MESNEVÎHAJME TEKESİ
408
409
MESS GREVLERİ
yarısında Şirket-i Hayriye vapurları cuma ve pazar günleri bu mesireye akın akın insan getirirdi.
Beşiktaş Mesiresi, İstanbul halkının eskiden beri uğrak yeriydi. Her sınıf insan, ulaşım zorluğu olmadan kolayca gidebildiği için oldukça revaçtaydı. Evliya Çelebi, buradan bahsederken mesirenin çınar, sakız ve söğüt ağaçlarıyla dolu ve bunların güneş ışığını engelleyecek kadar sık olduğundan bahseder. Tatil günlerinde yâ-rân-ı safanın buraya geldiğini, taraf taraf oturarak sohbet ettiklerini de yazar. 19. yy'da Beşiktaş Mesiresi'nin yanında bulunan Ihlamur Mesiresi de sevilen yerler arasına girmiştir.
Sarıyer Mesiresi'ne, yazlan birçok ziyaretçi gelirdi. En güzel bağ ve bahçelerin bulunduğu Sarıyer'i IV. Murad çok beğendiğinden dolayı arazi, sahibi tarafından kendisine hediye edilmiştir. Sarıyer Mesi-resi'nde Hünkâr, Şifa, Fındık, Kestane, Çırçır olmak üzere beş tane de kaynak suyu vardı. Yenimahalle üstündeki Fırıldak Bah-çesi'yle Büyükdere üstündeki Fıstık Suyu ve çayırın nihayetindeki Sultan Suyu da mesirenin en önemli bölümlerindendi.
Büyükçamlıca Mesiresi, pazar günleri gidilen bir mesireydi. Ziyaretçiler önce
Bilinmeyen bir Fransız ressamın betimlemesiyle Göksu mesiresi (üstte) ve yüzyıl başından bir kartpostalda ünlü
mesirelerden Kâğıthane'nin bir görünümü. Çelik Gülersoy, Küçüksu, ist., 1985 (üst); A. Eken,
Kartpostallarda istanbul, İst.. 1992
Çamhca'ya gelirler, buradan Bağlarbaşı bölgesine arabalarla inerlerdi. 1867'de Bağlarbaşı'nda açılan Belediye Bahçesi, halkın en çok uğradığı yerler arasındaydı. Kayışdağı, Alemdağ, Taşdelen Üsküdar halkının sevdiği mesirelerdendi.
Haydarpaşa Mesiresi, Duvardibi'nden demiryoluna, istasyona İbrahim Ağa Ça-yırı'na kadar olan bölgede bulunurdu. Burada kurulan büyüklü küçüklü çadırlarda, tahta barakalarda pehlivan güreşleri, ortaoyunları, kukla gösterileri yapılır, saz heyetleri fasıllar geçerdi. Seyyar satıcılar, gerek gösteri yapılan yerlerde, gerekse açık alanda mallarını satarlardı. 1844'te İstanbul'a gelen balon göstericileri, ilk kez Haydarpaşa'da seyircilere marifetlerini sergilemişlerdir. Mütareke yıllarında (1918-1922) işgalci İngiliz askerleri, burada hokey oynarlardı. Bu mesire, Devlet Demiryolları tarafından alındıktan sonra tarihe karıştı.
Kadıköy'deki Kuşdili Mesiresi, II. Mah-mud döneminde önem kazanmış, halk, öküz arabaları ya da kayıklarla buraya gelmeye başlamışlardı. Burada tiyatro kumpanyaları temsil de verirdi. Kuşdili Mesiresi ve eğlenceleri 1920'den sonra tamamen unutulmuştur.
Bibi. S. M._Alus, "Bir Varmış Bir Yokmuş; Bir Âlemdağı Âlemi", Yedigün, S. 82 (3 Birinci-teşrin 1934), s. 12-13; ay, "Kuşdili Piyasaları", Yeni Mecmua, S. 18, (29 Birincikânun 1939), s. 35-36; ay, "Eski Boğaziçi ve Mesireleri", ae S. 15 (11 Ağustos 1939), s. 26-27; ay, "Göksu ve Âlemleri", Resimli Tarih Mecmuası, S. 22 (Ekim 1951), s. 1032-1036; Ercüment Ekrem (Talu), "Geçmiş Zaman Olur ki: Göksu ve Küçüksu". Yedigün, S. 328 (20 Haziran 1939), s. 10-11; Şehsuvaroğlu, Asırlar Boyunca, 94, 115, 167, 188; A. Mahir, "Geçen Asırda Teferrüç Yerleri ve Kadınlar", Resimli Tarih Mecmuası, S. 67 (Temmuz 1955), s. 3945-3947; S. Ay-verdi, Boğaziçi'nde Tarih, İst., 1976, s. 301-316; ay, istanbul Geceleri, İst., 1977, s. 87-92; E. Ünal, "istanbul'un Mesireleri I-II", Hayat Tarih Mecmuası, Yıl 5, c. II, S. 10-11 (Kasım, Aralık 1969), s. 64-70, 47-54; Ali Rıza, Bir Zamanlar, 215-220; S. Birsel, Boğaziçi Şıngır Mıngır, Ankara, 1981, s. 219-232; Sevengil, Eğlence, 109-110; "Kuşdili", 1KSA, IV, 2080-2081; A. Giz, Bir Zamanlar Kadıköy, İst., 1988, s. 60-69; Sadri Sema, Eski İstanbul'dan Hatıralar, İst., 1991, s. 131-133; J. Deleon, Bir Tutam İstanbul, İst., 1993, s. 43-46.
UĞUR GÖKTAŞ
Dostları ilə paylaş: |