İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə25/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   1221
İki atıf notu:

- Adalet-i İlahiye ile Cehennem cezasının muvafakatı, bak: 500-503.p.lar.

- Kaderin adaleti, bak: 126,161.p.sonu, 370, 450, 582, 1196, 3227.p.lar.

82- Hem kâinatı ihata eden İlahî adaletin icrasında manevi bir lezzet ve mem­nuniyet vardır. «Meselâ: adaletperver, ihkak-ı hakkı sever ve ondan zevk alır bir hâ­kim, mazlumların haklarını vermekten ve mazlumların teşek­kürlerin­den ve zalimleri tecziye etmekle mazlumların intikamlarını almaktan nasıl memnun olur, bir zevk alır. İşte Hakim-i Mutlak ve Âdil-i Bilhak ve Kahhar-ı Zülcelal, değil yalnız cin ve inste belki bütün mevcudatta ihkak-ı haktan, yani herşey’e hakk-ı vücudu ve hakk-ı hayatı vermekten ve vücud ve hayatını müte­cavizlerden muhafaza etmekten ve dehşetli mevcudları, teca­vüzlerden tevkif ve durdurmaktan, hususan mahşerde ve dar-ı âhirette cin ve insin muhakemesinden başka bütün zihayata karşı tecelli-i kübrâyı adl ve hikmetten gelen maâni-i mukaddeseyi kıyas edebilirsin.» (S.624)

83- İşte gel, Güneş ile muhtelif oniki seyyarenin müvazenelerine bak. Acaba bu müvazene, Güneş gibi, Adl ve Kadir olan Zat-ı Zülcelal’i göster­miyor mu? Ve bil­hassa seyyarattan olan gemimiz yani Küre-i Arz, bir senede yirmi dört bin senelik bir dairede gezer, seyahat eder. Ve o hârika sür’atiyle beraber zeminin yüzünde di­zilmiş, istif edilmiş eşyayı dağıtmıyor, sarsmıyor, fezaya fırlatmıyor. Eğer sür’ati bir parça tezyid veya tenkis edilseydi, sekene­sini ha­vaya fırlatıp fezada dağıtacaktı. Ve bir dakika, belki bir saniye müvazenesini bozsa, dünyamızı bozacak; belki başka­sıyla çarpışacak, bir kı­yameti koparacak. Ve bilhassa zeminin yüzünde nebatî ve hayvanî dörtyüz bin taifenin tevellüdat ve vefiyatça ve iaşe ve yaşayışca rahimane müvazeneleri; ziya Güneşi göster­diği gibi, bir tek Zat-ı Adl ve Rahim’i gös­teriyor. Ve bilhassa o hadsiz milletle­rin hadsiz efradından bir tek ferdin âzası, cihazatı, duy­guları o derece hassas bir mizanla birbiriyle münasebetdar ve müvazenettedir ki; o tenasüb, o müvazene, bedahet derecesinde bir Sâni-i Adl ü Hakim’i gösteriyor...

Ve İsm-i Adl’in cilve-i âzamından gelen kâinattaki adalet-i tamme, umum eşya­nın müvazenelerini idare ediyor. Ve beşere de adaleti emrediyor. Sure-i Rahman’da

 ¬–~«i[¬W²7~|¬4~²Y«R²B«# Ş«~  «–~«i[¬W²7~ «p«/«—«— _«Z«Q«4«‡ «š_«WÅK7~«—

(55:7,8,9)  «–~«i[¬W²7~ ~—­h¬K²F­# «ž «— ¬n²K¬T²7_¬" «–²ˆ«Y²7~ ­v[¬5«~«—

âyetindeki dört mertebe, dört nevi mizana işaret eden dört defa “mizan” zik­ret­mesi, kâinatta mizanın derece-i azametini ve fevkalâde pek büyük ehem­miyetini gösteriyor. Evet, hiçbir şeyde israf olmadığı gibi, hiçbir şeyde de hakiki zulüm ve mizansızlık yoktur. Ve İsm-i Kuddüs’ün cilve-i âzamından gelen tanzif ve nezafet, bütün kâinatın mevcudatını temizliyor, güzelleştiri­yor. Beşerin bulaşık eli karışma­mak şartıyla, hiçbir şeyde hakiki nezafetsizlik ve çirkinlik görünmü­yor!..

İşte, hakaik-i Kur’aniyeden ve desatir-i İslâmiyeden olan “adalet, iktisad, neza­fet” hayat-ı beşeriyede ne derece esaslı birer düstur olduğunu anla. Ve ah­kâm-ı Kur’aniye ne derece kâinatla alâkadar ve kâinat içine kök salmış ve sar­mış bulundu­ğunu.. ve o hakaikı bozmak, kâinatı bozmak ve suretini de­ğiştirmek gibi mümkün olmadığını bil!..» (L.309) (Bak: Mizan)




Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin