TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|ebu davud|Ebu'd'Derda|Anlattığına göre, kendisine bir adam gelerek idrar tutukluğuna yakalandığını söyledi. O da adama: "Ben Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim" dedi: "Sizden kim hastalanırsa şu duayı okusun: "Rabbunallahu'llezi fi's-semai tekaddese ismüke, emrüke fi's-semai ve'l-ardı, kema rahmetüke fi's'semai fec'al rahmeteke fi'l-ardı. Veğfir lena hübena ve hatayana. Enle Rabbu't-Tayyibin. Enzil rahmeten min rahmetike ve şifaen min şifaike ala haza'l-vece'i fe yebreu, (Ey huzuru semavatı dolduran Rabbim! Senin ismin mukaddestir. Senin emrin arz ve semadadır, tıpkı Rahmetin semada olduğu gibi. Arza da rahmetinden gönder ve bizim günahlarımızı ve hatalarımızı affet. Sen (kötü söz ve fiillerden kaçınan) bütün iyi kimselerin Rabbisin. Bu ağrıya, Rahmetinden bir rahmet, şifandan bir şifa indir, iyileşsin." [Ebu'd-Derda (ra), adama] bu duayı okumasını emretti. O da, okudu ve iyileşti. |Ebu Davud, Tıbb 19, (3892)|4031
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|müslimmuvattaebu davudtirmizi|Osman İbnu Ebi'l'As|Resulullah (sav)'a müslüman olduğum günden beri bedenimde çekmekte olduğum bir ağrımı söyledim. Bana: "Elini, vücudunda ağrıyan yerin üzerine koy ve şu duayı okur buyurdu. Dua şu idi: Üç kere: "Bismillah" tan sonra yedi kere, "Euzu bi-izzetillahi ve kudretihi min şerri ma ecidu ve uhaziru." "Bedenimde çekmekte ve çekinmekte olduğum şu hastalığın şerrinden Allah'ın izzet ve kudretine sığınıyorum" diyecektim. Bunu birçok kereler yaptım. Allah Teala hazretleri benden hastalığı giderdi. Bunu ehlime ve başkalarına söylemekten hiç geri kalmadım. |Müslim, Selam 67, (2202); Muvatta, Ayn 9, (2, 942); Ebu Davud, Tıbb 19, (3891); Tirmizi, Tıbb 29, (2081)|4032
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukye Ve Temimlerin (Muskaların) Cevazı|buharimüslimebu davudtirmizi|Ebu Said|Biz [Resulullah (sav)'ın çıkardığı askeri] bir seferdeydik. Bir yerde konakladık. Yanımıza bir cariye gelip: "Obamızın efendisi Selim'i bir zehirli soktu. Onunla meşgul olacak erkekler de şu anda yoklar. Sizde rukye yapan biri var mı?" dedi. Bunun üzerine bizden rukye hususunda maharetini bilmediğimiz bir adam kalkıp onunla gitti ve adama okuyuverdi. Adam iyileşti. Kendisine otuz koyun verdiler. Bize sütünden içirdi. Ona: "Yahu sen rukye bilir miydin?" dedik. "Hayır, ben sadece Fatiha okuyarak rukye yaptım" dedi. Biz kendisine "Resulullah (sav)'a sormadan (bu verdiklerine) dokunma!" dedik. Medine'ye gelince, durumu ona söyledik. Aleyhissalatu vesselam "Fatiha'nın rukye olduğunu (tedavi maksadıyla okunacağını) sana kim söyledi? (verdikleri koyunları paylaşın, bana da bir hisse ayırın) buyurdular. |Buhari, Tıbb 39, 33, Icare 16, Fedailu'l-Kur'an 9; Müslim, Selam 66, (2201); Ebu Davud, Tıbb 19, (3900); Tirmizi, Tıbb 20, (2064,2065)|4033
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukyenin Nehyi|müslim|İmran İbnu Husayn|Resulullah (sav): "Ümmetimden yetmişbin kişi (Mahşer'de) hesaba çekilmeden cennete girecektir!" buyurdular. Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar kimlerdir?" diye sual edildi. "Onlar, kendilerini dağlatmayanlar, rukyeye başvurmayanlar, teşaüm'e (uğursuzluğa) inanmıyanlar ve Rabblerine tevekkül edenlerdir!" buyurdu. Ukkaşe (ra) kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Dua buyur, Allah beni onlardan kılsın!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sen onlardansın" müjdesini verdi. Bir başkası daha kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Beni de onlardan kılması için Allah'a dua ediver!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "O hususta Ukkaşe senden önce davrandı!" cevabını verdi. |Müslim, İman, 371, (218)|4034
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukyenin Nehyi|ebu davud|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav)'ı işittim, diyordu ki: "Rukyelerde, temimelerde (muskalarda), tivelelerde (muhabbet muskası) bir nevi şirk vardır." Bunu işiten bir kadın atılarak, (İbnu Mes'ud'a): "Böyle söylemeyin, benim gözüm ağrıyordu. Falan yahudiye gittim geldim. O bana rukye yaptı. Ağrım kesildi" dedi. Abdullah İbnu Mes'ud (ra) tereddüt etmeden, "Bu (ağrı) şeytanın işiydi, o eliyle dürtüyordu, sana rukye yapılınca vazgeçti. Bu durumda sana Resulullah (sav) gibi, şöyle söylemen kafidir: Ezhibi'l-bas Rabbe'n-nas eşfi ente'ş-Şafi, Laşifae illa şifauke, şifaen la yuğadiru sakamen. (Ey insanların Rabbi, acıyı gider, şifa ver, sen Şafisin. Senin şifandan başka bir şifa yoktur, hiçbir hastalık bırakmayan bir şifa istiyorum.)" |Ebu Davud, Tıbb 17, (3883)|4035
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukyenin Nehyi|ebu davud|Cabir|Resulullah (sav)'dan nüşre hakkında sorulmuştu: "O şeytan işidir!" buyurdu." |Ebu Davud, Tıbb 9, (3868)|4036
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Rukyenin Nehyi|tirmizi|İsa İbnu Hamza|Abdullah İbnu Ukeym (ra)'ın yanına girdim. Kendisinde kızıllık vardı. "Temime (muska) takmıyor musun?" diye sordum. Bana şu cevabı verdi: "Bundan Allah'a sığınırım. Zira Resulullah (sav) şöyle buyurmuştu: "Kim bir şey takınırsa, ona havale edilir." |Tirmizi, Tıbb 24, (2073)|4037
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Taun Ve Veba|buhari|Aişe|Resulullah (sav)'a taundan sual edilmişti. Şu cevabı verdi: "O, sizden öncekilere Allah'ın gönderdiği bir azabtı. (Şimdi) Allah onu mü'minlere bir rahmet kıldı. Taun çıkan memlekette bulunan bir kul, kendisine Allah'ın takdir ettiği şeyin ulaşacağını bilip, sevap umuduyla sabredip orada kalır ve dışarı çıkmazsa, mutlaka ona şehid sevabının bir misli verilir." |Buhari, Tıbb 31, Enbiya 50, Kader 15|4038
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Taun Ve Veba|buharimüslimmuvattatirmizi|Üsame|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir yerde veba çıktığım duyarsanız oraya girmeyiniz, bulunduğunuz yerde veba çıkmışsa oradan ayrılmayınız." |Buhari, Tıbb 30, Enbiya 50, Hiyel 13; Müslim, Selam 92, (2218); Muvatta, Cami 23, (2, 896); Tirmizi, Cenaiz 66, (1065)|4039
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Taun Ve Veba|ebu davud|Yahya İbnu Abdillah İbnu Bahir|Bana, Ferve İbnu Müseyk el'Muradi (ra)'nin şu sözünü dinleyen zat haber verdi: "Ey Allah'ın Resulü! dedim, "yanımızda Ebyen denen bir yer var. Burası bizim ekim yerimiz ve geçim kaynağımızdır. Ancak vebalı bir yerdir. (Bize ne yapmamızı tavsiye edersiniz)?" Aleyhissal&tu vesselam şu cevabı verdi: "Orayı tamamen bırak. Zira hastalığa yaklaşmada helak var!" |Ebu Davud, Tıbb 24, (3923)|4040
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Göz Değmesi|müslimtirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Göz değmesi haktır. Eğer kaderi (delip) geçecek bir şey olsaydı, bu göz değmesi olurdu. Yıkanmanız taleb edilirse yıkanıverin." [Tirmizi'de "GÖZ değmesi haktır" ibaresi yoktur.] |Müslim, Selam 42, (2188); Tirmizi, Tıbb 19, (2063)|4041
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Göz Değmesi|buharimüslimebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav): "Göz değmesi haktır" demiştir. (Buhari dışındaki rivayetlerde: "Dövme yapmayı da yasakladı" ziyadesi vardır.) |Buhari, Tıbb 36, Libas 86; Müslim, Selam 41, (2187); Ebu Davud, Tıbb 15, (3879)|4042
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Göz Değmesi|ebu davud|Aişe|Göze değene (ain) abdest alması emredilir, onun abdest suyu alınır, bununla göz değmesine uğrayan (mani) yıkanırdı. |Ebu Davud, Tıbb 15, (3880)|4043
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Göz Değmesi|muvatta|Muhammed İbnu Ebi Ümame İbni Sehl İbni Hanif|Ravi, babasından şunları işittiğini anlatmıştır: "Babam Sehl (ra) (Cuhfe yakınlarındaki) Harrar nam mevkide yıkandı. Üzerindeki cübbeyi çıkardı. Bu sırada Amir İbnu Rabi'a ona bakıyordu. Sehl, bembeyaz bir tene, güzel görünüşlü bir cilde sahipti. Amir: "Ne bugünkü bir manzarayı, ne de böylesine ancak çadıra çekilmiş bakirede bulunabilen bir cildi hiç görmedim" dedi. Sehl daha orada iken hummaya yakalandı ve rahatsızlığı şiddet peyda etti (ve yere yıkıldı). Durum Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a haber verildi ve: "Başını kaldıramıyor" dendi. Halbuki Sehl orduya kaydedilmişti. "Ya Resulallah o, sizinle gelemez. Vallahi başını bile kaldıramıyor!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Onunla ilgili olarak herhangi bir kimseyi ittiham ediyor musunuz?" diye sordu. "Amir İbnu Rebi'a var" dediler. Resulullah onu çağırtıp kendisine kızdı ve: "Sizden biri niye kardeşini öldürüyor? Niye bir "Barekallah! demedin? Onun için abdest al!" buyurdu. Bunun üzerine Amir yüzünü, ellerini, kollarını, dizlerini ve ayaklannın etrafını ve izarının içini bir kaba yıkadı. Sonra, bir adam bu suyu onun (Sehl'in) üzerine arkasından döktü; derken o anında iyileşti." |Muvatta, Ayn 1, (2,938)|4044
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|ebu davud|İbnu Abbas|Bir erkek hanımına bir defada "Sen üç talakla boşsun!" dese, bu bir talak sayılır." |Ebu Davud, Talak 10, (2197)|4045
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|rezin|İbnu Abbas|Rezin'in zikrettiği bir rivayette (İbnu Abbas şöyle demiştir): "Erkek hanımına (aynı anda üstüste): "Sen boşsun, sen boşsun, sen boşsun" diye üç kere söylerse, bu bir boşama sayılır, yeterki bunlarla birinci defaki söylediği "Sen boşsun!" sözünü tekid etmeyi kastetmiş olsun veya hanımıyla henüz gerdek yapmamış olsun." |Rezin|4046
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|muvatta|İbnu Abbas|Anlattığına göre, bir adam kendisine gelip: "Ben hanımımı yüz talakla boşadım, bu hususta fikriniz nedir (bana bir şey gerekir mi?)" diye sordu. Benden şu cevabı aldı: "Kadın senden üç talakla boşanmıştır. Geri kalan doksan yedisi ile Allah'ın ayetleriyle alay etmiş oluyorsun." |Muvatta, Talak 2, (2, 552)|4047
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|nesai|Mahmud İbnu Lebid|Resulullah (sav)'a bir adamın hanımın üç talakla birden boşadığını haber verdiler, öfke ile kalkıp: "Daha ben aranızda iken Allah'ın kitabıyla mı oynanıyor?" buyurdu. Derken birisi kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü, onu öldürmeyeyim mi?" dedi. |Nesai, Talak 6, (6,142)|4048
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|tirmiziebu davud|Abdullah İbnu Yezid İbni Rükane an abihi an ceddihi|Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü, (vallahi) ben hanımımı kesinlikle boşadım." "Peki bununla ne kasdettin?" diye sordu. Bir (talak) kastettim" dedim. Bunun üzerine: "Bununla bir kastettiğim dair Allah'a yemin eder misin?" dedi. Ben de: "Vallahi bununla sadece bir talak kastettim" dedim. Bunun üzerine: "O halde bu senin kastettiğin şekildedir!" buyurdu ve kadını ona geri verdi. O ise, hanımı ikinci kere Hz. Ömer (ra) zamanında, üçüncü kere de Hz. Osman (ra) zamanında boşadı. |Tirmizi, Talak 2, (1177); Ebu Davud, Talak 10, (2196), 14, (2206, 2207, 2208)|4049
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre, Ömer İbnu'l-Hattab (ra)'a, İrak'tan yazılarak sorulmuştur: "Bir erkek hanımına: "Senin ipin (benim elimde değil), boynundadır (dilediğin yere gidebilirsin)" dedi. (Bunun hükmü nedir, hanımı boş mu değil mi?)" Hz. Ömer bunun üzerine oradaki memuruna: "Hacc mevsiminde beni Mekke'de bulmasını emret!" diye yazdı... Hz. Ömer (ra) tavaf yaparken adam yanına gelip selam verdi. Hz. Ömer ona: "Sen kimsin" diye sordu. Adam kendini tanıtarak: "Ben seni bulmamı emrettiğin (Iraklı) kimseyim!" dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Ben sana şu Beyt-i Muazzama'nın Rabbi adına soruyorum: "İpin boynundadır!" derken ne kastettin?" dedi. Adam: "Sen bu mukaddes mekandan başka bir yerde yemin verseydin sana doğruyu söylemezdim. Ben bununla ayrılık kastetmiştim" dedi. Hz. Ömer (ra): "Bunun hükmü senin kastettiğin şeydir" buyurdu. |Muvatta, Talak 5, (1, 551)|4050
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|muvatta|Nafi|İbnu Ömer (ra) haliyye ve beriyye hakkında der ki: "Bunlardan her biri üç kere boşanmış sayılır." |Muvatta, Talak 7, (1, 552)|4051
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre: "Hz. Ali (ra) karısına: "Sen bana haramsın" diyen erkek hakkında: "Bu adam hanımını üç talakla boşadı" diyordu." |Muvatta, Talak 6, (1, 552)|4052
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|buharimüslimnesai|İbnu Abbas|Kim hanımını (kendine) haram kılarsa, bu (boşanma ifade eden) bir şey değildir, bu söz bir yemindir, yemin kefaretinde bulunur. Nitekim ayet-i kerime'de Cenab-ı Hakk: "Allah'ın Resulünde sizin için güzel örnek vardır." (Ahzab 21) buyurmuştur. |Buhari, Talak 8, Tefsir, Tahrim 1; Müslim, Talak 19, (1473); Nesai, Talak 16, (6,151)|4053
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|nesai|İbnu Abbas|Bir adam İbnu Abbas (ra)'a gelerek: "Ben hanımımı kendime haram kıldım! (Ne yapayım, hükmü nedir?)" diye sordu. İbnu Abbas: "Yalan söyledin, o haram değildir" dedi ve şu ayeti okudu. (Mealen): "Ey Peygamber, Allah'ın sana helal kıldığını sen niye kendine haram ediyorsun?" (Tahrim 1) İbnu Abbas ayeti okuduktan sonra dedi ki: "Sen, bu sayılan kefaretlerin en ağırı olan köle azadını yerine getireceksin." |Nesai, Talak 16, (6, 151)|4054
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre, bir adam İbnu Ömer (ra)'a gelerek: "Ben, hanımımın işini kendi eline koydum, o da kendini (benden) boşadı. Bu hususta ne dersiniz?" diye sordu. İbnu Ömer (ra): "Ben, kadının yaptığı gibi olduğuna kaniyim" deyince adam: "Ey Ebu Abdirrahman, böyle yapma!" diye itiraz etti. İbnu Ömer ise: "Bunu ben değil, sen yaptın!" diye cevap verdi. |Muvatta, Talak 10, (2, 553)|4055
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|muvatta|Harice İbnu Zeyd|Ben Zeyd İbnu Sabit (ra)'in yanında oturuyor idim. Muhammed İbnu Ebi Atik gözlerinden yaşlar boşandığı halde ona uğradı. Zeyd (ra): "Neyin var?" diye sordu: "Ben," dedi, "hanımımın işini kendine bırakmıştım, o da beni bıraktı." "Peki (boşanma işini ona bırakmaya) seni sevkeden şey ne idi?" dedi. Muhammed İbnu Ebi Atik: "Kader!" deyince, Zeyd: "Dilersen hanımına dönersin, zira bu bir (talak)dır. Sen ise ona (kadına) daha çok hak sahibisin" fetvasını verdi. |Muvatta, Talak 12, (2, 554)|4056
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talakta Kullanılan Elfaz|buharimüslimebu davudtirmizinesai|Mesruk|O beni ihtiyar ettikten sonra hanımını bir veya yüz veya bin defa muhayyer kılmama aldırmam. Nitekim Hz. Aişe'ye sordum da bana: "Resulullah (sav) bizi muhayyer bırakmıştı. [Hepimiz onu ihtiyar ettik.] Bu, talak mıydı?" diye cevap verdi." |Buhari, Talak 5; Müslim, Talak 25, 1477; Ebu Davud, Talak 12, (2203); Tirmizi, Talak 4, (1179); Nesai, Nikah 2, (6, 56)|4057
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Duhulden (Gerdekten) Önce Boşama|müslimebu davudnesai|Tavus|Ebu's-Sahba [adında birisi] İbnu Abbas (ra)'a [sık sık sualler sorardı]. Bir defasında: "Bir kimsenin, hanımını duhulden (temastan) önce üç kere boşaması halinde, alimlerin bunu, bir talak addetiklerini bilmiyor musunuz?" dedi. İbnu Abbas (ra) şu cevabı verdi: "Elbette biliyorum. Resulullah (sav), Hz.Ebu Bekr devirlerinde ve Hz. Ömer (ra)'ın hilafetinin de ilk yıllarında, bir erkek hanımını, daha onunla temastan önce boşayacak olsa, bu bir tek talak addediliyordu. Hz. Ömer, insanların talaka düşkünlüklerini görünce: "Erkeklerin aleyhine olarak bu talaklara müsaade ediyorum" dedi." |Müslim, Talak 17, (1472); Ebu Davud, Talak 10, (2199, 2200); Nesai, Talak 8, (6,145)|4058
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Duhulden (Gerdekten) Önce Boşama|muvattaebu davud|Muhammed İbnu İyas İbnu'l-Bukeyr|Bir adam karısını, temastan (gerdekten) önce üç talakla boşadı. Sonra da onunla nikahının devamını uygun gördü. Fetva sormaya gitti, ben de beraberinde idim. İbnu Abbas ve Ebu Hüreyre (ra)'nin yanlarına geldi. Onlar: "Senden başka bir erkekle evlenmedikçe o hanımla evlenmen mümkün değil!" dediler. Adam, "İyi ama ben onu bir talakla boşadım" dedi. İbnu Abbas (ra): "Sen, kendine ait fazlalığı dinden bırakmışsın!" buyurdu. [Bu metin, Muvatta'daki metindir.] |Muvatta, Talak 37,39, (2,570,571); Ebu Davud, Talak 10, (2198)|4059
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Duhulden (Gerdekten) Önce Boşama|muvatta|Ata İbnu Yesar|Bir adam Abdullah İbnu Amr İbni'l'As (ra)'a, temastan (gerdekten) önce hanımını üç talakla boşayan kimsenin durumunu sordu. Ata rahimehullah der ki: "Ben bakirenin talakı birdir" dedim. Ancak Abdullah bana dedi ki: "Sen hikayecisin (kafadan attın). Bir talak, talak-ı bainle kadını boş kılar, üç ise, kadını bir başkasıyla evlenip ondan boşanıncaya kadar eski kocasına haram kılar." |Muvatta, Talak 33, (2,570)|4060
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Hayızlı Kadının Talakı|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizinesai|İbnu Ömer|Anlattığına göre, hanımını hayızlı iken boşamış, babası Hz. Ömer (ra), durumu Resulullah (sav)'a sormuştur. Aleyhissalatu vesselam da: "Ona emret, hanımına dönsün. Kadın temizleninceye kadar yanında tutsun. Sonra tekrar hayz olup temizleninceye kadar beklesin. Kadın temizlenince boşamak dilerse, temastan önce boşasın. İşte bu, aziz ve celil olan Allah'ın (boşama hususunda) emir buyurduğu iddettir" buyurdu. Müslim'in bir rivayetinde: "...Ona söyle, hanımına dönsün, sonra onu temizken veya hamile iken boşasın." demiştir. |Buhari, Talak 2, 3, 44, 45, Ahkam 13, Tefsir, Talak 1; Müslim, Talak 1, (1471); Muvatta, Talak 53, (2, 576); Ebu Davud, Talak 4, (2179-2185); Tirmizi, Talak 1, (1175); Nesai, Talak 1, 3, 4, (6, 137-141)|4061
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|İcbar Edilenin Delinin Sarhoşun Talakı|tirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Matuh ve mükreh ve mecnunun talakı hariç bütün talaklar caizdir." |Tirmizi, Talak 15, (1191)|4062
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|İcbar Edilenin Delinin Sarhoşun Talakı|buhari|Ali|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Matuh ve mükreh'inki hariç bütün talaklar muteberdir" ve ilave ettiler: "Bilmez misin, kalem üç (kişi)den kaldırılmıştır: İfakat buluncaya kadar "mecnun"dan, idrak edinceye kadar "çocuk"tan, uyanıncaya kadar "uyuyan"dan. |Buhari, Talak 11, (Bab başlığında senetsiz olarak kaydedilmiştir.)|4063
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|İcbar Edilenin Delinin Sarhoşun Talakı|buhari|Osman|Ne sarhoşun ne de mecnunun talakı muteber değildir. |Buhari, Talak 11, (Bab başlığında senetsiz olarak kaydedilmiştir.)|4064
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|İcbar Edilenin Delinin Sarhoşun Talakı|buhari|İbnu Abbas|Ne müstekreh ne de mecnunun talakı muteber değildir. |Buhari, Talak, 11 (Bab başhğında senetsiz olarak kaydedilmiştir.)|4065
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Nikahdan Önceki Talak|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre, Ömer İbnu'l-Hattab ve Abdullah İbnu Mes'ud, Salim İbnu Abdillah, Kasım İbnu Muhammed, İbnu Şihab, Süleyman İbnu Yesar (ra) şöyle hükmediyorlardı: "Kişi evlenmezden önce hanımını boşadığına dair yemin eder de sonra (yeminini tutmayarak) günah işlerse, işte bu, evlenince o adama gerekli olur." |Muvatta, Talak 73, (2, 584)|4066
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Nikahdan Önceki Talak|muvatta|İbnu Mes'ud|"Evleneceğim her kadın boştur" diyen kimse hakkında derdi ki: "Bu kimse, kadının mensup olduğu kabileyi veya muayyen bir kadını ismen belirterek zikretmemişse, -malik olduğu hariç-onun bu sözüne hiç bir şey gerekmez." |Muvatta, Talak 73, (2,585)|4067
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Nikahdan Önceki Talak|ebu davudtirmizi|Amr İbnu Şuayb (an ebihi an ceddihi)|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Boşama, azadlık, satış malik olunan şeyler için caizdir. Kim günah bir şey üzerine yemin ederse ona yemin yoktur. Kim sıla-ı rahmi keseceğim diye yemin ederse, ona da yemin yoktur. Nezir de kendisiyle Allah'ın rızası taleb edilen şeyler üzerine yapılır." |Ebu Davud, Talak 7, (2190, 2191, 2192); Tirmizi, Talak 6, (1181)|4068
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Nikahdan Önceki Talak|buhari|İbnu Abbas|Allah talakı, nikahtan sonraya koymuştur. |Buhari, Talak 9, (Bab başlığında senetsiz olarak kaydetmiştir.)|4069
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|ebu davudtirmiziİbnu mace|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cariyenin talakı iki talaktır, iddeti de - bir nüshada: "kurü'u da" - iki hayız müddetidir." |Ebu Davud, Talak 6, (2189); Tirmizi, Talak 7, (1182); İbnu Mace, Talak 30, (2080)|4070
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|muvatta|İbnu Ömer|Köle, hanımını iki talakla boşadı mı artık kadın, başka bir kocaya var(ıp ondan boşan)madıkça ona haram olur. Bu kölenin hanımı hür de olsa, köle de olsa hüküm böyledir. Hür kadının iddeti üç hayız müddeti, köle kadının iddeki iki hayız müddetidir." |Muvatta, Talak 50, (2,574)|4071
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|ebu davudnesai|Ebu Hasan Mevla Beni Nevfel|İbnu Abbas (ra)'a dedim ki: "Bir köle, nikahı altında bulunan köle bir kadını iki talakla boşasa, sonra bunlar azad edilseler, onurda yeniden evlenmek istemesi caiz olur mu?" İbnu Abbas (ra) şöyle cevapladı: "Evet! Ona bir talak daha kalmıştır, Resulullah (sav) böyle hükmetti." |Ebu Davud, Talak 6, (2187, 2188); Nesai, Talak 19, (6,154,155)|4072
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|muvatta|Nafi'|İbnu Ömer (ra) derdi ki: "Kim kölesine evlenme izni verirse, boşama yetkisi kölenin elinde olur. Onun boşama yetkisinden hiç biri başkasının elinde olamaz. Ancak, kişi kendi kölesinin cariyesini veya cariyesinin cariyesini almasında bir günah yoktur." |Muvatta, Talak 51, (2,575)|4073
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|muvatta|Süleyman İbnu Yesar|Nüfey' Resulullah (sav)'ın zevce-i pakleri Ümmü Seleme'nin mükatebi idi veya, nikahında hür bir kadın olan bir köle idi. Nüfey' bu kadını iki talakla boşadı. Sonra kadim geri almak istedi. Durumu Hz. Osman ve Zeyd İbnu Sabit (ra)'e sordu. Bunlar: "O artık sana haram oldu, o artık sana haram oldu!" dediler. |Muvatta, Talak 47, (2, 574)|4074
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|rezin|İbnu Abbas|Cariyenin boşanması beş suretle vukua gelir: Azad edilmesi, kocasının boşaması, efendisinin satması, efendisinin hibe etmesi, miras olmasıyla. [Rezin tahric etmiştir.] |Rezin|4075
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|ebu davud|Aişe|Ben, karı-koca iki kölemi azad etmek istemiştim. Resulullah (sav) önce erkekten başlayıp sonra da kadını azad etmemi emretti. [Rezin, (Resulullah'ın bu emrinin sebebini belirtmek üzere) şu ziyadede bulunmuştur: "kadına hakk-ı hıyar (erkeği kabul veya reddetme muhayyerliği) olmasın diye."] |Ebu Davud, Talak 22, (2237); Nesai, Talak 28, (6,161)|4076
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizinesai|Aişe|Berire radıyallahu anha'da üç sünnet vardı: 1- Azad edildi ve kocasını tercih edip etmemede muhayyer kılındı. 2- Resulullah (sav) onun hakkında: "Vela, fizad edenedir" buyurdu. 3- Resulullah (sav) tencere kaynarken eve girmişti. Kendisine ekmek ve evde bulunan katıktan bir sofra kuruldu. "Galiba bir tencerenin kaynadığını görüyorum" buyurdu." Oradakiler "Evet ama, bu Berire'ye tasadduk edilen bir ettir. Sen ise sadaka yemiyorsun?" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Bu ona sadakadır, (ama ondan) bize hediyedir!" buyurdu. |Buhari, Talak 14, Nikah 18, Et'ime 31, Itk 10, Feraiz 22, 23, 19, 25; Müslim, Itk 14, (1504); Muvatta, Talak 25, (2, 562); Ebu Davud, Talak 19, (2233, 2235, 2236); Tirmizi, Rada' (1154,1155); Nesai, Talak 29,30 (6,162,163)|4077
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|buhariebu davudtirmizinesai|İbnu Abbas|Berire'nin kocası, Muğis adında bir köle idi. Ben onu, Berire'nin etrafında ağlayarak tavaf edercesine dolaştığını görür gibiyim. Gözyaşları sakallarını ıslatmıştı. Hatta Resulullah (sav) bir ara amcası Abbas (ra)'a: "Muğis'in Berire'ye olan sevgisine mukabil, Berire'nin Muğis'e olan nefreti seni hayrete sevketmiyor mu?" buyurdu. (Muğis'in haline acıyarak) Berire'ye "Muğîs'e ric'at etmez misin?" diye şefaatte bulundu. Ancak Berire kararlı idi: "Ey Allah'ın Resulü, bunu emir mi buyuruyorsunuz? (Eğer, emirse hayhay. Hemen ayrılma kararımdan döneyim!)" dedi. Resulullah: "Hayır! ben sadece onun lehine şefaatte bulunuyorum!" deyince, Berire: "Öyleyse ona ihtiyacım yok!" cevabını verdi. |Buhari, Talak 15, 16; Ebu Davud, Talak 31, (2231, 2232); Tirmizi, Rada' 7 (1156); Nesai, Kudat 27, (8,245)|4078
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Köle Ve Cariyenin Talakı|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre: "Resulullah (sav)'ın zevce-i pakleri, ümmü'l-mü'minin Hafsa radıyallahu anha, Beni Adiyy'e ait bir cariye olan Zebra'ya -ki bir kölenin nikahı altında idi ve efendisi azad etmişti - haber salıp yanına çağırttı ve dedi ki: [Şimdi sen, zevcin sana temas etmedikçe muhayyersin.] Eğer sükut edersen, muhayyerliğin kalmaz." Böyle bir hakkın varlığını öğrenen kadın derhal: "O boştur, yine boştur, yine boştur" diyerek kocasını üç talakla boşadı." |Muvatta, Talak 27, (2,563)|4079
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talak Hakkında Müteferrik Hükümler|nesai|Abdullah İbnu Ömer|Talaku's-sünne (sünnete uygun boşama), kadını temizlik döneminde cimada bulunmadan yapılan boşamadır. |Nesai, Talak 2, (6,140)|4080
TIBB VE RUKYE BÖLÜMÜ|Talak Hakkında Müteferrik Hükümler|muvatta|Ebu Hüreyre|İmam Malik anlatıyor: İbnu'l-Müseyyeb'i, Humeyd İbnu Abdirrahman İbni Avfı, Ubeydullah İbni Abdillah İbni Utbe'yi, Süleyman İbnu Yesar'ı dinledim, hepside Ebu Hüreyre'nin şöyle söylediğini işitmiş olduklarını bildirdiler: "Ben Hz. Ömer (ra)'i dinledim. Demişti ki: "Bir kadın kocası, bir veya iki talakla boşayıp, kadını (iddeti bitip de başkasına) helal oluncaya kadar bıraksa, kadın da bir başka erkekle evlense, u ikinci koca ölse veya kadını boşasa, sonra kadın tekrar ilk kocası ile evlense, bu kadın onun yanında, önceden baki kalan talakdar) üzerine olur." İmam Malik der ki: "İşte bu, hiç bir ihtilaf olmaksızın kabullendiğimiz sünnettir." |Muvatta, Talak 77, (1, 586)|4081
Dostları ilə paylaş: |