Mehmed Emin Ağa Sebili
Nurdan Sözgen,
1994/TETTV
Arşivi
çemberlerden oluşmuştur. Kemerlerin ü-zerindeki duvar alanı yazı alanı olarak değerlendirilmiştir. Türbe, hazireden bir kolon dizisiyle ayrılmıştır. Kolonları destekleyen kiriş üzerinde yanlarda 18. yy bezeme üslubuna uymayan ve 19. yy'm sonlarım anımsatan bir bitkisel bezeme düzenlemesi dikkati çekmektedir.
Bibi. Kuban, Barok; A. Arel, 18. Yüzyı( İstanbul Mimarlığında Batılılaşma Süreci, İst., 1975; Unsal, Eski Eser Kaybı, 57.
AYLA ÖDEKAN
MEHMED EMİN EFENDİ TEKKESİ
Beykoz İlçesi'nde, Serviburnu mevkiinde, Yalıköy Mahallesi'nde, Serviburnu İskelesi Sokağı'nda, Mobil Serviburnu Tesisle-ri'nin yanında yer almaktadır.
Nakşibendî tarikatından Şeyh Mehmed Emin Efendi (ö. 1829) tarafından 19. yy'm ilk çeyreği içinde tesis edilmiş, vakfiyesi 1239/1820'de düzenlenmiştir. İstanbul tekkelerinin dökümünü veren kaynakların hiçbirisinde adı geçmeyen bu tekkenin 19. yy'm ikinci yarısında kısmen yenilendiği, bu arada 1288/1871'de Başçavuş Abdülka-dir Efendi adında bir hayır sahibi tarafından bir çeşmenin yaptırıldığı, daha sonra 1321/1903'te bu çeşmenin yanında bir namazgahın düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Tekkenin postuna Şeyh Mehmed Emin Efendi'den sonra kimlerin geçtiği, meşihatın Nakşibendîliğin hangi koluna bağlı bulunduğu, burada haftanın hangi günü ayin icra edildiği tespit edilememiştir. Tekkelerin kapatılmasından (1925) sonra, 1940
l
Mehmed Emin
Efendi
Tekkesi'nin
derviş
hücreleri.
M. Baba Tanman,
1993
civarında baninin neslinden gelen ve tekkenin harem dairesinde ikamet edenler Mısır'a göç etmiş, bu tarihten sonra sahipsiz kalan tekke binaları harap düşmüş, tev-hidhane ile harem bölümleri ortadan kalkmıştır. İncelendiği 1983 yılında harap durumda olan derviş hücreleri ile selamlık binası mesken olarak kullanılmaktaydı.
Tekkeyi oluşturan binalar geniş ve a-ğaçlı bir bahçenin içine dağılmıştır. Serviburnu İskelesi Sokağı üzerindeki çeşmenin haznesi moloz taş ve tuğla ile örülmüş, ü-zeri sıvanmıştır. Basık bir beşik tonozun örttüğü haznenin sokak cephesindeki ayna-taşı, yuvarlak bir madalyon ile bunu taçlandıran yaprak motiflerini içerir. Yaprak demetinin ortasında tuğ biçiminde bir kabartma dikkati çeker. Madalyonun alt kesiminde, iki yana açılan dal kıvrımları, bunun üzerinde, içi boş bırakılmış (veya kazınmış) iki kitabe kartuşu bulunmakta, madalyonun altında, musluğun yanlarında ikişer adet küçük yuvarlak kabartma yer almaktadır. Aynataşının üzerine yerleştirilmiş olan dört beyitlik manzum kitabe istif-li sülüsle yazılmış, 1288/1871 tarihini taşıyan bu kitabede çeşmenin Serçavuş Ab-dülkadir Efendi tarafından, "asâkirden Hasan Usta yediyle" yaptırıldığı belirtilmiştir. Tekkenin bahçesindeki bostan havuzunun yanında, yerde bulunmuş olan, ta'lik hatlı ve 1288/1871 tarihli diğer bir kitabede de yine suyun Abdülkadir Efendi tarafından getirtildiği ifade edilmektedir. Çeşmenin yakınında teşhis edilmiş olan namazgahın mihrap taşı, sivri kemerli herhangi bir şahide görünümündedir. İki satır halinde düzenlenmiş olan, sülüs hatlı kitabesi "hazâ mihrap" ve "sene 1321" ibarelerinden o-luşmaktadır. Kitabenin üzerinde dört adet kabartma rozet, altında da, zincirle asılmış bir kandil kabartması dikkati çeker.
Derviş hücreleri, Serviburnu İskelesi So-kağı'na paralel uzanan, dikdörtgen planlı (27,50x3,70 m), beşik çatılı ahşap bir kanat içinde toplanmıştır. Moloz taş örgülü bir tabanın üzerine oturan bu yapının sokağa bakan ön cephesinde dikdörtgen a-çıklıklı kapılar ve pencereler sıralanır. Derviş hücrelerinin arkasındaki küçük hazi-re Şeyh Mehmed Emin Efendi ile eşi Fatma Hatun'a (ö. 1825) ait iki mezarı barındırmaktadır. Şeyh M. Emin Efendi'ye ait şahide sivri kemerli olup ta'lik hatlı manzum bir kitabeye sahiptir. Söz konusu kitabede M. Emin Efendi'nin Nakşibendî tarikatın-
dan ve bu tekkenin banisi olduğu, 1245/ 1829'da vefat ettiği belirtilmektedir. Fatma Hatun'un, üçgen bir alınlıkla son bulan şahidesindeki 1241/1825 tarihli kitabe ise mensur olup sülüs hatla yazılmıştır.
Derviş odalarının arkasında, bostan havuzu ile donatılmış bir bahçenin gerisinde yer alan ve dış görünümü ile sıradan bir ahşap meskeni andıran, tek katlı yapının selamlık birimlerini, misafirhaneyi ve taamhaneyi (yemekhane) barındırdığı bilinmektedir. Bu yapıya bitişik olan ve aynı özelliklere sahip olduğu bilinen harem dairesi ile aynı sırada, bağımsız bir yapı olarak tasarlanan, ufak boyutlu ahşap tev-hidhane 1950'lerin ikinci yansında çökerek ortadan kalkmıştır.
M. BAHA TANMAN
Dostları ilə paylaş: |