ALEVİ KÜRTLERİN ETNİK KİMLİĞİ ÜZERİNE
Ritüel dili olarak neredeyse tamamen yalnız Türkçe kullanan ve hatta çoğu Türkçe aşiret adlarına sahip olan Kürtçe ve Zazaca konuşan Alevi aşiretlerin varlığı, birçok yazarın izahat kabilinden hayal gücünü meşgul etmiş bir vakadır. Hem Türk hem de Kürt milliyetçilerin bu grupların muğlak kimliklerini kabul etmekte güçlükleri olmuş ve bunlar sıkıcı ayrıntıları örtbas etmeye çalışmışlardır. Kürtçe ve Zazaca'nın esasen Türk dilleri olduğunu kanıtlamaya yönelik çabalar son bulmamış ve hatta 1980'den sonra güç kazanmıştır. Öte yandan, Kürtler Aleviler'in dinindeki İranî unsurların altını çizmişler ve hatta Alevi Türkler'in bile dinlerini Kürtler'den almış olmaları gerektiğini öne sürmüşlerdir. Sözü edilen aşiretlerin düşüncelerini rahatça ifade edebilen kimi mensupları, eski sözel geleneğe dayandıklarını iddia ederek, genellikle, açıkça siyasal amaca ulaşmak için başvurulan çarelerden esinlenerek kendi yorumlarını eklemişlerdir. Aşiretler, Kürt milliyetçiliği ve Türkiye Cumhuriyeti hususunda farklı zamanlarda farklı tavırlar benimsediler. Kürt milliyetçiliğinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin (ve Zaza ve Alevi ulusu gibi daha küçük sözde ulusların) Alevi Kürtler'in sadakatlerine dair birbirleriyle çatışan münacatları, bu cemaatleri ayırmıştır. Çatışma böylece 1994 sonbaharında Tunceli ve Bingöl'ün batısındaki Türk askeri harekatı ile en yüksek noktasına varmıştır.
Dostları ilə paylaş: |