Tablo 20: Kendinizi ‘dindarlık’ açısından nasıl görüyorsunuz? -
Değişken
|
Sayı
|
Yüzde
|
Yüksek
|
83
|
7.0
|
Ortanın üstü
|
237
|
20.1
|
Orta
|
593
|
50.2
|
Ortanın altı
|
73
|
6.2
|
Düşük
|
134
|
11.4
|
Cevapsız
|
60
|
5.1
|
Toplam
|
1180
|
100.0
|
Tablo 19’daki verilerden, bir medya aracı olarak Gözyaşı FM’in insanların özel dini duygu, bilgi ve davranış dünyasının değişimine önemli katkılar sağladığı anlaşılmaktadır. Acaba insanların Gözyaşı FM’i dinlemek suretiyle yaşadıklarını ifade ettikleri dini değişim süreciyle birlikte, kendileri hakkındaki dindarlık algıları nasıldır? Dinleyicilerin % 27.1’i (yüksek ve ortanın üstü) kendilerini ‘yüksek düzeyde dindar’ olarak algılarken, % 50.2’si (orta) kendilerini ‘normal dindar’ olarak algıladıklarını ifade etmektedir. Radyo dinleyicilerinin % 17.8’i ise (ortanın altı ve düşük) kendilerinin dindarlık düzeylerini ‘düşük’ olarak algıladıklarını söylemektedir.
Bilindiği gibi, dindarlık algısı subjektif bir algı ve kabule dayanır. Psikolojik açıdan durum böyle iken, sosyolojik olarak belli somut göstergeleri olsa da, dindarlık bütünüyle somut gösterge ve ölçülerle değerlendirilebilen bir özellik değildir. Bu bağlamda, dindarlık algısının yüksekliği bireylerin kendine olan güveni ve mutluluğu için psikolojik anlamda önemli olmakla birlikte, sosyolojik anlamda kişilerin dindarlık düzeylerini tespit etmek zordur.Bunun iki nedeni vardır: Birincisi, insanların kendine ait dindarlık algısı ne kadar yüksek olsa da, insanların bunu dile getirmesi ‘dini gelenekte’ doğru bir tutum ve davranış olarak kabul edilmemektedir9. Çünkü insan davranışı çözümlemesinde de asıl olan niyet veya amaçtır(Gen. bilgi için bkz:Freedman ve diğerleri,1998;94 ve235). İnsan davranışına içkin olan niyet ve amacı da sadece Tanrı bilmektedir. İkincisi ise, dinler doğası gereği samimiyeti ve alçak gönüllülüğü öğütlediği için, kişinin dindarlık algısı ne kadar yüksek olursa olsun, dindar kimseler kendilerinin ‘iyi bir dindar’ olduğunu değil, ‘günahkar’ve ‘aciz bir kul’ olduğunu ifade ederler. Bu noktanın, mistik bir dünya görüşü çerçevesinde yayın yapan Gözyaşı FM dinleyicilerinin dindarlık algısı üzerinde daha da etkili olacağı aşikardır. Ayrıca, modern dünyanın meydan okuyucu ve dine karşı tehditkar tavrından dolayı, insanların gündelik hayatlarını kurarken dini inanç ve uygulamalardan görece uzak kaldıkları duygusuyla, kendilerinin dindarlık algı düzeylerini düşük görebilecekleri bir başka açıklama biçimi olarak kabul edilebilir. Yapılan izahlar sonucunda Tablo 20’deki verilerin dağılım oranlarının daha açıklayıcı olacağı aşikardır.
Tablo 21: Kendinizi Gözyaşı FM’in bir ferdi olarak görüyor musunuz?
-
Değişken
|
Sayı
|
Yüzde
|
Evet
|
1058
|
89.7
|
Hayır
|
100
|
8.6
|
Cevapsız
|
22
|
1.9
|
Toplam
|
1180
|
100.0
|
Mc Luhan, kitle iletişiminin yarattığı tarihi değişim helezonunda insanların liderlerini, din adamlarını veya şamanlarını dinlemek için hep beraber köy meydanına toplanan kabile topluluklarına benzer, ancak ondan daha farklı ve daha yüksek seviyedeki bir duruma döndüğünü söylüyordu. Artık insanlar işitsel ve görsel iletişimin oluşturduğu ‘global village/dünya köyü’nün üyeleri haline geldiğine göre(Sözen,1997;27-31), yeni dünyanın global köyü içinde iletişim araçları, modern süreçlerin ortaya çıkardığı gelişmelerin yanında, yine Mc Luhan’ın ifadesiyle ‘dünyanın istenmeyen ve tehlikeli görüntülerini’ taşımakta ve umulmadık değişim süreçlerini hazırlamaktadır. Bunlardan biri de medyanın ürettiği çoğulcu talepler çerçevesinde medyanın dinin emrine verilmesiydi. Bu şekilde ortaya çıkan dini medya geleneğinin en baskın özelliği, popüler kültürün ürettiği yeni ilgi ve talepler aracılığıyla yeni toplumsallıkların oluşmasına zemin hazırlamasıydı.
1970’lerden sonra öne çıkan medya dindarlığı, insanların modern dünyada kişisel kimlik ve sosyal güvenlik duygusu arayışına karşılık gelmekteydi. Örneğin 1968 de gençlik, daha çok bir dini cemaat havasını simgeleyen Rock’n Roll müzik kültürünün havasını yaşıyordu. Başka bir ifade ile, Rock konseri bir cemaat (ayini) idi. Cemaatin içinde yaşanan hal, elektronik araçlarla desteklenen bir cemaatin/kitlenin kendisine rahatsızlık veren ve huzursuz eden ‘durum’lardan kurtulmak için sürekli bir duygusal zevk arayışını sembolize ediyordu. İnsanlar, bu dönemde resmi iletişim araçlarına kayıtsız kaldığı gibi, dini kurum ve mesajlara da kapısını ‘kapalı’ tutuyordu. Ayrıca 1960’ların sonlarına doğru, sınıflarda sosyolojiye giriş derslerinde organize din sorunu görmezden gelinerek, sosyal hayatta olan bitenlere tepki gösteriliyordu. Değişik bir ifade biçimi ile, din güncel hayatla ve konularla ilgili görülmüyordu. 1960’ların sonlarında gençlik içinde yaygınlaşan ‘duygusal yönelim ve arzu’, 1970’lerde yavanlaştı. İnsanlar, çözülme, sinisizm(synicism), ‘öteki’ ile asgari ilişki ve gündelik hayatta karşılaşılan güçlüklerle mücadele yöntemi hakkında konuşuyordu. 1980’lerden sonra sosyal nedenlere dayalı açıklamalar ve aktivizme bağlılık birden bire geriledi. İnsanlar, somut sorunları aşmak veya onlardan kurtulmak için daha kişisel/özel şeylere, dolayısıyla yeni dini deneyimlere yöneldi. Bütün dünyada gözlemlenen yeni dini hareketler, basit, kişisel/duygusal ihtiyacı karşılayacak bir inanç sistemi bulma arzusunun yansıması iken; yeni dini liderler de, gündelik hayatta gerçek bir farklılık yaratacak yeni bir hareket arayan sadık bağlıların oluşturduğu cemaat yapılarının önderleri oldular(Altheide ve Snow,1991;205).
1980 sonrası ortaya çıkan her yeni cemaat yapısı oluşumunu, büyük ölçüde kitle iletişim araçlarına borçlu olduğu için, Gözyaşı FM’in dinleyicilerini de yeni bir dini cemaat olarak kabul edebiliriz. Nitekim Tablo 21’in verilerden, dinleyicilerin Gözyaşı FM’in sunduğu mesajları, kişisel, duygusal ihtiyaçlarını karşıladıkları bir ‘inanç sistemi’ gibi algıladıkları ve kendilerini büyük ölçüde radyonun bir üyesi olarak gördükleri anlaşılmaktadır. Çünkü karşılıklı etkileşim içinde, Gözyaşı FM’in yayınları ile dinleyicilerin inanç, değer ve davranışlarının büyük ölçüde denklik/paralellik arz etmesi, radyo ile dinleyicilerin homojen bir grup özelliği taşıdıklarının göstergesi olmaktadır.
Tablo 22: Kendinizi Gözyaşı FM’in bir ferdi olarak görmenizde etkili olan faktör nedir?
-
Değişken
|
Sayı
|
Yüzde
|
Çok güzel bir radyo olması
|
192
|
16.3
|
H.Akten’i kendime yakın hissetmem sebebiyle
|
111
|
9.4
|
Dini radyo olması sebebiyle
|
275
|
23.3
|
Kendimi Gözyaşı ailesinin bir ferdi olarak görmem sebebiyle
|
203
|
17.2
|
Hayata bakış açımı değiştirmesi sebebiyle
|
294
|
24.9
|
Cevapsız
|
105
|
8.9
|
Toplam
|
1180
|
100.0
|
Dini radyoların tercih edilme nedenlerini tartışırken, eğitim ve bilgi edinme ihtiyacı yanında, esas etkenin duygusal ihtiyaç ve ilgilerin oluşturduğuna dikkat çekilmiş ve tablo 17’deki verilerin de bu kanaati destekler nitelikte olduğu tesbit edilmişti. Ortak duygu ve ilgilerin bir grup dinamiği yaratmadaki rolü bilinen bir gerçektir. Bir grubu meydana getiren bütün üyelerin bir birlerini sevmesi ve güçlü bir şekilde gruba ‘bağlı olması’, grup edimini oluşturur ve güçlendirir. Böyle bir grupta moral ve güdülenme düzeyi yüksek iken, grup edimini olumsuz yönde etkileyebilecek çatışma ve ayrışmalara karşı baskılar güçlü olacaktır. Grubun bu niteliğine ‘sargınlık’ adı verilir. Üyelerin birbirlerine ve gruba bağlılığı arttıkça, grubun amaçlarını paylaşma düzeyleri ve grup sargınlığı artar( Freedman ve Diğerleri,1998;565). Tablo 17 ile 22’nin verileri birlikte düşünüldüğünde, duygusal temelde sevginin ve inançsal bağlılığın oluşturduğu ‘aidiyet ’ve ‘kardeşlik duygusu’ etrafında gittikçe güçlenen sargınlıkla Gözyaşı FM, bir ‘grup/cemaat organizasyonunu andırmaktadır. Grup ediminin güçlülüğü, bir başka yönüyle, diğer toplum kesimlerinden farklı olma duygusunu ve gündelik hayat tarzını yeniden kurgulama arzusunu beraberinde getirmektedir. Çünkü Tablo 17’nin verilerine göre Haşim Akten’in programlarını izleme nedenleri arasında en yüksek oranı teşkil eden ve ‘öğrendiklerimi hayatıma uygulamaya çalışıyorum’(% 32.2) tarzında bir sonucu ortaya çıkaran radyo etkisi; yine Tablo 22’nin verilerine göre, kendisini Gözyaşı FM’in bir üyesi olarak görme nedenleri arasında en yüksek oranları temsil eden cevaplar, -‘hayata bakış açımı değiştirmesi sebebiyle’(% 24.9), ‘dini bir radyo olması sebebiyle’ (% 23.3)- Gözyaşı FM’in ‘dini bir grup sargınlığı’ meydana getirmede son derece başarılı olduğu ve farklı bir dindarlık oluşumunun ip uçlarını verdiği söylenebilir. Çünkü onlar modern kentlerin sofistike ilişki ağını reddeden veya aşmaya eğilimli, dinin temel umdelerini koruyan, dini ibadet ve ritüeller tarafından desteklenen cemaat duygusunu pekiştiren ‘sosyal bir aile’yi temsil etmektedir. Radyo aracılığı ve cemaat duygusuyla toplumda ‘kendileri gibi olan’ diğer insanlarla sıkı bir ilişki ve grup dayanışmasına yönlendirilmekte, bireylerin kişisel kimlik ve güvenlik ihtiyacı böylece karşılanmaktadır.
Tablo 23: Sıkıntıya düştüğünüz bir anda Gözyaşı FM’i dinleyerek
psikolojik açıdan rahatladığınız zamanlar oldu mu?
-
Değişken
|
Sayı
|
Yüzde
|
Evet
|
1080
|
91.5
|
Hayır
|
77
|
6.5
|
Cevapsız
|
23
|
2.0
|
Toplam
|
1180
|
100.0
|
Modern dünyada ekonomik hayatın kendi ilkelerine göre işleyişi, iktidar aygıtının güven telkin edici durumdan görece uzak kalması, bilim ve teknolojinin vadettiği parlak bir gelecek beklentisinin umutları kırması, eğitim hayatının iyi bir yaşam imkanı sağlamak amacıyla bireyleri yerinden oynatması, eğlence ve tüketim toplumunun yarattığı kitle kültürünün insanı ‘moral’ açıdan ‘savunmasız’ bırakması insanları yeni arayışlara yöneltmektedir. Çünkü, insanlar kendilerine vadedilen mutlu ve müreffeh bir hayat kurma-sürdürme idealine rağmen, kurumsallaşan modern hayat tarzının sürekli yeni sorunlar üreterek gündelik hayatı çekilmez kılması karşısında, kendilerine rahatsızlık ve huzursuzluk veren ‘durum’lardan kurtulmak için farklı duygusal ve moral ‘arayış’lara yönelmektedir.
Bireysel ve toplumsal hayatta karşılaşılan sorunlar veya onların üstesinden gelinmesi için referans verilen bilgi ve değer sistemlerinin temel insani sorunları çözmede yetersiz kalması, artık sorunları sosyal nedenlere dayalı açıklama ihtiyacını ve bu nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik aktivist proje ve ideolojilere olan ilgiyi giderek azaltmaktadır. Sorun olma vasfını sürdüren durumlar karşısında değişen toplumsal şartlar, toplumsal katmanlardaki hareketlilik, özellikle dini ve moral sınırları harekete geçirmekte gecikmemiştir. Yeniden gündeme gelen dini ve moral değerler, yaşanmakta olan değişimin sancılarını dindirmede, hayatın stres ve sıkıntılarını azaltma ve dindirmede, adeta yeni bir ümit kaynağı olmaya başlamıştır. Bütün dünyada gözlemlenen dine ve metafizik öğretilere yeniden dönüş çabaları ve ortaya çıkan yeni hareketlerin, bireylere kişisel bir kimlik ve yeni bir sosyal güvenlik duygusu kazandırmada daha başarılı olduğu önceden ifade edilmişti.
Batılı anlamda, din adamı huzurunda ve mabet ortamında bireylerin samimi bir ‘itiraf’la suçlarından arınarak rahat ve huzura kavuşma halini ödünç alan modern psikiyatr ve kliniklerin, bireysel sorun ve toplumsal sıkıntıları aşma ve telafi etmede din adamının samimiyetini ve mabetlerin sıcaklığını transfer etmede yetersiz kalması sebebiyle, insanlar modern toplumsal kurumların insanı ‘dıştan kuşatan’ yasa ve kuralların ‘zorlayıcı’ etkisi yerine, ‘içten bağlılığı’ esas alan samimi ve sıcak ilişki düzenini kendilerine daha yakın bulmaktadır. Bir anlamda Mc Luhan’ın dikkat çektiği din adamı ve mabet bütünlüğünün yarattığı ortamın dini medya aracılığıyla stüdyoya taşınması, mikrofon başında bulunan –Haşim Akten gibi- radyo kişiliği ile yüz yüze gelen insanlar arasında kurulan duygusal etkileşim, yapılan konuşma, dini sohbet, itiraflar ve sorunları ele alış biçimiyle insanlara gündelik sorunlardan kurtulma/uzaklaşma ve rahatlama seanslarına dönüşmektedir. Tablo 23’deki verilerden (% 91.5 s= 1080) insanların gündelik hayatta karşılaştıkları sorunlar ve sıkıntılardan kurtulmak için radyo ve radyo kişiliği ile etkileşimini sürdürerek psikolojik olarak rahatladığı, Gözyaşı FM’in de bir nevi ‘sağaltım’ işlevi üstlendiği anlaşılmaktadır.
Tablo 24: Gözyaşı FM’i dinleyerek rahatlama hangi sıklıkta gerçekleşiyor?
-
Değişken
|
Sayı
|
Yüzde
|
Her zaman
|
402
|
34.1
|
Çoğu zaman
|
376
|
31.9
|
Ara sıra
|
293
|
24.8
|
Hiçbir zaman
|
77
|
6.5
|
Cevapsız
|
32
|
2.7
|
Toplam
|
1180
|
100.0
|
Tablo 24’deki veriler ise, insanların gündelik hayatın –iş, eğlence ve dinlenme- ritmine, radyo ile gerçekleştirdikleri etkileşim süreçlerinin miktarı ve yaşadıkları kişisel deneyimlerin sıklığı ve yoğunluğuna göre, psikolojik ve moral açıdan bir rahatlama duygusu yaşadıkları anlaşılmaktadır. Radyo aracılığıyla ‘medya imamlığı’ rolünü üstlenen Haşim Akten’in anlattıkları olaylara bakılırsa, dinleyicinin çoğunlukla kendisiyle yüz yüze görüşme talebinde bulunması, kendilerine ‘daha iyi dindar olma’, ‘daha mutlu ve anlamlı bir hayat yaşama’ noktasında çeşitli tavsiye ve öğütlerin verilmesini istemesi, toplumdaki dini ve insani ihtiyaçlar kadar, sorunların da mevcut ve önemli boyutlarda olduğunu göz önüne sermektedir.
D-Medya Dindarlığı ve Haşim Akten
Bu Bölümde dini radyoların mesaj aktarımında en önemli rolü oynayan ve bir radyo kişiliği olarak öne çıkan Haşim Akten’in programlarını dinleme düzeyi ile değişken grupları arasında, medya dindarlığının özellikleri, medya imamlığı ekseninde grup aidiyetinin pekişmesi ve dini bir grup oluşumunun dinamiği, dini liderlik ve dini değişim durumu bağlamında ortaya çıkan farklılıklar irdelenmektedir. Bu sebeple, ilk önce ‘Haşim Akten’i dinleme düzeyi ile yaş, cinsiyet, öğrenim düzeyi, medeni durum, gelir grubu arasındaki ilişkiler; ikinci olarak, Haşim Akten’i dinleme düzeyi ile radyo dinleyicilerinin kendilerini Gözyaşı FM’in bir ferdi olarak görüp görmeme durumunun ortaya çıkardığı ilişki; son olarak da yine Haşim Akten’i dinleme düzeyi ile dinleyicilerin dini hayatlarında deneyimledikleri değişim ilişkisi ile Ki Kare analizine ait veriler sunulmuştur.
-
Tablo 25 : “Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” Sorusuna Verilen Cevaplar ile Yaş Arasındaki İlişki
|
Yaş Grupları
|
Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?
|
Evet
|
Hayır
|
Toplam
|
N
|
%
|
n
|
%
|
n
|
%
|
13 – 17
|
141
|
95.3
|
7
|
4.7
|
148
|
100.0
|
18 – 21
|
190
|
91.3
|
18
|
8.7 *
|
208
|
100.0
|
22 – 26
|
147
|
93.6
|
10
|
6.4
|
157
|
100.0
|
27 – 40
|
369
|
96.9
|
12
|
3.1
|
381
|
100.0
|
41 ve üzeri
|
260
|
97.7
|
6
|
2.3
|
266
|
100.0
|
Toplam
|
1107
|
95.4
|
53
|
4.6
|
1160
|
100.0
|
* χ²: 14.161, s.d. : 4, P : 0.007.
|
Tablo 25 üzerinde yapılan Ki–Kare χ² analizinin sonuçlarına göre, Haşim Akten’in programlarını dinleme oranları ile yaş arasında ilişki olduğu görülmüştür. Buna göre, “Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” sorusuna “hayır” deme oranı % 8.7 ile en çok 18–21 yaş grubunda yoğunlaşmaktadır.
-
Tablo 26 : “Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” Sorusuna Verilen Cevaplar ile Cinsiyet Arasındaki İlişki
|
Cinsiyet
|
Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?
|
Evet
|
Hayır
|
Toplam
|
n
|
%
|
N
|
%
|
N
|
%
|
Erkek
|
177
|
87.6
|
25
|
12.4
|
202
|
100.0
|
Kadın
|
930
|
97.1
|
28
|
2.9
|
958
|
100.0
|
Toplam
|
1107
|
95.4
|
53
|
4.6
|
1160
|
100.0
|
χ² : 32.059, s.d. : 1, P : 0.000.
|
Dostları ilə paylaş: |