Kuran & İtret ben aranızda iki ağır emanet bırakıyorum: Biri Allah’ın kitabı, diğeri İtretim; Ehl-i Beyt’imdir. Bu ikisine sarıldığınız müddetce benden sonra asla sapmazsınız. Hz. Muhammed (s a. a) Muhammed Hadi marifet kur’ÂN İLİmleri



Yüklə 1,21 Mb.
səhifə8/53
tarix31.10.2017
ölçüsü1,21 Mb.
#23316
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   53

1- Hükümler ve Sorumluluklar


İnsanın davranışları, yapması-yapmaması gerekenler ve toplumsal hayatın düzenini konu edinmektedir. Bu konularla ilgili vahiy tam bir açıklık ve netlik arz etmektedir; çünkü bu hususlarla ilgili ilâhî öğretiler bir yönetmelik olduğu için muhatabı olan insanlar tarafından icra olunması amacıyla kolay anlaşılmaları gerekmektedir. Yüce Allah Kuran'da şöyle buyurmaktadır:

"Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz." 1

Arapçayı bilen herkes bu ayetin muhataplarının tüm insanlar olduğunu kolaylıkla anlar; zira "Ey insanlar!" diye hitapta bulunmaktadır. "Allah ticareti helâl ve faizi ise haram kıldı" 2 ve benzeri ayetler Arapça bilen herkes tarafından kolayca anlaşılabilmektedir ve böyle de olmalıdır, bu ayetlerin anlaşılmasında hiçbir zorluk bulunmamaktadır. İlâhî hükümlerin belirtilmiş olduğu ayetlerin nitelik ve niceliğinin anlaşılmasında bazı anlamamalar mümkündür, böylesi durumlarda ise aydınlatıcı bir mahiyet taşıyan sünnete (on dört masumun söz, fiil ve onayları) başvurmak gerekir.


2- Misaller ve Hikmetler


Kuran-ı Kerim insanları hidayete doğru yönlendirmek, onları gafletten uyandırmak ve gerçeklere dikkatlerini çekmek için değişik örnekler vermiş, öğütler de bulunmuş ve hikmetli nasihatleri zikretmiştir. Bunlar iki bölüme ayrılmaktadır:

Bir: Bu nasihatler bazen geçmişten ibret alınması amacıyla yaşamın gerçeklerinden verilmekte, insanlık tarihinin geçmişteki iyilikleri ve kötülükleri, ibret alınması için güzel bir yöntemle betimlenmektedir. Belki böylelikle insanoğlu geçmişindeki kötülükleri bir daha tekrar etmez, iyilik ve güzellik olarak hatırlatılan hususları da yaşatmaya çalışır. Bu amaçla İsrailoğulları ve emsali kavimlerin tarihi Kuran'da çokça nakledilmiştir. İnsanlık bu gerçeklerden ders almalı ve yanlışları bir daha tekrarlamamaya dikkat etmelidir; geçmişteki yanlışlıkları tekrarlayan kitap ehli hakkında Kuran'da şu açıklamalara yer verilmiştir:



"Ehl-i kitap senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Onlar Musa'dan, bunun daha büyüğünü istemişler de, "Bize Allah'ı apaçık göster" demişlerdi. Zulümleri sebebiyle hemen onları yıldırım çarptı. Bilahare kendilerine açık deliller geldikten sonra buzağıyı (tanrı) edindiler. Biz bunu da affettik. Ve Musa'ya apaçık delil (ve yetki) verdik." 1

Müşrik Araplar hakkında ise şöyle buyruluyor: "Bilmeyenler dediler ki: Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir ayet (mucize) gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri (akılları) nasıl da birbirine benzedi? Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere ayetleri apaçık gösterdik." 1

Müşrikler Lut kavminin başına gelen belâlar sonucu, onlardan arta kalanları görmekteydiler, Kuran o yıkıntıları gören müşriklere hitaben şöyle buyurmaktadır:

"(Ey insanlar!) Siz onların yanlarından geçip gidiyorsunuz: sabahleyin ve geceleyin. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?" 2

Yanlış yolu seçen Firavuniler ve müşriklerin karşılaştırmasını yaparak şöyle buyurmaktadır:



"İşte bu, ellerinizle yaptığınız yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici değildir. (Bunların gidişatı) tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidişatı gibidir. (Onlar da) Allah'ın ayetlerini inkâr etmişlerdi de Allah onları günahları sebebiyle yakalamıştı. Allah güçlüdür. O'nun cezası şiddetlidir. Bu da, bir millet kendilerinde bulunanı (güzel ahlâk ve meziyetleri) değiştirinceye kadar Allah'ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyece ğinden dolayıdır. Gerçekten Allah işitendir, bilendir. (Evet, bunların durumu), Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumuna benzer. Onlar Rablerinin ayetlerini yalanlamışlardı; biz de onları günahlarından ötürü helâk etmiştik ve Firavun ailesini (denizde) boğmuştuk. Hepsi de zalimler idiler." 3

İki: Bazı öğütler ve uyarılar da deyimsel şekilde getirilmiştir. Deyim ve örnekleme getirmek, söz sahibinin kendi mesajını tasvir ile muhatabına aktarmasından ibarettir. Kişi bir konum veya durumu tasvir ile betimleyip karşı tarafa bir şeyler aktarmaya çalışır. Kuran bunu o kadar güzel kullanmıştır ki hiçbir edebiyat böylesine başaramazdı, zaten Kuran'ın mucize olma yönlerinden biri de budur. Bu metotta ince bir ustalık ve sanat devreye girmektedir, aslında bu metotta sanat tabloları canlandırarak karşı tarafa mesaj vermektedir. Sanat ile kastedilen konu neredeyse somutlaşacak derecede canlandırılmakta ve muhataba sunulmaktadır. Kuran-ı Kerim bu sanat ve metodu en güzel şekliyle kullanmış ve birçok mesajı bu yolla insanlığa aktarmıştır. Örneğin Bakara suresinin 16 ile 20. ayetlerinde münafıkların durumunu iki tablo veya tasvir ile canlandırmaktadır. Münafıkları kuşatmış olan kaygı ve korku dolu psikolojik durum ile zahiri davranışları çok güzel ve canlı bir nitelik ile tablolaştırılmıştır. İbrahim suresinde kâfirlerin yaptıklarının boş ve sonuçsuz olduğu bir benzetme ile somutlaştırılmıştır:



"Rablerini inkâr edenlerin durumu (şudur): Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgârın, şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İyiden iyiye sapıtma işte budur." 1

Kül yapısı itibarıyla değerini kaybetmenin ifadesidir, ayrıca külün rüzgâr ile savrulması hem değersizliğinin göstergesi hem de yapılan işin faydasızlığını bildirmektedir. Bakara suresinin bir başka ayetinde ise muhtaçlara minnet ve başa kalkma ile yapılan yardım, ikiyüzlüce yapılan yardımlara benzetilip bunun bir fayda sağlamayacağı sanatsal bir tasvir ile somutlaştırılmıştır:



"Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar." 2

Tablolaştırıcı ve betimleyici bir mahiyet taşıyan bu tür tasvirler ve misaller Kuran'da çoktur. "Andolsun, öğüt alsınlar diye biz bu Kuran'da insanlar için her türlü misali verdik."1 Başka bir yerde buyuruyor: "Andolsun, biz bu Kuran'da insanlara her türlü misali değişik şekillerde açıkladık." 2

Ahkâm ve sorumluluk ile öğütler ve hikmetler ile ilgili ayetler Kuran'ın ilk muhatabı olan o dönemin insanları için anlaşılabilir olduğu gibi tüm insanlık için kıyamete kadar net ve anlaşılabilir bir niteliğe sahiptir. Nitekim: "Apaçık ve kolayca anlaşılabilir Arapça ile indirdik" ayeti kerimesi her zaman ve her yerde geçerliliğini korumaktadır.

Bahsi geçen iki konu ile ilgili ayetler Kuran'ın çoğunluğunu oluşturmaktadır. Bu ayetlerde hiç kimse için anlaşılması zor, kapalı ve müphem bir taraf bulunmamaktadır. Yalnızca Arapçayı bilmek veya ilgili dilde Kuran mealini okumak yeterli olduğu gibi bu ayetlerden yararlanma imkânını da herkese sunmaktadır.

Geri kalan iki bölüm ise gayb âlemi ile manevî ve üstün öğretilerden (maarif) meydana gelmektedir. Bu iki konudaki ayetlerde genelde teşbih (benzetme), kinaye (dolaylı söz) ve istiare sanatlarından yararlanılmıştır. Bununla birlikte kullanılan metot ve edebi sanatlar Araplar açısından yaygın olan ve bilinen edebi sanat ve metotlardır,bu tür ayetlerin zahiri yönü açık ve net, batını ise derindir,herkes kendi yetenek ve kabiliyeti oranında bu ayetlerden yararlanabilir. Aşağıda bunlardan örnekler aktaracağız.


Yüklə 1,21 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   53




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin