İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə1091/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   1087   1088   1089   1090   1091   1092   1093   1094   ...   1221
Bir atıf notu:

-Temessül-ü ervah, bak: 600.p.

qqTEMİZLİK t7i[W# : (Bak: Nezafet)

3743- qqTEMSİL u[CW# : Bir şeyin aynısını veya mislini yani benzerini yapmak. *Benzetmek. Teşbih etmek. *Örnek, nümune söz. (Bak: Kinaiyat, Müteşabihat, Temessül, Teşbih)

«Temsilin hasiyeti olan aklî bir şeyi, hissî bir şeyle ve aslı olmayan mev­hum birşeyi muhakkak ve mevcud olan bir şeyle ve gaib olan birşeyi, hazır bir şeyle tasvir etmektir.» (İ.İ. 169)



3744- Temsil, Cenab-ı Hakk’ın zatında değil, ancak şuunatında vardır. «Evet bütün kâinatı bir saray, bir ev gibi muntazam idare eden ve yıldızları zerreler gibi hikmetli ve kolay çeviren ve gezdiren ve zerratı muntazam me­murlar gibi istihdam eden Zat-ı Akdes-i İlahî’nin şeriki, naziri, zıddı, niddi olmadığı gibi

(42:11) ­h[¬M«A²7~ ­p[¬WÅK7~ «Y­;«— °š²|«- ¬y¬V²C¬W«6 «j²[«7 sırrıyla sureti, misli, misali, şebihi dahi olamaz.

Fakat (30:27) ­v[¬U«E²7~ ­i<¬i«Q²7~Y­;«— ¬Œ²‡«ž²~«— ¬€~«Y«WÅK7~ |¬4 |«V²2«ž²~ ­u«C«W²7~ ­y«7«— sırrıyla, mesel ve temsil ile şuunatına ve sıfat ve esmasına bakılır. Demek mesel ve temsil, şuunat nokta-i nazarında vardır.» (L:101)

Evet «Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan, hakikatları beyan ederken; çok zaman darb-ı mesel ile tabir edip serd-i kelâm eder. Bunun sırrı ise; çünkü hakaik-i mücerrede-i İlâhiye daire-i mümkinatta misallerin ayna ve kayıtlarında mütemessildir. Bir mümkin-i miskin olan insan ise, daire-i imkânda mütecelli olan misallere bakarak o emsalin arkalarında daire-i vücubun şuaatını müla­haza edebilir.

Evet |«V²2«ž²~ ­u«C«W²7~ ¬y±ÁV¬7«— (16:60) buna işaret eder.» (M.Nu. 213) Kur’an (25:33) âyeti de manaca alâkalıdır.

3745- «Temsiller, mühür veya imzalar gibi tasdik ve isbat içindir. Nasılki yazılan bir şey mühürlenmekle tasdik edilmiş olur; aynen bunun gibi, söyle­nilen bir söz de, bir misal ile tasdik ve isbat edilmiş olur. Yahut (2:26) «¬h²N«< ²–«~ ile paranın darbına ima edilmiştir. Yani temsillerin darbı ve darb-ı meseller, sikkenin darbı kadar kelâma kıymet veriyor. Yani nasıl ki sikke; gümüş ve altına kıymet veriyor, darb-ı meseller de kelâmlara o nisbette kıy­met ve itibar veriyor. Ve bu işaretle, vehimleri defetmek için temsillerin gü­zel bir vasıta olduklarına ve temsillerin bid’a olmayıp belagat sahasında işler ve güzel bir cadde olduğuna ima edilmiştir.» (İ.İ. 168)

3746- «Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan, hakikatları durub-u emsal ile beyan ediyor. Çünki daire-i uluhiyete ait hakaik-ı mücerrede, daire-i mümkinatta, ancak misaller ile temessül ve tavazzuh eder. Mümkün ve miskin olan insan da, daire-i imkânda misallere bakarak, fevkinde bulunan daire-i vücubun şuunatını, ahvalini düşünür.» (M.N. 106)

«Evet Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan, çok hakaik-ı gamızayı nazar-ı umumiyi okşayacak, hiss-i ammeyi rencide etmiyecek, fikr-i avamı taciz edip yormıyacak bir surette basitane ve zahirane söylüyor, ders veriyor. Nasıl bir çocukla konuşulsa, çocukça tabirat istimal edilir.

Öyle de: ¬h«L«A²7~ ¬ÄY­T­2 |´7¬~ °}Å[¬Z´7¬~ °€«žÇi«X«# denilen mütekellim üslubunda, muhatabın derecesine sözüyle nüzul edip öyle konuşan esalib-i Kur’aniye, en mütebahhir hükemanın fikirleriyle yetişemediği hakaik-ı gamıza-i İlahiye ve esrar-ı Rabbaniyeyi müteşabihat su­retinde bir kısım teşbihat ve temsilat ile en ümmi bir amiye ifham eder. Me­selâ: (20:5) >«Y«B²,~¬Š²h«Q²7~|«V«2 ­w«W²&Åh7«~ bir temsil ile, rububiyet-i İlahiyeyi saltanat misalinde ve âlemin tedbirinde mer­tebe-i rububiyetini, bir Sultanın taht-ı saltanatında durup icra-yı hükümet et­tiği gibi bir misalde gösteriyor.» (S.390)


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1087   1088   1089   1090   1091   1092   1093   1094   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin