Kafkasya...Adını hemen herkesin duyduğu, hakkında az yada çok bir şeyler bildiği, kimilerine göre efsanelerde anlatılan Kaf Dağı'nın ülkesi. Kimilerine göre ise, Kafkasya karlı dağların, cengaver savaşçıların, ayak parmaklarının ucunda savaş danslarını oynayan korkusuz dağ kartallarının, uzun boylu - ince belli güzel Çerkes kızlarının hayal beldesi.
Kafkasya aslında konuyla yakından ilgilenen uzmanların dışında, Türkiye'de halk tarafından pek tanınmayan bir bölge. Türklerin Kafkasyalılarla tanışmaları, 1860'lı yıllarda Kafkas kabilelerinin Rusya tarafından Anadolu topraklarına sürülmeye başlandıkları zamana dayanıyor. Sürülenlerin büyük bölümünü Kafkasya'da kendilerine Adige adını veren Çerkes kabileleri oluşturduğundan, Türkler Kafkasya göçmenlerinin hepsine, dış görünüm ve giyim kuşam açısından birbirlerine benzedikleri için, Çerkes adını veriyor. Anadolu halkı benzer geleneklere ve giyime sahip Kafkasya göçmenlerinin aslında birbirinden farklı kabilelere ve değişik dillere sahip olduklarını ilk bakışta fark edemiyor. Bu nedenle, Çerkes adı Türkiye'ye göç eden Kafkasyalıların ortak adı oluyor.
Kafkasya ya da Kafkaslar, Karadeniz ile Hazar denizi arasında uzanan, uzunluğu 1100 kilometreyi bulan, genişliği 110-160 kilometre arasında değişen yüksek sıradağların adıdır. Bugün siyasî, coğrafî ya da kültürel sınırlar açısından ele alındığında, karşımıza birbirinden farklı sınırlara sahip birkaç Kafkasya çıkmaktadır. Coğrafyacılar Kafkasya’yı Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye bölmüşler, siyaset bilimciler de bu bölünmeyi kabul ederek Kuzey Kafkasya-Güney Kafkasya isimlerini literatüre sokmuşlardır. Bu tarife göre Kuzey Kafkasya denildiğinde, bugün Rusya Federasyonu sınırları içinde kalan sözde özerk Kafkas cumhuriyetleri akla gelmektedir. Bunlar; Adige, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar, Kuzey Oset, Çeçen, İnguş ve Dağıstan cumhuriyetleridir. Güney Kafkasya denildiğinde ise akla gelenler, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan cumhuriyetleri ile Abhazya ve Güney Osetya’dır. Asıl bilimsel gerçek böyle değildir. Çünkü masa başında uydurulmuş olan Kuzey Kafkasya-Güney Kafkasya isimleri o bölgenin sosyolojik, etnolojik, antropolojik ve kültürel gerçeklerine uymamaktadır. Gerçekte tek bir Kafkasya vardır, o da bugün pek çok çevrelerce Kuzey Kafkasya olarak adlandırılan bölgedir. Ancak bu sınırlandırma da eksik kalmaktadır, çünkü bugün siyasî açıdan Gürcistan’a bağlı görünen Abhazya ve Güney Osetya da etnik ve kültürel açıdan Kafkasya’nın bir parçasıdır ve Kafkasya’ya dahildir. Güney Kafkasya tabiri ise tamamen uydurmadır. Bu bölgenin literatürdeki asıl adı “Kafkas Ötesi”dir. Rusların bu bölgeye verdikleri “Zakavkaz”, İngilizlerin verdikleri “Transcaucasus”, Osmanlı ve Arapların verdikleri “Mavera-i Kafkasya” adları Güney Kafkasya değil, Kafkas Ötesi anlamına gelir.
Bu bakımdan Kafkasya denilince Abhazya, Adigey, Kabardey, Karaçay-Malkar, Kuzey-Güney Osetya, Çeçen-İnguş ve Dağıstan halkları ve bunların yaşadıkları coğrafî bölge akla gelmelidir.
Kafkasya gerçekte baştan başa karlı dağlarla kaplı bir ülke değil. Kafkasyanın Karadeniz sahillerinde yer alan Abhazya tropik bir iklime sahip, neredeyse hiç kar yağmıyor. Adigeler'in yaşadıkları bölgelerde ise alçak engebeler ve sık ormanlar yer alıyor. Kafkasyanın ortalarına doğru Kabardeylerin yaşadığı bölge de dümdüz ovalardan, hafif engebeli tepelerden oluşuyor. Çeçen-İnguş bölgesinin güney kısmı Kafkas dağlarına dayansa da, halkın yaşadığı bölgeler genellikle düzlükler ve ormanlar arasında yer alıyor. Dağıstan'ın kuzeyi de düzlüklerle kaplı iken, güneyinde çıplak kayalık dağlar yükseliyor.
Kafkasya halkları yüzyıllardan beri aynı tarihi, kültürü ve coğrafyayı paylaşmalarına rağmen, toplumsal yapılarında son derece güçlü bir yere sahip olan aile-soy bağlılığı, kabilecilik gibi tutum ve davranışları sebebiyle tarih boyunca bir birlik oluşturamamışlardır. Kafkasya’da birbirinden tamamen farklı pek çok dil ve lehçenin konuşuluyor olması, birliğin oluşturulmasını bir dereceye kadar etkilemiştir. Çünkü farklı dillerde konuşan kabile ve boyların tek bir dil etrafında birleşerek milletleşme sürecine girmeleri mümkün olmamıştır. 20. yüzyıl başlarına kadar Kafkasya halkları arasındaki ortak anlaşma dilinin Kumuk Türkçesi olduğu bilinmektedir. 1404 yılında Kafkasya’da bulunan Avrupalı misyoner Johannes de Galonifontibus Kafkasya’da ve Karadeniz’in doğu kıyılarında yaşayan Yunan, Ermeni, Çerkes, Got, Tat, Rus, Lezgi, Avar, Gazikumuk ve Alan kabilelerinin hepsinin Türk-Tatar dilinde (Kıpçak Türkçesi) konuştuklarını yazmaktadır. 17. yüzyılda Kafkasya’da bulunan Evliya Çelebi, seyahatnamesinin “Çerkes Vilayetleri” bölümünde, Çerkesler’in Türk-Tatar dilinde konuştuklarını belirtmektedir. Konuşmalara verilen örneklerden Çerkesler’in Kıpçak Türkçesini bildikleri anlaşılmaktadır. Değişik dillerde konuşan Kafkasya halkları arasında Kıpçak Türkçesinin ortak anlaşma dili olarak yaygın biçimde konuşulduğunun en somut kanıtı ise, 11 Mayıs 1918’de kurulan “Birleşik Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti”nin resmî dilinin Kumuk Türkçesi olarak kabul edilmesidir. Bu cumhuriyetin Sovyetler tarafından işgal edilip yıkılmasıyla birlikte Kıpçak Türkçesinin Kafkasya halkları arasındaki birleştirici rolü de sona ermiş ve onun yerini emperyalist gücün dili olan Rusça almıştır.
Kaynaklar: 1. ATLAS aylık coğrafya ve keşif dergisi. Mart 2003. Sayı 120
2. Dr. Ufuk TAVKUL
KAFKASYA HALKLARI ve DİLLERİ
Öncelikle ‘Kafkasya’da konuşulan diller’ ve ‘Kafkas dilleri’ ayrımına dikkat etmek gerekir. ‘Kafkas dilleri’ terimi sadece, dünya dilleri içinde ayrı bir dil ailesi kabul edilen, Kafkasya’nın yerli halklarının konuştuğu diller için kullanılır. Kafkasya’da konuşulan diller değişik dil ailelerine aittir.
Kafkasya’nın yerli halkları genel olarak konuştukları dil yönünden üç ana grup halinde incelenmektedir. Buna göre;
I. Grup: Kuzeybatı Kafkasya halklarıdır ve üç ana gruba ayrılır.
1.ADİGELER: Çerkesler olarak da adlandırılan bu gruplar dil bakımından birbirlerini anlayabilirler. Çerkesler kendi dillerini Adığebze olarak adlandırır. Adigeler kendi aralarında iki ana grup halinde incelenir. Batı lehçesi Adige özerk cumhuriyeti’nde, Doğu lehçesi ise Karaçay- Çerkes Ö.C. ve Kabardey-Balkar Ö.C.’nde konuşulmaktadır.
a) Batı (Ç’ahe) Lehçesi: Abzeh, Hatukay, Kemirguvey(Temirgoy), Adamey, Bjeduğ, Çemguy, Şapsığ, Natuhay ve Janeler konuşurlar.
b) Doğu (Şhağ) Lehçesi: Kabardey ve Besleneyler konuşurlar. En kalabalık Çerkes topluluğu olan Kabardeyler, Büyük ve Küçük Kabardeyler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Büyük Kabardeyler Nalçik ve çevresinde, Küçük Kabardeyler ise Mozdok çevresinde otururlar. Kabardeylerin bir kolu olarak kabul edilen Besleneyler ise batı komşularıdır. Daha çok Karaçay-Çerkes özerk cumhuriyetinde yaşarlar.
2.UBIHLAR: Kafkasyada Abhaz ve Adigeler arasında yaşayan bu topluluklar dil bakımından ölü diller arasına girmiştir. Kafkasya’da Soçi ve çevresinde yaşıyorlardı. Osmanlı’ya en yakın halk bunlardı. Tamamı 1864'de göç etmiş olduğundan Kafkasya'da hiç Ubıh kalmamıştır. Ubıhçayı anadili olarak konuşan son kişi olan Balıkesir’in Manyas ilçesinde yaşayan Tevfik Esenç’in 1992’de ölümü ile Ubıhça konuşan kimse artık kalmamıştır.
3.ABHAZLAR- ABAZALAR : Kuzeyde Çerkes topluluklarına komşu olan Abazalar (Abazin-Aşuva) ile Karadeniz kıyılarında oturan Abhazlar (Apsuvalar) aynı kökten çıkan iki grup halinde birbirlerinden Kafkas Dağları ile ayrılmışlardır. Karadeniz kıyı kesiminde oturan ana Abhaz kitlesi ile kuzeyde Kabardeylere yakın olarak oturan Abazaların şivelerinde farklılıklar ortaya çıkmış ise de zorluk çekmeden anlaşabilirler. Abhazya’da yaşayan Abhazlar, Hristiyan olmaları ile dini açıdan diğer Kuzey Kafkas halklarından ayrılırlar.
Rivayete göre padişah, Kafkasya’ya birini göndermiş. Adam döndükten sonra huzura çıkıp gördüklerini, öğrendiklerini anlatmış. Padişah ‘Çerkeslerin dili nasıldır’ diye sorunca, adam çakıl taşlarıyla dolu bir torba çıkarmış ve sallayarak ‘işte bu sese benzer bir dildir’ demiş. Çerkeslerin kuş dili konuştukları da Anadolu’daki halk arasında bir başka rivayet. Bu hikayelerin ortaya çıkmasında kuşkusuz Çerkesçenin, diğer Kafkas dilleri gibi telaffuzu zor, çok sayıda sese sahip olmasının payı bulunmaktadır. Çerkesçe de 8 ünlüye karşılık 50’ye yakın ünsüz, Abazaca da 6 ünlüye karşılık 56 ünsüz, Ubıhça da ise 2 ünlüye karşılık 80 ünsüz harf bulunmaktadır.
II. Grup: Orta ve Kuzeydoğu Kafkasya halklarıdır ve iki ana gruba ayrılır.
1.NAHLAR (veya VAYNAHLAR): Kafkasya'nın stratejik önemi en büyük noktalarından birinde yaşayan dağlı Nah toplulukları genel olarak birbirlerinden lehçe farklılıkları ile ayrılır.
a.Çeçenler, Vaynahların ana kitlesini meydana getirirler.
b.İnguşlar, İnguşlar diğer bir Nah grubudur ve Çeçenler ile Osetler arasında yaşarlar.
c.Kistler, Gürcistan’ın Çeçen sınırında Tuşa ve Alazan ırmaklarının kaynaklarında ve Pankisi vadisinde oturan bu küçük grup daha çok Gürcü unsurları ile etkileşim halindedir.
2. DAĞISTAN HALKLARI:
Kafkasyanın en çeşitli topluluklarının yaşadığı bölge olan Dağıstan’da Kafkas Dil grubundan olan 4 ana grup yaşamaktadır. Kafkasya'nın yerlisi olan bu halklar (Avarlar, Lezgiler, Laklar ve Darginler) daha çok dağlık bölgelerde yaşarlar.
a) AVARLAR : Lezgilerden sonra Dağıstan'ın en kalabalık kabilesi Avarlar'dır. Kendi aralarında ise en kalabalık grubu esas Avarlar meydana getirirler. Dil yönünden üç gruba ayrılırlar;
ı. Avar (Maarulal),
ıı. Andi (Bottlih, Godoberi, Karatin, Bagvalal, Çamalal, Tindi ve Açvaçiş gibi alt gruplara ayrılırlar)
ııı. Dido (Hinuk, Çvarşin ve Kapuçinler gibi alt gruplara ayrılırlar)
b) LEZGİLER: Dağıstan'ın güney-doğusunda yaşarlar Samur Nehri'nin orta ve yukarı mecralarında ve Şamahi yöresine kadar uzanan alanda yayılmışlardır. Doğu ve güney-doğuda Azeriler ile karışmışlardır bu nedenle Türkçe Lezgiler arasında geniş ölçüde yayılmıştır. Rutul, Kütin, Agul, Budukh, Dzekh, Tabasaran, Tsakhur, Udi ve Khinalug gibi alt kollara ayrılırlar. Kürinler ve Tabasaranlar en kalabalık gruplardırlar.
c) LAKLAR: (Gazi Kumuklar) Orta Dağıstanda yaşarlar.
d) DARGİNLER: Lezgi diline yakın bir dil konuşan Darginler bu nedenle Lezgi kabileleri arasında da sayılırlar. Akuşa, Sutkur, Sırhal, Urkarak, Horakan, Kaytak (Haydak) ve Kubaçi gibi gruplara ayrılırlar.
Dağıstan’daki dağlı kabilelerin aralarında bulunan doğal engeller (dağlar, tepeler, derin vadiler vs.) Batı Kafkasya’daki kadar olmasa da buradaki toplumlar arasında da çeşitli dil farklılıkları doğurmuştur.
III. Grup: Güney-Batı Kafkasya halklarıdır ve dört ana gruba ayrılır.
1.GÜRCÜLER
Çoruh Vadisi'nden doğuda Alazan Irmağı ve Zakatali Mıntıkası'na kadar, kuzeyde Kafkas Dağları'nın güney eteklerinden güneyde Gümrü-Elizavetpol hattında kadar uzanan geniş bölgede yaşarlar. Kuzeyden Abhazlar, Svanlar, Ossetler, Çeçenler ve Lezgilerle komşudurlar. Güney-doğuda ise Azerilerle sınırları aşağı yukarı Nuha yakınlarından geçer. Güneylerinde Ermeniler bulunur. Dil bakımından "Güney-Batı Kafkas Dilleri Grubu"ndan olan Gürcüce çeşitli gruplara ayrılır.
a- Asıl Gürcüler: Tiflis çevresinden ibaret olan Kartli ile doğusunda bulunan Kakheti'de otururlar. Zakatali civarında oturan İnguiller'de bu gruba dahil edilirler. Resmi Gürcü dili bunların konuştuğu dildir.
b- İmeretler: Riyon ile Yukarı Kura ırmakları arasında Chiatura civarında otururlar.
c- Gurienliler: Kutaisi yakınında yaşarlar.
d- Acaralar: Batum civarında yaşarlar. Müslüman olmaları ile diğer Gürcü gruplarından ayrılırlar.
e- Pşavlar: Tiflis'in kuzey doğusunda otururlar,
f- Kevsurlar: Kazbek dağının güneydoğusunda dağlık bölgelerde yaşayan, dillerinde Çeçen ve Oset etkileri bulunan küçük bir halktır.
2. SVANLAR: Elbruz Dağı'nın güney eteklerinde Gürcistan’ın dağlık bölgelerinde yaşayan Svanlar, Gürcüce'ye bağlı ama farklılıkları olan bir dil kullanırlar vardır.
3. MEGREL-LAZ’LAR: Batı Gürcistan’da Zugdidi ve Poti arasında oturan Megreller, asıl Gürcülerle birlikte bölgedeki en kalabalık Hristiyan toplumlardan birisidir. Çoruh Vadisi'nde oturan Lazlar tamamen Müslümanlığı kabul etmiş bir halktır. Aralarında Müslüman Gürcü halkı Acara’lar oturmaktadır. Dilleri aynı olmakla birlikte iki halk arasındaki ayrımı din farkı teşkil eder. Megrellerin tamamı Gürcistan’da, Lazlar ise Türkiye’de yaşarlar.
DİĞER KAFKASYA HALKLARI;
Kafkasya’da yerli (otoktan) Halkları dışında tasnif edilen ama en az yerli halklar kadar artık Kafkasyalı olan başka toplumlarda yaşamaktadırlar. Kültürel açıdan yerli halklarla aynı özeliklere sahip bu topluluklar genel olarak konuştukları dil yönünden ayrı bir grup olarak tasnif edilirler.
A. İrani Dil Konuşan Kafkasya Toplumları:
1 .OSETLER (ASETİNLER, ALANLAR)
Aslen Alanlardan geldikleri kabul edilen bu toplum dil açısından Kafkas dillerinin etkileri altında önemli değişiklikler geçirmesine karşılık İran diline çok yakın bir dil kullanırlar. Kafkasya'da Daryal Geçidi'nin güney ağzında otururlar. Doğularında Çeçenler, kuzeylerinde İnguşlar ve Kabardeyler, güneyden de yine Gürcülerle komşudurlar. Onlara diğer Kafkas halkları Kuşha, kendileri ise İron derler.
Daryal Geçidi'nden başka Liakkva ve Ksa vadilerinde, güneyde Kura'ya doğru Uruk, Fiag-Don ve Ardon ile Yukarı Terek boylarında da yaşarlar. Osetinler başlıca iki gruba ayrılırlar;
1- İron,
2- Digor.
Osetlerin çoğunluğu Hıristiyan olduğu için ne Rusya'ya karşı olan mücadeleye, ne de göç hareketine etkili bir şekilde katılmamışlardır. Yalnız sayıca çok az sayıda Müslüman olanları, aslen Oset olan General Musa Kundukhov öncülüğünde Çeçenlerle birlikte göçe katılmışlardır.
2.TATLAR (PADARLAR): Safeviler tarafından Kafkasyada Bakü, Kuba, Şamahı, Derbent ve Zakatali mıntıkalarında yerleştirilmiş olan İranlılardır. Farsça konuşurlar.
B. Türk Dili Konuşan Kafkas Toplumları:
1. KARAÇAY-BALKARLAR (MALKARLAR)
Kaynakları hakkında çeşitli görüşler ileri sürülen Karaçayların genel olarak, Kafkasya’da belirli dönemlerde bulunmuş olan Hazar, Bulgar ve Kıpçak gibi eski Türk topluluklarının bir devamı olduğu kabul edilmektedir. Kıpçak Türkçesinden geldiği bilinen bir dil kullanırlar. Karaçay ve Balkar (Malkar) olarak iki grup halinde anılmalarına rağmen gerçekte tek bir halktırlar. 13.-15. yüzyıllar arasında Kabardeylerin doğuya doğru yayılmalarına kadar Kuban, Terek ve Kuma nehirlerinin orta ve yukarı mecralarında ve onlara katılan akarsuların boylarında geniş bir sahada yaşadıkları bilinen Karaçaylar daha sonraları Kafkas Dağları'nın zirvelerine doğru çekilerek Elbruz Tepesi'nin etrafındaki sarp ve yüksek bölgelere yerleşmişlerdir. Çevrelerinin genel olarak Çerkes-Abaza kabileleri tarafından çevrili olmasından dolayı, kültürel açıdan komşu kabilelerle aynı özelliklere sahiptirler.
2. KUMUKLAR
Kuzeyde Terek Nehri'ne kadar, güneyde de Mahaçkale'nin güneyine kadar uzanan ovalık alçak arazide otururlar. Genel olarak Dağıstan'ın kuzey-doğu ve doğusundaki Hazar Denizi'ne kadar uzanan düzlüklerde yaşarlar. Hazar Türklerinin bakiyesi olup Azerbaycan Türkleri ile yakın ilişkilerinden dolayı Oğuz Türk dili özelliklerini yansıtan değişik bir Kıpçak Türk Dili konuşurlar. Ayrıca Hazar Denizi kıyılarında oturdukları ve kıyıdaki "kum"dan kaynaklanan "Kumuk" ismini aldıklarını ileri sürenler vardır. Mahaçkale, Kaspiiski, Hasavyurt, Babayurt, Buynakski ve İzberbaş şehirleri Kumukların yaşadıkları alana dahildirler. Ovalık yerlerde yaşayan çeşitli Kafkas kabileleri genellikle Türk kabileleri ile sıkı ilişkiler içerisinde bulunmalarından dolayı Kumuk Türkçesini de bilirler. Bu nedenle Türkçenin bir lehçesi olan Kumukça, Doğu Kafkasya'da ortak bir anlaşma vasıtası olarak kullanılmaktadır.
3. NOGAYLAR
Kazak ve Karakalpak Türkçesine yakın bir dil konuşan bu topluluklar 18. Yüzyıldan sonra Kafkasya bölgesine yerleştirilmişlerdir. Dağıstanda Hazar Denizi'ne doğru uzanan düzlükte ve daha kuzeyde step görünümü alan bozkırlarda Türk asıllı kabilelerle (Kumuklar, Azeriler, Türkmenler) karışık olarak yaşarlar.
Dostları ilə paylaş: |