Kişilik, bireyin belli uyaranlara karşı uyum sağlamak için geliştirdiği düzenli ve sürekli davranış örüntüleridir


Yön değiştirme küfür, yıkıcı eleştiri veya dedikodu şeklinde simgesel bir şekle dönüşerek çıkabilir



Yüklə 446 b.
səhifə6/9
tarix12.08.2018
ölçüsü446 b.
#69841
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Yön değiştirme küfür, yıkıcı eleştiri veya dedikodu şeklinde simgesel bir şekle dönüşerek çıkabilir.

  • Mesela; Bireyin sevmediği kişi için “Onun hakkında şöyle böyle diyorlar, Aaaa!” şeklinde dedikodu yapması.



  • Birey kendi iç dünyasının gereksinimlerine göre, kendi dışındaki olayları ve olguları gerçekçi olmayan bir şekilde değişikliğe uğratarak açıklama eğilimidir. Bireyin olayları ve olayların sonuçlarını kendi işine geldiği gibi yorumlaması ve anlamasıdır.

    • Birey kendi iç dünyasının gereksinimlerine göre, kendi dışındaki olayları ve olguları gerçekçi olmayan bir şekilde değişikliğe uğratarak açıklama eğilimidir. Bireyin olayları ve olayların sonuçlarını kendi işine geldiği gibi yorumlaması ve anlamasıdır.

    • Mesela; Kötü alışkanlıkları nedeniyle sevilmeyen bir kişinin, “ben çok güzelim, akıllıyım, o yüzden meyve veren ağacı taşlarlar.” diyerek sevilmediğini belirtmesi gibi.



    Bowlby’e göre özellikle bebekler yakın çevresindekilere bağlanma eğiliminde olmaktadırlar. Bu bağlanma ile bebek kendini daha güvende hissedecektir. Çocuk ve bakım veren kişi arasında karşılıklı duygulanımı içeren fiziksel yakınlığı sürdürme isteğine bağlanma denir. Öğrenilmemiş bir sosyal davranıştır. Bebeğin başlıca bağlanma davranışları emme, sokulma/uzanma, bakış, gülümseme ve ağlamadır. Üç türlü bağlanma vardır.

    • Bowlby’e göre özellikle bebekler yakın çevresindekilere bağlanma eğiliminde olmaktadırlar. Bu bağlanma ile bebek kendini daha güvende hissedecektir. Çocuk ve bakım veren kişi arasında karşılıklı duygulanımı içeren fiziksel yakınlığı sürdürme isteğine bağlanma denir. Öğrenilmemiş bir sosyal davranıştır. Bebeğin başlıca bağlanma davranışları emme, sokulma/uzanma, bakış, gülümseme ve ağlamadır. Üç türlü bağlanma vardır.



    Bebekler bu dönemde anneleri yanlarından uzaklaştıkları zaman ayrılık kaygılarının bir göstergesi olarak ağladıkları gözlemlenmiştir. Bu da çocuktaki bağlanma eğilimini gösteren bir delildir.

    • Bebekler bu dönemde anneleri yanlarından uzaklaştıkları zaman ayrılık kaygılarının bir göstergesi olarak ağladıkları gözlemlenmiştir. Bu da çocuktaki bağlanma eğilimini gösteren bir delildir.



    Bakım veren kişi yanlarından uzun süre ayrıldığında ağlayarak kaygılarını belirtirler. Bağlanma ile bu durum yakından ilişkilidir.

    • Bakım veren kişi yanlarından uzun süre ayrıldığında ağlayarak kaygılarını belirtirler. Bağlanma ile bu durum yakından ilişkilidir.



    Güvenli Bağlanma: Bebeğin bağlandığı bireye esas olduğu, sağlıklı duygusal bağlanmadır. Çocuk etrafta bağımsızca dolaşabilir, yabancılarla iletişim kurabilir. Bağlandığı kişiyle zaman zaman ayrı kalabilmekte ve onun tekrar geri döneceğini bildiği için duyduğu gerilim normal seviyede olmaktadır.

    • Güvenli Bağlanma: Bebeğin bağlandığı bireye esas olduğu, sağlıklı duygusal bağlanmadır. Çocuk etrafta bağımsızca dolaşabilir, yabancılarla iletişim kurabilir. Bağlandığı kişiyle zaman zaman ayrı kalabilmekte ve onun tekrar geri döneceğini bildiği için duyduğu gerilim normal seviyede olmaktadır.



    Güvensiz – Kaçınan Bağlanma: Anneleri onları terk ettiklerinde bir sorun yaşamazlar, onlar ortamda olmadığı için tepki de göstermezler. Anneleri tekrar ortama girdiğinde, bir tepki ya da onunla gitme eğilimi de göstermezler. Yabancıların varlığına aldırış etmez. Kendi kendine yetebilmeye aşırı önem verir. Çocukla ilgilenilmemesi, ihtiyaçların karşılanmaması sonucu gelişir. Çocuk artık iletişimin gerekliliğine inanmaz.

    • Güvensiz – Kaçınan Bağlanma: Anneleri onları terk ettiklerinde bir sorun yaşamazlar, onlar ortamda olmadığı için tepki de göstermezler. Anneleri tekrar ortama girdiğinde, bir tepki ya da onunla gitme eğilimi de göstermezler. Yabancıların varlığına aldırış etmez. Kendi kendine yetebilmeye aşırı önem verir. Çocukla ilgilenilmemesi, ihtiyaçların karşılanmaması sonucu gelişir. Çocuk artık iletişimin gerekliliğine inanmaz.



    Kaygılı Bağlanma : Yabancı ortamlarda bağlandığı kişilere sımsıkı sarılırlar, ayrılmak istemezler. Bağlandığı kişiler ortamdan ayrılırken aşırı üzüntü duyarlar, döndüğünde ise ya ona sımsıkı sarılırlar ya da onu iterek, döverek, huzursuzluk çıkarak tepkilerini gösterirler. Yani çocuk fiziksel teması eş zamanlı olarak hem ararlar, hem de buna direnirler. Mesela; kucağa alındığında bebek ağlayabilir, aşağıya inmek içinde öfkeyle tepinirler. Çocukların ihtiyaçlarının zamanında karşılanmaması bu bağlanmayı doğurur.

    • Kaygılı Bağlanma : Yabancı ortamlarda bağlandığı kişilere sımsıkı sarılırlar, ayrılmak istemezler. Bağlandığı kişiler ortamdan ayrılırken aşırı üzüntü duyarlar, döndüğünde ise ya ona sımsıkı sarılırlar ya da onu iterek, döverek, huzursuzluk çıkarak tepkilerini gösterirler. Yani çocuk fiziksel teması eş zamanlı olarak hem ararlar, hem de buna direnirler. Mesela; kucağa alındığında bebek ağlayabilir, aşağıya inmek içinde öfkeyle tepinirler. Çocukların ihtiyaçlarının zamanında karşılanmaması bu bağlanmayı doğurur.



    Bireyin çevresindekilerle kurduğu duygusal yakınlık ilişkilerini incelemişlerdir. Yetişkinler de farklı bağlanma süreçleri yaşarlar. Kişilerin kendi benliği ve başkalarına karşı olumlu ve olumsuz görüşleri temeldedir.

    • Bireyin çevresindekilerle kurduğu duygusal yakınlık ilişkilerini incelemişlerdir. Yetişkinler de farklı bağlanma süreçleri yaşarlar. Kişilerin kendi benliği ve başkalarına karşı olumlu ve olumsuz görüşleri temeldedir.




    Yüklə 446 b.

    Dostları ilə paylaş:
    1   2   3   4   5   6   7   8   9




    Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
    rəhbərliyinə müraciət

    gir | qeydiyyatdan keç
        Ana səhifə


    yükləyin