6- İslam’ı Tanımak İçin Evrensel Çabanın Artışı
İmam Humeyni asrında şahsiyetler ve dünyadaki araştırma ve ilim toplulukları arasında İslam’ın farklı boyutlarını, hakeza din ve diğer ilahi dinler kategorisini tanımak için büyük bir çaba ve gayret gözlemlenmektedir.
Gerçi bugün milletler, devletler ve araştırma kurumları arasında İslam’ı daha iyi tanımak için ortaya koyulan çaba ve çalışmaların her biri belli bir hedefi amaçlamaktadır. Ama önemli olan husus şudur ki bu çabaların her biri kendi yerinde ilahi devrimin ilginç etkilerinden ve yeni asrın özelliklerinden biri konumundadır ve de Ruhullah Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) ihlas içinde yaptığı kıyamıyla başlamıştır.
Örnek olarak şu gerçeğe işaret edilebilir: “Geçen yirmi yıl içinde Amerika’da İslam bilimi, sadece bazı büyük üniversitelerde okutuluyordu. Ama bugün Amerika’nın büyük ve küçük bütün üniversitelerinde İslam bilimi okutulmaktadır. Bu da İslam devriminin etkisini göstermektedir.”3
Japonyalı yeni Müslüman olmuş araştırmacı Tushiv Kurda ise bu konuda şöyle diyor: “İran İslam devriminden önce İslami içerik ve başlıkla basılan bütün kitapların bin nüshadan daha az sayıda tirajı vardı. Elhamdülillah devrimin zafere erişmesinden sonra Japonya’daki İslami kitaplar hızla artış kaydetmiştir.”
Hakeza şöyle demektedir: “Bir müddet önce ruh ve İslam maneviyatı hakkında Japonca bir kitap yazdım. Bir ay içinde yirmi binden fazla nüshası satıldı.”1
Hakeza: “Güney Kore’de de İslam hakkındaki kitaplar, yıllık olarak yüz binden fazla satılmaktadır. Avustralya Afifinity Intercultural adlı kültürel kuruluşun başkanı olan Muhammed Ouzakp ise bu konuda şöyle diyor: “Avustralya’da insanlar guruplar halinde camilere geliyor, İslam ve Müslümanlar hakkında soru sorup araştırmada bulunuyorlar.”2
7- İnsanın Tarih Alanına Yeni Bir İlgisi
İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) İslami büyük devrimi oluşturmak ve yönlendirmekle beşeri hayat düzleminde büyük bir değişimin oluşmasını sağladı ve yepyeni bir asrın başlatıcısı oldu.
Bu asırda insanın maddi ve manevi hayatını şekillendirmede temel rol oynayan kavramları değerlendirip öğrenmek için, dini ve tevhidi inanca sahip kuruluşlara eşsiz bir yöneliş gözlemlenmektedir.
Adeta sınırsız maddi arzuların pençesinde kıvranan insan, kendi tarihi hayatının yepyeni bir alanına girmeye hazırlanmaktadır.
Uluslararası bir çok görüş sahibi kimseler şu gerçeğe inanmaktadırlar: “Yirminci asrın son yıllarında dini hareketler yepyeni bir şekle büründü ve din, yeni mesajlar ortaya koyarak ve dini strüktürel değişimler sağlayarak insan hayatına girmiştir.”1
Hakikatte şöyle söylemek de mümkündür: “Günümüz insanı bütünüyle din ve maneviyata ümit bağlamıştır ve adeta duvara çarpmış insan yeniden kendini bulmaya çalışmaktadır. Batı da şu anda bütün ümidini dine bağlamıştır. Puper ve benzeri dine sırt çevirmiş pozitivistler ise kulaklarına pamuk tıkamıştır. Batının çağdaş durumuna bir göz atınız. Din ehli olan veya olmayan batılı düşünürlerin çoğu din ve maneviyat hakkında bir takım açıklamalarda bulunmaktadır.”2
Modern dünyanın çok boyutlu buhranı, çağdaş insanı çok karmaşık bir havaya sokmuştur. Çağdaş yeni asrın insanı, yüce ve manevi ideallerini, maddeciliğin nefes kesen kavgasında yitirdiğini görmektedir. Bu yüzden de insan, başka bir tarih sahasına girmeye çalışmaktadır.
“Belki de haklı olarak şöyle demişlerdir: Yeni asrın bütün yeni ilkeleri günümüzde buhranlı bir vaziyettedirler. Bu görüşü teyit eden bir çok deliller vardır ve bu deliller Avrupa insanının geçmiş üç asırda ikamet ettiği topraklardan göçmeye hazırlandığını göstermektedir. Bu insan yepyeni bir tarih sahnesine ve hayat biçimine girmeye hazırlanmaktadır.”3
Müslüman Görüş Sahipleri Nezdinde İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) Asrı
Hz. İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) ilahi kıyamının evrensel boyutları ve günümüz dünyasına, maddi ve küfür düşüncelerinin tüm boyutlu istila temellerinin sarsıldığının aşikar olmasıyla birlikte, ülke içi ve dışındaki Müslüman görüş sahiplerinden ve düşünürlerinden bir çoğu insanlığın yeni bir asra girdiği gerçeğini teyit ederek, bu büyük evrensel gerçeğin önemli özelliklerini ve bu alanda Hz. İmam’ın (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) kilit rolünü incelemeye koyulmuşlardır.
Şimdi İslami bilginlerin bir çoğu şuna inanmaktadırlar ki İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) İslam tarihinde hatta din dünyasında yepyeni bir asrın başlatıcısı olmuştur. İç ve dıştaki Müslüman görüş sahipleri ve teorisyenler açık bir şekilde şunu beyan etmektedirler: “İmam’ın kutsal sesi dünyayı sarsmıştır. İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) fikri ve ameli siyeri vasıtasıyla, İslam bütün dünya genelinde apaçık bir şekilde tecelli etmiştir.” Öyle ki Hz. İmam’ın (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) kıyamının etkileri Avrupa’da da hissedilmektedir.”
Bu teorisyenler ve görüş sahipleri köklü bir şekilde şuna inanmaktadırlar: “İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) asrının başlamasıyla, dünyada din ve dindarlık hızla gelişme kaydetmiştir.” Hakeza, “Din ihya olmuş ve kiliseler yepyeni bir ruh kazanmıştır.” Hatta, “Avrupa’da dindar olmak yepyeni bir anlam ve değer kazanmıştır.” Hakeza: “Batıda milyonlarca insan, Hz. İsa’nın (Allah’ın selamı üzerine olsun) zuhurunu beklemeye koyulmuştur.” Tek bir sözle, İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) asrı, çağdaş dünyada “Din ve maneviyatın ihya olduğu” bir asır olmuştur.
Ayetullah Misbah Yezdi, Kum ilmi havzalarının değerli üstatlarından biridir. Bu konuda etkileri İslami ülkelere ve bu cümleden Pehlevi döneminde İran’a da yansıyan son asırdaki batı ve Avrupa’da dini ortadan kaldırma ve dinle savaşma cereyanına işaret ederek şöyle buyurmuştur: “İmam Humeyni’nin (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) hareketinin en önemli ürünü, çağdaş dünyada dini ihya etme ve dine yönelişin sağlanmasıdır. Öyle ki bu hareketin bereketiyle, sadece İslam dininin mensupları değil, diğer dinlerin ve bu cümleden Hıristiyanlığın takipçileri de yeniden hayat bulmuştur ve sonuç olarak da diğer milletler arasında da dine yöneliş ve dindarlık hareketi artış kaydetmiştir.”
Ayetullah Misbah Yezdi, bu konuda kendisiyle yaptığı bir görüşmede Meksikalı Hıristiyan bir papazın söylemiş olduğu söze de şöyle işaret etmiştir: “Dünyada imanı ihya etmek ve bundan da önemlisi ülke yönetimini dindarlıkla bir arada yürütmek kıvancı size aittir. Biz Hıristiyanlar, halk arasında imanı koruma gücüne sahip değiliz. Zira halk artık bize güvenmemektedir. Bundan da öte ülke idaresini dindarlıkla bir arada yürütemedik.”1
Dostları ilə paylaş: |