YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|ebu davudtirmizinesai|Semüre İbnu Cündüb|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her çocuk, akika kurbanı ile rehinelenmiştir. Bu kurban, (doğumunun) yedinci günü, onun adına kesilir. (O gün) saçı da traş edilir ve çocuğa isim de verilir." |Ebu Davud, Edahi 21, (2837, 2838); Tirmizi, Edahi 23, (1572); Nesai, Akika 5, (7, 166)|3968
YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|muvatta|Zeyd İbnu Eşlem|Zeyd İbnu Eşlem, Beni Eşlem'den bir adamdan, o da sahabi olan babası (ra)'ndan naklediyor. "Resulullah (sav)'a akikadan sorulmuştu. Şu cevabı verdiler: "Ben ukuku (isyanı) sevmem!" Böyle demekle, sanki akika ismini kullanmaktan hoşlanmadığını ifade etmişti. Şunu ilave ettiler: "Kimin bir evladı olur da, ona bedel kurban kesmek isterse, bunu yapsın." |Muvatta, Akika 1, (2,500)|3969
YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|ebu davudtirmizinesai|Ümmü Kürz|Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: "Oğlan çocuğu için birbirine denk iki kurban, kız çocuğu için bir kurban kesmek gerekir. (Kurbanlığın) erkek veya dişi olması farketmez." |Ebu Davud, Edahi 21, (2834, 2835, 2836); Tirmizi, Edahi 17, (1516); Nesai, Akika 3, (7,165)|3970
YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|muvatta|Nafi'|İbnu Ömer (ra)'e ehlinden her kim bir akika istemiş ise, ona mutlaka bir akika vermiştir. Kız ve erkek, her çocuğu için birer koyun kurban ederdi. Urve İbnu'z-Zübeyr merhum da böyle yapardı. (İmam Malik der ki: "Bana ulaştığına göre, Ali İbnu Ebî Talib (ra)'de böyle yaparmış.") |Muvatta, Akika 4, (2, 501)|3971
YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|ebu davudnesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav), torunları Hz. Hasan ve Hz.Hüseyin için, akika olarak birer koyun kurban etti." Hadisin Nesai'deki vechinde: "...ikişer koyun kurban etti" denmiştir. |Ebu Davud, Edahi 21, (2841); Nesai, Akika 4, (7,166)|3972
YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|tirmizi|Ali|Resulullah (sav), Hz. Hasan (ra) için akika olarak bir koyun kurban etti ve: "Ey Fatıma!" dedi, "Çocuğun başını tıraş ettir ve saçının ağırlığınca gümüş tasadduk et!" Bu emir üzerine saçı tarttık, ağırlığı bir dirhem veya buna yakın bir şeydi. |Tirmizi, Edahi 20, (1519)|3973
YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|muvatta|Cafer İbnu Muhammed|Cafer İbnu Muhammed babasından o da Hz. Fatıma (ra)'dan rivayet ettiğine göre, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in, Zeyneb'in, Ümmü Külsüm (ra)'ün saçlarını tarttı. Bunların ağırlığınca gümüş tasadduk etti. |Muvatta, Akika 2, (2, 501)|3974
YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|ebu davudnesai|Nübeyse el'Hüzeli|Bir adam sordu: "Ey Allah'ın Resulü! Biz, cahiliye devrinde, Receb ayında atire kurbanı kesiyorduk. Şimdi ne yapmamızı emir buyurursunuz?" Resulullah şu cevabı verdi: "Hangi ayda olursa olsun, Allah için kesin ve Allah için hayır hasenatta bulunun, Allah için yedirip içirin." Yine sordular: "Cahiliye devrinde Fere' kurbanı kesiyorduk, şimdi ne yapmamızı emrederdiniz?" Resulullah (sav) dedi ki: "Kırda otlayan her bir sürü için bir fere' kurbanı vardır. Bu o yıl doğan ve hacılara yük taşıyarak güce gelinceye kadar diğerleriyle birlikte beslediğin bir hayvandır. O safhaya gelince kesip etini yolculara tasadduk edersin." Ebu Kılabe'ye dendi ki: "Bir fere' kurbanı gerektiren sürü ne miktar olmalıdır?" Yüz (baş hayvan)" diye cevap verdi. |Ebu Davud, Edahi 20, (2830); Nesai, Fere' 7-8, (7, 169, 171)|3975
YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|nesai|Haris İbnu Amr|Haris İbnu Amr, Resulullah (sav)'a atire ve fere' kurbanları hakkında sormuş, Resulullah da kendisine: "Dileyen atire kurbanı kessin, dileyen de kesmesin; dileyen fere' kurbanı kessin dileyen de kesmesin. Davarın bir kurban hakkı vardır!" diye cevap vermiş, parmaklarının hepsini kapayıp sadece birini yummayarak onu göstermiştir. |Nesai, Fere' 1, (7, 168, 169)|3976
YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Bazı Vesilelerle Yenen Yemekler|buharimüslimebu davudtirmizinesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İslam'da fere' kurbanı da yok, atire kurbanı da yok." |Buhari, Akika 4; Müslim, Edahi 32, (1976); Ebu Davud, Edahi 20, (2831, 2832); Tirmizi, Edahi 15 (1512); Nesai, Fere' 1, (7,167)|3977
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Tedavinin Cevazı|ebu davud|Ebu'd Derda|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç varetmiştir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın." |Ebu Davud, Tıbb 11, (3874)|3978
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Tedavinin Cevazı|buhari|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şafi-i Kerim Allah Teala Hazretleri, her ne hastalık indirmişse onun devasını da indirmiştir." (Ebu Davud ve Tirmizi'de şu ziyade var: "Tek bir hastalığın ilacı yoktur" dedi. Kendisine: "O hangi hastalıktır?" diye soruldu da: "İhtiyarlık!" cevabını verdi.") |Buhari, Tıbb 1, Ebu Davud, Tıbb 1, (3855); Tirmizi, Tıbb 2, (2039); İbnu Mace, Tıbb 1, (3436)|3979
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Tedavinin Cevazı||Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her hastalığın bir devası vardır. Hastalığın ilacına rastlanırsa Allah Teala'nın izniyle hastalıktan şifa bulur." ||3980
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Tedavinin Mekruhluğu|tirmiziİbnu mace|Ukbe İbnu Amir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hastalarınızı yeyip içmeye zorlamayın. Zira Allah Teala Hazretleri onlara yedirir içirir." |Tirmizi, Tıbb 4, (2041); İbnu Mace, Tıbb 4, (3444)|3981
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Tedavinin Mekruhluğu|buharimüslim|Aişe|Resulullah (sav)'a hastalığı sırasında ağzından ilaç içirdik. Bize içirmememizi işaret etti. Ancak biz (itirazını) hastalarda ilaca karşı görülen nefret (diye) değerlendirmiş (ve içirmiştik). Kendine gelince: "Bana ilaç vermeyin demedim mi?" diye bizi payladı. Biz, davranışımızın sebebini: "(Herhalde) hastaların ilaca gösterdikleri nefret olarak değerlendirdik" diye açıkladık. (Resulullah, buna rağmen öfke izhar edip, herkesi cezalandırmak üzere): "İlaçtan içmedik kimse kalmayacak!" emretti ve: "Abbas hariç hepinizi göreceğim, zira o (bana zorla ilaç içirirken) yanınızda değildi" buyurdu. |Buhari, Tıbb 21, Meğazi 83; Müslim, Selam 83, (2213)|3982
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Tedavinin Mekruhluğu|ebu davud|Abdullah İbnu Amr İbni'l-As|Resulullah (sav) buyurdular ki "Benim tiryak içmem, temime (muska) takınmam, içimden gelen şiiri okumam aldırmazlık olur." |Ebu Davud, Tıbb 10, (3869)|3983
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Tedavinin Mekruhluğu|tirmiziİbnu mace|Muğire İbnu Şu'be|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim vücudunu dağlatır veya rukye yaptırırsa tevekkülü terketmiş olur." |Tirmizi, Tıbb 14, (2056); İbnu Mace, Tıbb 23, (3489)|3984
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslimtirmizi|Ebu Sa'idi'l-Hudri|Bir adam Resulullah (sav)'a gelerek: "Kardeşim ishal oldu (ne yapayım?)" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Ona bal (şerbeti) içir!" ferman buyurdu. Adam içirdi. Bilahare aynı şahıs tekrar gelip: "Ben bal (şerbeti) içirdim. Ancak, bu onun ishalini artırmadan başka bir şeye yaramadı" dedi. (Adamın bu gidip gelmeleri) üç kere tekrar etti, Sonunda Aleyhissalatu vesselam: "Allah doğru söyledi. Kardeşinin karnı yalan söyledi (hata etti)" buyurdu. Sonra bir kere daha içirdi. Bu sefer kardeşi iyileşti. |Buhari, Tıbb 4, 24; Müslim, Selam 91, (2217); Tirmizi, Tıbb 31, (2083)|3985
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslimtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasın." |Buhari, Tıbb 7; Müslim, Selam 89, (2215); Tirmizi, Tıbb 5, (2042), 22, (2071)|3986
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslimebu davud|Şad İbnu Ebi Vakkas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim her sabah acve hurmasından yedi tane yerse o gün geceye kadar ona ne zehir ne de sihir zarar verir." |Buhari, Tıbb 52, 56, Et'ime 43; Müslim, Eşribe 154, (2047); Ebu Davud, Tıbb 12, (3875, 3876)|3987
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|müslim|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "(Medine'nin Necd cihetinde yer alan) Aliye acvesinde şifa vardır. O sabahın ilk vaktinde (yenirse) panzehirdir." |Müslim, Eşribe 156, (2048)|3988
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslimtirmizi|Said İbnu Zeyd|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mantar kudret helvası cinsindendir. Suyu göze şifalıdır." |Buhari, Tıbb 20, Tefsir, Bakara 3; Müslim, Eşribe 157, (2049); Tirmizi, Tıbb 22, (2068)|3989
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|Ebu Hüreyre|Halk: "Mantar toprağın çiçek hastalığıdır" demiştir. Resulullah (sav) şöyle söylediler: "Mantar (Allah'ın Beni İsrail'e in'am ettiği kudret helvası denen) menn'dendir. Suyu göz için şifadır, Acve (denen hurma cinsi) cennettendir ve zehire karşı şifadır." Ebu Hüreyre ilave eder: "Ben üç veya beş veya yedi mantar aldım, onları sıkıp suyunu bir şişeye koydum. Gözü hasta olan bir cariyeme tatbik ettim. İyileşti." |Tirmizi, Tıbb 22, (2068, 2069, 2070)|3990
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|Selma|Resulullah (sav)'ın zevcelerinden birine hizmet eden Selma adında bir kadın anlatıyor: "Resulullah (sav)'a bir yara veya bir bere gelecek olsa, bana emrederdi, onun üzerine kına koyardım. |Tirmizi, Tıbb 13, (2055)|3991
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|Esma Bintu Umeys|Resulullah (sav) bana: "Ne ile (barsaklarını) yumuşatıyorsun?" diye sordu. Ben: "Şübrüm ile!" dedim. "Hararet de hararet!" buyurdu. Bunun üzerine ben, sonra sena otunu müshil olarak kullandım. Resulullah (sav) (bunu öğrenince): "Eğer ölüme karşı şifa taşıyan bir şey olsaydı bu, mutlaka sena'da olurdu" buyurdu. |Tirmizi, Tıbb 30, (2082)|3992
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslimebu davud|Ümmü Kays Bintu Mihsan|Ben küçük bir oğlumla birlikte Resulullah (sav)'ın huzuruna girdim. (O sırada boğazındaki hastalığı sebebiyle çocuğa (i'lak denen) tedavi uygulamıştım. "Çocuklarınızın boğaz hastalığını niye i'lak usulüyle (elle sıkarak) tedavi ediyorsunuz? Size şu ud-u Hindi'yi (Kust-u Hindi) tavsiye ederim. Zira onda yedi türlü şifa vardır. Zatü'l'cenb'in ilacı ondadır. Boğaz hastalığına karşı burna damlatılır. Zatü'l-cenb'e karşı ağızdan verilir." Zühri merhum der ki: "(Resulullah) bize (ilacın fayda vereceği) iki şeyi açıkladı, ama beşini açıklamadı." |Buhari, Tıbb 10, 21, 26; Müslim, Selam 139, (1214); Ebu Davud, Tıbb 13, (3877)|3993
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizinesaiİbnu maceebu davud|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İsmid'i kullanmaya devam edin. Zira o, sürmelerinizin en hayırlısıdır. Görmeyi parlatır, saçı bitirir." Resulullah (sav) sürme çekince önce üç kere sağ gözüne çekerdi, onunla başlar, onunla bitirirdi. Sol gözüne de iki kere çekerdi. |Tirmizi, Libas 23, (1757), Tıbb 9, (2049); Nesai, Zinet 28, (8, 150); İbnu Mace, Tıbb 25, (3497); Ebu Davud, Libas 16, (4061)|3994
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizinesaiİbnu maceebu davud|İbnu Abbas|Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav)'ın bir sürmedanı vardı. Her gece şu gözüne üç, öbür gözüne de üç kere sürme çekerdi. |Tirmizi, Libas 23, (1757), Tıbb 9, (2049); Nesai, Zinet 28, (8, 150); İbnu Mace, Tıbb 25, (3497); Ebu Davud, Libas 16, (4061)|3995
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslimtirmizi|Rafi İbnu Hadic|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hararet, cehennemden bir kabarmadır. Hararetinizi (soğuk) su ile soğutunuz." |Buhari, Tıbb 28, Bed'ü'l-Halk 10; Müslim, Selam 83, (2212); Tirmizi, Tıbb 25, (2074)|3996
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|Sevban|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size humma isabet ederse, humma ateşten bir parça olduğu için, derhal su ile söndürsün. (Şöyle ki): Akmakta olan bir nehrin içine girsin. Akıntıyı karşısına alıp dursun ve sabah namazından sonra ve güneşin doğuşundan önce şu duayı yapsın: "Allah'ın adıyla! Ey Allah'ım, kuluna şifa ver ve Resulun Hz. Muhammed'in sözünü doğrula!" Nehre üç gün, üç kere bansın. Üçte şifa bulamazsa, beş, yedi, dokuz (gün)e kadar çıksın. Zira humma Allah'ın izniyle dokuz (gün)ü tecavüz etmez (şifa hasıl olur)." |Tirmizi, Tıbb 33, (2084)|3997
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|rezin|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cibril aleyhisselam bana, bir ilaç öğretti. Bu bütün hastalıklara devadır. Ayrıca dedi ki: "Ben bu ilacı Levh-i Mahfuz'dan istinsah edip yazdım." (İlacı şöyle tarif etti): "Dam üzerinden akmayan yağmur suyundan temiz bir kaba alırsın, Üzerine Fatiha suresini yetmiş kere okursun. Bir o kadar da Ayetü'l-Kürsi'yi, bir o kadar da İhlas suresini, bir o kadar Kul euzu bi-Rabbi'l-Felak'ı, bir o kadar Kul euzu bi Rabbi'n'Nas'ı, La-ilahe illallahü vahdehu la şerike leh. Lehül mülkü ve Lehül hamdü yuhyi ve yümit ve hüve hayyun id yematu bi-yedikel hayr ve hüve ala külli şey'in kadir'i okur. Sonra yedi gün oruç tutar ve her gün bu su ile orucunu açar." Rezin ilavesidir. Kaynağı bulunamamıştır. Cami'u'l-Usül muhakkiki Abdulkadir el-Amavud: "Zayıflık veya mevzuluk alameti gözükmektedir" der. |Rezin|3998
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslim|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Telbine (denen sütlü çorba) hastanın kalbini dinlendirir, hüznün bir kısmını götürür." |Buhari, Tıbb 8, Et'ime 24; Müslim, Selam 90, (2216)|3999
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|Aişe|Resulullah (sav), aile halkından birine humma (rahatsızlığı) gelince hamurdan çorba yapılmasını emrederdi ve çorba yapılırdı. Sonra hastalara emrederdi ve onlar da ondan ağır ağır içerlerdi. Resulullah (sav) derdi ki: "Çorba hüzünlü kimsenin kalbini takviye eder, hastanın kalbinden elemi çıkarır, tıpkı birinizin, su ile yüzünden kiri çıkarması gibi." |Tirmizi, Tıbb 3, (2040)|4000
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|Enes|Ureyne kabilesinden bir grup insan Medine'ye gelmişti. Burası sıhhatlerine iyi gelmedi, hastalandılar. Resulullah (sav) da onları sadaka develerinin bulunduğu yere gönderdi ve: "Sütlerinden ve bevillerinden için!" emir buyurdu. Onlarda içtiler ve iyileştiler. |Tirmizi, Tıbb 6, (2043)|4001
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buhari|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şifa üç şeydedir: * Bal şerbeti. * Kan aldırma, * Ateşle dağlama. Ancak ümmetimi dağlamaktan menediyorum." Bir rivayette: "Balda, hacamat olmada şifa vardır" demiştir. |Buhari, Tıbb 3|4002
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kendisiyle tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı sa'üt (burun damlası), hacamat (kan aldırma), ledüd (ağızdan damlatma) ve meşiyy (müshil içme)dir." |Tirmizi, Tıbb 9, (2048,2049)|4003
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmiziİbnu mace|Zeyd İbnu Erkam|Resulullah (sav), zatülcenb hastalığının tedavisinde zeytinyağı ve vers'i methederdi." Katade der ki: "Zeytinyağı ağzın, hastalık hissedilen tarafından içirilirdi." Bir rivayette: "Resulullah (sav) bize, zatü'l cenbten kustu'l-bahri ve zeytinyağı ile tedavi olmamızı emrederdi" denmiştir." |Tirmizi, Tibb 25, (2079, 2080); İbnu Mace, Tıbb 17, (3467)|4004
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|rezin|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki şeyde ne çok şifa vardır: Sabır ve süffa." [Rezin tahric etmiştir.] |Rezin|4005
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslimebu davudtirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) hacamat oldu ve hacamatı yapan doktora ücretini ödedi ve ayrıca burun damlası da kullandı. |Buhari, Tıbb 9; Müslim, Selam 76, (1202); Ebu Davud, Tıbb 8, (3867); Tirmizi, Tıbb 9, (2048)|4006
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|ebu davudtirmizi|Ümmü'l-Münzir Bintu Kays|Beraberinde Ali (ra) olduğu halde Resulullah (sav) yanıma girdi. Ali bu sırada (geçirdiği bir hastalığın) nekahet devresinde idi. Evimizde busr (hurma çağlası) salkımları asılı idi. Resulullah (sav) ondan yemeye başladı. Ali de yemek üzere kalktı. Resulullah (sav) Ali'ye yönelerek: "Ağır ol, ağır ol! Sen daha nekahet dönemindesin!" dedi ve Ali bırakıncaya kadar tekrarladık. Ümmül-Münzir, anlatmaya devam ederek: "Ben arpa ve çöğender otundan yemek pişirip getirdim. Resulullah (sav): "Ey Ali," buyurdular, "bundan al, bu sana daha faydalı!" |Ebu Davud, Tıbb 2, (3856); Tirmizi, Tıbb 1, (2038)|4007
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslimtirmiziİbnu mace|Sehl İbnu Sa'd|Resulullah (sav) Uhud savaşı sırasında yaralanınca, Hz. Fatıma (ra), mübarek yüzlerinden kanı yıkamaya başladılar. Ali de Fatıma (ra)'ya su döküyordu. Fatıma (ra) suyun kanı gittikçe artırdığını görünce bir parça hasır aldı. Onu yakıp iyice kül haline gelince yaraya bastı. Böylece kan da durdu. |Buhari, Cihad 80, 85, 163, Vudu 72, Meğazi 24, Nikah 123, Tıbb 27; Müslim, Cihad 101, (1790); Tirmizi, Tıbb 34 (2086); İbnu Mace, Tıbb 15 (3464)|4008
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|müslimebu davudtirmizi|Vail İbnu Hucr|Tarık İbnu Süveyd el-Cu'fi (ra), Resulullah (sav)'a hamr (alkollüler) ile tedavi hususunda sordu. Aleyhissalatu vesselam onu bundan men etti ve: "Hayır! O, deva değil, derttir!" buyurdu. |Müslim, Eşribe 12, (1984); Ebu Davud, Tıbb 11, (3873); Tirmizi, Tıbb 8, (2047)|4009
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|ebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) zehir ve benzeri her çeşit habis ilacı yasakladı. |Ebu Davud, Tıbb 11, (3870); Tirmizi, Tıbb 7, (2046)|4010
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|ebu davud|Abdurrahman İbnu Osman et-Teymi|Bir tabib gelerek Resulullah (sav)'a ilaç yapımında kurbağayı kullanmaktan sordu. Resulullah adamı kurbağayı öldürmekten nehyetti. |Ebu Davud, Tıbb 11, (3871); Nesai, Sayd 36, (7, 210)|4011
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|ebu davudİbnu mace|Ebu Kebşe el-Enmari|Resulullah (sav) başından ve iki omuzu arasından hacamat olur ve: "Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için, bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez!" buyururdu. |Ebu Davud, Tıbb 4, (3869); İbnu Mace, Tıbb 21, (3484)|4012
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|ebu davudtirmiziİbnu mace|Enes|Resulullah (sav)'a boynunun iki tarafındaki damarlar ile iki omuzun ortasındaki damardan hacamat olurdu. |Ebu Davud, Tıbb 4, (3860); Tirmizi, Tıbb 12, (2052); İbnu Mace, Tıbb 21, (3483)|4013
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|Enes|Tirmizi şu ziyadede bulunur: "Resulullah (sav) ayın onyedisinde, ondokuzunda ve yirmi birinde hacamat olurdu." |Tirmizi, Tıbb 12, (2052)|4014
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|buharimüslim||Resulullah (sav) hacamat olur, kimseye ücretinde zülmetmezdi. |Buhari, İcare 18; Müslim, Selam 77 (1577)|4015
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haccam ne iyi kuldur; (fazla) kanı giderir, beli hafifletir, gözü parlatır." İbnu Abbas der ki: "Resulullah (sav) Mi'rac gecesinde, meleklerden mürekkep bir cemaate her uğrayışında; "Hacamat olmaya devam et! Ümmetine de hacamat olmalarını emret!" derlerdi." |Tirmizi, Tıbb 12, (2054)|4016
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|ebu davud|Ebu Bekre|Kendisinden anlatıldığına göre, bu muhterem sahabi, ailesini salı günü hacamat olmaktan men ederdi. Derdi ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Salı günü kan günüdür. O günde bir saat vardır, kan durmaz." |Ebu Davud, Tıbb 5, (3862)|4017
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|müslimebu davud|Cabir|Sa'd İbnu Mu'az (ra) kolundaki (can) damarından isabet aldığı zaman Resulullah (sav) onu elindeki uzunca bir demir çubukla bizzat dağladı. Ancak yarası tekrar şişti. Resulullah da ikinci sefer dağladı. |Müslim, Selam 75, (2208); Ebu Davud, Tıbb 7, (3866)|4018
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmizi|Enes|Resulullah (sav), Sa'd İbnu Zürare'yi sivilce sebebiyle dağladı. |Tirmizi, Tıbb 11, (2051)|4019
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Vasfettiği İlaçlar|tirmiziebu davud|İmran İbnu Husayn|Resulullah (sav) bizi dağlama yapmaktan nehyetti. Ancak biz, (ona başvurmaya zorlayan) durumlarla karşılaştık. Birçok defalar dağlama yaptık. (Sünnete muhalefetimiz sebebiyle) rahatsızlığımızdan kurtuluş bulamadık. |Tirmizi, Tıbb 10, (2050); Ebu Davud, Tıbb 7, (3865)|4020
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|ebu davudmüslim|Avf İbnu Malik|Biz cahiliye devrinde afsunlama yoluyla tedavide bulunurduk. Bu sebeple: "Ey Allah'ın Resulü! Bu hususta ne dersiniz?" diye sorduk. Bize: "Okuduğunuz duaları bana arzedin bakayım!" buyurdular. (Biz de okuyup arzettik. Dinledikten) sonra: "İçerisinde şirk olmayan dua ile rukye yapmada bir beis yoktur!" buyurdular. |Ebu Davud, Tıbb 18, (3886); Müslim, Selam 64, (2200)|4021
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|müslim|Cabir|Resulullah (sav) Benî Amr İbni Hazm'a yılana karşı rukye yapma ruhsatı tanıdı. Biz Resulullah (sav) ile birlikte otururken bizden bir kimseyi akrep soktu. Bir adam: "Ey Allah'ın Resulü, buna rukye yapayım mı?" diye sordu: "Sizden kim kardeşine faydalı olabilecekse hemen olsun" buyurdular. |Müslim, Selam 60-61, (2198,2199)|4022
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|müslimebu davudtirmizi|Enes|Resulullah (sav) bize, zehire karşı, göz değmesine karşı, nemle kurduna karşı rukye yapmamıza ruhsat tanıdı. |Müslim, Selam 58, (2196); Ebu Davud, Tıbb 18, (3889); Tirmizi, Tıbb 15, (2057)|4023
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|ebu davud||Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Rukye sadece göz değmesine veya zehire veya kesilmeyen kana karşı yapılır" denmiştir. |Ebu Davud, 18, (3889)|4024
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|ebu davud|Sehl İbnu Huneyf|Ebu Davud'un Sehl İbnu Huneyf'ten yaptığı bir diğer rivayetinde: "Rukye sadece nefse (insana değen gözden), veya zehire veya sokmaya karşı vardır." |Ebu Davud, Tıbb 18, (3888)|4025
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|tirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav), hummaya ve bütün ağrılara karşı şu duayı okumamızı öğretmişti: "Bismillahi'l-Kebiri eüzü billahi'l-Azimi min külli ırkın na'arın ve min şerri harri'n nar." "Ulu Allah'ın adıyla, kanla kabaran her bir damardan ve ateş hararetinin şerrinden büyük Allah'a sığınırım." |Tirmizi, Tıbb 26, (2076)|4026
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|tirmizibuhari|Ali|Resulullah (sav) bir hastaya geldiği veya kendisine bir hasta getirildiği zaman şu duayı okurdu: "Ey insanların Rabbi, acıyı gider, şifa ver, sen Şafisin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Senden hiçbir hastalığı hariç tutmayan şifa istiyoruz." |Tirmizi, Daavat 122, (3560); Buhari, Marda 20, Tıbb 39 [rivayet Buhari'de Hz. Aişe'den gelmiştir]|4027
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|ebu davud|Sabit İbnu Kays İbni Şemmas|Resulullah (sav), ben hasta iken yanıma gelip şu duayı okudu: "Ey insanların Rabbi, Sabit İbnu Kays İbni Şemmas'tan acıyı kaldır." Sonra (Medine'nin) Buthan (nam vadi)'dan toprak alarak bir kadehe koydu, üzerine su döküp nefes etti, sonra (su ile karışan bu toprağı) üstüme serpti. |Ebu Davud, Tıbb 18, (3885)|4028
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|tirmiziİbnu mace|Ebu Saidi'l-Hudri|Resulullah (sav) cinlerden ve insanın göz (değmesi)'nden (çeşitli dualar okuyarak) Allah'a sığınırdı. Muavvizateyn (Nas ve Felak sureleri) nazil olunca bu iki sureyi esas aldı, diğerlerini terketti. |Tirmizi, Tıbb 16, (2059); İbnu Mace, Tıbb 33, (3511)|4029
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|müslimtirmizi|Ebu Saidi'l-Hudri|Cibril aleyhisselam Resulullah (sav)'ın yanına geldi ve: "Ey Muhammed, hasta mısın?" diye sordu, "Evet!" cevabını alınca, Cibril aleyhisselam şu duayı okudu. "Bismillahi erkike, min külli dain yü'zike ve min şerri külli nefsin ev aynin hasidin. Allahu yeşfike, bismillahi erkike, (Seni Allah'ın adıyla, sana eza veren bütün hastalıklara karşı, bütün kötü nefis ve hasedce gözlere karşı sana okuyorum. Allah sana şifa versin, ben Allah'ın adıyla sana dua ediyorum)." |Müslim, Selam 40, (2186); Tirmizi, Cenaiz 4, (972)|4030
Dostları ilə paylaş: |