Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...
1-3 Tûr’a... yayılmış ince deri üzerine yazılmış kitaba... 4. Kâbe’ye. 5. Yükseltilmiş gök kubbeye... 6. Taşkın denize andolsun ki...
7. Rabbinin azabı elbette gerçekleşecektir. 8. Onu geri gönderecek kimse yoktur.
9. O gün gök çok çalkalanıp duracak. 10. Dağlar harekete geçip yürüyecek...
11. O gün yalanlayanların vay haline!.. 12. Ki onlar, boş şeylere dalıp, oynuyorlardı. 13. O gün itile kakıla cehennem ateşine atılacaklardır.
14. -Yalanladığınız ateş budur!
15. -Bu da mı sihir? yoksa siz mi görmüyorsunuz?
16. Girin oraya! İster sabredin, ister sabretmeyin, sizin için birdir, eşittir. Ancak yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız.
17. Korunanlar, cennetlerde ve nimetler içinde olacaklardır.
18. Rab’lerinin kendilerine verdikleri ile sevinçlidirler. Rableri, onları çılgın alevin azabından korumuştur.
19. -Yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetli yiyin için!
20. Özenle dizilmiş tahtlarda arkalarına yaslanmışlar ve onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
21. İman edenleri, soylarından da iman ederek onlara tabi olanları bir araya getirdik. Çalışmalarından hiç bir şey eksiltmedik. Her kişi kazancına bağlı bir rehinedir.
22. Onlara arzu ettikleri her meyveyi ve eti bol bol vermişizdir.
23. Orada birbirlerine kadeh sunarlar. Orada saçmalama yoktur. Günaha sokma yoktur.
24. Etraflarında onlar için görevlendirilen genç hizmetçiler dönüp durur, onlar saklı inciler gibidirler.
25. Birbirlerine dönüp sorarlar :
26. -Biz, ailemizin yanında, daha önce korku içindeydik, derler.
27. Allah bize lutfetti de bizi kavurucu azabtan korudu.
28. Biz, önceden de ona dua ediyorduk. Gerçekten O, iyilik sahibi, merhamet sahibidir.
29. -Sen, öğüt ver. Kesinlikle sen Rabbinin nimeti sayesinde ne medyumsun ne de mecnun (dinlenmiş)
30. Yoksa:
-O, bir şairdir, zamanın başına getireceği belayı bekliyoruz mu diyorlar?
31. De ki:
-Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
32. Yoksa onlar, bunu rüyalarında mı gördüler? Yoksa onlar, azgın bir toplum mudur?
33. Yoksa onu uydurdu mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmiyorlar.
34. -Haydi onun benzeri bir söz meydana getirsinler eğer doğru söylüyorlarsa!
35. Yoksa onlar, hiç bir şey olmadan mı yaratıldılar; yoksa yaratıcı olanlar mı?
36. Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, onlar kesin olarak bilmiyorlar.
37. Yoksa, Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa, denetim ve yönetim sahibi onlar mıdır?
38. Yoksa onların bir araçları mı var ki onun hakkında duyum ediniyorlar? Haydi onlardan duyum edinenler açık delillerini getirsinler.
39. Yoksa kızlar O’nun da erkek çocuklar sizin mi?
40. Yoksa sen onlardan ödeyemeyecekleri ağır bir ücret mi istiyorsun?
41. Yoksa gayb onların yanında da onlar mı tavsiye ediyor?
42. Yoksa, bir entrika düzenlemek mi istiyorlar? Entrikaya düşecek olanlar kafir olanlardır.
43. Yoksa, onların Allah’tan başka bir ilahları mı var? Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir/uzaktır.
44. Eğer, gökten bir parçanın düştüğünü görseler “üst üste yapılmış bir bulut” derler.
45. -O halde, bırak onları, tâ ki çarpılacakları günlerine kavuşsunlar.
46. O gün ne entrikaları kendilerine bir yarar sağlar, ne de yardıma uğrarlar.
47. Zalimler için bundan başka da azap vardır, fakat onların çoğu bilmezler.
48. -Rabbinin hükmüne sabret! Çünkü sen, gözümüzün önündesin. (Ayağa) kalktığı zaman hamd ederek Rabbini tesbih et!
49. - Gecenin bir kısmında ve yıldızlar battıktan sonra da onu tesbih et!
53. NECM SÛRESİ
(Mekki bir sûre olan Necm, adını ilk ayetinden almıştır. Necm, yıldız demektir. 62 ayettir.)
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...
1. Yıldıza andolsun batarken.
2. Arkadaşınız sapıtmadı, azdırılmadı.
3. Kendi hevasından konuşmuyor.
4. O ancak kendisine vahyedilen bir vahiydir.
5. Bunu ona çok güçlü biri öğretti.
6. Üstün akıl sahibidir. Hemen doğruluverdi.
7. O, en yüksek ufukta idi.
8. Sonra yaklaşıp indi
9. Araları iki yay kadar veya daha yakın idi.
10. O anda (Allah’ın) kuluna vahyettiğini iletti.
11. Gördüğünü gönül yalanlamadı.
12. -Onunla gördüğü şey hususunda tartışıyor musunuz?
13. Hakikaten onu diğer bir inişte de gördü.
14. Sidre-i Münteha’nın yanında
15. Onun yanında da Me’va bahçesi vardır.
16. Sidre’yi bürüyen bürüyordu.
17. Göz, ne şaştı; ne aştı.
18. Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü.
19. -Gördünüz mü Uzza’yı ve Lat’ı?
20. Diğer bir üçüncüsü Menat’ı?..
21. Erkekler sizin dişiler O’nun mu?
22. Öyleyse bu haksız bir taksim.
23. Onlar, sizin ve atalarınızın adlandırılmasından başka bir şey değildir. Allah, onlar hakkında bir belge indirmemiştir. Kuruntudan ve canlarının arzu ettiğinden başka bir şeye dayanmıyorlar. Oysa, onlara Rab’lerinden kılavuz gelmiştir.
24. Yoksa her umduğu şey insanın mıdır?
25. Ahiret de dünya da Allah’ındır.
26. Göklerde nice melekler var ki, Allah dilediği ve razı olduğu kimseler için izin vermedikçe, onların şefaatı hiçbir işe yaramaz.
27. Doğrusu ahirete inanmayanlar, melekleri dişi olarak isimlendiriyorlar.
28. Oysa, bu konuda bir bilgileri yoktur. Sadece zanna tâbi oluyorlar. Zan ise gerçekten bir şey ifade etmez.
29. Bu sebeple sen, uyarımızdan yüz çevirenden ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenden uzak dur.
30. İşte onların bilgi seviyeleri budur. Şüphesiz Rabbin, kimin yolundan saptığını en iyi bilen O’dur. Kimin doğru yolda olduğunu da en iyi bilen O’dur.
31. Göklerde olan da yerde olan da Allah’ındır. Kötülük işleyenleri yaptıkları sebebiyle cezalandıracak, iyilik edenleri de en iyisi ile ödüllendirecektir.
32. O iyilik edenler, ufak tefek kusurları dışında, günahın büyüklerinden ve fuhşiyattan kaçarlar. Şüphesiz Rabbinin mağfireti geniştir. Sizi topraktan meydana getirdiği zaman da ve siz, annelerinizin karnında cenin halinde iken de sizi en iyi O bilir. Öyleyse, kendi kendinizi temize çıkarmayın. Kimin takvalı olduğunu en iyi o bilir.
33. Yüz çeviren kimseyi gördün mü?
34. Biraz meyletmiş ve sonra katılaşmıştır/direnmiştir.
35. Gaybın ilmi onun yanında da, o mu görüyor?
36. Yoksa, Musa’nın sahifelerinde olan şeyin haberi gelmedi mi?
37. Ya vefakar İbrahim’in?..
38. Hiç bir günahkâr başkasının günahını çekmez.
39. İnsan için çalıştığından başkası yoktur. 40. Çalışması da mutlaka gösterilecektir. 41. Sonra da karşılığı eksiksiz ödenecektir.
42. Kuşkusuz en son varış Rabbinedir.
43. Güldüren de O’dur, ağlatan da!
44. Öldüren O’dur, dirilten de!
45. Erkek ve dişi olarak iki cinsi yaratan O’dur.
46. Atıldığında bir damladan.
47. Tekrar diriltmek de O’na aittir.
48. Zengin kılan da O’dur, Kanaatkâr eden de.
49. Şi’ra (yıldız)nın Rabbi de O’dur.
50. O helak etti evvelki Âd’ı...
51. Semûd’u da baki bırakmadı..
52. Daha önce de Nuh’un kavmini... onlar, daha zalim daha azgın idiler...
53. Alt üst edilmiş, yok olup gitmiştir.
54. Onlara şiddetli bir azap bürüdü.
55. O halde, Rabbinin hangi nimetinden şüphe ediyorsun?
56. İşte bu, önceki uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.
57. Yaklaşan yaklaşıyor.
58. Onu Allah’tan başkası açığa çıkaracak değildir.
59. Bu söze mi şaşıyorsunuz?
60. Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz?!
61. Eğlenip duruyorsunuz!
62. Artık, Allah’a secde edin. O’na kulluk edin.
54. KAMER SÛRESİ
(Mekke döneminin ilk yarısında indirilmiş olan sûre, adını ilk ayetindeki ay anlamına gelen "Kamer" kelimesinden almıştır. Kıyametle ilgili temalar ağırlıktadır. 55 ayettir.)
Dostları ilə paylaş: |