İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə193/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   189   190   191   192   193   194   195   196   ...   1221
563-qqCEVŞEN-ÜL KEBİR h[AU7~ w-Y% : Büyük zırh, *Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (A.S.M.) vahiyle gelen en azîm ve en mühim bir münacatın ismi­dir. (Bak: Dua)

«Binbir esma-i İlahiyeye sarihan ve işareten bakan; ve bir cihette Kur’andan çı­kan bir hârika münacat olan; ve marifetullahta terakki eden bütün âriflerin müna­catlarının fevkinde bulunan; ve bir gazvede “Zırhı çıkar, onun yerine bu Cevşen’i oku” diye Cebrail vahiy getiren “Cevşen-ül Kebir” münacatı içindeki hakikatlar ve tam tamına Rabbine karşı tavsifler, Mu­hammed’in (A.S.M.) risaletine ve hakkaniye­tine şahadet eder.» (Ş.625)

Evet «Cevşen-ül Kebir ile, öyle bir marifet-i Rabbaniye ile, öyle bir dere­cede Rabbini tavsif ediyor ki; o zamandanberi gelen ehl-i marifet ve ehl-i velayet, telâhuk-u efkâr ile beraber, ne o mertebe-i marifete ve ne de o de­rece-i tavsife yeti­şememeleri gösteriyor ki; duada dahi onun misli yoktur. Ri­sale-i Münacat’ın ba­şında, Cevşen-ül Kebir’in doksandokuz fıkrasından bir fıkrasının kısacık bir meali­nin beyan edildiği yere bakan adam, Cevşen’in dahi misli yoktur diyecek. » (Ş.129)

«Evet o münacat, doksandokuz ukdeyi müştemil olup, herbir ukde sarihan veya zımnen oniki cevahir-i tevhidiyeyi tazammun etmektedir. Çünki meselâ, tayin makamında bir isim, mutlak bir vasıf ile çağrıldığı zaman, el­bette onda yalnız o sı­fatın hâkim olduğuna ve inhisarının altında bulundu­ğuna delâlet eder. Meselâ °v¬¶<~«…«_< denildiği zaman mânası şöyle olur ki: “Ey âlemde ondan başka dâim olma­yan Allah! Yalnız sen dâimsin.”» (M.Nu.423)



564- «Hem meselâ, Kur’anın hakiki ve tam bir nevi münacatı ve Kur’andan çı­kan bir çeşit hülasası olan Cevşen-ül Kebir namındaki müna­cat-ı Peygamberî’de (A.S.M.) yüz defa

¬‡_ÅX7~ «w¬8 _«X¬±D«9«— _«9¬h²%«~«— _«X²M¬±V«' ­–_«8«ž²~ ­–_«8«ž²~ «a²9«~ ެ~ «y«7¬~ «ž _«< «t«9_«E²A­,

cümlesinin tekrarında, tevhid gibi kâinatça en büyük hakikat ve mahlukatın rububiyete karşı tesbih ve tahmid ve takdis gibi üç muazzam vazifesinden en ehemmiyetli bir vazifesi ve şekavet-i ebediyeden kurtulmak gibi nev-i insa­nın en dehşetli meselesi ve ubudiyet ve acz-i beşerin en lüzumlu neticesi bulunması cihe­tiyle binler defa tekrar edilse yine azdır.» (Ş.246)

Bir atıf notu:

-Cevşen-ül Kebir’in sevabı hakkında vesveseli suale cevab, bak: 3367.p.

Cevşen-ül Kebir, matbu Mecmuat-ül Ahzab eserinin 3. cildin 231. sahi­fesinden alınarak, İstanbul Cağaloğlu semtinde bulunan Sözler Yayınevi ile Envar Neşriyat tarafından basılıp neşredilen Hizb-ül Hakaik-ı Nuriye isimli eserin içindedir.




Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   189   190   191   192   193   194   195   196   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin