FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. Davud (as)|buhari|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Davud aleyhisselam'a okumak (Kur'an) kolaylaştırılmıştı. Böylece hayvanının eğerlenmesini emreder, eğerlenmezden önce (baştan sona Kur'an'ı) okurdu. O, kendi el emeğiyle kazandığından başka bir şey yemezdi." |Buhari, Enbiya 37, Büyu 15, Tefsir, Beni İsrail 5|4339
FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. Süleyman (as)|buharimüslimnesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki kadın vardı. Bunların beraberlerinde iki de çocukları vardı. Bir kurt gelerek bu çocuklardan birini kapıp kaçırdı. Kadın, arkadaşına: "Kurt senin çocuğunu kaçırdı!" dedi. Diğeri ise: "Hayır, senin çocuğunu alıp gitti!" dedi. Bunlar (ihtilafa düşüp) Hz. Davud aleyhisselam'a dava açtılar. Hz. Dauud, büyük kadın lehine hükmetti. Küçük, hükme razı olmayınca, davayı Hz. Süleyman'a götürdüler. Hz. Süleyman aleyhisselam: "Bir bıçak getirin, çocuğu ikiye böleyim, size birer parça vereyim!" diye hükmetti. Küçük kadın: "Böyle yapma! Allah'ın rahmetine mazhar ol! Çocuk onundur." dedi. Hz. Süleyman bu cevap üzerine çocuğun küçük kadına ait olduğuna hükmetti. |Buhari, Feraiz 30, Enbiya 40 (muallak olarak); Müslim, Akdiye 20, (1720); Nesai, Kudat 14.(8,236)|4340
FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. Süleyman (as)|nesaiİbnu mace|İbnu Amr İbni'l-As|Resulullah (sav) buyrudular ki: "Hz. Süleyman Beytu'l-makdis'i bina ettiği zaman, Allah'tan kendisine üç imtiyaz vermesini istedi: İlahi hükme müsadif olacak (uygun düşecek) hüküm (verme kapasitesi) taleb etti; bu ona verildi. Kendisinden sonra kimseye verilmeyecek bir saltanat taleb etti; bu da ona verildi. Mescidin inşaatını bitirdikten sonra bu mescide sırf namaz kılmak için gelenlerin oradan çıkarken, annelerinden doğdukları gündeki gibi bütün günahları affedilmiş olarak çıkmalarını yalvardı; bu duası da kabul edildi." |Nesai, Mesacid 6, (2, 34); İbnu Mace, İkametu's-Salat 196, (1408)|4341
FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. Eyyub (as)|buharinesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eyyub aleyhisselam üryan (çıplak) vaziyette yıkanırken üzerine altından bir yığın çekirge düştü. Eyyub aleyhisselam hemen onu elbisesine avuç avuç koymaya başladı. Bunun üzerine Rabbi ona nida etti: "Ey Eyyub, ben seni bu gördüğün (dünyalıktan) müstağni kılmadım mı?" Eyyub aleyhisselam: "Evet! Ey Rabbim! Velakin senin bereketine karşı istiğna yok!" diye mukabele etti. |Buhari, Gusl 20, Enbiya 20, Tevhid 35; Nesai, Gusl 7,1 (1, 200-201)|4342
FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. İsa (as)|buharimüslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ademoğlundan doğduğu vakit, şeytanın dürtüp de ağlatmadığı kimse yoktur. Bundan sadece Meryem oğlu İsa hariçtir." |Buhari, Enbiya 44, Bed'ü'l-Halk 11, Tefsir, Al-i İmran 2; Müslim, Fezail 147, (2366)|4343
FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. İsa (as)|buharimüslimebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben, dünyada da ahirette de Meryem'in oğluna insanların en yakınıyım. Benimle onun arasında başka bir peygamber yok. Peyamberler anneleri ayrı, babaları bir kardeştirler, dinleri de birdir." |Buhari, Enbiya 44; Müslim, Fezail 145, (2366); Ebu Davud, Sünnet 14, (4675)|4344
FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Hz. Hızır (as)|buharitirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hızır'ın Hızır diye isimlenmesi şuradan gelir. O, kupkuru beyazlamış ot destesinin üzerine oturmuştu. Deste, altında derhal yeşerdi." |Buhari, Enbiya 27; Tirmizi, Tefsir, Kehf (3150)|4345
FEZAİL BÖLÜMÜ|Bazı Peygamberlerin Faziletleri - Tahyirin Nehyi|ebu davud|Ebu Said|Resulullah (sav) buyurdular: "Peygamberlerden birini diğerine üstün kılmayın." |Ebu Davud, Sünnet 14, (4668)|4346
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|tirmizi|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar (Kıyamet günü) diriltilecekleri zaman yerden ilk çıkacak olan benim. Onlar (huzur-u ilahiye) geldiklerinde (onlar adına) hatipleri ben olacağım. (Allah'ın rahmetinden) ümidlerini kestiklerinde (rahmet ve mağfireti) onlara ben müjdeleyeceğim. O gün Livdu'l-hamd (şükür sancağı) benim elimde olacak. Ademoğlunun Allah'a en kerim olanı da benim. Bunda fahr yok!" |Tirmizi, Menakıb 2, (3614)|4347
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|tirmizi|Ubey İbnu Ka'b|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü geldi mi, ben peygamberlerin imamı, hatibi ve (onlar arasında) şefaat (etmeye yetki) sahibi olacağım. Bunda övünme yok." |Tirmizi, Menakıb 3, (3617)|4348
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|buharimüslimnesai|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana beş şey verilmiştir ki, bunlar benden önceki peygamberlerden hiçbirine verilmemiştir. Her peygamber sadece kendi kavmine gönderilmiştir. Ben ise kırmızılara (Acemlere) ve siyahlara (Araplara) da gönderildim. Bana ganimetler helal kılındı. Halbuki benden öncekilerden kimseye helal değildi. Yer bana fahur, pak ve mescid kılındı. Her kim namaz vaktine girerse, nerede olursa olsun namazını kılar. Ben, bir aylık mesafede olan düşmanımın içine düşen bir korku ile yardıma mazhar oldum. Bana şefaat (etme yetkisi) verildi." |Buhari, Teyemmüm 3, Salat 56, 1, Humus 8; Müslim, Mesacid 3, (521); Nesai, Gusl 26, (1, 210-211)|4349
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|müslim|Huzeyfe|Resululah (sav) buyurdular ki: "İnsanlara karşı üç şeyle faziletli (üstün) kılındık: Saflarımız meleklerin safları düzeninde kılındı. Arzın tamamı bize mescid kılındı. Toprak bize, su bulamadığımız zaman, fahur (temiz ve temizleyici) kılındı." |Müslim, Mesacid 4, (522)|4350
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|buharimüslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her peygambere mutlaka insanların inanmakta olageldikleri şeyler cinsinden bir mucize verilmiştir. Ama bana verilen (mucize) ise vahiydir ve bunu bana Allah vahyetmiştir. Bu sebeple Kıyamet günü, diğer peygamberlere nazaran etbaı en çok olan peygamberin ben olacağımı ümid ediyorum." |Buhari, Fezailu'l-Kur'an 1, İ'tisam 1; Müslim, İman 239, (152)|4351
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|buhari|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ademoğlu nesillerinin en temizinden süzüle süzüle gelerek bulunduğum nesilde ortaya çıktım." |Buhari, Menakıb 23|4352
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|buharimüslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Benimle benden önceki diğer peygamberlerin misali, şu adamın misali gibidir: Adam mükemmel ve güzel bir ev yapmıştır, sadece köşelerinin birinde bir kerpiç yeri boş kalmıştır. Halk evi hayran hayran dolaşmaya başlar ve (o eksikliği görüp): "Bu eksik kerpiç konulmayacak mi" der. İşte ben bu kerpicim ben peygamberlerin sonuncusuyum." |Buhari, Menakıb 18; Müslim, Fedail 21, (2286)|4353
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|müslim|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben kıyamet günü cennetin kapısına gelip açılmasını isterim. Hazin (kapıcı melek): "Sen kimsin?*' diye seslenir. Ben: "Muhammed'im!" derim. Bunun üzerine "Sana açıyorum. Senden önce kimseye açmamakla emrolundum" diyecek!" |Müslim, İman 333, (197)|4354
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|tirmizi|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) (bir gün) yatsı namazını kıldı. Sonra namazdan çıkınca elimden tuttu. Batha-i Mekke'ye kadar gidip orada beni oturttu. (Yere dairevi) bir hat çizip: "Hattından dışarı çıkma! Sana bazı kimseler gelecek, sakın onlara bir şey söyleme. Zira onlar seninle konuşacak değiller!" buyurdu. Sonra dilediği yere çekip gitti. Ben çizgimin içinde otururken bana bir grup insan geldi. Esmer renkleriyle sanki Hindulara benziyorlardı. (Pek uzun olan) saçları, vücutlarını öylesine örtmüştü ki, ne bir avret yerlerini ne de bir elbiselerini görüyordum. Bana kadar geldiler, ancak çizgiyi geçmediler. Sonra Resulullah (sav)'ın gittiği yere yürüdüler. Gecenin sonuna doğru Resululah (sav), ben otururken yanıma geldi ve çizgiden içeri girdi. Dizime dayanıp yattı. Yatınca (ağzından) soludu. Ben oturuyordum, O da dizime dayanmış vaziyette böyle duruyorduk. Derken, üzerinde beyaz elbiseler olan bir grup adam geldi. Güzelliklerinin derecesini Allah bilebilir. Bana kadar yaklaştılar. Bir kısmı Aleyhissalatu vesselamın baş tarafına, bir kısmı da ayakları tarafına oturdular. Sonra aralarında konuşarak: "Biz şimdiye kadar bu peygambere verilen gibisinin, bir başkasına verildiğini hiç görmedik. Bunun gözleri kapalı, kalbi uyanık. Ona bir misal verin!" (dediler ve şu temsili anlattılar): "Bir efendi köşk yaptırmış sonra bir ziyafet verip sofra kurmuş, insanları yiyip içmeye çağırmıştır, icabet edenler gelip yemeğinden yiyip, suyundan içmiştir, icabet etmeyenleri de cezalandırmıştır" dediler ve kalktılar. Resulullah (sav) da kendine geldi ve: "Bunların ne dediklerim işittim. Onların kim olduklarını biliyor musun?" dedi. Ben: "Allah ve Resulü bilir!" dedim. "Onlar meleklerdir" buyurdu ve ilave etti. "Onların getirdikleri temsilin manasını anladın mı?" "Allah ve Resulü bilir!" dedim. Aleyhissalatu vesselam açıkladı: "Rahman (olan Rabbimiz) cenneti kurdu. Kullarını ona davet etti. Kim davete icabet ederse cennete girer, kim de icabet etmezse onu cezalandırır." |Tirmizi, Emsal 1, (2865)|4355
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|buhari|Abdullah İbnu Hişam|Biz Resulullah (sav) ile beraberdik. O sırada, Aleyhissalatu vesselam, Ömer (ra)'in elinden tutmuştu. Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü! Sen bana, nefsim hariç herşeyden daha sevgilisin!" dedi. Resulullah hemen şu cevabı verdi: "Hayır! Nefsimi elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim, ben sana nefsinden de sevgili olmadıkça (imanın eksiktir)!" Hz. Ömer (ra): "Şimdi, sen bana nefsimden de sevgilisin!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "İşte şimdi (kamil imana erdin) ey Ömer!" buyurdular. |Buhari, Fedailu'l-Ashab 6, İsti'zan 27, Eyman 3|4356
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|müslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Muhammed'in nefsi yed-i kudretinde bulunan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun ki, sizden birine, beni görmeyeceği bir gün gelecek ki, o gün beni beraberlerinde görmek, ona ehlinden ve malından daha makbul olacak." Resulullah'ın bu sözünü, Ashab, kendilerine ölümünü haber veriyor diye yorumladılar. Bunun üzerine, ölümüyle kendisini kaybedince getirmiş olduğu bereketleri müşahede ettikleri müddetçe duyacakları, Aleyhissalatu vesselam'a kavuşma temennisini kasdettiğini bildirdi. |Müslim, Fezail 142, (2364)|4357
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|tirmizi|Ebu Hüreyre|"Ey Allah'ın Resulü!" dendi. "Sana peygamberlik ne zaman vacib oldu? Şöyle cevap verdi: "Hz. Adem ruhla cesed arasında iken!" |Tirmizi, Menakıb 1, (3613)|4358
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|müslim|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden hiç kimse yoktur ki ona, biri şeytandan diğeri melekten olmak üzere yanından ayrılmayan iki "karin" tevkil edilmemiş olsun!" "Size de mi ey Allah'ın Resulü!" denildi. "Bana da!" buyurdular. "Ancak, Allah ona karşı bana yardım etti de o müslüman oldu. Artık o bana hayırdan başka bir şey emretmiyor!" |Müslim, Münafıkun 69, (2814)|4359
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|ebu davud|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana bir mu'min selam verdi mi, kendisine mukabele etmem için Allah ruhumu bedenime iade eder. Ben de mutlaka selama mukabele ederim." |Ebu Davud, Menasik 100, (2041)|4360
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|tirmizi|Enes|Resulullah (sav)'ın Medine'ye girdiği gün, şehirdeki her şeyi aydınlık bürüdü, vefat ettiği günde ise her şey karardı. Defin işinden çıktığımız zaman hepimiz kalplerimizi (vahyin inkılaı sebebiyle) üzüntülü bulduk. |Tirmizi, Menakıb 3, (3622)|4361
FEZAİL BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Fazilet Ve Menkıbeleri|müslim|İbnu Amr İbni'l'As|Resulullah (sav) (Hz. İbrahim'in duası olan): "Ey Rabbim şüphesiz ki o putlar insanlardan pek çoğunu saptırmıştır. Kim bana uyarsa muhakkak ki o bendendir. Kim de emirlerine karşı gelirse, şüphesiz ki sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin." (İbrahim 36) mealindeki ayeti ile, Hz. İsa'nın duası olan: "Eğer onlara azab edersen onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, elbette sen dilediğini yapmaya kadirsin ve sen herşeyi hikmetle yaparsın." (Maide 113) mealindeki ayeti tilavet buyurdu ve ellerini kaldırdı, şöyle yalvardı: "Allahım! Ümmetimi (mağfiret et), ümmetimi (mağfiret et!)" ve ağladı. Allah Teala Hazretleri: "Ey Cibril, Muhammed'e git!" dedi, -Rabbin bildiği halde- niye ağladığını sor." diye emretti: Cebrail aleyhisselam, O'na gelip niye ağladığını sordu. (Rabb Teala'ya dönüp Muhammed'in) ne söylediğini -O çok iyi bildiği halde- haber verdi. Bunun üzerine Allah Teala Hazretleri: "Ey Cebrail! Muhammed'e git ve ona söyle ki: "Biz seni ümmetin hususunda razı edeceğiz, asla kederlendirmeyeceğiz." |Müslim, İman 346,(202)|4362
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Faziletlerinin Mücmel Zikri|buharimüslimtirmiziebu davudnesai|İmran İbnu Huseyn|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra bunları takip edenlerdir, sonra da bunları takip edenlerdir." İmran (ra) dedi ki: "Kendi asrını zikrettikten sonra iki asır mı, üç asır mı zikretti bilemiyorum." Bu sonuncuları takiben öyle insanlar gelir ki kendilerinden şahidlik istenmediği halde şahidlikte bulunurlar, onlar ihanet içindedirler, itimad olunmazlar. Nezirlerde (adak) bulunurlar, yerine getirmezler. Aralarında şişmanlık zuhur eder." [Bir rivayette şu ziyade var: "Yemin taleb edilmeden yemin ederler."] |Buhari, Şehadat 9, Fezailu'l-Ashab 1, Rikak 7, Eyman 27; Müslim, Fezailu's-Sahabe, 214, (2535); Tirmizi, Fiten 45, (2222), Şehadat 4, (2303); Ebu Davud, Sünnet 10, (4657); Nesai, Eyman 29, (7, 17, 18)|4363
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Faziletlerinin Mücmel Zikri|tirmizi|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Beni gören veya beni göreni gören bir müslümana ateş değmeyecektir." |Tirmizi, Menakıb, (3857)|4364
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Faziletlerinin Mücmel Zikri|müslim|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ashabıma sebbetmeyin (dil uzatmayın). Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun (sizden) biri, Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir müdd'e hatta yarım müdd'e bedel olmaz." |Müslim, Fedailu's-Sahabe 221, (2540)|4365
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Faziletlerinin Mücmel Zikri|müslim|Ebu Musa|Resulullah (sav) ile beraber akşam namazı kılmıştık. Aramızda: "Burada oturup yatsıyı da onunla birlikte kılsak" dedik ve oturduk. Derken yanımıza geldi ve: "Hala burada mısınız?" buyurdular. "Evet!" dedik. "İyi yapmışsınız!" buyurdu ve başını semaya kaldırdı. Başını sıkça semaya kaldırdı ve şöyle buyurdu: "Yıldızlar semanın emniyetidir. Yıldızlar gitti mi, vaadedilen şey semaya gelir. Ben de Ashabım için bir emniyetim. Ben gittim mi, onlara vaadedilen şey gelecektir. Ashabım da ümmetim için bir emniyettir. Ashabım gitti mi ümmetime vaadedilen şey gelir." |Müslim, Fedailu's-Sahabe 207, (2531)|4366
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Faziletlerinin Mücmel Zikri|tirmizi|Büreyde|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir yerde ölen Ashabımdan hiçbirisi yoktur ki, kıyamet günü oranın ahalisine bir nur ve onlara (cennete şevkte) bir rehber olmasın." |Tirmizi, Menakıb (3864)|4367
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Faziletlerinin Mücmel Zikri|rezin|Said İbnu'l-Müseyyeb|Hz. Ömer (ra)'den naklediliyor: "Demişti ki: "Ben Resulullah (sav)'ı dinledim, buyurmuştu ki: "Ben, Rabbimden Ashabımın benden sonra düşeceği ihtilaf hakkında sordum. Bunun üzerine şöyle vahyetti: "Ey Muhammed! Senin Ashabın benim nezdimde, gökteki yıldızlar gibidir. Bazıları diğerlerinden daha kavidirler. Her biri için bir nur vardır. Öyleyse, kim onların ihtilaf ettikleri meselelerden birini alırsa, o kimse benim nazarımda hidayet üzeredir." Hz. Ömer der ki: "Resulullah (sav) (devamla) ilave etti: "Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz." [Rezin tahriç etmiştir. (Hadisin birinci kısmım Cami'u'us-Sağir'de Suyuti kaydeder (Feyzu-Kadir 4,76). İkinci kısmı da İbnu Abdu'l-Berr, Cami'ul-İlm'de kaydetmiştir (2,91)] |Rezin|4368
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|ebu davud|Said İbnu Zeyd|Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: "Ebu Bekr cennetliktir, Ömer cennetliktir, Osman cennetliktir, Ali cennetliktir, Talha cennetliktir, Zübeyr cennetliktir, Sa'd İbnu Malik cennetliktir, Abdurrahman İbnu Avf cennetliktir, Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah cennetliktir." (Ravi der ki: Zeyd) onuncu da sükut etti. Dinleyenler: "Onuncu kim?" diye sordular. (Bu taleb üzerine): "Said İbnu Zeyd!" dedi. Yani bu, kendisi idi. Zeyd sonra ilave etti: "Allah'a yemin ederim. Onlardan birinin Resulullah (sa} ile birlikte yüzü tozlanacak kadar bulunuvermesi, sizden birinin ömür boyu çalışmasından daha hayırlıdır, hatta ömrü, Hz. Nuh aleyhisselam'ın ömrü kadar uzun olsa bile." |Ebu Davud, Sünnet 9, (4648, 4649, 4650)|4369
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|tirmizi|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimde ümmetime karşı en çok merhametli olan kimse Ebu Bekr'dir. Onlar içinde Allah'ın emri hususunda en çok titiz olanı Ömer'dir. Haya cihetiyle en şiddetli olanı Osman'dır. (Davalarda) en isabetli hüküm vereni Ali'dir. Helal ve haramı en iyi bileni Muaz İbnu Cebel'dir, Feraizi en iyi bilen Zeyd İbnu Sabit'tir. Kur'an okumasını en iyi bileni Ubey İbnu Ka'b'dır. Her ümmetin bir emini vardır. Bu ümmetin emini Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah'dır. Ebu Zerr'den daha doğru sözlü olan birini ne gök gölgeledi, ne de yer taşıdı. O, verada Hz. İsa aleyhisselam gibiydi. Hz. Ömer (ra) (hased etmişçesine): "Yani biz bu hasletin onda olduğunu kabul edecek miyiz?" dedi. Resulullah (sav): "Evet Bu hasletleri onda var bilin!" buyurdular. |Tirmizi, Menakıb (3793, 3794)|4370
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|tirmizi|Huzeyfe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben aranızda ne kadar kalacağımı bilemiyorum. Benden sonra "iki'ye uyun" dedi ve Ebu Bekr ile Ömer'e işaret etti. (Sözlerine devam ederek): "Ammar'ın davranışlarını örnek alın. İbnu Mes'ud ne söylemişse tasdik edin" buyurdu. |Tirmizi, Menakıb, (3804)|4371
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|ebu davud|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Geceleyin (rüyamda) bana salih bir adam gönderildi. Sanki Ebu Bekr, Resulullah'a yamanmış gibiydi, Ömer de Ebu Bekr'e yamanmış gibiydi. Osman da Ömer'e yamanmış gibiydi." Cabir der ki: "Resulullah (sav)'ın yanından kalktığımız zaman dedik ki: "(Rüyanın yorumu şöyle olmalıdır): Oradaki salih kimse Resulullah'tır. Onların birbirlerine yamanmaları, Allah'ın, peygamberleriyle gönderdiği işin (dinin) sorumluları olmalarıdır." |Ebu Davud, Sünnet 9, (4636)|4372
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|buharimüslim|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben kendimi cennete girmiş gördüm. Derken Ebu Talha'nın hanımı Rumeysa ile karşılaştım (ra). Bir de hışırtı kulağına geldi. "Bu kimitn hışırtısı" dedim, "Bilal'in" dediler. Avlusunda bir cariye bulunan bir köşk gördüm. "Bu kime ait?" dedim. "Ömer İbnu'l-Hattab'ındır" dediler, içine girip bakmayı arzu ettim. Ancak senin kıskanç olduğunu hatırladım ve geri döndüm." Ömer, bu söz üzerine ağladı ve: "Sana karşı da mı kıskanç olacağım ey Allah'ın Resulü!" dedi. |Buhari, Ta'bir 31, 32, Bed'ü'l-Halk 9, Fezailu'l-Ashab 19, Nikah 107; Müslim, Fezailu's-Sahabe 21, (2395)|4373
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|tirmizi|Büreyde|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ey Bilal! Ne ile benden önce cennete girdin? Her ne zaman cennete girdiysem, her seferinde önümde senin hışırtını işittim. Dün gece de cennete girmiştim, önümde (yine) senin hışırtını duydum. Sonra altından şerefeler olan murabba bir köşke geldim. "Bu köşk kimin?" diye sordum. "Arapardan birinin!" dediler. Ben cevaben: "Ama ben de bir Arabım, (benim olmadığına göre) bu köşk kimin?" dedim. Bunun üzerine: "Kureyş'ten birinin!" dediler. Ben tekrar: "Ben de bir Kureyşliyim, bu köşk kimin?" dedim. Bu sefer: "Muhammed ümmetinden birinin." dediler. Ben de: "Muhammed benim, bu köşk kimin?" dedim. Bunun üzerine: "Ömer İbnu'l-hattab'ın" dediler (ra). Bunun üzerine Bilal: "Ya Resulullah! Her ezan okuyuşunda iki rek'at namaz kıldım. Her ne zaman hades vaki oldu ise derhal abdest tazeledim ve Allah'a iki rek'at namaz kılmayı üzerimde borç gördüm" dedi. Bilal'in bu açıklaması üzerine Aleyhisselatu vesselam: "İşte bu iki şey sebebiyle (cennete girmede benden evvel davranmış olmalısın" buyurdular. |Tirmizi, Menakıb, (3690)|4374
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|buharimüslimtirmizi|Amr İbnu'l-As|Resulullah (sav)'a sordum: "(Ey Allah'ın Resulü!) insanların hangisi size daha sevgilidir?" "Aişe" buyurdular. "Ya erkeklerden?" dedim "babası" buyurdular. "Sonra kim?" dedim. "Ömer" buyurdular ve başka bazı erkekler saydılar. |Buhari, Megazi 63; Müslim, Fezailu's-Sahabe 8, (2384); Tirmizi, Menakıb, (3879)|4375
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|tirmizi|Usame İbnu Zeyd|Ben Resulullah (sav)'ın yanında oturuyordum. Ali ve Abbas (ra) gelip (huzuruna girmek için) izin istediler. Aleyhisselatu vesselam: "Ne getirdiler biliyor musun?" buyurdular. "Hayır, bilmiyorum!" dedim. "Ama ben biliyorum, onlara izin ver" buyurdular. (İçeri aldım), onlar da girdiler. "Ey Allah'ın Resulü! Ehlinden hangisi sana daha sevgili? Sormaya geldik!" dediler. "Ehlimin bana en sevgili olanı, kendisine (hidayet ederek) Allah'ın nimetlendirdiği, (azad edip evlat edinmemle de) kendimin ikram etmiş olduğu kimsedir!" buyurdu ve Usame İbnu Zeyd (ra)'i zikretti. "Pekala sonra kim?" dediler. "Sonra Ali İbnu Ebi Talib!" buyurdular. Bunun üzerine amcası Abbas (ra): "Ey Allah'ın Resulü! Amcanı en sona bıraktın!" dedi. "Ali hicrette senden önce davrandı!" cevabını verdiler. |Tirmizi, Menakıb, (382l)|4376
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|buhariebu davudtirmizi|İbnu Ömer|Biz Resulullah (sav) zamanında insanları derecelendirir ve şöyle sıralardık: [Ümmet-i Muhammed'in, Resulullah (sav)'dan sonra en efdali] Ebu Bekr, sonra Ömer, sonra Osman. [Resulullah (sav) bu sıralamayı işitir] bize itiraz etmezdi (radıyallahu anhüm ecmain). |Buhari, Fezailu'l-Ashab 4, 7; Ebu Davud, Sünnet 8, (4627,4628); Tirmizi, Menakıb, (3707)|4377
FEZAİL BÖLÜMÜ|Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği|buhari|Enes|Üseyd İbnu Hudayr ve Abbad İbnu Bişr (ra) karanlık bir gecede Resulullah (sav)'ın yanında idiler. (Sohbet bitince) yanından ayrıldılar. Derken önlerinde iki nur peydah oldu. Yolları ayrıldığı zaman her birinin bir nuru vardı. |Buhari, Mesa'id 78, Menakib 28, Menakıbu'l-Ensar 13|4378
FEZAİL BÖLÜMÜ|Sahabelerden Bazılarının Faziletleri - Hz. Ebu Bekr (ra)|tirmizi|Aişe|Ebu Bekr (ra), Resulullah (sav)'ın yanına girmişti. Aleyhissalatu vesselam: "Müjde, (Ey Ebu Bekr!) Sen Allah'ın ateşten azad ettiği kimsesin!" buyurdular. İşte o günden itibaren Hz. Ebu Bekr, Atik (azadlı) diye isimlendirildi. |Tirmizi, Menakıb, (3679)|4379
FEZAİL BÖLÜMÜ|Sahabelerden Bazılarının Faziletleri - Hz. Ebu Bekr (ra)|ebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cebrail aleyhisselam yanıma gelerek elimden tuttu ve bana ümmetimin gireceği cennet kapısını gösterdi." Hz. Ebu Bekr atılıp: "Ey Allah'ın Resulü! Ben o sırada seninle olmayı ne kadar isterdim, ta ki ona ben de bakayım!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ebu Bekr, ümmetimden cennete ilk girecek kimse olman sana yetmez mi!" karşılığında bulundular. |Ebu Davud, Sünnet, 9, (4652)|4380
FEZAİL BÖLÜMÜ|Sahabelerden Bazılarının Faziletleri - Hz. Ebu Bekr (ra)|tirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Nezdimizde bir eli (ihsanı) bulunan hiç kimse yoktur ki, o ihsan sebebiyle biz ona (misliyle veya daha fazlasıyla) karşılıkta bulunmayalım. Ancak Ebu Bekr bundan hariç. Çünkü onun nezdimizde yardımı varsa da, onun karşılığını Kıyamet günü ona Allah verecektir. Bana Ebu Bekr'in malı kadar kimsenin malı faydalı olmadı. Ben müslüman olmasını teklif ettiğim herkesten bir zorluk gördüm, Ebu Bekr hariç. Zira o teklifim karşısında hiç tereddüd etmeden kabul etti. Eğer kendime bir dost (halil) ittihaz etseydim, mutlaka Ebu Bekr'i dost edinirdim. Haberiniz olsun, arkadaşınız Allah Teala'nın dostu (halilullah'tır)." |Tirmizi, Menakıb, (3662)|4381
Dostları ilə paylaş: |