4C - (s. 69) Merhaba! Benim adım Aylin. Günlük
hayatta rahatlık benim için çok önemli.
Özgür olmayı seviyorum.
Merhaba! Benim adım Ece. Arkadaşla-
rımla rock konserlerine gitmekten hoş-
lanıyorum. En büyük zevkim elektronik
gitar çalmak.
Selam! Benim adım Eda. Bir şirkette
sekreterlik yapıyorum. Tiyatro, sinema
gibi popüler etkinlikler ilgimi çekiyor.
Modayı takip ediyorum.
Merhaba! Ben Binnur. Nostaljik olan
şeylere ilgi duyuyorum. Antika en bü-
yük tutkum. Boş zamanlarımda koşu-
yorum.
Merhaba! Ben Eray. Klasik müzikten
hoşlanıyorum. Her zaman şık ve ba-
kımlı görünmekten yanayım.
Merhaba! Benim adım Figen. Bir şirket-
te halka ilişkiler sorumlusuyum. Düzen
ve disiplin benim için çok önemlidir.
5A - (s. 77) Duygu: Ayşeciğim, iyi ki bu geziye se-
ninle beraber geldim. Mısır Piramitle-
rini çok merak ediyordum. Gerçekten
benim için hem çok eğlenceli hem de
çok faydalı bir gezi olacak. Ben acele-
den çok araştırma yapamadım. Senin
piramitler hakkında bilgin var mı? Gez-
meden önce bana biraz anlatabilir mi-
sin?
Ayşe: Tabi anlatayım. Ben gelmeden
önce iyice araştırdım. Mısır Piramit-
lerinin her biri 20 ton olan taşlardan
inşa edilmiş ve bu taşların temin edile-
bileceği en yakın mesafe yüzlerce km.
uzaktaymış.
Duygu: Peki bu taşların nasıl getirildiği
biliniyor mu?
Ayşe : Hayır, maalesef bilinmiyor. Bun-
lardan başka Piramit kimin adına yapıl-
dıysa, onun bulunduğu odaya, yılda iki
defa güneşin girdiğini de okudum. Bu
günler o kişinin doğduğu ve tahta çık-
tığı günlermiş.
Duygu: Çok ilginç. ‘‘Güneş girmeyen
eve doktor girer.’’ atasözüne çok zıt
bir olay. Ben en çok mumyaları merak
ediyorum. Onlar burada nasıl koruna-
bilmişler? Bunlarla ilgili bir şeyler bili-
yor musun?
Ayşe: Bu konuyla ilgili çok bilgim yok
ama mumyalarda radyoaktif madde
bulunduğundan, mumyaları ilk bulan
12 bilim adamının kanserden öldüğü-
nü okumuştum.
Duygu: Mumyalarda radyoaktif madde
varsa bunun başka olumsuz etkileri de
olabilir bence.
Ayşe: Başka olumsuz bir etkisinin olup
olmadığını bilmiyorum ama Piramitle-
rin içerisinde ultra sound, radar, sonar
gibi cihazların çalışmadığını biliyorum.
Belki bu da mumyalarla ilgili olabilir.
Ayrıca kirli suyu, birkaç gün piramitin
içine bırakırsan, suyu arıtılmış olarak
bulabileceğini de az önce bir turist söy-
ledi. Çok ilginç değil mi? Ayrıca sütün
de burada birkaç gün süreyle taze ka-
labileceğini ve daha sonra hiç bozul-
madan yoğurt haline gelebileceğini de
internetten öğrenmiştim. Sen çiçekleri
çok seversin. Bitkilerin, piramitlerin
içinde daha çabuk büyüdüğünü biliyor
muydun?
Duygu: Öyle mi? Hiç duymadım keşke
en sevdiğim çiçeğimi getirseydim.
Ayşe: Bir de çöp bidonunun içindeki
yemek artıklarının hiç koku yaymadan
piramitlerin içinde uzun süre kalabildi-
ğini de az önce bir rehber, kendi gru-
buna anlatırken duydum. Ve son olarak
da kesik, yanık, sıyrık gibi yaraların bir
Piramit’in içinde daha çabuk iyileştiğini
de biliyorum.
Duygu: Gerçekten senin sayende şimdi
daha iyi gezebileceğim. Ben de belki bi-
rilerinden farklı bir şey duyarsam sana
anlatırım.
Ayşe: Hadi o zaman gezelim.