Istanbul Üniversitesi Matbaası


Gerileme ve çöküş dönemi (12 – 14. yüzyıllar)



Yüklə 1,58 Mb.
səhifə60/329
tarix07.01.2022
ölçüsü1,58 Mb.
#88912
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   329
Gerileme ve çöküş dönemi (12 – 14. yüzyıllar)

Bu ünlü simalardan sonra Endülüs ve diğer Doğu İslam memleketlerinde 12–14. yüzyıllarda bilim ve tıp artık iyice gerilemeye yüz tuttu. Bu yıllarda da yine birçok eserler verildi ancak bunların pek çoğu daha önce bilinenlere yeni bir bilgi eklemedi. İslam biliminin görkemli günleri artık geride kalmıştı. 14. yy.dan itibaren ise İslam yazarlarının bilimsel eserlerine sihirbazlığa benzeyen bir takım hurafeler karışmaya başladı ve bilim hareketi biraz daha gevşedi. Ancak yine de bu yıllarda sivrilen bazı şahsiyetler vardı: Örneğin 14. yüzyılda dünyayı kasıp kavuran büyük veba salgını hakkında Gırnatalı İbn Hatib bir eserinde “deneyim ve incelemeleri sonucunda bulaşmanın mutlak olduğunu, hastalığın elbiseler, çanaklar ve kullanılan eşyalar yoluyla insandan insana, evden eve geçtiğini ve vebalı bir ülkeden gelen bir geminin vebasız bir limana uğrayınca vebayı oraya da getirdiğini” belirtti. Hatib; “Bu afet ancak tecrit edilen kişiler ve Afrika’da yaşayan Bedevi kabileleri arasına sokulamamaktadır” demektedir. O devirde dünyanın her yanında vebanın karşı konulamaz bir ilahi azap olarak bilindiğine ve ona karşı hiç bir şey yapılamadığına bakılırsa bu bilgilerin ne kadar büyük bir değeri olduğu anlaşılır.

Faslı hekimlerden İbn Hatime (Ö. 1369) İspanya’nın El-Merye kısmını harab eden veba hakkında 1348’de bir eser yazdı. Bu eser Avrupa’da 14. ile 16. yüzyıllar arasında aynı konuda yazılan tüm eserlerden farklıydı. İbn Hatime eserinde; “Uzun deneyimlerim sonucunda hastalıklı bir kişiye temas eden bir kimsenin aynı hastalığa hemen yakalandığını ve aynı belirtileri gösterdiğini anladım. İlk hasta kan tükürmüşse ikincisi de tükürüyor. Birincisinde bir takım şişlikler oluşmuşsa ikincisinde de bu şişlikler aynı yerlerde ortaya çıkıyor. İkinci hasta da hastalığı aynı şekilde bulaştırıyor” demektedir. Bu sözlerin değeri ancak Yunan hekimlerinin bulaşıcı hastalıkların niteliklerinden söz etmedikleri ve Ortaçağ yazarlarının bu konu hakkında bir şey yazmadıkları anımsandığında anlaşılır.

Göz hekimi İbn Ebi Usaybia (?-1270) da bu devrin önemli hekimlerindendir. Usaybia 600 hekimin hayat ve eserleriyle ilgilendi ve bunları anlatırken bugün varolmayan birçok eserden ve okuduğu yüzlerce tıp kitabından yararlandı. Öyle ki İslam dönemi tıbbına dair yazılan yeni tarihlerin pek çoğu bu esere dayanır.



12 ve 13. yüzyıllarda Şam ve Kahire’de yeni hastanelerin inşasıyla bu şehirler ve özellikle de Kahire hekimler için bir cazibe merkezi haline geldi. Kahire’ye gelen ünlü hekimler arasında İbn Meymun, El-Bağdadi, El-Dahvar, İbn Ebi Usaybia vardır.
Resim 4: İbn Nefis’in küçük kan dolaşımı şeması (SA Nasr İslam ve ilim. Çev.: İ Kutluer. İst.: İnsan Yay.; 1989.)
Ancak hem Kahire hem de Şam’da sanatını icra edenler arasında biri vardı ki değeri ancak 1924’lerde anlaşılacaktı. Bu hekim İbn Nefis (?-1288)’di. İbn Nefis 1924’e kadar Servetus’a atfedilen küçük kan dolaşımını tarihte ilk defa olarak “Şerh teşrih el-kanun” (Kanun’un anatomi bölümüne ek)” ve “Şerh el-kanun” (Kanun’a ek) adlı iki eserinde tarif etmişti.


Yüklə 1,58 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   329




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin