Bir atıf notu:
-Osmanlı hilafetinin ilgası, Bak: 1870-1874.plar.
“Hilafeti temsil eden meşihat-ı İslâmiye ve diyanet dairesi; hem âlî, hem mukaddes, hem ayrı, hem nezzare olacaktır. Şimdi hâkim, şahıs değil efkâr-ı amme olduğu için onun nev’inden şahs-ı manevi bir fetva emini ister.” (Mün. 34) (Bak: Şura maddesinde 3576-3582.p.lar)
Demek hilafeti temsil etmek için mezkûr istinad noktaları gerekiyor.
1340- 1923’de Beziüzzaman Hazretlerinin ilk Meclis-i Meb’usana hitabesinden hilafetle alâkalı olan kısmında şöyle der:
“Şu inkılab-ı azimin temel taşları sağlam gerek. Şu meclis-i âlini şahsiyet-i maneviyesi, sahip olduğu kuvvet cihetiyle mana-yı saltanatı deruhde etmiştir. Eğer şeair-i İslâmiyeyi bizzat imtisal etmek ve ettirmekle mana-yı hilafeti dahi vekâleten deruhde etmezse, hayat için dört şeye muhtaç fakat an’ane-i müstemirre ile günde lâakal beş defa dine muhtaç olan şu fıtratı bozulmayan ve lehviyat-ı medeniye ile ihtiyacat-ı ruhiyesini unutmayan bu milletin hacat-ı diniyesini Meclis tatmin etmezse, bilmecburiye mana-yı hilafeti, tamamen kabul ettiğiniz isme ve lafza verecek. O manayı idame etmek için kuvveti dahi verecek. Halbuki meclis elinde bulunmayan ve meclis tarikıyla olmayan böyle bir kuvvet, inşikak-ı asaya sebebiyet verecektir. İnşikak-ı asa ise,
(3:103) _®Q[¬W«% ¬yÅV7~ ¬u²A«E¬" ~YW¬M«B²2~«— âyetine zıddır. Zaman cemaat zamanıdır. Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevi daha metindir ve tenfiz-i ahkâm-ı şer’iyeye daha ziyade muktedirdir. Halife-i şahsî, ancak ona istinad ile vezaifi deruhde edebilir. Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevi eğer müstakim olsa, ziyade parlak ve kâmil olur. Eğer fena olsa, pek çok fena olur. Ferdin, iyiliği de fenalığı da mahduddur. Cemaatin ise gayr-i mahduddur. Hârice karşı kazandığınız iyiliği, dâhildeki fenalıkla bozmayınız”. (M.N: 101)
Bir atıf notu:
-Mehdiyetin hilafeti, bak: 2303.p.
Dostları ilə paylaş: |