İstanbul ansiklopediSİ istanbul Hanımı Resim : Sabiha Bozcalı



Yüklə 5,85 Mb.
səhifə56/91
tarix11.09.2018
ölçüsü5,85 Mb.
#80346
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   91

DEMİRTAŞ HANI

— 4390 —


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

439İ

DEMİR YERLERİ





kez bucağının Tahtakale, Küçükpazar bucağının Sarıtimur, Yavuz Sinan, Hoca Giyâseddin, Bayazıd bucağının Süleymâniye El-mâruf mahallesi ile çevrilmişdir. Sınır sokakları şunlardır : Uzun çarşı Caddesi (Tahtakale Mahallesi ile), Kantarcılar Caddesi, Kıble Çeçmesi Caddesi (San Timur Mahallesi ile), Küçükpazar Caddesi (Yavuz Sinan Mahallesi ile), Bodrum Sokağı (Hoca Giyâseddin Mahallesi ile), Fetva Yokuşu (Süleymâniye El-mâruf Mahallesi ile).

îç yolları şunlardır: Murad Efendi Sokağı, Hayriye Hanım Sokağının büyük kısmı, Kıble Sokağı, Sabri Mehmet Sokağı, Tesviyeci Sokağı, Kepenekci Salemhânesi Sokağı, Kepenekci Sokağı, Odunkapu Yokuşu, Hoca Hamza Mektebi Sokağı, ûeveoğlu Yokuşu, Paçacı Sokağı, Bestegâr Basri Sokağı, Şeyh Davud Hanı Sokağı, Odunkapu Youkuşu, Kepenekci Medresesi Sokağı, Nazır İzzet Efendi Sokağı, Namahrem Sokağı, Kâtib Şemseddin Camii Sokağı, Ayrancı Sokağı (1934 B.Ş.R., Pafta 5, No. 44. Bu rehberde bu mahalle Timurtaş diye kayıdlıdır).

1965 de muhtarlık kaydına göre mahallede: 156 ev, 5 apartman, 21 han (Arab Hanı ve Şeyh Davud Ham tarihî yapılar), 5 bekâr ham, 4
lisi 1963 yılında Türkiyeyi ziyarete geldiğinde, memleketi Sinobda yaşamakta olan Mustafayı bulmuş, Almanyaya döndükten sonra da onu Alman Denizciler Derneği tarafından Almanyaya davet ettirmişdir; 1946 haziranında da Mustafa Demirtaş bu daveti kabul ile Müni-he gitmişdir.

Bibi.: Hürriyet Gazetesi

DEMlRTAŞ HANI — Eminönünde Kantarcılar Caddesindedir; dışı kagir, içi ahşab, iki katlı ve 30 odalı bir handır; geçen asrın ikinci yarısında yapılmışdır. Ortasında bir taşlık-avlu bulunub, ikinci katına ahşab bir merdivenle çıkılır, odalara fırdolayı bir balkon-koridordan girilir, koridor saçağı direkler üzerindedir, -ve önünde bir korkuluk bulunmaktadır. Bekâr hanıdır. Altında dükkânlar bulunub 2 kova imalâthanesi ve l etiketci vardır.

Çağdaş büyük halk şâiri Bitlisli Ali Çamiç Ağa 1902-1903 kışını uşağı Kıbti Demir Oğlan ile bu handa geçirmişdir. (B.: Demir, Kıbti). Bilh.: Hakkı Göktürk, Not.

DEMlRTAŞ MAHALLESi — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Eminönü İlçesinin Kü-çükpazar Bucağı maallesindeîi; Eminönü mer-

Demirtaş Mahallesi (1934 Belediye Şehir Rehbe*inden)

otel, 264 dükkân, 2 eczâhâne, 2 ekmek fırını, 2 simitçi fırını, 4 yağ deposu, 13 nakliyat a.nbarı, l buz fabrikası, l buzhane (Şeyh Davud Hanında), l bisküvi fabrikası, l gençlik kulübü (Volkan Gençlik Kulübü), 4 Cami (Hoca Hamza Camii, metruk Kepenekci Sinan Camii, yalnız minare kaidesi ile hazıresi kalmış Kâtib Şemseddin Camii), 2 medrese (metruk Siyavuş Paşa Medresesi ve metruk Kepenekci Sinan Medresesi), ikisi metruk 4 târihî çeşme vardır. 1960 sayımında mahallenin nüfusu 1323 kadın ve 3905 erkek olmak üzere 5228 kişi idi.

Hakkı GÖKTÜRK

DEMİRTAŞ MESCİDİ — Hadikatül Cevâ-mi «Timurtaş» ismi ile kaydederek şu malûmatı veriyor : «Rüstempaşa Camii kurbindedir; banisi Fâtih Sultan Mehmed Hanın hizmetkârla-rmdandır, banisinin merkadi malum değildir, minberini Mahzenci Elhac Mehmed Ağa koy-muşdur; bu mescidin mahallesi yokdur».

Ekrem Hakkı Ayverdi «Fâtih Devri Mimarîsi» isimli eserinde şunları yazıyor: «Kantarcılar Caddesindedir, banisi Sarıdemirci Timurtaş Ağadır; fevkaanî bir camidir. Üç sıra tuğla bir sıra taşla yapılmışdır, Mihrab cebhesinde biri küçük dördü büyük beş pencere, iki yen cebhesinde altlı üstlü üçerden 6 şer pencere vardır. Üç sıra kirpi saçaklı çatı ile örtülmüşdür. Bir de ahşab son semaat yeri ve meşrutası vardır. Binanın en calibi dikkat tarafı minâresidir, sağ köşede bir cumba şeklinde cami gövdesine tut-turulmuşdur; saçağı geçdikden sonra başlayan şerefe etrafı ise kamilen köfeki taşından levhalarla kaplanıp ezan sesinin duyulması için dört cihete dört ufak pencere bırakılmışdır; îrtifâı ile mütenâsib bir külah bu orjinal minareyi itmam eder. Bu şekildeki minarelerin ilk numû-nesidir. Daha sonra Fâtihde Mimar Sinan, "Ey-yubda Silâhi Mehmed Bey ,ve Topkapusu Sarayı içinde Beşir Ağa camilerinde benzerleri görülür. Cami metruk ve namaza kapalıdır» (1953).

Tahsin Öz «İstanbul Camileri» isimli eserinde yukardaki malumata şunları ilâve ediyor: «... altında dükkânlar vardır; cami olarak (evkafça) kadro dışı bırakılmışdır».

Kadro dışı bırakılıp 1938-1964 arasında ibâdete kapanmış olan bu mescid 1964-1965 arasında semt esnafının himmeti ile tamir ve ihya edilmiş, ibâdete açılmışdır.

Ahşab olan son cemaat yeri geniş bir taş-

lığın üstündedir ve ahşab direklere istinad et-mişdir; muşamba döşeli ahşab bir merdiven ile çıkılır. Minarenin kapusu, ibâdet sahnından yine ahşab bir merdivenle çıkılan kadınlar mahfilindedir. Ahşab minber son tamirinde konmuşdur. Son cemaat yeri'nin altına rastlayan taşlıkda taş tekneli abdest muslukları vardır (1965 mayıs).

Hakkı GÖKTÜRK

DEMİRTAŞ SOKAĞI — Heybeliada sokaklarından (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 33); yerine gidilip bu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi, (şubat 1965).

DEMİR TULUMBA ÇIKMAZI — Eminö nünde Ahiçelebi Mahallesi sokaklarından (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 1/5). Yerine gidilip bu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilmedi (Şubat 1965).

DEMİR TULUMBA SOKAĞI — Boğaziçin-de Yeniköyün sokaklarından (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 22); yerine gidilip bu satırların gazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi (şubat 1965).

DEMİR YERLERİ (İstanbul sularında gemiler için) — Mehmed Enisî Beyin 1311 (1893 -1894) de; yelkenli gemilerin son devrinde yayınlanmış «Çanakkale ve Bahrisiyah Boğazları ile Marmara Denizi Rehberi» isimli makbul eserinde İstanbulun Maramara sulan ile Liman ağzındaki ve Boğaziçinde gemiler için demir yerleri şöylece ksydedilmişdir :

«l — Yalovada limanı teşkil eden sedin gündoğusu cihetinde 19 kolaç derinlikde deniz dibi çamur olup iyi demir tutar, gemiler için yatılacak yer de genişdir.

«2 — Tuzla koyu hayli geniş olup, lüzumuna göre her neresine olsa demirlenebilir. Küçük gemiler kasabanın yıldız poyraz cihetinde 7kolaç derinlikdeki suda da demirleyebilir. Büyük gemiler için münasib demir yeri kasabanın cenubundaki sulardır.

«3 — Pendik önü, yaz mevsiminde poyraz rüzgârları eser iken güzel bir demir yeri ise de sair hallerde gemilerin demir atıp yatmasına müsâid değildir.

«4 — Kartal sahili gemilerin demir atıp yatması için iyi değildir.

«5 — Maltepe sahilinin açığı geniş bir demir yeridir. Sular sahile doğru tedricî olarak sığlaşır. Maltepe açıklarından Adalara kadar,

DEMİR YERLERi

— 4392 —


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

4393 —

DENER (Hâlid)




deniz dibi kum ve çamur olup gemiler her noktaya demirleyebilirler.

«6 — Fenerbahçe bankından Kızkulesine kadar muhtelif genişlikde olan saha, akıntı dışında kalmış güzel bir demir yeridir.

«7 — Kızkulesinden Selimiye Kışlası önüne kadar olan saha dardır, ve sahil bangınm kenarı dikdir; gemiler buraya yaklaşırken dikkatli olmalıdır, ama yine, ancak bir kaç saat kalmak için demir atılabilir.

«8 — Selimiye Kışlasının cenubunda sahası oldukça geniş, ve Kışla hizasından Moda Burnunun cenubuna doğru yarım milden fazla 5-10 kolaçlık demir yeri vardır. Bu sahada, Boğaziçinden doğru gelen derin sulu bir kanal vardır, bu kanaldan başka, İstanbul sahilinden başlayarak Kadıköyüne doğru istenilen yere demir atılabilir. Fakat bu saha, akıntıya göre rüzgâr altına rastladığından nadiren demir yeri olarak kullanılır.

«9 — Adalar ile Rumeli sahili arasında her nokta güzel demir tutan ve müsait geniş-liktdedir. Fakat bir donanmamının yatması için uygun değildir; yelkenli gemiler de rüzgârsız kalır; ayrıca burada demirlemiş gemiler akıntı ile sürüklenir.

«10 — Heybeli Ada Çam Limanı; ancak iki geminin 8 kolaç demirlemesine müsâid küçük bir koydur, ve cenub rüzgârlarına tamamen açıkdır.

«11 — Heybeli Ada ile Burgaz Adası arasında Pide Adacığı görülür; bu adacığın her iki tarafında 8 kolaçlık birer geçid vardır, dibi mercan cinsinden maddeler bulunan bir katı çamur olup başlıca bir demir yeridir .

«12 — Rumeli yakasında Silivri Limanının demir yeri, limanın iki tarafında Kaba Burnu ve Karga Burnu arasındaki hat âzerin-dedir.

«13 — Büyük Çekmece Limanında deniz dibi sert olup iyi demir tutar, 6 kolaçdan sığ suya sokulmamalıdır; loldos fırtinalaîMnda se-lâmetli değildir.

«14 — Küçükçekmece Limanında 12 kolaç derinlikde iyi bir demir yeri vardır.-

«15 — Yeşilköy Burnundan Çatladıkapu açıklarına kadar Rumeli yakası sahili açığı 7-13 kolaç derinlikde iyi demir yeridir; bu arada Bakırköy açığı en derin yer olup dibi daha iyi demir tutar. Karadeniz Boğazına çıkmak için müsâid rüzgâr bekleyen yelkenli gemiler bu

yalı boyu açığında demirler bu demir yeri bütün batı ve cenub rüzgârlarına açık ise de, yelkenli gemiler Boğaza girmek için bu rüzgârları beklediklerinden hemen demir alıp kalkarlar.

«16 — Sarayburnu ile Kızkulesi arasına çekilecek hattın cenub tarafı iyi bir demir yeridir; yalnız parlayıcı, patlayıcı, yanıcı maddeler yüklü gemiler (tankerler) Sarayburnu (Ahırkapu) ile . Haydarpaşa Mendireğindeki kırmızı fener arasına çeküeeek hattan sahile yakın olmıyan kısmına demirlemeğe mecburdurlar.

«17 — Boğazın Anadolu yakasında Kanlıca Koyu küçücük emin bir yatakdır. (Cumhurbaşkanlığı emrinde iken Savarona Yatı bu koyda demir üstünde yatardı).

«18 — Çubuklu-Koyu sıkıntıya açık ve çok derin olduğundan iyi demir yeri değildir.

«19 — Boğazın Anadolu yakasında İncirli Köyü ve Beykoz koyları büyük ve emin bir limandır; kaptanlar Beykoz Koyunu tercih ederler ve Yalıköyü ile Beykoz arasında sahilden 2 gomena açıkda 18-26 kolaç suya demir atarlar; 1853 Kırım Harbinde müttefik ingiliz ve fransız donanmaları (16 parça harb gemisi) Karadenize çıkmadan Beykoz Koyunda demir-lemişdi.

«20 — Boğazın Anadolu yakasında Umur-yeri Limanı 10-13 kolaç derinlikde demir yeridir; karadenizden gelen gemilerin karantine yeridir.

«2i — Tophane ile Ortaköy arası yalı boyu açığı geniş bir demir yeridir. Bu sahil boyunca her noktada 10-17 kolaç derinlikde demir yeri vardır; gemiler ya şamandıraya bağlayarak yahud tek demir atarak yatabilir; yalnız iki akıntının birleşmiş olduğu hatta yakın de mirlememye dikkat etmelidir. Bir harb gemisi yahud büyük bir tüccar vapuru için burada en iyi demir yeri Fındıklı önüdür.

«22 — Boğazın Rumeli yakasında Defterdar Burnu ile Arnavutköyü Burnu arasında yelken gemileri açıkda demir atarak şimale çıkmak için müsâid rüzgâr beklerler; bu sahil boyunda rihtırr^lar açığında demir yerlerinin en büyüğü Kuruçeşme önü, limanıdır.

«23 — Boğazın Rumeli yakasında Bebek Limanı, suları, derin bir koydur, içeri akıntı girmez, fakat önünde 3-6 kadem su altında bir bank vardır. Büyük tonda gemilerin demirlemesi için tehlikelidir. (Savarona Yatı Cum-

hurbaşkanlığı - emrinde iken Bebek Koyunda demirlemiş, geee çıkan sert rüzgârla bu bank'-in. üstüne sürüklenip bindirme tehlikesi atlat-mısdır), .

«24 — Rumeli yakasında İstinye Koyu bütün rüzgârlardan ve akıntılaardan mahfuzdur, içi 6-14 kolaç derinliktedir, fakat gemiler yatak olarak burasını az kullaıiır, az yukarda Kuyu-başı Burnu altında demirlemeyi tercih ederler, zîrâ o mevkî demir alma hususunda daha iyidir. (Zamanımızda îstinye Koyunda aynı adı taşıyan tersane bulunmaktadır).

«25 — Kuyubaşı Burnu altı 5-14 kolaç derinlikde demir yeridir, şimal rüzgârlarından ve akıntıdan mahfuzdur.

«26 — Rumeli yakasında Tarabya Koyu küçük, fakat tekmil rüzgârlara karşı mahfuzdur, 6-9 kolaç derinliktedir, ancak bir kaç gemi demir atıp barınabilir.

«27 — Rumeli yakasında Büyükdere. Koyu, Mesar Burnu ile Kireç Burnu arasında bütün rüzgârlara kapalı yukarı Boğazın en güzel barınacak yeridir, en güzel demir yeridir; med-hali 18-24, orta kısmı 10-12, dip kısmı 4-7 kolaç derinlikde ve dibi çamur ile kumdur. Hemen dâima demir üstünde yatan gemilerle dolu görülür.

«28 — Rumeli yakasında Büyük Liman mekii ile Rumeli Kavağı arasında 8-12 kolaç derinlikde bir demir yeri vardır; gemiler için en iyi yatacak yer Büyük Limanın cenub burnunu teşkil eden tepedeki mağaranın cenub tarafıdır».

1928 senesinde İstanbul Ticâreti Bahriye Müdürlüğü tarafından yayınlanmış «istanbul Limanı» isimli rehberdeki demir yerleri, Meh-med Enîsî Beyin rehberinden aynen alınmışdır.

Hüsnü KINAYLI

DEMİR YOLLARI MÜZESİ — Devlet Demir Yolları tarafından önce İstanbulda Haydarpaşa garında açılması düşünülmüş, sonra, İstanbulda yıllar boyunca toplanarak muhafaza edilmiş eşya ve hâtıralar Ankaraya yollanarak müze devlet merkezinde açılmışdır.

Toplanmış eşya arasında muhtelif devirlerin lokomatif ve vagon modelleri ile demir yolu hatlarının açılış törenlerinde kullanılmış makaslar, hâtıra defterleri ve çok zengin fotoğraf albümleri bulunuyordu.

Bu satırların yazıldığı sırada Yedikulede

muhafaza edilen Sultan Abdülazizin hususî vagonu da bu müzeye konulacakdı. Bu vagon hakkında aşağıdaki satırları Hürriyet Gazetesinden alıyoruz: «Demir Yolları Müzesine konulacak olan sedef işlemeli tarihî ahşab vagon D.D.Y. Yedikule Cer Atelyesinde restore edilmiştir. Bir asra yakın tarihî olan ve yakında kurulacak Demiryolları Müzesinin baş kösesini işgal edecek vagon, Abdülâziz'e, Veliahtlığı sırasında İngiltere Kiralı tarafından hediye edilmişti. Tamponları ağaçtan, her tarafında altın yaldızla Abdülâziz'in turası bulunan, yer yer sedef işlemeli muhteşem vagonun restore edilmişdir. Üç bölmeli vagonunda alafranga bir ayak yolu bulunup bölmeleri, sür-gülü kapılar ayırmaktadır. Saltanat vagonu-' nün içindeki bütün kanape ve koltuklar kapitonedir. Vagonun restorasyonu D.D.Y. na 6500 liraya mal olmuştur».

Bürhaneddin OLKER

DEMİRYOLU KÜTÜBHÂNESÎ — 1890 eylülünde Bahçekapusunda Şekerci Hacı Bekir Ağanm meşhur şekerci dükkânı karşısında açılmış büyük bir kütübhânedir; demiryolu şirketinden emekliye ayrılmış adını tesbit edemediğimiz bir rum tarafından, adından da anlaşılacağı gibi, Sirkeci . Garından Avrupaya doğru yola çıkacaklara bütün yabancı dillerde her çeşidinde kitab, mecmua ve gazete satmak gaayesi ile açılmışdı. İstanbul kartpostalları, küçük İstanbul hediyeleri, İstanbullular için de en iyi kırtasiye -malları ile mekteb kitabla-rı, türkce yayınlar bulunduran hakikaten pek mükemmel bir müessese idi. Hamidiye İmaretinin köşesinde bulundluğunu, Dördüncü Vakıf Han inşâ edilmek üzere adı geçen imaret yıkılır iken bu kitabcı dükkânının da kaldırıldığını tamin ediyoruz.

Bibi.: Sabah Gazetesi, eylül 1306

DEMİRYOLU SOKAĞI — Küçük pazarn Yavuzersinan Mahallesi sokaklarından, mahallenin Haliç yalısı bölgesindedir; adını eski bir dekovil hattına nisbetle almışdı; Eminönünden gelen ana yolun bir parçası olan Kazancılar Caddesi ile deniz kenarı arasında uzanır (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 5/46). Yerine gidilip bu satırların yazıldığı sıralardaki durumu tesbit edilmedi (Şubat 1965).

DENER'(Hâlid) — Kütübhâneci ve Eğitimci; bu satırların yazıldığı sırada Süleymani-ye Kütübhânesi müdürü; 1902 de Filibede


L

DENİZ (Faruk)

— 4394


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

— 4395 —

DENİZABDAL MESCİDİ




(Bulgaristan) doğdu; babasının adı Sadeddin, annesinin adı Ayşedir; Filibede Musalla ilk Okulunda (1912), Filibe Rüşdiyesinde (1916) okudu; 1939 da İstanbul Pertevniyal Lisesinden diploma alarak 1944 de, de istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini bitirdi; İstanbul da Yeni Kollejde Coğrafiya öğretmeni ve müdür muavini oldu (1945-1946), 1947 de Millet Kütübhânesi memurluğuna, 1948 de Ragıbpa-şa Kütübhânesi Müdürlüğüne, 1949 da Millet Kütübhânesi müdürlüğüne, 1954 de de Süley-maniye Kütübhânesi müdürlüğüne tâyin edildi. Hatice Hanımla evlidir; iki evlâd sahibidir; almanca ve bulgarca bilir. Posta pulları kolek-siyoncusudur; Almanya, İtalya ve Ingilterede meslekî tedkik seyahatlan yapmışdır; «Süley-mâniye Umumî Kütübhânesi» (1957) adında telif bir eseri vardır.

Bibi.: Kim Kimdir Ansiklopedisi

DENİZ (Faruk) — Reklâmcı; 1924 de Istan bulda doğdu; Bahri bey ile İkbal Hanımın oğludur; Kocamustafapaşa İlk Okulunda, Davud-paşa Orta Okulunda, Pertevniyal Lisesinde okudu (1943). 1943-1947 arasında İngiliz Kültür Heyetinde film kommanterlerini hazırlama işinde çalışdı ve aynı yerde spikerlik yapdı; 1948-1949 da İstanbul Üniversitesi Kimya Enstitüsü laborant tercümanlığı yapdı, 1949 da Amerikan Haberler Merkezi müracaat memuru oldu, 1951-1959 arasında da aynı yerde müdür muavinliği yapdı; bu vazifede iken bir yıl kadar (1954-1955) Wayne Üniversite reklâmcılık bölümünde reklâmcılık tahsil etti. «Televizyon Reklâm» müessesesinin kurucusudur. Şevkiye (Basluğ) Hanım ile evli ve Kahraman (doğ. 1960) adında bir oğlu vardır. İngilizce bilir. 1954-1955 arasında İtalya, Fransa, ingiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanadaya git-mişdir.

Bibi.: Kim Kimdir Ansiklopedisi

DENİZ (Muzaffer) — Meşhur bir yankesici kadın; bilhassa kadın ve genç kızları çarpar, kadın çantası açmada gaayetle hüner sahibi, apaşlar arasında da kadın çantasına pantufla denildiğinden yankesiciler arasında ve zabıtada «Pantuflacı Muzaffer» diye amlmışdır. İlk işini yirmi yaşlarında iken 1921 de yapmışdır, Emniyet Müdürlüğü kütüğünde ilk tescil tarihi 11-1-1337 (1921) dir; 1965 de 65-66 yaşlarında gaayetle zinde ve pis işine devamda idi. Bir sinema yıldızının gardorobu^ kadar zengin bir

gardroba sâhib olup, her işe çıkışında, gideceği semte göre dikkatle giyinir bir fâcire idi.

Bibi.: Hürriyet Gazetesi, mart 1965.

DENİZ (Ümid) — Gazeteci, muharrir; 1922 de Istanbulda doğdu; asrımız başında yaşamış ediblerden Müfid Necdet Beyin oğludur, validesinin adı Müzeyyen Hanımdır. Kadıköy 7. İlk Okulunda, Yeldeğirmeni Orta Okulunda, Haydarpaşa Lisesinde okudu; 1940 da bu liseden diploma alarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesinin İngiliz Filolojisi derslerine devam etti ise de 1941 de muhabirlik ile basın hayatına atıldı ve gazeteciliği meslek edindi. Tan, Son Telgraf, Gece Postası, Cumhuriyet, Tasvir, Son Saat, Demirkırat, Yeni Tüıkiye, Her Gün, Za-fer; Yeni Sabah, İstanbul Ekspres, Milliyet, Hürriyet gazetelerinde muhabirlik, röpartaj yazarlığı, istihbarat şefliği, yazı işleri müdürlüğü gibi gazeteciliğin çeşidli kollarında çalışdı. Akranı arasında seçkin bir kalem sahibi oldu; heyecanlı, güzel konuşur, gazetecilik mesleğinin bütün vasıhlarm sâhib muhitinin dâima sevilen bir siması oldu. Yurd dışı muhabirlikle, demirperde gerisi memleketleri hâriç bütün Avrupa memleketlerim, Orta Doğu memleketlerini,-Hindistan ve Şimalî Afrika memleketlerini do-laşdı ve çok ilgi çekici gezi notlan yayınladı. 1962 yılına kadar kitab hâlinde çıkmış telif eserleri şunlardır: «Kıral Faruk bir canidir»' «Kiralık Kızlar», «Ölüm Perdesi», «Yalvarırım Yetişin», «Sessiz Harb», «Şeytan Geliyor»; terce-me eserleri de şunlardır: «Aşkı arayan adam», «Ölüm çenberi», «Karanlık Sokak», «Cezanı çekeceksin», «Son Kurşun», «Ölüm bilmecesi», «Kaybolan cesed», «Kanlı maammâ», «Aldatılan kadın»; beş de film senoryosu vardır; «Talihsiz adam», «Vahşî intikam», «Drakula Istanbulda»••. «Cinci Hoca», «Serseriler».

Ortanın üstünde uzun boylu, görünüşü heybetli, hayli zamandenberi çenesinde fransız kesimi sakallıdır; yıl boyunca yakasında bir karanfil alâmeti farikası halindedir. Gazeteciler Cemiyeti, Gazeteciler Sendikası, Moda Deniz Kulübü, Taşlık Tenis Kulübü, Levend Kulübü üyesidir, ingilizce ve Fransızca bilir; Müfid a-dında (doğumu 1947) bir oğlu vardır. Bibi.: Kim Kimdir Ansiklopedisi

DENİZ ABDAL — Hadikatül Cevâmün kaydine göre Fâtih Sultan Mehmed ile birlikde-İstanbul muhasarası ve çenginde bulunmuş

mazanneden bir derviş; kabri Şehremininde bir evin bağçeesinde idi. Ön altıncı asırda o civarda Mimaj İlyas (yahud Şüfcâe|ddin?) tarafından yapdıran bir mescid halk ağzında. Denizabdal1 -m adına ııisbetle anıla gelmişdir (B.: Demzab-dal Mescidi). Zamanımızda kabrinden nişan kalmamışdır.

DENÎZABDAL CAMİÎ — B.: Denizabdal Mescidi).

DENİZABDAL CAMİÎ SOKAĞI — Fâtih İlçesinin Şehremmini Nahiyesinin Denizabdal ve Erey'li (Ereğli) mahalleleri arasında sınır sokakdır! Denizabdal Çeşme Sokağı ile Millet-Caddesi arasında uzanır; Masıra Sokağı, Köprülü Mehmed Paşa Sokağı ve Börekçi Veli Sokağı ile kavuşaklar vardır (1934 Belediye Şehir Rehberi; Pafta 10/73 ve 76). Bir araba rahat geçecek genişlikde kabataş döşeli bir yoldur. Birer ikişer katlı kagir ve ahşab evler arasında 4, 5 ve 7 katlı üç apartman vardır; l bakkal ve kasab dükkânı bulunan bu sokağın kapu numa-lan 1—25 ve 2—22 dir (haziran 1965)

Hakta GÖKTÜRK

DENİZABDAL ÇEŞMESİ SOKAĞI — tih İlçesinin Şehremini nahiyesinde, bir kısmı Denizabdal Mahallesi ile Ereyli (Ereğli) Mahallesi arasında sınır teşkil" eden, bir parçası da Denizabdal Mahallesi içinde kalan bir sokakdır; Günaydın Sokağı ile Başvekil Caddesi arasında uzanır; Denizabdal Camii Sokağı ve Seccadeci Sokağı ile kavuşaklan vardır (1934 Belediye Şehir Rehberi v: Pafta 10/73 ve 76). Bir araba geçecek genişlikde kabataş döşeli bir yoldur; ikişer üçer katlı ahşab ve beton evler arasından geçer. Günaydın Sokağı ile olan kavuşağı köşeninde Inâdiye yahud Râşidefen-di Tekkesi görülür, âyin günü pazartesi olan bir sâdi dergâhı idi; Denizabdal Camii Sokağı ile olan kavuşağında da bir su terazisi vardır, l bakkal ve l terzi dükkânı bulunan sokağın kapu numaralan 3—39 ve 2—40 dır (haziran 1965).

Hakkı GÖKTÜRK

DENİZABDAL KİRECHÂNE SOKAĞI —

Fâtih İlçesi'nin Şehremini Nahiyesinde Ereyli (Ereğli) Mahallesindedir; Günaydın Sokağı ile Börekçi Veli Sokağı arasında uzanır; Masura Sokağı ve Koyuncu Sokağı ile kavuşakla-rı vardır (1934 Belediye Şehir Rehberi, Pafta 10/73). Bir araba geçecek genişlikde paket ta-

sı döşelidir, bir kavis çizerek uzanır, eski ahşab evlerinden ancak bir kaç bina kalmış beton yapılar arasında» geçer; l esvab temizleyici, l tuhafiyeci, l kadın berberi, l kâğıtçı, l arpacı, l bakkal dükkânı vardır (haziran 1965).

Hakkı GÖKTÜRK

DENİZABDAL MESClDİ — Hadikatül çesinin Şehremini Bucağı Mahallelerinden; 1934 Belediye Şehir Rehberine göre (Pafta 10, No. 76) aynı bucağın Nevbahar, Seyyid Ömer, İbrahim Çavuş, Ereyli, Arap Emini, Ördek kasab ve Molla sefer mahalleleri ile cev-rilmişdir.


Yüklə 5,85 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   91




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin