TIP ETİĞİ İLKELERİ Prof. Dr. Nil Sarı
Bu bölümde, etiğin esasını teşkil eden dört temel ilke ele alınmaktadır. Şüphesiz, hekimliğin uygulanmasında diğer etik ilke ve kurallar da gözetilmelidir. Sır, doğruyu söyleme, sadakat, mahremiyete saygı gibi kurallar kitapta yeri geldikçe vurgulanacağından ayrı birer konu olarak bu bölümde yer verilmemiştir.
Zarar Vermeme İlkesi
Yaşamımız boyunca tüm görevlerimizde zarar vermeme ödevini göz önünde bulundurmak zorundayız. Aslında zarar vermeme ödevi o kadar güçlüdür ki, görevlerimizden ve her tür ilişkimizden bağımsızdır. Bu ilke, zarar vereyim mi, vermeyeyim mi muhakemesine nadiren izin verir; çünkü zarar vermeme ilkesinin çiğnenmesi risklidir. Bir kişinin olumsuz saydığı her hangi bir duruma uğratılması ona zarar verme anlamına gelir. Bir kişiye yarar sağlanmış olsa bile, onun bilgisi ve rızası dışında yapıldıysa, ona yine zarar verilmiştir. Genel bir ahlak ilkesi olan zarar vermeme ilkesinden türetilen ve zararlı fiilleri yasaklayan, “öldürme, çalma, zina yapma” gibi kurallar tarih boyunca toplumların düzenini korumak üzere geliştirilmiştir.
İnsan insana, ya da başka canlılara çeşitli şekillerde zarar verebilir. Bir doktor da birçok bakımdan hastasının zarar görmesine sebep olabilir. Örneği; fiziki nitelikte zarar verebilir; hastada ağrıya neden olabilir, sakat bırakabilir, zamansız ölümüne yol açabilir, başka hastalıklara (iyatrojenik) sebep olabilir; psikolojik zararlar verebilir; hasta haklarını ihlal edebilir, özgürlüğünden veya bir fırsattan mahrum edebilir, adaletsizlik yapabilir, sır ve mahremiyet hakkını çiğneyebilir, bir takım nimetlerden mahrum kalmasına sebep olabilir; ününe veya malına zarar verebilir. Günümüz hekimliğinde sık rastlanan başka zarar çeşitleri de vardır; örneği, doktor ve hastane ortamı hastada kaygı (anksiyete), yabancılaşma, çaresizlik, kendi kendini denetimin yitirilmesi, çağdaş tıbba güvensizlik ve kanıtlanmamış tedavi yöntemlerine yönelme vb. Sağlık görevlisinin hastaya sevgiyle yaklaşması, anlayışlı tutum ve davranışıyla bu gibi zararlar, önlenebilir veya azaltılabilir. Bilgi edinmek ve yeni tedaviler geliştirmek için araştırma yapanlar da hayvanlara ve insanlara zarar verebilmektedir. Deneklere zararı en aza indirmek için bir takım yasa ve etik kuralları geliştirilmiştir.
Başkalarına zarar vermenin yasaklanması, zarar vermekten kaçınmak/sakınmak, kötülük yapmama ödevi tarih boyunca hekimliğin başlıca düsturu ve davranış kuralı olmuştur. Hipokrat’a atfedilen, “ her şeyden önce zarar verme” ya da “hiç olmazsa zarar verme” (Latincesi: “primum non nocere”) sözü bugün de hekimlere yol göstericidir. Hipokrat Yemininde yer alan, “Becerilerimi hiçbir zaman zarar vermek için kullanmayacağım; ben zehir isteyene onu vermeyeceğim” ifadesi, hekimin gücü yettiği kadar tedavi sanatını hiçbir vakit kötülük için değil, daima iyilik için kullanacağı anlamına gelir.
Dostları ilə paylaş: |