Resim 2: İbn Sina (AH Bayat: Tıp tarihi. İzmir: 2003.)
Batıda “Avicenna” adı ile tanınan ve tabipler sultanı lakaplı Ebu Ali İbn Sina (980–1037) ise İslam döneminin en ünlü hekimidir. Buhara yakınlarında doğan İbn Sina yaşamını İran coğrafyasında geçirdi ve 1037’de Hemedan’da ölünceye kadar şehirden şehire dolaştı. Tıpta kendi kendini yetiştiren İbn Sina 18 yaşına geldiğinde artık ünlü bir hekimdi. Samanilerin emirlik kütüphanesine girdi. Tıp dışında felsefe, simya, fizik, matematik, edebiyat ve müzik alanlarında da ün saldı. İbn Sina’nın eserlerine Doğu ve Batı ülkelerinde yüzyıllarca en yetkin kaynaklar olarak başvuruldu. Arapça yazdığı “Kanun fi’t-tıb” (Tıbbın Kanunu) adlı tıp eseri daha sonra pek çok dile ve Latince’ye çevrildi. Kanun’un Latince çevirisi Batıda 16. yüzyılda başlıca ders kitabı olarak okutuldu ve en sık baskısı yapılan tıp eseri oldu. İbn Sina’nın Kanun’u beş kitaptan oluşur:
-
Kitap: Tıbbın genel prensipleri, tıp felsefesi, anatomi, fizyoloji, hijyen ve hastalıkların tedavisi,
-
Kitap: Basit ilaçlar (Müfret devalar),
-
Kitap: İç ve dış organların hastalıkları,
-
Kitap: Tüm vücudu etkileyen ve tek bir organla sınırlı kalmayan hastalıklar,
-
Kitap: Bileşik ilaçlar (Mürekkeb devalar) konusundadır.
İbn Sina hastalarını baştan ayağa muayene etti, karaciğer ve dalağı eliyle yokladı, göğsü dinledi, nabız atışlarını saydı, idrarı inceledi ve ayırıcı tanıyı böylece koymaya çalıştı. Tüm bir tıp deneyiminden ve kendisine ulaşan her tür kaynaktan yararlanan İbn Sina bu birikime menenjitin tarifi, salgın hastalıkların yayılma tarzı (örn. vebanın farelerle ilişkisi), tüberkülozun bulaşıcılığı, bazı bulaşıcı hastalıkların plasenta yoluyla geçebileceği de dahil olmak üzere kendisine ait bir çok yeni gözlemini de ekledi ve bugün psikosomatik tıp denilen alanda pek çok keşifte bulundu. Kitaplarında göz kaslarını tarif etti, retinanın görmedeki işlevini açıkladı, akciğer zarı iltihabını (plörezi) benzer hastalıklardan ayırt etti, beyinde tümör olabileceğini söyledi, şeker hastalığının belirtilerini saydı, sarılık (ikter) nedenlerini inceledi, yüz felçlerini, mide ülserini, mide kapısındaki (pilor) darlığı tarif etti ve güç doğumlarda forseps benzeri bir alet kullandı. Bilindiği kadarıyla İbn Sina’nın 276 kitabı vardır ve bunlardan 43 tanesi tıbba aittir.
İranlı Ali Abbas El-Mecusi (Haly Abbas) (Ö. 982) de aynı dönemde yaşadı. Adudi Hastanesi’nin kurucusu olan Mecusi, “Kitabü’l-Maliki” adlı tıp tarihi konularını da içeren eseriyle ünlüdür. Mecusi Bağdat’taki ünlü Adudü’d-Devle (Adudi) Hastanesi’nin başhekimi olduğundan eseri kendi deneyimleriyle oluşturduğu bilgilerini de yansıtmaktadır.
Yine bu dönemde Ali b. İsa’nın oftalmoloji üzerine yazdığı “Tezkiretü’l-kehhalin” (Göz hekimlerinin hazinesi) adlı eser göz hekimlerinin kaynak kitabıdır.
Dostları ilə paylaş: |