İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə97/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   93   94   95   96   97   98   99   100   ...   1221
292- qqASHAB-I RIDVAN –~Y/‡ ¬_E.~ : Cenab-ı Hakk’ın rızasıyla müj­delenen sahabeler (R. Anhüm). (Bak: Biat-ı Rıdvan)

293- qqASHAB-I SUFFA y±S. ¬_E.~ : Suffa ehli. Bunlar, Hz. Peygam­ber’in (A.S.M.) mescidine bitişik üstü ör­tülü, etrafı açık bir yerde otururlardı ve orada ya­şarlardı. Bu zatların yaşayışları ve halleri, dinî hizmet hayatı ba­kımından büyük de­ğer taşımaktadır. Devamlı olarak Peygamberimiz’in (A.S.M.) yanında bu­lunarak Kur’anın en yüksek derslerini alır, öğrenirler ve öğretirlerdi. İslâmiyet’i öğ­renmek, öğretmek ve yaymak için her türlü şahsî menfaatlarını terkederek tam bir İslâm fe­daisi ola­rak yaşarlardı. Bunlar ev­lenmezler ve dünya işleriyle uğraşmazlardı. Ashab-ı Suffa’nın bu hizmetleri sebebiyle ve bu çok büyük fedakârlıkları vesilesiyle İslâmi­yet az zamanda çok yayılmış ve kökleşmiştir. Peygamberimiz’in (A.S.M.) ha­dis-i şe­rifleri mü­kemmel bir şekilde muhafaza altına alınmış ve zamanımıza kadar hatta kı­yamete kadar sağlam bir şekilde devam etmesi sağlanmıştır.

Bu Ehl-i Suffa’nın ahvali, Kur’an-ı Kerim hizmetine ilk ve en mühim baş­langıç olduğu ve herkese büyük ibret ve ders teşkil edeceği için, Sahih-i Buhari Tercemesi 7. cildinin 62 ve 63. sahifelerindeki alâkalı kısmı nakledi­yoruz:

«Suffa, Kamus Mütercimi’nin dediği gibi ve hepimizin bildiği veçhile, eski yer­lerdeki sed, seki gibi yüksekçe eyvana denir. Lisanımızda tahrifle “sofa” ta­bir olu­nur. Ehl-i Suffa buna izafe edilmiştir. Ashab-ı Suffa; aileden cüda, gaile-i dünyeviyeden azade ve bütün mânâsı ile feragatkâr bir hayata malik olan bir zümre-i mübarekenin ekseri vakitleri Resul-i Ekrem’in (A.S.M.) huzurunda ge­çerdi. Daima Resul-i Ekrem’den (A.S.M.) ahz-ı feyz ederlerdi. Taraf-ı Peygamberîden tayin buyurulan muallimler marifetiyle de kendilerine Kur’an talim edilirdi. Bunlardan yetişenler, müslüman olan ka­bilelere, talim-i Kur’an için gönderilirdi. Bu cihetle bunlara “Kurra” deni­lirdi. Bu suffaya da “Dar-ul Kurra” demek en münasib bir isimdir. Nur-u Kur’anın lemhat-ül basar denile­bilecek derecede az bir zaman zar­fında âfak-ı âleme intişar etmesi, bu ilim oca­ğının yetiştirdiği güzideler sayesinde müyes­ser olmuştur.

Mütevazi ve fakat çok feyyaz olan 400-500 raddesinde daima Kur’an ile, ica­bında gaza ile meşgul olan bir irfan-ı Kur’an ordusu bulunuyordu. İçle­rinden teeh­hül edenler, kadro haricine çıkardı. Fakat yenileri ile ikmal edi­lirdi. Burası bütün mânâsı ile leylî ve meccanî bir dar-ül ilim idi. Müdavimleri ne ticaretle, ne bir sanat ve harasetle iştigal etmezdi. Maişetleri taraf-ı Risaletpenahîden ve agniya-i ashab ta­rafından temin edilirdi. Bu hakikatı, Ehl-i Suffa’nın mübarek simalarından birisi olan Ebu Hüreyre (R.A.) kendi­sinin çok hadis rivayet etti­ğinden şikayet edenlere karşı verdiği şu müskit ce­vabında pek güzel ifade et­miştir:

«Benim kesret-i rivayetim çok görülmesin. Muhacir kardeşlerimiz çarşı­daki, pa­zardaki ticaretleri ile, Ensar kardeşlerimiz de tarlalardaki, bahçeler­deki zira­atları ile meşgul bulundukları sırada Ebu Hüreyre, Peygamber’in (A.S.M.) mü­barek nasihatlarını hıfzediyordu.» demişti.

294- Resul-i Ekrem (A.S.M.) Ashab-ı Suffa’nın maişeti ile, talim ve terbi­yesi ile pek yakından alâkadar olurdu. Hatta saadethaneleri ihtiyacatı ile ikinci derecede meşgul bulunurdu. Bir kerre Hz. Fatıma (R.A.) el değirmeni ile un öğütmekten usandığından şikayet ederek bir hizmetçi istediğinde, Re­sul-i Ek­rem’in (A.S.M.) “Kızım sen ne söylüyorsun? Henüz Ehl-i Suffa’nın maişetini yoluna koyamadım” buyurmuştu.

Resul-i Ekrem’in (A.S.M.) hiç bir mev’izaları, hiç bir hitabeleri yoktur ki, bunun iradı sırasında Ashab-ı Suffa orada hazır bulunmasın; dinleyip, hıfze­de­rek diğer as­haba nakletmesin... Bu suretle ahkâm-ı İslâmiyenin hıfz ve naklinde Ehl-i Suffa’nın pek müstesna tesirleri görülmüştür. İçlerinde Ebu Hüreyre (R.A.) gibi müstesnalar yetiştiği gibi, ilmî varlık göstermiyenler de vardı. Fakat hangi türlü tedris gösterebilir ki; umumi surette böyle sihir-âmiz bir feyiz verebilmiş olsun...» (Bak: Hicret, Mücahede)




Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   93   94   95   96   97   98   99   100   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin