İnsanlar ihtiyaçlarını karşılayabilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. Bu enerji kaynaklarının bir kısmı zamanla tükenmektedir. Bu nedenle yenilenebilir ve yenilenemez olarak 2 ye ayrılırlar. Yenilenebilir olanlar hem tükenmemesi hem de çevreye zarar vermemesi nedeniyle tercih edilmelidir.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Güneş; Güneşten gelen ısı ve ışık sayesinde elde edilen enerjidir.
Rüzgar; Rüzgarın gücünden elde edilen enerjidir.
Hidroelektrik; Barajlardan suyun yüksekten akıtılması ile elde edilen enerji kaynağıdır.
Jeotermal Enerji; Yeraltından çıkan sıcak su kaynaklarıdır.
Yenilenemeyen Enerji Kaynakları
Doğal Gaz; Isınmada kullanılan enerji kaynağıdır. Ülkemizde doğalgaz Trakya’da ve Mardin-Çamurluda çıkar. Ancak bunlar ihtiyacımızın çok az bir kısmını karşılar.
Petrol; Önemli bir enerji kaynağıdır. Yakıt dışında plastik eşya, ilaç, şampuan yapımı gibi birçok alanda kullanılır. Ülkemizde petrol sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesinde çıkarılır.(Batman, Siirt, Diyarbakır, Adıyaman)
Nükleer Enerji; Uranyum ve toryum madenlerinin atomlarının parçalanması ya da birleştirilmesi ile elde edilen enerjidir. Atom enerjisi de denir.
Taş Kömürü; Ülkemizde sadece Zonguldak çevresinde çıkarılır. Çoğu demir-çelik fabrikalarında kullanılır.
Linyit; Bu da bir kömür çeşididir. Ülkemiz linyit yönünden zengin yataklara sahiptir. Çıkarıldığı önemli bazı yerler; Afşin-Elbistan(Kahramanmaraş), <<
SANAYİ(ENDÜSTRİ)
İşlenmemiş ya da yarı işlenmiş maddelerin fabrikalarda işlenerek kullanılabilir ve tüketilebilir hâle getirilmesi faaliyetlerine sanayi(endüstri) denir.
Devletlerin gelişmişliği ya da az gelişmişliği sanayileşmeye bağlıdır.
Bir yerde sanayi tesisi açabilmek için gerekli bazı şartlar şunlardır;
Sermaye,
Ham madde,
Enerji;
İş gücü,
Ulaşım,
Pazarlama,
Faydalanılmayan bilgi harcanmayan ve hiç kimseye hayrı dokunmayan define gibidir.
Hz. Muhammed (S.A.V.)
TÜRKİYE'DE ORMANLAR
Türkiye'de ormanların dağılışını etkileyen en önemli
faktör nemlilik ve yağıştır. Bununla birlikte; yer şekilleri, yükselti, toprak özellikleri gibi faktörlerde ormanların dağılışını etkiler.
Ülkemizin yaklaşık %27’si ormanlarla kaplıdır. Türkiye'deki ormanların %79'u kıyı bölgelerinde yer alırken, iç bölgelerde orman varlığı yalnızca %21'dir.
Karadeniz'de nem oranının yüksek olması nedeniyle ormanlar deniz seviyesinden itibaren başlar. Bölgede, her mevsim bol yağışlı olması nedeniyle gür ormanlar yetişir.
İç bölgelerde yağışların yetersiz olması ve belli dönemlerde kuraklığın etkili olması nedeniyle, ormanlar geniş alan kaplamazlar. İç kesimlerde ormanlar, genellikle daha nemli olan yüksek kesimlerde toplanmıştır.
177 orman yangın ihbar hattıdır.
Çoktan aza doğru ormanlarımızın şifresi KArEMDİG ( Karadeniz- Akdeniz-Eğe-Marmara-Doğu Anadolu- İç Anadolu-Güneydoğu Anadolu)
Türkiye'de orman varlığını korumak ve ağaçlandırma çalışmalarıyla orman alanlarını genişletmek amacıyla, çeşitli kuruluşların çalışmaları vardır.
Bunların başlıcaları;
Orman Bakanlığı,
TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı),
ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı),
Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) ve
Çevre Gönüllüleri Derneği gibi kuruluşlardır.
Ormanların faydaları
Canlı yaşamı için gerekli oksijeni üretir.
Erozyonu önler.
Sanayide ham madde ve yakacak olarak kullanılır.
Kereste ise başta inşaat sektörü olmak üzere maden direği, mobilya, sunta, parke ve kağıt üretiminde kullanılır.
İçinde barındırdığı bitki ve hayvan varlığını korur.
Askerî ve stratejik yönden yurt savunmasına katkı sağlar.
Pazar: Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer
Sermaye: Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta
Yatırım: Parayı, gelir getirici, taşınır veya taşınmaz bir mala yatırma, mevduat, plasman
ÜLKEMİZ VE YATIRIM
Ülkemiz zengin doğal kaynaklara sahip bir ülkedir. Yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından dünyanın en zengin ve birçok konuda kendine yeten ülkelerinden biridir. Ülkemizin bu kaynakları göz önünde bulundurularak yatırım yapılmaktadır.
Yer şekilleri, iklim, ulaşım, nüfus ve yerleşme gibi özellikler sanayi ve ticari faaliyetleri etkilemektedir. Ticaret ile uğraşanlar ekonomik kazanç elde etmek için yatırım yaparken bu özellikleri de dikkat ederler. Yatırım yapacaklar, yeri çok iyi seçmek zorundadırlar.
Ülkemizin coğrafik yapısı, her bölgede birbirinden çok farklı ticari faaliyetlerin gelişmesine neden olmuştur.
Örneğin, Doğu Anadolu Bölgesi'nde iklim yapısına ve bitki örtüsüne bağlı olarak hayvancılık faaliyetleri gelişmiştir. Bunun doğal bir sonucu olarak da bu bölgede süt ve süt ürünlerine dayalı yatırım faaliyetleri görülür.
Karadeniz Bölgesinde bölgede yetişen tarım ürünlerine(fındık, çay,mısır),orman ürünlerine ve balıkçılığa yönelik yatırımlar yapmak daha kârlı ve doğru olur
Aynı zamanda, Konya ve civarında, un ve makarna fabrikalarının yoğun bir şekilde görülmesi de o bölgede yetiştirilen tarım ürünlerinin bir sonucudur.
Yatırım yapan girişimciler, aynı zamanda ürettikleri ürünlerin pazarlama sürecini de düşünürler.
Ürünleri en ucuz ve en hızlı yolla tüketicilere ulaştırmak ekonominin önemli şartlarından biridir. Bu yüzden yatırımın yapılacağı yerin kara yolu, demir yolu, deniz yolu ya da hava yoluna yakın olması, para ve emek açısından çok önemlidir.
Fırat ve Dicle Nehirleri üzerinde yapımı öngörülen barajlar, hidroelektrik santralleri ve sulama tesislerinin yanı sıra tarımsal altyapı, ulaştırma, sanayi, eğitim, sağlık ve diğer sektörlerin gelişmesini ve hizmetlerini kapsayan entegre projedir.
Bir bölge idaresidir.1989’da Başbakanlığa bağlı olarak kuruldu.
Amacı; bölge kapsamına giren illerde; konut, sanayi, madencilik, tarım, enerji, ulaşım gibi hizmetler ile bölgeyi hedef alan araştırmaların yaptırılmasıdır.
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Türkiye'nin tarımla ilgili olarak hazırlanmış en büyük projesidir. Projenin yapımı hâlâ devam etmektedir.
Bu proje Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde yapımı planlanan barajlar, hidroelektrik santraller ve sulama tesislerini kapsamaktadır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi bir tarım ve hayvancılık alanıdır. Toprakları verimli ve geniş düzlükler halindedir. Tarımda en önemli sorun sulamadır. Bu amaçla bölgede GAP adı ile bilinen çalışmalarla (baraj, kanal, tünel) tarım alanlarının sulanması ve buraların değerlendirilmesi düşünülmüştür. Buna paralel olarak çeşitli sektörlerin gelişmesi sağlanacaktır.
GAP 25 büyük sulama projesini kapsayan ve tamamlandığında 1,7 milyon hektar tarım alanının sulanmasını gerçekleştirecek olan dev bir projedir. Ülkemizde sulanabilir potansiyele sahip olan alanların 8,5 milyon hektar civarında olduğu düşünülürse bu projenin büyüklüğü daha iyi anlaşılır. Projenin 2010 yılında tamamlanması beklenmektedir
KONU 3: VERGİ VERELİM KAVRAMLAR
Sorumluluk: Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet
Vatandaş: Yurttaş
Vergi: Kamu hizmetlerine harcanmak için hükümetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para
VERGİNİN ÖNEMİ
Vergi, devletin kanunlarına uygun olarak vatandaşlarının gelirlerinden belli bir oranda topladığı paralardır.
Her vatandaş, gelirinin belli bir oranını yine gelirine göre vergi olarak verir. Bir sanayici ile bir çiftçinin kazancı aynı olmayacağından devlete vermeleri gereken vergiler de farklı olacaktır.
Vergilerin ne zaman, kimlerden ve ne kadar alınacağı kanunlarda belirtilir.
Ayrıca sahip olduğumuz ev, araba gibi mallarımız için de vergi öderiz.
Örneğin; marketlerden, mağazalardan veya dükkânlardan alışveriş yaptığımızda ödemelerimizin karşılığında fiş ya da fatura alıyoruz. Fiş ya da fatura hem aldığımız ürünün fiyatını hem de üzerinde alışverişten dolayı devlete ne kadar vergi ödendiği gösteriliyor. Fiş ve fatura üzerinde yazan KDV (katma değer vergisi) bunun göstergesidir.
Eğer alışveriş fişini almazsak devlete ödeyeceğimiz vergi satıcının cebine girer.
Vergi vermek, bir vatandaşlık borcudur ve Anayasamızın 73. maddesinde bu görev şu şekilde belirtilmiştir:
Madde 73:
Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür.
Bazı kurum, kuruluş ve kişilerin kazançlarının devlete vermeleri gereken bölümünü ödemedikleri görülmektedir. Bu olaya vergi kaçırmak denir.
Bir kurumun hangi vergi dairesine vergi ödediğini gösteren ve iş yerinin duvarında asılı olan belgeye vergi levhası denir
Vergiler adlarını konularından alırlar. Örneğin devlet memurları “gelir vergisi”, ev sahipleri “emlak vergisi”, kurumlar da “kurumlar vergisi” öderler. Bunlar gibi taşıt vergisi, katma değer vergisi, çevre temizlik vergisi, özel tüketim vergisi gibi vergi çeşitleri bulunmaktadır.
Bunlardan gelir vergisi, vatandaşların bir yıl içinde elde ettikleri gelirin belli bir oranda vergilendirilmesidir.
Vergi sadece kişilerden değil, şirketler, kooperatifler, iş ortaklıkları gibi kurumlardan da alınır. Buna kurumlar vergisi denir.
Ev gibi gayrimenkul sahiplerinin ödediği vergiye de emlak vergisi denir.
Vergi mükelleflerini tespit eden vergiyi denetleyen ve toplayan resmî daireye vergi dairesi denir.
Devletin, kendi kaynakları ile ülke için gerekli olan yatırımların tamamını yerine getirmesi mümkün değildir. Bu nedenle devletin bu konuda vatandaşın desteğine ihtiyacı vardır. Vatandaşlardan alınan vergiler yine toplum yararı için devlet tarafından kullanılır.
Devlet, topladığı paralarla vatandaşların ihtiyacı olan okul, hastane, yol, köprü, baraj, fabrika yaptırır. Çalışanlarının ücretlerini verir, çeşitli binalar yaptırır, ülke güvenliğin sağlanması için harcamalar yapar.
Ülkemizin gelişip güçlü bir ülke hâline gelmesi, hizmetlerin aksamaması, insanların rahat ve huzurlu yaşayabilmesi için herkesin vergilerini zamanında ve düzenli olarak ödemesi gereklidir.
KONU 4: DÜNYA ALARM VERİYOR KAVRAMLAR
Doğal kaynaklar: Doğada kendiliğinden var olan insan aklı ve tekniğinin ürünü olmayan bütün zenginlik kaynaklarıdır.
Kaynak: :1. Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz. 2.Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge
Sorumluluk: Sorumluluk: Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet
Tüketim: Tüketme işi
Tasarruf: 1.Gelirin bir kısmının tüketilmeden gelecekte kullanılmak üzere ayrılması. 2. Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım
Tüketim: 1. Tüketme işi. 2. Üretilen veya yapılan şeylerin kullanılıp harcanması, yoğaltım, istihlak,üretimkarşıtı
İsraf: Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk DOĞAL KAYNAKLARIN BİLİNÇSİZCE TÜKETİLMESİ
Doğal kaynaklar, doğada hazır bulduğumuz kaynaklardır.
Bu kaynakların kullanımı insanlara aittir.
Ancak kaynaklar sınırsız değildir. Bu nedenle doğal kaynakları istediğimiz gibi kullanma hakkına sahip değiliz. Sadece bizim değil gelecek nesillerin de kullanacağı kaynaklar olduğunu dikkate almalıyız.
Geleceğimiz için doğal kaynakların korunması gerekmektedir.
Çevre felaketi
Dünyadaki doğal kaynaklar hızla tükenmektedir. Bu durum gelecek yıllarda insan hayatını tehdit eden büyük bir tehlikeye dönüşecektir.
Dünyanın akciğerleri olarak adlandırılan ORMANLAR, yalnız ağaçlardan oluşan bir alan değil, aynı zamanda çok sayıda bitki ve hayvan topluluklarının yaşam alanlarıdır.
Ormanlarımız yangın, hayvan otlatma, tarla ve ev yapmak, sanayide kullanmak vb. nedenlerle yok edilmektedir. Günümüzde ormanların azalmasıyla erozyon ve çölleşme artıyor, toprak verimsizleşiyor. Küresel ısınmaya bağlı olarak yer altı suları azalıyor, su kıtlığı artıyor. Çevre, hava, su kirliliği dünyayı yaşanılmaz bir ortama sürüklüyor.
Bütün canlıların yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan ihtiyaçların başında SU gelmektedir. Okyanuslar, denizler, göller, akarsular, bataklıklar, yer altı suları ve buzullar dünyanın başlıca su kaynaklarıdır. Fakat su kaynakları insanlar tarafından hızlı bir biçimde kirletilmekte ve yok edilmektedir.
İnsanları gelecekte bekleyen büyük tehlikelerin başında tatlı su kaynaklarının yok olması gelmektedir. Çünkü dünyada tatlı su rezervi sınırlıdır. Uzmanlar 2025 yılında dünyadaki yedi milyar insanın %40'ının ciddi su sıkıntısıyla baş başa kalacağını tahmin etmektedir.
Tatlı su kaynakları yanında okyanus, deniz ve göller de kirlilik tehdidi altındadır. Bu su kaynaklarında meydana gelen kirlilik ve azalma insan yaşamı dışında diğer canlı türlerinin yaşamını da tehdit etmektedir. Su kaynaklarında meydana gelen kirlilik nedeniyle bozulan doğal dengenin tekrar eski hâline gelmesi ise uzun yıllar almaktadır. Bu nedenle doğal kaynaklara zarar vermemeli, verenleri uyarmalıyız.
EROZYON, toprakların üst kısmının akarsular, sel suları ve rüzgâr gibi dış kuvvetlerin etkisiyle aşındırılarak taşınmasına denir.
Türkiye'nin bütün bölgelerinde erozyon görülür. Ancak şiddeti, bitki örtüsüne göre değişir. Örneğin; bitki örtüsünün sık olduğu Karadeniz Bölge'nde şiddeti daha az iken, bitki örtüsünün cılız olduğu İç Anadolu Bölgesi'nde şiddeti daha fazladır.
Erozyon, ülkemizdeki en büyük göç nedenlerinden biridir. Erozyon nedeniyle topraklarını kaybeden insanlar bulundukları yerden başka yerlere göç etmek zorunda kalmaktadır.
Doğal kaynakların bilinçli kullanımı ile ilgili olarak yapılan çalışmaların başında “geri dönüşümlü ürünlerin tekrar tüketime sunulması" gelmektedir.
Atıkların tekrar kullanılarak şişe, plastik, kâğıt, kutu gibi yeni bir maddeye dönüştürülmelerine geri dönüşüm denir.
Demir, çelik, bakır, kurşun, kâğıt, plastik, cam gibi maddelerin geri kazanılması ve tekrar kullanılması doğal kaynakların tüketilmesini önleyecektir.
Geri dönüşümün önemi nedir?
Bu sorunun cevabını şu şekilde sıralayabiliriz:
Geri dönüşüm sayesinde doğal kaynaklarımız korunur.
Enerji tasarrufu sağlar.
Atık miktarı azalır.
Geri dönüşüm, geleceğe ve ekonomiye yatırım anlamına gelir.
Bir ton kullanılmış kâğıt, geri kazanıldığında 16 adet çam ağacının, bir ton kullanılmış gazete kâğıdını ise 8 adet çam ağacının kesilmesini önler.
Bir cam şişe doğada 4000 yıl, plastik 1000 yıl, çiklet 5 yıl, meşrubat kutusu 10-100 yıl sürede yok olmaktadır.
Türkiye’nin çöp miktarının yaklaşık % 15- 20’sini geri kazanılabilir nitelikte atıklar oluşturuyor.
Doğal kaynakların bilinçli kullanılabilmesi için vatandaş olarak bizlere görevler düşmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır:
Bir ürünü alırken ambalajının geri dönüşümlü olmasına dikkat etmeliyiz.
Atık kâğıtları çöp yerine biriktirerek ekonomiye kazandırmalıyız.
Dişlerimizi fırçalarken suyu açık bırakmamalıyız.
Çevremizdeki doğal güzellikleri kirletecek davranış ve hareketlerden kaçınmalıyız. Kirletenleri uyarmalıyız.
Sağlığa zararlı kimyasal maddeler içeren temizlik ürünler yerine çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih etmeliyiz.
Ormanlık alanlarda kesinlikle ateş yakmamalıyız. Piknik yerlerini bulduğumuz gibi temiz bırakmalıyız.
KONU 5: NİTELİKLİ İNSAN VE MESLEKLERİN ÖZELLİKLERİ KAVRAMLAR
Girişimci: 1. Üretim için bir işe girişen, kalkışan kimse, müteşebbis. 2. Ticaret, endüstri vb. alanlarda sermaye koyarak girişimde bulunan kimse, müteşebbis.
Kişilik: Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet
Meslek: Belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş
NİTELİKLİ İNSAN
İnsanlar, yaşamlarını devam ettirmek ve geçimlerini sağlamak amacıyla çeşitli işlerde çalışırlar. İnsanlar, yaptıkları işlerin özelliklerine göre ikiye ayrılırlar.
Niteliksiz eleman, fiziksel güce dayalı işlerde çalışan kişilere denir.
Nitelikli eleman, iyi eğitim almış ve zihin gücüne dayalı işlerde çalışanlara denir. Bu insanların yaptıkları işe de nitelikli insan gücü denir
Nitelikli insan;
İşini iyi bir şekilde yapar.
Daha üretkendir.
Yenilik ve gelişmelere açıktır.
Ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sağlar.
Tasarrufludur.
İşini severek yapar
Nitelikli insan, eğitim yoluyla okullarda yetişir.
Ülkemizde nüfus fazla olmasına rağmen, çeşitli sektörlerde çalışan nitelikli eleman sayısı azdır. Nitelikli eleman sayısının azlığı, yapılan işlerden gereken verimin alınmasını zorlaştırmaktadır.
Bu durum ülke ekonomisi için olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.
Nitelikli eleman sayısının fazla olduğu ülkelerin siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyleri yüksektir.
Bu konuda yaşanan büyük sorunlardan biri "beyin göçü" adı verilen iyi eğitim almış ve çeşitli niteliklere sahip kişilerin dış ülkelere göç etmesidir. Bu durumun engellenmesi için nitelikli elemanlara uygun ve verimli çalışma şartları hazırlanmalıdır
MESLEK SEÇİMİ
Kişinin geçimini sağlamak için sürekli yaptığı işe meslek denir.
Meslek seçiminde önemli olan, “Ben hangi işi yapabilir, hangi işte mutlu olurum?” sorusuna cevap verebilmektir.
“ Ben şu meslekten ne kadar para kazanırım?” sorusu insanı yanılgıya götürür. İnsanın mutlu ve huzurlu olacağı bir mesleği seçmesi gelecek yaşamında büyük önem taşıyacaktır.
Seçmek istediğiniz meslek yeteneklerimize, kişiliğimize, ilgimize ve karakterimize uygun olmalıdır. Bu özelliklerin çok iyi değerlendirilmesi gerekir.
Seçeceğimiz mesleği öncelikle çok sevmemiz gerekir. İnsanın sevdiği mesleği yapması hem kendisini mutlu eder hem de mesleğinde başarılı olmasını sağlar.
İnsan mesleğinde zaman zaman olumsuzluklarla karşılaşabilir. Bunlar insanı korkutmamalı. Bilinmelidir ki her mesleğin kendi içinde bazı zorlukları vardır. Bu zorluklarla mücadele ederek üstesinden gelmek insanı başarıya ulaştırır.
Seçilen meslek insanın geleceğine yön verir, özel yaşamınızı etkiler. Severek yapılan meslek insana huzur verir, aile yaşamının da mutlu olmasına katkı sağlar. Bu nedenle seçeceğimiz meslek hakkında bilgi sahibi olmak, yetenek ve ilgi alanımıza uygun meslek seçimi yapmak son derece önemlidir.
Öğrenciler aşağıdaki sorulara cevap vererek ilgi ve yeteneklerinin neler olduğunu belirlemeliler.
**Ben neler yapabilirim?
**Ben nasıl bir karaktere sahibim?
**Ben ne istiyorum?
**Ben neleri yapmaktan hoşlanırım?
Bu sorulara cevap verdikten sonra seçilmesi düşünülen meslek ve meslekleri tanımaları gerekir. Bunun için şu sorulara cevap vermelidirler:
**Hangi işleri yaparlar
**Çalışma koşulları nelerdir?
**Hangi eğitimden geçerler?
**Hangi özellikleri taşıması gerekir?
Yanlış meslek seçiminde rol oynayan faktörler:
1- Ailenin yönlendirmesi
2- Çevreden etkilenme
3- Kişinin yeteneklerini tanımamış olma
MESLEK ÇEŞİTLERİ
Temelinde insan olan meslekler: Öğretmen-doktor-hemşire-psikolog
Temelinde veri olan meslekler: Ekonomist-muhasebeci-istatistikçi-muhasebeci-avukat
Temelinde nesne olan meslekler: Marangoz-pilot-bilgisayar mühendisi-veteriner
Temelinde kavram olan meslekler: Yazar-sosyolog-müzisyen-reklam yazarı-bilim adamı-