SUNUŞ
Kültür, bir toplumun içerisinde mevcut her türlü bilgiyi, alışkanlıkları, değer ölçülerini, genel tutum, görüş, inanç ve zihniyet ile tüm davranış şekillerini kapsayan, o toplumun üyelerinin çoğunluğunda ortak olan, onu başka toplumlardan ayırt etmeye yarayan maddî ve manevî değerlerden oluşan bir bütün olarak tanımlanmaktadır.
Sosyolojik olarak kültür, insanlardan öğrenilen ve kazanılan toplumsal mirastır. Belli bir coğrafi çevrede yaşarken, çalışırken temel ihtiyaçlarını giderdiği, bulunduğu ortamla kurduğu ilişkileri, edindiği bilgi, tecrübe, dili, davranışları ve maddi üretim ve tüketim araçları kültürün oluşmasına katkı sağlar. Daha sonra ise, insanın üretmeye başladığı ve yaşadığı çevreye etkin olarak katılması durumunda kültürel etki ve güç oluşur. Birikimler ve yaşantılar sonucu oluşan miras kültür olarak yeni nesillere aktarılır. Hüküm verme, zevklerin dile getirilmesi ve eleştirme kabiliyetinin bilgi, birikim ve tecrübeler yoluyla geliştirilmiş biçimini bireysel kültür olarak tanımlamak mümkündür. Bireysel kültürün kişilik oluşumundaki etkisi ise tartışılmaz bir olgudur.
Kültürel etkileşimin yararlarına değinecek olursak özetle şunları söyleyebiliriz: Kültürel etkileşim toplumların birbirilerini tanımalarına katkı sağladığı gibi sanatsal ve kültürel etkinliklerin yayılmasını, evrensel kültür değerlerinin ortaya çıkmasını, sosyoloji biliminin araştırma alanlarını genişletmesini de sağlar. Kültürel etkileşim kendiliğinden ve toplumun kabulü ile gerçekleşirse yararlı olur. Ancak bilinçsiz kültür etkileşiminin toplumun sosyal yapısını bozacağını, kültür etkileşimiyle ortaya çıkan davranış ve anlayışlar, mevcut kültür değerlerine ve inançlara uymazsa, kültür çatışmasının meydana geleceğini unutmamak gerekir. Yerli kültürü yaşayanlar ile yeni kültürü yaşatmak isteyenler arasında çelişkiler görüldüğünde gerekli önlemler almaya yönelik stratejiler de geliştirilmelidir, aksi halde kültür etkileşiminde zorlama olursa sosyal kaos yaşanması doğal bir sonuç olarak karşımız çıkar. Etkileşimin, nesnelerin ya da olayların karşılıklı birbirlerini etkilemeleri anlamına geldiği düşünülürse, etkinin karşılıklı olanı en yararlı etkileşimdir diyebiliriz. Etkileşim; insanın olduğu her yerde söz konusudur. İnsanlar işte, evde, okulda insanlardan, çevreden ve hatta nesnelerden bile etkilenebilir. Karşılıklı iletişim, en iyi etkileşim yoludur.
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi çalışanları başta olmak üzere Bişkek-Kırgızistan’da yaşayan kamuda ve özel kuruluşlarda birlikte çalışan Kırgız ve Türk vatandaşlarının toplumsal değerlerinin belirlenmesi, iki ülke vatandaşlarının kültürel etkileşim ve benzerlik düzeylerinin tespit edilmesi amacıyla yapılan araştırmamızla ilgili olarak geniş ve ayrıntılı çalışmalar sonucu değerlendirmeler yapıldı. Kültürel etkileşimin kapsamını aynı işyerini ve kurum kültürünü paylaşan, ortak üretim sürecinde bulunan Kırgız ve Türk vatandaşları oluşturmaktadır. Bu çalışmanın her yıl geliştirilerek güncellenmesi gereken bir niteliğe sahip olduğunu da ifade etmeliyiz. Aynı kurum içinde çalışanlar arasında kültürel etkileşimin ölçüsü, etkileşimin anlamı ve düzeyi, gerekliliği ve özellikle toplumsal entegrasyon bakımından önemi büyüktür.
Türkiye’den gelen çalışanların işyerlerinde diğer çalışanlarla ortak yönelimleri üzerine düşünceler, Kırgız vatandaşı çalışanların işyerinde diğer çalışanlarla ortak yönelimleri ile çalışanlarda ortaya çıkacak ortak yönelimlerin düzeyi, çalışanların tamamında ortaya çıkacak farklı yönelimlerin, Türk vatandaşlarının Kırgızistan’la ilgili genel bilgilerinin ne durumda olduğu, Kırgız vatandaşlarının da Türkiye ile ilgili genel bilgilerinin ne kadar olduğuna yönelik bilgiler ile kanaatlerin değerlendirildiği bu çalışmalar, gelecekte istenen ortak hedef davranışların elde edilmesi için yapılması gereken etkinliklere de ışık tutacaktır.
Bu araştırmada iki ülke vatandaşlarına yöneltilen karşılıklı tanıma ilgili sorulara verilen cevaplarda aynı ortamdaki çalışanlar arasında etkileşimin az olduğu, bunun da iletişimin yetersiz olduğu, ortak iş yapma dışında paylaşımın az olduğu anlaşılmaktadır. Değerlerdeki benzeliğin çok yüksek olduğu bir kültürel temel üstüne ilişkileri geliştirmek mümkünken, ilgi ve bilginin zayıf olması dikkat çekmektedir.
Sonuç olarak, araştırmanın tespit etmeyi amaçladığı benzerlik açısından durumun çok olumlu olduğu, etkileşim açısından ise olumsuz olduğu görülmüştür. Çalışmanın gelecekte güncellenerek devam ettirilmesinin yararlı olacağını, bu hususta yapılacak benzer çalışmalara ışık tutacağı düşüncesindeyiz.
YÖNETİCİ ÖZETİ
Türk Dünyasının kültürel yakınlığının saptanması ve etkileşimini arttıracak unsur ve faktörlerin analiz edilmesi amacıyla yapılan bu çalışmada, Türkiye ve Orta Asya Türk Halkları arasındaki “kültürel etkileşim düzeyi” tespit edilmeye çalışılmıştır. Dahası, “bütünleşme” veya “entegrasyon” çerçevesinde geliştirilen “kültürel entegrasyon”dan hareketle bu toplumların “etkileşim” düzeyleri incelenmiştir. Bu çerçevede Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’teki kamu ve özel kuruluşlarda birlikte çalışan Kırgızistan ve Türkiye vatandaşlarının toplumsal değerlerinin belirlenmesi ve her iki ülke vatandaşlarının kültürel etkileşim ve benzerlik düzeylerinin tespit edilmesi hedeflenmiştir. Özellikle, Kırgızistan ve Türkiye vatandaşlarının 24 yıllık bir süre zarfında ne kadar yakınlaştığı ve birbirleriyle etkileşime girdikleri incelenmiştir. Diğer bir deyişle, bu araştırmada benzerlik veya yakınlığın ne düzeyde olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Hedef kitleye toplam 500 anket dağıtılmış ve geri dönen 474 anketle bu çalışma tamamlanmıştır. Kırgızistan ve Türkiye vatandaşlarının ankette yer alan kültürel değerlere ilişkin, yani vatandaşların aile hayatı, çalışma hayatı, ülke yönetimi, gelenek, görenek ve dini inançlar ile sosyal yaşamla ilgili genel değerlendirmelerine bakılarak, açıklamalar yapılmış ve bağımsız değişken olan demografik özelliklerden anlamlı olanlara göre durumları incelenmiştir. Niceliksel veri toplama yöntemi ile gerçekleştirilen bu çalışma şu alt başlıklar altında ölçülmüştür:
-
Aile hayatı ile ilgili ortak anlayışlar / değerler % 94 benzerlik göstermektedir.
-
İş hayatı, ahlakı ile ilgili ortak anlayışlar / değerler % 94 benzerlik göstermektedir.
-
Ülke yönetimi (siyasal sistem/devlet yönetimi) ile ilgili ortak anlayışlar / değerler % 97 benzerlik göstermektedir.
-
Manevi alandaki (gelenek, görenekler ve dini inançlar) ortak anlayışlar / değerler % 96 benzerlik göstermektedir.
-
Sosyal hayat, eğitim ve genel kültür ile ilgili ortak anlayışlar / değerler % 93 benzerlik göstermektedir.
Kırgızistan ve Türkiye vatandaşlarının bu kategorilerdeki yakınlığının % 93 ila % 97 gibi yüksek bir benzerlik oranına sahip olduğu görülmektedir ki, bu yüksek oran her iki toplumun değerlerinin birbirine ne kadar yakın olduğunu açıkça göstermektedir. Aradaki coğrafi ve tarihi mesafe ne kadar fazla olursa olsun, benzerliklerin çok olması dikkat çekicidir. Buradan görülen her iki toplumun da gerçekten benzer bir kültürel temelden başladığı ve benzer bir dönüşüm süreci geçirdiğini ifade etmek mümkündür.
Bununla birlikte iki ülke vatandaşlarına yöneltilen karşılıklı tanıma ile ilgili sorulara verilen yanıtlarda ise aynı ortamı paylaşan çalışanlar arasında dahi etkileşimin az olduğu göze çarpmaktadır. Örneğin, her bir ülke vatandaşının diğer ülke edebiyatçıları, bilim insanları, sanatçıları, siyasetçileri, şarkıcıları, kitle iletişim araçları ve dizileri arasından bildikleri ortalama 2’den düşüktür. Yemekler ve turistik yerler tanınırlık oranının en yüksek olduğu kategorilerdir, ancak bunlar da ortalama 2 ila 3 arasındadır. Değerlerde görüldüğü gibi aslında benzerliğin çok yüksek olduğu bir kültürel temel üstüne ilişkileri geliştirmek mümkünken, ilgi ve bilginin zayıf olması farklı bir tabloyu ortaya çıkarmaktadır. Sonuçta, araştırmanın tespit etmeyi amaçladığı benzerlik açısından durumun çok olumlu olduğu, etkileşim açısından ise çok olumsuz olduğu görülmektedir.
Dostları ilə paylaş: |