41l- qqBEKÂR ‡_U" : Hiç evlenmemiş, zevcesi olmayan adam. *Taşralı olup, büyük bir şehirde ailesiz yaşayan adam. (Bak: Ahmed-i Bedevî, Ashab-ı Suffa, Bayezid-i Bistamî, Nikah, Rabia-yı Adeviye, Taaddüd-ü Zevcat, Vakf-ı Hayat)
Bekârlık, dinin gösterdiği şartlar ve dine uygun maksad için meşruiyet kazanabilir. Yoksa bir aileye bağlanmaktansa, her türlü günahlar içinde serbestlik kazanmak için bekâr kalmak düşüncesi bâtıldır.
Hadis kitablarının Kitab-ün Nikâh kısmının evlenmeyi tergib eden bablarında, evlenme şartlarına sahip olan kimselerin evlenmelerini ve evlenme şartlarına sahip olmayanların da oruç tutmalarını tavsiye eden ve çoğu birbirinin aynı olan üç-beş kadar hadis vardır. Ezcümle: Buhari 67. Kitab-ün Nikâh l. bab; Müslim Kitab-ün Nikâh l. bab; İbn-i Mace Kitab-ün Nikâh l. babı örnek verilebilir. Kitab-ün Nikâh’ın diğer pek çok olan babları ise, nikâhın şer’î ahkâmını beyan ederler ve şeriat kitablarında bunların amelî şekli gösterilir.
Nikâhın yani evlenmek meselesinin hükmü hakkında imamlar ve büyük İslâm âlimlerinin hayli izahları vardır.
Nikâhta, umumiyet itibariyle iki cihet, yani cemiyet ve ferdin durumu nazara alınmıştır ve alınmalıdır. İslâmî hayatın yaşandığı, fitnelerin bulunmadığı ve kazançların helâl olduğu, gizli ve âşikâr din düşmanlarının güçsüz bırakıldığı kuvvetli İslâm cemiyetlerinde nikâh istihsan edilirken; fitneye düşmüş, helâl kazanç zorlaşmış, ahlâksızlık ve günahlar umumileşmiş, dinin muhafazasına fedakârane çalışmak en büyük vazife haline gelmiş olan cemiyetlerde ise, nikâh yani evliliğe teşvik görülmemektedir. Ezcümle:
41l/1- Deylemî’den (R.A.) mervi bir hadis şöyledir:
¯f«7«— ««— ¯}«%²—«i¬" y²V¬R²L< ²v«7«— ¬y¬K²S«X¬7 ˜_«X«B²5¬~ ~®f²A«2 yÁV7~ Å`«&«~ ~«†¬~
Yani: “Allah bir kulunu severse o kulu, Zât-ı Uluhiyetine (dinine) hizmet için seçer, (dünyevî iştihalardan) imsak ettirir. O kulu, kadın ve evlad ile meşgul ettirmez.” Bu durum, bilhassa hicretin 200. senesinden sonra içindir. Çünkü “200 senesinden sonra en hayırlınız, zevce ve veledi olmamakla yükü hafif olanınızdır” mealinde de hadis vardır. Bu hadis ile, “İzdivaç ediniz, çoğalınız. Ben kıyamette sizin (sünnete bağlı ve keyfiyetli) çokluğunuzla (Bak: 1974.p.) iftihar edeceğim” mealindeki hadis arasında zıddiyet yoktur.” (Levami-ul Ukul Şerhi, ci: l, sh: 173)
Nitekim bu husus, bir önceki pragrafta bir nebze izah edilmiştir. Mezkûr hadis; Keşf-ül Hafa hadis: 185 ve R.E. ci: l, sh: 25’de de geçer. Aynı eserin aynı sahifedeki diğer iki hadis meâli de şöyledir: “Allah bir kulu sevdiğinde, onu dünyadan korur.” “Allah bir kulu sevdiğinde, ona dünya işlerini kapar, âhiret işlerini ise açar.”
Bir rivayette de: Kişinin hamiyeti dünya olursa, meşgalelerinin artırılacağı, âhiret olursa, azaltılacağı haber verilir. (R.E.104)
Bediüzzaman Hazretleri de bu mânâyı te’yiden şöyle der:
«Hizmet-i Kur’aniyede bulunana, ya dünya ona küsmeli veya o dünyaya küsmeli. Tâ ihlâs ile, ciddiyet ile hizmet-i Kur’aniyede bulunsun.» (L.42)
«Cenab-ı Hak bir abdini severse, dünyayı ona küstürür; çirkin gösterir.» (M.278)
«... Evet, Cenâb-ı Hak (C.C.) bir abdini severse, dünyanın süs ve zinetlerini ona sevdirmez. Belki bela ve musibetlerle ona kerih gösterir.» (M.Nu. 193)
412- Şafiî fıkhına ait Büceyrimî adlı kitabda şu hükümler var:
Hadiste vardır ki:
Ŭ~ ¬y[¬4 }«L[¬Q«W²7~ Ä_«X# « °–_«8«ˆ ¬‰_ÅX7~ |«V«2 |¬#²_«<
}«"—iQ²7~ ¬aÅV& –_«8Åi7~ «t¬7«† «–_«6 ~«†¬_«4 ¬}«[¬M²Q«W²7 _¬"
Yani: «Öyle bir zaman gelecek ki; maişet o zamanda ancak günah işlemekle elde edilebilir. İşte o zaman bekârlık helâl olur.»
«Yine Peygamber (A.S.M.) buyurmuştur:
¬}ÅV& ²f«T«4 ®}«X«, «–Y9_«W«$«— ®?¶_¬8 |¬BÅ8~ |«V«2 |«#«~ ~«†¬~
¬Ä_«A¬D²7~ ¬‰ÎΗ‡ |«V«2 `Ç;«hÅB7~«— }«7²iQ²7~«— }«"—iQ²7~
Yani “Ümmetim üzerine 180 sene geçtikten sonra bekârlık, uzlet ve dağların başına çıkıp ibadetle meşgul olmak helâl olur.”
Bu iki hadisi; Nur suresinden (24:32) ²vU²X¬8 |«8_«<«²~ ~YE¬U²9~«— âyet-i kerimesinin tefsirinde “Keşşaf” nakletmiştir. Ve yine bu iki hadis, Ruh-ul Beyan Tefsirinin 2. cild, sayfa: 766’da “Kevaşi” tefsirinden nakledilmiştir. Hem İbrahim Hakkı Hazretlerinin Marifetname’sinde de mezkûrdur.
Aynı mevzudaki diğer hadislerden birkaçı da şöyledir:
¬yÁV7~ «ÄY,«‡_«< «u[¬5 ¬±†_«E²7~ ¬r[¬S«' Çu6 ¬w²[«#¶_¬W²7~ «f²Q«" ²v6h²[«'
y«7 «f«7«— ««— y«7 «u²;«~ « >¬gÅ7«~ «Ä_«5 Ó¬±†_«E²7~r[¬S«F²7~ _«8«—
Yani: “İkiyüz yılından sonra sizin hayırlınız her “hafif-i haz”dır. Denildi ki: “Yani Resulallah hafif-il haz nedir?” Buyurdu ki: Ailesi ve çocuğu olmayandır.” (30)
¬±†_«E²7~ ¬r[¬S«' Çu6 ¬–_«8Åi7~ «t¬7«† ¬u²;«~ u«N²4«~ °–_«8«ˆ ¬‰_ÅX7~ |«V«2 |¬#²_«<
¬Ä_«[¬Q²7~ u[¬V«5 «Ä_«5 ¬±†_«E²7~ r[¬S«' _«8 ¬yÁV7~ «ÄY,«‡ _«< «u[¬5
Yani: “İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, o zamanki halkın efdali “hafif-ül haz” olanıdır. Denildi ki: “Ya Resulallah hafif-ül haz nedir?” Buyurdu ki: Çoluk çocuğu az olanlardır.” (31)
Diğer bir rivayette: ¬w²<«‡_«K«[²7~ f«&«~ ¬Ä_«[¬Q7~ }ÅV¬5
Yani: “Aile efradının azlığı, iki zenginlikten biridir” diye buyurulur. (H.G. hadis:261 ve K.H. hadis:1888)
Dostları ilə paylaş: |