İslam ve Cinsiyet Farklılıkları



Yüklə 2,13 Mb.
səhifə47/77
tarix12.08.2018
ölçüsü2,13 Mb.
#69829
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   77

Yedinci Bölüm Politika


Siyaset arenası, cinsiyet ayrımını en çok ve en açık şekilde sürekli ortaya koyan sosyal yaşam alanlarından biridir. Siyasi iktidarın zirvesine ulaşan kadınlar, sadece geçmişte değil, çağımızda da istisna sayılır ve hâla dünya genelinde siyasi resmi kurumlarda ve karar mekanizmalarında kadın temsilci sayısı seyrektir. Bunun dışında oy hakkı ve parti kurma gibi diğer bazı siyasi katılım göstergelerinde de kadınların hakkının tanınması üzerinden uzun zaman geçmiyor. Dolayısıyla resmi siyasetin, her zaman erkeksi bir faaliyet olduğu söylenebilir. W. Brown bu konuda şöyle diyor:

“Tarih boyunca siyaset, insanların diğer faaliyetlerine nazaran daha çok erkeklere özel bir kimlik arz etmiş, diğer faaliyet alanlarına nazaran özel olarak erkeklerle sınırlı olmuş ve birçok sosyal faaliyete oranla daha şiddetli bir şekilde erkeksi bir faaliyet haline gelmiştir.”[1]

Şimdi bu bölümde, kadın ve siyaset konusunun bazı boyutlarını ele alacağız ki belli başlı eksenlerini şöyle sıralayabiliriz:

İslam’ın kadınların siyasi katılımına bakışı, kadınlar ve oy hakkı ve son olarak kadınların siyasi iktidar mevkilerine erişmesi.

İlk eksende detaylara girmeksizin hemen İslam’ın genel bakışını açıklayacak; diğer eksenlerde meseleyi daha detaylı irdelemeye çalışacağız.

[1]       Friedman; Feminizm, s.44

1. İslam’ın Kadınların Siyasi Katılımına Bakışı


Müslüman düşünürlerin kadınların siyasi katılımı ile ilgili görüş ayrılığı bir yana, İslam’ın kadınların siyasi katılımını caiz gördüğü ilkesi, tartışma götürmez.

Kur’ân-ı Kerim hiç kuşkusuz siyaset arenalarında da cereyan eden emr-i maruf ve nehy-i münker gibi genel görevi, kadın ve erkekler için sabit olarak görmüştür.[1] Dolayısıyla Müslüman kadınlar ve erkekler, kesin hakları olmasının yanında, söylemek ve yazmak ve gerektiği yerlerde pratikte harekete geçmek sureti ile yetkililerin siyasi sapkınlarını önlemek ve onları doğru yola ve Allah’ı hoşnut edecek kararlara yönlendirmekle yükümlüdür.

İranlı kadınların din âlimlerinin onayı ile gerçekleşen, Şah rejimi aleyhtarı yürüyüşlere ve mücadele sürecine milyonluk katılımını bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

Açıktır ki, söz konusu görev sadece zâlim ve gayri meşru hükümdarların hâkimiyet dönemleri ile sınırlı değil, aynı zamanda İslamî hükümetlerin kurulduğu dönemler için de geçerlidir.[2]

Bir nevi denetim ve kontrol mekanizmasını çağrıştıran emr-i maruf ve nehy-i münker görevinin dışında, kadınların siyasi katılımı için dinî metinlerde diğer bazı yönlere de vurgu yapılmıştır ki, bunları da nasihat başlığı altında sıralamak mümkündür.

Müslüman liderlerin iyiliğini isteme bağlamında; Müslümanların, imamlarını nasihat etmesi, ister kadın ister erkek, bütün halk kesimlerinin dinî görevi sayılmıştır.[3] Nitekim nasihat ve tüm Müslümanların hayır ve maslahatını istemek de her Müslüman’ın görevi sayılır.[4]

Nasihat sözcüğü kavramının kapsamı, Müslümanların önderine mal ve canla destek vermekten, onlara fikrî ve bilgi açısından istişare verme ve belki de ümmetin önderlerinin gözünden kaçan veya kasıtlı olarak kaçırılan konuları ikaz ve hatırlatma şeklinde desteklemeye ve yine Müslümanların bireysel ve toplumsal maslahatlarının gerçekleşmesi yönünde çok yönlü çaba sarf etmeye kadar birçok alanı kapsar.

İslam tarihine şöyle bir göz attığımızda, kadınların siyasi katılımı ile ilgili pek çok örneğe rastlarız ki bunlar, bu konuda her türlü şüpheyi ortadan kaldıracak niteliktedir. Örneğin Asr-ı Saadet’te Müslüman kadınlar birkaç kez Hz. Peygamber (s.a.a) ile biat etmiştir. Bunların hepsi siyasi mahiyetli biat değildi, ama en azından bazıları siyasi eylemdi. Örneğin Hz. Peygamber (s.a.a) Medine’ye hicret etmeden önce bu kentin İslam dinini yeni benimsemiş bazı insanları Mekke’de gizlice o hazretle biat etti ki bu hareket “İkinci Akabe” biati olarak ün yaptı. Bu grup yetmiş küsur kişiden oluşuyordu ki aralarında Nesibe ve Esma adında iki kadın da vardı[5] ve İslam’ı ve Resulullah’ın (s.a.a) canını kendi canları pahasına savunma bağlamında o hazretle biat ettiler.[6]

Yine bu konuda, kadınların İmam Ali (a.s) hükümeti döneminde siyasi katılımlarına değinmek mümkündür: Bu da savaşlarda sipahilere moral vermek üzere İmam’ın ordusuna eşlik etme, düşman cephesinden bilgileri o hazrete ulaştırma ve Cemel Savaşı’nın çıkmasını önlemeye çalışma gibi çeşitli şekillerde yaşandı.[7]

Ancak kadınların -özellikle Şia fıkhı açısından istinat edilebilecek kadınların- siyasi katılımının en bariz örneği, Hz. Fatıma’nın (a.s), Resulullah Efendimizin (s.a.a) vefatından sonra velayet ilkesini savunma yolunda yaptığı siyasi faaliyetler ve başta Hz. Zeyneb (a.s) olmak üzere Kerbela faciasından geriye kalan kadınların fasık Emevî iktidarı hakkındaki ifşaatıdır.

Sonuçta kadınları her türlü siyasi ilgiden sakındıran ve onları sırf kişisel ve ailevi işlerle ilgilenmekle kısıtlayan genel ve özel alanların ayrımı ile ilgili radikal algılama, İslam açısından onaylanan bir durum değildir.

Buna göre, İslamî toplumlarda kadınların siyasi katılımı için dinî ve kültürel zemin hazırdır ve bu konuda önemli yollardan biri, toplumun siyasi açıdan benimseme yeteneğinin (aile, eğitim, medya... boyutları gibi) çeşitli boyutlarından yararlanmaktır. Böylece ve elzem olarak genç kızların ve erkeklerin toplum tarafından benimsenme modellerini de hatta çocukluk çağında siyasi görüşlerinin şekillenmesini ve güçlenmesini kapsayacak şekilde geliştirmek gerekir.

Kadınların İslam ilkelerine de uygun görünen siyasi katılımlarının gerçekleşmesi için izlenebilecek bir başka yöntem, kadınlara özgü teşekküllerin ve partilerin kurulmasıdır. Bu teşekküller siyasi faaliyetlere en azından iki yönden çeki düzen verebilir: Birincisi, bölgesel, milli ve küresel meselelerle ilgili siyasi karar süreçlerini etkileyebilir. İkincisi, kadınlara özel sorunlar ve meselelere yönelik genel bilgi ve hassasiyetleri arttırarak bu sorunların çözümü için uygun çözümler üretebilir.

Bu tür yöntemlerin uygulanması halinde artık kadınların siyasi bilinç ve algılama gücünün en düşük düzeyde olduğu durumlarda bile siyasi tepkilerinin, açıkça baba, koca veya erkek kardeşlerinin görüşüne göre geliştiği durumlara şahit olmayız. Bilakis, etkileme yönü tersi istikamette ve genel manada karşılıklı olur. Nitekim Asr-ı Saadet tarihinde kadınların erkeklerin siyasi davranışları üzerinde etki ve nüfuzu hakkında birçok örneğe rastlamaktayız.

Buna karşın İslam dini kadın ve erkek için farklı sosyal görevler belirlediğinden, iki cinsin siyasi katılımı için de aynı modeli sunmamış ve bazen kadınların siyasi katılımına elzem veya tercihli kısıtlamalar getirmiştir, bunları da daha ileriki eksenlerde tartışacağız.

[1]       “Mümin erkekler ve mümin kadınlar, birbirlerinin velileridirler (dost ve koruyucularıdırlar); iyiliğe emreder ve kötülükten sakındırırlar.” Tevbe, 71

[2]       Bazı rivayetlerde bu söylediğimiz şeyle görünüşte çelişki içerisinde olan bir ifade geçmiştir. Bu rivayetlerde Resul-i Ekrem (s.a.a) ve bazı Ehlibeyt İmamlarından şöyle nakledilmiştir: “Kadınlar sizi iyiliğe emrederlerse, sizi kötülüğe emretmeden önce onlara karşı davranın.” Vesailu’ş-Şia, c.14, Mukaddimatu’n-Nikâh babları, 94. bab, s.128. Fakat açıktır ki bu rivayetlerin baş kısmının zahirine dayanılamaz. Çünkü Tevbe Suresinin 71. ayetinin delaleti ile çelişmektedir. Oysa usul ilminde, Kur’ân’a aykırı olan rivayetlerin itibarsız olduğu kuralı ispatlanmıştır. Dolayısıyla, bu rivayetleri bir kenara bırakmamız veya farklı bir şekilde izah etmemiz gerekmektedir. Üçüncü bölümde, “Erkeğin Kadına İtaati” konusunda onlar için bir izah yapılmıştır

[3]       Biharu’l-Envar, c.27, s.67-72

[4]       age. c.72, s.65-66; Muhammedî Reyşehrî, Mizanu’l-Hikme, c.10, s.54-56

[5]       İbn Kesir, el-Bidayet-u ve’n Nihaye, c.3, s.195; Biharu’l-Envar, c.15, s.370 ve c.19, s.24

[6]       İbn Haldun, Tarih-i İbn Haldun, c.2, s.291

[7]       Ayetullahî, Zen, Din, Siyaset; s.54-58


Yüklə 2,13 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin