Dinleyici: Bir de başka bir şey var. Orda kaldıkları sürece Mustafa Paşa’nın torunu Cemal Bey’e kadar o bölge halkına zulüm yaptığı biliniyor. Bu yapılan ayaklanma da baskıyla zorla yaptırılan bir ayaklanmadır. Haydar Bey’in yaptığı birşeydir.
C.Ş.:Bizi aydınlattınız. Sağolun. Evet hocam, Yalçın Bey enteresan bir şey söyledi. Biz Koçgiri olayını konuşurken biraz da korkarak konuşuyorduk. Yani sanki Alevileri kötülüyormuş gibi, Kürtleri kötülüyormuş gibi bir havanın esmesinden de rahatsız oluyorduk. Bizzat bu yöredeki insanlarımızın da arayıp teyit etmesi doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Yalçın Bey diyor ki:“Mustafa Bey o bölgede ağaydı ve zulüm yapıyordu.”
B.Ö.:Tabi feodal ağa, aşiret reisi. Zaten olayı başlatanları da bir aşiret olayı olarak alıyoruz. Ben onun genel karakteristik yanını çizeyim. Bu olay bir Alevi hareketi değil. Her ne kadar Koçgiri Olayı Alevilik motiflerinden faydalansa da halk Alevi kabul. Halk Alevi olduğu için biraraya gelen bu aşiret reisleri Alevilik motifinden yararlanma yoluna gitmişlerdir. Yani Kangal yöresindeki Hüseyin Abdal Tekkesi’nde ilk toplantılarını yapmaları gibi. Aşiret reislerinden söz almaları gibi. Ant içmeleri gibi. Ortaya güya Zülfikar koyma gibi. Zülfikar üzerine yemin etme gibi. Bunlar Alevilikte saygınlığı olan şeyler. Yeminde esas olan şeyler. Demin belirttiğim gibi Alişir’in Seyit olmamasına karşın gönderdiği birtakım yazılarda Seyit ünvanını kullanması gibi. Bunlar hep Alevilik motifini kullanma. Ama olay hiçbir zaman Alevi hareketi değil. Zaten aşiretlerin tümü de katılmadı. Aynı aşiretin bütün halkı da katılmadı. Bunu hem bölge halkı biliyor, hem de Genelkurmayın belgelerinde de var.