**– Enes “Radıyallahü Teâlâ anh” Hazretlerinden rivâyet edilmişdir. Resûlullah “Sallallahü Teâlâ Aleyhi ve Sellem” Hazretleri buyurdular ki: (Allahü Teâlânın kullarından öyleleri vardır ki, Allahü Teâlâya birşey için yemîn etseler, muhakkak o şey yerine getirilir. Ümmetimden Allahü Teâlânın emirlerini yerine getirenler, eksik olmaz. Onlara karşı koyanlar, küçük düşürmek istiyenler, hiçbir zarar yapamazlar. Allahü Teâlânın emri gelinceye kadar, onlar bu hasletleri üzere olurlar.) Bu hadîs-i şerîfi rivâyet eden Enes “Radıyallahü Anh” Hazretleri dedi ki: Râbi’a adlı hanım benim halam idi. Ensârdan bir câriyenin ön dişini kırdı. Resûlullah “Sallallahü Teâlâ Aleyhi ve Sellem” Hazretlerinin huzûruna geldiler. Da’vâya Resûlullah baktı. Kısâs yapılmasını emr etdiler. Enes bin Nadr’ki, Enes bin Mâlikin amcasıdır. O, Allahü Teâlâya yemîn ederek, yâ Resûlallah, onun dişini kırma dedi. Resûlullah “Sallallahü Teâlâ Aleyhi ve Sellem” buyurdular ki: (Yâ Enes! Allahın kitâbı kısâsı emr ediyor!) Sonra dişi kırılan câriyenin yakınları kısâs yerine diyeti kabûl etdiler. O durumda Resûlullah “Sallallahü Teâlâ Aleyhi ve Sellem” buyurdular ki: (Allahü Teâlânın öyle kulları vardır ki, Allahın adı ile birşey için yemîn etseler, Allahü Teâlâ bu sevgili kullarının hâtırı için, o şeyi hemen yaratarak, istedikleri hâsıl olur.)
** Çin İmparatorunun Ashab Hakkındaki Sözü:
- İran Şahı Yezdicerd, Çin imparatorundan yardım istedi. Çin imparatoru, İran elçisine:
“Komşu hükümdarların birbirlerine yardım ettiğini biliyorum. Yenilen bir hükümdara yardım etmek gelenektir. Sizi memleketinizden çıkaran adamların vasıflarını anlat da nasıl insanlar olduklarını öğreneyim. Çünkü onların az oldukları halde, sizin gibi büyük bir devleti bu şekilde perişan edip yurdunuzdan çıkarmasında bir hikmet olsa gerek. Herhalde onların iyi, sizin ise kötü bir tarafınız vardır ki, böyle oluyor” dedi. Sonra Çin imparatoru elçiye:
“Sözlerinde duruyorlar mı?” diye sordu. Elçi:
“Evet” dedi. İmparator:
“Savaşa başlamadan önce size ne teklif ediyorlar” dedi. Elçi:
“Bizi üç şeyden birini seçmeye davet ediyorlardı: Ya dinlerini kabul etmeye, ya cizye vermeye, ya da savaşmaya. Dinlerine girseydik, onlardan biri gibi olacaktık. Cizye vermeyi kabul etseydik, bizi himayelerine alıp herkese karşı koruyacaklardı” dedi. İmparator:
“Emirlerine itaatları nasıldır? diye sordu. Elçi:
“Onlar kadar emirlerine itaat eden kimse görmedim” dedi. İmparator:
“Onların dininde neler haram, neler helâl?” diye sordu. Elçi bunları da anlattı. İmparator:
“Helâlleri haram, haramları helâl sayarlar mı?” dedi. Elçi:
“Hayır” dedi. İmparator:
“Haramlarını helâl, helâllerini haram saymadıkça hiç bir toplum helâk olmaz” dedi. Sonra kıyafetleri hakkında sordu. Elçi bunu da tarif etti. Bineklerini sorunca, elçi “Cins Arap atlarıdır’ diyerek atların özelliklerini anlattı. İmparator:
“Bu özellikte olan atlar kale gibidir” dedi. Elçi develerini ve develerin ağır yük altında uzun mesafeler katettiklerini de anlattı. İmparator:
“Boynu uzun hayvanlar böyle olurlar” dedi ve İran Şahına şu mektubu yazdı:
Sana, başı Merd’de sonu Çin’de olacak kadar büyük bir ordu göndermem gerekir. Böyle yapmak gerektiğini biliyorum. Ancak senin elçinin bana anlattığı kavim eğer dağları verinden sökmek isterlerse. bunu yapabilirler. Eğer onlarla bizim aramızda siz olmasanız, böyle vasıflara sahip oldukları müddetçe benim saltanatımı da elimden alırlar. Beni dinlersen onlarla barış ve himayeleri altına girmeye razı ol. Onlar sana dokunmadıkça da sen onlara dokunma.”
- Allah’ım! Sen olmasaydın hidayet bulup sadaka verip namaz kılamazdık.Bize katından huzur ve güven indir ki,fitne ve belâlara karşı sabredelim.
**Sa’d bin Rebi gibi zatlar Akabe biatında vermiş oldukları sözü,sözlerinden dönmeksizin,her güçlüğe rağmen yerine getirdiler.
**Rasulullah Amr bin Mürreyi kavmi Cüheyniye gönderirken şu öğütte bulunmuştu:”Çok yumuşak ve doğru sözlü ol ve sakın mağrur ve kıskanç olma” diyordu.Ve kavminden bir kısmı ona tabi olmuştu.
Ashâb-ı Kirâmın adedi: Mekke'nin fethinde on bin, Tebük Gazâsında yetmiş bin, Vedâ Haccında doksan bin ve Rasûlullah Efendimiz vefât ettiği zaman yeryüzünde yüz yirmi dört binden fazla sahâbî vardı. Bu konuda başka rivâyetler de vardır.
Sahabelerin her biri bir sıfatta kemal noktaya ermişlerdir.Her birinin hususiyeti ayrı ayrıdır ki,onunla o kemal noktaya ulaşmışlardır.
Asırlarda gelen büyükler,Rasulullahın sünnetine uyarak büyük olmuşlardır.
Onlar Kur’an ve Rasulullah tarafından çokça övülmüşlerdir.77
**Bir Mü’min Öldüren Adamı Toprağın Dışarı Atması.
- Allah Rasûlünün arkadaşlarından birisi bir kitleye hücum etti. Kitleyi teşkil edenler sağa-sola koşuşarak dağıldılar. Müşriklerden olup da kaçmaya çalışan bir kişiyi yakaladı. Onu kılıçla öldürmek istediğinde yakalanan kişi “Lâ ilâhe illallah” dedi. Fakat yakalayan, bir türlü ondan vazgeçmedi ve onu öldürdü. Sonra kalbinde onun ölümünden ötürü şüphe başladı. Sonra da hadiseyi Rasûlullah’a anlatarak:“Bu kişi lâ ilâhe illallah’ı kılıçtan kurtulmak için söyledi!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
“Sen onun kalbini açıp baktın mı?” buyurdu. Az bir zaman sonra katil olan kişi öldü. Onu defnettiler. Ertesi gün baktılar ki, toprak onu dışarıya atmıştır. Aile efradı Peygambere gelerek hadiseyi haber verdiler. Hz. Peygamber onun yeniden defnedilmesini emretti. Yine defnettiler. Ertesi gün yine mezardan atılmış olduğunu gördüler. Ailesi yine durumu Peygambere sordu. Peygamber “Yeryüzü onu kabul etmekten çekinmiştir. Onu mağaralardan birisine atın gitsin” buyurdu.
** O zamanda olan olaylar için İmâm-ı Şâfi'î ve Ömer bin Abdülazîz buyuruyor ki, (Allahü Teâlâ, ellerimizi o kanlara bulaşmaktan koruduğu gibi, biz de dillerimizi karıştırmaktan korumalıyız!)
Peygamberimizin, Hz. Muaviyeye, hayırlı duâlar ettiğini, hadis âlimlerinin hepsi söylüyor. Meselâ, (Yâ Rabbî, ona kitap yâni yazı ve ilim ile hesap öğret ve onu azâbdan koru!) ve bir kere de, (Yâ Rabbî! Onu doğru yola götür ve doğru yola götürücü yap!) buyurdu.
Müslim-Sahihinde ve başka kitaplarda diyor ki, Hz. Muaviye, Resûlullahın kâtibi idi. Yanında yazardı. Zeyd bin Sâbit vahiy yazardı. Muaviye, hem vahy, hem de mektûb yazardı.
-Abdüllah ibni Mübârek buyuruyor ki, (Hz. Muaviye, Resûlullahın yanında giderken, atının burnuna giren toz, Ömer bin Abdülazîzden bin kere daha kıymetlidir). Buradan, Hz. Muaviyenin ne kadar yüksek olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Hz. Muaviyenin üstünlüğünü anlatmaya şu hadis-i şerif yetişir: Tirmizî bildiriyor ki, Resûlullah buyurdu: (Yâ Rabbî! Onu hâdî ve mühdî eyle!) Yâni, Onu doğru yola ulaştır ve doğru yola ulaştırıcı eyle!)
**SAHABELERİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Peygamberlerden sonra insanların en üstünü: Hz. EBÛ BEKR-İ SIDDÎK
Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe: Hz. ÖMER
Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe: Hz. OSMAN
Allahın arslanı ve Resûlullahın dâmâdı: Hz. ALİ BİN EBÎ TÂLİB
Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri: ABDURRAHMAN BİN AVF
Cennetle müjdelenen ümmetin emîni: EBÛ UBEYDE BİN CERRÂH
Resûlullahın okçusu: SA'D BİN EBÎ VAKKÂS
İlk Müslüman olanlardan: TALHÂ BİN UBEYDULLAH
Cennetle müjdelenenlerden: ZÜBEYR BİN AVVÂM
Peygamberimizin amcası: ABBÂS BİN ABDÜLMUTTALİB
Tefsîr âlimlerinin şâhı: ABDULLAH BİN ABBÂS
Hadîs-i şerîf yazması ile meşhûr sahâbî: ABDULLAH BİN AMR BİN ÂS
Uhud şehitlerinden: ABDULLAH BİN CAHŞ
Hz. Ebu Bekir'in oğlu: ABDULLAH BİN EBÎ BEKR-İ SİDDÎK
Meleklerin yıkadığı sahâbînin oğlu: ABDULLAH BİN HANZALA
Resûlullahın elçilerinden: ABDULLAH BİN HUZÂFE
Kur'ân-ı kerîmi açıktan okuyan ilk sahâbî: ABDULLAH BİN MES'ÛD
En çok hadîs bilen sahâbîlerden: ABDULLAH BİN ÖMER
Resûlullahın şâiri: ABDULLAH BİN REVÂHA
Tevratta Resûlullahın alâmetlerini görüp Müslüman olan sahâbî:
ABDULLAH BİN SELÂM
Bedir'de babasına karşı savaşan sahâbî: ABDULLAH BİN SÜHEYL
Sâhib-ül ezân: ABDULLAH BİN ZEYD
Medîne'de muhâcirlerden ilk doğan sahâbî: ABDULLAH BİN ZÜBEYR
Âilece cömert olan sahâbî: ADİ BİN HÂTİM TÂİ
Meleklerin defnettiği sahâbî: ÂMİR BİN FÜHEYRE
Şehîd oğlu şehîd: AMMÂR BİN YÂSER
Meşhûr Arab dâhîlerinden: AMR BİN ÂS
Arıların koruduğu sahâbî: ÂSIM BİN SÂBİT
Kıblenin değiştiğini haber veren sahâbî: BERÂ BİN ÂZİB
Hz. Ebû Bekir'e ilk bîât eden sahabî: BEŞİR BİN SA'D
Peygamber Efendimizin müezzini: BİLÂL-İ HABEŞİ
Resûlullahın sancaktarı: BÜREYDE BİN HASİB
Sahâbenin en çok hadîs bildirenlerinden: CÂBİR BİN ABDULLAH
Cennete uçarak giden sahâbî: CA'FER-İ TAYYÂR
Cebrâil Aleyhisselâmın, şekline girdiği sahâbî: DIHYE-İ KELBÎ
Peygamber Efendimizin fedâisi: EBÛ DÜCÂNE
Mihmândâr-ı Resûlullah: EBÛ EYYÛB-EL ENSÂRÎ
En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahâbî: EBÛ HÜREYRE
Resûlullahın süvârilerinden: EBÛ KATÂDE
Tevbesi ile meşhûr sahâbî: EBU LÜBÂBE
Kur'ân-ı Kerîmi en iyi okuyan sahâbîlerden: EBÛ MÛSEL-EŞ'ARÎ
Çok hadîs rivâyet eden yedi sahâbîden: EBÛ SA'ÎD-İ HUDRÎ
Tek başına hicret eden sahâbî: EBÛ SELEME
Resulullahın fedâisi: EBÛ TALHÂ
Gıfarî kâbilesinin reisî: EBÛ ZER GIFÂRÎ
Kâdılık yapan sahâbîlerden: EBÜD DERDÂ
Rasûlullahın hizmetçisi: ENES BİN MÂLİK
Evi ilk vakıf olan sahâbî: ERKAM BİN EBİ'L ERKAM
Câhiliye devrinde de tek bir Allaha inanan sahâbî: ES'AD BİN ZÜRÂRE
Yemenli sahâbîlerden: FEYRÛZ BİN DEYLEMÎ
İlk Müslüman sahâbîlerden: HABBÂB BİN ERET
İlk Müslüman olan sahâbîlerden: HÂLİD BİN SA'ÎD BİN ÂS
Meleklerin yıkadığı sahâbî: HANZALA BİN EBÛ ÂMİR
Darağacında ilk namaz kılan sahâbî: HUBEYB BİN ADİY
Sevgili Peygamberimizin sırdaşı: HUZEYFE BİN YEMÂN
Şehîdlerin efendisi: Hz. HAMZA
Peygamber Efendimizin şâirlerinden: KÂ'B BİN MÂLİK
Resûlullahın süvârilerinden: MİKDÂD BİN ESVED
Resûlullah Efendimizin fedâîlerinden: MUHAMMED BİN MESLEME
İslâmda ilk öğretmen: MUS'AB BİN UMEYR
Helâl ve harâmı iyi bilen sahâbî: MU'ÂZ BİN CEBEL
Hâşimoğullarının en yaşlısı: NEVFEL BİN HÂRİS
Ashâb-ı Kirâmın meşhûr kumandanlarından: NU'MÂN BİN MUKARRİN
Medîne'de ilk vefât eden muhâcir sahâbî: OSMAN BİN MAZ'ÛN
Kâbe'nin hizmetinde olan sahâbî: OSMAN BİN TALHÂ
Peygamber Efendimizin hatîblerinden: SÂBİT BİN KAYS
Ensârın en hayırlılarından: SA'D BİN MU'ÂZ
Şehîd olurken nasîhat eden sahâbî: SA'D BİN REBİ
Hz. Ömer'e benzeyen vâli: SAİD BİN ÂMİR
Kur'ân-ı Kerîmi en iyi okuyanlardan: SÂLİM MEVLÂ EBÛ HUZEYFE
Ashâb-ı Kirâmın okçularından: SEHL BİN HANİF
Medîne'de en son vefât eden sahâbî: SEHL BİN SA'D
Piyâdelerin en hayırlısı: SELEME BİN EKVÂ
Kardeşlerinin işkence ettiği sahâbî: SELEME BİN HİŞÂM
Ehl-i Beytten sayılan İranlı sahâbî: SELMÂN-I FÂRİSİ
Rasûlullahın hizmetçisi: SEVBÂN
Allah yolunda malını mülkünü terkeden sahâbî: SÜHEYB-İ RUMİ
Yemâme kabîlesi reisi: SÜMÂME BİN ÜSÂL
Işık Saçan Sahâbî: TUFEYL BİN AMR
Akabe bî'atlerinde kavminin temsilcisi olan sahâbî: UBÂDE BİN SÂMİT
Ashâb-ı Suffadan: UKBE BİN ÂMİR
Kırâati ile meşhûr sahâbî: ÜBEYY BİN KÂ'B
Rasûlullahın çok sevdiği sahâbîlerden: ÜSÂME BİN ZEYD
Ashâb-ı Kirâmın sancaktarlarından: ÜSEYD BİN HUDAYR
Kardeşleri tarafından işkence gören sahâbî: VELÎD BİN VELÎD
**Medîneli ilk Müslümanlardan: ABDULLAH BİN ATİK
Peygamberimizin müezzinlerinden: ABDULLAH BİN ÜMM-İ MEKTÛM
Ensarın muhaciri diye tanınan sahabî: ABBAS BİN UBÂDE
Müminlerin annelerinden: CÜVEYRİYYE BİNTİ HÂRİS
Peygamberimizin azatlı kölelerinden: EBU RAFİ
Peygamberimizin süt kardeşi: EBU SÜFYAN BİN HÂRİS
Hz. Ali’nin annesi: FÂTİMA BİNTİ ESED
Mekkeli sahabilerden: HACCAC BİN ILAT
Peygamberimizin ilk hanımı: HADİCE-TÜL KÜBRA
Peygamberimizin hanımlarından: HAFSA BİNTİ ÖMER
Allahın kıIıcı lâkabı ile tanınan kumandan Sahâbî: HÂLİD BİN VELİD
Peygamberimizin sütannesi: HALİME HATUN
Peygamber Efendimizin halasının kızı: HAMNE BİNTİ CAHŞ
Meşhur kadın şair sahabilerden: HANSA HATUN
Peygamber Efendimizin şairlerinden: HASSAN BİN SABİT
Peygamber Efendimizin elçilerinden: HÂTİB BİN EBİ BELTEA
Peygamberimizin hanımlarından: Hz. AİŞE-İ SIDDIKA
Peygamberimizin en sevgili kerimesi: Hz. FÂTIMA
Cennet gençlerinin efendisi: Hz. HASAN
Cennet gençlerinin seyyidi: Hz. HÜSEYİN
Peygamberimizin hanımlarından: Hz. REYHANE
Cennetle müjdelenenlerden: HZ. SAİD BİN ZEYD
Meşhur İslâm kumandanlarından: İKRİME BİN EBİ CEHİL
Meleklerle konuşan Sahâbî: İMRÂN BİN HUSAYN
Peygamberimizin hırkasını verdiği şâir Sahâbî: KÂ’B BİN ZÜHEYR
Ashab-ı Kiramın okçularından: KATADE BİN NU’MAN
Peygamberimizin hanımlarından: MEYMUNE BİNTİ HÂRİS
Meşhûr beş dâhiden biri olan Sahâbî: MUĞİRE-T EBNİ ŞU’BE
Ashab-ı Kiramın elçilerinden: RİBİ BİN ÂMİR
Dostları ilə paylaş: |