaşayacak ki, o zaman zenginler, kendilerine emredilmediği halde, cimriliklerinden, ellerindekileri çok sıkı tutacaklar. Cenab-ı Hakk: "Aranızdaki fazileti unutmayın" buyurmaktadır (Bakara 237). Resulullah (sav) da şunları yasaklamıştır: Bey'u'l-muzdar'ı, bey'u'l-garar'ı, (meçhulün satışı) ve salahı ortaya çıkmadan meyve satışını." |Ebu Davud, Büyu 26 (3382)|286
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|buharimüslimebu davudtirmizinesaiİbnu macemuvatta|Cabir|Hz. Peygamber (sav): "Köylü adına şehirli satış yapmasın" dedi ve ilave etti: "Bırakın insanları, Allah birinin sebebiyle diğerini rızıklandırsın" buyurdu. |Buhari, Büyu 58, 64, 67, 69, 70, 71, İcare 14, Şurüt 8; Müslim, Büyu 11, 12, 18-21, (1515, 1520-1523), Nikah 51, 52 (1413); Ebu Davud, Büyu 47, (3442); Tirmizi, Büyu 13, (1223); Nesai, Büyu 17, (7, 256); İbnu Mace, Ticarat 15, (2176); Muvatta, Büyu 96, (2, 683)|287
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|buharinesaiİbnu mace|Enes|Resulullah (sav) ana baba bir kardeş bile olsa şehirlinin köylü adına satış yapmasını menetti." |Buhari, Büyu 68, Müslim, Büyu 19, (1521); Nesai, Büyu 18, (7, 256); İbnu Mace, Ticarat 16, (2177)|288
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında||Enes|Ebu Davud ve Nesai'den gelen bir başka rivayette şöyle buyurulur; "Şehirlinin köylü adına satış yapması yasaktır, şehirli köylünün kardeşi veya babası bile olsa." Ebu Davud'un Hz. Enes (ra) yaptığı bir başka rivayet şu ziyadeyi ihtiva eder: Şöyle denirdi: "Şehirli köylü yerine satmasın." Bu özlü, cami bir sözdür "Şehirli köylü için hiçbir şey satmasın, köylü adına safın da almasın" demektir. ||289
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında||İbnu Ömer|Hz. Peygamber (sav) şöyle emrettiler: "Satıcılar mallarını çarşıya indirmezden önce yolda karşılayıp alış-veriş yapmayın." (Tirmizi ve Muvatta dışındakilerde tahric edilmiştir.) Ebu Davud hadisin baş kısmında şu ziyadeye yer verir: Birbirinizin alış-verişine karşı alış-veriş yapmayın. (Pazara giden) malı yolda karşılamayın. ||290
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|buharimüslimebu davudnesaiİbnu mace|İbnu Ömer|Hz. Peygamber (sav) satıcının malını övmesini ve daha pazara varmadan malın yolda satın alınmasını veya şehirlinin köylü adına satış yapmasını yasakladı" buyrulur. (Bir başka rivayette de sadece "malın daha pazara varmadan satın alınmasını yasakladı" denmektedir.) |Buhari, Büyu 71; Müslim, Büyu 15, (1518); Ebu Davud, İcare 45 (3436); Nesai, Büyu 18, (7, 257); İbnu Mace, Ticaret 16, (2179)|291
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|ebu davud|İbnu Abba|Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki: "Pazara binerek (uzaktan) gelenleri yolda karşılamayın. Şehirli, köylü adına alım-satım yapmasın." Tavus, İbnu Abbas (ra)'tan sordu: "Şehirli köylü adına alım-satım yapmasın" sözünden maksat nedir? İbnu Abbas: "Onun adına simsarlık yapmasın (yani ücret mukabili alım-satım işlemini yapmasın)." |Ebu Davud, İcare 47, (3439)|292
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|buharimüslimtirmizinesaiebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav), celeb malın pazara gelmeden önce karşılanmasını yasakladı. Kim onu yolda karşılar ve satın alırsa, malın sahibi pazara gelince muhayyerdir (satıştan vazgeçebilir). |Buhari, Büyu 71; Müslim, Büyu 17, (1619); Tirmizi, Büyu 12, (1221); Nesai, Büyu 18, (7, 257); Ebu Davud, Büyu 45, (3437)|293
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında||Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) bir satışta iki satışı yasakladı. ||294
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|ebu davudmuvattanesaitirmizi||Ebu Davud'da gelen rivayet şöyledir: "Bir satışta iki satış yapan kimseye en düşük olanı (helal)dır. Aksi halde ribadır." |Ebu Davud, İcare 55, (3461); Muvatta, Büyu 72, (2, 663); Nesai, Büyu 73 (7, 395-396); Tirmizi, Büyu 18, (1231)|295
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|muvatta||İmam Malik (ra)'ten anlatıldığına göre ona şu durum ulaşmıştır: "Adamın biri diğer birisine: "Bana şu deveyi peşin parayla sat, ben de sana vade ile satayım" der. Adam bu tarz alış-veriş hakkında İbnu Ömer'e sorar, İbnu Ömer hoşlanmaz ve adamı bu işten nehyeder." |Muvatta, Büyu 73, (2,663)|296
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|buharimüslimebu davudtirmizinesaiİbnu macemuvatta|İbnu Ömer|Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Birinizin satışı üzerine başkanız satış yapmasın." |Buhari, Büyu 58, 64, 70, 71, Şurüt 8, Nikah 46; Müslim, Nikah 49, (1412), Büyu 7, 8, 11, (1412), Birr 29, (2563), 32 (2564); Ebu Davud, Nikah 17, (2080), Büyu 45, (3436), 48 (3443); Tirmizi, Nikah 38 (1134), Büyu 57, (1292); Nesai, Nikah 20, 21 (6, 72-73-74), Büyu 17, 20, 21, (7, 258); İbnu Mace, Ticarat 13, (2171); Muvatta, Büyu 95, 96, (2, 683)|297
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|||Nesai'den gelen bir rivayette de şöyle buyurulmuştur: "Kişi, kardeşi, satın alma işini kesinliğe kavuşturuncaya veya, tamamen vazgeçinceye kadar araya girip alış-verişte bulunmasın." ||298
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|buharimüslimtirmizinesaiebu davudmuvatta|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) şehirlinin köylü adına alış-veriş yapmasını, alıcı olmadığı halde alıcı imiş gibi görünüp yüksek fiyat vererek fiyat artırmayı, iki kimsenin başlattığı alış-veriş muamelesi kesinlik kazanıp tamamlanmadan bir başkasının aynı mal üzerinde alış-verişe girişmesini, bir kız istetilmiş iken ona talib olmayı, bir kadının, -kız kardeşinin kabındakini almak için- kocasına onu boşamasını taleb etmesini yasakladı." |Buhari, Büyu 58, 70, 71, Şurut 8, 11; Müslim, Nikah 38, 39, 51, 52, (1408-1413), Büyu 12, (1515); Tirmizi, Talak 14, (1190); Nesai, Nikah 20, (6,71), Büyu 19, 21, (7, 258-269); Ebu Davud, Nikah 2, (2176), 18, (2080); Muvatta, Büyu 45, (2, 683)|299
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|ebu davud||Ebu Davud'dan gelen bir başka rivayette şöye denmiştir: "Deve ve davarın sütunu memesinde bekletmeyin. Kim böyle (memede sütü bekletilmiş) bir hayvanı satın alırsa, sağdıktan sonra muhayyerdir: Memnun kalırsa hayvanı alıkor, memnun kalmazsa hayvanı iade eder ve (sağdığı süte karşılık olmak üzere) bir sa' hurma verir." |Ebu Davud, Büyu 48 (3493)|300
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|tirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Pazara gitmekte olan malı önceden karşılamayın. Hayvanların sütunu memelerinde (günlerce bekleterek) biriktirmeyin. Bir birinize karşı (müşteriyi kızıştırmak için alıcı olmadığınız halde, yüksek fiyat vererek) malın değerini artırmayın." |Tirmizi, Büyu 41 (1268)|301
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|ebu davudtirmizinesaiİbnu mace|Abdullah İbnu Amri'bni'l-As|Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular: "Hem veresiye hem satış helal olmaz. Bir satışta iki şart da helal değildir. Zimmette olmayanın karı yoktur. Yanında bulunmayan malın satışı yoktur." (Tirmizi, hadisin sahih olduğunu söyledi) |Ebu Davud, Büyu 70, (3503); Tirmizi, Büyu 19, (1234); Nesai, Büyu 60, 71, 72 (7, 288, 295); İbnu Mace, Ticarat 20, (2188)|302
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|müslimnesai|Cabir|Resulullah (sav) miktarı bilinmeyen kuru hurma yığınını, miktarı belli kuru hurma ile satmayı yasakladı. |Müslim, Büyu 42, (1530); Nesai, Büyu 37, 38, (2, 269, 270)|303
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|||Nesai'nin bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Yiyecek yığını, yiyecek yığını mukabilinde satılmaz. Yiyecek yığını, miktarı belli yiyecek mukabilinde satılmaz." ||304
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|tirmizi|Ebu Eyyüb|Resulullah (sav)'ı dinledim, diyordu ki: "Kim çocuğuyla annesi arasını ayırırsa kıyamet günü Allah (celle celaluhu) sevdikleriyle onun arasını ayırır." |Tirmizi, Büyu 52, (1283), Siyer 17, (1566)|305
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|ebu davudİbnu mace|Ali|(Satş sebebiyle cariye bir) anne ile çocuğunun arası ayırmıştı. Resulullah (sav) bunu yasakladı ve satışı bozdu. |Ebu Davud, Büyu, Cihad 133, (2696); İbnu Mace, Ticarat 46, (2249)|306
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Bey'u'l-Garar Ve Diğerleri Hakkında|tirmiziİbnu mace|Ali|Hz. Peygamber (sav) bana, kardeş iki köle hediye etti. Bunlardan birini sattım. Resulullah (sav) bir ara sordu: "Köleler ne yapıyorlar?" Ben durumu söyledim. Bunun üzerine bana: "Satışı boz, satışı boz" buyurdu. |Tirmizi, Büyu 52, (1284); İbnu Mace, 46, (2249)|307
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Riba'nın Zemmine Dair|müslimebu davudtirmiziİbnu mace|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) ribayı (faizi) yiyene de, yedirene de lanet etti." (Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde şu ziyade vardır: "(Faiz muamelesine) şahitlik edenlere de bu muameleyi yazana da...") |Müslim, Müsakat 25, (1579); Ebu Davud, Büyu 4, (3333); Tirmizi, Büyu 2, (1206); İbnu Mace, Ticarat 58, (2277)|308
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Riba'nın Zemmine Dair|ebu davudnesaiİbnu mace|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar öyle bir devre ulaşacak ki, o zamanda riba yemeyen kalmayacak. Öyle ki, (doğrudan) yemeyene buharı ulaşacak." Bir rivayette "...tozu ulaşacak" denir. |Ebu Davud, Büyu 3, (3331); Nesai, Büyu 2, (7, 243); İbnu Mace, Ticarat 58, (2278)|309
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Riba'nın Zemmine Dair|ebu davud|Amr İbnu'l-Ahvas|Hz. Peygamber (sav)'i Veda Haccı sırasında dinledim, şöyle diyordu: "Haberiniz olsun, cahiliye devrindeki bütün ribalar kaldırılmıştır, ödenmeyecektir. Sadece verdiğiniz ana parayı alacaksınız. Böylece ne zulmetmiş olacaksınız ne de zulme uğramış olacaksınız. Haberiniz olsun cahiliye devrindeki bütün kan davaları kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası da el-Haris İbnu Abdilmuttalib'in kan davasıdır. Bu kimse, Benü Leys'te süt anadaydı. Hüzeyl onu öldürmüştü. Resulullah (sav): Yarabbi tebliğ ettim mi? dedi. Cemaat: Evet tebliğ ettin dediler ve üç kere tekrarladılar. Resulullah (sav): Ya Rabbi şahid ol! dedi ve üç kere tekrar etti." (Hattabi der ki: "Ebu Davud, hadisi şu şekilde, yani "Haris İbnu Abdilmuttalib'in kan davası..." diye rivayet etmiştir. Halbuki diğer kitaplarda: Rebi'a İbnu'l-Haris İbni Abdilmuttalib'in kan davası şeklinde rivayet edilmiştir.) |Ebu Davud, Büyu 5, (3334)|310
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Riba İle İlgili Hükümler|buharimüslimebu davudİbnu macemuvattatirmizinesai|Ömer İbnu'l-Hattab|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Altın altınla peşin olmazsa ribadır. Buğday buğdayla peşin satılmazsa ribadır. Arpa arpayla peşin satılmazsa ribadır. Kuru hurma kuru hurmayla peşin satılmazsa ribadir." (Metin, Sahiheyn'in metnidir. Buhari'nin bir rivayetinde, "verik (yani basılmış dirhem) verikle, altın altınla.." şeklinde gelmiştir.) |Buhari, Büyu 54, 74, 76; Müslim, Musakat 79, (1586); Ebu Davud, Büyu 12, (3348); İbnu Mace, Ticarat 50, (2160), (2259); Muvatta, Büyu 38, (2, 636-637); Tirmizi, Büyu 24 (1243); Nesai, Büyu 41, (7, 273)|311
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Riba İle İlgili Hükümler|buharimüslimtirmizinesaimuvatta|Ebu Said|Resulullah (sav) zamanında bize bayağı hurma veriliyordu. Bu muhtelif cins kuru hurmanın bir karışımı idi. Bu bayağı hurmanın iki ölçeğini bir ölçek iyi hurma mukabilinde satıyorduk. Bu tarz Hz. Peygamber (sav)'in kulağına ulaşınca şöyle buyurdu: "İki ölçek hurmaya bir ölçek hurma, iki ölçek buğdaya bir ölçek buğday iki dirheme bir dirhem olmaz." |Buhari, Büyu 21; Müslim, Müsakat 98, (1594, 1595, 1596); Tirmizi, Büyu 23, (1241); Nesai, Büyu 41, 50, (17, 271-272-273); Muvatta, 32, (2,632)|312
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Riba İle İlgili Hükümler|buharimüslimnesai||Bir rivayette de şöyle gelmiştir: Hz. Bilal (ra), Resulullah (sav)'a, (iyi cins bir hurma olan) berni hurması getirmişti. "Bu nereden?" diye sordu. Bilal (ra): "Bizde adi hurma vardı. Resulullah (sav)'ın yemesi için ondan iki ölçek vererek bundan bir ölçek satın aldık" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Eyvah! Bu ribanın ta kendisi, eyvah bu ribanın ta kendisi, sakın öyle yapma. Şayet iyi hurma satın almak istersen elindekini ayrıca sat. Sonra onun parasıyla iyi hurmayı satın al" dedi. |Buhari, Vekalet 11; Müslim, Müsakat 96, (1594); Nesai, Büyu 41, (7, 271-272)|313
BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ|Riba İle İlgili Hükümler|müslim||Sahiheyn'de yer alan bir rivayette şöyle gelmiştir: Dinar dinarla, dirhem dirhemle başa baş misliyle değiştirilmelidir. Kim fazla verir veya fazla alırsa ribaya girmiş olur. Hadisi rivayet eden ravi der ki: "Ben dedim ki; İbnu Abbas (ra) bunu söylemez. Ebu Said der ki: İbnu Abbas (ra)'a sordum: Sen bunu Resulullah (sav)'dan mı işittin, Kitabullah'ta mı gördün? Bana şu cevabı verdi: Bunun ikisini de söylemiyorum. Siz, Resulullah (sav)'ı benden daha iyi tanırsınız. Ancak bana Üsame İbnu Zeyd (ra) haber verdi ki, Resulullah (sav): "Sadece veresiye satışta riba vardır" buyurmuştur. |Müslim, Müsakat 101, (1596)|314
Dostları ilə paylaş: |