İsmail arabaci kiMDİR



Yüklə 2,91 Mb.
səhifə204/269
tarix07.01.2022
ölçüsü2,91 Mb.
#83021
1   ...   200   201   202   203   204   205   206   207   ...   269
Zazalar Kürt değil

Etik bakış genellikle çoğunluğun ve zaman zaman devletin bakışı olarak etniklik politikalarının belirlenmesinde olduğu kadar, dışarıdaki grubun kendini tanımlamasında ve kimlik değişiminde etkilidir. Bunun somut örneği Zazalardır. Yerli unsur olarak Zazaların toplandığı merkezler Tunceli, Bingöl, Diyarbakır, Palu (Elazığ), Siverek (Urfa) ve merkezler arasındaki bölgelerdir. Türkiye genelindeki nüfusları 2 milyon tahmin edilmektedir. Anadolu dışında dünyada hiçbir Kürt bölgesinde bulunmayan Zazalar, 20. yüzyılın başlarına kadar Kürt tanımlamasını kabul etmemişlerdir. Bu döneme kadar topluluk kendisini Zaza olarak dahi değil, genelde 'dimili' kimliğiyle tanımlamıstır.

Konunun uluslararası otoriteleri kabul edilen Prof. V. Minorski, Prof. Goichie Kojima, O. Mann, David Mc Kenzie, Haddank'in arastırmaları Zazaların Kürt ve Zazacanın Kürtçenin bir lehçesi olmadığını ortaya koymuştur. Bütün tarihi gerçeklere ve bilimsel tespitlere rağmen Zazaların büyük çoğunluğu bugün Kürt kimliğini benimsemişlerdir. Kimlik tanımındaki bu değişimin en güçlü etmeni 'etik' bakış olmuştur. Çevre toplum asırlarca tavizsiz bir şekilde Zazaları Kürt olarak görmüs ve kimlik baskısı yapmıştır. Devlet Zazaları Kürt olarak tanımlamıştır. 1960'lı yıllardan 70'li yıllara kadar devrimci sol 'halklara özgürlük' söylemi içinde Zazalara Kürt kimliğini benimsetmeyi ilkesel bir hedef olarak benimsemiş ve Zaza kimliğinde direnen aydınlari, M. Serif Fırat örneginde olduğu gibi katletmistir. PKK, Zazaları Kürt cephesine kazandırmak için yoğun etkinlik göstermistir.

Böylesine uzun süreli ve yoğun dış baskı sonucu Zazalar dil ve kültür farklılığına rağmen Kürt kimliğini benimsemişlerdir. Bu değişim etik bakışın 'emik' bakışı etkilemesindeki önemi kanıtlayan somut bir örnektir. Bir başka örnek, Abbasiler tarafından Hatay bölgesine yerleştirilmiş Horasan Türkmenleri oldukları tarihi belgelerle kanıtlanmış olan Nusayrilerin toplumsal çevre baskısı ve devlet yaklaşımı sonucu bugün kendilerini Arap kimliğiyle tanımlamalarıdır. (1)

Çağdaş dünyada, çağdaş uygarlık anlayışının ve sosyoloji biliminin geçerli sayıldığı kimlik, grubun kendi kabulünü temel alan 'emik' bakışa dayalı kimlik tanımıdır. Kişinin kendi kimliğini kendisinin tanımlaması özgürlüğü temel bir insan hakları ilkesi olarak benimsenmiştir. Günümüz insani, iletişim, ulaşım, eğitim imkânlarıyla evrensel, ulusal, yerel kültürlerin sentezini yaparak, kendi kimliğini tanımlamada dünden çok daha bilinçlidir. Bu bilinçle 'toplumsal aidiyet' 'kültürel aidiyet'e yönelmektedir. Kafatası ölçümlerine, deri renklerine, soy kütüklerine dayalı ana dil verilerine bağımlı ırkçı, Jakoben etnik kimlik dayatmaları uygar dünya toplumlarında geçerliliğini yitirmiştir.

Çagdaş sosyoloji bilimi bu gerçeği tespitle kişinin kabulüne bağlı kimlik tanımını temel ilke olarak benimsemiştir. Ne var ki ülkemizde pek çok aydın, bilim adamı, siyasetçi, hâlâ ırkçı, şoven nitelikli kimlik dayatmalarını sürdürmekte, konuyu bu yanlış temelde değerlendirmektedir. Bu konuda toplum kendilerinden çok daha ileride ve çağdaştır.




Yüklə 2,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   200   201   202   203   204   205   206   207   ...   269




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin