Konya öNSÖz rahman Allah, Rahim Allah, Ey Allah’ım Senin adınla


Çocuklarda İlk Temel Alışkanlıklar Nasıl Kazandırılmalı?



Yüklə 0,63 Mb.
səhifə3/11
tarix19.11.2017
ölçüsü0,63 Mb.
#32299
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Çocuklarda İlk Temel Alışkanlıklar Nasıl Kazandırılmalı?

“Çocuklara hangi alışkanlıkların kazandırılacağını iyi planlayın ve bunu sabırla uygulayın. Çünkü, büyüyünce alışkanlık kazandırmak çok güç olur.”

(Prof. Dr. Yıldız GONCA)

Aileler çocukları dünyaya geldiğinden itibaren onlara bazı alışkanlıkları kazandırmaya başlamalıdırlar. Çocuğa vermek istedikleri prensipleri ve davranışları, sabırla, sürekli ve sıkmadan yapmalıdırlar.

Çünkü çocukların hiç sevmediği bir şey, baskı ve zorla yaptırılmaya çalışılan bir iştir. Bu da yanlış bir tutum ve davranıştır. Burada çocuklara verilmesi gereken ilk temel alışkanlıklar nelerdir? Onlar üzerinde duralım.


Çocukta Yemek Yeme Alışkanlığı;

Çocuğa, yemek yeme alışkanlığını kazandırmak için, hemen hemen her aile, belli bir çaba sarf eder. Bazen de yemek yeme alışkanlığını vermek için çocuğa zor kullanma ve kavga etme yönüne gidilebilir. Bu iş öylesine zora girer ki, adeta çocuk için yemek yeme bir işkenceye dönüşebilir.

Çocuk için yemek yeme işi, kendi kendini yönetebilmesi yolunda ilk attığı adımlardan biridir. Ancak, anneler çoğu zaman çocuğun tek başına yemek yemesini, etrafı kirletmesi, hızlı ve kontrollü olabilmesi gibi gerekçelerle engellerler. Aslında çocuğun kendi kendisini yönetmesi, ailesinin kendisine tanıdığı fırsatlara bağlıdır. Başlangıçta önemsiz görülen bu konu, gerekli önlemler alınmadığı takdirde ciddi bir sorun haline dönüşebilir.

Normal olarak her çocuk acıktığı zaman yemek yer. Ancak çocuğumuz yemek yemiyorsa bunun fizyolojik veya psikolojik boyutları mevcuttur. Fakat hiçbir neden yokken çocuğun yemek yememesi, anne, baba ve kardeşleri gibi çevresindekilerle arasında olan bir uyumsuzluktan ileri gelmiş olduğu düşünülmelidir. Bu durumda anne babanın takınacağı tavır çok önemlidir.

Böyle bir durum karşısında, her şeyden önce endişeye kapılmamak gerekir. Çocuğu zorlamamalı. Hatta öyle oluyor ki bazı anne babalar çocuğa yemek yedirmek için işi rüşvete kadar götürebiliyorlar. Bu durum yanlıştır. Bu hassasiyeti öğrenen bir çocuk, onu anormal bir şekilde kullanmaya başlar. Artık bundan sonra bilinçli veya bilinçsiz olarak herhangi bir isteğini yaptırmak için bu durumu bir vasıta olarak kullanmaya başlar. Bu durum ise çocukta “anne babayı dize getiririm” gibi bir üstünlük duygusu kazandırabilir. Yemek yemediğinden dolayı çocuğu cezalandırmak veya ona şiddet kullanmak da hatalıdır.

Çocukların bu gibi davranışlarını başkalarına anlatmak da doğru değildir. Çünkü kendisinin önemli bir kişi olduğu duygusuna kapılır, aynı hareketlerine devam eder. Bu nedenle çocuğa zorlayarak yemek yedirmemek gerekir. Önüne gelen yemeği yemeye alıştırılmalı, şayet yemiyorsa sofradan kaldırma yerinde bir tutum olur. “Çok nazlandırmamak gerekir. Yani benim gibi, şimdi her yemeği beğendiremiyoruz.” Şu da çok önemlidir, öğün aralarında iştahını kıracak aperatif bir şeyler yedirilmemelidir. Belli zamanlarda yemek yeme alışkanlığı kazandırılmalıdır.
Çocukta, Uyku Alışkanlığı;

Uyku, Allah’ın insanoğluna vermiş olduğu en büyük bir lütfudur. Uykusuz bir hayatın ne kadar çekilmez olduğunu, insan ancak uykusuz kalınca anlamaktadır. Hele çocuklar için uyku vazgeçilmez bir gıdadır.

Çocuğa gerekli olan uykunun süresi bazı faktörlere bağlıdır. Bunlardan en önemlisi çocuğun yaşıdır. Hepimizin bildiği gibi, küçük çocukların uykuya daha çok ihtiyaçları vardır. Düşünün ki yeni doğan bir bebek, günde ortalama 16-18 saat uyuyarak zamanını geçirir. Bu durum hemen hemen 1 yaşına kadar devam eder. 1 yaşında da gündüzleri 2-3 kez uyudukları gözlenmektedir.

Genellikle yeterli kabul edilen uyku saati 2-5 yaş için ortalama 13-15 saat, 6-8 yaş için 12 saat, 8-10 yaş için ise 11 saat ve 10 yaşından ergenlik devresine kadar ise 10 saattir. Aslında çocukluğun her devresinde gerektiğinden çok uyuma, yetersiz uyumaktan çok daha iyidir. (Çocukluğu devresinde uykusunu tam alamayan çocuklar, genç yaşlarında daha ihtiyarlamış gibi bir hal almaktadırlar ) Bu durumu anne ve babalar göz ardı etmemeliler.

Anne ve babaların öncelikle çocuklarına erken yatma alışkanlığını kazandırmaları gerekir. Okul öncesi ve gerekse okul dönemi çocuk için en ideal uyku (yatma) saati 2l.00-22.00 saatleridir. Gözden kaçmayan bir durum var ki, çocuğuyla aynı yatağı paylaşan anneler bulunmaktadır ve bu bir yanlıştır. Bu konuda ailelere tavsiyemiz, kesinlikle çocuklarıyla aynı yatağı paylaşmamaları olacaktır. Ancak küçük çocukların kendi odasında ve yatağında kendi başına yatması alışkanlığını kazandırmak amacıyla 10-15 gün kadar böyle bir metot uygulayabilir. Bu süreç ise çocuğun kendi başına yatma alışkanlığını kazanmasına yetecektir.

Çoğu yetişkin insanların çok zor uyuduklarına şahit olursunuz, bu da ilk çocukluk yıllarındaki uyku programının düzensiz olmasından meydana gelmektedir. Diğer alışkanlıklara benzeyen uyku alışkanlığı da, çocuğun ilk yıllarındaki yaşamalarında kazandırılır. Bu nedenle uyku programının düzeni ve sürekliliği çocukluk yıllarının sonuna kadar devam ettirilmelidir. Ayrıca, çocuğumuza Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin bizatihi uygulamış olduğu sünneti olan, kaylule uykusu (öğle ile ikindi arası uyuma) alışkanlığını da kazanmasına özen göstermeliyiz.


Çocukta, Tuvalet Alışkanlığı;

Çocuklarda temizlik ve kuruluk bir alışkanlık haline getirilmelidir. Bazı çocukların yaşlarının ilerlemesine rağmen halen altlarını ıslatmaya devam ettikleri gözlenmektedir.

Bu durum şunu göstermektedir ki, bazıları temizlik ve kuruluk alışkanlığını kazanamamışlardır. Çocuk bu hareketiyle çevresindekilerden ilgi toplamak veya öç almak istemektedir. Normal olarak bir çocuk iki yaşında dışkısını, üç yaşında ise çişini söylemesini ancak öğrenebilir. Çocukların 4-5 yaşlarına kadar gündüzleri ara sıra, geceleri daha fazla altlarını ıslattıkları görülebilir.

Çocuğumuzu ne kadar da tuvalete taşısanız, çocuk bu alışkanlığı kendisine bir adet edinmeye hazır oluncaya kadar ne yaparsanız yapın bunu başarmanız çok zor olacaktır. Yani ister zorlayın isterseniz güzellikle çözmeye çalışın, çocuk belli bir yaşa gelmeden önce bu tuvalet alışkanlığını kazandıramazsınız. Çocuk tuvaletini haber vermeye başladığı andan itibaren ödüllendirilmeyi ve sevilmeyi bekler, bu da çocukla annenin arasındaki ilişkinin düzenli ve iyi olmasına bağlıdır.Çocuk çişini haber vermeyi öğrendikten sonra zaman zaman altını ıslatabilir. Ancak uykuya geçtikten 3-4 saat sonra uyandırılarak ihtiyacının giderilmesi istenmelidir. Bu şekilde çocuğa zaman zaman uyandırılma alışkanlığı da kazandırılmış olur. Genelde altını ıslatan çocukların uykusu çok derindir. Çocuğun altını ıslatması çoğunlukla korku ve ruhî sebeplere dayanmaktadır. Çocuğu erken tuvalet eğitimine tabi tutma ve baskıcı bir eğitime tabi tutma gece altını ıslatmasına neden olur.

Aileye gelen yeni bir bebek, birinci çocuğu kıskançlığa sevk edebilir. Çünkü anne babanın bebeye olan ilgileri onu rahatsız eder. Dikkatleri kendi üzerine çekmesi için de altını ıslatabilir. Kendisine gösterilecek ufak bir sevgi ile bu durum aşılabilir.
Çocuklarınıza Örnek Olun ve Kalıcı Prensipler Kazandırın;

“Çocuklarına hayatın acı ve tatlı kurallarını öğreten aileler, çocuklarına satın alınamaz birer servet bırakmış olurlar.” (Michael BAILEY)
Çocukta, Örnek Davranışın ve Hayat Prensiplerinin Önemi

İnsan hayatı ancak, bazı prensiplere, önemli kurallara, kalıcı ve olumlu davranışlara bağlı olarak devam eder. Bir çocuk için aile ortamı hayat prensiplerinin kazanıldığı bir yuvadır. Bütün karakter özellikleri burada oluşacak, olumlu veya olumsuz davranışları bu aile ortamında kazanacaktır. Anne baba ve diğer aile büyüklerinin davranışları, hal ve hareketleri yeni gelişmekte olan bir çocuk için birer davranış örneklerini oluşturmaktadır.

Çocuk bir fotoğraf makinesi, bir kamera gibi her hareketi alır ve zihnine yerleştirir. Kendini davranışlarını da bu görmüş olduğu hal ve hareketlere göre şekillendirmeye çalışır. Bu sebepledir ki, anne baba ve ailede bulunan büyükler çocuğun zihinsel gelişimi üzerinde büyük rol oynarlar. Anne baba çocuğun nasıl olmasını istiyorlarsa ve ondan ne bekliyorlarsa öyle davranmak ve yaşamak mecburiyetindedirler. Anne babanın davranışları çocuk için söz ve ikazlardan daha etkilidir. Çünkü anne baba ve ailedeki büyükler o yuvada birer canlı örnektir.

Çocuğunuza öğüt vermek yerine, hal ve hareketlerinizle, yaptığınız işlerle örnek olun. Onlar modellerden taklit etme yoluyla daha güzel öğrenirler. Onlar için eylem, sözden daha çok etkili olur. Çocuk duyduğunu değil, gördüğünü öğrenir ve uygular. Anne baba arasında gördüğü ve öğrendiği davranışları, şiddeti, oyunlarında arkadaşlarına karşı uygulamak ister. Bu nedenledir ki, aile içerisinde çocukların gözü önünde işlenilen şiddet ve olumsuz davranışlar, çocuk üzerinde medyadan daha etkilidir.

Bu konuda, eğitilmiş erekli uzmanlardan ders almış bilgili ve bilinçli aileler, küçük yaştan itibaren çocuklarına, hayatın düzen ve prensiplerini, uyulması gereken kuralları ve olumlu davranışları kazandırmaya çalışırlar. Bu konuda çocuklarına örnek olurlar.
Çocuğa Kalıcı Hayat Prensipleri Nasıl Kazandırılır?

Aile içinde çocukla çok iyi bir iletişim kurun ve sıcak bir ortam oluşturun. Çocuk bu şekilde, aile ilgisini ve mutluluğunu her türlü yaşama tercih etsin.

Çocuğa, zamanının ve çalışmalarının planlamasını, parasını tasarruflu kullanmasını öğretin.

Ailedeki yaşamında çocuğunuza bir sorumluluk verin. Kendisine bir çiçek alın, bakmasını söyleyin, evin ekmek alma işini ona bırakın. Veya daha başka işler de vererek sorumluluk duygusunu geliştirin.

Anne babanın ve kardeşin önemini öğretin ve kavratın. Bunların olmaması halinde ne kadar sıkıntıların meydana geleceğini misalleriyle gösterin ve öğretin. Bayram ve Cuma gününden bir gün önce mezarlığa götürün. Vefat etmiş büyüklerinize dualar okutun. Bu şekilde çocuk, burada ölülere saygı duymasını ve orada bir yakınının bulunduğunu öğrenecektir.

Her şeyi satın almadan ve sahip olmadan da, başka yollarla faydalanmanın da mümkün olacağını ona kavratın. Yani misaller vererek, kullanılmış kitap alma, ödünç veya kütüphanelerden yararlanma yollarının da olduğunu öğretin.

Önce kendinize ve ailenize bir çeki düzen verin, aile ortamında tertip, düzen, intizam, ilişkilerde samimi ve olumlu tavırlar, söz ve hareketlerinizde kararlılık ve tutarlılık olsun.

Davranışlarını, yaramazlıklarını sonuçlarına ve sorumluluklarına katlanmasını sağlayın. Misal; masaya çay veya başka bir şey dökmüşse bırakın kendi temizlesin. Arkadaşına her hangi bir zarar vermişse bırakın kendi harçlığından karşılasın, yenilesin.

Çocuğunuzun olumsuz davranış ve hareketleri karşısında duygularınızı ifade edin. Kendisinden gereken beklentilerinizi dile getirin.

Çocuklarınızın ille de sizin istediğiniz şekilde olması için direnmeyin. Onları oldukları gibi kabullenin. Kapasiteleri ve yetenekleri ölçüsünde bir davranış sergileyin, üzerlerine fazla gitmeyin.

Çocuğunuza, seçme şansı tanıyın ve hatalarını nasıl telafi edeceğini öğretin. Problem çözmesine yardımcı olun. Bütün bu işleri yaparken adil ve objektif olmaya özen gösterin. Misal, küçük çocuğunuzu kollamak uğruna, büyük çocuğunuza haksızlık yapmayın. Sevilen ve kişiliğe saygı duyulan çocuk, başkalarını sever ve onlara saygı duyar. Bu nedenle disiplini sevgi temelleri üzerine inşa etmesini bilmelisiniz

Çocuğunuzun sorularına mutlaka cevap verin. Saçma sapan sorular,sorsa da sakın cevapsız bırakmayın. Onun saçma soruları uygun cevaplarla düzeltilmeye çalışılmalıdır.Mükemmeliyetçi bir anne baba olmayın. Önce kendinizin tam mükemmel olmadığını iyi bilin. Böyle anne babalar, çocuğun kapasitesini dikkate almadan yüksek bir başarı beklentisi içerisine girerler. Böyle bir ailede, kendisinin yetenek ve başarılarıyla anne ve babasının beklentileri arasında fark olduğunu gören çocuk, kendinin değersiz ve önemsiz olduğunu düşünür. Çünkü hiçbir zaman anne ve babanın hedeflediği başarıyı sağlayamamıştır. Onun bu başarısızlığı kendini hayal kırıklığına uğratır.

Çocuğunuza, eğitim değeri olan, iyiliklerin, doğru- ların, ve yardımlaşmanın yer aldığı fıkralar, masallar ve hikayeler anlatın.Onların da ezberleyip anlatmalarını sağlayın.

Çocuğunuza, yardımlaşma ve dayanışma gibi istek- lerinin pekiştirilmesi için çoğunlukla kızların annelerine, erkeklerin de babalarına yardımcı olmalarını destekleyin ve teşvik edin.

Çocuğunuza, arkadaşlığın, komşuluğun, birlikte ya-şamanın ve akrabalığın maddi ve manevi değerini misallerle anlatın.

Sigara, içki, kumar ve diğer zararlı alışkanlıkla ilgili olarak çocuğunuz üzerinde etkili olabilmeniz için, ilk önce kendinizin bu tür kötü alışkanlıklardan kurtulmanız lazım. Şayet siz bu gibi kötü alışkanlıklara devam ederseniz, çocuğunuza yapacağınız ikazlarınız ve öğütleriniz etkisiz kalacaktır.

Çocuklarınızın hayatlarında önem arz ettiğine inan- dığınız bazı kurallar olmuştur. Ancak bu kuralları, müsamahalı ve iyilik içerisinde ona hissettirin, daha sonra uygulayın. Uygulamış olduğunuz bu kuralların “neden ve niçinler”ini de güzelce anlatın. Böylece çocuğunuz “hayatın kural demek olduğu” gerçeğini anlamış olacaktır.

Çocuğunuzun davranış kalıplarını, psikolojik dün- yasını ve olaylara vereceği tepkiyi öğrenin ve çözmeye çalışın. Çocuğunuzu iyi okur ve ezberler- seniz ona olan isteklerinizi ve yaklaşımlarınızı daha iyi ayarlayabilirsiniz.

Çocuğunuza “insan ilişkilerinde nezaket kuralları” olarak bilinen kuralları anlatın, gösterin ve davranışlarınızla ortaya koyun. "Anne babayla nasıl konuşulur? Okulda nasıl hareket edilir? Büyüklerle saygı, küçüklere sevgi ne demektir? Trafik kuralları nedir? Bir şey nasıl satın alınır, nasıl satılır? Kavga neden çıkar? Gergin ortamdan nasıl uzaklaşılır?” gibi çok önemli kurallar anlatılmalı, neden ve niçinler misalleriyle ortaya koymalısınız.Bu şekilde çocuğunuz ateşte elini yakmadan, ateşin el yakabileceğini öğrenmiş olacaktır.

Çocuğunuzdan, hatasını kabullenip, hemen özür dilemesini beklemeyin. Onun psikolojik yapısının buna henüz hazır olmadığını bilmelisiniz.

Çocuğunuzla sert tartışmalara girmeyiniz. Ancak bir problemin çözümüne yönelik fikir üretecek ve alternatif sağlayabilecek tartışmaları sık sık yapın.

Böylece çocuğunuza, hem bir konunun tartışılarak çözüme kavuşacağını anlatmış olur, hem de tartışmanın doğallığını hissettirirsiniz.

Çocuğunuza sık sık gülümseyin, başını, saçını okşayın, ona iltifatta bulunun. Bu durum aranızda sıcak bir iletişim oluşturur. Bu şekliyle çocuğunuza insanlara tebessüm etmeyi, onlara dost gözüyle bakmayı öğretmiş olursunuz.Kendinizi çocuğunuz yerine koyun, size nasıl davranılmasından ve neler yapılmasından hoşlanacağınızı ve nelerden hoşlanmayacağınızı bir düşünün ve çocuklarınıza olan yaklaşımlarınızda bunları aklınız da bulundurun.

Çocuğunuza veya çocuklarınıza mutlaka zaman ayırın ve ayırmış olduğunuz bu zamanın boşa harcanmış bir zaman olmadığını anlayın. Şimdi siz çocuklarınıza zaman ayırırsanız, onlar da bir gün hem size hem de kendi çocuklarına zaman ayırmasını öğreneceklerdir.

Çocuğunuza onurlu ve kişilikli davranışlar kazandırmayı düşünün. Onun korkutulması, sindirilmesi ve sürekli olarak “beceriksizliği”nden bahsedilmesi onurlu ve kişilikli bir şahsiyetin oluşmasını engeller.

Ailelerdeki aşırı bir disiplin de alabildiğine kuralsız bir yaşantı da çocuğun ruh sağlığı üzerinde etki yapar. Anne baba ne eli sopalı olmalı, ne de vurdum duymaz olacaktır. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Bu konuda “Ev halkına yanlışlıklarına karşı bir uyarı olsun diye evine kırbaç asan insana Allah rahmet etsin buyurmaktadır.

Çocuklarınıza karşı davranışlarınızda çelişkili tavır ve sözler sergilemeyin. Daima davranışlarınız ve tavırlarınız tutarlı olsun. Sabah ayrı, akşam ayrı bir tavır ve yaklaşımla çocuklarınızın karşısına çıkarsanız, çocuklar neye göre tavır alacaklarını şaşırır, doğru yapıyorum diyerek bir çok yanlışlığa sapa- bilirler.

Çocuklarınıza, yaptıkları yanlışlıklardan ötürü, sakın senin annen, baban olmayız” gibi tavırlar içerisinde bulunmayınız. Bu gibi tavırlar çocuğun dünyasını alt-üst etmiş olur. Her an sizi kaybedecekmiş korkusu ile ruh sağlığının bozulmasına neden olabilir. Her zaman çocuklarınıza, insan ilişkilerinin önemini, millî ve manevî duyguların gereğini, insanın gayesini, başarının sırları gibi hayatta olmazsa olmaz derecede gerekli bir takım esasları kavratmaya çalışın. Unutmayınız ki bu esaslar olmadan kişi hayatta başı boş kalır ve temelsiz, gayesiz yaşar.

Çocuklarınıza okuma alışkanlığını kazandırmaya, olayların neden ve niçinler ini çözmeye teşvik edin. Bu durum, çocuğunuzun zihninin gelişimini hızlandırır, yeteneklerini artırır önemli bir başarırının kapısını aralamış olur.

Çocuklar, (önemsenmeyi ve kabul görmeyi) anne ve babadan beklerler. Şayet böyle bir durumda başka çocuklarla karşılaştıklarında, kendilerine değer verilmediği anlayışına kapılarak üzülür ve sizlere karşı olan güven duygularını sarsar.

Çocuğunuzun özgüvenli, uyumlu ve dengeli bireyler olarak gelişimini sürdürmesi için anne baba çocuk ilişkilerinizi pekiştirin.

Çocuklarınızın cimri değil, eğer cömert olmalarını istiyorsanız onlara hayatta en güçlü, en değerli ve en geçerli şeyin sakın para olduğunu söylemeyin. Aynı zamanda para ve maddeye sahip insanların hep mutlu, müreffeh, hep sevgi, saygı ve saygınlık gören kimseler olduğunu anlatıp durmayın.

Çocuğunuza, kendisini ifade edebilecek, kendi yaptıklarını sergileyebilecek, ezberlediği bir şiirini okuyabilecek bir zaman tayin ediniz. Şayet çocuk kendisini ifade etme imkanına sahip olursa hayatta hiç ezilmez, her zaman kendini anlatacak ve tanıtacak cesarete sahip olur.

Sakın haa... Çocuklarınıza “Öyle çok okumakla zengin olunmaz. İşte okuyanları görüyorsunuz; okudular da ne oldular yani” gibi boş laflar ve işe yaramaz anlatımlarla onları okullarından soğutmayınız. Çünkü çocuk, kısa yoldan zengin olmanın hesaplarını yapar ve çocukta yanlış tavır ve davranışlar gelişiverir.

Anne babalar, çocuklarına küçük yaşlardan itibaren hayatın önemli prensiplerini kazandırmakla çok büyük görevler yapmış olurlar. Bu şekilde anne babalar, çocuklarına hayatı hazır sunmak yerine, hayatı kazanmak için bilgi, görgü, deneyim ve prensipleri vermiş olurlar. Bu çocuklara bırakılacak en önemli ve en büyük bir sermayedir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz “Hiç bir baba evladına doğru yolu öğretmekten daha üstün bir hediye veremezbuyurmuşlardır.
Çocuk Eğitiminde Başarının Neresindesiniz ?Kendinizi Test Etmeye Hazır mısınız ?

Çocukları olan anne babalar veya anne baba adaylarından herhangi birisiniz. Yani bir şekilde çocuk eğitimine katkıda bulunuyorsunuz. Peki, bu çocuğun eğitimine yaptığınız katkı ne kadar bilimsel, ne kadar etkili ve ne kadar faydalı? Gerçekten çocuk yetiştirmede istediğiniz sonuçları alabiliyor musunuz?

Bunu öğrenmek için de aşağıdaki sorulara cevap veriniz ki kendinizi test etmiş olursunuz, eksiklerinizi ve doğrularınızı öğrenmiş olma şansına sahip olursunuz..

Şimdi sorularla, ÇOCUK EĞİTİMİNDE BAŞARININ NERESİNDE olduğunuzu görün.

Düzenli ve dengeli bir kişiliğiniz var mı?

Aile hayatınız sağlıklı işliyor mu?

Çocuk eğitimi konusunda yeterli bilgi ve birikime sahip misiniz?

Çocuk eğitiminin sorumluluğuna hazır mısınız?

Çocuk gelişimi, çocuk psikolojik ve sosyolojik yönü hakkında yeterli bilgi birikimi elde ettiniz mi?

Çocuğunuzu iyi tanımak için, davranışları ve tepkileri konusunda gerekli gözlemi yapıp, notlar tutuyor musunuz?

Çocuğunuzun karakter gelişimini etkileyecek olan, olumlu davranışlara sahip misiniz?

Çocuğunuzun sağlıklı gelişimi için, belirli bir takviminiz ve takibiniz var mı?

Evinizde her hangi bir olumsuz davranış ve bir kavga olmaması için, özel bir gayret gösteriyor musunuz?

Çocuğunuza, planlı ve bilinçli bir zaman ayırıyor musunuz?

Çocuğunuza zaman kavramı, planlı çalışma ve başarılı olmanın önemiyle ilgili, bir çalışmanız oluyor mu?

Maddeyi kullanma ve moral değerleri anlama konusunda yaptığınız çalışmalar yeterli mi?

Çocuğunuzun dini eğitimiyle ne kadar ilgileniyorsunuz?

Evinizde anlayış, sabır ve hoşgörü kavramlarını ne derece ön plana çıkarıyorsunuz?

Çocuğunuza, hak, doğruluk, adalet, insan sevgisi ve faydalı olma anlayışı gibi bir takım sosyal, dini ve milli değerler kazandırmak için, yaptığınız bir çalışmanız var mı? Bu sizce yeterli mi?

Çocuğunuza arkadaşlık, dostluk, akrabalık, büyüklere saygı ve küçüklere sevgi anlamında, yeterli değerler kazandırıyor musunuz?

Çocuğunuzun kendisini ifade etmesine ve kendini göstermesine imkan hazırlıyor musunuz?

Çocuğunuz başarılı olduğu zaman, ödüllendirme yapıyor musunuz?

Çocuğunuz hata yaptığında onu anlayışla karşılamak ve ona ceza vermemek için, özel bir sabır gösteriyor musunuz?

Çocuğunuzun kendi işini kendi görmesi, bazen de size yardımcı olup, kişiliğini geliştirmesi için özel bir gayretiniz oluyor mu?

Çocuğunuzun hayatına girip, onun isteklerini ve düşüncesini okumak ve olumlu bir yöne kanalize etmek için, onunla dostluk ve arkadaşlık kurmak yolunda bir çaba gösteriyor musunuz?

Çocuğunuzun, okul başarısızlığının, bazı problemlerinin ve korkularının yenilmesinde, öğretmeni ve alanın uzmanı diğer kişilerle diyalog içine giriyor musunuz?

Ne tür arkadaşlarla ve nasıl bir çevreyle ilişki içinde olduğunu tespit etmek için, çocuğunuza hissettirmeden, kendinize özgü bir gözlem ve denetiminiz var mı?

Çocuğunuzun oyun ve oyuncaklarla ilgili uğraşlarını, bilinçli ve planlı olarak eğitime yönlendiriyor musunuz?

Çocuklarınızı zararlı alışkanlıklardan korumak için, özel bir önlem alıyor musunuz?

Çocuğunuzun etkilenmemesi açısından, kendinizde var olan bazı zararlı ve olumsuz davranışlarınızdan vazgeçiyor musunuz?

Çalışan anneyseniz, çocuğunuzun annelik özlemini gidermek için, yaptığınız çalışmalar yeterli mi?

Çalışmaya gittiğinizde, çocuğunuzu bıraktığınız kişiler ve mekanlar, sizce olumlu ve yeterli mi?

Anne sütünün önemini kavrayarak, ona yeterince süt vermek için, gerekeni yapıyor musunuz?

Boşanmış ailelerseniz, çocuğunuzun bu durumdan en az etkilenmesi için, yeterli bir önlem alıyor musunuz?

Çocuk eğitiminde ortaya koyduğunuz çalışma sizin içinize siniyor mu? Ve bunun için vicdanen rahat mısınız?

Bunu yetiştiremedim “öbür çocuğumu daha iyi yetiş- tireciğim mi” diyor musunuz?

Çocuk eğitiminde eksik olduğunu hissederek, yeterli bir duruma gelmek için ciddi bir çaba harcıyor musunuz?

Bu sorulara cevap vererek, çocuk eğitimi konusunda BAŞARININ NERESİNDE olduğunuzu kolayca anlayabilirsiniz.

Sorulara verdiğiniz cevaplar sonunda, çocuk eğitimi konusunda yetersiz olduğunuz anlaşıldıysa bu kitabı titizlikle okuyun. Kitabı okuyup bitirdikten sonra, eksikliklerinizin büyük ölçüde tamamlanmış olduğunu göreceksiniz.
Çocuk Eğitiminde Aile Düzeninin Önemi;

“Çocuk en etkili ve en kalıcı eğitimini aile ortamından alır. Uyumlu ve düzenli bir aile ,eğitim veren bir okul gibidir.” (Prof Dr .Orhan TÜRKDOGAN)
Aile Nedir? Aile cemiyetin en önemli rüknüdür. Aile nüfusu yenileme, milli kültürü taşıma, terbiye kazandırma çocukları sosyalleştirme, ekonomik, biyolojik ve psikolojik faaliyetlerinin yerine getirildiği bir kurumdur. Hevesler, keyifler, ihtiraslar, kıskançlıklar üzerine kurulan bina edilen hedefsiz bir yuva istikbal vadetmeyeceği gibi millet bünyesinde de potansiyel bir olumsuzluk olarak kalacaktır. Böyle bir yuva sürekli olarak sokak serserisi yetiştirecektir.

Aile toplumun ana direği ve sosyalleşmenin başladığı yerdir. Çocuk bütün davranışlarını, düşünmesini, insanlar arası ilişkileri ailede öğrenir. İlişkilerin en sıkı, en kuvvetli olarak yaşandığı kurum ailedir. Hiçbir kurum aile kadar iç içe olamaz. Aynı mekan içinde yaşayan aile fertleri, aynı değerleri benimseme, aynı mutluluk ve sıkıntıları paylaşma, sosyal ve psikolojik ortak yönleri, onların kendi içindeki insani duyguları doğurur ve geliştirip olgunlaştırır.

Bu gelişmenin hedefe ulaşmasının tek şartı aile üyeleri arasındaki şahısların birbirine karşı sorumluklarını yerine getirmeleri ile gerçekleşir.

Aile ne kadar sağlıklı, disiplinli ve düzenli ise hem çocuk eğitimi etkili ve olumlu gelişmeler gösterir, hem de toplumda düzelmeler görülür. Eğer ailede erozyonlar ve sıkıntılar başlamışsa bu hem çocuğa hem de otomatik olarak topluma yansır.



Çocuk Eğitiminde Ailenin Önemi;

Çocuk eğitiminde ailenin önemi tartışma götürmez bir gerçektir ki, bu önem her gün biraz daha anlaşılmaktadır. Dengeli, huzurlu, düzenli, sağlıklı iletişim ortamlarının içinde yetişen çocuklar benzeri bulunmayan bir okula küçük yaşta kavuşmuş olurlar.

Çocuğun karakterlerinin ana temelleri 0-3 yaş devresinde başlar. Bu devrede çocukların eğitimine çok dikkat etmek gerekir. Çocuğun aileye en bağımlı olduğu dönem bu yaş dönemidir. Bu dönemde çocuk etrafında olan olayları kavramaya başlar, bundan dolayı çocukların etrafı izleyeceğini düşünerek dikkatli davranmak gerekir. Çocukta sağlıklı bir beden ve ruh yapısının oluşması için, ailesi çocuğun beslenmesine çok dikkat etmelidir.

Aile içerisindeki çocuk sosyalleşmeye başlar ve daha sonraki yıllarda da toplum kültürünün en küçük taşıyıcısı olur. Bütün ailelerde, statü ve rollerden kurulu bir düzen vardır. Bu düzen çocuğun kuralları benimsemesine yardımcı olur. Böylece çocuk sosyalleşmeyi ailede kazanmış olur.

Okul eğitimi de aile içi eğitimin bir devamıdır. Çocuklar için en koruyucu yer, en fazla fedakarlık gösteren kurum ailedir. Ailede en fazla fedakarlık gösteren annedir. En samimi ve en içten eğitimciler annelerdir ve çocuğun en etkileyici öğretmeni de annesidir.

Ailede anne ve baba çocukların dengeli birer şahsiyete sahip olabilmeleri için duygu ile mantık arasında iyi bir denge kurarak davranmaları çok önemlidir. Evde çocuklara küçük sorumluklar vererek sorumluluk duygularının geliştirilmesi gerekir.

Çalışmak, iş yapmak, çocuğun psiko-sosyal gelişimini sağlar. Yani güven duygusu, mücadele gücü, sorumluluk duygusu kazanma, yaşayarak öğrenme, kendi ferdiyetini idrak etme gibi. Kısacası,aile çocuğun eğitimi ve gelişimi için çok iyi değerlendirilmesi gereken bütün unsur ve şartlara sahip tabii bir ortamdır.

Bunun içindir ki kişilik bozukluğu olan, uyumsuz, mutsuz, davranışları bozuk çocukların yetişmemesi için düzenli ve uyumlu ailelerin kurulması ve çocukların eğitimine çok dikkat edilmesi gerekir.


Çocuk Eğitiminde Anne Baba Yaklaşımları Nasıldır?

Çocuk,anne baba elinde bir emanettir .Mum gibi her şekli alabilir. İyi tohum ekilirse din ve dünya saadetine kavuşur’ (İmam GAZALİ)
Yüklə 0,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin