İSLAM’DA BİRLİK VE BERABERLİK
Bugün İslam dini tamamen çağ dışı bir sistem olarak kabul edilmektedir. Cemiyetimizde dinsizlik bir moda akımı halini almıştır. Onun için çoğu insanlar din bilgisinden yoksun olarak yetişmekte ve birbirlerini yok etmektedirler. Allah ü Teala’ya kul olmayanlar, yaratılışlarında ki mevcut olan kulluk etme özelliklerinden dolayı, başkalarına kul ve köle olmuşlardır.
İslam dini, insanoğlunun Allah ü Teala’dan başka hiç kimseye kul ve köle olmayacağını açıkça bildirmiştir. Allah ü Teala Hazretleri Kur’an-ı Kerim’de:
“Biz gerçekten Ademoğullarına büyük şeref bahşettik. Onları karada ve denizde taşıdık, en güzel şeylerden onlara rızıklar verdik ve yarattıklarımızın çoğuna büsbütün üstün kıldık” (İsra sûresi: 70)
Kur’an insanoğlunun bütün mahlukattan üstün ve şerefli bir varlık olarak yaratıldığını ilan ediyor.
Birlik ve beraberliğin ancak toplu olarak Allah ü Teala’nın ipine yapışmak suretiyle gerçekleşeceğini yine Kur’an-ı Kerim bizi bildirmektedir. Cenab-ı Hak:
“Ey Müminler! Allah’tan ona yaraşır biçimde korkun ve ancak Müslümanlar olarak ölün. Ve topluca Allah’ın ipine yapışın, ayrılmayın. (Ali İmran sûresi: 102-103)
Allah ü Teala insanların tefrikaya düşerek birbirlerine zulmetmelerine, şereflerinin zedelenmesine müsaade etmemiştir.
İslam dini birlik ve beraberliğe çok ehemmiyet vermiştir. Bir milletin birlik ve beraberliğini devam ettirebilmesi için zalim devlet başkanlarına veya iktidarlara karşı dahi sabredebilmesini emretmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) bir hadisi şeriflerinde:
“Her kim devlet başkanında hoşuna gitmeyen kötü bir şey görürse, bu kötülüğe karşı sabretsin. Çünkü devlet başkanına karşı isyan ederek ona itaatten bir karış dışarı çıkan bir insan, bu isyankar hali üzerine ölürse muhakkak cahiliyet ölümü ile ölür” (Müslim, İmare: 56)
Görülüyor ki Hz. Peygamber birlik ve beraberliği bozan her türlü isyan ve ihtilalleri şiddetle menetmektedir.
Dostları ilə paylaş: |