Kurak alanlarda küresel değişimlere dayanıklı peyzajların oluşturulması için rehber



Yüklə 0,55 Mb.
səhifə36/42
tarix02.01.2022
ölçüsü0,55 Mb.
#25211
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   42
Tohum Ekimi
Doğrudan ekimin fide ve fidanlar için avantajları vardır. Tohumdan büyüyen bitkiler alanının çevre koşullarına daha iyi adapte olur ve genellikle daha iyi bir kök sistemi/hava parçası oranı geliştirirler. Ekim, toprak ve mevcut bitki örtüsü hasarlarını minimize ederek az bir toprak hazırlığı gerektirir. Ayrıca, ekim daha az maliyetlidir -fidan üretimi, ulaşım ve toprak hazırlama maliyetlerine gerek yoktur.(Daha fazla sayıda tür içerebilir, ulaşılmaz alanlara uygulanabilir –helikopterlerden ekim tohumları serpme gibi- ve daha geniş peyzaj alanlarını kapsar (59). Bununla birlikte, ekim tohumları fidanlık üretimi için gerekli olandan çok daha yüksek miktarda tohum gerektirir, çok emek gerektiren bir konudur ve alan içinde büyük ve iyi örgütlenmiş bir işçi şebekesi doğru dönemde tohum toplamak için hazır olmalıdır; tohumlar yoğun toplandığında da toplama alanlarının doğal yenilenmesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir.
Ekim tohumlarının gelecekteki hataları önlemek için deneme alanlarında değerlendirilmesi gereken bir dizi riskleri vardır: yırtıcılar –kemirgenler, memeliler, kuşlar vb- bazı tohumlar tarafından çekilir ve bunlar ekim başarısını önemli ölçüde azaltabilir; küçük tohumlar suyun akış tarafından taşınır ve ekim restorasyon alanında tohum yüzdesini önemli ölçüde azaltabilir; yoğun radyasyon ve su kısıtlaması tohum çimlenmesini engelleyebilir.
Otsu türlerin ekim tohumları, diğer koruma ve yönetim tedbirleriyle birlikte, otlak restorasyonu için en iyi seçenek gibi görünmektedir. Kuru çayır veya step ekosistemleri insan faaliyetleriyle önemli ölçüde hasar görmüş, parçalanmış ve diğer arazi kullanımlarına –özellikle tarım arazisi- dönüştürülmüştür. Pek çok durumda, geleneksel otlama sistemi inhibisyon süreçlerine bağlı olarak yeniden iyileştirilse bile, doğal bitki toplulukları rahatsızlığın sona ermesinden sonra yeniden oluşturulmamaktadır – karakteristik step türlerinin düşük dağılma kapasitesi; bozulmuş alanların tohum bankasında yüksek yoğunluklu yabancı ot türlerinin kaynak ve alan rekabeti (92). Kuru otlak ve steprestorasyonu için ortak yöntemler, toprağın üst tabakası (çim kesme) dahil olmak üzere tohum karışımları, saman bulunan aktarma tohum ekimi, fide veya otlak parçaları ile doğrudan ekimi çerir (93). Ekilen yerli otsu türler, step türlerinin işini kolaylaştırır, otları kontrol eder ve ekosistem restorasyonunda esas olan bitki başarısını hızlandırır (94). Ayrıca, bu teknik diğer restorasyon tekniklerinin finans ve enerji maliyetine kıyasla daha sürdürülebilir bir yaklaşımdır.
Güney Fransa'nın Akdeniz kesimindeki deneysel çalışmalar üç step türünden oluşan bir tohum karışımını test etmiştir - çok yıllık çalıların 47 kg/ha’ı Brachypodium retusum ve çok yıllık çimlerin 4kg/ha’I Thymus vulgaris, her iki tür de step ekosistemini temsil eder; yıllık Trifolium subterraneum’un13 kg/ha’ı hızla çıplak toprakları kapsamasıyla ve azot düzeltme becerisi ile bilinir. Arazilerin yarısı koyun otlatmalardan, elektrikli muhafazalar ile korunmuştur. Ekim sonrasında çimler iyileştirme ve rüzgar ve predasyon tarafından kayıp tohumları azaltmak için merdane ile bastırılmıştır. Bu durumda, yerli bozkır türlerin besin alanlarında ekim öncesi kolonileştiği yerler, düşük besin alanlarında tipik yapısal bozkır türlerinin yeniden yerleştirilmesi için çok başarılı sonuçlar göstermiştir. Kapasitesi ile azot düzeltmek için ve iyileştirilen alanda yeniden oluşmak için, özellikle otlatmadan korunan alanlarda, 2 yılda alanin 58%’ini T. subterraneum kapsar – bozkırdan daha fazla alan kapsar – bu uzun vadeli toprak azot konsantrasyonunu değiştirebilir ve yabancı ot türlerini temizleyebilir. B. retusumve T. vulgaris’in ortalama kapsamı yüksek değildir, ancak doğal steplerdeki kapsamına oldukça benzerdir. Bunların varlığı, bununla beraber, önemli değildir, çünkü bu öncü Akdeniz türleri bozkır otlar ve çiçekli bitkilerin oluşturulması ve sağkalımını olumlu olarak etkilemektedir. Restorasyonun ikinci bölümünde, koyun otlatma düzenlemesi, yeni yerli türlerin kolonileşmesi için bazı hücreler açmak açısından -T. subterraneum yoğunluğu azaltılması- önemlidir. Bu yöntemin başarısının bir kısmı ekim zamanına dayanır: Akdeniz bölgesi için, toprağın nemli olduğu ve yağmur düşüşünün olması beklenen günlerde, bu ot fideleri çıkmadan sonbaharda yapılmalıdır.
Helikopter veya sabit kanatlı uçaklardan tohumlama, özellikle bitki örtüsünün yangın veya kapsamlı loglama sonrası kalktığı ve erozyon riski yüksek olan uzak ve erişim olmayan alanlarda 1950'lerden beri uygulanmaktadır. Hava ekiminin en önemli avantajı erişim olmayan alanlara ulaşım ve kısa sürede ve çok düşük maliyetle geniş alanları iyileştirme imkanıdır. Ortalama olarak bir helikopter 800-600 hektarlık bir alanı çevirebilir (optimum atmospheric koşullarda 1200 hektara kadar çıkabilir) (95). Bu, Batı ABD'de yangın sonrasında acil tohumlama (bakınız-acil tohumlama) için; kuzey Avrupa, ABD ve Kanada'da loglama sonrası doğal yenilenme için birek olarak yaygınkullanılır olmuştur. Doğu İspanya’da bazı yangın sonrası havadan çam tohumlama girişimleri yapılmıştır, -2 kg/ ha Pinus halepensis tohumu ile 18 kg/ ha atıl buğday ile karıştırılarakdaha iyi çam dağılımı sağlamak ve doyurucu yırtıcı rol için- 6000 fidan/ha genel bir yoğunluğu temsilen, %5 ortalama çam ile nispeten başarılı sonuçlar elde edilmiştir (97). Bununla birlikte, sonuçlar araziye bağlı olarak oldukça değişkendir (eski mahsul alanlarda 12.000 fidan/ha; tepelerde ve vadilerin yamaçlarında yedi kat daha düşük yoğunluklarda). Oldukça iyi olan bu sonuçlar muhtemelen ılıman ve bol yağış ile örtüşen, sadece ekim sonrası ortaya çıkan uygun iklim koşulları ile ilişkilidir.

Türkiye’de tohum ekimi, nisbi nemin %50,2 den fazla olduğu ve nispeten atılan tohumların siper bulabileceği sahalarda yapılmaktdır. Nispi nemin 510-50??? arasında olduğu kurak ve yarı kurak çıplak alanlarda serpme ya da helikopterle yapılan ekimlerde tohumlar çimlense bile, yaz kuraklığını atlatamayarak kuruduğu görülmüştür. Ayrıca meşe ekimlerinin alt toprak işlemesi yapılan sahalarda başarılı olduğu görülürken, alt yoprak işlemesi yapılmayan sahalarda başarının sağlanamadığı tespit edilmiştir. Türkiye'nin güneyindeki çıplak karstik dağlarda Cedrus libani yayılımı 1984-2005 yılları arasında 40.457 ha ile çok başarılı sonuçlar göstermiştir. Ortalama 9.000 fidan/ha (güneşli yamaçlarda 6,000/ha, fazla gölgeli yamaçlarda 14.000/ha’a kadar çıkmaktadır) elde edilmiştir (98). Toprak sıkıştırma ve kaya çatlak sistemlerinin sınırlı büyümesine ragmen, fidan 4-6 yaşındayken hızlı sürgün büyümesi ve yükseklikde farklılaşma başlamıştır. Sonuçlar, çıplak karstik arazide koni ölçeği ile yaklaşık 250 kg/ha ve 500 kg/ha tohuma, güneşli alanlarda gölgeliye göre yaklaşık 2 kat fazla tohuma ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Bu koşullar altındaserpme ekimi uygulamak için bazı öneriler şunlardır: (i) restore edilecek alan tohumlama öncesi otlatmaya karşı koruma ayrılmalıdır; (ii) yüzey toprak işleme yapılmalı, terk edilmiş tarım alanlarındaki sıkışmış toprakta veya daha yoğun yabancı ot kaplı alanlarda ise tarım traktörü veya paletli traktör ile derin toprak işlememe yapılmalıdır; (iii) tohumlama böcekler ve kuşlar tarafından tohum predasyonunu azaltmak için kar sezonunun hemen öncesinde veya sezon boyunca uygulanmalıdır; (iv) toprak yüzeyinde taşlar ve kayalar buharlaşma-terlemeyi azalttıkları ve fidan sağ kalımını arttırdıkları için yerinde bırakılmalıdır; (v) tohumlar benzer rakım ve ekolojik şartlarda çevredeki orman standlarından toplanmalıdır.




          1. Dikim Dönemi

Dikim için en iyi dönem, toprak zeminin ilk aylarda fidanın gelişmesi ve su ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli suya sahip olduğu dönemdir. Bu, temelde uzun yağışlı dönemlerin başlangıç aşamasına karşılıktır, yüksek toprak nemi rezervleri kuraklığa karşı yüksek direnç verdiğinde, bu bölgelerde düzenli yağış dönemi oluşur. Yağışlı dönemlerin artık yeterli olmaması ve kuraklık stresinin dikimden hemen sonra meydana gelmesi durumunda, kısa sağkalım ve yüksek mortalite oranları önlemek için, su hasadı ve toprağın su depolamasını artırmak için gerekli olan ekstra çaba olabilir -toprakhazırlama teknikleri ve sulama sistemleri -. Türkiye’de bu koşullar dikkate alınarak dikim şartları oluşmuşsa sonbaharda dikimler tercih edilmektedir.




          1. Fidelerin toprak su durumunu iyileştirmek için toprak hazırlama

Ekim delik derinliği ve malç kullanımının artırılması


Toprak hazırlama, toprağın fiziksel özelliklerini geliştirir vefidan için derin köklenmeyi sağlayarak derin toprak bölgelerine ulaşmasını ve mevsimsel kuraklık dayanma kabiliyetlerinin artmasını sağlar. Alloza (2003), ekim deliğinin derinliğini 40 cm’den 60 cm’e çıkarmanın, Akdeniz ağaç ve çalı fidanları için %15 oranında fidan performansını artırabildiğini göstermiştir.
Türkiye’de kurak alanlarda; i. Suyun toprağın derinliklerine sızması ve daha fazla su depolaması, ii. Sertleşmiş veya taşlaşmış olan karbonat tabakalarının parçalanması ve köklerin derinlere inmesi, iii. Toprak havalandırmasını arttırılması, iv. Toprağın gevşetilerek fidan köklerinin daha hızlı biçimde aşağılara ulaşması için meyilin ugun olduğu yerlerde (%0-40) tam alanda paletli traktöre bağlı ikili riperle 60-80 cm derinlikte toprak işlemesi, meyilin yüksek olduğu (%40-60) yerlerde ise ekskavatör kullanılarak 100-150 cm genişlikte 60-80 cm derinlikte 5-6- m aralıklarla toprak işleme yapılmaktadır.
Şantiyenin hazırlanmasıda toprak yüzeyini, kapanıma sebep olabilen yağmur damlası etkisine maruz bırakır, dolayısıyla dikim deliğinde taşmaya neden olan, oluklarla dikim çukurlarına zarar veren su infiltrasyonu azalır (100).??? Plastik levhalar, kıyılmış bitki artıkları ve diğer malç tiplerini uygulamak kuraklığa yatkın alanlarda yağmur damlalarının etkisini azaltmak, toprak kabuklanmasından kaçınmak ve su infiltrasyonunu teşvik için başarıyla kullanılan etkili bir önlemdir (101). Buna ek olarak, malçlama buharlaşmayı azaltır ve vejetasyon komşuluğu kurulmasını engelleyip bitki rekabeti kontrolüne katkı sağlar ve kış aylarında nihai dondurucu soğukları tamponlar (101).
Akış hasatı için mikro-havzalar

Dikim delikleri mikro havzalarla ilişkili “mikro-barajlar” olarak, akış yakalama ve daha yüksek bir su depolama kapasitesi ile bitki büyüme ve canlı kalımını sağlar. Buna ek olarak, fazla su toprak doğal veya antropojenik kaynaklı çözünür tuzlar bakımından zengin olduğunda tuz stresini azaltmaya yardımcı olabilir (102). Ayrıca, mikro havzalar yamaç boyunca çukurlar oluşturarak akış erozyonunu azaltır.


Mikro-havzalar teknik olarak mümkün ve ekonomik olarak uygun ve dünya çapında kurak bölgelerde tarım ve tarımsal ormancılık sistemlerinde yüzyıllardır kullanılmaktadır. Temelde iki adet 1,5 m uzunluğunda ve 0,20 m yüksekliğinde sırtlar, dikim deliğinden yokuş yukarı eğik bir açı oluşturur (41). Aynı ilke ile teknikler farklı faktörlere adapte edilerek, yağış miktarı ve dağıtımı, toprak özellikleri ve topografya gibi farklı modifikasyonlar geliştirilmiştir. Mikro havza kurumundaki aşırı maliyetler fidan sağ kalımının artması ile dengelenebilir ve ekim alanında ölü fidanların değiştirilmesi maliyetlerine gerekli kalmayabilir.
Doğu İspanya’daki deneme alanlarında, restorasyon sitelerinde mikro havza kurulması, Quercus ilex fidelerinin canlı kalımını dikimden sonraki beş yılda % 15 oranında arttırmıştır ve Pinus halepensisin fidan canlıkalımı üzerinde etkisi olmamasına rağmen, bu uygulamanın 5 yıl sonra çam kök yüksekliği ve kök boğazı çapı üzerinde olumlu biretkisi vardır (41). Sırtların işlevselliği ikinci yıldan sonra kaybolmuştur, ancak bu aşamada kökler muhtemelen derin toprak seviyelerine ulaşmış ve fidanlara kış suyunun yakalanmasına daha az bağımlı hale gelmiştir.
Geleneksel ve modern bilim birleştirerek çok başarılı, basit ve ucuz teknikler -toprak ve suyun korunması için mikro havza ve çizgi bariyerler gibi setler- su toplama, toprak ve organik madde birikimi ve ürün verimini arttırmak (ortalama % 67daha fazla) için Yatenga Bölgesi’nde (vaka çalışması 14) çiftçiler tarafından kabul edilmiştir.
Vallerani Sistemi (VS): Bu mikro havza sistemi kurak alanlarda doğrudan yerli bitki tohumu sağlar (ağaçlar, çalılar ve otlar). Delfinosapan kullanarak bu mikrohavzalar ile sürülmüş çizgilerden oluşan bir sistem oluşturur ve yeraltı çantaları yağmur ve yüzey akış sularının hızlı sızıntısına ve toprak verimliliğinin sürekli iyileştirilmesi ile ince toprak, organik madde ve tohum gibi diğer gerekli kaynakların teminini sağlar. Toprağın çatlaması ve önemli köklerinin girişini, hızlı su emilimini, buharlaşmanın büyük ölçüde azaltılmasını, su seviyesi ve erozyonun azaltılması sonrasındaki iyileşmeyi kolaylaştırır.
Vallerani Sistemi saat başına 1.5/ 3 ha yüzey sağlayan, zaman açısından verimli bir sistemdir (yağmur türüne bağlı olarak değişken toprak işleme) ve bitki, mera, maki ve ağaçlar için 2 ila 4 kat daha fazla kullanılabilir su oluşturur. Tahmini maliyetler, müdahale boyutuna, toprak karakteristiğine, çalışma hatları arasındaki mesafeye, işçilik maliyetlerine, çalışma gün sayısına ve diğer yardımcı bileşenlerin özelliklerine bağlı olarak 65-100/ha USD arasında değişir.
Arazinin çevresel etkileri, sadece % 10-20 gibi, düşüktür. Bu, toprakta tarımsal koşullarının iyileştirilmesi ile teşvik edilen flora ve fauna çeşitliliğinin bakım ve büyümesini artırır. Bu teknoloji zaten, Nijer, Fas, Mısır, Tunus, Senegal, Burkina Faso, Çad, Sudan, Kenya, Suriye, Ürdün ve kuzey Çin'de 110.000 hektardan fazla küresel yüzey üzerinde test edilmiş ve kullanılmıştır. Sahel tarımsal ormancılık restorasyon projelerinde yerli ağaç ve çalı türlerinde büyümeyi önemli derecede arttırmıştır (40, 103).
V-şeklinde mikro-havza (28):

Bu sistem 2002 yılında KB Suriye'de kurak Khanasser Vadisi’nde araştırmacılar ve çiftçiler tarafından, genellikle zeytin için çok kuru kabul edilen bir bölgede zeytin yağı üretiminde kendi kendine yeterlilik elde etmek için ortaklaşa geliştirilmiştir. Çiftçiler tarafından benimsenmesi giderek artmaktadır (vaka çalışması 10).


V şeklinde toprak setler (taş takviyeli), bu ağaçların etrafındaki havzalarda mikro havzaların sistematik akışını aktarmak için, her zeytin ağacı etrafında içinde ve arasında birbirinden 8 m aralıkla çapa ile inşa edilir. Her ağaç 60 metrekarelik etkin birsu toplama alanı ile hizmet verir. Bu teknoloji ile hasat zamanı akan su ile oluşturulan oluklar kuru sezon boyunca sulama ihtiyaçlarını kaşılamak için biriktirir, toprak nemi depolamayı artırır ve zeytin ağacı büyümesini uyarır. Ayrıca, aşınmış toprağın ince parçacıkları mikro-havzalarda tutulur. Bu besin açısından zengin olsa da, onlar da yüzeyi kapatma eğilimindedir. Setlerin her yıl yeniden inşa edilmesi gerekir. Eğer yapılar ağır bir fırtına sonrası hasar görürse, bunların onarılması gerekir. Kurulması ve korunması işçi girdisi düşük, teknoloji, kolay ve bakımı ucuz ve sistemi sürdürmek ve genişletmek için yeterli yerel kapasite mevcuttur.
Destekleyici teknolojiler, yaz aylarında toprak sıcaklığıazaltmak, yüzey buharlaşmasını azaltmak ve infiltrasyonu geliştirmek için her bir ağaç etrafında mevcut yereltaşlar ile alanı malçlar (kireçtaşı ve/veya basalt). Ağaçların arasındaki havzalar özellikle ağaçlar genç iken, bazen düşüksu ve yıllık kış talepleri ile ekilir (mercimek, bakla, arpa..). Bu yüzey erozyonu azaltmaya yardımcı olur.
Toprak su tutma kapasitesinin artırılması için Hidrojeller
Alanda hidrojellerin kullanımı nakil sonrası şokun ve kurak mevsimde dikilen fidanların artan toprak su içeriği ile su stresinin azaltılmasını amaçlamıştır (Ceratonia siliqua, Medicagoarborea, Pistacia lentiscus, Quercus Suber, Quercus pırnal, Quercus. Macrolepisve Quercus coccifera). Türlerde hidrojel iyileştirmenin etkisi, fide büyümesinde düşük etkiye sahip değişken olan 3 Akdeniz bölgesinde (Portekiz'de Algarve, Yunanistan ve İspanya'da Valencia Lesvos) test edilmiştir (41).
Taş duvarlarlı tezgah teraslar (BT)
Tezgah teraslar dünya kurak topraklarında antik kökenli, çok yaygın bir teknolojidir. Düşük ve düzensiz yağış rejimlerindeki (genellikle yılda 250 ile 500 mm arasında) erozyonun bir sorun olduğu, taşlık ve dik yamaçlarda (genellikle yamaçlarda % 25’den fazla) bulunurlar. Orjinal toprak derinliğinin sığ olduğu, toprak erozyonunun önlendiği, yağış ve su akımının devam ettiği ve bitkiler ve ağaçlar için uygun mikroklima yaratıldığı derin toprak profillerinde teraslar çok etkilidir. İlk yapımında çok yoğun emek gerektirir, yine de eğer doğru inşa edilirse, teraslar birçok şekilde dayanık ve etkilidir ve bakım gereklilikleri düşüktür (104).
Çok sayıda eski teras inşa edildiği şekliyle günümüze kadar gelebilmiştir. Bunların çoğu meyve ağaçlarını ve zor tetiştirilen yıllık bitkileri büyütmek için kullanılmıştır (zeytin, kiraz, badem, erik,nar, kayısı ve şeftali vb). Teras eğimi ve dik yamaçlara erişim, traktör kullanmayı çok zor veya imkansız hale getirmiştir, sınırlı bir kaynak olan yem pahalı olmasına ragmen, hayvan gücü çok daha iyi bir seçenek haline gelmiştir (30).
Kırsal terk ve kötü yönetim uygulamalarından kaynaklanan bakım eksikliği birçok bölgede terasların noktasal veya genişletilmiş çöküşüne yol açmıştır. Tezgah teras sistemlerinin restorasyonu/bakımı çölleşme ve iklim değişikliğine uyum ile mücadele için çeşitli ulusal kalkınma stratejilerine öncelik oluşturur. Örneğin AB-bütçeli INTERREG/Mediterritage projesi gibi Akdeniz ülkelerinde (Türkiye Muğla Bölgesi; Fas Yüksek Atlas, İspanya'nın güneyindeki Malagadağlar) yürütülen uluslararası çabalar, geleneksel karışık ekim, ıslah ve kurak topraklarda sulanan teras sistemlerini iyileştirmelerini desteklemektedir (103). AB deneyiminin olumlu sonuçları arasında teraslar restorasyonlarında canlı tarım sistemlerinin yüksek kaliteli üretimi ve terasların kültürsel ve peyzaj değerine dayalı tamamlayıcı turistik faaliyetler bulunmaktadır.


          1. Dikim ve bakım işlemleri sırasında yardımcı sulama

Fide iklimlendirme-soğutma ve fidelerin araziye tesisinin erken aşamalarında su arzı sağlamayan bir yol olarak yağışlı mevsimin başında dikim çalışmaları yapılmalıdır. Kurak ve yarı kurak alanlarda (102, 105) yardımcı sulama bir iyileştirme aracı olarak tavsiye edilmektedir. Özellikle çok sınırlı, düzensiz ve öngörülemeyen yağışların olduğu, yağışlı mevsimlerle dikim çalışmalarının denk getirilmesinin zor olduğu kurak alanlardaki iyileştirilmis alanlarda boylu fidan kaybını önemli ölçüde azaltabilir. Örneğin, Akdeniz bölgesinde fidanların arazideki ilk yazları sırasında yüksek kayıp oranlarıyla sonuçlanan 5 mm’den yüksek hiçbir kaydadeğer yağış olayının olmadığı – ki bu durum bölgede nadir değildir- 70-120 günlük (arka arkaya) periyotlar tespit edilmiştir(106). Ancak, yardımcı sulama önemli derecede iyileştirme maliyetlerini artırmaktadır, çok kurak ve fakir bölgelerde maliyet karşılanamayabilir, büyük ölçekli orman peyzaj iyileştirmesi programlarında uygulanması ise neredeyse imkansızdır.


Diğer kurak ve yarı-kurak alanlardan (102) farklı olarak, İber’in güneydoğusunda restorasyon projelerinde sulama nadiren kullanılmaktadır. Ancak restorasyon projeleri planlarına acil sulamayı dahil ettikçe bu uygulama ileride değişebilir. Çok sayıda sulama sistemi, dikilen fidana verimli bir şekilde su sağlamak için kullanılabilir, ancak bu konuyla ilgili bilimsel kaynak azdır. Damlama sulamada kullanılan az miktardaki su girdisiyle kuraklık dönemi daha az stresin olduğu aralıklara bölünür ve fide kayıpları önemli ölçüde azalır (107). Yanmış ve bozulmuş alanların restorasyonu için bu ilginç bir seçenektir. Çevre şartları daha stresli oldukça, su damlalarının daha verimli olması beklenir. Yıl boyunca alternatif su girdisinin sürekli olarak belli bir yerde toplanması, restorasyon ana hedeflerinin çeşitliliğini göstermektedir.

Yüklə 0,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin