MadenciLİK Özel iHTİsas komisyonu


MADENCİLİK ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU



Yüklə 1,24 Mb.
səhifə8/11
tarix17.01.2019
ölçüsü1,24 Mb.
#97591
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

MADENCİLİK ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU






Başkan

:

İsmail Hakkı ARSLAN

-

ETİ GÜMÜŞ A.Ş.




Raportör

:

Ergün YİĞİT

-

ETİ HOLDİNG A.Ş.




Koordinatör

:

Pınar ÖZEL

-

DPT


ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER ALT KOMİSYONU








Başkan

:

Dr.İsmail SEYHAN

-

MTA




Başkan Yrd.

:

Ekrem CENGİZ

-

MTA




Raportör

:

Oya YÜCEL

-

MTA




Raportör

:

Mesut ŞAHİNER

-

MTA



TOPRAK SANAYİİ HAMMADDELERİ (OLİVİN)







Başkan

:

Dr. Ş.Ali SAYIN

-

MTA




Üye

:

Haşim AĞRILI

-

MTA




Üye

:

M.Ender KAYA

-

BEYK A.K.D.M.SAN.













































































































ÖZET
Olivin içeren en önemli kayaç dünittir. Sanayide dünitlerin Mg'ca zengin olan Forsterit cinsi kullanılmaktadır. Dünitler çoğunlukla % 95-99 arasında olivin içerirler. Dünitlerin çoğunlukla % 95-99 kısmı olivin, geriye kalan % 1-5 kısmı da piroksen, serpantin, klorit ve spinel'den ibarettir.

Olivin madenciliği diğer mineraller ile karşılaştırıldığında oldukça yeni sayılır. Teknolojik ve fiziksel özelliğinden dolayı da son 25 yıl içnde Avrupa ve Dünya'nın birçok ülkesinde oldukça önemli bir mineral durumuna gelmiştir. Bu özelliklerinin yanısıra yerini alabileceği minerallerden ucuz olması da sanayide kullanma şansını artırmıştır. Diğer önemli bir unsur da kütleler halinde bulunan dünitlerin (olivin) açık işletmeye uygun olmalarının yanısıra, krom cevherinin zenginleşmesi sırasında yan ürün olarak doğrudan elde edilmesidir. Bu da işletme maliyetlerinde önemli düşüşler sağlayabilmektedir.


Olivin en fazla demir-çelik sanayiinde eritici, curuf düzenleyici ve sinterleşme derecesini düşüren bir hammadde olarak kullanılmaktadır. Bu özelliği ile çelik üretimi sırasında kullanılan kok miktarında yaklaşık % 20 kadar tasarruf sağlamaktadır.
Olivinin, diğer bir kullanım alanı da refrakter sanayiidir. Forsterit tuğla, ateş tuğlası, kimyasal bağlı tuğlalar ve çeşitli refrakter yapı ve malzemelerin imalinde de önemli miktarlarda olivin kullanılmaktadır.
Dünya'daki gelişmiş ülkeler sağlık ve çevre konusunda düzenledikleri yasalar ile serbest silis içeren mineral veya hammaddelerin kullanımını yasaklama yoluna gitmişlerdir. Bu nedenle döküm sanayi ve aşındırıcı (abrasiv) özelliğinden dolayı binaların, köprülerin ve benzeri çeşitli yapıların temizlenmesinde kullanılan kuvars kumları yerlerini olivine terketmeye başlamışlardır.

Yoğunluğunun fazla olması nedeni ile petrol platformlarını dengede tutma amacıyla yapılan sütunların çimentosunda ayrıca tren yollarının temelinde duraylılığı sağlamak amacıyla da balast taşı olarak önemli miktarlarda olivin kullanılmaktadır.


Son yıllarda ısı ve ses yalıtımı sağlamak amacı ile kaya yünü olarak da olivin kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca özel boya ve beton üretiminde de kullanımı için çalışmalar başlatılmıştır.
Ülkemizde dünit Guleman-Kef, Adana-Karsantı (Kızılyüksek), Bursa-Orhaneli, Muğla-Fethiye, Köyceğiz, Beyşehir yörelerinde mostralar vermektedir.
a-) Bu yörelerde ülke ihtiyacını fazlasıyla karşılayacak milyarlarca ton dünit potansiyeli belirlenmiştir. Oluşumların limanlara yakın olması diger bir avantajdır. Ayrıca bu iki yörede krom zenginleşmesi sonucu pasa şeklinde açığa çıkan dünitin kullanılması, çevrenin kirlenmesine de engel olacaktır.

b-) MTA Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmalar değerlendirme aşamasına gelmiş ve Türk sanayicisi artık olivini tanır ve kullanır olmuştur.



1. GİRİŞ
1.1. Olivinin Tanımı ve Sınıflandırılması
Ortorombik sisteminde kristalleşen olivin grubu mineraller esas olarak Mg+2 ve Fe+2 silikatlardan ibaret olup orto-silikat grubunda yer alırlar. Mg+2 ve Fe+2 in baskın olduğu uç mineraller Mg2SiO4 (Forsterit) ve FeSiO4 (Fayalit) olarak isimlendirilmişlerdir. Kısacası olivin söz konusu olduğu zaman forsterit ve fayalit akla gelmektedir. Bu uç mineraller arasında teforit (tephorite, Mn2SiO4), fayalit-knebelit (fayalite-knebelite, FeMnSiO4), pikroteforit (picrotephorite), montisellit (monticellite), kirstenit (kirchsteinite, CaFeSiO4), glokokroit (glaucochroite, CaMgSiO4) gibi mineraller de bulunmaktadır.
Esasen doğal olarak tamamen forsterit ve fayalitten oluşmuş mineral bulmak oldukca zordur. Bu sebeple kristaller isimlendirilirken içerdiği forsterit miktarı (Fo) ile belirtilmekte, yani Mg'un Fe'e oranı esas alınmaktadır. Bu değerler Henriques (1958), Bowen ve Schoirer (1935) ve Bloss (1952) tarafından forsterit için Fo100-10 ve fayalit için ise Fo10-0 olarak tesbit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen ara minerallerden başka, bu araştırmacılar tarafından iki uç mineraller arasında azalan Mg miktarı yani Fo değerlerine göre sırasıyla krisolit (chrysolite), hiyalosiderit (hyalosiderite), hortonolit (hortonolite) ve ferrohortonolit (ferro-hortonolite) mineralleri saptanmıştır. Ancak forsterit ve fayalit dışındaki olivin mineralleri tabiatta çok yaygın olarak bulunmazlar.
Olivin genellikle yeşil ve koyu yeşil renkte olup oldukça sert bir mineraldir. Güneş ışınları ve atmosferik şartlar ile renk, açık yeşile dönüşür. Sertliği Mohs'un kriterine göre 6,5-7'dir. Yoğunluğu da içerdiği Fe miktarına göre 3,22 ile 4,40 gr/cm3 arasında değişmektedir.
Olivinler, özellikle Mg'lu olivinler, çoğunlukta ultrabazik ve bazik kayaçlar içerisinde bulunurlar. Olivinler ultrabazik mağmada ilk kristalleşen minerallerdir. Ultrabazik (peridotit) kayaçlar içerisinde en fazla olivin dünitler içerisinde bulunur. Teorik olarak dünit içerisindeki olivin miktarı % 95-99 arasındadır.
Dünitler genel olarak kütleler halinde, bazen de harzburjitler içerisinde dayklar şeklinde bulunurlar. Fe'ce zengin olivinlere yani fayalite çoğunlukla ferrogabrolarda, siyenitlerde, asidik ve alkali volkanik kayaçlarda rastlanmaktadır. Fe'ce zengin sedimentlerin rejyonal metamorfizması sonucunda da fayalit oluşumuna rastlanmıştır (Tilley, 1936). Ayrıca dolomitlerin sıcaklık altında metamorfizmaya uğramaları sonuçunda da Mg'ca zengin olivinlerin oluştuğu bilinmektedir.
Dünya'da olivinler ile ilgili çalışmalar teknolojik özelliklerinden dolyı Mg'ca zengin (forsterit) olivinler üzerinde yoğunlaşmıştır. Doğal olarak saf forsterit bulmak oldukça zordur. Bu nedenle sanayide forsterit miktarı fazla olan olivinler tercih edilmektedir. Sanayide kullanılmakta olan olivinlerde genel olarak MgO miktarının % 42'nin üzerinde, toplam Fe-oksitlerin (Demir oksitler) miktarında % 7-8'den fazla olmaması istenmektedir. Ayrıca SiO2 miktarının % 38-42 arasında, diğer metal oksitlerin toplamının % 3'den az ve ateş kaybının da % 1 civarında olması istenmektedir.
Saf forsterit bulamamanın yanında diğer bir problem de olivinlerin çeşitli etkenler sonucu kolayca bozuşmaya yüz tutarak çoğunlukla serpantin ve kısmen talk minerallerine dönüşmesidir. Serpantinleşen olivinler, serpantinleşmenin derecesine göre bünyelerine değişik oranlarda su alırlar. Şöyle ki tamamen serpantinleşmiş olivinlerde bu oran % 14'e kadar çıkmaktadır.
Serpantinleşerek bünyelerine su alan olivinlerin sertlikleri ve yoğunlukları önemli ölçüde azalmakta, bu husus da refrakterlik ve aşındırıcı özelliklerini azaltmaktadır. Ayrıca yapıları sağlamlaştırmak için, özellikle demiryollarında temellerin sağlam olması için balast taşı şeklinde döşendiklerinde ve yine yoğunluklarının azalması dolayısıyla petrol platformlarında kullanıldığında denge sorunları ortaya çıkacaktır.
2. DÜNYADA MEVCUT DURUM
2.1. Rezervler
Dünya'da işletilen en büyük olivin (dünit) yatağı Norveç'te bulunmaktadır. Aheim civarında bulunan ve önemli miktarda forsterit içeren bu dünit kütlesi yaklaşık 6,5 km2'lik bir alanı kapsamakta olup rezervi de 2 milyar tondan fazladır. Dünya pazarlarında da en fazla söz sahibi olan dünitler bunlar olup bu yatakta 1948 yılından beri madencilik yapılmaktadır. İtalya'da Torino yakınlarındaki Vidrocco ve Castellamonte kasabaları civarındaki dünit rezervleri yaklaşık 100 milyon tondur. Bu bölgede ise dünit madenciliğine 1960 yılında başlanmıştır. İspanya'da ülkenin kuzeybatı köşesinde yer alan Galicia civarındaki dünitlerin rezervinin de 100 milyon tondan fazla olduğu ifade edilmektedir. İsveç'te 1980 yılına kadar refrakter sanayinde ve ısıtıcılarda (radyatör şeklinde) kullanılmak üzere yılda 50 000 tondan fazla dünit üretilmekteydi. Ancak İngiltere'ye yapılan satışların durması sonucu bu tarihten itibaren olivin üretimine son verilmiştir. Bu ülkedeki olivin rezervleri hakkında kesin bilgi edinilememiştir. Avusturya'da Styria bölgesindeki Leoben civarındaki dünit kütlesinin rezervi hakkında da bilgi mevcut değildir. A.B.D.'de Washington ve North Carolina bölgelerinde önemli taze olivin içeren dünitler mevcuttur. Washington civarında 200 milyon tondan fazla bir rezerv tesbit edilmiştir. Güney Afrika, Japonya, Yeni Zelanda ve Meksika'da işletilmekte olan önemli dünit oluşumları mevcut olmakla beraber, rezervleri hakkında sıhhatli bilgiler mevcut değildir. Ayrıca Pakistan, İran ve Yugoslavya'da önemli dünit yatakları mevcut olmakla beraber bunların sanayide kullanımı ile ilgili olarak herhangi bir dökümana rastlanmamıştır.
2.2. Tüketim
2.2.1. Tüketim alanları
Olivinin tüketim alanları aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
a) Demir-Çelik Sanayii : Günümüzde olivinin en çok kullanıldığı alan demir-çelik endüstrisidir. Bu endüstri dalında olivin yüksek fırınlarda eritici ve curuf düzenleyici olarak kullanılmaktadır. Yüksek fırınlarda çelik üretimi için demir cevheri ve kok kömürü kullanılmaktadır. Ancak bu hammaddeler yeteri derecede saf değillerdir. Bu nedenle yüksek fırına giren hammaddelerin yeteri derecede erimesi ve cürufa karışması gerekir. İşte ilk planda gerekli olan ergimede olivinin eritici olarak büyük rolü olmaktadır. Cüruf içinde genellikle kireç (CaO), magnezyum (MgO), silika (SiO2) ve alümina (Al2O3) bulunmaktadır. Bu elemanlar kısmen, bulundukları oran itibari ile impuritelerin ortamdan uzaklaşması için rol oynamaktadırlar. Burada "baziklik oranı" oldukça önemlidir. Bazik oksitlerin (genellikle CaO+MgO), asit oksitlere (SiO2+Al2O3) oranının 0,8-1,2 arasında olması genellikle tercih edilmekte ve sülfür ve fosfat gibi impuritelerin bu durumda en fazla miktarlarda cüruftan uzaklaştığı ileri sürülmektedir. Silika ve alümina genel olarak yüksek fırına konan demir cevheri içerisinde impurite şeklinde bulunur. Ancak baziklik oranını azaltmak için bazen fırına doğrudan kuvars kumu konur. Kireçtaşı, dolomit veya olivin eklenerek bazik oranı ayarlanır. Olivinin konması ile cürufun MgO değeri artar ve dolayısiyle akışkanlığıda artmış olur. Ancak cürufun bazikliğinin değişmemesi gerekir. Zira MgO ve SiO2 miktarları aynı oranlarda konmuş olmaktadır. Bu nedenle olivin, düşük silikalı demir cevherlerinin izabesinde dolomitin yerine çok rahat bir şekilde kullanılabilir. Olivindeki yüksek MgO değerlerinin, cüruf vizkositesinin yüksek fırındaki malzemelerin kompozisyonuna bağlı kalmaksızın hareket etmesini sağlaması diğer bir avantajdır. Dolomitte bu durum söz konusu değildir. Diğer taraftan olivin kullanıldığı zaman fırında bir başlangıç ısısına gerek bulunmamakta ve ayrıca da olivinin ateş kaybı dolomitten oldukça düşük olmaktadır. Ayrıca olivinin sinterleşme hadisesine oldukça büyük katkıları olmaktadır. Şöyle ki olivin sinter tesislerinde kullanıldığında sinterleşme derecesini düşürmekte, böylece enerji kaynağı olarak kullanılan kok tüketimi azalmakta ve sinterin sertliğinin artmasıyla kapasitenin artması sağlanmış olacaktır. Bu proses ayrıca, demir minerallerinin fırında homojen bir şekilde dağılmasını sağlamış olacak ve böylece impuritelerin ortamdan uzaklaşmasında daha kolay olacaktır. Olivinin diğer bir özelliği de fırındaki alkalilerin bir araya toplanmasına mani olmaktır. Çelik sanayinde olivin içeren pelletlerin kullanıldığı da bilinmektedir.
b) Refrakter Sanayi : Yüksek ergime derecesinden dolayı olivinden forsterit tuğla yapımı 1930 yılından beri sürdürülmektedir. Forsterit tuğlanın refrakterlik derecesi 1890 oC civarında olup başta demir-çelik sanayinde yüksek fırınlarda, çimento sektöründe ve yüksek ısının gerektirdiği birçok fırında iç tuğla ve refrakter birçok malzeme yapımında kullanılmaktadır. Potaların iç kısmının kaplanmasında da olivin kullanılır. Ancak olivinin yüksek fırınlardaki cürufa (yüksek CaO içeren fırınlarda) karşı fazla mukavemet göstermemesi nedeniyle genellikle yüksek fırınların nisbeten daha az sıcak kesimlerinde ve taban kısımlarında kullanılmaktadır. Olivinin kullanılmasındaki diğer bir avantaj da, içerisinde bulunan çelik malzemeyi daha çabuk soğutmasıdır.
Son yıllarda A/S Olivin isimli Norveç şirketi Olifrit adı altında yeni bir malzeme üretmektedir. Bu malzeme olivinin kırılıp öğütülmesinden sonra sinterleşmesi sonucu elde edilmekte ve elektrikli fırınların kırılan yerlerini tamirde kullanılmaktadır.
Devamlı döküm elde etmede kullanılan tundişlerin (tundish) imalinde de önemli miktarlarda olivin kullanılmaktadır. Tundişlerden geçen eriyik cevher potalarda son şeklini alarak piyasaya sürülür Özellikle tundişlerin astar şeklinde kaplanmasında çok miktarda olivin püskürtülerek kullanılır.
Refrakter sanayiinde değişik oranlarda olivin içeren tuğlalar da kullanılmaktadır. Bu tuğlalar, değişik oranlardaki olivinle fosfat, karbon, krom gibi minerallerin inorganik maddeler veya reçine ile bağlanmaları sonucu oluşturulmaktadır. Bunlara kimyasal bağlı tuğlalar denir.
Refrakter endüstrisinde manyezitten oluşmuş refrakter tuğlanın kullanılması gayet doğaldır. Zira manyezitin refrakterlik derecesi (2000 oC'nin üzerinde) olivininkinden daha yüksektir. Ancak olivine nazaran daha pahalı olması zaman zaman manyezit yerine olivinin kullanılması gündeme gelmektedir.
Olivin, ayrıca çöp ve benzeri artık malzemelerin yakılıp kül haline getirildiği fırınların imalinde de; özellikle A.B.D.'de, Avustralya'da ve Pasifik Kıyısı ülkelerde bol miktarlarda kullanılmaktadır.
c) Döküm Sanayi : 1970'li yıllarda Avrupa'da döküm sanayisinde çok miktarda kullanılmakta olan zirkon ve kromitteki yüksek fiyat artışları, olivinin bu sanayi dalında pazar bulmasına neden olmuştur. Esasen döküm sanayinde en fazla kuvars kumu kullanılmaktadır. Ancak döküm sırasında dökülen metalik malzemelerle kalıp arasında, problemli durumlarda olivinden yapılmış kalıplar tercih sebebidir. Kuvars kumları, döküm sırasında metal ile reaksiyona girmekte, olivin kalıp ise metalin bünyesine girmesine müsaade etmemektedir. Özellikle manganez çelik dökümünde sadece olivinden yapılmış kalıplar kullanılmaktadır. Zira silis kumu döküm sırasında düşük ergime sıcaklığına sebep olmakta, bu da çeliğin kum üzerinde sinterleşmesine neden olmaktadır. Bu nedenle önce çelik üzerinde yanmalar olacak, sonrada çelik yüzeyinde delikler meydana gelecektir. Olivin ise manganez çelik ile düşük ergime fazı oluşturmaz. Döküm imalinde, olivin kumuna zaman zaman düşük oranlarda krom ve zirkon katılabilir.
Döküm sanayinde olivinin silis kumuna göre avantajlı yönleri aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.
-Isı karşısında oldukça düşük ve tekdüze genleşme göstermektedir. Bu durumda genleşmeden dolayı meydana gelebilecek olan hatalarda azalma olur.

-Düşük ısı genleşmesine sahip olması nedeniyle bağlayıcı olarak sadece bentonit ve suyun % 3 miktarlarında olması yeterli olacaktır.

-Termal şoka karşı sürekli mukavemet göstermekte.

-Daha kolay şekillendirilebilmekte.

-Kısmen köşeli parçalardan oluşması daha fazla Kuru Kırılma Dayanımı (Green Strength) göstermesine neden olmakta.

-Silis kumları silikosis denen hastalığa neden olmakta, olivinle çalıştığında böyle bir sorun ortaya çıkmamakta.



-Olivin işlem sırasında oldukça iyi kalsine olduğundan, bünyelerine oldukça az miktarda su kabul etmekte ve bunun sonucu olarakta yeniden kullanımı da kolay olacaktır.
Genel olarak döküm kalıbı ve onun iç kısmında un halinde (200-300 mesh'lik yani 74-50 mikron arası) olivin kullanılmaktadır. Bu durumda refrakter özellikte olan kaplama, dökümün kalıptan kolayca çıkmasını sağlamış olacaktır.
d) Aşındırıcı (Abrasiv) olarak kullanımı : Yoğunluklarının 3,3-3,5 gr/cm3, sertliklerin 6,5-7 ve genellikle köşeli tanelere sahip olmaları, olivinlere belirgin aşındırıcı özellikler kazandırılmıştır. Avrupa'nın birçok ülkesinde bina ve köprüler gibi yapıtların yüzeylerinin temizlenmesinde olivin kullanılmaktadır. Kullanılan yüzeye göre 0,09 mm-1,7 mm boyutlarında olan olivinler basınçlı hava ile temizlenecek yüzey üzerine püskürtülmek suretiyle kir, pas ve benzeri istenmeyen materyaller kolayca uzaklaştırılarak yüzey temizlenir. Temizleme işlemine ilaveten düzgün yüzey veya girintili çıkıntılı yüzey elde etmek veya herhangi bir yapının veya dekorun bir kesiminin alınması (koparılması) için de hava basınçlı toz olivinler kullanılmaktadır.
Avrupa'da bu amaç için 1988 yılından önce zaman zaman silis kumu kullanılmaktaydı. Silis kumunun sağlığa zararlı olması nedeniyle bu tarihten itibaren kullanımı yasaklanmış, yerine serbest silis içermemesinden dolayı olivin kullanılmaya başlanmıştır.
e) Elektrikli Isıtıcı (Radyatör) olarak kullanımı : Bu ısıtıcılara Avrupa'da "Gece ısıyı depo eden ısıtıcılar (Night Storage Heaters)" denmektedir. Bir elektrikli materyalden ısıyı absorbe eden ve depolayan radyatör şeklinde dizayn edilmiş olivinden yapılmış tuğlalar, belirli bir süre sonra özellikle gündüzleri bu ısıyı yayarak konutları ısıtmaktadır. Bu depolama işlemi elektrik enerjisi fiyatlarının % 50-60 iskontolu olduğu gece dönemlerinde olduğu için bunlara Nıght Storage Heater ismi verilmiştir. 1965-1975 yılları arasında bu ısıtıcılar Avrupa'da oldukça büyük oranlarda kullanılmıştır. Ancak 1977 yılından sonra elektrik fiyatlarında görülen artış, bu radyatörlere olan ilgiyi azaltmıştır. Özellikle İngiltere ve Almanya'da bu alandaki pazar oldukça küçülmüştür. Örneğin yılda 120 000 tonluk olivin kullanımı, 40 000 tona düşmüştür. Radyatör olarak dikkate alındığında; İngiltere ve Galler'de 1969-1970 yıllarında toplam 530 000 adet olivinli radyatör satılmıştır. 1977-78 yıllarında 60 000 adete düşmüş ve 1980 yılında kısmen canlanarak 100 000 adete ulaşmıştır. Bu ısıtıcıların en fazla kullanıldığı ülke İngiltere olup bu ülkedeki kullanımı 1980'den itibaren oldukça azalmıştır. Bu alandaki yıllık olivin tüketimi 5 000 ton civarında olmuştur. Ancak geçen birkaç yılda Batı Avrupa'da özellikle de Batı Almanya'da bu ısıtıcıların kullanımında kısmen bir artışın olduğu gözlenmiştir.
Elektrik fiyatlarının artışı yanında, doğal gazın Batı Avrupa'da etkin bir şekilde kullanımı bu pazarı olumsuz etkilemiştir. Esasen olivinli radyatörler ısıyı daha fazla tutması açısından manyezitli radyatörlere tercih edilmekle beraber, son yıllarda demirden (magnetit) yapılmış radyatörlerin tercihi, bu pazarı olumsuz etkileyen ikinci etkendir. Demirli radyatörler, yoğunluğunun fazla olmasından dolayı daha ince imal edilmekte, bu da daha fazla ısıyı depo etmesine ek olarak estetik bir görünüm arzetmektedir.
f) Ballast (Denge) Malzemesi olarak kullanımı : Olivin, büyük yoğunluğundan dolayı, bazı denge işlevlerinin esas olduğu alanlarda kullanılmaktadır. Özellikle Kuzey Denizi'ndeki petrol platformlarını dengede tutmak için olivin kullanılmaktadır. Olivin, bu platformlardaki betonların gözeneklerini gayet iyi bir şekilde doldurarak, ağırlığından dolayı denge işlevine yardımcı olmaktadır.
Tren yollarında sağlam ve dengeli bir temel sağlamak için de olivin çakılları kullanılmaktadır. Nisbeten köşeli ve sağlam çakıllar burada iyi bir drenaj sağlayarak tren yolunun kaymasını önleyecektir.
g) Son yıllarda A/S Olivin (Norveç) Şirketi, olivini kaya yünü olarak da kullanmaktadır. Bu durumda ısı ve ses yalıtımı sağlanmaktadır. Ayrıca Nuova (İtalya) Şirketi, ürettiği olivinin % 5’ini özel boya yapımında kullanmaktadır. Bunlardan başka yine A/S Olivin Şirketi daha sağlam betondaki kırılmaları önlemek amacıyla olivinli beton yapımı çalışmalarına başlamıştır.
2.2.2. Tüketim miktar ve değerleri
Dünya'da en fazla olivin üretimi Norveç'te yapılmakla beraber, yıllık olivin tüketimi 20 000 ton civarındadır. Kısacası 2,9 milyon ton/yıl üretimin hemen hemen hepsi ihraç edilmektedir. Avusturya'da prefabrik yapı, kimyasal bağlı tuğla ve refrakter üretiminde 38 000 ton/yıl'dan fazla dünit kullanılmıştır. İtalya'da 200 000 ton/yıl'dan fazla dünit tüketilmekte olup bunun % 25'i demir-çelik endüstrisinde, % 30'u döküm ve refrakter sanayisinde, % 30'u aşındırıcı olarak, % 10'u yer döşemesinde ve % 5'i de özel boya yapımında kullanılmıştır.
Avrupa'da dünit tüketimi, özellikle demir-çelik sanayisinde dolomitin yerini almasıyla artmaya başlamıştır. Diğer taraftan sağlık nedenleri dikkate alınarak döküm ve abrasiv (aşındırıcı) sanayilerinde de olivin üretiminde gözle görülür bir artış vardır. Ancak yukarıda verilen değerler dışında, Avrupa ülkelerinin her birinde net olarak ne kadar dünit tüketildiğine dair sıhhatli bilgiler elde edilememiştir.
A.B.D.'de olivin çelik, döküm ve refrakter gibi önemli sanayi kollarında önemli miktarlarda kullanılmaktadır. Ancak tüketim konusunda sağlıklı rakamlar olmamakla beraber 300.000 tondan fazla olivin tüketildiği bilinmektedir. Meksika'da 1988-89 yıllarında demir-çelik sanayinde 25 000 ton/yıl'dan fazla dünit tüketilmiştir.
Japonya'da 1995 yılı rakamlarına göre 190.000 ton olivin tüketilmiştir. Bunun başta demir-çelik sanayi olmak üzere % 34'ü sanayide ve başta yol yapımı olmak üzere % 66'sı da inşaat ve yapı sektöründe kullanılmıştır.
2.3. Üretim
Olivin veya dünit üretimi ve pazarlaması söz konusu olduğu zaman ilk akla gelen ülke Norveç ve bu ülkede faaliyet gösteren A/S Olivin ve North Cape Minerals isimli şirketlerdir. Bu şirketler A.B.D., Avustralya, Güney Amerika ve Yeni Zelanda'ya dahi olivin satmaktadır. 1998 yılında Norveç'te 3.34 milyon ton olivin üretilmiş olup bu da dünya üretiminin yarısına karşılık gelmektedir. A/S Olivin 3.1 milyon ton, North Cape Minerals ise 500.000 ton üretimiştir. 1990 yılında İsveç'te 50 000 ton, Avusturya'da 38 000 ton ve İtalya'da ise 200 000 ton olivin üretilmiştir. Avrupa'da ikinci dünit üreten ülke olarak İspanya dikkat çekmektedir. Aynı yıl içerisindeki dünit üretimi (çoğunluğu demir-çelik sanayinde kullanılmakta) 1,5 milyon civarındadır. A.B.D.'nin değişik yörelerinde dünit üretimi yapılmaktadır. Ancak sadece Aimcor şirketinin yapmış olduğu 75 000 tonluk bir üretim bilinmektedir. 1995 yılında Meksika'daki dünit üretimi sadece 25 000 tondur. 1995 rakamlarına göre Pakistan 39.000 ton, Japonya 350.000 ton, Meksika 25.000 ton olivin üretmiştir.
2.3.1. Üretim yöntemi ve teknoloji
Olivin üretiminde gerek yeraltı gerekse yerüstü madenciliği yapmak mümkündür. Yer altında oda topuk metoduyla işletilen olivinli zonlar loderler ile yükleme yapılarak yüzeye çıkartılır. Bazen de gerekli durumlarda cevher konveyörler ile yüzeye çıkartılır.
Dünitler, oluşumu itibari ile kütlesel yayılımlar gösterdiğinden yüzey açık işletme yolu ile de kolayca üretilmektedirler. Patlama metoduyla parçalanan cevherli zon loderler ile doğrudan büyük kamyonlara yüklenerek tesislere taşınmaktadır.

2.3.2. Ürün standartları

A/S Olivin firması ve diğer ticari olivin üretici firmaların kimyasal analiz sonuçları aşağıdaki gibidir;







North

Cape


Unimin

A/S Olivin

Avusturya

Washington

N.Coralina

Aheim

Stranda

MgO

47 - 49

45 – 49

45 – 48

34.6

46.0

48

SiO2

40 - 41

39 – 42

39 – 42

41.5

41.5

42

Fe2O3

7.5 – 8.5

6 – 8

6 – 8

7.2

7.6

10.5

Ateş Kaybı

1 – 1.5

0.5 – 1

0.8 – 1.4

1.1

2.4

-

Türk Standartları Enstitüsü de olivinleri refrakter sanayindeki kullanılmlarını dikkate alarak kimyasal analizlerine ve refrakterlik derecelerine göre sınıflandırmıştır (Tablo 1).
Tablo 1. TSE’nin Kimyasal Bileşimine Göre Sınıflaması





% Ağırlık Miktarı

Kimyasal Bileşim

I. Sınıf II. Sınıf

En Az En Çok En Az En çok



MgO

SiO2

Top. Demir Oksit

Al2O3

CaO

TiO2+Cr2O3+NiO+MnO



47,00

-

43,00


6,00

1,50


1,00

3,00


41,00

-

-



-

-

-



-

44,50


10,00

2,50


1,50

3,00


"Olivinin refrakterliği her iki sınıf için de en az 1650oC olmalıdır" ibaresi kullanılmıştır.
Yukarıdaki sınıflamadan, sadece I. sınıfın sanayide kullanıldığı, II. sınıfın ise her alanda kullanılmadığı veya az miktarda tüketildiği anlamı çıkartılmamalıdır. Zira İtalya'daki olivinlerin MgO değerleri % 41-43 olmasına rağmen başta çelik endüstrisi olmak üzere sanayiinin her dalında çok miktarda kullanılmaktadır.
Kullanıldığı sanayi dalına göre olivinlerin farklı tane büyüklüğüne sahip oldukları gözlenmektedir.
Çelik endüstrisinde genel olarak 0-3 mm, 0-4 mm, 0-30 mm, 0-40 mm ve 10-40 mm boyutlarında, refrakter sanayinde 0-6 mm ve döküm sanayinde ise 0,1-0,4 mm boyutlarında olivin kullanılmaktadır.
İngiliz firmaları tarafından üretilen olivinin tane boyutları Tablo 2’de verilmiş olup bu boyutsal özelliklere sahip olivinler daha çok aşındırma (bina ve köprülerin temizlenmesinde) ve döküm sanayiinde kullanılmaktadır.
Tablo 2. İngiliz Firmaları Tarafından Üretilen Olivinin Tane Boyutları

Cinsi

Tane Boyu (mm)

AFS 20

1,7 - 0,355

AFS 30

1,0 - 0,18

Special

1,0 - 0,15

AFS 60

0,5 - 0,125

AFS 90

0,25 -0,09

Kalıptan döküm malzemesini kolayca çıkarmak için kalıbın yüzeylerini kaplamada kullanılan olivin tozunun oldukça ince olması istenmektedir. Genel olarak 200-300 meşlik tane boyutu tercih edilmektedir.
Türk Standartları Enstitüsü elek analizi yolu ile olivini cevher tiplerine göre ayırmıştır (Tablo 3).
Tablo 3. Elek Analizine Göre Olivin Tipleri (TSE)


Cevher Tipi

Elek Analizi

Kütlece %

Parça olivin

40 mm göz açıklıklı elekte kalan kısım10 mm göz açıklıklı elekten geçen kısım

0

5


Kırılmış olivin

10 mm göz açıklıklı elekte kalan kısım 2 mm göz açıklıklı elekten geçen kısım

0-5

Toz olivin

2 mm göz açıklıklı elekte kalan kısım

0

Parça olivinde ağırlıkça en fazla % 1, kırılmış olivinde en fazla % 1,5, toz olivinde ise en fazla % 2 rutubet istenmektedir.


Dünitler kırıcılar ve değirmenler vasıtasıyla istenen boyutta kolayca elde edilebilir. Burada önemli olan MgO ve toplam demir oksitin istenen limitler içerisinde bulunmasıdır.
2. 3. 3. Sektörde üretim yapan önemli kuruluşlar
Daha önce belirtildiği gibi olivin/dünit denince ilk akla gelen ülke Norveç'tir. Bu ülkede esas olarak “A/S Olivin”, “North Cape Minerals isimli iki firma üretim yapmaktadır. Bunlardan A/S Olivin 1948 yılında kurulmuş olup olivin konusunda ilk isim yapan şirkettir. A/S Olivin’in yıllık olivin/dünit üretimi 2.413 milyon tonun (1997 rakamı) üzerindedir. North Cape Minerals Şirketi’nin üretimi yılda 500.000’er ton civarındadır. Bunlarda başka Novemco AS isimli şirket yılda 250.000 ton olivin üretimi yapmaktadır (1997 rakamı). Şirketler üretiminin hemen hemen hepsini Avrupa ve Dünya'nın birçok ülkesine satmaktadır. Nouva Cives SpA İtalya'da tek dünit üreten şirkettir. Üretimin % 95'i yurt içinde tüketilmektedir. İspanya'da olivin üretimi (yıllık 1,5 milyon ton) Paset Espana SA tarafından yapılmaktadır. Üretimin büyük bir çoğunluğu Avrupa Birliği Ülkeleri, Brezilya ve A.B.D.'ye ihraç edilmektedir. Japonya'da dünit de dahil olmak üzere en çok ultrabazik kayaç üretimi Toho Olivine Industrial Co. Ltd tarafından yapılmaktadır. Üretimin büyük bir kısmı ülke içindeki sanayii dallarında kullanılmaktadır. Olivine Corporation ve Aimcor A.B.D'de olivin üretimi yapan iki büyük şirkettir. Bunlar üretimlerinin önemli bir kısmını Güney Amerika, Avustralya ve Pasifik ülkelerine ihraç etmektedirler.
2. 4. Uluslararası Ticaret
Sanayide kullanılan olivinin ticareti çok eski sayılmamaktadır. Olivinle ilgili madencilik 50 yıl öncesine gitmesine rağmen sanayideki önemi son 15-20 yıl içerisinde anlaşılmıştır. Olivin günümüzde en fazla demir-çelik sanayii dalında kullanıldığından ticareti de çoğunlukla bu sektöre bağlı olarak yapılmaktadır. Çoğunlukla dolomit, manyezit gibi refrakter mineraller demir-çelik sanayinde kullanılmaktaydı. Olivinin refrakter özelliğinin anlaşılmasından sonra Avrupa, A.B.D, Kanada, Avustralya ve Japonya'da olivin yavaş yavaş bu minerallerin yerini almaya başlamıştır.
Demir-çelik sanayii dalı ve bu daldaki gelişmeler devam ettiği sürece olivine olan ihtiyaç da devam edecektir. Ayrıca dünyada mevcut diğer refrakter hammadde rezervlerinin azalması veya üretilmesindeki güçlükler de olivine olan talebi artıracaktır. Ancak demir-çelik sanayindeki bir gerileme, bu mineralin tüketiminin oldukça düşük düzeylerde olabileceğini göstermektedir. Bu nedenle büyük olivin üreticileri güçlüklerle karşılaşacaklar, orta ve küçük çapta üretim yapanlar ticaretten çekileceklerdir. Zira olivinin döküm ve aşındırıcı sanayi dalları ve yapı malzemelerindeki kullanım payı oldukça sınırlıdır. Ayrıca son yıllarda elektrikli radyatör olarak kullanılan olivinli radyatörler yerlerini manyetitli radyatörlere terk etmişlerdir.
Belirtilen olumsuzluklara rağmen özellikle Avrupa'da çevre ve sağlık nedenleri dikkate alınarak olivin kullanımı tercih edilmeye başlanmıştır. Örneğin içinde serbest silis bulunmadığından döküm ve aşındırıcı sanayi dallarında kullanımı tercih edilmektedir. Zira bu alanlarda kullanılan silis kumları, silikoz denen hastalığa neden olmaktadır. Bu husus dikkate alındığında olivin tüketiminin özellikle gelişmiş ülkelerde artacağı beklenmektedir.
2. 4. 1. Uluslararası Ticarette Etkin Kuruluşlar
Olivin ticaretinde en etkili kuruluş Norveç'e ait A/S Olivin adlı devlet şirketidir. Bu şirket olivinin sanayideki kullanımını tanıtmış ve her boyutta çok iyi kalitede olivin üreterek (yılda 2 milyon tonun üzerinde) dünyanın birçok ülkesine satmaktadır. Pasek Espana SA isimli İspanyol şirketi, olivin ticareti yapan ikinci büyük şirkettir. 1,5 ton/yıl üretiminin büyük kısmını ihraç etmektedir.
2. 4. 2. İthalat - İhracat
Avrupa'da sanayilerinde olivin kullanmakta olan ülkelerden Norveç ve İspanya dışındaki ülkeler, değişik miktarlarda olivin ithal etmektedirler. Ayrıca A.B.D., Avutralya, Pasifik Kıyısı ülkeleri, Güney Amerika ülkeleri, Yeni Zelanda ve İran olivin ithal etmektedirler.
Dünya'da en fazla olivin ihracatı Norveç tarafından gerçekleştirilmektedir. 1998 yılında A/S Olivin, North Cape Minerals, A/S Industrimineraler isimli şirketler toplam 3,34 milyon ton üretim yapmışlar ve bu üretimin büyük bir kısmı ihraç edilmiştir. İspanya Avrupa'da olivin ihracatı yapan ikinci ülkedir. İhracatın büyük kısmı A.B.D., Avrupa Topluluğu ülkeleri ve Brezilya'ya yapılmaktadır.
2. 4. 3. Fiyatlar
Olivin madenciliğinde fiyat belirlemede en önemli etken nakliye ücretidir. Satış fiyatı ile karşılaştırıldığında, nakliye ücretlerinin dikkat çekici oranda fazla oldukları görülmektedir. Bu nedenle olivin madenciliğinde deniz taşımacılığı önem kazanmıştır. Cevher yataklarının denize çok yakın olması (limana 4-5 km mesafede), olivin pazarlamasında Norveç'i en avantajlı duruma getirmiştir. Dünit yataklarının denizden 120 km uzakta olması, 1980 yılından sonra, İsveç'te tek başına faaliyet gösteren Handols şirketinin üretimi durdurmasına neden olan önemli sebeplerden bir tanesidir. İtalyan olivin üreticileri de zaman zaman benzer sorunlarla karşılaşmışlardır.
Olivin, endüstride yerine kullanılabilen manyezit, dolomit gibi minerallere nazaran ucuz olduğundan, üretilmesi sırasındaki işçilik ve işletmecilik masrafları dikkat çekici bir düzeyde olmaktadır. Ayrıca sanayiide yerini alabilecek bazı minerallerin bulunması, olivin fiyatlarının istenildiği zaman ve değerlerde ayarlanması güç olmaktadır. Ancak her şeye rağmen olivin fiyatlarının ucuz olması ve en önemlisi de Dünya'da özellikle de Avrupa Topluluğu ülkelerinde son yıllarda çıkartılan yasa ile kuvars kumu kullanımının yasaklanması cihetine gidilmesi olivine olan talebi artırmaktadır. Serbest silika özellikle döküm kumu ve aşındırıcı sanayi dallarında kullanıldığında önemli çevre ve sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
1999 olivin fiyatları aşağıda verilmiştir. Fiyatlar metrik tona karşı sterlin veya dolar olarak belirtilmiştir.
-Kırılmış parça halinde (yüksek fırın için) CIF fiyatı 9-13 Sterlin

-Kurutulmuş, agrega halinde paketlenmiş (refrakter için) 50-55 Sterlin

-Torbalanmış (döküm kumu için) İngiltere'deki fiyatı 52-56 Sterlin

-Ambalajsız (döküm kumu için) 44-56 Sterlin

-Paketlenmiş kum (Tundiş sprey için) US FOB tesis/ocak 70-76 Sterlin

-Döküm kumu derecesinde, AFS30-180 ambalajsız 60-110 Dolar

-Döküm kumu derecesinde, AFS30-180 torbalanmış 77-125 Dolar

-Ambalajsız agrega halinde 50-78 Dolar


2. 4. 4. AB, EFTA ve benzeri ülke gruplarının ticaretteki yerleri
Avrupa Birliği içindeki ülkelerden İspanya (1998'de 1,5 milyon ton) ve İtalya'da (1998'de 200 000 ton) olivin/dünit üretimi yapılmaktadır. İspanya'da üretilen olivinin büyük çoğunluğu Avrupa Topluluğu ülkeleri ve A.B.D.'ye ihraç edilmektedir. İtalya'daki üretimin hemen hemen tamamı ülke içinde tüketilmektedir. İtalya Norveç'ten, ürettiğinden daha fazla miktarlarda olivin ithal etmektedir.
EFTA ülkeleri içinde olivin pazarını elinde bulunduran tek ülke Norveç'tir. Norveç yıllık 2 milyon tonun üzerinde olivin üretiminin tamamına yakın kısmını EFTA, AB, A.B.D. ve Dünya'nın birçok ülkesine ihraç etmektedir.
2. 4. 5. Komşu ülkelerin ticaretteki yeri
Komşu ülkelerden İran'da büyük ultrabazik kayaç yayılımları olduğu bilinmektedir. Ancak dünitin bu kayaçlar arasındaki yeri tam olarak bilinmemektedir. Ayrıca İran'da olivinin (dünit) sanayiinde kullanımına dair sıhhatli bilgiler mevcut olmamakla beraber zaman zaman belirli miktarlarda olivin ithalatı yapılmaktadır.
3. TÜRKİYE'DE DURUM
Ülkemizde 1996 yılına kadar olivinin hemen hemen hiç kullanılmadığı biliniyordu. Diğer bir deyimle devlet ve özel sektör kurumları olivinle açık bir şekilde tanışamamışlardı. Bu nedenle Türkiye'de dünit üretim kaydına rastlanmamıştır. Sadece bazı mermer üreticileri dünit bloklarını mermer olarak kullanma yoluna gitmişlerdir. Ancak 90’lı yılların ortalarından olivin üretilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. Bazı Özel Demir-Çelik Fabrikalarında düşük kaliteli olivinlerin kullanıldığı, İskenderun Demir-Çelik Sanayiinin bu yönde bir girişimi olduğu ikili görüşmeler yoluyla öğrenilmiştir.
Demir-çelik sanayinde eritici ve cüruf düzenleyici, sinter tesislerinde ve refrakter sanayinde refrakter olarak dolomit ve manyezit kullanılmaktadır. Bu mineraller olivine nazaran pahalıdır. Türkiye'de oldukça geniş alanlar kaplayan ultrabazik kayaçlar (Şekil 1) ve bunların içerisinde de önemli dünit oluşumları mevcuttur. Özellikle Adana-Karsantı (Kızılyüksek), Guleman-Kef, Bursa-Orhaneli, Muğla-Fethiye, Köyceğiz, Beyşehir, Konya-Meram’da ultrabazik kayaçlarında önemli dünit zonları mostra vermektedir. Guleman'da Engin ve diğerleri (1986), forsterit niteliğinde olan olivinlerden alınan bir numunenin kimyasal analizinde MgO % 46.66, Fe2O3 % 10.94, Al2O3 % 1.32 ve Ateş Z. % 4.01 değerleri elde edilmiştir. Bu numunenin refrakterlik derecesi 1743 oC (PCE=33) olup oldukça yüksektir. İkinci önemli dünit oluşumları Bursa-Orhaneli ultrabazik masifi içerisinde bulunmaktadır.



Şekil 1. Türkiye Yüzeylenen Ofiyolitik Kütleler
MTA Genel Müdürlüğü'nün bu bölgede dünitlerin ekonomik değerlerini araştırmak için bir proje yapmıştır. Sayın (1989) tarafından yapılan etüd ile Orhaneli kuzeyindeki ultrabazik masif içerisinde dünit zonları ayırt edilmeye çalışılmış ve sahada 5 milyar tonun üzerinde bir rezerv ortaya çıkartılmıştır. Bu dünitler % 45'in üzerinde MgO içermekte ve refrakterlik dereceleri de (PCE>31) yüksektir. Üçüncü önemli dünit zuhurları da Adana-Karsantı (Kızılyüksek) ultrabazik masifi içerisinde yeralmaktadır. Akın (1987) bu yörede krom rezervlerinin araştırılmasına yönelik yaptığı çalışmalarda oldukça büyük miktarlarda dünit yayılımlarından bahsedilmektedir.
Çalışma sahasında yüzey mostralarından ve sondajlardan alınan birkaç numunenin kimyasal analizi aşağıda verilmiştir.
Tablo 4. Adana-Karsantı (Kızılyüksek) Yöresine Ait Analiz Sonuçları


Numune No

SiO2

MgO

Al2O3

Cr2O3

Toplam Fe2O3

KA-22/113

-

45,4

1,0

1,0

8,7

KA-22/109

-

45,7

1,1

1,3

8,0

KA-22/54

-

45,3

1,1

1,7

7,8

KA-22/60

-

45,9

1,1

2,5

7,6

KA-21/33

34,4

45,8

0,9

2,2

7,3

KA-20/22

33,8

45,7

0,9

3,4

7,7

KA-3/31

35,1

45,5

0,9

1,5

8,0

M.T.A Genel Müdürlüğü Teknoloji Laboratuvarlarında incelenen numunelerin refrakter ve döküm sanayilerinde hammadde olarak kullanılabileceği saptanmıştır. Kızılyüksek'teki dünitlerin yaklaşık 50 km2'lik bir alanı kapladığı ve yapılan sondajlarla da kalınlıklarının 400 m'den fazla olduğu ortaya çıkartılmıştır. Bu durumda yöredeki dünitin milyarlarca ton rezerve sahip olduğu aşıkardır.


Bu çalışmalardan sonra ve olivinin kullanılacağı sektörlerin Türkiye’de bulunması ve gelecekte ülkemizde kullanımının artacağı düşünülerek ve yukarıda sözü edilen çalışmalar da incelenerek 1995 yılında MTA Genel Müdürlüğü, Maden Etüt Dairesi bünyesinde Türkiye’de ki olivin potansiyelini ortaya çıkarmak ve sanayiye tanıtmak amacı ile “Türkiye Olivin Aramaları Projesisi” adı altında bir proje hazırlanmıştır. 1996 yılında uygulamaya konulan proje üç yıl sürmüş ve 1998 yılında bitirilmiştir. Bu proje kapsamında Bursa–Kütahya-Eskişehir–Muğla–Adana–Mersin–Konya–Karaman–Isparta-Burdur, yörelerinde yüzeylenen ofiyolitler olivin yönüyle incelenmiştir.
Yapılan çalışmalar sonucunda Bursa-Orhaneli, Muğla-Köyceğiz, Adana-Pozantı, Konya-Meram yörelerinde kullanıma uygun dünit kütleleri belirlenmiştir. Bu bölgelerdeki olivin potansiyelinin gelecekte Türkiye gereksinimini fazlası ile karşılayacak düzeyde olduğu belirlenmiştir.

Bu bölgelerdeki dünitlerden alınan örneklerin analiz sonuçları şöyledir (Ağrılı, 1999):




Bursa – Orhaneli yöresi:
MgO : % 43.6 – 50.3

Fe2O3 : % 7-9

SiO2 : % 36.8 – 40.2

Al2O3 : % 0.2 – 0.4

Ateş Kaybı : % 0.8 – 11
Dünitler % 90 – 94 arasında olivin içermektedir.


Muğla – Köyceğiz yöresi:
MgO : % 45.5 – 49.9

Fe2O3 : % 7 -10

SiO2 : % 37.5 – 40.5

Al2O3 : % 0.5 – 2.15

Ateş Kaybı : % 0.8 - 4
Dünitler % 90 civarında olivin içermektedir.

Şu anda Türkiye’de A.K.D.A Mad. San. A.Ş. nin pazarlamasını yaptığı ve BEYKROM Mad. San. A.Ş. nin üreticiliğini yaptığı organik olarak bağlı şirketler Konya-Beyşehir-Çamlık bölgesinde olivin üretimi yapmaktadır. 1999 yılından beri anılan sahada üretim yapılmaktadır ve yurt içinde pazarın % 95’ini karşılamaktadır.


Üretilen olivinin özellikleri ise şöyledir:

MgO : % 45.8

Fe2O3 : % 8.9

SiO2 : % 40.9

Al2O3 : % 0.37

Na2O : % 0.05

K2O : % 0.002

P, S, As, Cr, Ni, Cu : 0.054

Ateş Kaybı : Max. % 1.5

Ergime Sıcaklığı : 1760 oC

Sertlik : 6.5 (Mohs)

Yoğunluk : 2.8 gr/cm3

Hammaddenin pazara sunum şekli aşagıdaki gibidir:





DBA-2000-7

DBA-2000-12

DBA-2000-20

DBA-2000-30

DBA-2000-70

Tane Boyutu

0.0 – 0.7 mm.

0.7 – 1.2 mm.

1.2 – 2.0 mm.

2.0 – 3.0 mm.

3.0 – 7.0 mm.

Tic. Satış Şekli

50-1000 kg lık torba

50-1000 kg lık torba

50-1000 kg lık torba

50-1000 kg lık torba

50-1000 kg lık torba

Bundan başka bir girişimci tarafından Muğla-Köyceğiz yöresindeki olivinler işletme aşamasına getirilimiş bulunmaktadır. Konya Krom-Manyezit işletmeleri ise az miktarlarda da olsa yan ürün olarak olivin üretimi yapmaktadır.


Görüleceği gibi 5-6 yıl öncesine kadar pek fazla bilinmeyen olivin ülkemizde üretilmeye ve kullanılmaya başlamış ve geleceğinden ümütli olunan bir hammadde konumuna gelmiştir.
4. SEKİZİNCİ PLAN DÖNEMİNDE BEKLENEN GELİŞMELER VE ÖNERİLER
Türkiye genel anlamda madencilik açısından yaşadığı sorunları olivin madenciliğinde de yaşamaktadır. Gelişmeye açık, potansiyel olarak oldukça fazla bulunan ve son yıllarda üretimide yapılan olivin Avrupa ve dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir hammadde olma yolundadır. Ülkemizde varolan demir-çelik sanayinin kullandığı diğer hammaddelere (dolomit ve manyezit) göre daha ucuz olan bu hammaddenin kullanımının yaygınlaşması, ERDEMİR – İSDEMİR – KARDEMİR gibi fabrikaların dışalım yoluyla olivin sağlamaya başladığı (sinter katkı maddesi olarak) düşünülürse, ekonomik yönden büyük kazançlar sağlayacağı şüphesizdir. Olivinin geleneksel kullanımı dışında dayanıklı boya ve beton yapımında kullanımının yaygınlaşması bu hammaddeye olan talebide artıracaktır.
Devlet destekli Olivin A/S Şirketi sağlanan sübvansiyon ve KDV indirimi ile olivini maliyetinin altında satmakta böylece Türk olivin üreticilerinin piyasada rekabeti zorlaşmaktadır. Bu durumun göz öününe alınarak bazı düzenlemelerin yapılması rekabet gücümüzü artıracaktır.
Türkiye'nin büyük olivin rezervlerine sahip olduğu (Norveç'teki olivin rezervin den daha büyüktür) ve bu olivinlerin sanayide yerini almasının zamanının da artık gelmiş olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Dünya'da özellikle demir-çelik sanayi dalında olivinin dolomite tercih edildiği ve benzer teknoloji ile faaliyette olan ülkemizinde bu yolda adım atması beklenmektedir. Dolomite nazaran ucuz oluşunun yanında maden işletmecilik tekniği de çoğu zaman basittir. Zira olivin konsantre krom elde edilmesi sırasında yan ürün olarak elde edilip ve posa olarak atılmaktadır. Ülkemizdeki olivinler Norveç ve Dünya'da kullanılan olivinlerle karşılaştırıldığında iyi kalitede oldukları anlaşılmaktadır. Zira MgO değerleri % 45'in üzerinde, toplam demir oksit değerleri limit değerlere yakın, Al2O3 değerleri hemen hemen aynı ve ateş kayıpları biraz yüksektir. Ayrıca kullanım alanlarına göre oksit değerlerinde zaman zaman farklılıklar görülebilir. Örneğin bazı tür ateş tuğlası imalinde SiO2 miktarları % 26-41 ve Al2O3 miktarlarında % 2-6 arasında olup, daha düşük sıcaklıkta refrakter yapı ve dolgular imalinde ise MgO miktarı % 41'e kadar inebilir ve Al2O3 değerleri de % 3-8,2 arasında değişebilir.
Diğer taraftan Kızılyüksek, Orhaneli ve Köyceğiz dünit yataklarının limanlara yakın olması, demir-çelik sanayinde kullanılabilme şansını oldukça artırmaktadır. Kızılyüksek sahasının Mersin limanına uzaklığı 140 km, Orhaneli sahasının da Bandırma limanına uzaklığı 80 km'dir. Orhaneli bölgesi dünitleri Karabük ve Ereğli Demir-Çeliğe, Kızılyüksek dünitlerinin de İskenderun Demir-Çelik tesislerine deniz yolu ile gönderilmesi oldukça kolay olacaktır. Ayrıca bu limanlardan dünit ihracatı yapmak da mümkündür. Olivinler, forsteritce zengin olması nedeniyle forsterit tuğlası ve diğer refrakter ateş tuğlası, kimyasal bağlı tuğlalar v.s. imalinde hammadde olarak rahatça kullanılabilir. Ülkemizde refrakter malzemelerin kullanım alanı oldukca büyüktür. Bu sahalardan elde edilen olivinler döküm sanayinde bol miktarda kullanılan kuvars kumunun yerini alabilecek kalitededir. Türkiye'de döküm sanayiinde oldukca büyük miktarlarda olivin kullanılabileceği beklenmektedir.
1995 yılında hazırlanan ve 1996 yılında MTA tarafından uygulamaya konulan proje ile Türkiye’nin bu konudaki eksikliği giderilmeye çalışılmıştır. Bu proje ile Türkiye’deki olivin potansiyeli ortaya konmaya , sanayi kuruluşları ile ilişkiye geçerek bu hammaddenin tanıtımı yapılmaya çalışılmıştır ve iyi sonuçlar alınmaya başlanmıştır.
Olivinle ilgili yapılması gerekli çalışmalar bir kez daha aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
M.T.A., TÜBİTAK başta olmak üzere konu ile ilgili diğer araştırmacı kuruluşlarla işbirliğine gidilmesi, olivin konusunda çalışma yapılması beklenen devlet ve özel müesseselerin, aşağıda belirtilen faaliyetleri daha sıhhatli yapmalarını sağlayacaktır.

a) Literatür Taraması :


Olivinin teknolojik özelliklerinin araştırılması için geniş bir literatür taraması yapılmalıdır. Literatür taraması doğrudan, olivini hammadde olarak sanayide kullanacak devlet ve özel müteşebbisler tarafından yönlendirilmelidir.
b) Arazi Çalışmaları
Türkiye'de oldukça büyük mostralar veren ve sanayii tesisleri ile limanlara yakın bulunan Bursa-Orhaneli, Eskişehir, Muğla-Fethiye-Köycegiz ve Adana-Kızılyüksek ultrabazik masiflerinin detay jeolojik haritaları yapılarak dünitli zonlar ayırt edilmeli, ayrıca rezerve yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
c) Laboratuvar Çalışması :
İkinci adım olarak laboratuvar çalışmaları yapılmalıdır. Özellikle ön teknolojik testler ile olivinin sanayinin hangi dalına daha uygun olabileceği konusunda ilk adım atılacaktır.
d) Araştırma-Geliştirme (AR-GE) Çalışması :
Ön teknolojik çalışmalar yapılırken, her yönüyle AR-GE çalışmalarına hız verilerek olivinin çeşitli kullanım alanları tespit edilmeye çalışılmalıdır. Ayrıca bazı hammadde veya mineraller ile birlikte kullanım yönleri incelenerek yeni mamul malzemeler elde etme yolları araştırılmalıdır. Her araştırmada mevcut malzemenin daha gelişmişi ve kalitesini elde edilmeye çalışılmalıdır.
e) Tesislerde Pilot Çalışmalar
Bir hammaddenin sanayide etkin bir şekilde kullanılabilmesi için yukarıda bahsedilen çalışmaların yapılması kafi değildir. Bu nedenle büyük miktarlarda, örneğin birkaç kamyon olivin üretileceği tesislere götürülerek burada pilot çalışmalara tabi tutulmalıdır. Bu çalışmalardan müsbet sonuç alındıktan sonra, mamül madde artık piyasaya sürülebilir.
Yukarıda belirtilen işlemler hayata geçirildiğinde, olivin hem ülke sanayiinde yerini alacak hem de ihracat şansını yakalamış olacaktır.

KAYNAKLAR DİZİNİ
Ağrılı, H., 1999, Batı Anadolu Bölgesi Olivin Potansiyeli, BAKSEM’99 Bildiri Özleri Kıtabı, s.388-392.

Akın, A.K., 1987, Kızılyüksek-Yataardıç (Karsantı/Adana) Ö.İR.634 No'lu Sahanın Maden Jeolojisi Raporu, Derleme No: 8247, M.T.A.

Bloss, F.D., 1952, Relationship Between Density and Composition in Mol., Percent For Some Solid Sol. Series, Amer. Min. Vol. 37, P.966.

Bowen ve Schairer, J.F., 1935, The System MgO-FeO-SiO2, Amer. Journ. Sci. Ser. 5, Vol. 29, P. 197.

Engin, T. ve Diğerleri, 1986, Kefdağ-Kadin (Guleman-Elazığ) Yöresinin Jeolojisi ve Batı Kef-Doğu Krom Yataklarının Maden Jeolojisi Raporu, Derleme No: 8132, M.T.A.

Griffiths, J., 1989, Industrial Minerals, January, P. 25-35.

Industrial Minerals, 1995 - 1998

Mineral Yearbook, 1990, Industrial Reviews, United States Department of the Interior Bureau of Mines. Olerud, S., 1993, Industrial Minerals, April, P. 55-57, P. 82-83.

Sayın, Ş. A., 1989, Bursa-Orhaneli Kuzeyindeki Ultrabazik Kayaçlarındaki Olivinlerin Etüdü, Dergi No:, M.T.A.

Sayın, Ş. A., 1995, Refrakter Sanayii Hammaddeleri (Olivin), VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı ÖİK Raporu, s. 170-191.

Skillen, A., 1995, Olivine, Long live the evolution, Industrial Min., Feb., pp.23-31.

Tilley, C.E., 1936, Eulysites and Related Rock Types, Min. Mag., Vol: 24, P. 331.



Türk Standartları Enstitüsü (TSE), Olivin-Refrakter Sanayinde Kullanılan, Dosya No: B.02.2. TSE 0.11.03.07.


Yüklə 1,24 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin