Bir atıf notu:
-Bu zamanda irşad müdellel olmalı, bak: 1706.p.
762- «Kelâmın hayatlanması ve neşv ü neması; manaların tecessümüyle ve cemadata nefh-i ruh etmekle bir mükâleme ve mübahaseyi içlerine atmaktır. Şöyle : Deveran ile tabir olunan vücutta ve ademde iki şeyin mukarenetiyle biri ötekisine illet ve me’haz ve menşe’ zannolunması olan itikad-ı örfi üzerine müesses olan mağlata-i vehmiye üstüne mebni olan kuvve-i hayalden neş’et eden sihr-i beyanıyla sehhar gibi cemadatı hayatlandırır, birbiriyle söyletir. İçlerine ya adaveti veya muhabbeti atar. Hem de manaları tecesüm ettirir, hayat verir, içinde hararet-i gariziyeyi derceder.
Eğer istersen gürültülü menzil ıtlakına şayeste olan bu beyte gir:
>¬‡²f«.|¬4‰ Ì_«[²7~ «— Ä_«8³²~ v¬M«B²F«#«— ¬y¬V²O«8 ¬a²E«#²w¬8 ¿«Ÿ²'¬²~ |¬X[¬%_«X<
Yani: “Mumatala-i Hak perdesi altında hulf-ül va’d benimle konuşuyor. Der. Aldanma!... Onun için sinemde ümidlerim ye’s ile kavgaya başladılar, o mütezelzil hane olan sadrımı harab ediyorlar.” Göreceksin nasıl şair-i sâhir emel ve ye’si tecsim etmekle hayatlandırarak nemmam olan ihlafın fitnesiyle bir muharebe ve muhasamayı temsil eyledi. Güya sinematoğraf gibi bu beyt senin aklına rüya görünüyor. Evet bu sihr-i beyanî bir nevi tenvim eder.» (Mu. 79)
Dostları ilə paylaş: |