758- Ecel hakkında Kur’andan birkaç not:
-(Levh-i Ezelî’de) ecel takdim te’hir olunmaz: (7:34) (10:49) (15:5)(16:61) (23:43) (63:11)
-Semavat ve bütün içindeki ecramın birer ecel-i müsemması vardır: (13:2) (31:29) (35:13) (39:5) (46:3) (Semavatın ecel-i fıtrîsi, bak: 2015.p.)
-Allah mükelleflerin şerlerini, dünyada lihikmetin bir imtihan müddeti olarak bir ecel ile tehir eder: (10:11) (35:45)
Atıf notları:
-Her ümmetin bir eceli vardır, bak: 3907.p.
-Birr ü hayr ömrü artırır, bak: 3186.p.
759- qqEDEB …~ : Terbiye. Kavlen fiilen insanlara lütuf ile muamele etmek. Güzel ahlâk. Usluluk. Haya. * Ist. Sünnet-i Resul’e (A.S.M.) uygun hareket etmek. * Utanılacak şeylerden insanı koruyan meleke; kuvve-i rasiha-i nefsiye. * Edebiyat ve ondan bahseden ilim. (Bak: Adâb)
760- qqEDEBİYAT _["…~ : Düşünce, duygu veya herhangi bir hakikatı veya herhangi bir fikri yazı veya sözle, manzum veya nesir halinde güzel şekilde ifade sanatı. Bu sanatla uğraşan ilim kolu. * Edebiyata ait yazıları toplayan kitab. (Bak: Belâgat, Beyan, Cevamiü-l Kelim, Cezalet, İlm-i Bedi’, Kıraat, Lisan)
760/1- Edebiyat, tesirli ve güzel ifade etmek sanatı olduğu için, evvela hak ve hakikat öğrenilmelidir. Zira hakikata âşina olmıyan, edebiyatla neyi anlatacaktır? Edebiyat netice değil, vesiledir. Hak ve faydalı yolda kullanılırsa iyi, bâtıl ve zararlı yolda kullanılırsa kötü olur. Evet
(83) ¬–_«K¬±V7~ v[¬V«2 ¯s¬4_«X8 Çu6 |¬BÅ8~ |«V«2 ¿_«'«~ _«8 ¿«Y²'«~
Yani: Ümmetim hakkında ziyade korktuğum şeylerden biri de, cerbeze-i lisaniyesi olan herhangi bilgiç münafıktır, mealindeki hadis-i şerif edebiyatın şer ve şerirlerinden ümmeti ikaz eder. (Sihir gibi tesirli beliğ sözler, bak: 3397, 3398.p.lar)
Kur’an (6:112) âyetinde, batılı telkin eden insî ve cinnî şeytanların aldatıcı, yaldızlı ve parlak sözlerinin şerrinden ümmet ikaz edilir. (Bak: 3932.p.)
761- Ebedî ifadelerin de meşruiyet şartları vardır. Evet «lafızperestlik nasıl bir hastalıktır... öyle de; suretperestilk ve üslubperestlik ve teşbihperestlik ve hayalperestlik ve kafiyeperestlik şimdi filcümle, ileride ifrat ile tam bir hastalık ve manayı kendine feda edecek derecede bir maraz olacaktır. Hatta bir nükte-i zarafet için veya kafiyenin hatırı için, çok edib edebde edebsizlik etmeye şimdiden başlamışlardır. Evet lafza zinet verilmeli, fakat tabiat-ı mana istemek şartıyla... ve suret-i manaya haşmet vermeli, fakat mealin iznini almak şartıyla... ve üsluba parlaklık vermeli, fakat maksudun istidadı müsaid olmak şartıyla, ve teşbihe revnak vermeli, fakat matlubun münasebetini göze almak ve rızasını tahsil etmek şartıyla... ve hayale cevelan ve şa’şaa vermeli, fakat hakikatı incitmemek ve ağır gelmemek ve hakikata misal olmak ve hakikattan istimdad etmek şartıyla gerektir. » (M.79)
Dostları ilə paylaş: |